Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
"ETEMMUZ 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
JV U J_j 1. U 1 \ kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVİN tLYASOĞLU
Festival olmak özelliğiKimi müzikseverlerimiz, artık îs-
ambul'da kış ayları boyunca da pek
o k iyi solist ve topluluk dinlediğimi-
i , dolayısıyla îstanbul Festivali'nin
:endine özgü tılsımının giderek azal-
iağını söylemekte. Geçen hafta festi-
al çerçevesinde dinlediğimiz ıki
)«ıemli orkestra ve bir şan resitali,
"estıvalin hâlâ taşıdığı ayncahğı or-
aya koydu: Bartoli, Minkowski ve
[«"ischerden söz etmek istiyorum.
3eçen çarşamba kendisiyle bu sütun-
arda bir söyleşi yaptığım mezzosop-
•ano Cecilia Bartoli'nin baş döndü-
•en yorumundan daha bir süre kurru-
amayacağız herhalde. Böylesi kendi-
i e güvenen. tüm süslemelerdeki ina-
ıılmaz çevikliğine karşın tertemiz
vöyleyen bir başka şancı dınlememiş-
âm.
Aynca kendisiyle ve dinleyiciyle
aanşık ta\Ti. yorulmak bilmeden art
arda söylediğı şarkılan büyük övgü
topladı. Bartoli'den önceki gece din-
lediğimiz Louvre ve Grenoble Mü-
zikçileri şef Minko\vskTnin yaratıcı
yönetiminde "olgun barok-erken
klasisizm" renklerini getırmiştı. Bar-
tolı'nın konseri de kastrato dağarcı-
ğını içerdiğinden ikı gece üst üste 18.
yüzyılı yaşamış olduk.
Mınkovvski'nın yönettiği konserin
ikinci yansında seslendirilen Fransız
saray bestecisi ve olgun barok döne-
minin başhca temsikilerinden bın
olan Jean-Philippe Rameaunun
opera ve balelerinden derlediği
"L'apotheose de la danse" (Dansın
Zirvesi) adlı orkestra süitı özellikle
dikkat çekti. Bestecinin en iinlü ope-
ra ve balelenni içerdigi gibi, 18. yüz-
yılın ikinci yansındaki Fransız müzi-
ğini simgeliyordu.
Dans adımlanyla bezenmiş moza-
ikler incecik işlemelerle bağlanmış-
tı. Toplulugun dönem çalgılan ve dö-
nem biçemiyle yorumu ve şefin kısa-
cık, sevimli açıklamalan aynca kay-
da değerdi. tvan Fischer yönetimin-
deki Budapeşte Festival Orkestra-
sı'ndan Prokofiyef in ve Richard
Strauss'un yapıtlannı dinlerken on-
ca yıldır bilegeldiğimiz bu çalışma-
lara nasıl böylesi bir taze kan sunu-
labildiğine tanık olduk. Fischer, Ser-
gey Prokofiyef in Klasik Senfo-
ni'sinde tüm üfleme grubunu ortaya
yerleştirmiş, onlara solistik bir işlev
tanımıştı. Prokofiyef in 3. pıyano
konçertosundaki solist Toradze'yi
nitelüdi piyanistliği kadar, 80'li yıl-
lann başında Bolşoy orkestrasıyla ts-
panya'ya yaptığı turnede Madrid'in
Amerikan elçiliğine sığınmasıyla
anımsanz.
Böylece Amerikan vatandaşı olan
sanatçı, bol notalı 3. konçertoda yıl-
lann birikimini ve kendine güvenini
kanıtladı. Ivan Fischer. ikinci yanda
Güllü Şövalye operasından ikinci val-
si, Richard Strauss'un Don Juan sen-
fonik şiirini ve Salome operasından
Yedi Tül Dansı'nı yönetti. Geniş or-
kestranın tüm olanaklannı tam bir
post-romantik geleneğine uygunluk
içinde kullanıyordu. Bakır ve çalgı-
lann tertemiz ve güzel tonu, yaylı çal-
gılann birliği, uzun süre kulaklan-
mızda kaldı.
Osmanlı sarayında müzlk
Gerek Minkowski. gerekse Fischer,
kendi kurduklan ve yıllardır yönet-
tikleri orkestralann başındaydılar.
Belki de bu nedenle yorumlan böy-
lesine güvenli, böylesine etkileyicıy-
di. Kendi topluluklannda her bir üye-
nin neyi nereye kadar yapabileceği-
nin bilincindeki şefler olarak onlann
nabzını yakından tanıyorlardı. tşte
Minkowski, Bartoli ve Fischer gibi
sanatçılan ağırladığımız bu üç kon-
ser son derece doyurucu, zengin
programlarla klasik müziğin büyük-
lüğünü ve derinliğini vurguladı. Ve
festivalın özel armağanlan oldu.
Araştırmacı ve besteci Emre Ara-
cı, Îstanbul Festivali'ndekı projesine
"Boğaziçi Mehtaplarında Sultan-
larla Vals" gibi son derece hülyalı bir
başlık koymuş. Arkeoloji Müzesi'nin
bahçesindeki tstanbul Oda Orkestra-
sı ile verdiği konserde orkestrasyonu-
nu yaptığı sarayda bestelenen Batı ti-
pi valsler ve polkalarla, saray için Ba-
tılı besteciler tarafindan bestelenen
parçalan %'e kendi keman konçertosu-
nu yönetti.
Osmanlı sarayında geleneksel Türk
müziği çalınıp söylenirken 19. yüz-
yılda kimi padişah ve şehzadenin Av-
rupa'dan getirtilen eğitmenlerden et-
kilenerek besteler yaptığı bilınir. Ta-
rihte birçok devlet adamı güzel sa-
natlarla ilgilenmiş, başta Paderews-
ki olmak üzere besteciliğe de merak
saranlar olmuştur. Abdülaziz ve V.
Murat'ın yazdığı polka. vals ve
marşlar, zamanın Batı"daki popüler
hafif müzığini karşılayan, uça-
n parçalar.
Bunlan ne Osmanlı sana-
tının bir uzantısı ne de Türk
müziğinin pohfoniye geçişin-
de bir evre olarak değerlendire-
biliriz. Batıh bestecilerin ya da
saraya gelen eğitmenlerin onlar
için yaptığı besteler ise minör
tonlara ıtibar eden ve Osmanlılann
askeri kimliğini yansıtan, marş hava-
sındaki yapıtlardır. Guatelli ve Gi-
useppe Donizetti gibi sarayda görev
yapmış Italyanlar olduğu gibi Gaeta-
no Donizetti, D'Albert, Rossini vs.
gibi besteciler de saray ve çevresi için
besteler yapmışlardır. Doğal ki onla-
nn müziğindeki derinlik, padışahla-
nn bestelerine göre çok daha zengin-
dir.
Emre Aracı'nın Op. 4 Keman Kon-
çertosu da adeta padişahlann o dö-
nemde yazdıklan parçalara bir gön-
dermeydi; Cihat Aşkın'ın yorumu
yapıta cankattı.
Askeri Bandolar Festlvall
Biz bugünlerde yalnız îstanbul
Festivali'ne kilitlenmiş durumdayız.
Oysa Aspendos'ta Opera ve Bale
Festivali. lzmir'de Müzık Festivali ve
geçen hafta Ankara'da yer alan As-
keri Bandolar Festivali, ülkemizde
müzik dünyamızı canlandırmaya de-
vam ediyor.
Bandolar, ülkemizde çoksesli mü-
ziğin gelişimıne önemli katkılar sağ-
lamıştır. Açık alanlarda halkın aya-
ğına giden bando konserleri her yaş-
ta. her meslekte insanın ilgisini çek-
miştir.
Nevit Kodallı, Mersin'deki ço-
cukluk yıllannda, bandolar sokakla-
n dolaştıkça onlann peşinden gide-
rek ilk kez duyduğu çoksesli ezgile-
rin nasıl etkisinde kaldığını anlatır.
Bülent Tarcan ise anılannda cum-
huriyet Öncesinde bir kez îtilaf dev-
letlerinin donanmalanna ait bir ban-
donun temiz sesine hayran kaldığını
anlatırken. temiz çalan askeri bando-
lara hasret kaldığını dile getirir.
198O'li yıllarda yazdığı bir anısında
hâlâ KKK Armonı Orkestrası dışın-
dakilerin niteliksiz olduğundan ya-
kınır.
Geçen hafta Ankara'da düzenlenen
Bandolar Festivali "nde mehteran,
bando ve beş ayn ülkeden gelen as-
keri topluluklar konserler verdi. Ban-
dolanmızın ya da armoni mızıkala-
nrun yenıden köy, kasaba ve kentle-
nn meydanlannda konser vermeye
başlaması. çoksesli müziğin yaygın-
laşması adma sevindirici bir ginşim.
Dileriz, sistemli bir şekılde devamı
gelir.
e\ini(5 boun.edu.tr
GÜZELtN ARDINDA
BERTAN ONARA1N
Zeynep Uzunbay
Biliyorsunuz, "büyük" saydığımız insan kardeş-
lerimiz aslında, evrende zaten varolup işleyen te-
mel ilişkileri, bunların yasalarını sezip dile getir-
mekten başka bir şey yapmadılar.
Einstein'ın "görecelik"\ bunların en temellerin-
den biri. Dolayısıyla, söyleyip yaptıklanmızın hep-
si görece.
Yurdumuzda basılan bütün kitap ve dergilere
ulaşamıyor; elime geçenlerin hepsini okuyamıyor;
okuduklanmın hepsini beğenemiyorum; okudu-
ğum ozanlar arasında, Zeynep Uzunbay bana en
yakın geleni; onu yeterince içten, tutarlı buluyo-
rum.
Sıvas'ın "yakılan"larından; önce hemşirelik oku-
muş; yetinmemiş, Türkçe ögretmeni olmuş. Şim-
diye dek iki kitabı basılmış: Sabahçı Su Kıyılan, Ya-
şamaşk.
Zor bulunsalar da en iyisi elbet bu kitapları edi-
nip okumanız; ben Agora'da basılmış, henüz
kitaba dönüşmemiş bir şiirini aktaracağım.
YaraFah(18)
Sana kara büyü yapılmış
yapılıp yüreğine gömülmüş
"Kara kuzunun ağıldaki uykusunu uyu
Asmadaki (unutulmuş, farkedilmemiş
Görülmemiş) kara üzümün uykusunu.
Daldaki üvezim, kuzum, avazım
Bağnma basıp kestiğim kara ekmek
San/ bana.bende uyu.Uyu. uyu."
Sen onu köy sanmışsın;
Köyünün dört mevsimi,
şarkı söyleyen rüzgâr...
Sanmışsın ki ay sarılmış kayısıya
Yapraklann damarları titremiş.
Yağmur sanmışsın da ondan
Konuşmasam da olur demişsin;
sesi sormadan yağacak,
dümdüz edecek tartamı.
Sanmışsın kuş olduk, ağaç olduk
Kanadımız yaprağımız birbirine titredi.
Sen onu ev sanmışsın;
Soyunmuşsun içinde
Su içmiş, doymuş, yıkanmışsın.
Kitap sanmışsın sen onu
Güzel kitapların yalnızlığı...
Sen onu yalnız sanmışsın da ondan
dururum demişsin, satırlann arasında.
Sokağın sanmışsın sen onu;
"Çıldırmaz da n'apar bu sardunyalar" sokağı...
Kediymiş mırlamış, köpekmiş havlamışsın,
Içinden geçiyorum sanmışsın da ondan
Soru sormak hiç aklına gelmemiş.
Çardak altında çay sanmışsın
Iç olmuşsun, içmişsin, için sevinmiş.
Korkuymuşsun sen, koyu gölgenmiş o
Ona saklamışsın en kaçak yüzünü.
Dilim varmaz söz ondan uzar:
Düşün en güzel yerinde ele vermiş seni,
(Hiç aklına gelir miydi kasımpatı
zaten soyulmuş biryüreğe
benim falçata atacağım?)
ÖRGÜTTEN DESTEK
Sanata ve
düşünceye
aKültür Servisi - Son haftalarda parlamen-
to ve sıyası partiler her gün demokrasi ve in-
san haklanndan söz ederken, üst üste kitap-
lann toplatılması, haklannda 'müsadere ve
imha' karan çıkması. yayıncılar ve yayınev-
lerinin cezalandmlmasıylailgili olarak 59 sa-
nat örgütünün desteğiyle dün Sinemaseven-
ler Derneği'nde bir basın toplantısı düzenlen-
di.
Sanat ve özgür duşüncenin önündeki bu
engellemeleri kaldırmak için parlamentoyu,
kamuoyunu ve basını göreve çağırmak ama-
cıyla düzenlenen toplantıya, Ozerk Sanat
Konseyi" nden V'ecdi Sayar, Pıramit Yayınla-
n'ndan Bedri Baykam, Çiviyazılan Yayıne-
vi'nden Özcan Sapan, Aynntı Yayınla-
n'ndan Ömer Faruk Farsaoğlu. TYS Genel
Sekreten Gülsünı Cengiz, PEN Yazarlar
Derneği Türkiye Merkezi Başkanı Csrûn
Aknıen konuşmacı olarak katıldılar.
Kitap toplatılma ve yakılma olaylanyla
hem yazar olarak, hem de yayımcı olarak mu-
hatap olduğunun altını çizen Bedri Baykam,
"Herkes bu y asalardan şikâyet ediyor. An-
cak kimse bunlan değiştirmek için ciddi
anlamda bir şey yapmıyor. Tüm dünya bu
kitapları okuyabiliyor ve hazmedebiliyor-
sa Tûrk insanlarının diğerlerinden eksiği
nedir?" dıye konuştu.
Ömer Fanık Farsaoğlu, AB"ye girmek adı-
na her görüşten insanın birleştiği şu günler-
de AB ülkelerinde satışta olan bu kitaplann
yasaklanmasının Türkiye adına kötü bir du-
rum olduğunu dile getirirken, Özcan Sapan
ise yayınevlerinden yayrmlanan birçok deği-
şik türdeki yayma yasak konulduğunu açık-
ladı. Üstün Akmen de "Kitap asla toplatı-
lamaz, inıha edüemez. Ancak okur kitabı
yasaklar ve imha eder" dedi. Gülsüm Cen-
giz halka, sanata özgürlük için çağnda bulu-
nurken, Vecdi Sayar da kamu reformu tasa-
nsında Kültür Bakanhğı'nın yeniden yapı-
landınlma sürecinde mutlaka bir özerk sanat
kurumuna yer verilmesi konusunda bir kamu-
oyu yaratılması gerektığini dile getirdi.
Toplantıya, AIi Akay, Sezer Sanoğlu, Ufuk
Uras, Arif Keskiner, Erdal Öz, Orhan Al-
kaya, Nejat Yavaşoğullan da katıldılar.
Tuncay Yılmaz, ağustosta genç müzisyenler için ücretsiz workshop yapacak
îzmir'de yaz müzikle geçer
ONDER KUTAHYALI
Ege'nin ünlü sıcağından bu-
nalıyoruz. Nisan ayından bu ya-
na yağış yok. Orman yangınla-
n yeniden ortalığı kasıp kavur-
maya başladı.
Aydın yöresinde yanan zey-
tinliklerle büyük bir ser\eti yi-
tirdik; ama tzmir'de sürekli ola-
rak müzik var ve herkesi yürek-
lendiriyor.
17. "Uluslararası Izmir Mü-
zik Festivali" bütün güzelliği
ile sürerken geçenlerde "tzmir
Sanat"ın bir çalışmasına tanık
olduk. Sekiz ay boyunca geceli
gündüzlü yapılan etkinlikler
yetmiyormuş gibi kurumun ça-
hşkan yöneticileri, Sayın Müdür
Sergül Bulut ve arkadaşlan. bir
gemi dinletisi düzenlediler. îz-
mirli sanatseverler, gezi sırasın-
da caz sanatçısı, piyanist Kerem
Görsev'i dinlemenin mutlulu-
ğunu yaşadılar.
Ceml dinletisi tam bir
müzlk propagandasıydı
Bu tür dinletilerin ilginç bir
işlevi var: Geziye katılanlar ik-
ramlarla ağırlanıyor; Izmir'in
güzelliklerini Körfez'den görme
nrsatını buluyorlar; ama çokses-
li müzik, hiç belli etmeden on-
lann benliğine konuk oluyor.
Sözün özü, tam bir müzik pro-
pagandası.
"tzmir Sanaf'tan bu yaz ye-
ni dinletiler bekliyoruz.
Mutlu olduğumuz başka bir
etkinlik de genç topluluk DE-
SO'nun Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'ne yaptığı dinleti
gezisidir. ÎZDSO üyeleriyle
konservatuvar öğrencileri bu
gezide orkestrayı desteklediler.
Sanat Sorumlusu Saym Doç.
LT
mit Işgörür ile bazı sanatçıla-
nn verdiği bilgiye göre orkest-
ramız orada, 7. "Uluslararası
Bella Pais Müzik Festivali"nin
kapanış dınletisini gerçekleştir-
eçen günlerde Tuncay Yılmaz, îspanya'da
Toledo Müzik Festivali'ne katılmış. Seslendirdiği
yapıtlardan R. Strauss'unkeman-piyano sonatı
ayakta alkışlanmış. Sanatçı, Ulvi Cemal Erkin ve
Ahmet Adnan Saygun'un keman konçertolanm
zaman içinde uluslararası düzeyde tanıtmak istiyor.
di. Şef İbrahim Yazıcı'nın yö-
nettiği orkestra F. Mendels-
sohn'un ikili konçertosunda Pi-
yanist Rüya Taner ile Keman-
cı Emre Taner'e eşlik etti.
Aynca G. Faurenin "Pa-
van"ını, S. Barber'in "Ada-
gio"sunu ve W. A. Mozart'ımi-
kı Divertimentosunu çaldı. Din-
letinin sonunda Sayın Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş sanatçı-
lan kutladı ve yetkililer, orkest-
ramızın sonrakı festivallere de
katüması isteğinde bulundu.
DESO, Dokuz Eylül Üniver-
sıtesi bünyesinde, kurumun
"okutman" kadrolanylakurul-
du. Sağlanacak yenı kadrolarla
yıllann akışı içinde büyüyecek
ve bağımsız bir senfoni orkest-
rası niteliğini kazanacak. Bu ta-
sannın en kısa zamanda gerçek-
leşmesini dilenz; çünkü hem bi-
zim hem de kargaşa içindeki
dünyanın müzik sanatına büyük
gereksinimi var.
Bir hafta önce tzmır'in sevgi-
li keman sanatçısı Tuncay Yıl-
maz "dan telefon aldım. îspan-
ya'da Toledo müzik festivali'ne
katılmış. Seslendirdiği yapıtlar-
dan R. Strauss'un keman-piya-
no sanatı ayakta alkışlanmış ve
üç tane teşekkür parçası çalmak
zorunda kalmış. Geleceğe yö-
nelik tasarılannı anlattı. U. C.
Erkin'in ve A. Adnan Say-
gun'un keman konçertolanm
zaman içinde ulusalararası dü-
zeyde tanıtmak istiyor.
islikleri Narlıderedekl
evlnde verecek
Tuncay*ın verdiği başka bir
haber ise mutluluğumu daha da
arttırdı: Ağustos ayında Narlı-
dere'deki evinde, genç keman
öğrencilerinden ya da konserva-
tuvar mezunlanndan isteyenle-
re üç tam gün boyunca ücretsiz
"işlik" (vvorkshop) yapacak.
Her meslekte. dünyaya elden
geldiğince geniş bir açıdan bak-
mak durumundayız.
Bu gerçek. müzikte artık ka-
çınılmaz bir koşul durumuna
gelmıştir. Sanatçının gençlere
adadığı çalışma büyük bir değer
kazanmaktadır. tşte müzikten
güzellikler. AB üyeliğine aday
bir ülkeye böyle şeyler yaraşır.
İşleyen bir fabrikamız, bu toplu-
lugun standartlanna uygun bu-
lunmayabilir ve kapatılabilir; a-
ma Tuncay'ın çaldığı bir sona-
tın ya da DESO'nun seslendir-
diği bir senfoninin, Avnıpa
halklarınca ayakta alkışlanma-
ması için hiçbir peden yoktur.
SETEM Yönetim Kurulu belinlendi
• Kültûr Servisi -16 Nisan 2OO3'te Kültür ve
Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun imzasıyla
faaliyet izni alan SETEM (Sinema ve
Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği),
12 Haziran'da ilk genel kurulunu yaparak
yönetim kurulunu seçti. Genel Başkan Ersin
Pertan, Asbaşkan Orhan Aksoy, Genel Sekreter
Feza Sınar, Genel Sayman Özgül Beyazıt
Kıvanç ve üye Turgut Yasalar görevlerine
başladılar. SETEM'in amaçları şöyle
sıralanıyor: Sinema eseri sahiplerinin yasadan
doğan haklan konusunda kararlı bir mücadele
sürdürecek bir meslek birliğinin olmamasından
doğan boşluğu doldurmak... Gerçek anlamda
sinema eseri sahibi olan yönermen, senarist,
diyalog yazan ve film müziği bestecilerini bir
araya toplayarak her alanda haklanm korumak,
yasal haklannm idaresi ve takibini sağlamak ve
alınacak telif ücretinin tahsili ile dağırımını
sağlamak... SETEM'e lisanslanabılir ve telif
hakkı tahakkuk etmiş eseri olanlar üye kabul
edilecekler. (0 212 251 82 90/244 34 16)
Uzak' Yeni Zelanda'da
• ANKARA (AA) - 56. Uluslararası
Cannes Film Festivali'nde ' Jüri Büyük
Ödülü'nü alan 'Uzak' filmi, yaz döneminde
Yeni Zelanda'da düzenlenecek iki festivalde
gösterilecek. Yönetmenliğini Nuri Bilge
Ceylan'ın yaptığı fihn, 11 - 27 Temmuz'da
35. Auckland Uluslararası Film Festivali'ne,
18 Temmuz - 3 Ağustos'ta da 32. Wellüıgton
Film Festivali'ne katılacak.
11. Malatya Fuarı başlıyor
• Kültür Ser\isi - Malatya Belediyesi'nin
önderliğinde düzenlenecek olan 11. Malatya
Fuan 12-20 Temmuz tarihleri arasında
gerçekleştirilecek. 9 gün boyunca halk
konserleri, imza günleri. söyleşi ve sergilerin
yer alacağı etkinlikte, aynca Nemrut gezisi de
yapılacak. (Bilgi için : 0 312 442 61 25)
BUGÜN
• NARDİS JAZZ CLUBda 21 30daOğuz
Büyükberber Quartet konseri.
(0 212 244 63 27)
• NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde 19.30da
'Sıvas Katliamının 10. Yılı Anma
Toplantısı'. Konuşmacılar: Abdülkadir
Budak, Salih Bolat, Gökhan Cengizhan.
(0 212 245 04 81)
ÎSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ'NDE BUGÜN
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ nde
19.30'da Ba\7era Radyo Senfoni Orkestrası
konseri. Şef. Lorin Maazel.
(0 212 251 56 00)