Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS2003PAZAR
HABERLER
DUMADA BUGUN
ALI SIRMEN
BüyiikDedemizHattuşili
Sevgili,
Biliyorum, dedesinin dedesini merak etme yen,
aile ağacı gibi bir kavramı hiç düşünmemiş olan,
yüzyıllar boyu, aile kaydı gibi bir kurumu tanına-
mış olup, doğumlan evdeki Kuranıkerim'in kapa-
ğına not düşülmekle yetinilen, "Kimiz, nereden
geliyoruz, nereye gidiyoruz" sorusunu gelenek
haline getirmemiş olan birtoplumun kimi insan-
ları, 3300 yıl önceki dedemizi düşünmemizi ya-
dırgayacak, belki de biraz öfkeyle,
- Nerden çıktı şimdi bu Hattuşili de, diyecek-
tir.
Ben III. Hattuşili'nin öyküsünü, cuma günü Lüt-
fi KırdarSalonu'nda gala gösterimi yapılan Tol-
ga Örnek'in, "Hititler" belgeselinde, büyük oyun-
cumuz Haluk Bilginer'in kişiliğinde ete kemiğe
bürünmüş olarak izledim.
Daha önce tanımak ve kendisiyle kısa bir soh-
bet yapmak mırtluluğuna eriştiğim, Tolga örnek'i
ve bu ekonomik olarak da, mesai olarak da al-
tından kalkması güç devasa işi başarmakta ken-
disine destek olan bütün ekip arkadaşlan ile pro-
jeyi destekleyenleri candan kutluyorum.
Iki saatlik bir belgeseli uzun bulanlar,
- Yahu bundan yanm saatlik, güzel bir Kadeş
belgeseli çıkabilir, her şey daha kısa sürede onun
çevresinde anlatılabilirdi. Bu kadar uzun belge-
sel olur mu; nerede görülmüş. Nasıl izlenir ki, di-
yenler olabilir.
Ama, bu yaprt bir başka açıdan ilk ve çok önem-
li.
• • •
Biraz geç başlayan gecenin açış konuşmasın-
da, bu belgesele can verenlerden, Türkçe anla-
tımı yapan usta aktörümüz Cüneyt Türel sözle-
rine Atatürk'ün şu saptamasıyla başlıyordu:
- Bir toplum kendi geçmişine ne kadar sahip
çıkarsa o kadar ulus olur.
Burada Atatürk'ün çağdaş, zengin, çok kül-
türlü ve örneğine başka yerlerde de rastlanan ta-
rih anlayışı ile karşılaşıyoruz.
Atatürk'e kadar ülkemizde okutulan, bir kav-
min, hanedanın ve dinin tarihi idi.
Atatürk ise bu toprakların bütün geçmişine ve
zenginliklerine sahip çıkıyor ve bize bu toprağın
tarihinin okutulmasını öneriyordu.
llkokulda bana tuhaf gelen Hititler'in, Sümer-
ler'in Türk olduklan savıyla gençlere verilmek is-
tenen ırkımızı yüceltmek değil, üzerinde yaşadı-
ğımız toprağın tüm geçmiş zenginliklerinin özüm-
senip, sahiplenilmesiydi.
Türk yazınının büyük ustalanndan, ozan, roman-
cı, tiyatro ve deneme yazan, büyük düşünür Me-
lih Cevdet Anday, Halikarnas Balıkçısı ile ilgi-
li olan 1978 Aralık ayında yazdığı bir cuma yazı-
sında bu tarih görüşüne değiniyor ve bir yerinde
şunlan söylüyordu:
"Nasıl oluyordu da lyonya ile ya da Helen ta-
rihi ve kültürü ile özden bir HintHeri olmayan Ba-
tılı uluslar, bu ilkçağ uygarlığını benimseyebili-
yor, onu kendi uygarlıklannın temeli yapıyohar-
dı?
Tarih ve uygariık bir ulus için bir seçme özüm-
seme konusudur. Ingilizleradalannın tarihiniken-
di tarihleriolarakbelletiyorlardı, çocuklanna okul-
lannda. Bunun içinde Fransızkrallan dönemi de
vardı..."
Mısır'da da 1919 halk hareketinden sonra, aar-
keolojiye önem verilmeye, eski Mısıraraştırılma-
ya başlandı ve El Siyasa grubu ve gazetesi, kök-
lerini eski Mısır'da araştıran "Firavun Okulu"nu
oluşturdular. (1922)
• • •
Kimiz, nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz,
kültürümüzün kökleri nereye kadar uzanıyor so-
rusuna, Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, çok ilginç ve
değerli "Türk Kimliği" (Kültür Bakanlıgı 1993) ad-
iı yapıtında şöyle yaklaşıyor:
"...özetle Türk variığının ve ve Türk kültür ta-
rihinin kökleri:
1) Türklerden öncekiKüçükAsya (Anadolu) kül-
tüherine ve insanlanna;
2) KüçükAsya'ya gelipyeıieşmeden öncekiOr-
ta Asya Türk boylanna;
3) Küçük Asya'yı fethedip, yerteşen Müslü-
man, Türkmen veya Oğuzlara;
4) Anadolu'da fethedilen, Müslümanlığıkabul
ederek Türkleşen yerlilere;
5) Batılı, çağdaş ve laik Türklere"
kadar uzanıyordu. "Biz bunlardan hangisiyiz"
sorusu yersiz ve gereksizdi. Çünkü bunlann hep-
si biziz, biz hepsiyiz. Nasıl ayırabiliriz, birini öte-
kinden?...
Görüyorsun Sevgili, ne zengin bir geçmişimiz
var.
"Bunun ne kadarı bizim" sorusunun yanıtı ise
"Ne kadannı algılayıp özümsersek o kadan, ne
kadar çok, Melih Cevdetimiz, Sabahattin Eyu-
boğlumuz, Halikarnas Balıkçımız, Ekrem Akur-
galımız, Tolga Örnekimiz olursa o kadar çok o
geçmiş bizim zengiliğimiz"
Kılıç ve Acargünden karşı oy
61 yaş gerekçeli
kararı yayımlandı
Aı\KARA (Cumhu-
riyet Biirosu) - Hükü-
metin zorunlu emeklilik
yaşını 65'ten 61 'e düşü-
ren yasasının yürürlü-
ğünü durduran Anaya-
sa Mahkemesi'nin ge-
rekçeli karan Resmi Ga-
zete'de yayımlandı.
Anayasa Mahkeme-
si'nin yasaya ilişkin yü-
rürlüğü durdurma kara-
nna Anayasa Mahke-
mesi Başkanv ekili Ha-
şim Kılıç ile üye Yalçın
Acargün ise "fikranın
tanıanıının yürürlüğü-
nün durdurulması ha-
Hmtekamu düzenini ih-
lal edecek boyutta hu-
kuksalboşhıkdoğacağV
gerekçesıyle karşı çık-
tılar.
Anayasa Mahkeme-
si, karannın gerekçele-
rini ise şöyle sıraladı:
"Anayasaya a\ kırüık
konusunda güçlü beHr-
tiler bulunması ve uy-
gulamalanndan doğa-
cak sonradan giderflme-
si güç ve olanaksız du-
runı ve zararlann ön-
lenmesi için esas hak-
kında kararverflinceye
kadar yürürlüğünün
durdurulmasına karar
verilmiştir."
Avrupa Komisyonu Temsilcisi, AB'ye tam üyelik sürecinin ağır bir yük treni gibi işlediğini söyledi
Türkiye'nin resmi uygun değilANKARA (Cumhuriyet Biirosu)
- Avrupa Komisyonu Türkiye Tem-
silcisi Büyükelçi HansJörgKretsch-
mcr, Türkiye'nin AB üyeliğine uy-
gun bir resme sahip olmadığını açık-
ladı. AB'ye tam üyelik konusunda
Türkiye'de sürecin ağır bir yük tre-
ni gibi işlediğini belirten Kretschmer,
"Türkiye mucizelere güvenmemeü
Kriterleriyakalamakiçin mücadele
eünesi gerekir'' uyansmda bulundu.
Vergi affi uygulamalanndan rahat-
sız olduklannı ima eden Kretsch-
mer, bankacılık sisteminin de ken-
dinı toplayamadığını ıddia etti. Dev-
let Bakanı Ali Babacan da, Türki-
ye'nin ekonomik açıdan AB kriter-
lerine yaklaşmasının zaman alaca-
ğı itirafında bulundu.
"AB Üyeliğine Doğru Türldye"
• Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Kretschmer, "Türkiye mucizelere güvenmemeli. Kriterleri
yakalamak için mücadele etmesi gerekir" dedi. Vergi affi uygulamalanndan rahatsız
olduklannı ima eden Kretschmer, bankacılık sisteminin de kendini toplayamadığını iddia etti.
konulu uluslararası konferans dün
Ankara'da yapıldı. Konferansın açı-
lışında konuşan Avrupa Komisyonu
Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hans
Jörg Kretschmer, Türkiye'nin AB'ye
tam üyeliğinin agır bir yük treni gi-
bi ilerlediğini belirtti.
Mucizelere güvenmeyin
Ağır ilerlemeye karşın sürece gi-
rildiği zaman durma olmayacağını
belirten Kretschmer, Türkiye'nin
resminin de şu anda AB'ye uygun
olmadığını vurguladı. Vergi affi uy-
gulamalanndan duyduğu rahatsızlı-
ğı da saklamayan Kretschmer, Tür-
kiye'de gördüğü eksiklikleri şöyle
sıraladı:
• Ankara anlaşmasından bu ya-
na 10 tane vergi affi yapıldı. Bu İco-
nuda mevzuat değişiklıği yapılma-
sı gerekir.
• Bankacılık sektörü kendini hâ-
lâ toparlayamadı. Bankalann gelir-
lerinin yü2de 80'ı devlet tahville-
rinden geliyor, oysa bu oran AB'de
yüzde 25 düzeyinde.. Rekabet Ku-
rumu'nun çabalan bazı alanlarda
yeterli değil. Örneğin halen, ithal
edilen alkollü içeceklerden yüzde
300 oramnda vergı alınıyor.
• Türkiye'ye bugüne kadar 80
milyon Euro'luk hibe verildi, bu ra-
kam önümüzdekı dönemde 1.2 mil-
yar Euro'ya çıkacak.
• Türkiye mucizelere güvenme-
meli. Kriterleri yakalamak için ça-
lışması ve mücadele etmesi gerekir.
Ekonomik uyum zaman alır
Devlet Bakanı Ali Babacan da,
konferansta yaptığı konuşmada, Tür-
kiye'nin ekonomik olarak AB para-
metrelerini yakalamasının zaman
alacağını belirtti. AB'ye tam üyelik
hedefinin Türkiye için çok önemli
bir çaba olduğunu belirten Babacan,
"Ekonomik parametrelerin birbiri-
ne y aklaşması, Türkiye'nin AB or-
talamasını yakalamasızaman alabi-
Br" dedi. Ekonomik gelişmelere de
değinen Babacan, 2003 yılı enflas-
yon hedefinin tüm olumsuzluklara
karşın tutacağını belirtti. Babacan,
"Yaz aylannda, hem tanm ürünJe-
rinde, hem de petrolfîyatiarmda dü-
şüş olabilir. Sıfir enflasyon, eksi enf-
lasyon görülebilir" dedi.
Dünya Bankası Türkiye Temsilci-
si AjayChibber da, Türkiye'nin AB
için bir ihracat pazan olduğunu söy-
ledi. AB sürecinde. enflasyonla mü-
cadelenin Maastricht kriterlerine
uyum için ön koşul olduğunu vur-
gulayan Chibber, "Türldye'nin ya-
pısal anlamda hem kamuda hem de
özdsektönledönüşümleryapmasıge-
rekir'' dıye konuştu.
CHFLİ KETENCİ
Deniz'ler
için umııt
doğdu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Adalet Ba-
kanı Cemil Çiçekin
"CHP'nin öneri getirme-
si durumunda, 12 Eylül
öncesi siyasi davalarda
mahkûm olanlara yeni-
den yargıiama yolunun
açıbnasmasjcakbaktıkla-
nnı* söylemesi, CHP'li-
leri umutlandırdı. Deniz
Gezmiş ve arkadaşlan
hakkındakı ölüm cezala-
nnın yerine getirilmesi-
ne ilişkin yasanın yürür-
lükten kaldınlması için
yasa önerisi verdiğini
anımsatan CHP Istanbul
Milletvekili AhmetGür-
yüz Ketenci, "AKP'He-
rin destek vermesi duru-
munda önerinin hemen
yasalaşabilcceğini" voır-
guladı.
Adalet Bakanı Çiçek,
Hürriyet gazetesinde ya-
yımlanan demecinde "Bu
düzenlemenin hükümet
tarafındanyapıhnası doğ-
ru olnıaz. CHP teküf ha-
zırlayıp ortaya koyarsa
destekleyebiliriz. Benim
için bir sakmcasıyok" de-
di. CHP Istanbuİ Millet-
vekili Ahmet Güryüz Ke-
tenci, bir süre önce verdi-
ğı yasa önensinde Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyintnan'ın idam ce-
zalannın yerine getiril-
mesinin onaylandığı 2
Mayıs 1972 tarihli yasa-
nın yürürlükten kaldınl-
masını istemişti. Ketenci,
benzer içerikte bir öneri-
ye önceki dönemde Ab-
dullah Gül'ün de imza
verdiğini anımsatarak
şunlan söyledi:
"Bakanm açıktamasm-
dan sonra AKP'H arka-
daşlann bu olaya daha sı-
cak bakacağmıumut edi-
yorum. Bakanın bu ar-
zusu, yasanın hızla geçi-
rilip Genel Kurul'a üıdi-
rilmesi yolunu açabiür.
Bu dönem,20. dönemden
farkh bir dönem. Türld-
ye, AB yolunda önemli
demokratikleşme adım-
lan anyor."
ANKARA PKK tÇtN İKNA OLMADI
Woshington hn
güvencesi
yetersiz
SERE4ÇEŞ
Türkiye'nin dört bir yaıundan Türk-tş'üı mitingine kaolmakiçin Izmir'e gelen işçiler alanlara sığmadL
Emekçiler iş, ekmek ve haklanna sahip çıkacaklarmı söylediler
Işçüer lıüküıııeti uyardı
OZANYAYMAN
tZMlR-Türk-îş, tzmir'de yak-
laşık 50bin emekçıyibir arayage-
tirerek hükümeti istifaya çağırdı.
Türkiye'nin dört biryanından Iz-
mır'e gelerek "Işine, ekmeğine,
haklanna,vatanmasahipçık" mi-
tingine katılan işçiler, "AKP hö-
kümetini uyanyoruz. Düşünün,
taşının. Size3 gün süreveriyonız.
Aksi halde emekçiyi tamamen
karşınızda buiacaksı-
mz" dedi.
Cuma akşamı farklı
bölgelerden yola çıkan
işçiler sabah erken sa-
atlerde girdikleri Iz-
mir'i hareketlendirdi.
Kentin merkezınde mi-
ting saatini bekleme-
ye başlayan işçiler, san, turuncu,
kırmızı şapkalan ve üzerierinde
bağh olduklan sendikalann isim-
lerinin yazılı olduğu tişortlanyla
renkli görüntüler oluşturdular.
Türk-lş'e bağh sendika üyele-
ri dün Izmir Gündoğdu Meyda-
nı'nda toplanarakkazanılmış hak-
lannın ellerinden ahnmasına izin
vermeyeceklerini bildirdi. Ege
Bölgesi'ndeki illerinyanı sıra An-
kara, Sakarya, Zonguldak, Kınk-
kale, Aryon gibi illerden mitinge
gelen kitle 50 bin kişilik bir kala-
balık oluşturdu. Yol-Iş Sendikası
15 bin üyesiyle en geniş katıhmı
sağlarken Haber-Iş de alanda 5
bin emekçisiyle yer aldı.
Günün erken saatlerinden iti-
baren otobüslerle Izmir'e giren
binlerce emekçi, Gündoğdu Ala-
nı'nın çevresinde toplanmayabaş-
• Türk-îş Genel Başkanı Salih Kılıç ve
yönetim kurulu üyeleri, AKP hükümetine,
işçilerin uyanlannı dikkate abna çağnsı yaptı.
Kılıç, "Hükümet düşünsün taşınsın. Onlara 3
gün süre veriyoruz. Emekçileri karşılanna
almamalan konusunda uyanyoruz" dedi.
ladı. Türk-lş YönetimKuruluüye-
lerininCumhuriyetMeydanı 'nda-
ki Atatürk Anıtı'na, "İşçilerin''
yazıh çelengi bırakmalannın ar-
dındanyürüyüşe geçen emekçiler,
miting alanına doğru kilometre-
lere varan uzun bir kuyruk olus-
turdular. Sık sık, "Genelgrev, ge-
nel direniş", "Işçiyiz,hakhyız,ka-
zanacağe", "tş,ekmekyoksjıba-
nş da yok". "tş güvencesi hakkı-
mız, engeDenemez", "Hükümet
istifa" sloganlannı atan işçiler,
"Vatan, TEKEOlir. Vatan, Pet-
kim'dir. Vatan, limanlar, orman-
larthr. SatnrmayTz" yazılı dev bir
pankart açtılar.
Türk-lş Genel Başkanı Salih
Kılıç ve yönetim kurulu üyeleri,
AKP hükümetine, işçilerin uyan-
lannı dikkate alma çağnsı yaptı.
Genel Başkan Kılıç, "Hükümet
duşunsun^tafflisın. On-
bra 3 gün süre veriyo-
ruz. Emekçileri karşı-
lanna almamalan ko-
nusunda uyanyoruz.
Bu sese kulak versin-
ler" dedi.
Alanda toplanan ka-
labahkkitleye konuşan
Kılıç, "Bu ülkede emekçiyi gör-
mezden gelenleri uyanyoruz. Biz
banş ortammda yaşamak istiyo-
ruz. Bunu bize çok görmesnıler''
dedi. Kıhç, emekçiye, iş güven-
cesini çok görenlerden hesap so-
racaklannı \ıırgulayarak şunlan
söyledi: "81 ilde eyîemler yapıb-
yor ve yapdacak. Arük bıçak ke-
ANKARA - h^k'ta savaşın sonuçlanmasının
ardından giderek netleşen Türkiye-ABD
gerginliğinin önemli bir unsurunu da PKK
KADEK'in varlığı oluşruruyor. ABD'nin çeşitli
kanallar aracılığıyla "PKK'yi biz haDederiz" içenkli
güvencesini yeterli bulmayan Ankara, Washıngton
yönetiminden daha net yanıtlar bekliyor.
Kuzey Irak'taki PKK- KADEK teröristlerini
izlemek amacıyla bulunan Türk birliklennın Irak
ulusal ordusu hakimiyet sağlayıncaya kadar
bölgeden aynlması beklenmiyor. ABD, Kuzey
kak'taki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bırlıklennin
bir an önce bölgeden aynlması ve yeni bir
hareketliliğe girişmemesi için çeşitli kanallardan
Ankara'ya baskı
yapıyor. ABD Savunma
Bakan Yardımcısı Paul
WoMbvitz'le başlayan
demeçlenn Türkiye'yi
bu konuda iknaya
yönelik olduğu dile
getiriliyor.
Ankara'da sivil ve
askeri yetkililerin
yaptıklan
değerlendirmelerde
ABD'nin çeşitli
kanallardan ilettiği
mesajlara ilişkin şu
görüşler gündeme
geliyor:
ı/ ABD, savaşın henüz
sona erdiğini, güvenlik
ortamının tamamen
sağlanması gerektiğini
iletiyor. Ülkede tam
kontrol sağlanmasıyla
beraber terör örgütlerine
ilişkin operasyonlara geçilebileceği belirtiliyor.
^ ABD, AKP hükümetinin Pişmanlık Yasası gibi
bir girişimini olumlu buluyor. Lider kadrosunun da bu
kapsamda değerlendirilmesi durumunda geçen
deneyimlere göre daha başarı sağlanabileceği
öngörülüyor.
^ Gelecekte PKK'nin ABD ile Türkiye arasında
sdaşabileceğı belirtiliyor. ABD'nin operasyon olasıhğına
karşı Türk hükümetinin Pişmanlık Yasası'nı harekete
geçirmesi, PKK unsurlan açısından büyük bir sıkıntı
olarak görülüyor.
ABDTilerin özellikle Kuzey kak'ta bir çatışmadan
kaçınılması yönündeki yoğun telkinlerine karşın
bölgede bulunan Türk birliklerinin kısa sürede
aynlmasının olanaklı olmadığı dıle getiriliyor.
Kuzey Irak'taki birlilderin varlık nedenini bölgedeki
terörist unsurlann yarattığı tehdit olarak açıklayan
askeri kaynaklar, Irak ulusal ordusunun kuruhnası
ve tam hâkimiyetini sağlamasının ardmdan konunun
gündeme gelebileceğine dikkat çekiyor.
• Sivil ve askeri
yetkililer, "PKK'yi
biz hallederiz"
diyen
Washington'ın daha
net olmasını
bekliyorlar. Kuzey
Irak'taki PKK-
KADEK
teröristlerini
izlemek amacıyla
bulunan Türk
birliklerinin Irak
ulusal ordusu
hakimiyet
sağlayıncaya kadar
bölgeden aynlması
beklenmiyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bazı gazeteler aylardır "batırılan
bankalar" üzerine yayın yapıyorlar.
Sorumlularadokunulmadığından söz
ediyoriar. Bir yayın gurubu merkezli
bu haberierin, diğer medya gurupla-
nnı hedef aldığı gibi bir duygudan
kurtulmak mümkün değil. Çünkü, ha-
berlerin veriliş tarzı daha çok karşı
medya gurubunu hedef alıyor. Bu ül-
kenin milyariarca dolannın batık ban-
kalarnedeniyle buhariaştığı da işin bir
başka yönü.
Bütün bu yayınlar sırasında Türk-
bank'ın neden ve nasıl batınldığı pek
önemsenmiyor. Onu batıranlann kim-
lerolduğu da. Çünkü Tiirkbank bir pat-
ronaaitdeğildi. Tiirkbank, çalışanla-
nn bankasıydı. Çalışanlann onlarcayıl-
lık emeğinin ürünü olan bu banka,
devletin yetkilerini elinde bulundu-
ran bazı kişilerce bilerek ve isteyerek
batınldı. Içi boşattıldı, çalışanlann hak-
lan ve hisseleri adım adım gasp edil-
di. Bir zaman binlerce çalışanı, bin-
lerce emekçisi olan bu banka, Türki-
ye'nin üçüncü bankasıydı.
Tiirkbank Bir Örnektir
Türkbank'ın nasıl batınldığına iliş-
kin bu köşede çokyazı yazdım. Çün-
kü, Türkbank bankacılık sektörünün
nasıl batınldığına ilişkin en çarpıcı ör-
nekti. Bu bankanın patronu olmadı-
ğı için, bankanın başına devlet tara-
fından atananlar, batık kredilerverdi-
ler. örneğin Erol Evcil'in Eze Zeytin-
cilik'i bu bankadan kredi alıp da öde-
meyen sayısız kuruluştan biriydi. Pe-
ki bu kredilerin verilmesin nasıl sağ-
lanmıştı? Devletin bu bankayı kur-
tarmak üzere atadığı yetkililertarafın-
dan. Banka çalışanları banka hisse-
lerinın yüzde 85'inden fazlasına sa-
hipken, bir anda banka üzerindeki
haklarını yitirmişlerdi.
Bu nasıl mı olmuştu? Bankaya ön-
ce batık krediler verdirildi. Bu batık
krediler geri dönmeyince, bizim ke-
semizden toplanan vergilerden elde
edilen paralarla bankanın açıkları
ödendi. Böylece banka devlete borç-
lu hale getirildi. Devlete borçlu hale
gelen bankanın hisselerine devlet el
koydu. Ardından banka adım adım çö-
kertildi.
Bunun üzerine, "Bu banka battı
kapatıyoruz" denildi. Tasarruf Mev-
duatı Sigorta Fonu'na (TSMF) devre-
dilen banka önce satışa çıkarıldı. Sa-
tışta işin içine başka oyunlar girdiği
için satılan banka devlete geri dön-
dü. Bu arada banka çalışamaz hale
geldi, müşterilerini yitirdi. O da yet-
medi, banka ayakta kalmaya çalışır-
ken devlet tarafından atanan tasfiye
memurlarının örgütlediği bir genel
kurulla kapatıldı.
Bu uygulamanın sonunda banka
çalışanlannın çoğu işten çıkanldı. Şu-
beler kapatıldı. Banka emeklilerine
maaş ödemesı durduruldu. Sonuç
olarak devlet adına atanan yetkilile-
rin neden olduğu yolsuzluk ve batak
kredilerie bir banka yok edilmek is-
tendı. Türkbank'ın dığer bankalar-
dan önemli farkı sahibinin çalışan-
lardan oluşmasıydı. Çeşitli oyunlar-
la hisseleri azalsa da banka çalışan-
lan bankalanndan vazgeçmedi. Hak-
lannı korumak için örgütlü bir çaba
sürdürdüler. Sayısız dava açtılar.
• • •
Bu çaba sonuçlannı bir bir veriyor.
Gazetelere yansıdığına göre Danış-
tay Dava Daireteri Genel Kurul'u, Türk-
bank'ın Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu'na devredilmesine ilişkin kara-
rı bozup kapatılması yönündeki ka-
ran da uygulanamaz hale getiriyor. Ka-
patma karan zaten Fon Bankalan Or-
tak Yönetim Kurulu yoluyla Türk-
bank'a atanan yöneticiler kanalıyla
alınmıştı. Bu kararın kesinleşmesiy-
le Türkbank'la ilgili kapatma karan
da ortadan kaldınlmış olacak.
Peki bundan sonra ne olacak? Bu
bankayı çökertenler, banka çalışan-
larının onlarca yıllık emeğini yok sa-
yıp onlan maaşsız, sağlık sigortasız
ortada bırakmaya çalışanlar ne ola-
cak? Koca koca yayın organlanmız
50 bin insanın kaderi, milyariarca do-
larlık bir bankanın sıfıra indirilmesi
için sorumluluk üstlenenler için de
acaba bir şey yazacaklar mı? Çün-
kü banka felaketinin en tipik örneği
Türkbank.
Sonuçta Türkbank çalışanlannın
kazandığı hukuk mücadelesi önem-
li. Hükümet, bu bankada olanlara
gözlerini kapamakyerineçözüm üret-
meli. Bu bankanın geleceği üzerinde
dahadikkatli karariarverilmesi için ara-
cılık etmelı.
Söz konusu mahkeme kararıyla
yeni bir hukuki durum ortaya çıkıyor.
Bu hukuki durum Türkbank'ın belki
de çalışır hale getirilmesi ya da yeni-
den yapılandırılarak satılmasıyla so-
nuçlanabilir. En azından banka çalı-
şanlannın ve emeklilerinin maaş, si-
gorta gibi kazanılmış haklannı koru-
yacak bir çözüm bulunur.