25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
"ETEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA JV U J_j 1. U 1 \ kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVİN tLYASOĞLU Festival olmak özelliğiKimi müzikseverlerimiz, artık îs- ambul'da kış ayları boyunca da pek o k iyi solist ve topluluk dinlediğimi- i , dolayısıyla îstanbul Festivali'nin :endine özgü tılsımının giderek azal- iağını söylemekte. Geçen hafta festi- al çerçevesinde dinlediğimiz ıki )«ıemli orkestra ve bir şan resitali, "estıvalin hâlâ taşıdığı ayncahğı or- aya koydu: Bartoli, Minkowski ve [«"ischerden söz etmek istiyorum. 3eçen çarşamba kendisiyle bu sütun- arda bir söyleşi yaptığım mezzosop- •ano Cecilia Bartoli'nin baş döndü- •en yorumundan daha bir süre kurru- amayacağız herhalde. Böylesi kendi- i e güvenen. tüm süslemelerdeki ina- ıılmaz çevikliğine karşın tertemiz vöyleyen bir başka şancı dınlememiş- âm. Aynca kendisiyle ve dinleyiciyle aanşık ta\Ti. yorulmak bilmeden art arda söylediğı şarkılan büyük övgü topladı. Bartoli'den önceki gece din- lediğimiz Louvre ve Grenoble Mü- zikçileri şef Minko\vskTnin yaratıcı yönetiminde "olgun barok-erken klasisizm" renklerini getırmiştı. Bar- tolı'nın konseri de kastrato dağarcı- ğını içerdiğinden ikı gece üst üste 18. yüzyılı yaşamış olduk. Mınkovvski'nın yönettiği konserin ikinci yansında seslendirilen Fransız saray bestecisi ve olgun barok döne- minin başhca temsikilerinden bın olan Jean-Philippe Rameaunun opera ve balelerinden derlediği "L'apotheose de la danse" (Dansın Zirvesi) adlı orkestra süitı özellikle dikkat çekti. Bestecinin en iinlü ope- ra ve balelenni içerdigi gibi, 18. yüz- yılın ikinci yansındaki Fransız müzi- ğini simgeliyordu. Dans adımlanyla bezenmiş moza- ikler incecik işlemelerle bağlanmış- tı. Toplulugun dönem çalgılan ve dö- nem biçemiyle yorumu ve şefin kısa- cık, sevimli açıklamalan aynca kay- da değerdi. tvan Fischer yönetimin- deki Budapeşte Festival Orkestra- sı'ndan Prokofiyef in ve Richard Strauss'un yapıtlannı dinlerken on- ca yıldır bilegeldiğimiz bu çalışma- lara nasıl böylesi bir taze kan sunu- labildiğine tanık olduk. Fischer, Ser- gey Prokofiyef in Klasik Senfo- ni'sinde tüm üfleme grubunu ortaya yerleştirmiş, onlara solistik bir işlev tanımıştı. Prokofiyef in 3. pıyano konçertosundaki solist Toradze'yi nitelüdi piyanistliği kadar, 80'li yıl- lann başında Bolşoy orkestrasıyla ts- panya'ya yaptığı turnede Madrid'in Amerikan elçiliğine sığınmasıyla anımsanz. Böylece Amerikan vatandaşı olan sanatçı, bol notalı 3. konçertoda yıl- lann birikimini ve kendine güvenini kanıtladı. Ivan Fischer. ikinci yanda Güllü Şövalye operasından ikinci val- si, Richard Strauss'un Don Juan sen- fonik şiirini ve Salome operasından Yedi Tül Dansı'nı yönetti. Geniş or- kestranın tüm olanaklannı tam bir post-romantik geleneğine uygunluk içinde kullanıyordu. Bakır ve çalgı- lann tertemiz ve güzel tonu, yaylı çal- gılann birliği, uzun süre kulaklan- mızda kaldı. Osmanlı sarayında müzlk Gerek Minkowski. gerekse Fischer, kendi kurduklan ve yıllardır yönet- tikleri orkestralann başındaydılar. Belki de bu nedenle yorumlan böy- lesine güvenli, böylesine etkileyicıy- di. Kendi topluluklannda her bir üye- nin neyi nereye kadar yapabileceği- nin bilincindeki şefler olarak onlann nabzını yakından tanıyorlardı. tşte Minkowski, Bartoli ve Fischer gibi sanatçılan ağırladığımız bu üç kon- ser son derece doyurucu, zengin programlarla klasik müziğin büyük- lüğünü ve derinliğini vurguladı. Ve festivalın özel armağanlan oldu. Araştırmacı ve besteci Emre Ara- cı, Îstanbul Festivali'ndekı projesine "Boğaziçi Mehtaplarında Sultan- larla Vals" gibi son derece hülyalı bir başlık koymuş. Arkeoloji Müzesi'nin bahçesindeki tstanbul Oda Orkestra- sı ile verdiği konserde orkestrasyonu- nu yaptığı sarayda bestelenen Batı ti- pi valsler ve polkalarla, saray için Ba- tılı besteciler tarafindan bestelenen parçalan %'e kendi keman konçertosu- nu yönetti. Osmanlı sarayında geleneksel Türk müziği çalınıp söylenirken 19. yüz- yılda kimi padişah ve şehzadenin Av- rupa'dan getirtilen eğitmenlerden et- kilenerek besteler yaptığı bilınir. Ta- rihte birçok devlet adamı güzel sa- natlarla ilgilenmiş, başta Paderews- ki olmak üzere besteciliğe de merak saranlar olmuştur. Abdülaziz ve V. Murat'ın yazdığı polka. vals ve marşlar, zamanın Batı"daki popüler hafif müzığini karşılayan, uça- n parçalar. Bunlan ne Osmanlı sana- tının bir uzantısı ne de Türk müziğinin pohfoniye geçişin- de bir evre olarak değerlendire- biliriz. Batıh bestecilerin ya da saraya gelen eğitmenlerin onlar için yaptığı besteler ise minör tonlara ıtibar eden ve Osmanlılann askeri kimliğini yansıtan, marş hava- sındaki yapıtlardır. Guatelli ve Gi- useppe Donizetti gibi sarayda görev yapmış Italyanlar olduğu gibi Gaeta- no Donizetti, D'Albert, Rossini vs. gibi besteciler de saray ve çevresi için besteler yapmışlardır. Doğal ki onla- nn müziğindeki derinlik, padışahla- nn bestelerine göre çok daha zengin- dir. Emre Aracı'nın Op. 4 Keman Kon- çertosu da adeta padişahlann o dö- nemde yazdıklan parçalara bir gön- dermeydi; Cihat Aşkın'ın yorumu yapıta cankattı. Askeri Bandolar Festlvall Biz bugünlerde yalnız îstanbul Festivali'ne kilitlenmiş durumdayız. Oysa Aspendos'ta Opera ve Bale Festivali. lzmir'de Müzık Festivali ve geçen hafta Ankara'da yer alan As- keri Bandolar Festivali, ülkemizde müzik dünyamızı canlandırmaya de- vam ediyor. Bandolar, ülkemizde çoksesli mü- ziğin gelişimıne önemli katkılar sağ- lamıştır. Açık alanlarda halkın aya- ğına giden bando konserleri her yaş- ta. her meslekte insanın ilgisini çek- miştir. Nevit Kodallı, Mersin'deki ço- cukluk yıllannda, bandolar sokakla- n dolaştıkça onlann peşinden gide- rek ilk kez duyduğu çoksesli ezgile- rin nasıl etkisinde kaldığını anlatır. Bülent Tarcan ise anılannda cum- huriyet Öncesinde bir kez îtilaf dev- letlerinin donanmalanna ait bir ban- donun temiz sesine hayran kaldığını anlatırken. temiz çalan askeri bando- lara hasret kaldığını dile getirir. 198O'li yıllarda yazdığı bir anısında hâlâ KKK Armonı Orkestrası dışın- dakilerin niteliksiz olduğundan ya- kınır. Geçen hafta Ankara'da düzenlenen Bandolar Festivali "nde mehteran, bando ve beş ayn ülkeden gelen as- keri topluluklar konserler verdi. Ban- dolanmızın ya da armoni mızıkala- nrun yenıden köy, kasaba ve kentle- nn meydanlannda konser vermeye başlaması. çoksesli müziğin yaygın- laşması adma sevindirici bir ginşim. Dileriz, sistemli bir şekılde devamı gelir. e\ini(5 boun.edu.tr GÜZELtN ARDINDA BERTAN ONARA1N Zeynep Uzunbay Biliyorsunuz, "büyük" saydığımız insan kardeş- lerimiz aslında, evrende zaten varolup işleyen te- mel ilişkileri, bunların yasalarını sezip dile getir- mekten başka bir şey yapmadılar. Einstein'ın "görecelik"\ bunların en temellerin- den biri. Dolayısıyla, söyleyip yaptıklanmızın hep- si görece. Yurdumuzda basılan bütün kitap ve dergilere ulaşamıyor; elime geçenlerin hepsini okuyamıyor; okuduklanmın hepsini beğenemiyorum; okudu- ğum ozanlar arasında, Zeynep Uzunbay bana en yakın geleni; onu yeterince içten, tutarlı buluyo- rum. Sıvas'ın "yakılan"larından; önce hemşirelik oku- muş; yetinmemiş, Türkçe ögretmeni olmuş. Şim- diye dek iki kitabı basılmış: Sabahçı Su Kıyılan, Ya- şamaşk. Zor bulunsalar da en iyisi elbet bu kitapları edi- nip okumanız; ben Agora'da basılmış, henüz kitaba dönüşmemiş bir şiirini aktaracağım. YaraFah(18) Sana kara büyü yapılmış yapılıp yüreğine gömülmüş "Kara kuzunun ağıldaki uykusunu uyu Asmadaki (unutulmuş, farkedilmemiş Görülmemiş) kara üzümün uykusunu. Daldaki üvezim, kuzum, avazım Bağnma basıp kestiğim kara ekmek San/ bana.bende uyu.Uyu. uyu." Sen onu köy sanmışsın; Köyünün dört mevsimi, şarkı söyleyen rüzgâr... Sanmışsın ki ay sarılmış kayısıya Yapraklann damarları titremiş. Yağmur sanmışsın da ondan Konuşmasam da olur demişsin; sesi sormadan yağacak, dümdüz edecek tartamı. Sanmışsın kuş olduk, ağaç olduk Kanadımız yaprağımız birbirine titredi. Sen onu ev sanmışsın; Soyunmuşsun içinde Su içmiş, doymuş, yıkanmışsın. Kitap sanmışsın sen onu Güzel kitapların yalnızlığı... Sen onu yalnız sanmışsın da ondan dururum demişsin, satırlann arasında. Sokağın sanmışsın sen onu; "Çıldırmaz da n'apar bu sardunyalar" sokağı... Kediymiş mırlamış, köpekmiş havlamışsın, Içinden geçiyorum sanmışsın da ondan Soru sormak hiç aklına gelmemiş. Çardak altında çay sanmışsın Iç olmuşsun, içmişsin, için sevinmiş. Korkuymuşsun sen, koyu gölgenmiş o Ona saklamışsın en kaçak yüzünü. Dilim varmaz söz ondan uzar: Düşün en güzel yerinde ele vermiş seni, (Hiç aklına gelir miydi kasımpatı zaten soyulmuş biryüreğe benim falçata atacağım?) ÖRGÜTTEN DESTEK Sanata ve düşünceye aKültür Servisi - Son haftalarda parlamen- to ve sıyası partiler her gün demokrasi ve in- san haklanndan söz ederken, üst üste kitap- lann toplatılması, haklannda 'müsadere ve imha' karan çıkması. yayıncılar ve yayınev- lerinin cezalandmlmasıylailgili olarak 59 sa- nat örgütünün desteğiyle dün Sinemaseven- ler Derneği'nde bir basın toplantısı düzenlen- di. Sanat ve özgür duşüncenin önündeki bu engellemeleri kaldırmak için parlamentoyu, kamuoyunu ve basını göreve çağırmak ama- cıyla düzenlenen toplantıya, Ozerk Sanat Konseyi" nden V'ecdi Sayar, Pıramit Yayınla- n'ndan Bedri Baykam, Çiviyazılan Yayıne- vi'nden Özcan Sapan, Aynntı Yayınla- n'ndan Ömer Faruk Farsaoğlu. TYS Genel Sekreten Gülsünı Cengiz, PEN Yazarlar Derneği Türkiye Merkezi Başkanı Csrûn Aknıen konuşmacı olarak katıldılar. Kitap toplatılma ve yakılma olaylanyla hem yazar olarak, hem de yayımcı olarak mu- hatap olduğunun altını çizen Bedri Baykam, "Herkes bu y asalardan şikâyet ediyor. An- cak kimse bunlan değiştirmek için ciddi anlamda bir şey yapmıyor. Tüm dünya bu kitapları okuyabiliyor ve hazmedebiliyor- sa Tûrk insanlarının diğerlerinden eksiği nedir?" dıye konuştu. Ömer Fanık Farsaoğlu, AB"ye girmek adı- na her görüşten insanın birleştiği şu günler- de AB ülkelerinde satışta olan bu kitaplann yasaklanmasının Türkiye adına kötü bir du- rum olduğunu dile getirirken, Özcan Sapan ise yayınevlerinden yayrmlanan birçok deği- şik türdeki yayma yasak konulduğunu açık- ladı. Üstün Akmen de "Kitap asla toplatı- lamaz, inıha edüemez. Ancak okur kitabı yasaklar ve imha eder" dedi. Gülsüm Cen- giz halka, sanata özgürlük için çağnda bulu- nurken, Vecdi Sayar da kamu reformu tasa- nsında Kültür Bakanhğı'nın yeniden yapı- landınlma sürecinde mutlaka bir özerk sanat kurumuna yer verilmesi konusunda bir kamu- oyu yaratılması gerektığini dile getirdi. Toplantıya, AIi Akay, Sezer Sanoğlu, Ufuk Uras, Arif Keskiner, Erdal Öz, Orhan Al- kaya, Nejat Yavaşoğullan da katıldılar. Tuncay Yılmaz, ağustosta genç müzisyenler için ücretsiz workshop yapacak îzmir'de yaz müzikle geçer ONDER KUTAHYALI Ege'nin ünlü sıcağından bu- nalıyoruz. Nisan ayından bu ya- na yağış yok. Orman yangınla- n yeniden ortalığı kasıp kavur- maya başladı. Aydın yöresinde yanan zey- tinliklerle büyük bir ser\eti yi- tirdik; ama tzmir'de sürekli ola- rak müzik var ve herkesi yürek- lendiriyor. 17. "Uluslararası Izmir Mü- zik Festivali" bütün güzelliği ile sürerken geçenlerde "tzmir Sanat"ın bir çalışmasına tanık olduk. Sekiz ay boyunca geceli gündüzlü yapılan etkinlikler yetmiyormuş gibi kurumun ça- hşkan yöneticileri, Sayın Müdür Sergül Bulut ve arkadaşlan. bir gemi dinletisi düzenlediler. îz- mirli sanatseverler, gezi sırasın- da caz sanatçısı, piyanist Kerem Görsev'i dinlemenin mutlulu- ğunu yaşadılar. Ceml dinletisi tam bir müzlk propagandasıydı Bu tür dinletilerin ilginç bir işlevi var: Geziye katılanlar ik- ramlarla ağırlanıyor; Izmir'in güzelliklerini Körfez'den görme nrsatını buluyorlar; ama çokses- li müzik, hiç belli etmeden on- lann benliğine konuk oluyor. Sözün özü, tam bir müzik pro- pagandası. "tzmir Sanaf'tan bu yaz ye- ni dinletiler bekliyoruz. Mutlu olduğumuz başka bir etkinlik de genç topluluk DE- SO'nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yaptığı dinleti gezisidir. ÎZDSO üyeleriyle konservatuvar öğrencileri bu gezide orkestrayı desteklediler. Sanat Sorumlusu Saym Doç. LT mit Işgörür ile bazı sanatçıla- nn verdiği bilgiye göre orkest- ramız orada, 7. "Uluslararası Bella Pais Müzik Festivali"nin kapanış dınletisini gerçekleştir- eçen günlerde Tuncay Yılmaz, îspanya'da Toledo Müzik Festivali'ne katılmış. Seslendirdiği yapıtlardan R. Strauss'unkeman-piyano sonatı ayakta alkışlanmış. Sanatçı, Ulvi Cemal Erkin ve Ahmet Adnan Saygun'un keman konçertolanm zaman içinde uluslararası düzeyde tanıtmak istiyor. di. Şef İbrahim Yazıcı'nın yö- nettiği orkestra F. Mendels- sohn'un ikili konçertosunda Pi- yanist Rüya Taner ile Keman- cı Emre Taner'e eşlik etti. Aynca G. Faurenin "Pa- van"ını, S. Barber'in "Ada- gio"sunu ve W. A. Mozart'ımi- kı Divertimentosunu çaldı. Din- letinin sonunda Sayın Cumhur- başkanı Rauf Denktaş sanatçı- lan kutladı ve yetkililer, orkest- ramızın sonrakı festivallere de katüması isteğinde bulundu. DESO, Dokuz Eylül Üniver- sıtesi bünyesinde, kurumun "okutman" kadrolanylakurul- du. Sağlanacak yenı kadrolarla yıllann akışı içinde büyüyecek ve bağımsız bir senfoni orkest- rası niteliğini kazanacak. Bu ta- sannın en kısa zamanda gerçek- leşmesini dilenz; çünkü hem bi- zim hem de kargaşa içindeki dünyanın müzik sanatına büyük gereksinimi var. Bir hafta önce tzmır'in sevgi- li keman sanatçısı Tuncay Yıl- maz "dan telefon aldım. îspan- ya'da Toledo müzik festivali'ne katılmış. Seslendirdiği yapıtlar- dan R. Strauss'un keman-piya- no sanatı ayakta alkışlanmış ve üç tane teşekkür parçası çalmak zorunda kalmış. Geleceğe yö- nelik tasarılannı anlattı. U. C. Erkin'in ve A. Adnan Say- gun'un keman konçertolanm zaman içinde ulusalararası dü- zeyde tanıtmak istiyor. islikleri Narlıderedekl evlnde verecek Tuncay*ın verdiği başka bir haber ise mutluluğumu daha da arttırdı: Ağustos ayında Narlı- dere'deki evinde, genç keman öğrencilerinden ya da konserva- tuvar mezunlanndan isteyenle- re üç tam gün boyunca ücretsiz "işlik" (vvorkshop) yapacak. Her meslekte. dünyaya elden geldiğince geniş bir açıdan bak- mak durumundayız. Bu gerçek. müzikte artık ka- çınılmaz bir koşul durumuna gelmıştir. Sanatçının gençlere adadığı çalışma büyük bir değer kazanmaktadır. tşte müzikten güzellikler. AB üyeliğine aday bir ülkeye böyle şeyler yaraşır. İşleyen bir fabrikamız, bu toplu- lugun standartlanna uygun bu- lunmayabilir ve kapatılabilir; a- ma Tuncay'ın çaldığı bir sona- tın ya da DESO'nun seslendir- diği bir senfoninin, Avnıpa halklarınca ayakta alkışlanma- ması için hiçbir peden yoktur. SETEM Yönetim Kurulu belinlendi • Kültûr Servisi -16 Nisan 2OO3'te Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun imzasıyla faaliyet izni alan SETEM (Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği), 12 Haziran'da ilk genel kurulunu yaparak yönetim kurulunu seçti. Genel Başkan Ersin Pertan, Asbaşkan Orhan Aksoy, Genel Sekreter Feza Sınar, Genel Sayman Özgül Beyazıt Kıvanç ve üye Turgut Yasalar görevlerine başladılar. SETEM'in amaçları şöyle sıralanıyor: Sinema eseri sahiplerinin yasadan doğan haklan konusunda kararlı bir mücadele sürdürecek bir meslek birliğinin olmamasından doğan boşluğu doldurmak... Gerçek anlamda sinema eseri sahibi olan yönermen, senarist, diyalog yazan ve film müziği bestecilerini bir araya toplayarak her alanda haklanm korumak, yasal haklannm idaresi ve takibini sağlamak ve alınacak telif ücretinin tahsili ile dağırımını sağlamak... SETEM'e lisanslanabılir ve telif hakkı tahakkuk etmiş eseri olanlar üye kabul edilecekler. (0 212 251 82 90/244 34 16) Uzak' Yeni Zelanda'da • ANKARA (AA) - 56. Uluslararası Cannes Film Festivali'nde ' Jüri Büyük Ödülü'nü alan 'Uzak' filmi, yaz döneminde Yeni Zelanda'da düzenlenecek iki festivalde gösterilecek. Yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan'ın yaptığı fihn, 11 - 27 Temmuz'da 35. Auckland Uluslararası Film Festivali'ne, 18 Temmuz - 3 Ağustos'ta da 32. Wellüıgton Film Festivali'ne katılacak. 11. Malatya Fuarı başlıyor • Kültür Ser\isi - Malatya Belediyesi'nin önderliğinde düzenlenecek olan 11. Malatya Fuan 12-20 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 9 gün boyunca halk konserleri, imza günleri. söyleşi ve sergilerin yer alacağı etkinlikte, aynca Nemrut gezisi de yapılacak. (Bilgi için : 0 312 442 61 25) BUGÜN • NARDİS JAZZ CLUBda 21 30daOğuz Büyükberber Quartet konseri. (0 212 244 63 27) • NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde 19.30da 'Sıvas Katliamının 10. Yılı Anma Toplantısı'. Konuşmacılar: Abdülkadir Budak, Salih Bolat, Gökhan Cengizhan. (0 212 245 04 81) ÎSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ'NDE BUGÜN • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ nde 19.30'da Ba\7era Radyo Senfoni Orkestrası konseri. Şef. Lorin Maazel. (0 212 251 56 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear