22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 15TEMMUZ2003SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Yalan En Giiçlü Silah! "Hiç durmadan dinlenmeden yalanlar. Atın beyler atın devran sizindir." Hep yalanlaria başlar savaşlar. llle de bir ülke baş- ka bir ülkeyi ele geçirecek, ille de bir insan bir baş- kasını alt edecek, ille de bir lider halkını kandıra- cak... Başvuracağı tek yol, yalandır... Âşık Ihsani böyle yalancılara 'devran sizin' di- yor... Biliyor ki, o yalan birtakım kapılan yıkacak, bir- takım engelleri kaldıracak, insanları aldatacak... Günün birinde o yalanın, bir uydurma, bir yakıştır- ma, bir çıkar sağlama aracı olduğu anlaşılsa da, iş işten geçmiş olacak... Irak'ta atom silahlan, nükleer silahlar var dediler. BM'den müfettişler geldi. Aylarca, yıllarca, Irak'ı di- dikdidikettiler. Gittilergeldiler. Birieşmiş Milletler'de konuştular. 'Biz bulamadıköyle kötü şeyler' dediler. Koskoca uzmanların görmedikleri bulmadıklan giz- li silahlar gerçekten yoktu! Ama güçlüler, hırslılar, dünyayı parmaklarında oynatanlar, çıkar hesapla- nyla başka ülkelerin zenginliklerine göz koyanlar, ya- lanla dolanla dünyayı aldatmaya kalktılar. Utanma sıkılma yoktur! Güçlü müsün? Her şey senindir. Niye yalan, öyleyse, açık açık söylesen, 'ben o topraklan, o petrol kaynaklannı, almak is- tiyorum' desen daha iyi olmaz mı! Ne de olsa ya- ı lanların ergeç anlaşılacak... Nazi Almanya, Polonya'ya saldınrken 'Polonya- lılar sınırianmıza saldırdı, askerlerimizi öldürdü' dedi. Bir saldın vardı, ama onu da Almanlar yap- mıştı, savaşı yaratma bahanesi olarak... ABD ile In- giltere de "Irak'ta dünyayı tehdit eden silahlar var, önce davranıp Saddam'/n yolunu kesmeli" dedi- ler. Yüzyıllardır hep bu yalanlar, hep bu yalanlaria güçsüzün malını, mülkünü, canını, almak için uy- durulan yalanlar... CIA Başkanı Tenet, "Saddam'ın Afrika ülkele- rinden nükleer çalışmalar için uranyum aldığını biz uydurduk. Bush da bizden öğrendiğini söyiedi. Hep- si yalandı" diyor ş\md\... BM müfettişlerinin başı Is- veçli "Irak'ta öyle gizli silah yoktu" diyor. Yalanlar bir bir dökülüyor! Ama yalancının utanması yok. Ya- lancı, yalan silahını bir kullanıp isteklerini gerçek- leştirdi mi, gerisi vızz!. Süleymaniye'deki Türk subaylarını, erierini bir baskınla yakaladılar, başlanna çuval geçirip beş gün esirtuttular. Ardından da "OnlarKerkük Valisiniöl- düreceklerdi" gibi yalanlar ürettiler. Yalanlarını yu- tan insanlan yine kandırmak istediler... Bakacak- sınız bir gün daha büyük yalanlaria dünyayı kan- dırmaya kalkacaklar. Ama uygar dünya yüzlerine vuruyor yalanlannı... Yüzyıllar önce Karacaoğlan ne demişti: "Yürü bre yalan dünya/ Sana konan göçer bir gün/ İnsan bir ekin misali/ Seni eken biçer bir gün." Atalanmız boşuna söylememişler: "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" diye. "Yalanctnın evi yanmış ama kimse inanmamış " di- ye. Birde bugüne, daha doğrusu Ingiltere Başba- kanı Blair'e yakışan bir söz var "Yalancının şahi- di yanı başında.." Atom bombası, türlü nükleer silah, çeşitli gazlar, bombalar, uçaklar her şey her şey bir yana, yalan biryana. Hepsinden tehlikeli, hepsinden acımasız... Bir atasözüyle bitirsem: "Yalancının gemisi yürümez." Bir yerde batağa gömülür... Yeni YOK Yasası... Şu anda üzerinde çalışılan yasa önerisinin siyasilerden ve her türlü önyargıdan uzak herkesin katkılan ile ve bütün boyudan ile ele alınması gerekir. BİR DÜZELTME Pazar günkü, "BHIBBUZ AkşsBBBto" başhklı yazım- daki iki önemli yanlışı düzeltmek istiyorum. Yahya Kemal'in "Bitsin hayııiısıyla bu beyhude sonbahar" dizesine ben şu eklemeyi yapmıştm: "Bit- sin (mi?) hayırtısıyla bu beyhude sonbahar."... Yi- ne, Yahya Kemal'in "Bizden evvel gidene selam olsun erenler" de, "Evvel giden ahbaba selam ol- sun erenler" olacaktı. özür dileyerek düzeltirim. Prof. Dr. Ibrahim ORTAŞ çü Y ÖK yasası, belırli hedeflere ve amaçlara yönelik olarak olağan- dışı koşullarda oluşturulduğu günden günümüze değitı en çok eleştirilen yasalann başında gel- mektedır. Yasanın en sakıncalı yanı, üniver- site gibi ortak aklın egemenliği dediğimiz ku- rullar, yankurullar (komisyonlar) ve beyin fir- tınası sonucunda oluşan yönetim modeli ye- rıne kişilere bağlı ve olağanüstü yetkiler tanı- yan yapısı gelmekteydi. Yasa buna bağlı ola- rak üniversitelerin biümsel, ıdari ve malı özerk- liğini kısıtlıyor ve kurum, bilim ve bilgı üre- timinden çok ne kazanıyor ne kaybediyor he- sabı üzenne yönelmiş oluyordu. Uygulama- da göriilen aksaklıklar toplumun beklediği üniversite olgıısuna da ters düşünce yasanın değiştirilmesi sık sık gündeme gelmeye baş- ladı. Daha önce kurulan birçok hükümetin programlannda belirttikleri üniversite yasası sayısal üstünlüğü olan mevut hükümet tara- findan acil eylem planı çerçevesinde ele abn- mış, sınırlı düzeyde internet üzerinden yapı- lan görüş ahşverişinden sonra kısa sürede bir yasa önerisi olarak TBMM'ye sunulacak du- ruma gelmıştır. Bat» üniversitelerinin tarihle- ri incelendiğjnde bin küsur yıldır kurulu bu- lunan üniversitelerin reformlan siyasiler ta- rafindan değil, üniversiteyi oluşturan organ- lar tarafından enine boyuna tartışılarak gele- ceği de ilgilendirecek şekilde hazırlanırlar. Bilgi çağını yakalamayı hedefleyen ülkemiz için AB normlanna uygun bir üniversite ya- sasının hazırlanması ve başta TÜBA, TÜBÎ- TAK. üniversiteler, ögretim elemanlan demek- leri olmak üzere kamuoyu tarafından enıne bo- yuna tartışılması mutlaka gerekmektedir. Değiştirilmesi ve üzerinde oynanması son derece zor olan eğitim ile ilgili yasalar hazır- lanırken gelecek yüzyıla yetişnuş adam yetiş- tirmek ve dünyaya yetişmişinsan gûcü ile çık- mak için bu tür yasalann son derece eleştirel süzgeçten geçerek hazırlanması gerekir. Bir üniversite öğretim üyesı olarak, ülkemizin bil- gi çağını yakalaması ve gelişmiş ülkelerin dü- zeyüıın üstüne çıkabilmesi için yasa önen- sinde bazı olumlu görüşlerin yanında, olma- sını sakıncalı gördüğüm bir ıkı konunun de- ğiştirilmesi ve bunlara bağlı olarak da bırkaç somut önerim olacaktır. 1) Araşürma görevfihği,profesörtük, bölüm, üniversite yönetim kurulu, senato, YEK ve UAK'nin görev ve sorumhıluklannın net ola- rak tanınüanmasıgerekrvor. Mevcutyasa öne- risinde hangi görevin hangi organ tarafından yapdacağın€tdeğiLBelirsiznk,beraberindeso- nu gelmez tartışmalar ve yetki kargaşası geti- nr. 2) Üniversitelerde senatolar üniversitenin yet- kıli organı olmalı, yönetim kurulu, icra orga- nı ve rektör ise koordinasyonu sağlama rolü üstlenmelidir. 3) Üniversitelerarası Kurul (UAK) üniver- sitelerin birnkte uygulayacaklan ortakesasla- n beürieyen ve koordinasyon işlevi görmesige- reken organ olmah, buraJardan geuşen öneri- leriv« istekleri iseeşgüdüm görevi yapanYEK'e iktilmeli ve YEK bu anlamda icra organı ol- malıdır. Bu bağlamda YEK kuruhında öğre- ÖED Yönetim Kurulu Üyesi tim üyesi temsil oranının en az yarıdan bir faz- lası olacak şekilde düzenlenmesi gerekir. 4) Üniversıtelerde reçım gereklıdir ancak her şey demek olmamalı, yönetim kadrolan rek- tör, dekan bir defaya mahsus olmak üzere se- çim ile gelmelı. Anabılim dalı ve bölüm baş- kanları iki defa seçımle gelebılir. Üniversıte- lerde seçimin klikleşme yaratmaması için aka- demik aşamalarda özellikle doktora sonrası ve profesörlük sürecinde kadrolar bir başka üni- versitrde aranmalı. Bu hem üniversite dina- miği i<, in zorunlu hem de belirlı siyası görüş- lerin ve gruplann belirli üniversitelerde küme- lenmelerinin önlenmesi için zorunlu olmalı- dır. 5) Araşarma görevtüiği için merkezi snav Ue başanb olanlann arasından proje asistanı olarak ahnmalan ve gekceğin bilim adamlan olarak yetişmeleri için daha esasb tedbüierin alınması yanında öğretim üyesi seçimi ve ah- rnında yüksek kriteıierin getirtilmesi gerekir. Üniversite öğretim üyeliği seçiminde mutlaka doktora sonrasıçaoşmalarda başanh ohnuş be- lirn bir biriküni olan yetişkin kişiler öğretim üyeiiğine alınmah. Bölümlerde norm kadro uyguİamasına geçilmeli ve öğretim üyeliği kri- terleri son derece iyi beurienmeKdir. 6) Üniversitelerin beyin göçünün engellen- mesi için yetenekli ve yetişkin kişilere mad- di ve manevi desteğin sağlanması, yasal gü- venceye kavuşturulması gerekir. Üniversite öğretim elemanlannın ve çalışanlannm özlük haklan ve ücret düzeylerinirı çağın gerekleri- ne göre yenıden düzenlenmesi gereklidir. 7) Yabancı dil sorunu mutlaka ortaöğretim- de çözümlenmeli ve eğitim dili Türkçe olma- hdır. Üniversitelerin dil sorunu hakn çok cid- di boyutta olup üniversite verimlilrgini engel- lediği için ünrversitenin ilk yılmda Hacettepe modelinde olduğu gibi bir yil yabancı dil öğ- retüebüir. Bilimsel gelişnıeleri izlemek, dünya Se bütünleşmek için her öğrencinin mutlaka bir yabancı dili bilmesi çağın gereğidir. 8) Üniversite mezunlannın en ciddi sorunu olan kültürel birikimlerinin yetersiz olması, üni- versitelilikbilinçlennın gelışmesi için mutla- ka her alanın bilim tarihi dersı yanında kültür dersınin (uygarlık tarihi, antropolojı ve bilim felsefesıni içerecek şekilde) okutulması ve ciddiye aluıması gerekir. Dil ve tarih dersleri bu çerçeve içerisinde ele alınmaldır. 9) Üniversitelerin akademik, idari ve mali özerknği Baülı çağdaş ülkeler düzeyinde sağ- lanmahdu-. Üniversiteter aşağıdan yukanya doğru örgütlenmesini sağlayacak şekilde yapı- lanmah; bunun için böhunlerin yetkin ve foıik- siyonel olmasu bilimstl faali> ctlcrini rahat ya- pabflmesine oianaktamyan organlarolmaa ge- rekir. Bölüm bütçeleri yanuıda biMm kuruluş- lan ile işbirtiği ve bağunsız proje yürütme ya- pısına sahip olmabdır. 10) Öğrencı ve öğretim elemanlannın ku- rumda örgütlenmeleri yasal güvenceye bağ- lanmalıdır. 11) Ünrversite-toplum ilişkilerinin sağhkh yürütülebUmesi için mutlaka ünhershelerin halkla ilişkiler ve yayın birimlerinin ctkin bir şekilde çauşüruabilir duruma getirihnesi gere- kir. Üniversite-sanayi ilişkisi yine isuşare kon- seyieriaraahğıile DPT,TÜBİX\Kve öbüraraş- arma projeleri alan kuruluşlar çerçevesinde in- celenmelidir. Hiçbir surette siyaset ünhersite- ye ve yükseköğretime müdahale etmemeHdir. Akademik ve mali özerkUk hükümetlere bağ- b ohnaksızm güvencealtmaahnmahdn;tş çev- releri ve shil toplum örgütlerüıin ünhersiteye verecekleri destek yeni kurulacak bir danışma kurulu Ue yilda bırkaç kez toplanarak sağlan- nuş olacaktır. 12) ÖSY merkezi, Üniversitelerarası Ku- rul'un denetimınde olmalı. Üniversiteye gir- meyı bekleyen mılyonlarca öğrenci, daha da çoğalmaması ıçın ilköğretımden başlamak üzere eğilimlerine göre yönlendirihnelidir. Lıselerde ağırlık meslek liselerine verihneli, daha az sayıda ve bilim yapma eğilimi yük- sek olan öğrencıler ise üniversiteye yönlendi- rilmelıdir. Ünıversiteliler olarak arzuladığımız bilim or- tamnıın hazırlanması için yasa ve yönergele- nn hazırlanması konusunda üniversite yetki- li organlannın ve ilgili başka yetkililerin her türlü önyargıdan an olarak toplumsal sorum- luluklannın gereğı olarak çağdaş bir üniver- site reformu yapmalan için gerekli irade ve duruşlannı göstermeleri gerekir. Artık bilgi ça- ğının gereği olan çağdaş ölçütleri belirlenmiş üniversıtelerde coşkulu olarak bilim yapmak istiyoruz. Mustafa Kemal'in bıze emanet et- tiği ülkeye bu yakışır. Böyle bir yükseköğretim ve üniversite mo- delinin ülkemıze kazandmlabümesı için bü- tün taraflann üzerinde görüş birliği sağladığı metnın oluşması gerekir. ,4lınganlık, toptan red- detmek ve bırbirini tanımamakla bu tür sorun- lann çözülemevecegı insanhğın deneyimi için- dedir. Konu, kişisel değil evTensel düzeyde ulu- sun geleceğini ve dolayısı ile hepımizi ılgilen- dirmektedir. 2000'lenn ilk yıllannda yapıla- cak bu yasanın, gelişmiş bir ülke yaratacak ye- tişkin, bılimi ve bilgısi gelişmiş bireyler ye- tiştirecek şekilde organize edilmesi hepimi- zin dıleğıdir. Sonuç: Üniversitelüik bilinci çeşitliliği ge- rektırdığı için kesin olarak anabilim dalı ve bö- lümlenn tanımlanması ve aşağıdan yukanya doğru yapılanması ve güçlü organlar olarak işlev görmesi gerekir. Üniversite bölümleri ve araştırma merkezlerinin dinamik duruma gelmelen için mümkünse gerekli mevzuat, üniversite senatolanna bırakılmalıdır. Üniver- sitelerin ortak politıkalan ve görüşlen Üniver- sitelerarası Kurul tarafından belirlenmeli ve YEK ise yürütücü organ olmalıdır. Üniversitelerin bırer beyin merkezi olması ve bilgi toplumunun gereklerinin yerine getı- rilmesi, verimlilik ve motivasyonun arttınlma- sı için ücret polıtikası, özlük haklan bir bü- tünlük içerisinde iyileştinci önlemleri gerek- tirmektedir. Hepsinden önemlisi iyi öğrenci ve iyi öğ- retim kadrosunun oluşması için üniversitele- rin yanşına oianak tanınmalıdır. Şu anda üzerinde çalışılan yasa önerisinin siyasilerden ve her türlü önyargıdan uzak, her- kesin katkılan ile ve bütün boyutlan ile ele alın- ması gerekir. Yasa önerisinin başta üniversitelüer, TÜ- BA, TÜBÎTAK. öğretim elemanlan demek ve sendikalan ve öbür ilgili birimlerle tartışarak konunun çağdaş normlara uydurulması ulu- sumuzun 3000'li yülara damgasmı vurması için bir son firsat olacaktır. Bu fırsat bir daha ya- kalanamayabılir ve kesin olarak olumluya çevrilmelidir. TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRtŞ SESAVESA KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE! Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerine, üniversitelerin tıp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne Tababet Uzmanlık Tüzüğü, Tıpta Uzmanhk Tüzüğü. Yükseköğretim Kanunu, ilgili yönetmelik ve protokol hükümleri çerçevesinde tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere ahnacak adaylann seçme sınavı, Öğrenci Secme ve Yerleştirme Merkezi tarafından 13-14 Eylül 2003 tarihlerinde Ankara'da yapılacaktır. 1. Sınavın adı 2003 Nisan Dönemi Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'dır (TUS). Sınavın birinci basama- ğını teşkil eden Yabancı Dil Sınavı 13 Eylül 2003 Cumartesi günü saat 09.30'da uygulanacaktır. Bu sınavda başanh olan adaylar ile 15 Eylül 2001, 13 Nisan 2002. 14 Eylül 2002 veya 12 Nisan 2003 tarihlennde yapılan yabancı dil smavlanndan en az birinde başanh olup Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde ve tıp fakültelerin- de uzmanlık eğitimi görmek isteyen adaylar 14 Eylül 2003 Pazar günü saat 13.30'da yapılacak olan bilim sına- vına alınacaklardır. 2. 2OO3-TUS Eylül Dönemi'ne başvuru süresi 21 Temmuz - 1 Ağustos 2003 tarihleri arastndadır. Sınava başvuru sırasında, mezun olmak şarttır. 3. Bu sına\a başvurma, sınavın uygulanması ve değerlendirilmesi ile yerleştirme işlemlerine ilişkın bilgiler, 2003-TUS Eylül Dönemi Kılavuzu'nda (TUS Kılavuzu) yer almıştır. 2003-TUS Eylül Dönemi'ne başvuracak adaylar, 2003-TUS Eylül Dönemi Kılavuzu, Başvurma Belgesi'nden oluşan başvuru evrakım. 4 500.000.-TL. karşılığında Sağlık Bakanlığı il müdürlüklerinden, KKTC'de oturanlar ise "Bedrettın Demirel Caddesi, No: 101. Lefkoşa'KKTC" adresindeki ÖSYM temsilciliğinden alacaklardır. Adaylar kılavuzda belirtilen kurallara göre doldurduklan Başvurma Belgesi ve sınav ücreti olan 60.000.000.-TL.'yi bankaya yatırdıklannı belgele- yen Sınav Ücreti Banka Dekontu'nu en geç 1 Ağustos 2003 tarihine kadar kendilerine en yakm Sağlık Bakan- lığı 11 Müdürlüğü'ne teslim edeceklerdir. Halen ülkemizde bulunan yabancı uynıklu adaylar. Türkiye Cumhu- riyeti uyruklu adaylar gibi başvuru evrakı ücretini ödemek suretiyle kılavuz ve başvurma belgelerini Sağlık Bakanlığı il müdürlüklerinden alarak 2003-TUS Eylül Dönemi'ne başvurabilirler. Yurtdışında bulunan yaban- cı uyruklu adaylar kılavuz ve başvurma belgelerini ücret ödemeden ÖSYM'den yazılı olarak isteyebilirler. Bu adaylann smava girebilmeleri için başvuru evrakı ve sınav ücreti olarak "ÖSYM-TUS-3615856-2 Yapı ve Kredi Bankası Güvenevler Şubesi .\nkaraTürkiye" hesabına 30 ABD Dolan yatırmalan iTurkiye Cumhuriye- ti Merkez Bankası'nca konvertibilitesi kabul edilen, 30 ABD Dolan karşılığı yabancı para olabilir) ve bu para- yı yatırdıklan bankadan alacaklan yurtdışından başvunıyorlarsa banka çekini. yurtiçinden başvuruyorlarsa banka dekontunu (Yurtdışından başvuranlar için teleks, havale kâğıdı, dekont vb. kabul edilmez) Başvurma belgesine ekleyerek süresi içinde ÖSYM'ye ulaşacak şekilde göndermeleri gerekir. 4. Tıp fakültesi mezunlan ve sınav tanhine kadar stajyerliğini tamamlamış teğmen, üsteğmen veya yüzbaşı rütbesindeki askeri sağlık personelinin yanı sıra Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde Tababet Uzmanlık Tü- zügü'nün 6. maddesinin B bendinde belirtilen dallarda uzmanlık eğitimi görmek isteyen veteriner ve eczacılık fakülteleri ile fen fakültesi ve dengi fakültelerin biyoloji ve kimya bölümü mezunlan ile Tıpta Uzmanlık Tü- züğü'nün 19. maddesine göre üniversitelerdeki tıpta uzmanlık programlannda aylıksız olarak eğitim görmek isteyen tıp fakültesi mezunu yabancı uyruklu adaylar da 2003-TUS Eylül Dönemi'ne başvurabilirler. 5. Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülügüne Dair 2514 Sayılı Kanun 27.03.2002 tarihinde yürürlüğe girdiğinden. bu tarihten sonra tıp fakültelerinden mezun olup, halen. Aile Hekimliği, Halk Sağlığı, Anatomi. Embriyoloji ve Histoloji, Fizyoloji, Biyofizik, Tıbbi Patoloji, Tıbbi Farmakoloji. Radyoloji. Radyas- yon Onkolojisi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon. Tıbbi Mikrobiyoloji, Adli Tıp, Enfeksiyon Hastalıİdan, Tıbbi Biyokimya, Nükleer Tıp dallannda asistanlık eğitimi yapmakta olanlar, uzmanlık eğitimleri esnasında ve uz- man olduktan sonra devlet hizmet yükümlülüklerini tamamlamadan başka bir uzmanlık dalma müracaat ede- meyeceklerdir. 6. Bakanlar Kurulu'nun 05.04.1973 tarih ve 7/6229 sayılı karan ile yürürlüğe konulan Tababet Uzmanlık Tüzüğü yürürlükten kaldınldığından Sağlık Bakanlığı'na bağlı eğitim hastanelerindeki Aile Hekimliği ve Halk Sağlığı dallanna başvuracak adaylann da, TUS'ta. yabancı dil ve bilim smavına ginneleri gerekir. 7. Başvurma Belgelerine TC kimlik numarası da yazılıp kodlanacağından. adaylann bu numarayı şimdiden nüfus idarelerinden öğrenmeleri yararlanna olacaktır. 8. Başvurusu geçerli sayılan adaylann Sınava Giriş ve Kimlik Belgeleri 21 Ağustos 2003 tarihine kadar adaylartn adreslerine postalanmış olacaktır. 9. Postadaki gecikmelerden merkezimiz sorumlu değildir. Sınava Giriş ve Kimlik Belgeleri 10 Eylül 2003 tarihine kadar ellerine geçmeyen adaylar merkezimize başvurarak bu belgelerini yeniden çıkartabilirler. 10. 2O03-TUS Eylül Dönemi ile ilgili danışma için 298 80 50 (ÖSYM-Ankara) numaralı telefona başvura- bilirler. ÖSVTV1BAŞKANLIĞI Basın: 33789 Denizlerimiz Biz Çocuklann Geleceği... Selİnay TÜFEKÇİ MUas Merkez tlköğretim Okulu 4. SınıfÖğrencisi D enizler ekonomik olarak çok büyük bir gizilgüce (potansiye- le) sahıptir. Denizlerimizden çok çeşitli amaçlar için yararlanabilir ve bunu ülkemizin kalkınması için kul- lanabiliriz. Ülkemizin üç yanı denizler- le çevrili olduğu için aslında bizler, ül- ke olarak çok şanslı insanlanz. Hem tu- rizm için hem de denizlerdeki canlı ha- yatının devam etmesi için görev bize düşmektedir. Denizlerimiz, başta balıkçılık için önemlidir. Birçok ülke balıkçılıkla ge- çimini sağlamaktadır. Üç yam denizle çevrili olduğu için ülkemiz, bu konu- da başka ülkelere göre daha fazla ola- nağa sahip bulunmaktadır. Denizlerde kafes içinde baltk üretimi yapılarak, denizlerden daha fazla balık elde edil- meye çahşılmaktadır. Milas ve Bod- rum kıyılannda kafes balıkçılığı yay- gm olarak yapılmaktadır. Bu balıklar hem yurtiçinde tüketilmekte hem de başka ülkelere satılarak ülkemize dö- viz kazandınlmaktadır. Ama kafesler- de balık yetiştirilirken, denizlerimizin kirlenmemesi, bundan turizmin zarar görmemesi için gerekli önlemler alrn- malıdır. Herkesin bildiği gibi, denizler, aynı zamanda turizm için de çok önemlidir. Yazın ülkemize çok sayıda turist gelir ve bunlar dinlencesini (tatillerini) de- niz kıyısındaki tunstik kuruluşlarda geçirerek. ülkemize döviz bırakırlar. Denizlerimizden ulaşım amacıyla da yararlanabiliriz. Büyüklerimiz deniz ulaşımınm karayolu ulaşımrna göre da- ha ucuz ve daha az tehlikeli olduğunu söylüyorlar. Öyleyse karayolu ulaşımı büyük öl- çüde deııizlere kaydınhnahdır. Böyle- ce yollanmızın yükü hafifleyecek, can kaybma yol açan trafik kazalannda bü- yük ölçüde azalma olacaktır. Denizlerden turistik gezi amaçlı ola- rak yararlanmamız gerekir. Ülkemizin coğrafi konumu gereği kıyılan doğal güzelliklere sahiptir ve yüzlerce girin- tili çıkıntıh koyu bulunmaktadır. Bu koylann hepsi birer cennet gibidir. De- nizde yapılan gezintilere mavi tur de- nildiğini biliyoruz. Mavi turlan ne ka- dar çok düzenleyebilirsek, bu turlan yerli ve yabancı turistler için ne kadar eğlenceli duruma getirebilirsek.. o ka- dar kazançlı olacağımız ortada. Yat tu- rizmi de bilinen bir gerçek. Örneğin ilçemiz olan Milas'ın Güllük, Ören ve Ege'nin kıyı beldeleri yat turizmi için çok elverişli. (Yalnız, Güllük'ün için- deki iskele oraya hiç yakışmıyor. Ara srra hafta sonlan gezi için Güllük'e gıt- tiğimizde, limana yük taşıyan kamyon- lann ğürültüleri, madenlerin gemilere yüklenmesi srrasmda çıkan sesler çok rahatsız edici. Yine Akdeniz'de yaşayan fok balık- lannm bannma yerleri de Bodrum'un Yalıkavak beldesinin denizidir. îşte de- nizlerimizde herkesin ilgi duyduğu böy- le canh \-arhklann yaşaması; turizm, çev- recilik ve doğa severler açısmdan ül- kemizi ilgi çekici bir ülke konumuna getirmektedir. Doğanm ve çewenin korunması biz çocuklann yaşamı, sağlığı ve geleceği için çok önemlidir. Bir ekonomik de- ğer olan denizlerimizin değerini bil- meliyiz. Temiz doğa, temiz çevre ve sağ- lıklı ortamlar biz çocuklann rüyası ve geleceğidir. Güzel yurdumuzda sağ- lıklı ortamlarda yaşamak ve büyümek istiyoruz. Cumhuriyet k : •• a f 1 a r ı İlhan Selçuk YÜZBAŞI SELAHATTtN'tN ROMANI Birinci Kitap tkıncı Kıtap Dünü Unutma.. Bugünü İyi Anlarsın.. *** 1916-1917 Irak Savaşlan Cumhuriyet Çağ Pazarlama A Ş. Turkocagı Cad. No.39 41 . kitap kulübû 134334) Cagaloglu-istanbul Tel (0212) 514 01 96 CUNEYT ARCAYUREK GEBİ GtDİŞE İZİN YOK 28ŞTJBAT Sıyasi yaşamımi2Ln gûndemı tanıdık olaylarla dolu. Sankı bunlan daha önce de yaşamıştık! Bhgün devletimizi ugraştıran "Kuzey Irak sorunu"nun yedi yıl öncekı durumu, ABD desteğınde Turkiye'ye kafa tutan aşiret reısı Barzani'ye o tarihlerde venlen paralarla silahlar; Türkıye'nin 2003 te bir türlü başaramadıgı, Kuzey Irak'ta "tampon bolge kurma" gırişimı ve sonuçlan, Erbakan-ÇiUer Uuüsinin yurt duzeyınde yarattığı olumsuzlar, Refah Partisi'nin kadrolaşma hareketi; giderek gelişen, bir rejun soranuna dönüşen gericiük heveslenne karşı Turk Silahh Kuvvetleri... Cüne)1 Arcayurek, Türkiye nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel e danışmanlık yaptığı donem, devletin "tepesınde" oluşup gehşen (bize yalnızca >-üzeyse! yanlan ve sonuçlan aktanlan) olaylann içyüzüne tanıldık etti ve bunlan kamuoyunun da bilmesi gerektiği inancıyla kâgıda döktü. Yine sansasyon yaratacak, yine çok konoşulacak ve konuşturacak bir kitap... YAYIHEVI - Ankf» 0.312.««999,F»*t:0.ît2.43177S« [-İStaHbul 0J12.5225201 ;F»Jcs;O.Jt 2.5274119 İ - Ankua O.312.4344106/ Faks: O312.4Î3193« »rww.bilciyayinevUotn.tr KVLTUR GEZILERİ SÜRÜYOR... Ozgün, alışılmışın dışı, farklı olanı yakalavın. www.festtrav el.com Kültür gezilerinde bir klasik... Artvin-Doğu Karadeniz Yaylalan 16 - 24 Ağustos 2003 Biinyad Dmç Fransa Rönesans Şatoları, Ortaçağ Katedralleri 13 - 20 Eylul 2003 < Yıldınm Buktel Endülüs - Madrid - Toledo 26 Eylül - 3 Ekim 2003 ' İlker Özünlü Tibet - Butan - Nepal 29 Eylül - 15 Ekim 2003 Faruk Pekın Küba'da Doğa ve Tarih 14 - 22 Ekim 2003 ' İlker Özünlü Suriye - Lübnan 15 - 27 Ekim 2003 ı Yıldınm Büktel TEL: (0212) 216 10 36 - 37 FAX: (0212) 216 10 30 e-mail: fest@festtravel.com INGILIZCENIZ İNGİLİZCENİZ sorun yaratıyor ise... veya... gelecekte, sevdlklerlnlzln bu sorunları yaşamalarını Istemlyorsanız... The English Centre Dil Okulu size akılcı çözümler öneriyor genel ingilizce programları çocuklara özel programlar sirketler ve kuruluşlar için özel programlar is ingilizcesi programları konusma sın^ları bire-bir eğitim TOEFL - IELT5 - KPO5 hazırlık programlan Datayfl Bilgi İçin İSTANBUL Rumell Cad. No:92 80220 Osrnanboy Te(:(0212) 225 91 72 - 247 09 83 mail: englıshcantre6ftuperonJın«.cofn InterDat http^Avww ertglıshcantrefom http7\vww englishcentre.net ENGLİSH CENTRE Armağan & Umut Durbakayım çiftinin bir oğlu oldu. Umut Can aramıza hoşgeldin. Rabia llknur Sak ve Ailesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear