Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2-4- HAZİRAN 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
tö Aıuyasa tastiğ
nedenTürkçe
S TsrUtp ütedUdrt gU
"? çevirmestiiSye!
DunurCazeteci
Mehmet Ali
Birand oğlunu
evlendirrniş; düğünü
Ertuğrul Özkök
yazmış... Düğünde
Ozkök'ün dikkatini en
çok gelinin babası Eric
Fojo çekmiş... Eric
Fojo, Meksika asıllı bir
Amerikalıymış,
Vietnam'da savaşmış,
yüksek hizmet
madalyaları almış ve
Pentagon'da
çalışmış... Ertuğrul
Ozkök, "Yani
Türkiye'nin ne
olduğunu çok iyi bilen
bir Amerikah" diyor...
Bunu okuyan Irfan
Tuna da, "Bağlantıya
bak, bağlantıya.
Mehmet Ali Birand'ın
muhterem dünürü Eric
Rojo'nun, Pentagon'da
görev yapmış olması
Türkiye'yi çok iyi
bilmesi oluyor... Ne
diyelim... Hayıriı işler"
diyor.
Git-Gel
Akif Kökçe: "Kamu
kuruluşlarının
yöneticileri
kamuoyuna hesap
verecekmiş. Işte
hesap günü
soyleyecekleri: Bugün
gideyim, yann gelirim!"
Etektronik posta: denizsojn@cumhuriyetcojn.tr Tei: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Vergi kaçırmak zamanaşımı
güvencesindeymiş...
"Aşınlmış kazanç kutsaldır!"
ürkıye'nin 46 kentinde güzel sanatlar lisesi
var; bunların müzik bölümleri var; müzik eği-
timi alan öğrenciler için okullarda yeterli mü-
zik aleti yok! Yıllardır imam hatip okullanna
"rahle" desteğini esirgemeyen devletten güzel sanat-
lar liselerine müzik aleti göndermesini tabii kı beklemi-
yoruz... Ama Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nın
yeni projesi ile çok şeyler yapılabilir... Projenin adı:
Anadolu Okullarını Müzik Aletlenyle Donatalım.
Çağdaş Türkiye'nın gelecek güvencesi için Çağdaş
Yaşamı Destekleme Demeği şöyle diyor:
"Birçok ailede eskiden kalma, kullanılmayan birçok
müzik aleti bulunmaktadır. Aileler, örneğin artık kulla-
nılmayan bir piyanonun üzerine bir örtü örtüp vazo, bıb-
lo koyarak bu değerlı aleti hatıra bir köşe süsü olarak
işlevsiz şekilde değerlendirmektedirler. Buna benzer
pek çok örnek verilebilir. Oysa evlerde terkedilmış mü-
zik aletleri, bir onarımdan geçirilıp genç yeteneklerin
eğıtiminde yarariı kılınabilir. Müzik sevgisinin ve eğiti-
Muzik
mınin gelişmesi ve yaygınlaşması için, eski müzısyen-
lerin, iyi müzik dinleyicilerinin ve duyarlı müzik dostla-
rının katkı sağlaması bu proje için çok önemlidir."
Projenin birinci önceliği evlerde kullanılmayan mü-
zik aletlerini okullara yönlendirmek... Ikinci önceliği,
müzikseverlerin ve sanat dostlarının bağışlarıyla okul-
lara müzik aletleri satın almak.... Ve sonra müzik aleti
bağışlanan okullardaki gelişmeleri ızleyip, genç yete-
neklerin verecekleri konserlere katılmak...
Gereksınimi duyulan müzik aletlerınin başında piya-
no ve org gelıyor... Ama ısterseniz bir keman ya da gi-
tar da bağışlayabilirsiniz...
Proje kapsamında bağış yoluyla sağlanacak eskı a-
ma kullanılabilir müzik aletleri elden geçinlip onartla-
cak ve Anadolu'dakı güzel sanatlar liselerinden baş-
layarak gereksinimi olan okullara belgelenerek dağıtı-
lacak...
Projenin aynntılı bilgisini 0.212. 252 44 33 numaralı
telefondan, iç hat 4'ü çevirince iletişim sorumlusu Öz-
nur Korun veriyor...
Sözü tekrar Çağdaş Yaşam'a bırakıyoruz: "llk ve or-
ta öğretimde eğitim gören çocuklanmızın çağdaş bı-
reyler olabilmelerinde sanatın, müziğin yeri çok önem-
lidir. Ülkemizin gençleri içinde gerek ses gerekse bir
alet çalabilme açısından büyük yeteneklere sahip olan-
lar vardır. Buna karşın maddi olanaksızlıklar nedeniy-
le kendilerine ya da okullanna müzik aletleri alınması
ve bu yolla çağdaş bir insana çok gerekli olan sıradan
bir ses ve müzik eğitimi verilebilmesi gerçekleşeme-
mektedir. Bunun yanında doğduğu yörenin ezgilerini
doğaçlamasöyleyebilen, kulak yeteneği üstün, müzik
eğitiminden geçirildiğinde sanatçı düzeyine varabil-
mesi olası gençlerimize de yeterince sahip çıkama-
maktayız."
SESSÎZSEDASIZ(l)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku " yahoo.com
AB, ABD, IMF... '-
Batı Yakası" yüzünden
yakamız bir araya gelemiyor bir türlü!
Amerikanca HayatımızaTiirkçe Altyazılar
1994'ten beri Vaziyet'in içindeki
"Yüksek Yerilim Hattf nı hazıriayan
Erdinç ütku'nun ikinci kitabı "Ame- .
rikanca Hayatımıza Türkçe Altyazılar"
ÇınarYayınlan'ndan çıktı... Utku, kari-
katür çizmeyi beceremediği için söz-
cüklerle karikatür yaptığını söylüyor...
Doğru söylüyor:
"WAP dediğin, bilişim teknolojisinde
DVD kulak!"
"Eşek gibi gibi çalışıyoruz. öküz gi-
bi bakıyoruz. Inek gibi yiyoruz. Ayı gi-
bi davranıyoruz. Dünyayı hayvanat
bahçesine çevirdik!"
"Aydınlanmaya sırtını çeviren ülkeler
gelişmiş uluslann gölgesinde kalmaya
mahkûmdur."
"Koyun sürüsünün parçası olmak is-
temiyorsan bazen keçilik yapman ge-
rekebilir."
"Türkiye'de hayattan kırmızı kart
görenler, ABD'den yeşil kart almak
• için can atıyorlar!"
"Sonunda çok-kültüriü toplumu ya-
rattık... Çoğunluk Hint fakiri, azınlık
Amerikalı gibi yaşıyor."
"Hesap soramamamızın matematik
özüriü bir toplum olmamızla ilgisi var
mı abiler?"
"Böyle iki ileri bir geri gidersek çağ-
daş uygariık düzeyini ancak üç aşağı
bes yukan yakalanz!"
"İki musluk bir havuzu bir saatte dol-
durursa, havuzdan bürokrasiye ne ka-
dar rüşvet vermeniz gerekir?"
"Atatürk yurdu düşmanlardan kur-
tardı. Şimdi sıra yurdu Atatürk düş-
manlanndan kurtarmada..."
Mîmarhk Eğitiıııiııde Yabancı
Dil ve Yabancı Difle Egjtim
Dr.MURATŞAHtN
'Bu yabancı dilde yazılmış...
Diğerlerinden önemli olmalı'
II Postino filminden.
Yurtdışındaki ilkzamanlanmda
bir profesörle konuşurken "Ku-
sura bakmayın anlatmak istedi-
ğim şeyi tam olarak anlatabildim
mı, bilmiyorum" dediğimde,
"Dert etme, ben 65 senedir In-
gilizce konuşuyorum ve hâlâ ço-
ğu zaman duygulanmı, düşün-
celerimi ifade ederken zorlanı-
yorum" dedi. Tabii bir bakıma
beni rahatlatmak için söylenmiş
nazik bir cevaptı ama içindeki
gerçek payı da az değildi.
Her ülkede o ülkenin dilinde
üretilmiş süreli yayınlar vardır.
Mimarlık alanında, Almanların
Wettbewerbe Actuel'i, Japonla-
rın JA'sı, Fransızlann Architectu-
re d'Ajourdhoui'si, Macarların
Epitesz Forum'u, Finlilerin Ark-
kıthtı'sı, Bulgartarın, Danımarka-
lıların, Makedonların ve geliş-
miş/gelışmemiş diğer ülkelerin
mesleki yayınlarının çoğu -bir
kısmı yalnızca özet sayılabile-
cek Ingilizce metine yer vere-
rek- kendi dillerinde çıkarılııiar
ve dünyadaki önemli mimarlık
okullarının kütüphanelerindede
sürekli olarak yer alırlar.
Bilindiği gibi atom bombası-
nın bilgisini Amerika'ya getiren-
ler tek satır Ingilizce bilmeyen-
lerdir. Yine Ingilizce bilmeden
önemli orkestraları yönetmiş,
sanat icra etmiş-bilim üretmiş
insanların "kendini ifade etme
şansı bulduklan ortam" olduğu
için Amerika yıllar yılı dünyanın
dört bir tarafından-medeni Av-
rupa'dan bile insanların akın
akın göç etiği ve yepyeni fikirie-
rin cirit attığı bir yer haline gel-
miştir.
Dil sadece kendi köklerinden
oluşmadığı için bu da ayrı bir
zenginlik olarak kabul edilebilir.
Benim başetmek zorunda oldu-
ğum problemler Amerikalının-
kinden farklı. Neden onları Ingi-
lizceyi kullanarakçözmeyoluna
giderek bir engel daha koyayım
önüme? Ingilizce çözülmüş
problem daha mı iyi çözülmüş
problem demek?
Az bilim adamı yetişmiş yeni
alanlarda meslek adamlannın
Ingilizce iletişim kurmaları do-
ğaldır. Ama bu bile bir süreliği-
ne ve sınırlıdır. Çünkü birilerinin
konuyla ilgilı yerel terminolojiyi
geliştirmesi gerekir. Bu rolü tar-
lasında buğday eken çiftçi üst-
lenemeyeceğine göre bu yine
bir meslek adamı olacaktır. Mi-
marlık gibi kendi evrensel dili
olan bir konuda, -üstelik benim
bildiğim Ingilizce mimarlık te-
rimlerine sıradan Amerikalı bile
Fransız kalırken- Ingilizce yal-
nızca benim basit probtemleri-
mi çözmede literatürü tarayıp
"bakalım dünyada neleryapılı-
yor"u anlayabilecek noktada işi-
me yarayacak bir çözümleme,
bazen de bir iletişim aracı ola-
caktır... Bu -Türk dili-Arap dili—
Ingilizce- dil meselesi değildir.
En kısa, en etkili biçimde mev-
cut problemlere orijinal ve yeri-
ne uygun çözümler üretebilme
meselesidir.
Tam, eğitimde yabancı dil
üzerine yazdığım bu yazıyı basıl-
ması için göndermek üzereyken
17 Mayıs tarihli Cumhuriyet'te,
konu hakkında hemen hemen
benim gibi düşünen Sayın Doç.
Dr. HünerTuncer'in "BirAyıbı-
mız: Yabancı Dille Eğitim" baş-
lıklı yazısını gördüm. Genel ola-
rak yazının içeriğine katılmamak
mümkün değil. Yalnız küçük bir
ekleme yapmak istiyorum:
Yabancı dille eğitim veren üni-
versiteler, bu interaktif global or-
tamda dünyanın herhangi bir
yerindeki herhangi bir üniversi-
te (sıradanlık anlamında değil)
olma amacıyla kurulmuşsa ve
pazar olarak da kendine dünya-
yı seçmişse anlamlı birer girişim
olarak kabul edilebilir. Ama bu,
her kafasına esenin yabancı dil-
le eğitim veren bir üniversite kur-
ma ginşimine izin veren bir sis-
tem içinde olmamalıdır. belirli bir
yasa çerçevesinde, içinde bir bi-
limsel ve sanatsal kurul tarafın-
dan evrensel ölçütler göz önü-
ne alınarak belirienen az sayıda
kurumun dışında diğer üniversi-
teler yerel terminolojinin geliş-
mesi adına dilini de yerel dil ola-
rak seçmelidir. Eğitim dili yaban-
cı dil olan kurumlar da kadrola-
nnı, kütüphanelerini, mekânla-
nnı ve öğrencilerini buna göre
örgütlemelidirter. Bu, oyeri hem
yerel hem de evrensel boyutta
zenginleştiren, iç ortamı besle-
yen, dışarı ile de güçlü bağlar
kurmaya imkân tanıyan bir dün-
ya yerleşmesi yaparken, sonuç-
ta dil dahil yerel kültürün her
öğesi de bundan istifade eder.
Zengin bir kitaplık, güçlü eği-
tim kadrosu, konusuna uygun
ergonomik laboratuvariar, sınrf-
lar ve diğer destek birimlerle be-
lirii birkalitetutturulduğutakdir-
de, niye gençler eğitimleri için
ailelerinden, sevdiklerinden,
alıştığı ortamlardan kopsunlar?
Yaşayanlar bilir, bunun ne denli
maddi, manevi bir gider ve öz-
veri işi olduğunu... llla da yurt-
dışı deneyimi yaşanmak isteni-
yorsa bu geçici sürelerle deği-
şim programian sayesinde, çok
da güzel yapılmaktadır. Bizler
şans eseri bu coğrafyadayız.
Bütün dünya bizim. Eski çağlar-
da olduğu gibi artık mimarlık
eğitiminiitalya'da almak zorun-
da değiliz. Yani eğitimin de be-
lirgin bir mekânı kalmadığı bir
dünyada yaşıyoruz. O nedenle
o dünyayı anlamak ve anlatmak
için niye bir tane dille yetinelim?
Yalnız, temelde unutulmama-
sı gereken şey; başta Ingilizce
olmak üzere diğer dillerin bilim-
sel ve sanatsal bilgisine içerik
olarak ihtiyacımızın var olduğu-
dur. Bizim bu bilgiye ihtiyacı-
mız var, onunla çerçevelen-
miş, sınıriandınlmış ortamına
ve biçimine değil. Daha büyük
gerçekleri kucaklamaksa insa-
noğlunun amacı, bu yolda her
dil ayrı üstünlüklere sahip olan
çeşıt çeşit silahlardır. Yeter ki on-
lan yerii yerine kullanmayı ve on-
lardan en iyi biçimde faydalan-
mayı bilelim.
ÇIZGILIK KÂMtL MASARAC1
H A R B l SEMİH POROY semihporoy o yahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BİLGIN
ATO
AR^ŞTTRMASINA
6ÖftE, AVRUVA'MCKI
EN PAHAU BENZİNt
1 I L
KEDİ LEVO APTVÜKA aptulHfi hotmail.com
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Hasiran tcıcıc.mumtaz-arikan.com
KAMKOYOE ŞAŞfRTICI KAZAL
1963 'rE 8UGÜM /STAHgUL KA&i/ZÖy '?£</
RlHr/M CAOO£SfHD£M, 8/G S£L£O(Y£ OTO.
BÜSÜ O£Nf2£ UÇMUÇTZJ !'AUNMASI DÜŞÜ-
NÜLEH SÜRÜ<ZÜLE.RlM DENEHDİ6İ E£İn'M
Oro8U£LE£İHDEN Z16 NUtAARAU AGAÇ,
6AL4TA KÖPRÜSÜ-NÜ KARAKÖY rÖNÜNOE
GEÇriĞI SlBADA SAĞA PÖA/MU? ^£ R/HTtM
CAPpeS/'NrM SAŞINOAKI /CORKULUKLAZ)
PA&ÇALAYAfZAK DENİZE UÇMUŞTV. SULARA
6ÖMÜL£N OTOBÛSTEKI DENEME SÜKÜCÜ-
LER/HİN ÜÇÛ PE 8O6UUVSAK ÖLMÜfTÜ.
SÜRÜCÜ İS£ AGAÇV4N &4AAA-
/tyA&i*: KURrUU<l8ttM(ŞTİ. KA-
, pi&EKSİYONOAtd ACEUİ SÜGÜCÜ-
A/ÜA/ NEP£M OLDUĞU ANLAÇtLMÇVt
Nüfus cüzdanımı
kaybettim.
Hükümsüzdür.
ERDAL SÜDER
Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'nın yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ülke sonjnlanna ılişkin raporlanyla, araştırmalanyla. köşe yaalanyla. tarafsız haberlefiyle sivil
toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak için abooe olun. Tel: 0212.511 06 75
Memleket meseleleri ile
ilgilenenlerin
yeni internet adresi
inadina.com
GÖRÜŞ
TURKKAYA ATAOV
İkiz Sözleşmeler
TBMM 4 Haziran'da biri medeni ve siyasal, öteki
de ekonomik, sosyal ve kültürel haklarla ilgili iki söz-
leşme onayladı. Bize yeni yükümlülükler getiren ve
hukuken de bağlayıcı olan bir antlaşma, yalnız içe-
riği yönünden değil, hangi genel ortama oturduğu
ve ilerde kimler tarafından nasıl uygulanacağı açı-
sından da önemlidir. Dışişleri Bakanlığımızın 13 Ha-
ziran tarihli bir-buçuk sayfalık bir muhtırası, bunla-
nn BM'nin altı temel sozleşmesinden ikisi olduğu-
nu, birini 148 ve diğerini 145 devietin onayladığını,
bunların daha çok gelişmiş ülkeler safında yer aldı-
ğını, katılmayanların Antigua ve Barbuda'dan Tuva-
lu ve Vanuatu'ya değin az sayıda devletleri oluştur-
duğunu, "self-determinasyon" ilkesinin yalnızgeç-
miş sömürgecilikle ilgili sayıldığını, ayrıca üç beyan
ve bir çekince koyduğumuzu ve AB'nin de onayı-
mızı beklediğini yazıyor, karşı çıkanlan da "bilgi ye-
tersizliği" ve "yetersiz kaygılar"\a niteliyor..
önce, insan hakları mihverindeki BM antlaşma-
lan 6 değil, 12'dir. Onaylayanlann rakamlan yanlış;
doğrusu 149 ve 146 olacak. Türkiye de katılırsa, bi-
rer tane daha eklenecek. Bir antlaşmanın değeri ta-
raflann sayısı ve Batılı oluşlarıyla belirlenmez. Ço-
ğunluğun, giderek tüm ilgililerin yanıldığı olaylar var.
Bugün, "self-determinasyon"u ulus-devletin için-
de uygulamak isteyen güçlü çevrelerin de variığını
bilmezden gelemeyiz. Bu noktayla ilgili yayınlann
yalnız alt alta listesiyle bir kitap oluşur. Lokarno Ant-
laşması vardı ama, Almanya Rhineland'ı alıverdi;
Belçika'nın çiğnenmesini hukuki tarafsızlık antlaş-
masının açık hükümleri bile engelleyemedi. Bu ikiz
sözleşmeleri Irak ile Iran da onaylamıştı. Irak'a ne
olduğunu gördük, Iran'ın adının da hangi bağlam-
da sık sık anıldığını biliyoruz...
"Ulus-devlet" kavramının tüm dünyada yıpratıl-
mak istendiği bir dönemdeyiz. Bu konuyla ilgili ya-
yınlar da koca bir kütüphane oluşturur. Dünya ko-
şulları çok farklı olsaydı, bu ikiz sözleşmeler için
kaygı duymak gereksiz olabilirdi. örneğin, eşsiz
Atatürk yıllannda. Hiç değilse, bugünün (yalnız sü-
per değıİ) hiper devleti ABD'nin ağırlığını dengele-
yecek başka güçlerin örgütlenebildiği dönemde. Ya
da Ortadoğu sınırlarının yeniden çizilmesinin tasar-
lanmadığı ortamda. Yabancılara bağlı kukla devlet-
ler ve Ermeni tazminatları tehditlerinin savrulmadı-
ğı koşullarda. Ya da yeryüzünde Pontus devleti der-
neklerinin 155'e ulaşmadığı günlerde.
Inönü, ben TÖS yöneticilerinden biriyken evine
çağırmış, şunu dasöylemişti: "Lozan'dakapitülas-
yon benzeri koşullan hep geri çevirirken, Lord Cur-
zon 'Bunlann hiçbirini çöp tenekesine atmıyorum,
cebime koyuyorum; zamanı gelince teker teker çı-
karacağız' demişti. Bu sözünü hiç unutmadım."
Bunların bir bir önümüze konma olasılığı ile bugün
karşı karşıyayız. Ne yazık ki yeni bir dünya ve Tür-
kiye düzeni içindeyiz. Bu çerçeveyi ve altyapıyı he-
saba katmayan hiçbir değerlendirme yapamayız.
İkiz sözleşmeler BM'nin öteki insan hakları ant-
laşmalannı tamamlıyormuş. Yani, işkenceye karşı
olan, kadın ve çocuk haklanndan yana olanlan mı?
ABD'nin bunun kaçını onaylamadığını kaç kişi bili-
yor? örneğin, kadın ve göçmen işçilere ilişkin olan-
lan ve başka iki protokolü imzalamadı bile. Ekono-
mik, sosyal ve kültürel haklarla çocuk haklanna iliş-
kin olanlan yalnız imzaladı, onaylamadı.
Sözleşmelerin içeriğine gelince: Oy veren kaç mil-
letvekili metinleri gördü, okudu ve anladı? Bakanlık
notu "bilgi yetersizliği"nd&n söz ediyor. TBMM bir
Yurttaşı Bilgilendirme Yasası çıkarmalı. Herkes ne-
lerin altına imzalarattığımızı bilmeli. Demokratik yö-
netimlerde bir antlaşma halktan, hatta temsilciler-
den kaçırılıyormuş gibi geçirilmez. Hangi milletve-
kili bu sözleşmeleri özetleyecek kadar bilgiye sahip-
tir? Irk, renk, cinsiyet, etnikfarklılık, din, dil, mezhep,
tarikat, grup, düşün, toplumsal köken, milliyet, do-
ğum yeri gibi aynmlar siyasal yönden ve yerel zen-
ginliklerin o coğrafya bölgesinde yaşayanlarca di-
ledikleri gibi kullanılması açısından ulus-devleti za-
yıflatmıyor, ekonomik biriiği bozmuyor mu? Eklenen
çekince yeterli mi? Hiç değilse, bugünkü dünya ko-
şullan ve ülkemize yöneltilen tehditler bazı kaygıla-
rı akla getiımiyor mu?
Bedri Rahmi bir şiirinı el yazısıyla yazıp bana ver-
mışti. Şimdi karşımda. Bir satırı diyor ki: "Bir Mus-
tafa Kemal yetmedi, bre Şahin, birMustafa Kemal
daha."
B U L M A C A SEDATYAŞAYAH
6 7 8 9
SOLMNSAĞA:
1/ Cemal Na-
dir'in yarattı-
ğı bir tipin ve 2
çıkardığı mi- 3
zah dergisinin
adı. 2/Biniciyi
sarsmayan 5
at yürüyüşle- 6
rinden biri...
Japon halk
türkülerine
verilen ad. 3/ 9
Bir noktanın
uzaydaki yerini be-
lirtmeye yarayan çiz- 1
gilerden biri. 4/Yasal 2
olmayan cinsel iliş- 3
ki... Emile Zola'nın 4
birromanı. 5/Anado- 5
lu'da kurulmuş eski 6
biruygarlık... Aktin- 7
yurn elementinin 8
simgesi... Şarkı, tür- 9
kü. 6/Deriye sürme ya da ovma yoluyla uygulanan
sı\i ilaç. II Iran'ın plaka işareti... Bir öğretim ku-
rumu. 8/ Türk hükümdarlarma özgû unvan... Ce-
hennemde olduğuna inanılan kuyıınun adı. 9/ Hı-
ristiyanlıkta kilise tarafından verilen "cemaatten
kovma" cezası... Bilgisiz, kültûrsüz kimse.
YUKAREDAN AŞAGIYA:
1/ Şanlıurfa kentinde, bahklan kutsal sayılan kü-
çük bir göl. 2/Molibden elementinin simgesi... Bir
gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama. 3/"Şahi-
ka", "YeşflYıDar" gibi romanlanyla ünlü Ingiliz ya-
zar... Japon lirik dramı. 4/Tac Mahal ın bulundu-
ğu kent... Vilayet. 5/ "Esme ey — esme cânan uy-
kuda" (EN. Çamlıbel)... Spor karşılaşmalannda
seyircileri coşturan kimse. 6/ Türk müziğinde fa-
sü yapan topluluk. II Hayvanın sırtınakonulan bel-
leme... Üflemeli bir çalgı. 8/Bir savın gerçekliği-
ni, doğruluğunu ortaya koyan şey... "Hayır" anla-
mında kullanılan söz. 9/Osrnanlı devletinde ath ya
da arabalı posta görevlisi... Özel gezinti gemisi.