25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2003 PERŞEMBE HABERLER DÜNY4DA BUGUN ALİ SİRMEN Bush'un Yol Hanitası ve Uzun Yolcııluğu Dünyanın sekiz zengininden yedisinin devlet ve hiikümet başkanlan, o tuhaf tatlı suyuyla nasıl dün- ya japında bir şöhrete eriştiğini bir türlü anlaya- madığım, Fransa'nın Evian kentindetoplantıları- nı noktalarken zenginliklerin zengini, dünyanın pafronu, ABD Başkanı George W. Bush, çok- tan Şarm El Şeyk'te, Mısır Devlet Başkanı Hüs- nü Mübarek ve öbür Arap liderleriyle buluşmak üzere, Avrupa'dan Ortadoğu'ya uçmuştu bile. Irak Operasyonu'nun ilk aşamasını öngördü- ğü gibi, başarılı bir şekilde bitirmiş olan Başkan Bush, şimdi 2005 yılına kadar bağımsız Filistin dev- letinin kurulmasını da içeren yeni yol haritasını an- latmak üzere, Ortadoğu'nun önde gelen liderle- riyle görüşmekte. Bütün bu görüşmelerin en çarpıcı yönlerinden biri de çeyrek yüzyıldan fazladır Filistin konusu- nun gündeme geldiği bütün görüşmelerin baş ak- törü Yaser Arafat'ın artık sahneden çekilmiş ol- masıdır. ABD, Ariel Şaron'unda katkısıyla oluşturulmuş bulunan yeni Ortadoğu planının önünde engel ola- rak gördüğü Yaser Arafat'ı, tarih sahnesinden sil- miş görünmekte. • • • Başkan Bush'un, yeni dünya düzeni içinde, Ortadoğu ile ilgili yol haritasını anlatıp kabul et- tirmek için çıktığı yolculuğ un Avrupa aşaması da oldukça ilginç geçti. Artık, geleneksel müttefîklerdönemini bırakıp, "birolayda kim yanımdaysa, o müttefikimdir" bi- çiminde özetlenebilecek olan "AdHoc lttifak"\ar dönemini açmış olan Bush, bu politikasının ör- neğini, Irak'ta Pax Arnericana'nın kayıtsız koşul- suz destekçisi olarak görülen Polonya'yı ziyaret edip bu ülke ve liderlerine övgüler yağdırarak verdi. Şu sırada, doğum yeri olan efsanevi St. Peters- burg'un üç yüzüncü yılını büyüktörenlerle kutla- yan Vladimir Pırtin de Bush'un iltifat pastasın- dan ıkramını alanlar arasına girdi; üstelik Irak ko- nusunda, VVashington ile Moskova arasında ki- mi görüş ayrılıklan bulunmasına karşılık... Bush'un uzun yolculuğunun en merak edilen etabı ise G-8 zirvesi için gîttiği Evian'da, Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile karşılaş- ması olmuştur. Bilindiği gibi, Irak savaşı sırasındaki tutumla- rıyla, Alman Şansölyesi Schröder ile Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Başkan Bush ile iyice araları açılmış durumdaydı. General De Gaulle'ün kırk yıl önce Eisenho- vver'a kafa tutmasıyla başlayan, çok kutuplu, da- ha kendi başına buyruk Fransız dış politikası çağ- rışımları, De Gaulle'cü olarak tanınan Chirac'ın, Schröder'den daha fazla Amerikalıların tepkisini çekmesine neden oluyordu. • • • Doğrusu ya, güç bir ekonomik boğazdan ge- çen, en büyük gelir kaynağını, yıllık 70 milyon tu- ristin oluşturduğu Fransa'nın, Âtlantik ötesinden gelecek olan zengin ziyaretçilere çok ihtiyaç duy- duğu şu sıralarda, bir Amerikan ekonomik am- bargosuna hiç tahammülüı yok. Bu yüzdendir ki herkes, Chirac'ın, Bush'un tav- nnı yumuşatmak için elinden geleni yapmasını bek- liyordu. Oysa, baş başa görüşmelerinde neler konuş- tuklarını bilemesek de görünüşte Chirac'ın tavn hiç de öyle olmadı. Bir yandan Brezilya Devlet Başkanı'na göster- diği yakın ilgi, öte yandan G-8'lerin, yani zengin- lerin yoksul güney diye diyaloğa daha fazla önem vermesini ısrarla vurgulayan tavn, çok kutuplu bir dünya özlemini dile getiren konuşmalarıyla Fran- sa'nın bir numarası, hiç de alttan alan bir tavır için- de görülmedi. Zaten, Bush'un kameralar önündeki gülümse- mesine karşın, el sıkışmaları bile gergin ve soğuk bir hava içinde geçti. Kovboy Başkan, Evian'ı toplantı sona ermeden bir gün önce terk eder, Ortadoğu'ya giderken şu mesajı veriyor gibiydi: - Ben söyleyeceğimi söyledim. Sizgerisini ko- nuşun! Benim başka bölgeleri de düzenlemem gerek. Onun için Şarm El Şeyk'e gidiyorum. Unut- mayın büyük patron ne isterse o olur! Bakalım, büyük patron, hakça değil, Bush'ça bir düzeni getirmeyi amaçlayan Pax America- na'nın bir parçası olan Ortadoğu yol haritasını ne kadar yaşama geçirebilecek? AKP MYK. icraatları ele aldı Hedeflerin yüzde 6O'ı gerçekleşti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP Merkez Yürütme Ku- rulu (MYK) hüküme- tin Acıl Eylem Planı çerçevesinde 6 aylık ıc- raatını ele alarak not verdı. Parti yöneticile- ri, henüz hazırlığı sü- ren bazı taslak çalışma- lan da icraat sayarak ön- görülen hedeflerin yüz- de 60"ının gerçekleştı- ği görüşüne vardı. AKP Merkez Yürüt- me Kurulu'nun hafta- lık toplantısında 6 aylık icraat masaya yatınlır- ken uygulamadaki ek- siklerin IMF ile zaman zaman soğuyan ilişki- lerden kaynaklandığı. thale Yasası ile ekono mi bakanhğı kurulma- sı konularındaki gecik- menin buna örnek oluş- turduğu belirtildi. Parti yöneticileri Acil Eylem Planı'ndaki 1-3 aylık hedeflerin büyük ölçüde tutturulduğu, 6 aylık hedeflerin büyük bölümü için de altyapı çalışmasına başlanıldığı görüşüne vardı. Buna göre. Içişleri Bakanh- ğı'nın kamu yönetımin- de bürokratik engellerin azaltılmasına ilişkin ça- lışması, 600 tesisten 70 inin satışa hazır ha- le getirihnesi, yatınm- cılara bedelsiz arsa tah- sisinin uygulamaya ko- nuhnası, sağlık kuruluş- lannın tek çatı altında toplanmasını öngören düzenleme ve yabancı yatınmcının özendıril- mesiyle ilgili tasanlarla altyapı oluşturulduğu be- hrtıldi. Çiftçilere 'Gözünüzü kara toprak doyurur' diyen Tanm Bakanı'na her kesimden tepki yağdı Güçlü istifaya Tanm Bakanı Sami Güçlü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Tanm ve Köyişleri Ba- kanı Sami Güçlünün çiftçile- re yönelık olarak dile getirdi- ği. "İnsanoğlunun gözünü ka- ra toprak doyurur" sözlerine tepkı yağdı. Tanm Bakanı Güçlü'nün ön- ceki gün düzenlediği basın top- lantısında dile getirdiği, "Da- ha yüksekfiyataçıklasak. tabii üreticüer nıenınun olur. tnsa- noğlu böyledir. Gözünü az da doyurmaz. çok da doyurmaz. Ne doyurur biliyor musunuz, kara toprak..." sözleri büyük tepki yarattı. CHP Adana Mil- letvekili Atifla Başoğlu, TBMM Başkanlığı'na verdiğı soru • CHP, bakanın sözlerini Meclis gündemine taşıdı. DYP, Güçlü'nün özür dileyerek istifa etmesini ya da azledilmesini istedi. Bakan ise kendisini "Ben insanoğlu için genel olarak o ifadeyi kullandım. Bu. çiftçileri özel olarak kasteden bir ifade değildir" diye savundu. önergesinde. demokrasilerde sorumlu makamlarda bulunan- lann sözlennın nereye varaca- ğını düşünmeksizin konuşma özgürlüğü olmadığıru vurgula- dı. Başoğiu, "Köylümüzü aç- gözlülükle ithanı etmekteki amacınız nedir? Köylü ile kav- ganızın bu memlekete bir fay- da sağlamayacağı gerçeğinden yola çıkarak, onların yaraları- nı saracak bir program uygu- lamayı düşünüyor musunuz?" sorulanna yanıt istedi. DYP'lı Nevzat Ercan, yaptı- ğı açıklamada. Güçlü'nün çıft- çıyle ılgılı "vahim beyanlannın kınanarak geçiştirilecekveya üs- tü örtülecek nitelikte olmadığı- nı" kaydettı. Ercan. şöyle dedi: "Hakaret, 59. hükümetin Türk çiftçisine bakışını ortaya koyar. Böyle bir bakanın, bu sözden sonra bakanlığını sür- dürmesi, çiftçiye ikinci bir ha- karet olur. Bakan, özür dileye- rek derhal istifa etmeü veya ba- kanhktan azledilmelidir." Eski Tanm ve Köyişleri Ba- kanı Hüsnü YusufGökalp, çift- çilenn, bu hükümet dönemınde böylesine aşağılanmasını asla kabul etmediklerinı ve bunu ya- panlardan hesap soracaklannı behrterek. "Çiftçiyi mezara so- kamazlar" dedi. TZOB Başkanı Şemsi Bay- raktar, düzenlediği basın top- lantısında. "Beyanlan doğru ise dahi, bunu bir sürçülisan ve kasnnı aşan bir ifade olarak ka- bul ederim. Çiftçi rant peşinde hiç olmamıştır, bu tür bir ifade rantpeşinde koşanlariçin geçer- li olabiÛr" dedi. Bu sözün hü- kümeti sıkıntıya sokacağına işaret eden Bayraktar, "Zirabu şekilde bir beyan IMF'den çok EVIF'ci olmak gibi bir anlayışı gösterir" diye konuştu. Tanm Bakanı Güçlü ise gaze- tecilenn sorulan üzerine "Bu özel olarak o kesün için söylen- miş bir ifade değil. Bu insanoğ- lunun tutunı ve davraıuşlanna yönetik olarak kuDandığırnız ge- nel kavramlardan birisi. Dola- yısıyla bu nıaksat için söyledim, özel olarak sektörle ilgili özel bir anlamda açıklannuş bir söz de- ğildir" açıklamasını yaptı. AKP TEŞKİLATI DA TEPKÎLİ // başkanlan Erdoğan 'a şikâyet etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Buğday taban fiyatına tepki gösteren çiftçilen hakaret ederek yanından kovan Tanm Bakanı Sami Güçlü'nün ıcraatı, önceki gün AKP Genel Merkezi'ndeki il başkanlan toplantısında da tartışmaya neden oldu. Bakanın skandal sözleri duyulmadan önce gerçekleştirilen toplantıda en fazla eleştıri alan kabıne üyesi Sami Güçlü oldu. Çok sayıda il başkanı, buğday taban fiyatının yetersiz olduğunu, çiftçinin harcamalan, mazot fıyatı ve emeği dikkate alındığında bu fiyatla geçinmenın olanaklı olmadığını vurguladı. II başkanlan aynca Tanm Bakanhgı'na bağlanan Köy Hizmetleri Genel • Güçlü'nün 'Sizi kara toprak doyurur' diye köylüleri hedef aldığı saatte AKPil başkanlannın da Başbakan'a bakanı şikâyet ettiği öğrenildi. Erdoğan ise "Haksızlık yapmayın" diyerek bakanı savundu. Müdürlüğü'nün yeterince çahşmadığını, köy yollannın yapılmadığını belirtti Başbakan Tayyip Erdoğan ise "Haksızlık etmeyin. Daha önce mazotta \iizde 35 indirim uygulandı mı? Bunu da hesap ederseniz farkı görürsünüz" diyerek bakanı savıındu. Erdoğan, mazot indınmı uygulamasından küçük ölçekli çiftçinin yararlanmasını engelleyen uygulama sorunlannı da göz ardı etti. ilginç uvarüar Tavyıp Erdoğan, kongre sürecındeki teşkilat yönehcilerine ilginç uyanlarda bulundu. Edinilen bılgıye göre AKP lideri, kongreierde "tek adayın" çıkmasını, çok adaylı yanşlann da "seviyeli ohnasuu" istedi. İl yönetimlerine yolsuzluklara kanşmış ısimlenn getirilmemesini vurgulayan Erdoğan, "Bütün gözler üzerimizde. Kırmızı çizgilerimizi ihlal edenin gözünün yaşuia bakmam" uyansında bulundu Antalya teşkilatırun bürokratlara dönük atama yazısı, Elazığ Ferrokrom işletmesınde yönetim kurulu üyesi olan il başkaru. Çanakkale-Bayramiç belde başkanının kadrolaşma anonsu gibi basına yansıyan örnekleri aktaran Başbakan. "Bunlan duydukça çılgına dönüyorum. Bu tür davramşlarla bize, siz tuzak kuruyorsunuz. Böyle bir şeye hakkınız yok. Hiçbir il başkanı kamu kurumunda görev abnayacak. Bu böyle biünsin" dive konuştu tl başkanlanna "Siz bizim omurgamızsınız" diyen Erdoğan şunlan söyledi: "MiIlet\ekiDerini ayda bir toplayın. Hesaba çekin. Bazılannın arasında sorun var. Onlan siz birleştirin." KOLELIK YASALARI GERİCEKİLSIN 1Istanbul SendikalarBiriiği'neüyebirgrup, işyasasuuveto etmesi için Cumhurbaşkanı'natelgrafçekti. ( AA) TBMM'de 'tutanak' komedisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda, Iş Yasası'nın "çalışmasüreleri' 1 nı düzen- leyen 63. maddesinin görüşmeleri sırasında kome- diye dönüşen bir dizi hata yapıldığı ortaya çıktı. Iş Yasası'nın TBMM Genel Kurulu'ndaki ilk gö- rüşmeleri. 13 Mart'ta yapıldı. 12. maddesine kadar gelinen tasan, daha sonra Çalışma Komisyonu'na geri çekildi ve bazı maddeleri değiştirilerek yeniden genel kurula sunuldu. Komisyonda, tasannın 63. maddesinin "Ortalama çalışma süresi,fazla çahşma- lar da dahil ohnak üzere haftada 48 saati aşamaz" bi- çimindeki üçüncü fikrası çıkanldı. Genel kurulda, 63. maddenin görüşmeleri sırasın- da CHP'li millet\'ekilleri, tasannın ilk haline göre öner- ge verdi. Bu önergede, komisyonda çıkanlan 3. fik- ranın yasa metninden çıkanlması istendi. Bu öner- genin eski maddeyegöre \erihniş olduğunu fark et- meyen Başkanlık Divanı, önergeyi işleme koydu. Hükümet ve komisyon da dalgınlığa düşünce öner- ge görüşüldü, ancak kabul edilmedı. TBMM stenograflannın. söz konusu maddeyi ko- misyondan genel kunjla ilk gelen biçimiyle tutanak- lara alması ve bu tutanaklann intemette yayımlan- ması, olayı komedıye çevirdi. DlSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendıkası, kabul edilen yasa metni ile Köşk'e gönderilen metin arasında değişiklik yapıl- dığını bir basın açıklamasıyla duyurdu. Bu açıklama- nın ardından internetteki tutanaklar değiştirildi. Kapatılma olasılığına karşı yann DCP kuruluyor DEHAP paıtiyi yedekledi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - HADEP'ın Ana- yasa Mahkemesi'nce temelli ka- patılması. DEHAP hakkındaki davanın da sürmesi nedeniyle "yedekparti" kurulması için düğ- meye basıldı. Demokratik Cum- huriyet Partisi (DCP) adını ala- cak olan parti. HEP, ÖZDER DER HADEP ve DEHAP'ın çızgısın- de olacak. Partinin adının Ab- dullah Ocalan'ın Imralı duruş- malan sırasında dillendirdiği "De- mokratik Cumhuriyet Projesi" ile benzerliği dikkat çekerken sı- yasi çizgisinin "demokratik sos- yafizm" olacağı belirtildi. HADEP'ın kapatılmasının ar- dmdan yeni bir oluşum arayışı- na giren partililerden bazılan yol- lanna DEHAP'la de\am karan al- dılar. Ancak DEHAP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı- lığı taranndan açılan kapatma da- \ası yeni arayışlan hızlandırdı. DEHİ\P'm 2004 yerel seçimle- rine kadar kapatıhna olasılığını göz önünde bulunduran eski HA- DEP'lıler, Ahmet Türan Demir başkanlığında yeni parti içm ha- zırlıklara başlamışlardı. Partinin tüzük ve program çalışmalan ge- çen günlerde tamamlandı. Yeni partinin kuruluş dilekçe- sınin yann İçışleri Bakanhgı'na sunulması bekleniyor. Partinin genel başkanlığına ise kapatılan RA.DEP'in genel başkanı .Ahmet Turan Demir getirilecek. .Ahmet Turan Demir, Cumhu- riyet'in sorulan üzerine yeni ku- rulacak partinin sol çizgide. "de- mokratik sos>aüzmi" hedefle- yen bir parti olacağını dile ge- tirdi. Partinin politik anlayış ba- kımından RADEP'ten farklı ola- cağını anlatan Demir, "HADEP daha sosyal demokratbir parth- dL Ama >«ni parti daha da sol çiz- gide olacak" dedi. YSK KARŞI: Gödemci bağımsıdık ilkesiyle bağdaşmaz ANKARA (ANKA) - Yüksek Seçim Kurulu (YSK)AlhncıUyumPa- keti'nde yer alan ve Tür- kiye'nın taraf olduğu ulus- lararası kuruluşlann tem- sılcılerinin, seçimlenn tüm aşamalannı izleyebilecek- leri düzenlemesine şid- detle karşı çıktı. YSK, "Hiçbir ülkenin seçim ka- nunlannda uluslararası kuruluşlann gözlemcile- ri gelir, her aşamayı izler diye hüküm yok. Sanki müstemleke maddesL, sö- mürge maddesi anayasa- daki bağımsızhk ilkesiyle bağdaşmıyor" görüşünü sa\-unuyor. Edinilen bilgıye göre YSK, AKP hükümetının çıkarmayı planladığı, an- cak askeri kesimin karşı çıktığı bazı düzenlemeler karşısında benzer görüş- ler ıletti. Paketin 5'inci maddesiyle Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seç- men Küriikleri Hakkında Kanun'a getırilmesı dü- şünülen Ek Madde 8 ile il- gili olarak Adalet Bakan- lığı'na görüş bildiren YSK, düzenlemeye şid- detle karşı çıktı. Görüşüne başvurulan YSK kaynakJan konuyla ilgili düşüncelerini şöyle ifade etti: "Hiçbir ülkenin seçim kanunlannda uluslararası kuruluşlann gözlemcileri gelir, her aşamayı izler, di- ye hüküm yok. Sanki müs- temleke maddesi, sömürge maddesi TürkryeCumhu- rheti Ana\asası ndakiba- ğımsızhk ilkesiyle bağdaş- mıyor. Biz de o yönde gö- rüş bildirdik. Mütekabili- yet esasuıa göre bu konu- labilir. 3 Kasım'da da gel- diler. İzlemelerine engel maddeyok. Bunu yasalzo- runluluk haline getirmek uygun değiL" NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Katıldığım toplantının başlığı bu. Erivan'da NATO'nun desteğiyie, Prag zirvesi sonrası NATO'yu konuşmak ne anlama geliyor? ABD'Iİ, Ingiliz, Iran- lı, Yunan, Gürcü ve Ermeni diplomat- lar, aydınlar, araştırmacılar, yeni NA- TO içinde Kafkaslar'ın rolünü tartışı- yorlar. ingiliz Büyükelçi David Miller'e sordum, "Kafkaslar'da NATO ne an- lama geliyor?" Miller, yıllarca Erme- nistan'da büyükelçilik yapmış: "NA- TO'nun üç görevi var. Birinci görevi güvenliği sağlamak. Ikincisi genişie- yerek siyasi istlkrara katkıda bulun- mak. Üçüncüsü terohzme karşı sa- vaşı geliştirecek yollar inşa etmek. Kafkaslar'ın üç ülkesi Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan içindeAzer- baycan ve Gürcistan NATO ile iliş- kilerini epeyce geliştirmiş durumda- lar. Ermenistan'ın da ileriemesi ge- rekiyor. Bu toplantı önemli." Miller'e "Bu ülkelerin hepsinde cid- di bir Rus askeri üstünlüğü ve ılişki- si bulunuyor. Bu nasıl gerçekleşecek" diye sorunca güldü, "Rusya NA- TO'nun buralarda bulunmasından memnun. Zaten kendisi de NATO Trag Zirvesi Sonrası NATO' ile işbirliği yapıyor" cevabını verdi. Toplantıya Rusya'dan katılan akade- misyen Oleg Barabanov ise bölge- dekı göç dalgalanna dikkat çekti ve eski Sovyet ülkelerinden Rusya'ya yoğun göçün bölgenin güvenliğini tehdit eden etkenlerden biri haline geldiğıni söyledi. Toplantıya ev sahipliği yapan Erme- nistan Araştırmalar Merkezi Direktö- rü ve geçen günlerde muhalefetteki Adalet Bloku'ndan milletvekilı seçi- len Profesör Tatoul Manasserian, toplumsal güvenliği tehdit eden çev- re güvenliği, enerji güvenliği gibi ko- nulann önemine vurgu yaptı. Karabağ sorununda olduğu gibi karşı tarafı dinlememenin sorunların çözümünü zorlaştırdığını söyledi. Manasseri- an'ın dikkat çektiği tehlıkeli konular- dan birisi de bölge ekonomisinın do- larizasyonu idi. Herşeyin dolara en- dekslenmesinin ekonomık istıkrar- sızlığı arttırdığını beürten, Manasse- rian, bölgede yüzde 20'lık bir kitlenin açlık sınırının altında yaşadığı gerçe- ğinin altını çizdi. Toplantıda konuşan Ermeni aka- demisyenler, Rusya'nın bölgedeki egemenliğinin NATO veya başka bir yolla dengelenmesinın önemi üze- rinde durdular. Dağlık Karabağ soru- nunun da hâlâçözülememiş olmasın- dan rahatsızlıklannı dile getirdiler. Ko- nuştuğum Ermeni akademisyenler, kendilerini anlayan asıl ülkenin ABD olduğunu söylüyorlar. En çok merak ettikleri konu iseTürkiye'nin Ermenis- tan'la olan sınınnı açıp açmayacağı. Diyorlar ki Türkiye Gürcistan'la tica- ret yapıyor ama, oraya sattığı birçok malı biz alıyoruz. Benim yazı yazdı- ğım masanın yanı başında akşam daveti hazırlanıyordu. Sıcak yemek- lerin muhafaza edilip servise sunul- duğu büyük metal kapların markası- na baktım "öztiryakiler"d\. Yani Tür- kiye'den gelmışti. Henüz Erıvan'ıtam dolaşmaya fırsat bulamadım, ama eminim ki 9 yıl önce gördüğüm man- zara pek değışmemiştir: Bütün tez- gâhlan Türk malları kaplıyor. * • • Üç dört gün önce Prag'daydım. Prag'dan sonra Erivan, Türkiye'nin doğusuyla batısı arasında iyi bir kı- yaslama olanağı veriyor. Erivan Ha- vaalanı'na uçağımız iner inmez, bir- çok yolcu daha motorlar durmadan ve uçak park etmeden cep telefon- lannı açtılar, ayağa kalkıp eşyalarını toplamak üzere harekete geçtiler. Hostesler onlan zar zor durdurdu. Ardından pasaport kontrolü için kar- gaşa başladı. Bazılan araya girip öne geçiyorlardı. Evet anladım ki burası Doğu'ydu, burası Batı'ya benzemiyor- du. Buralarda Batı ile karşılaştırıldı- ğında kuralsızlık kural haline gelebi- liyordu. Karşılaştığımız insanlar çok sıcak ve ıçten davranıyor. 9 yıl önce geldi- ğimi öğrenince, "Nasıl Erivan değiş- miş mi" diye soruyorfar. Evet Erivan değişmiş, yeni binalaryapılmış, tami- ratlarsürüyor. Ancak yoksul bir ülke. Prag'ın ihtişamından sonra burası çok farklı geliyor. BanaTürkiye-Ermenistanilişkileri- ni soruyorlar. Ben de Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorunlann çö- zülememesi Türkiye'yi etkiliyor ce- vabını veriyorum. Sulen, Ermenistan Üniversitesi'nde Türkoloji okumuş. Türkiye'nin 1920- 30'lu yıllarını araştıran bir kitap üze- rindeçalışıyor. Siyasi islamla Avrupa Birliği'nin nasıl bağdaştırılacağını so- ruyor. NATO adına toplantıya katılan Yunanistanlı Despina-lno Afento- uli, Istanbul'a olan hayranlığını anla- tıyor. Prag'dan Erivan'a gelince Türki- ye'nin bölgedeki önemi daha iyi an- laşılıyor. Türkiye'nin bir ucu Avru- pa'da, bir ucu Kafkaslar'da, diğer ucu Ortadoğu'da. Eğer, sorunlannı çözüp demokrası yönünde ciddi adımlar atabilirse, bölge için önemli bir istikrar unsuru haline gelebilir. Bü- tün bölge için Batı ile bir köprü gö- revi yerine getirebilır. Dünya giderek küçülüyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear