Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 2003 PAZAR
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Eclime
B 25 Sinop B 20 Adana
B 30 Samsun
PB 35
B 22
Kocaelı B 28 Trabzon PB 20
Çanakkale B 26 Giresun B 20
Izmir B 31 Ankara B 30
Manisa
Aydın
B 33 Eskişehır B 29
B 27B 34 Konya
Denizli B 30 Sıvas B 26
Zonguldak B 20 Antalya B 32 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
B
B
B
B
PB
PB
30
29
32
28
28
21
18
PB 22
Doğu Akdenız.
Doğu Karadenız ıle
Doğu Anadolu'nun
doğusu parçalı bu-
lutlu ve açık geçe-
cek. Havasıcaklığın-
da önemlı bır değı-
şıklik olmayacak.
Rüzgâr kuzey ve do-
ğu yönlerden hafıf
ara sıra orta kuvvet-
te esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Heisınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Y
Y
B
Y
Y
Y
Y
Y
1b
14
16
18
18
20
21
20
Münıh Y 20 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
Y
Y
Y
PB
B
ÇB
PB
24
28
26
23
31
29
24
27
Y 20 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahire
ÇB
B
B
Y
PB
Y
ÇB
A
23
16
23
23
24
10
11
34
A 31
Taşkent
'Tafıran
AçıK Sıslı Buljtlu t Çok Dulutlu . Yağmurlıj •JJ-=-...
Kariı Sulu kar > Gok gurjltulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafi 1. Sayfada
güçlendiriyor.
Altı yedı aydır Ankara-KKTC arasında kaygı ve
kuşku uyandıran çelişkilere sünger çekildi.
RTE, iktıdara gelmeden, geldikten sonra Kıbns'ta
iki devletin variığına yanm ağızla değiniyor; çözümün
geçmiş iktidartarın, Rauf Denktaş'ın uzlaşmaz si-
yasetinden kaynaklandığını söylüyordu.
Oysa 9 Mayıs'taki konuşmasında özenle vurgula-
dığ ı şu nitelikler Kıbrıs politikasının can daman:
"Kıbns'ta her açıdan eşit, dini ve dili ayn iki halk,
iki ayn demokratik düzen ve iki ayn devlet vardır. Kıb-
ns'ta çözüm çabalan da bu gerçeklere dayanmalı-
dır".
KKTC'nin başlattığı, süreceği anlaşılan son açılım-
lardan sonra çözümsüzlüğün çözümü, bu temel il-
keye dayanıyor.
Rum yönetimı Kuzey Kıbrıs'ta dini, dili ayn de-
mokratik bır devlet olduğunu vurgulayan temel ilke-
yi kabul ettıği anda, diğer konuların çözümüne yol
açılacak, topraktan mal mülk edinmeye kadar he-
men her sorunda uzlaşma kolaylaşacaktır.
• • •
Geniş yankılar uyandıran toplumlar arası kaynaş-
madan sonra önem kazanan bir başka sorunun bir
an önce çözümlenmesi gerekiyor. 40 yıldır Rum yö-
netimiyle AB'nin KKTC'ye uyguladığı ambargolar.
Denktaş'a ve RTE'ye göre; "insanlık dışı ambar-
golan artık kaldırmanın" zamanı geldi.
Kıbnslı Türkleri Denktaş'a karşı kışkırtmak için KK-
TC'nin zayıf ekonomik gerçeği ile Güney Rumları-
nın müreffeh yaşamını kıyaslamak; uzun zaman ara-
mızdaki ve adadaki ver kurtulcuların dilinden, kale-
minden düşmedi.
Tabii Rum politikaları hesabına KKTC'ye uygula-
nan ambargoların üzerine gidilmedi. Türk tarafı gü-
neye oranla ekonomik açıdan daha zayıf ve yeter-
siz görünüyorsa, bu durumun oluşmasında üretimi-
ni dış piyasalara sürememesi, dışa açılamaması, dı-
şarıdan destek görememesi başlıca nedenler.
Ambargolara karşın -RTE'nin söylediği gibi- "KK-
TC'de gelinmiş olan nokta övgüye değer".
Kıbrıs Türk halkını ekonomik açıdan kalkındırmak
için Türkiye KKTC'de "her türiü tedbiri almaya ka-
rariı" görünüyor.
RTE'nin Lefkoşa'da verdiği sözler kâğıt üzerinde
kalmamalı ve artık:
"Ahdi ve tarihi sorumluluklar doğnıltusunda Tür-
kiye, KKTC'ye desteğini esirgememeli".
•••
KKTC ziyareti Yunanistan'la Güney Rum yöneti-
minde oluşan "spekülatifbeklentilerin" ne denli boş
düşler olduğunu kanıtladı.
Rum medyasına göre RTE; Denktaş'tan "derhal
(hatta Annan Planı doğrvltusunda) görûşmelere baş-
lamasını isteyecek, önemli miktarda Türk askerini
çekeceğimizi" açıklayacaktı.
Oysa RTE, "Güvenlik sorunu gereği, askerin azal-
tıiması da, çekiimesi de söz konusu değil" dedi.
Derhal görûşmelere başlamanın, üstelik Rum li-
deri Papadopulos'un önerdiği gibi Annan Planı üze-
rinden müzakere açılmasının, ancak "taraflann mu-
tabık kalmalan" koşuluyla gündeme gelebileceğini
söyledi.
AB de uyanldı: "Avrupa Birtiği'nin Kıbns'ta kuru-
lacak ortak devleüe Türk tarafının eşit ortak olması-
nı bilmesini istiyoruz".
KKTC-Ankara uzlaşması, kuzeyin başlattığı giri-
şimler karşısında; güneyin ilktepkisiyeni birşaşkın-
lıkeseri: Papadopulos, RTE'nin Kıbns ziyaretini "ya-
sadışı" ilan ediverdi!
• • •
KKTC ile Türkiye arasındaki biıiiktelikten burada
ve orada memnun olmayanlar yok mu?
örneğin ulusal bir davayı Denktaş kinine dönüş-
türen, ver kurtulcuların simgesi Mehmet Ali Talat.
Hâlâ -Türkiye Başbakanı'na- Denktaş'ın ve
KKTC'deki hükümetin Kıbrıs Türk halkını temsil et-
mediğini söylüyor.
Oysa, kuşku bulutları dağıldı. Kervan yürüyor.
Danıştay hükümeti uyardıI Baştarafi 1. Sayfada
ğunda, daha önceki iktidar dö-
neminde yapılmış olan siyasal
amaçlı atamalar neden olarak
gösterilmektedir. Ileri sürülen
bu gerekçe hakJı ve büyük ölçü-
de gerçeği ifade etmekJe birlikte,
daha sonraki değişikJiklerin de
gerekçesi olacağı için ortaya bir
kısırdöngü çıkmaktadır. Yüksek
memurlar yönünden bu uygula-
malann tanığı, iktidar değişikli-
ğini izleyen günlerde yayımlanan
resmi gazetelerdir.
Baskıyla görevden uzak-
la$tiriliyor. Uygulama giderek
daha alt görevlilere ınmekte ve
zaman içinde daire başkanlan,
şube müdürlen ve hatta şefler gö-
revlerini kaybetmekte ya da hu-
kuka uygun olmayan yöntemle-
re başvurularakgörevlerinı fiıJen
yapamayacak duruma getiril-
mekte, bunlardan bir kısmı da
usandıncı baskıiar sonucunda
kendiliğinden görevlerini bırak-
maktadırlar. Ortaya çıkan tahn-
batın temizlenmesinin maiiyeti
kamu hizmeti yönünden çok yük-
sek olmaktadır.
Kamu yararı gözetllme-
II: Yetkili makam, bir kamu gö-
revlisinin yerini değiştirme ko-
nusunda sahip olduğu takdir yet-
kisini kullamrken idare hukuku
ilkeleri gereği, kamu yarannı
gözetmek zorundadır. Yetki sahi-
YARCISAL DENETİMİN AMACI ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAK
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer, yargısal deneti-
min temel amacının, devlet organlanm hukukla
bağlamak, görev ve yetkilerin kullanımının hu-
kuksal sınınnı çizmek, temel hak ve özgürlükle-
ri koruyarak eşitsizlik ve aynmcıhk yaratan uy-
gulamalann önüne geçmek olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya
göre Sezer, Idari Yargı Günü ve Danıştay'ın 135.
kuruluş yıldönümü nedeniyle Danıştay Başkanı
Nuri Alan'a bir kutlama mesajı gönderdi. Sezer
mesajında, yönetenlerin eylem ve işlemlerinin
yargı denetimine bağlı olduğu hukuk devleti, te-
mel hak ve özgürlükkri güvence altına alarak bi-
reylere hukuk güvenliği sağlayacağını belirtti.
Yargı kararlannın uygulanmamasının, hukuk
devleti ilkesiyle olduğu gibi, kamu yaranyla da
bağdaşmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Se-
zer, "Devletin yüksek danışma, inceleme ve ka-
rar organı olan, yönetsel yargıda yüksek mah-
keme göre\ini üstlenerek yönetimin işlem ve
eylemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyen
Danıştay, Türkiye Cumhuriveti'nin temel ku-
rumlarındandır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da demok-
ratik hukuk devletinin rüm kurallanyla yerleşme-
si ve yaşamasında Danıştay'ın hukukun üstünlü-
ğü prensibine dayanan adil ve tarafsız çalışmala-
nnın büyük rol oynadığını bildirdi.
TBMM Başkanı Bülent Annç, "Danıştay'm,
özelükle cumhuriyerin ilanından bu yana, hu-
kukun üstünlüğünün korunması ve idari hiz-
metlerin denetlenmesi görevini başanyla yeri-
ne getirdiğini" belirtti.
binın, siyasi, dini, felsefi görüş-
leri yönünde ya da kendisine ve-
ya üçüncü kişilere yarar sağla-
mak veya onlara zarar vermek
amacıyla yaptığı idari işlemler
maksat yönünden hukuka aykı-
n olurlar.
Eklple değll bürokratla
çallŞllir: Siyasıler tarafından
sıkça tekrarlanan "Ben progra-
mımı ancak kendi ekibimle uy-
gulayabilirim" savı geçerli de-
ğildir. Emri yerine getirmeyen
kamu görevlisi, görevini yapma-
mış olur ve bunun hukuki sonuç-
lanna da katlanır. Dileğim, pozi-
tif hukukun önleyici kurallanna
karşın uzun zamandan beri süre-
gelen ve artık sistemleşmeye
başlayan, kamu yönetimini içten
içe kemiren ve çökerten ve istik-
rarsız bir yönetimin başlıca ne-
denlerinden biri olan bu tür uy-
gulamalann artık yinelenmeme-
si, sona ermesidir.
Zorunlu emeklillkte kısa
yol SeçllSİn: Anayasa Mahke-
mesi'nin yürürlüğü durdurma
karan dikkate almarak emekliye
sevk işlemlerinin geri alınması
ve emeldiye sevk edilenlerin tü-
münün eski görev] erine iade
edilmesi, yönetimin hukuka bağ-
lılığını ortaya koyması bakımın-
dan önemli bir fırsattır. îdare,
mahkemelerin iş yükünü arttır-
Berçin'e
hatıra ormanı
Gazetemiz istihbarat şefi
Cengiz Yıldırım, geçen
yıl 14 Mayıs'ta ani bir ra-
hatsızlık sonucu yitirdiği
kızı Berçin Yıldırım için
anı ormanı kuruyor. Si-
li\Tİ"yc bağlı Çantaköv
Belediyesi'nin 2 bin met-
re uzunluğundaki gölet
bölgesine yapılacak olan
"Berçin Yıİdırım Anı Or-
manT'na fidanların diki-
mine dün başlandı. Çan-
taköv Belediye Başkanı
Saffet Sert, Şişli Belediye
Başkanı Mustafa Sangül,
As Y'apı-Aks İnşaat Şir-
keti'nden Ali Seydi Şa-
hin, Bilal tlhan ile Murat
Canviirtk. Yakup Ankan
ve Hasan Can'ın katkı
sağladığı 40 bin metreka-
relik bir alanı kapsayan
anı ormanma, sahil çamı.
çınar, dişbudak ve akça-
ağaç olmak üzere 2 bin
fîdan dikilecek. (Fotoğraf:
GÖKÇE UYGUN)
madan, kısa ve toplu yoldan so-
runu çözmelidir.
Cumhurbaşkanının seçll-
mesl: Mıllervekilleri arasından
seçilecek bir cumhurbaşkanının
siyasal yaşamı boyunca belli bir
siyasal parti ile ilişkisinin, bu iliş-
ki nedeniyle de belli siyasal gö-
rüşlere ve değer yargılanna sahip
olacağının düşünüknesi halinde
bu yetkilerin, veriliş amacının dı-
şında, tam tersine bir sonuca ne-
den olması ve böylece yargmın
siyasallaşması uzak bir ihtımal
olarak görülmemelidir. Özellikle
bir siyasi partinin tek başına ikti-
darda olduğu dönemlerde, TB-
MM tarafından üyeleri arasından
seçilecek cumhurbaşkanın yük-
sek mahkeme üyelerini seçmesi,
mahkemelerin bağımsızlığı ilke-
si yönünden, beraberinde çeşitli
sakıncalan getirebilir.
YAS kararları yargıya
açilSIII: YAŞ keyfi kararlar ver-
mediğinden, kararlannın belli
kural ve ilkelere uyularak ve ka-
mu yaran ön planda rurularak
alındığından kimsenin kuşkusu
olmamalıdır. Hukuk devletinde
ayncahklı merci ve makamlar
yaratılmamah yapılan her türlü
işlemin yargı denetimine bağlı
olduğu kabul edilmelidir.
Nürnberg Mahkemelerl:
Dünyanın en güçlü ülkesi, bin-
lerce kilometre ötesindeki birül-
keye acımasızca saldırmış, Irak'ı
günlerce bombalamış, yüzlerce
günahsız insanın ölümüne neden
olmuştur. Sivil toplum örgütleri
ve bilim adamlan bu noktada, 2.
Dünya Savaşı sonrasında kuru-
lan Nürnberg mahkemelerinde
Nazi savaş suçlulannın kültür
varhklannın çahnması ve zarar
görmesi suçlarından da yargılan-
dıklannı hatırlatarak bu savaşa
karar verenlerin ve uygulayanla-
nn da aynı suçtan yargılanmala-
n gerekhliğıni sa\oınmaktadırlar.
AL GÖZÜiVI SEYREYLE/IŞILÖZGENTÜRK
'Uçan Süpürgeyle' Uçmak!
• Baştarafi Arka Sayfada
fihn, Türk sinemasının benim için ilk
onu içindedir. Fihn öylesine gerçek-
çi, oyuncular öylesine sahidirler ki,
film bugünlerde Türk sinemasını sa-
dece Ömercik, Ayşecik ya da Kahpe
Bizans filmlerinden ibaret sananlara
özellikle tavsiye edilir.
Türk sınemasının en gerçek oyun-
culanndan biri Sezer Sezin de bu yıl
festivalin ılklerinden olan onur ödü-
lünü almak için Ankara'da. Açılışta
oynadığı fihnlerden kısa bir fragman
sundular. O kısacık bölümlerden bile
anlaşılıyor, Sezer Sezin, Türk sine-
masının en sahici kadın tiplerinden
biri. Iri gözleri, çıkık elmacık kemik-
leri ve olağanüstü kişilikli burnuyla
adeta hayatm içinden fırlamış gibi. Ve
oynadığı bütün kişilikler adeta yenı-
den var oluyor. Kim ŞoforNebahat'ı.
Vurun Kahpe'nin genç ve ıdealist öğ-
retmeninı unutabilir?
Pek çok kışinın içinden şöyle ko-
nuştuğunu biliyorum: "Nerede o es-
ki oyuncular, nerede?"
Mutlaka görmek istediğim filmler-
den biri de, bir efsanenin, Marlene
Dietrich'ın "Ma\i Melek"ı. Bu fil-
mi hayal meyal anımsıyorum. Unuta-
madığım bir sahne var. Eğitimli, her-
kesin örnek gösterdiği ama Mavi Me-
lek'e duyduğu tutku nedeniyle her
şeyden gönüllü olarak vazgeçen Prof.
Unrat'ın, Mavi Melek'i sahneye ha-
zırladığı, ona ipek çoraplannı giydir-
diğı o muhteşem sahne. Tutku o sah-
nede adeta elle rutulacak kadar sahi-
dır. Ama samlarun tersine adama acı-
mazsınız, aksine tutkunun peşine dü-
şen bu adamı kıskanırsmız.
Çünkü hayatın ana damarlanndan
buine dokunmayı başarmıştır. Haya-
tını anlamlı kılmayı başarmıştır.
Çocukluğumun benı etkileyen bu i-
ki filmini yeniden görünce fikrimi de-
ğiştinr mıyim, bilemem? Ama heye-
canla gösterim gününü beldiyorum.
Bu arada cümle arkadaşlanm birbı-
rinden ilginç seksen belgesel, kısa ve
uzun filmin peşinde koşarken ben ge-
ne görev başında olacağım. Üç yıldır
festival kapsamında yaptığımız fihn
atölyesinde, bu yıl da dur durak yok!
Bu yıl dıdık dıdık edeceğımız kısa
fihnlerin başlığı, 2003 yılı Birleşmiş
Milletler tarafından, "Kadına Karşı
Her Türlü Şiddeti Kınama" yılı se-
çildiği için "Her Yer KırmızT'ydı.
Türkiye'nın her yerinden 160 İasa
film senaryosu geldi. îçlerinden on
tanesi seçildi ve yazarlan şimdi An-
kara'da, hem film izliyorlar hem atöl-
yede ter döküyorlar.
"Her Yer Kırmızı"run ilginç öy-
külerini size de aktaracağım. Şımdı-
lik didiklenme safhasında.
Evet yerim gene bitmek üzere, An-
kara'da hava güzel, filmler güzel ve
bu kısa kaçamak insanı gerçekten ço-
cuklaştınyor, hayal dünyası yeniden
gehyor ve mutlu oluyorsunuz. Yaşa-
sın Sinema! Yaşasm Cadılar!
Seyreyleisil(5 yahoo.com
Isilozgenrurkğ superonline.com
Ortadoğu'da Türkiye istenmiyor
ABD 'liyetkililer ve JVashington'dakidiplomatik kaynaklara göre,
Ankara 'nın 'Serbest Tıcaret Bölgesi 'ne katılması olası görünmüyor
Dış Haberler Servisi - ABD
Başkanı George W. Bush'un
Arap ülkelerinde demokrasinin
yaygınlaştınlmasının bir parçası
olarak önerdiği "Amerika- Or-
tadoğu Serbest Ticaret Bölge-
si'nde" Türkiye'nin yer alması
beklenmiyor. Bush. önceki gün
Güney Carolina Cniversitesi'nde
yaptığı konuşmada yönetiminin,
Ortadoğu'ya yeni bir düzen ge-
tirme idealini açıklarken Arap
dünyasına demokrasi telkininde
bulunmuş ve müyonlarca Müslü-
manın. Türkiye'den Endonez-
ya'ya kadar demokrasi altında ya-
şadığı örneğini vermişti.
Bush yönetimin, Ortadoğu'da
adaletten ekonomiye. cahillikle
mücadeleye, özgürlüklerin yeşer-
tilmesi ve refahın getirilmesine
kadar kapsamlı bir çaba içine gi-
rişeceğini vTirguladığı konuşma-
sında, "Bunun öniinde pek çok
engel var. Değişimin zor olaca-
ğını anlıyorum" demışti Bush,
"Ama, umut dolu değişim işa-
retleri de görüyoruz. Müslü-
man dünyasının neredeyse yarı-
sı, Türkiye'den Endonezya'ya
kadar demokrasi altında yaşı-
yor. Bahreyn ve Fas'ta özgür se-
çimler yapıldı. Ürdün, gelecek
ay seçinı yapacak. Katar, temel
özgürlükleri güvence altına
alan yeni anayasayı onayladı"
diye konuşmuştu.
Arap ülkelerinin toplamının
gayri safi milli hasılasınrn, İspan-
ya'dan daha düşük olduğunu söy-
leyen. Afrika ülkelerinde bile in-
ternetin, Arap dünyasından daha
fazla kullanıldığını kaydeden
Bush, bu çerçevede, "Amerika-
Ortadoğu Serbest Ticaret Ala-
nı" önerisinde bulunmuştu.
'Bölgeye refah gelecek'
Konuşmasının dün yayımlanan
bölümünde. küçük ve orta ölçek-
li işkollaruıın sermaye ulaşunının
arttırılması ve gerekli yasalar,
mülkiyet haklan xe düzgün ışko-
şullannın oluşturulmasında bu
önerinin yardımcı olacağım söy-
leyen Bush, "Yolsuzluğun yeri-
ne serbest piyasa ekonomisi ve
adil yasalar koyarak Ortadoğu
halkı, refah ve özgürlük içinde
büyüyecek" dedi. Ekonomik fır-
satlann iyi eğıtimı getireceği, ka-
dınlara eğitim olanağı sağlayaca-
ğının altını çizen Bush, kadınlar
arasında okuryazarlık oranının
arttınlması için çalışacaklarını
kaydetti. Bush, buna benzer çaba-
lann Afganistan, Fas ve Yemen'de
de yürürüleceğini söyledi. Dışiş-
leri Bakanı Colin Powell ve Tica-
ret Temsilcisi Robert Zoellick.
gelecek ay Ürdün'de bölge lider-
leriyle ekonomik, siyasi ve top-
lumsal ilerlemeyi tarrışacak.
Ülkeler açıklanmadı
Öte yandan "Amerika- Orta-
doğu Serbest Ticaret Bölge-
si'nde" Türkiye'nin yer alması
bekjenmiyor. Şimdilik, serbest ti-
caret bölgesine hangi ülkelerin
dahil edileceği açıklık kazanma-
makla birlikte, ABD'li yetkililer
ve Washington'daki diplomatik
kaynaklara göre, Türkiye'nin ka-
tılması olası görünmüyor. Buna
gerekçe olarak da Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne üyelik başvuru-
su çerçevesinde yürürlükte olan
Gümrük Birliği anlaşması göste-
riliyor.
Türkiye. AB ile serbest ticaret
anlaşması olmayan ülkelerle,
böyle anlaşmalara giremiyor.
ABD, Mısır ve Bahreyn ile gele-
cek yıl serbest ticaret müzakere-
lerine başlamayı umuyor. Bu gö-
rûşmelere, hazır olduğunu göste-
ren bölgedeki başka ülkelerin de
eklenmesi planlanıyor. ABD ile
müzakereler, ikili yatmm anlaş-
maları ve pek çok ülke için Dün-
ya Ticaret Örgütü'ne üyelik gibi
bazı hazırlayıcı adımlara dayana-
cak. Şu anda ABD ile serbest ti-
caret anlaşması bulunan tek Arap
ülkesi Ürdün.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
ni yaşayan 13-15 yaşındaki öğrencilerden 10'u,
devlet yöneticilerinden gazetecilere kadar 8-10 ki-
şi seçmişler, yazdıkları mektupları göndermeye
karar vermişler.
Art arda yaşadıkları iki depremin yüreklerinde bı-
raktığı acıyı öylesine değişik ifadelerle söze dök-
müşler ki, şaşırdım kaldım. Biri, yazının başlığı.
8-A 30 No'lu öğrenci Şenay Doğan:
"Bu mektubu kınlan kalplerle, yıkılan umutlarlaya-
zıyorum. Umutlanmızyeşeriyor, hedeflerimizgerçek-
leşiyor derken, her şeyin tam tersi oluyor. Hiç mut-
luluğa erişemediğimiz, acılarla, felaketlerle büyüdü-
ğümüz bir ülkeden yazıyorum. Belki her şey düzelir
diye yazıyorum.
Kışın donarak yaşamla mücadele ettiğimiz okulu-
muzda, doğan sıcacık güneşle ısınıyoruz. 27 Ocak'-
ta kitabımda son sayfayı okurken, yüreklerimizi ye-
rinden koparacak bir gürültü duyduk. Adeta sıralar
canlanmış dışarı kaçmak istiyorlardı. Artık kendimi
öleceğim konusunda inandırmıştım. Gözlerimi kapa-
dım ne olacaksa bir an önce olup bitsin diye... Aynı
korkuyu 1 Mayıs'ta bir kez daha yaşadık..."
Sevim Pekin, hep aynı korkuyla yaşamak isteme-
diğini yazıyor, sadece seçilmiş okulların değil, tümü-
nün depreme dayanıklı hale getirilmesini istiyor.
Hasret Bilgin, "Soğuk, acımasız deprem, tekrar
kapımızı çaldı" diyor, devam ediyor:
"Deprem korkusu vücudumuza bir zehir gibi aktı.
Ailemizden uzak olmamız yüreğimize ayn bir gölge
düşürüyor. BingöTde ölen öğrencilerin anne-baba-
lannın feryatlan kulağımda yankılanıyor."
'Sınavı kaybettik!'
Ayşe Turan, "Yaşamak için el ele verelim" diyor,
tüm okulların depreme dayanıklı hale gelmemesi ha-
linde ne olacağım şöyle dile getiriyor:
"Bahçelerdeki çiçeklerazalacak..."
Aysel Kirişoğlu durumu daha farklı bir benzet-
meyle anlatmış:
"Okulumuz birsınav sonucu kullanılamaz hale gel-
di. Demek ki hayatın sınavlan daha bitmemiş. Yaşlı,
korkak gözlerle bu sınavın sonuçlarına bakıyorum.
Kim 5 aldı? Hayatmı, yoksa YİBO öğrencileri mi? Ce-
vap, 'yanıtsız'... Bütün Türkiye'ye, kanşkanş sesimi-
zi duyuracağız. Artık Çeltiksuyu gibi biracı daha ya-
şamak istemiyoruz... Harabe haline gelen Pülümür
YİBO onanlarak açılacakmış. Ne yapmak istedikleri-
ni bir anlayabilsem. Zaten kıl payı kurtulduk..."
Yine 8-A'dan Öznur Kalkan, ders zili yerine ölüm
zili duyduklarını haykırıyor. "Korku tüm benliğimizi
sardı. Bu deprem bize korku zaran verdi. Hafıften bir
ranza sallansa yüreğimizağzımıza geliyor, ağlıyoruz"
diyor.
5-A'dan Gülen Bektaşoğlu'nun şu sorusu, artık
küçüklerin de gözlerinin gerçeği görmeye başladı-
ğını ortaya koyuyor:
"Neden hep okullar yıkılıyor?"
Yine 5-A'dan Ahmet Albayrak, çözüm için çok
acımasız, kesin bir reçete ortaya koyuyor:
"Neden ekin ekilmesi gereken yerlere bina yapılı-
yor? Türkiye'ye haykınyorum. Yıkılmamış bütün bi-
nalan bugün yıkın. Bir daha o kadar ölüyü betonla-
nn altından çıkarmamak için..."
Gülay Deci'nin tümceleri insanı yıldızlara çıkarıp
yere çakıyor:
"Ben umutlannı gökyüzünde parlayan Samanyo-
lu yıldızına adamış bir öğrenciyim. Umutlar, gökyü-
zündekiyıldızlara ışıklarım adamasa, onlar nasıl par-
lar? Deprem sabahı Samanyolu yıldızının birden ka-
yıp gittiğini gördüm... Türkiye'de sorumsuz, duyar-
sız insanlar oldukça, yine insanlaryine insanlık yok
olacak..."
Canan Turan, iki sayfalık mektubunu şöyle bitiri-
yor:
"Neden, neden hâlâ bile bile hatalara düşüyoruz?"
10 öğrencinin tüm Türkiye'ye ortak mesajı şu:
"Lütfen bütün okullan sağlam yapınız, mevcutlan
sağlamlaştınnız. Ölmek istemiyoruz."
ankcum@ttnet.net.tr
Aria-Aycell birleşmesi
Erdoğan'dan
yeşil ışık
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Baş-
bakan Tayyip Erdo-
ğan, Ulaştırma Bakanı
BinaliYıldırım a Ana
ve AyceH'in birleşmesi
için talimat verdiğini
açıkladı. Erdoğan, Ari-
a'nın Aycell'den hisse
alacağını, daha sonra
da Aycell'in altyapı
hizmetlerini kullanaca-
ğını söyledi. Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül
ABD Milli Savunma
BakanYardımcısı Paul
Wolfowitz"in açıkla-
malannı "duygusal"
olarak niteledi.
AKP MKYK dün
Başbakan Erdoğan
başkanlığında toplandı.
Alınan bilgiye göre,
MKYK üyelerine hü-
kümetin çalışmamany-
la ilgılı bilgı veren Er-
doğan, yerel yönetim
ve kamu yönetimi re-
formu çalışmalannın
sürdürüldüğünü, yerel
yönetimler reformunun
eyalet sistemi gibi tak-
dim edildiğini, ancak
bunun doğru olmadığı-
nı söyledi.
Orman arazilerinin
satışıyla ilgili anayasa
değişikliğinin mutlaka
çıkması gerektiğini an-
latan Erdoğan, Kıbrıs
gezisiyle ilgili olarak
da kurul üyelerine bil-
gi verdi.
Dışişleri Bakanı Gül
de, ABD-Türkiye iliş-
kilerini değerlendirir-
ken Wolfowitz'in açık-
lamalannı ammsata-
rak, " ABD'de farklı
düşünceler olabilir.
Wolfowitz'in açıkla-
maları da farklı bir
düşüncenin işaretidir,
ancak bunlar iki ülke
arasındaki stratejik
ortaklığı bozmaya-
caktır" diye konuştu.
Toplantıdan sonra
açıklama yapan AKP
Genel Başkan Yardım-
cısı Dengir Mir Meh-
met Fırat, hükümetin
TBMM'deki görüşme-
lerinde iş güvencesine
sınırlamalar getirdiği Iş
Yasası Tasansf nı ken-
dilerinin hazırlamadı-
ğmı, tasarının işçi \e iş-
veren kesimlerinin uz-
laşmasıyla seçimden
önce gündeme geldiği-
ni sa\aındu.