25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Şaşkınlığın Bedeli İKTİDARIN dış politikadaki görüntüsü, tam bir şaşkınlık görüntüsüdür. Uç nedeni var bu durumun. Birincisi, genel olarak devlet yönetimindeki de- neyimsizlik. Ikincisi, Türkiye'deki karar alma mekanizmaları konusundaki fütursuzluk. Üçüncüsü, dış politikadaki oyunlan okumaktaki bilgisizlik. Deneyimsizliğin nedenlerini ve etkilerini uzun uzadrya anlatmaya gerekvar mı? Büyük btr dev- leti yönetmede belediye başkanlıklannda, ticaret ve ihale işlerinde edinilmiş deneyimler yeterli olmu- yor. Bu ülkedeki karar alma mekanizmalannı, daha doğrusu çeşitli alanlarda sağlam kararların en iyi nasıl alınabilecegini bilmek için hem cumhuriyetin kuruluş kimyasını, hem de devlet yapısındaki ka- rar alma süreçlerinin fıziğini iyi öğrenmiş olmak ge- rekiyor. Böylesi de, Harbiye ve Mülkiye gibı büyük okullan küçümseyenler için kolay degildir. Dış po- litikada "Çankaya zirvesi" denen, cumhurbaşka- nıyla başbakanın ve genelkurmay başkanıyla dışiş- leri bakanının katıldığı geleneksel mekanizma bo- şuna oluşmadı. Dış potitikadaki oyunlan doğru okumak ise birfut- bol takımı teknik direktörünün sahadaki oyunu "iyi okuması"ndan pek farklı sayılmaz. Hem başvuru- labilecek bütün taktiklen iyi öğreneceksiniz, hem de karşı tarafın güçlü yönleri kadar kendi takımını- zın zayıf yanlannı iyi bileceksiniz. Irak'a asker gönderme işinde, Ankara'daki hükü- metin içteki meşruluk ve dıştaki borçluluk açıla- nndan ABD'nin sürekli desteğine muhtaç oluşu VVashington'ın şimdiki iktidarkarşısındaen etkili ko- zu değil mi? Durum böyieyken, daha başlangıç günlerinden beri "Gerekirse asker de veririz" de- mek, başkalannın çıkarlan için "kullanılmaya teş- ne olmak" degildir de nedir? "Stratejik ortaklık iliş- kilehni siz bozdunuz" diyerek Ankara hükümetine ve Istanbul medyasına kompleks veren Amerika- lılar, bu kompleksin ezikliğiyte ve stratejik ortaklığı canlandırma hevesiyie yeniden asker göndermek- ten söz edenler karşısında memnunlukla ellerini ovuşturacaktır elbet. Bu onların gücü. Ya AKP iktıdannın zayıflığı? Bu yeni sunuş halka, pariamentoya ve askere na- sıl benimsetilecek? "Asker, Bağdat yakınlarındaki terörlü yeıiere değil, güneye, uysal Şiilerin bölge- sine gidecek, eski Osmanlı topraklannda bayrak gösterecek" demek yeter mi? Direniş oralara bu- laşırsa n'olacak? Türkiye'nin çıkan, terörist yuva- lanmaya karşı Kuzey Irak'ı askeri denetim altında tutmaktı; ne yaptıkları ve yapacaklan hâlâ belirsiz Amerikalılara oralan bırakıp neresinde nasıl olursa olsun Irak'ta yanlış bir savaş sonrasının işgalcile- rine katılmak yakışık alır mı? Şaşkınlığın böyle bir bedelini kendine yakıştınmak için yalnız aklını değil, onurunu da peynir ekmek- le yemiş olmak gerekir. Son aylarda gururu iyice incinen birTürkiye'de buna "evet" diyecek pek az sivil ve asker bulunur. Avrupa Birliği ve Türkiye Oostlander Raporu'nda olduğu gibi, AB'nin yetkili sözcüleri de sürekli olarak Türk Ordusu ile uğraşmakta, onun etkirüiğini tümüyle azaltmak istemektedirler. Neden? Çünkü AB'nin ulusal çıkarlanmızla, onurumuzla, gerçek- lerimizle bağdaşmayan, haksız isteklerine hayır diyebilen tek tutarlı kuruluş Ordu da onun için. Prof. Dr. Suna KİLİ Boğaziçi Üniversitesi A B sözcülerinin binyıldırbu iki zıt geleneğin çar- Türkiye'ye olum- suz yaklaşımlann- da kültür konusu- nıın da yer aldığı- www.ogzala.com Tel: 0.212. 293 91 95 252 30 39TRANS KAÇKAR 25: kaçkar dağı geçişi Temmuz ve Ağustos aylarında her hafta günübirlik.doğa yürüyüşleri için arayınız. nı görüyoruz. Bu sözcülerin de- ğerlendırmeleri büyük ölçüde Oostlander Raporundaki yakla- şırnı paylaşmaktadır. Önce bir konuyu açıklığa ka- vuşturahm. AB'nin, "bütünsd- lik" içinde "farkhlığa" da yer açan kültürel yaklaşımı ne idi? Din, bu bağlamda Hınstiyanlık ve "ırkçı'' değerlerbütünleşririci de- ğil, bölücü olduğundan AB süre- cinin ilk aşamasında bu "Bnüğe" yön veren ve II. Dünya Sava- şı'nın tüm acılannı gören, yaşa- yan Avrupah devlet adamlannın daha hoşgörülü bir tutum içinde olduğuna tanık oluyoruz. ABnin siyasasına egemen olması gere- ken yaklaşım Avrupa'nın Aydın- lanma sürecınin değerleridır, hü- manist değerlerdir. Bu yaklaşım- da Tann egemenliği anlayışı ye- rine "insan"ın ve onun haklan- nın üstünlüğü görüşü benimsen- mektedir. Hıristiyan dininın üs- tünlüğü anlayışı, yerini "insanb- ğm" ve "insani değerlerin" üstün- lüğune bırakmıştır. Boylece. "Av- rupa küJtürünün birleştirid, bii- tünkştirici öğeleri insan, insan- cıl, hümanist değerler ve insan haklandır. Böyle olması da gere- kir. Ancak AB'nin zaman zaman ve son yıOarda da neredeyse sü- rekMk kazanan, AB sözcüleri- nin ve AB raporlannda yer alan bağnaz. dışla\ıcı yorum ve tutum- lara da rastiıyoruz. Bu bağnazhk- tan Türkrv e de nasibini abnakta- dır. Bu bağnazlığın kökenini Cum- huriyet'teki çeşitli yazılanmda irdelemiştim. Yineleyelim: Bu bağnazlığın kökenini. Batı uy- garlığının, deyim yerindeyse, "bö- lünmüş" kişiliğinde aramak ge- rekir. Batı uygarlığının "ildye" bölünmüşlüğü tarihsel olarak iki farklı, iki zıt geleneğin ürünü ol- masından kaynaklanmaktadır. Bu zıt geleneğin birinı Yunan-Ro- ma (Graeko-Roman), öbürünü de Muse\i-Hıristiyan (Judeo- Christıan) olarak tammlayabili- riz. Birinci gelenek hümanist, la- ik ve usçu gelenektir. tkincisi ise öbür dünyaya ağırlık veren, mis- tik ve dinsel ınançla ve bağnaz- lığa yol açan gelenektir. Batı, iki pışmasına, zaman zaman da bi- rinin öbürünü alt etmesine tanık olmuştur. Burada şaşırtıcı olan ve üzerinde durulması gereken Arie Oostlander'ın "meşhur(!) Raporunda buiki7*geieneğe yer vermesidir. raporu 1un "Bntiğm" sıyasal değerlerine yer verdiği bölümde Ooslander şöyle demek- tedir. Birliğin inandıjı, Birliğin dayandığı değcrier "Judeo-Hris- tiyan" ve hümanist toplum değer- leridir. Avrupa Parlamentosu adı- nahazırladığı Türkiye Raporu'n- da Oostlander tam bir bilimsel aymazlık, çelişki ve bağnazlık içindedir. Tarihini. Avrupa'nın Aydınlanma değerlerini unutmu- şa benzemektedir. Bu değerlen saptırmaktadır. Aydınlanma de- ğerleri içinde "dinsel'' değerlerin yeri yoktur. Oostlander Batı'ya musallat "bölünmüş" siyasal ve kültürel kişılığı kendi yazdıkla- nyla da ortaya koymuştur. İnsan haklan. "KopenhagKriteıkrî'nin egemen oldugunu savlayan AB ve bu bağlamda daha da etkin bir konuma gelmeye çahşan Avrupa Parlamentosu'nun bir sözcüsü- nün dinsel kriterleri gündeme ge- tirişi en azından kaygı vericidir. AB Komisyonu Başkanı Jac- quesDek>rsun 1989'dabelirtti- ği gibi AB" yi bir "Hnistiyan Ku- lübü" gibi gören görüşlere za- man zaman tanık oluyoruz. O dönemde Jacques Delors'un yar- dımcısı MartinBangeman'ın da söyledikleri ilginçtir: "Gericigüç- ler canlanma gösterirse, Türki- ye'nin entegrasyonda yer al- masıgüçleşecektir. Ancak biz Av- rupahlann kendi kültürel kinüi- ğtrnizvar": (Cumhuriyet, 1 Ma- yıs 1990). Türkiye birçok neden dışında kültürel nedenle de dışlanıyor. Türkiye "01610" oluyor. Dinsel öğeyi öne çıkararak AB kurulu- şuna neden olan yaklaşımdan uzaklaşıyor, Hıristiyan, dinsel de- ğerler, belli bir dine bağlı olan- lara ayncalık sağlayan değerler- le hümanist değerler bağdaşmı- yor. Batı, yüzyıllar boyunca bu- nun savaşımını vermiş ve Aydın- lanma Devrimi ile insan, insan haklan ve insancı değerler din- sel değerlerin yerini almışt. Oost- lander kendi tarihini ve Avru- pa'da 200 yü önce gerçekleşen Ay- dınlanma Devrimi'nin degerleri- nin ayırdında değil. Oosdander'in raporu yukanda açıklamaya ça- hşöğnn, Baü uygarhğma "musal- lat'' ikiye bölünmüşlüğün somut bir belğesklir. AB'nin Türkiye'ye tutumuna koşut bir yaklaşımı sergilediği ve AB sözcüleri hâlâ aynı görüş- leri ortaya koyduğu için Oostlan- der Raporu'nun bazı bölümleri- nin yeniden ıncelenmesini ge- rekmektedir. Örneğın, *Rapor"un 15. sayfasmda Oostlander, AB'ye katılacak "yeniülke'' yurttaşlan- nın ve bu bağlamda tüm AB yurt- taşlannın özgürlük içinde yaşa- düdanna, tüm siyasal kriterleri yerine getirdiklerine ve Türki- ye'nin henüz bu siyasal kriterle- ri tamamlamadığına işaret edı- yor. Oostiander'in bu doğrultu- dakitüracefcri AB'nin Türkhç'ye uygaladığı 'çifte standard'm bir başka somut örnegidir. Şö\1e ki 2004yıhndaAB'ye kaülacak olan Hstoma%« Letonya'nminsan hak- lan konusunda ciddi sonınlan vanbr. Her iki ülkedeki yasalar 0 ülkelerde yaşayan ve genelde nü- fusun %20 sini oluşturan Rusla- ra vatandaşlık haklannı vermi- yor. Letonya'da Rusça bilen in- san sayısı, Letonca bilen insan sayısından daha fazla. Yurttaşlık için başvuru yapan kişi hem mer- kezi bir dil sınavına ve hem de anayasa sınavına tabi tutuluyor. (Bu durum, Başkan Kennedy ön- cesi, .\BD'nin bazı güney eyalet- lerinde oyunu kullanabılmesı için zencüere uygulanan sisteme ben- ziyor.) Bu sınavlar çoğu Rus için çok zor olduğundan Ruslar yurt- taşlık haklanndan yoksun bırakı- lıyor. Oylannı kullanamıyorlar. AB, Estonya, özellikle Leton- ya'nın insan haklan konusunda bazı ciddı sorunlan olmasını bil- mesine karşın, bu ülkelere hoş görülü davranıyor ve bir süreç içinde bu sorunu çözmesini umut ettiğine işaret ediyor. Öte yan- dan bazı Avrupa ülkekrinde in- san haklannın açıkça ihlal edikn- ği bir başka konu da Laponlar Oe ilgin. Laponlar Fınbuıdiya, Nor- veç, Rusya ve özellikle ts>eç'te ulusal ve kültürel bakımdan ezil- mektedirier. Oostlander Raporu'nda üze- rinde durulması gereken pek çok olumsuz,gerçek dışı tümcelerin yalnızca bir kaçını daha sırala- makla yerineceğiz: Bazı Avrupa ülkelerinde benzerkuruhışlann ol- masına karşın, Milli Güvenlik Kurulu'nun yetkilerini kısmak, Kıbns Türk halkının can güven- cesi olan orduyu adadan çekmek, Türkçeden başka dillenn zorun- lu eğitım dilı olmasını sağlamak, Kıbns sorununun çözümü ve Er- menistan ile ilişkilerin normalleş- mesi gibi. Ve bu konulann tümü "Kopenhag Kriterleri''nin yeri- ne getirilmesi çerçevesinde değer- lendiriliyor! Onu güçsüz kılacak her türlü ödünü kabul ettirdikten sonra, o da belki, AB Türkiye'ye kapısı- nı açacak. Cumhuriyetçi değer- lerini yitirmiş, onu güçlü kılan tüm kuruluşlan etkisizleştirilmiş, kimliğini yitirmiş bir Türkiye'nin AB üyeliğinin anlamı olur mu? Oostlander Raporu'nda oldu- ğu gibi, AB'nin yetkili sözcüle- ri de sürekli olarak Türk Ordusu ile uğraşmakta, onun etkinliğini tümüyle azaltmak istemektedir- ler. Neden? Çünkü AB'nin ulu- sal çıkarlanmızla. onurumuzla, gerçeklerimizle bağdaşmayan, haksız isteklerine hayır diyebilen tek tutarlı kuruluş Ordu da onun için. Türk Ordusu siyasal iktidara talip degildir Türk Ordusu ana- yasal, demokratik ve laik düze- ne bağhdır. Türk Ordusu cumhu- riyetçidir. Türk Ordusu dine kar- şı değil, dinin siyasette yer ahna- sına karşıdır. Türk Ordusunun ta- şıdığı özellikler, Cumhuriyet'ten yana. gerçek demokrasıden yana, uygarlıktan yana. Atatürk'ten ya- na büyük çoğunluğumuzun inan- dığı. uğrunda savaşıma hazır ol- duğumuz değerlerdir. Sonuç; b^; AB üyeliğini yad- sımıyoruz. AB'ye üye olmak is- tiyoruz. Ancak güçlü, onurlu bir devlet ve ulus konumumuzu ko- ruyarak bu üyelıği istiyoruz. Bı- zi güçlü kılan her şeyi elimizden almak isteyen, onurumuzla oyna- yan. kendi Ayduılanma Devn- mi'nin değerlerini ka\Tayama- yan, Batı uygarlığının "bölün- müş kişinğmi" kendi raporunda sergileyen Oostlander ve benze- ri kişilerin görüşleri Türkiye'yi bağlamaz. Biz daha demokratik bir rejimden yanayız: ancak, bu- nu gerçekleştirirken "Cumhuri- yetiÖktürnıek'' istemiyoruz. Işın acısı AB'nin, Batı'nın bu haksız isteklerine içimizden, çeşitli ne- denlerle, destek sağlayabilmesi- dir. Ancak hem Batı ve hem de içi- mizdeki işbirlikçileri unutmama- lıdır ki "Kırvayı MDHye" ruhu öl- memiştir; Atatürk'ün "aydmhk- tan", "uygarhktan" yana devrim- leri ve Atatürkçü düşünce siste- mi yaşamaktadır. Ve ülkemiz insanının büyük çoğunluğu, üzerimizde oynanan oyunlara sonuna kadar direnecek ve bu oyunlan bozacak güçte ve kararhhktadır. Düzettme: Dünbu sayfada çıkan HüseyinAkbulut'un yazısının ıkın- ci paragrannın ilk satınndaki 'kül- türsüzleşme' sözcüğü 'kültürleş- me' olacaktı, düzeltir özür dıleriz. Okurlar bilir. O hep vardı... Yülarca süregelen dinlence alışkanhğı... Artemis Tatil Köyu, 30.000 m2'lik bir alanda denizin hemen kıyısında kuaılmuştur. 112 standart oda ve 6 suit, toplam 232 yatak kapasrtesi, peyzaj düzenlemesiyle ünlü, rengârenk çiçeklerin kokulannı yaydığı tatil köyümüzde tum odalarda balkon, direkt telefon, 3 kanal müzik yayını, minibar, TV ve bazı odalarda klima mevcuttur. Alışvenş yapmak ısteyenter mını çarşımızdan yararlanabılırter. Mıni çım futbol, basketbol. plaj voleyt»lu sahalan, masatenısı, tenıs ve bılardo, ıdeal bir oianak sunuyor.Çocuklar. Artemis Tatil Köyü'nde oyuna ve eğlenceye doyacaklar. Çocuk havuzu, çimle kaph oyun parkı, yan açık atari salonumuz onlara guvenli ve neşeli ortam sunuyor. Kahvaltı ve akşam yemeklennde tatil koyümüzün açık büfesi, her zevke uygun, Turk ve dunya mutfağından zengin seçeneklerte karşınıza çıkıyor. A la Carte Restaurart, Kafeterya, Snack Bar ve Havuz Bar günun her saatı hemetinızdedır. İyi ve mutlu bir tatil geçirmenız dilegiyte... REZERVASYON VE BİLGİ İÇİN Artemis Ören Holiday Resort, Oren-Burtianiye. Tel: 0 266 416 3776 (pbx)Fax: 0 266 416 3226 Web Page: www.artemis.gen.tr n a: r am m ın m n K. B mm w ın 111 n • « SS m l a «. r n ™« m m m « n "™2fflm ıv. Temmuz Her Şey Dahil Fiyalımız İki kişilik odada kişibaşı 95.000.000.- TL 0-12yaş 1. Çocuk Ücretsiz 13-16 yaş 1. Çocuk %50 "advantage üye kuruluşudur" PENCERE Necip Fazri'ın Yobadık' Davası?.. Miyase llknur'un 'Necip Fazıl: Zıt Kutuplarm Mürşidi' adlı dizisi medyamızda'rıad/se' oldu.. 'Cumhuriyet' yine ilginç bir tartışmanın konu- su.. Necip Fazıl'ın adı geçer de tartışmacılar Nâzım Hikmet'i hiç eksik edeıier mi?.. Yeni Şafak yazarı Sadık Albayrak demiş ki: "Solgörüşlü gazetelerde Necip Fazılyobaz ola- rak gösterilirdi, bu yayını takdirie karşılıyorum." Çok güzel... • Insanlık tarihinin koskoca harttası avuç içi kadar bir köşe yazısına nasıl sığar?.. Bal gibi sığari.. Göçerlikten tanm devrimiyle yerleşik düzene ge- çen insan, başını bir dam altına sokunca uygarlı- ğınyolu açıldı.. Sanayi devrimine dek dinci toplum ve devlet dü- zeni sürdü.. 1789, uygarlık tarihinde dönüm noktasıdır. 'Aydınlanma' diye vurgulanan laiklik, demokra- si, insan haklan, hukuk devleti vb. tarihe yazıldı- lar.. Sonra?.. 1917 Devrimi hakça yaşamak özlemiyle gerçek- leştirildi.. Ama yenilgiye uğradı. Yenilgi, tarihsel gerçeği değiştiremez; artık insan aklına hakça yaşamanın bilinci düşmüş, toplum- da eşitliğin ekonomik gereği ışımış, sosyal hukuk devletinin kaçınılmazlığı anlaşılmıştır. 1789 ile 1917 bir üçgenin iki köşesidir.. Peki, bu üçgenin üçüncü köşesinde ne var?.. 1923.. 1789 ile 1917, Batı Hıristiyan dünyasında gerçek- leşen iki devrimdir; 1923 ise Islam coğrafyasında yaşanan 'Aydınlanma Devrimi'dir. Insanlık tarihini özetleyen bu üç devrim hangi şa- iri nereye koyacağımızı bize gösterir; ozanlann kim- hk belgeleri başka türlü saptanamaz... • Nâzım Hikmet şair tutkusuyia 1923'ü de aşarak 1917'nin ufuklannda biçimlenen hakça düzene şi- irinde aşılanmış insanlık ozanıdır; dizelerindeki fel- sefe bu büyük 'hasret'i dile getiriyor. Ya Necip Fazıl?.. "Kaldırımlar şairi" için yaşamının toplam çizgi- sini çektiğimiz zaman ne söyleyebiliriz?.. Kısakürek, dünya görüşünde, 1789 öncesinde- ki dünyanın özlemiyle yanıp tutuşuyor. Dinciliğın felsefesini benliğinin polrtikasına dönüş- türmüştür Necip Fazıl... • Bir şairi sevip sevmemek ayn bir iş... Insanlık tarihinde şairin yerini saptayıp dünya görüşünün altını çizmek ayn bir değerlendirme... 1789 Devrimi'nden önceki dünyanın özleminde 'Aydınlanma Devrimi'ne karşı çıkan bir şairin 'mik- rokozmos'undaki şiirin tartılması erbabına düşer; edebiyatın uzmanlık alanına girer.. Necip Fazıl Kısakürek'in "yobazlıkdavası", 'Ay- dınlanma' karşısında yargılanmasını gerektiren yüklü bir dosyadan oluşuyor. Gereği Düşünüldü Savcı ve yargıç olarak Istanbul ve yurdumuzun çeşitli yerlerinde görev yapan değerli hukukçu Basri Akgiray, yurt gerçekleriru ve siyasal yaşamını da dile getıren anılannı kitaplaştırdı. KUŞADASI • Denize sıfır • Özel plaj • Havuz • Hamam • Sauna • Su sporlan • TV • Klima • Animasyon. YukandabelirtilenfiyatlarrJaKDV dahildir. P.O.B. 140 Yavansu 09402 KUŞADASI - TÜRKİYE t Tel: (256) 622 05 05 (12 ünes) Faks: (256) 622 07 27 6 f l Y E » C l H l İ K - t O D D U M TURKIYl BOORUM'A 17 KM YAKINUKTA, YEŞİLLE MAVİNİN KESİŞTİĞI BALIKÇIKASABASINDA, SESSİZ VE SAKİN DOĞA ORTAMINDA, DENİZE SIFIR, KLİMALI, TVÜ, DENİZ MANZARALI BALKONLU ODALAR, ÇOCUKLAR VE BÜYÜKLER İÇİN YÛZME HAVUZU, SAHİL BAR, BODRUM'A TEKNE-DİSCO VE YARIMADATURLARI İLE HİZMETİNİZDEYİZ. TAM PANSİYON: 50.000.000.-TL. TEL: 0<252) 374 52 43 - 0(252) 374 56 93 FAX: 0(252) 374 50 93 - CEP: 0(546) 596 60 60 HALUK OTEL HERKESE BİR RENK DÛŞTÜ, MAVİ GÖKOVAYA 00A+KAHVALT1 HAZİRAN/EYLÜL TEMMUZ/AĞUSTOS TAM PANSİYON YARIM PANSİYON 25d00.000.-TL 20.000.0W.-TL 15.000.000.-TL 30m000.-TL 25.000.000.-TL 20.000.000.-TL 0-7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR ÜCRETSİZ 7-10 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR %50 İNDİRİMLİ YALI/ÖREN MtLAS MUĞLA Tel: 0 252 532 33 57 - 532 28 96 e-mail: aliatila" hotmail.com MİCHOLAS P A R K H O T E L S ft A P A R T M E N T S • • • Çam ağaçlan içerisinde sıcak bir ortamda tatil yapmak isteyenlere Odalarda Klima, Saç Kurutma, Buzdolabı, Ketıl. "Ölüdenizde özel plaj" Hisarönü-Ölüdeniz 48306-Fethiye Tel: 0 252.616 63 53 - Fax: 0 252 616 63 55 e-mail: nic.parkotel <r superonline.com Belek'teki Eviniz Herşey Dahil S\Y\ ZEYTVEP AİLESI • Aşağıda sıralanan spor ve rekreasvon ımkânlan ile. Suicayağı. paraşut. sörf. jet-ski. deniz bisikletı, katama- ran. kâno, • Beach-vollej. basketbol. tenıs. okçuluk. boccıa. shuffle board. mını futbol. darts. masa tenısı. • Atan. bılardo, akülü arabalar. • 0>un salonu. okey, tavla, satranç \b oyunlar. • Gunduz çeşıtlı aktiMte ve vanşmalar;geceçeşitlieğlence vesahneetkınlıklen lanımasvonı. »Mını kulüp veçocukbüfesi,• 1 kapalı. I açık. 1 kaydıraklı ve 1 çocuk havıızu. • Hamam. sauna. fitness. masaj ve güzelhk iuzmetlen. • Çevrede kıra- lanabılır, at bmme. golf, pamt ball \ b aktıv iteler. • Otel ıçı alışv enş. araba kıralama, bısıklet kıralama ve dok- tor hızmetlen ve • Dıyet bufesınden. uluslararası mutfagına her turlu yıyecek ve ıçecek hızmetlen: • Llusla- rarası ISO 9001-2000 Kalite Belgesı çerçevesınde sunduğu yuksek hızmet standardı. • Yıne uluslararası HACCP Belgesı çerçevesınde sağladığı sağlıklı ve hıjyenık yıyecek-ıçecek üretım ve sunumu, • 2000 yılından ben dünyanın en eskı tur operaiöniDce. her sene layık gbriılduğû en ı>ı "HeTşey Dahil" tesıs ödulu, • 1200 kı- şılıkanasalonve 11 avntoplanüodasındanoluşanKongreMerkezı. »209 0161. P 2 Bungalo*. 16Suıt. 8\ıl- la ve 8 Apart'tan oluşan konaklama ımkânlan, • Uluslararası Alav ı Bayrak" kntenne sahıp denızı, • Sızlen en iyi şekilde ağırlamaya ant ıçmış personelı ile hızmetınızdedır Geçmişteki başanlı hizmetlerimiz geleceğimizin teminandır. Tesısımiz havaalanma 30km. Anlalya \a4Ukm mesatede olup, Anlalya 'ya çıftyollu bağlantıst ile ulaşılması çok kolay bir konumdadır. H O T E L S U N Z E Y N E P TAŞLIBliRlINMEVTdİBELEK-ANTALYA TEL: 90 242 725 41 80 FAX: 90 242 725 42 00 E-MAİL: sunzeynepfa sunzeynep.coni.rr WEB: wwwjunzeynep.com.tr YEŞİL \T MA\İNİN BULUŞTUĞU BODRUM-BİTEZ'de H O T E L N A T U R * * • Kişi Başı Yanm Pansiyon.: 40.000.000.- TL. Sabah Kahvaltısı ve Akşam Yemeği Açık Büfe Odalarda klima, minibar, TV, saç kurutma. balkon, sauna, masaj, fit- ness, tenis, bisiklet, yüzme havuzu, kapalı açık restaurant, bar, snack bar, özel restaurant, engelli odası, eğlence geceleri ve tam gün doktor. Tcl: 0 252 - 36^77 74 (5 H»t), Faks: 0 252 - 363 V 83 »««.naturhotel.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear