25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17HAZİRAN2003SAU 10 DIŞ HABERLER dishaby cumhuriyet.com.tr ABD'li Özel Koordinatör Weston, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ı ikna edemedi Ne Annanplanı,ne ABHEŞATAKAR LEFKOŞA-ABD Dışişlen Bakan- lığı Kıbns Ozel Koordinatörü Thomas ">Veston, Rum lideri Tasos Papadopu- los'tan sonra dün sabah görüştüğü KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- toş'a doğrudan görüşmelerin Annan planı zemininde yeniden başlatılması önerisinde bulundu. Thomas Weston, Papadopulos'un bu- nu reddetmediğini ve eylül ayından iti- baren göriişmelere hazır olduğunu ile- tirken Denktaş'tan olumlu yönde bir yanıt alamadı. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, VVeston'la geryaptığı yaklaşık 1 saat 45 dakikalık görüşme sonrasında "Ge- rek bizim. gerekse Rum taraftnın iste- diği değişiklikleri göz önünde bulun- dururlarsa Annan planına hayat ver- menin imkânsız olduğunu görebilme- Bdirier" dedi. Görüşmelerin eylül ayında başlama- sı olasılığını değerlendiren Denktaş, önlerinde uzun bir yol olduğunu anım- satırken Kuzey Kıbns'ın AB üyeliği konusunda olumsuz mesajlar verdi. "Kıbns Türk'ii için AB üyeliği, Türki- ye'nin birliğe girnıesn le mümkündür" diyen Denktaş şunlan kaydettı: u Biz kendi imzamızla AB yolundan gidemeyiz. Kendi inızanuzla Türki- ye'nin en büyük hakkını ortadan kal- dıramayız. Bu Türk-Yunan dengesi demektir. Bizim haklannuzı koruyan bize güvenük veren bu dengedir. Onun için Türkiye AB'ye girmeden bizim ABve iyi bakmamız mümkün değil- dir." Bush sadece raporlara bakar Amerikalı diplomatla gerçekleştir- diği görüşme sonrasında çok sayıda Türk, Rum ve yabancı basın mensubu- nun sorularıyla karşılaşan Denktaş -Rum tarafi, ABD Başkanı Bush'un Kıbns konusunda devreye girmesini is- tiyor. Buna ne dersiniz" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi: "ABD Başkanı'nın Kıbns gerçekle- rini tümüyle ve teferruaüyla bilmesini temenni ediyorum. Ancak o kadar meş- gul ve önemli bir şahsın her seyi bildi- ğine kani değilim. Başkan Bush kendi- sine verilen raporlara göre hareket eder. Raporlar ise geüp gidenlerin \erdiği ra- porlardır ki onlar da ne kadar gerçek- çidir kimse büemez." ABD'li Özel Koordinatör Weston, Denktaş'la görüşmesinin ardından ga- zetecilere "Çok yararh bir görüşme ol- du" demekle yetindi. Weston daha son- eston'la görüşmesinin ardından Annan planına hayat vermenin olanaksız olduğunu söyleyen Denktaş, AB üyeliği için de "Kıbns Türk'ü için AB üyeliği, Türkiye'nin birliğe girmesiyle mümkündür" dedi. ra KKTC'deki muhalefet parti liderle- riyle görüştü. Cumhuriyetin elde etti- ği bilgilere göre, Cumhuriyetçi Türk Par- tisi lideri Mehmet Ali İalat ile Top- lumcu Kurruluş Partisi lideri Hüseyin AngolemU, Weston'la yaptıklan gö- rüşme sırasında doğrudan görüşmele- rin Annan planı zemininde başlatılma- sı yönünündeki değerlendirmelere tam destek verdi. Muhalefet lıderlen, Kıbns sorununun 1 Mayıs 2004 öncesinde çözümlenme- sini ve Kıbns'ın AB'ye bir bütün ola- rak girmesini de istedi. Türkiye-lrak ABD ile strateji teyidi WASHEVGTON(AA) -Dışişle- ri Bakanlığı Müsteşan UğurZival, Washington'da Amerikalı yetkili- lerle görüşmelerini sürdürürken, Türkiye'nin, Irak konusunda Ame- rikan tarafina, kapsamlı bir öneri paketi sunduğu öğrenildi. Türkiye'nin VVashington Büyü- kelçisı Faruk Loğoğlu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal'in dün Washington'da ABD Dışişle- ri Bakan Yardımcısı Marc Gross- man ve ABD Sa\Tinma Bakan Yar- dımcısı Paul VVblfovvitz ile görüş- mesinin ardından yaptığı değer- lendirmede, Türkiye'nin kapsam- lı Irak paketi içinde, siyasi ve eko- nomik konular dahil, pek çok ala- nın bulunduğunu açıkladı. Loğoğ- lu, Türkiye'nin önerdiği pakette, Irak'ta istikrar gücüne Türkiye'nin nasıl katkıda bulunabileceğine iliş- kin unsurlann da bulunduğunu be- lirtti. ABD tarafının Türkiye'nin önenlerini değerlendireceği bildi- rildi. Türkiye'nin, Irak'ın yeniden ya- pılanması için çeşitli önerileri ol- duğuna işaret eden Loğoğlu, bunun içinde Türk şirketlerine para ve kredi desteğinin bulunduğunu, do- layısıyla ABD'nin Türkiye için ayırdığı 1 milyar dolarlık hıbe ve- ya 8,5 milyar dolarlık kredi şeklin- deki yardımın birmiktannın. Irak'ın yeniden yapılanmasına aynlabile- ceğini söyledi. Iran ve Suriye ile ilgili sorunla- nn teşhisinde ve bu konudaki viz- yonda, Türk ve Amerikan tarafla- n arasında önemli ölçüde örtüşme görüldüğünü belirten Loğoğlu, "So- auçta bu göriişmelere fevkalade olumlu bir başlangıç yapıldı. Yani ABD'nin duyduğu hayal kınklığı. medyada görüldüğü ölçüde değiL Bunu gördük. İkiülkestratejikbağ- larmı tevit etti" GAZZE'DE NARGİLE KEYFI - Filistinliler, geçen hafta bölgede yaşanan gergin günlerin ve kanta olaylann ardından rahatlanıak için sahillere gittiler. Cazze Şeridi'nde bazı Filistinliler sigara içerken kimileri de sahilde uzandı ve denize girdL Bölgede geçen hafta, çoğunluğu sivil ohnak üzere 50 kişi yaşamını >itinnişti. (Fotoğraf: REUTERS) ABD'li temsilci Wolf, Filistin ve İsrail başbakanlanyla buluştu Ortadoğu'da diplomasi trafiği Dış Haberler Servisi - ABD'nin yeni Ortadoğu tem- silcisi John Wolf İsrail ve Fi- listin'de temaslanna başlar- ken Filistinli örgütlerle yapı- lan ve ateşkes olasılığının gündeme geldiği görüşmeler sonuçsuz kaldı. Gazze Şeridi'nde Mısırlı arabulucu heyet aracılığıyla bir araya gelen 13 Filistinli örgütle yürütülen ateşkes gö- rüşmelerinde bir ılerleme sağ- lanamadı. Hamas'ın üst dü- zey yetkililerinden İsnıailEbu Şahab, toplantının ardından yaptığı açıklamada, "tsrail'in işgal emgi bötgelerden çeküme- • Mısırlı arabulucu heyet aracılığıyla bir araya gelen 13 Filistinli örgütle yürütülen ateşkes görüşmelerinden sonuç çıkmadı. sini ve direnişe devam edilme- siniistiyoruz" dedi. Islami Ci- had yetkihsi Muhammed El Hindi de görüşmede, ateşkes önerisinin tarûşılmadığını kay- detti. El Fetih örgütünden Ah- med HeUis ıse "direnişin bazı aşamalarmın, ancak İsrail'in suikast politikasuıa son ver- mesi ve mahkûmlan serbest bırakması durumunda son- landınlabileceğiıır belirtti. Örgütlerden yapılan açık- lamalann, Mısırlı heyet aracı- lığıyla vanlabilecek ateşkes umutlannı yok ettiği kaydedil- di. Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat, toplantı öncesin- de Hamas'ın israil ile ateşke- si kabul edebileceğini söyle- miş ve umutlu olduğunu be- lirtmişti. israil Dışişleri Ba- kanı Silvan Şalom ise Filisnn- lilerle geçici ateşkesi kabul etmeyeceklerinı kaydetmişti. ABD Başkanı George Bush'un Ortadoğu özel temsil- cisi John Wolf, dün israil ve Fi- listin başbakanlanyla bir araya geldi. Wolf'un toplannda yol ria- ritası sürecinin aksamamasını gündeme getirdiği bildirildi. İsraii'den banş gücüne ret Bu arada israil, Fransa'nın Ortadoğu"ya banş gücü gön- derilmesi önerisini reddetti. Hükümet sözcüsü Raanan Grissin, ülkesini yahıızca, yol haritası sürecinin denetleme- si amacıyla gözlemci kabul edebileceğini belirrti. BM Ge- nel Sekreteri KofiAnnanda ge- çen hafta aynı öneride bulun- muş ve bu öneri de israil tara- findan geri çevriknişti. -mmm • Beck's'in lezzet sırrı! BeckYin essiz lezzetiıunformulünu1873ten beri yalıuzca 6 bira ustası bitmektedir. Bu biıa ustalanıun hepsi de, hayatlanrun sonuna kadaı sadece Beck's icin «üs- mıslaıdıı. Büyük biı sır olan Beck's mayası, Beck's üretilen tum fabrikalaıa, Beck's Bremen febrikası taıafmdan temin edilmektedir. Bu gizü formul ile birtikte Alman Safbk Yasası, Beck's'i benzersiz bir lezzetle donatmıs ve dunyanın her yerinde ayru lezzet standardını yakalamasını garanti altına alırustır. Sadece 5 ulkede üretilen Beck's, uretim iznini son derece sıkı kalite standartlarını tutturabilen üreticilere vermektedır. Anadolu Efes Istanbul fabrikası, Bremen d«ında Beck's uretimi yapabilen bu 4 fabrikadan bindir. »ElKb JİFGANİSTANDA SALDIRILARA ONLEM ARAYIŞl ABD Talebanla görüşüyor Dış Haberler Servisi - Yabancı askerlere karşı son zamanlarda saldınlann arttığı Afganistan'da banşı sağlamak için, ABD istıhbarat yetkililerinin Taleban liderleriyle Pakistan'da görüştüğü bildirildı. Hindustan Times gazetesinin, görüşmede aracılık eden Pakistanlı bir kaynağa dayandırdığı habere göre, ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Pakistan ıstihbarat servisi ISI temsilcileri ile de\Tİk Taleban liderleri, Kuetta yakınındakı Pakistan hava üssü Samungli'de bir araya geldiler. Söz konusu kaynak görüşmede. Kâbıl hükümetinde yer almalannı sağlayabilecek bir uzlaşmaya vanlması için Taleban'ın önüne 4 koşul getirildiğini söyledi.Bu koşullar^de\Tİk Taleban rejimi lideri Molla Omer'in liderlikten uzaklaştınlmasını; Afganistan'daki banş gücü askerlerine karşı saldınlar düzenleyen tüm Pakistanlı, Arap ve diğer yabancı militanlann sınır dışı edilmelerini; tutsak Amerikalı ve müttefik askerlerin serbest bırakümasını ve yurtdışında, özellikle de ABD ve tngiltere'de yaşayan Afganlara, bu kişilerin çoğu Dari ve Peştun gibi dilleri konuşmasalar da hükümette yer verilmesini içeriyor. Görüşmelerin, Pakistan'a sığınan Taleban yetkilileri tarafindan başlatıldığı belirtilirken görüşmenin zeminini Afganistan'daki yabancı askerlere karşı gerilla sa\aşının son zamanlarda artmasının oluşturduğu bildirildi. KAVŞAK OZGEN ACAR VVashington'un Piçleri Lanetleniyor Gün geçtikçe küresel gangster Ge- orge W. Bush ile baş yardakçısı Tony Blair'ın kitle imha silarılan (KİS) konu- sundaki yalanlan tek tek kanıtlanıyor. Blair'in savaş öncesinde şubat ayın- da, Irak'ta kimyasal, biyolojik, nükleer silah bulunduğu iddiasında kullandığı bir kanıtın "foyası" ortaya çıktı. Kanıt denilen belge, Amerikalı bir doktora öğrencisinin 12 yıl önce yazdığı birtez- di. Ingiliz istihbaratı bu tezi Blair'in açık- lamasına "kanıt" diye yerleştirmiştı. Blairyine James Bond'un patronla- rına dayanarak bir başka kanıtı daha açıklamıştı. Bu kanıt Nijer devletinin resmi başlıklı gizli biryazısı idi. Yazıda, Irak'ın kendilerinden nükleer silah ya- pımı için "yeterli ölçüde uranyum al- dığı" belirtiliyordu. Blair'in bu belgesi- ne küresel gangster balıklama atlamış, televizyonlardan yaptığı "ulusa sesle- niş" konuşmasında kanıt diye kullan- mıştı. Oysa bu belgenin sahteliği, Bush'un konuşmasından 11 ay önce saptanmıştı. Belgenin yazıldığı Nıjer devletinin başlıklı kâğıdı en az on yıl ön- ce kullanımdan kalkmıştı. Belgenin sahteliğini BM adına Irak'ta nükleer si- lah araştrması yapan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Başkanı Moham- med El Baradei de savaştan önce, 7 Mart'ta açıklamıştı. Demokrat Parti'den Temsilci Henry A. Waxman, ABD Başkam'nın Ulusal Güvenlik Oanışmanı Condoleezza Ri- ce'a 10 Haziran'da bir dizi soru içeren bir mektup gönderdi. Waxman, "Mek- tubun sahteliğinibile bileABD'nin dev- let başkanının ulusa sesleniş konuş- masına nasıl koyarsınız?" diye sordu. Öncekı hafta bu köşede Amerikan askerlerınin Kuzey Irak'ta biyolojik ve kimyasal silah yapımında kullanıldığı sanılan iki kamyon bulduklannı yazmış- tık. Kamyonlar, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın BM Güvenlik Kurulu toplantısında üyeleri ikna için göster- dıği kamyon resimlerine benziyordu. Ancak ingiliz hükümetinin kamyonla- n incelemekle görevlendirdiği bir bilim adamı, "değil bunlann söz konusu si- lah üretecek olanaklara sahip olma- sını, görünümlerinin dahi bu işe uy- gun olmadığını" söyledi. Gerçeği "Bun- lar, Irak topçulannın rüzgâr yönünû saptamada kullandıklan balonlan hid- rojen gazıyla şişiren gezici kamyonlar- dır" sözüyle açıkladı. Uzman istihba- ratçıları "gaflet içinde olmakla" da suçladı. Savaş başlamadan önce hü- kümetten istifa eden ikı bakan Robin Cook ile Clare Short, bu hafta için- de "Blairiçin utanç vehci olan bu du- rumu "Avam Kamarası'nataşıyacak- larını duyurdular. Bu gelişmeler karşısında Bush ağız değiştirmeye başladı. Daha önce "Irak'ın KİS yaptığını, insanlık için yaşamsal bir tehdit olduğu için bu ülkeye savaş aç- tığını" söyleyen Bush, şimdi "Irak'ın si- lah programı vardı. istihbaratımız Irak'ın on yıldır silah yapımı ile ilgili bir prog- ramı olduğunu belirlemişti" demeye başladı. "Peki nerede bu silahlar? " so- rusunun hâlâ yanıtı yok. BM'nin Irakta- ki baş silah denetçisi, bilim insanı, Is- veçli diplomat Hans Blix ise şimdiye de- ğin göstermediği bir tepkiyle dünyayı kandıran "VVashington'dakipiçlerin ma- rifetlerini" lanetliyor. Ayasofya'da konser, Ayairini'de delile Son günlerde Ayasofya (Hagia Sophia) ile Ayairi- ni (Hagia Eirene) gündem- de. Laik birdevletin Diya- net Işleri Başkanlığı, Aya- sofya'da (kutsal bilgelik) klasik müzik konserlerinin düzenlenmesine karşı çık- tığını açıkladı. Dünya klasik müziğinin kökeninde kilise müziği ya- tar. Bizans Ortodoks müzi- ğinin de pek çok yapıtı gü- nümüze ulaştığı halde, bi- raz sıkıcı olduğundan Batı Hıristiyanlığının Barok mü- ziği kadar yaygınlaşmamış- tır. Bu tür müziğin uygulan- dığı Ayasofya'da klasik mü- ziğin çalınmasına günümüz- de karşı çıkılmasını anla- makta zorlanıyoruz. Ayasof- ya'da da çalınmış Bizans müziğinin bazı örnek CD'le- ri uluslararası plakçılarda sa- tılıyor. Ayasofya, bugün ne bir kilisedir ne de bir cami. Kutsallığı ile korunan bir müzedir. O müzik, o gör- kemli yapının kutsallığının da bir par- çası değil midir? Gelelim Ayairini'ye! Hagia Eire- ne'de (kutsal barış) durum farklıdır. Bu kılisede yıllarca klasik müzik kon- serleri düzenlenmiştir. Düzenlene- cektir. Çünkü bu kilisenin de köke- ninde müzik vardır. Diyanet Işleri Başkanlığı buradadüzenle- nen klasik müze konserle- rine karşı çıkmıyor ama Aya- sofya'ya tepki gösteriyor! Çünkü, Ayasofya beş yüz yıla yakın cami olarak kul- lanılmıştır. EğerAyairini de cami olarak kullanılsaydı laik cumhuriyetin Diyanet Işleri Başkanlığı bu kon- serlere de karşı çıkacaktı. Biz, Ayairini'de moda defilesi düzenlenmesine karşıyız. İster cami, ister kilise, ister sinagog ol- sun, bu kutsal yapılar için- de "çıplaklık" kutsal inançlarta bağdaşmaz. Kısa bir süre önce Aya- irini'de Istanbul'un Fet- hi'nin 550. yıldönümü bir moda defilesi ile kutlan- dı. Bu kutsal çatı altında daha önce mayo defile- si de düzenlenmişti. De- fileyi izleyenler arasında türbancı, tesettürcü iktidann Içiş- leri Bakanı Abdülkadir Aksu da vardı. Defile sonrasında Aksu, be- ğenisini "Tek kelimeyle muhteşem" sözleri ile açıkladı. Acabadiyorum, Yunanistan'da bir camide bir mo- da defilesi düzenlenseydi, laik Cum- huriyet'in Diyanet Işleri Başkanı ile Içişleri Bakanı nasıl tepki gösterir- lerdi? defilesi ^ * 4 Nefertiti'nin altın muhrii Bodrum'da Birkaç ay önce Milliyet gazetesinde "defineciliğe övgü" niteliğinde bir ki- tabın haberleştirilişini üzülerek eleş- tirmiştık. Bu kez 11 Haziran tarihli Mil- liyet'te "Definecilerü! Boş kazmaya son" başlıklı bir reklamda, bir fırmanın "metal dedektör" övgüsüne yer veril- di. Definecilik, kaçak kazı demektir, yasalara aykırılıktır. Firmanın, insanla- rı zorla suça teşvik eden bu reklamını Milliyet gazetesinin üç kuruş için ya- yımlamakta mesleki birtereddüt gös- termeyişını anlayamadık. Bu reklamın yarattığı şaşkınlıktan kurtulmamıştık ki 15 Haziran'da Sa- bah gazetesinin tatil ekinde sekiz sü- tuna "Mavi deriniiklerde amfora avı" haberi gözlerimizin dört açılmasına ne- den oldu! Gazetenin "Macera Ada- mı " Bengüç Özerdem, Ayvalık açık- larında bulunan amfora yük- lü bir batığa, 35 yılhk bir ba- lıkadam olan Haluk Cecan ve ekibi ile bir belgesel çekimi için dalmıştı. Gazetede çok güzel resimler ile macera okurlara aktanlmıştı. Ancak ne var ki, bin yıllık Bizans batığı rahat- sız edilmişti. Nasıl bir antik mezar alanında her önüne ge- len, gelişigüzel arkeolojik ça- lışma, araştırma yapamazsa, gazeteci de olsa, hiç kimsenin bir ba- tığı yasadışı rahatsız etmeye hakkı yoktur. Bu konudadaimatitizdavranan Ra- dikal gazetesinde ise 11 Haziran'da dış kaynaklı ilginç bir haber vardı. in- giliz uzmanlar, Mısır'da yaklaşık bir yüz- yıl önce bulunan bir mumyanın Mısır Firavunu Ahenaton'un ünlü eşi Ne- fertrti'ye ait olduğunu belirlemişlerdi. Firavun, Mısıriılan çok tanrılardan tek tanrıya, güneşe tapmaya yönlendiren kışi olarak tarihe geçmışti. Adı "Gelen güzel kadın" anlamına gelen Neferti- ti'nin ise nereli olduğu bilinmiyordu. Ancak bildiğimiz olağanüstü güzellik- teki büstü Berlin Müzesi'nde olan Kra- liçe Nefertiti'nin attın mührünün Bod- rum Müzesi'nde olduğudur. Nefertiti'nin mührü Dünyada ilk kez denizaltı arkeoloji- sini Türkiye kıyılarında kuran Prof. Dr. George Bass. birsüngeravcısının yar- dımıyla Kaş-Uluburun açıklarmda 1980'lerin başında dunyanın şu ana dek bilinen "en eskibabğı"n\ buldu. Eki- bi ile yıllarca daldı durdu. Eğitilmişeki- binin bilimsel, titiz çalışmaları sırasın- da bir dalış anında kumların arasında tırnak büyüklüğünde bir altın parçasr da bulundu. Büyük bir heyecanla yü- zeye çıkanlan altın parçasının üzerin- de Mısır hiyeroglifli biryazı vardı. Soy- lu bir kişinin mührü idi. Uzmanlar ya- zıyı okuduklarındaşaşkınhk içindeydi- ler. Mühür, güzel kraliçe Nefertiti'yeait- ti. Denizaltında yıllarca süren kazıda bulunan yapıtlar Bodrum Müzesi'ne titizlikle tek tek taşındı. Şimdi düşünü- yorum da belgeselciler, maceracı ga- zeteciler bu batığa dalsalar, ge- minin yükünü gelişigüzel ka- nştırsalardı, acaba bu mühürya da öteki değerli yapıtlann ba- zılan bulunabilir miydi? Prof. Bass'a göre tekne ya- pımı günümüzden beş bin yıl oncesine dek uzanır. Bilim adamına göre "Eğer Anado- lu kıyılannda her yıl bir tekne batmışsa, demek ki Türkiye kı- yılannda beş bin batık olma- lıdır. Eğer, iki tekne batmışsa on bin batıktan söz edilebilir!" Uluburun batığı ya da haberde sö- zü edilen Bizans batığı bunlardan yal- nızca ikısidir. Uluburun batığının yü- künü inceleyen bilim adamları ya da Bodrum Müzesi'ni gezen ziyaretçiler şaşkınlık içindedirler. Afrika'dan aba- noz ağacı, Kıbns'tan bakır külçeler, Eti- yopya'dan devekuşuyumurtaları, iş- lenmemış fildişiler, Suriye'den cam külçeler, Afganistan'dan kalay, Ro- manya'dan baltalar, Yunanıstan'dan çeşitli seramık kaplar, Baltık Deni- zi'nden kehribar, Mısır'dan çeşitli al- tın takılar ile Nefertiti'nin mührü ile korunmuş olan Uluburun batığı "gez- gin bir süpermarkef'ten farksızdır. Batıklar lütfen rahatsız etmeyelim! Elmek: oacar@superonline.com Fax:0312.442 79 90
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear