22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS2003PAZAR HABERLER DUMADA BUGUN ALI SIRMEN BüyiikDedemizHattuşili Sevgili, Biliyorum, dedesinin dedesini merak etme yen, aile ağacı gibi bir kavramı hiç düşünmemiş olan, yüzyıllar boyu, aile kaydı gibi bir kurumu tanına- mış olup, doğumlan evdeki Kuranıkerim'in kapa- ğına not düşülmekle yetinilen, "Kimiz, nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz" sorusunu gelenek haline getirmemiş olan birtoplumun kimi insan- ları, 3300 yıl önceki dedemizi düşünmemizi ya- dırgayacak, belki de biraz öfkeyle, - Nerden çıktı şimdi bu Hattuşili de, diyecek- tir. Ben III. Hattuşili'nin öyküsünü, cuma günü Lüt- fi KırdarSalonu'nda gala gösterimi yapılan Tol- ga Örnek'in, "Hititler" belgeselinde, büyük oyun- cumuz Haluk Bilginer'in kişiliğinde ete kemiğe bürünmüş olarak izledim. Daha önce tanımak ve kendisiyle kısa bir soh- bet yapmak mırtluluğuna eriştiğim, Tolga örnek'i ve bu ekonomik olarak da, mesai olarak da al- tından kalkması güç devasa işi başarmakta ken- disine destek olan bütün ekip arkadaşlan ile pro- jeyi destekleyenleri candan kutluyorum. Iki saatlik bir belgeseli uzun bulanlar, - Yahu bundan yanm saatlik, güzel bir Kadeş belgeseli çıkabilir, her şey daha kısa sürede onun çevresinde anlatılabilirdi. Bu kadar uzun belge- sel olur mu; nerede görülmüş. Nasıl izlenir ki, di- yenler olabilir. Ama, bu yaprt bir başka açıdan ilk ve çok önem- li. • • • Biraz geç başlayan gecenin açış konuşmasın- da, bu belgesele can verenlerden, Türkçe anla- tımı yapan usta aktörümüz Cüneyt Türel sözle- rine Atatürk'ün şu saptamasıyla başlıyordu: - Bir toplum kendi geçmişine ne kadar sahip çıkarsa o kadar ulus olur. Burada Atatürk'ün çağdaş, zengin, çok kül- türlü ve örneğine başka yerlerde de rastlanan ta- rih anlayışı ile karşılaşıyoruz. Atatürk'e kadar ülkemizde okutulan, bir kav- min, hanedanın ve dinin tarihi idi. Atatürk ise bu toprakların bütün geçmişine ve zenginliklerine sahip çıkıyor ve bize bu toprağın tarihinin okutulmasını öneriyordu. llkokulda bana tuhaf gelen Hititler'in, Sümer- ler'in Türk olduklan savıyla gençlere verilmek is- tenen ırkımızı yüceltmek değil, üzerinde yaşadı- ğımız toprağın tüm geçmiş zenginliklerinin özüm- senip, sahiplenilmesiydi. Türk yazınının büyük ustalanndan, ozan, roman- cı, tiyatro ve deneme yazan, büyük düşünür Me- lih Cevdet Anday, Halikarnas Balıkçısı ile ilgi- li olan 1978 Aralık ayında yazdığı bir cuma yazı- sında bu tarih görüşüne değiniyor ve bir yerinde şunlan söylüyordu: "Nasıl oluyordu da lyonya ile ya da Helen ta- rihi ve kültürü ile özden bir HintHeri olmayan Ba- tılı uluslar, bu ilkçağ uygarlığını benimseyebili- yor, onu kendi uygarlıklannın temeli yapıyohar- dı? Tarih ve uygariık bir ulus için bir seçme özüm- seme konusudur. Ingilizleradalannın tarihiniken- di tarihleriolarakbelletiyorlardı, çocuklanna okul- lannda. Bunun içinde Fransızkrallan dönemi de vardı..." Mısır'da da 1919 halk hareketinden sonra, aar- keolojiye önem verilmeye, eski Mısıraraştırılma- ya başlandı ve El Siyasa grubu ve gazetesi, kök- lerini eski Mısır'da araştıran "Firavun Okulu"nu oluşturdular. (1922) • • • Kimiz, nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz, kültürümüzün kökleri nereye kadar uzanıyor so- rusuna, Prof. Dr. Bozkurt Güvenç, çok ilginç ve değerli "Türk Kimliği" (Kültür Bakanlıgı 1993) ad- iı yapıtında şöyle yaklaşıyor: "...özetle Türk variığının ve ve Türk kültür ta- rihinin kökleri: 1) Türklerden öncekiKüçükAsya (Anadolu) kül- tüherine ve insanlanna; 2) KüçükAsya'ya gelipyeıieşmeden öncekiOr- ta Asya Türk boylanna; 3) Küçük Asya'yı fethedip, yerteşen Müslü- man, Türkmen veya Oğuzlara; 4) Anadolu'da fethedilen, Müslümanlığıkabul ederek Türkleşen yerlilere; 5) Batılı, çağdaş ve laik Türklere" kadar uzanıyordu. "Biz bunlardan hangisiyiz" sorusu yersiz ve gereksizdi. Çünkü bunlann hep- si biziz, biz hepsiyiz. Nasıl ayırabiliriz, birini öte- kinden?... Görüyorsun Sevgili, ne zengin bir geçmişimiz var. "Bunun ne kadarı bizim" sorusunun yanıtı ise "Ne kadannı algılayıp özümsersek o kadan, ne kadar çok, Melih Cevdetimiz, Sabahattin Eyu- boğlumuz, Halikarnas Balıkçımız, Ekrem Akur- galımız, Tolga Örnekimiz olursa o kadar çok o geçmiş bizim zengiliğimiz" Kılıç ve Acargünden karşı oy 61 yaş gerekçeli kararı yayımlandı Aı\KARA (Cumhu- riyet Biirosu) - Hükü- metin zorunlu emeklilik yaşını 65'ten 61 'e düşü- ren yasasının yürürlü- ğünü durduran Anaya- sa Mahkemesi'nin ge- rekçeli karan Resmi Ga- zete'de yayımlandı. Anayasa Mahkeme- si'nin yasaya ilişkin yü- rürlüğü durdurma kara- nna Anayasa Mahke- mesi Başkanv ekili Ha- şim Kılıç ile üye Yalçın Acargün ise "fikranın tanıanıının yürürlüğü- nün durdurulması ha- Hmtekamu düzenini ih- lal edecek boyutta hu- kuksalboşhıkdoğacağV gerekçesıyle karşı çık- tılar. Anayasa Mahkeme- si, karannın gerekçele- rini ise şöyle sıraladı: "Anayasaya a\ kırüık konusunda güçlü beHr- tiler bulunması ve uy- gulamalanndan doğa- cak sonradan giderflme- si güç ve olanaksız du- runı ve zararlann ön- lenmesi için esas hak- kında kararverflinceye kadar yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir." Avrupa Komisyonu Temsilcisi, AB'ye tam üyelik sürecinin ağır bir yük treni gibi işlediğini söyledi Türkiye'nin resmi uygun değilANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Avrupa Komisyonu Türkiye Tem- silcisi Büyükelçi HansJörgKretsch- mcr, Türkiye'nin AB üyeliğine uy- gun bir resme sahip olmadığını açık- ladı. AB'ye tam üyelik konusunda Türkiye'de sürecin ağır bir yük tre- ni gibi işlediğini belirten Kretschmer, "Türkiye mucizelere güvenmemeü Kriterleriyakalamakiçin mücadele eünesi gerekir'' uyansmda bulundu. Vergi affi uygulamalanndan rahat- sız olduklannı ima eden Kretsch- mer, bankacılık sisteminin de ken- dinı toplayamadığını ıddia etti. Dev- let Bakanı Ali Babacan da, Türki- ye'nin ekonomik açıdan AB kriter- lerine yaklaşmasının zaman alaca- ğı itirafında bulundu. "AB Üyeliğine Doğru Türldye" • Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Kretschmer, "Türkiye mucizelere güvenmemeli. Kriterleri yakalamak için mücadele etmesi gerekir" dedi. Vergi affi uygulamalanndan rahatsız olduklannı ima eden Kretschmer, bankacılık sisteminin de kendini toplayamadığını iddia etti. konulu uluslararası konferans dün Ankara'da yapıldı. Konferansın açı- lışında konuşan Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Hans Jörg Kretschmer, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin agır bir yük treni gi- bi ilerlediğini belirtti. Mucizelere güvenmeyin Ağır ilerlemeye karşın sürece gi- rildiği zaman durma olmayacağını belirten Kretschmer, Türkiye'nin resminin de şu anda AB'ye uygun olmadığını vurguladı. Vergi affi uy- gulamalanndan duyduğu rahatsızlı- ğı da saklamayan Kretschmer, Tür- kiye'de gördüğü eksiklikleri şöyle sıraladı: • Ankara anlaşmasından bu ya- na 10 tane vergi affi yapıldı. Bu İco- nuda mevzuat değişiklıği yapılma- sı gerekir. • Bankacılık sektörü kendini hâ- lâ toparlayamadı. Bankalann gelir- lerinin yü2de 80'ı devlet tahville- rinden geliyor, oysa bu oran AB'de yüzde 25 düzeyinde.. Rekabet Ku- rumu'nun çabalan bazı alanlarda yeterli değil. Örneğin halen, ithal edilen alkollü içeceklerden yüzde 300 oramnda vergı alınıyor. • Türkiye'ye bugüne kadar 80 milyon Euro'luk hibe verildi, bu ra- kam önümüzdekı dönemde 1.2 mil- yar Euro'ya çıkacak. • Türkiye mucizelere güvenme- meli. Kriterleri yakalamak için ça- lışması ve mücadele etmesi gerekir. Ekonomik uyum zaman alır Devlet Bakanı Ali Babacan da, konferansta yaptığı konuşmada, Tür- kiye'nin ekonomik olarak AB para- metrelerini yakalamasının zaman alacağını belirtti. AB'ye tam üyelik hedefinin Türkiye için çok önemli bir çaba olduğunu belirten Babacan, "Ekonomik parametrelerin birbiri- ne y aklaşması, Türkiye'nin AB or- talamasını yakalamasızaman alabi- Br" dedi. Ekonomik gelişmelere de değinen Babacan, 2003 yılı enflas- yon hedefinin tüm olumsuzluklara karşın tutacağını belirtti. Babacan, "Yaz aylannda, hem tanm ürünJe- rinde, hem de petrolfîyatiarmda dü- şüş olabilir. Sıfir enflasyon, eksi enf- lasyon görülebilir" dedi. Dünya Bankası Türkiye Temsilci- si AjayChibber da, Türkiye'nin AB için bir ihracat pazan olduğunu söy- ledi. AB sürecinde. enflasyonla mü- cadelenin Maastricht kriterlerine uyum için ön koşul olduğunu vur- gulayan Chibber, "Türldye'nin ya- pısal anlamda hem kamuda hem de özdsektönledönüşümleryapmasıge- rekir'' dıye konuştu. CHFLİ KETENCİ Deniz'ler için umııt doğdu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanı Cemil Çiçekin "CHP'nin öneri getirme- si durumunda, 12 Eylül öncesi siyasi davalarda mahkûm olanlara yeni- den yargıiama yolunun açıbnasmasjcakbaktıkla- nnı* söylemesi, CHP'li- leri umutlandırdı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlan hakkındakı ölüm cezala- nnın yerine getirilmesi- ne ilişkin yasanın yürür- lükten kaldınlması için yasa önerisi verdiğini anımsatan CHP Istanbul Milletvekili AhmetGür- yüz Ketenci, "AKP'He- rin destek vermesi duru- munda önerinin hemen yasalaşabilcceğini" voır- guladı. Adalet Bakanı Çiçek, Hürriyet gazetesinde ya- yımlanan demecinde "Bu düzenlemenin hükümet tarafındanyapıhnası doğ- ru olnıaz. CHP teküf ha- zırlayıp ortaya koyarsa destekleyebiliriz. Benim için bir sakmcasıyok" de- di. CHP Istanbuİ Millet- vekili Ahmet Güryüz Ke- tenci, bir süre önce verdi- ğı yasa önensinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyintnan'ın idam ce- zalannın yerine getiril- mesinin onaylandığı 2 Mayıs 1972 tarihli yasa- nın yürürlükten kaldınl- masını istemişti. Ketenci, benzer içerikte bir öneri- ye önceki dönemde Ab- dullah Gül'ün de imza verdiğini anımsatarak şunlan söyledi: "Bakanm açıktamasm- dan sonra AKP'H arka- daşlann bu olaya daha sı- cak bakacağmıumut edi- yorum. Bakanın bu ar- zusu, yasanın hızla geçi- rilip Genel Kurul'a üıdi- rilmesi yolunu açabiür. Bu dönem,20. dönemden farkh bir dönem. Türld- ye, AB yolunda önemli demokratikleşme adım- lan anyor." ANKARA PKK tÇtN İKNA OLMADI Woshington hn güvencesi yetersiz SERE4ÇEŞ Türkiye'nin dört bir yaıundan Türk-tş'üı mitingine kaolmakiçin Izmir'e gelen işçiler alanlara sığmadL Emekçiler iş, ekmek ve haklanna sahip çıkacaklarmı söylediler Işçüer lıüküıııeti uyardı OZANYAYMAN tZMlR-Türk-îş, tzmir'de yak- laşık 50bin emekçıyibir arayage- tirerek hükümeti istifaya çağırdı. Türkiye'nin dört biryanından Iz- mır'e gelerek "Işine, ekmeğine, haklanna,vatanmasahipçık" mi- tingine katılan işçiler, "AKP hö- kümetini uyanyoruz. Düşünün, taşının. Size3 gün süreveriyonız. Aksi halde emekçiyi tamamen karşınızda buiacaksı- mz" dedi. Cuma akşamı farklı bölgelerden yola çıkan işçiler sabah erken sa- atlerde girdikleri Iz- mir'i hareketlendirdi. Kentin merkezınde mi- ting saatini bekleme- ye başlayan işçiler, san, turuncu, kırmızı şapkalan ve üzerierinde bağh olduklan sendikalann isim- lerinin yazılı olduğu tişortlanyla renkli görüntüler oluşturdular. Türk-lş'e bağh sendika üyele- ri dün Izmir Gündoğdu Meyda- nı'nda toplanarakkazanılmış hak- lannın ellerinden ahnmasına izin vermeyeceklerini bildirdi. Ege Bölgesi'ndeki illerinyanı sıra An- kara, Sakarya, Zonguldak, Kınk- kale, Aryon gibi illerden mitinge gelen kitle 50 bin kişilik bir kala- balık oluşturdu. Yol-Iş Sendikası 15 bin üyesiyle en geniş katıhmı sağlarken Haber-Iş de alanda 5 bin emekçisiyle yer aldı. Günün erken saatlerinden iti- baren otobüslerle Izmir'e giren binlerce emekçi, Gündoğdu Ala- nı'nın çevresinde toplanmayabaş- • Türk-îş Genel Başkanı Salih Kılıç ve yönetim kurulu üyeleri, AKP hükümetine, işçilerin uyanlannı dikkate abna çağnsı yaptı. Kılıç, "Hükümet düşünsün taşınsın. Onlara 3 gün süre veriyoruz. Emekçileri karşılanna almamalan konusunda uyanyoruz" dedi. ladı. Türk-lş YönetimKuruluüye- lerininCumhuriyetMeydanı 'nda- ki Atatürk Anıtı'na, "İşçilerin'' yazıh çelengi bırakmalannın ar- dındanyürüyüşe geçen emekçiler, miting alanına doğru kilometre- lere varan uzun bir kuyruk olus- turdular. Sık sık, "Genelgrev, ge- nel direniş", "Işçiyiz,hakhyız,ka- zanacağe", "tş,ekmekyoksjıba- nş da yok". "tş güvencesi hakkı- mız, engeDenemez", "Hükümet istifa" sloganlannı atan işçiler, "Vatan, TEKEOlir. Vatan, Pet- kim'dir. Vatan, limanlar, orman- larthr. SatnrmayTz" yazılı dev bir pankart açtılar. Türk-lş Genel Başkanı Salih Kılıç ve yönetim kurulu üyeleri, AKP hükümetine, işçilerin uyan- lannı dikkate alma çağnsı yaptı. Genel Başkan Kılıç, "Hükümet duşunsun^tafflisın. On- bra 3 gün süre veriyo- ruz. Emekçileri karşı- lanna almamalan ko- nusunda uyanyoruz. Bu sese kulak versin- ler" dedi. Alanda toplanan ka- labahkkitleye konuşan Kılıç, "Bu ülkede emekçiyi gör- mezden gelenleri uyanyoruz. Biz banş ortammda yaşamak istiyo- ruz. Bunu bize çok görmesnıler'' dedi. Kıhç, emekçiye, iş güven- cesini çok görenlerden hesap so- racaklannı \ıırgulayarak şunlan söyledi: "81 ilde eyîemler yapıb- yor ve yapdacak. Arük bıçak ke- ANKARA - h^k'ta savaşın sonuçlanmasının ardından giderek netleşen Türkiye-ABD gerginliğinin önemli bir unsurunu da PKK KADEK'in varlığı oluşruruyor. ABD'nin çeşitli kanallar aracılığıyla "PKK'yi biz haDederiz" içenkli güvencesini yeterli bulmayan Ankara, Washıngton yönetiminden daha net yanıtlar bekliyor. Kuzey Irak'taki PKK- KADEK teröristlerini izlemek amacıyla bulunan Türk birliklennın Irak ulusal ordusu hakimiyet sağlayıncaya kadar bölgeden aynlması beklenmiyor. ABD, Kuzey kak'taki Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bırlıklennin bir an önce bölgeden aynlması ve yeni bir hareketliliğe girişmemesi için çeşitli kanallardan Ankara'ya baskı yapıyor. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul WoMbvitz'le başlayan demeçlenn Türkiye'yi bu konuda iknaya yönelik olduğu dile getiriliyor. Ankara'da sivil ve askeri yetkililerin yaptıklan değerlendirmelerde ABD'nin çeşitli kanallardan ilettiği mesajlara ilişkin şu görüşler gündeme geliyor: ı/ ABD, savaşın henüz sona erdiğini, güvenlik ortamının tamamen sağlanması gerektiğini iletiyor. Ülkede tam kontrol sağlanmasıyla beraber terör örgütlerine ilişkin operasyonlara geçilebileceği belirtiliyor. ^ ABD, AKP hükümetinin Pişmanlık Yasası gibi bir girişimini olumlu buluyor. Lider kadrosunun da bu kapsamda değerlendirilmesi durumunda geçen deneyimlere göre daha başarı sağlanabileceği öngörülüyor. ^ Gelecekte PKK'nin ABD ile Türkiye arasında sdaşabileceğı belirtiliyor. ABD'nin operasyon olasıhğına karşı Türk hükümetinin Pişmanlık Yasası'nı harekete geçirmesi, PKK unsurlan açısından büyük bir sıkıntı olarak görülüyor. ABDTilerin özellikle Kuzey kak'ta bir çatışmadan kaçınılması yönündeki yoğun telkinlerine karşın bölgede bulunan Türk birliklerinin kısa sürede aynlmasının olanaklı olmadığı dıle getiriliyor. Kuzey Irak'taki birlilderin varlık nedenini bölgedeki terörist unsurlann yarattığı tehdit olarak açıklayan askeri kaynaklar, Irak ulusal ordusunun kuruhnası ve tam hâkimiyetini sağlamasının ardmdan konunun gündeme gelebileceğine dikkat çekiyor. • Sivil ve askeri yetkililer, "PKK'yi biz hallederiz" diyen Washington'ın daha net olmasını bekliyorlar. Kuzey Irak'taki PKK- KADEK teröristlerini izlemek amacıyla bulunan Türk birliklerinin Irak ulusal ordusu hakimiyet sağlayıncaya kadar bölgeden aynlması beklenmiyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Bazı gazeteler aylardır "batırılan bankalar" üzerine yayın yapıyorlar. Sorumlularadokunulmadığından söz ediyoriar. Bir yayın gurubu merkezli bu haberierin, diğer medya gurupla- nnı hedef aldığı gibi bir duygudan kurtulmak mümkün değil. Çünkü, ha- berlerin veriliş tarzı daha çok karşı medya gurubunu hedef alıyor. Bu ül- kenin milyariarca dolannın batık ban- kalarnedeniyle buhariaştığı da işin bir başka yönü. Bütün bu yayınlar sırasında Türk- bank'ın neden ve nasıl batınldığı pek önemsenmiyor. Onu batıranlann kim- lerolduğu da. Çünkü Tiirkbank bir pat- ronaaitdeğildi. Tiirkbank, çalışanla- nn bankasıydı. Çalışanlann onlarcayıl- lık emeğinin ürünü olan bu banka, devletin yetkilerini elinde bulundu- ran bazı kişilerce bilerek ve isteyerek batınldı. Içi boşattıldı, çalışanlann hak- lan ve hisseleri adım adım gasp edil- di. Bir zaman binlerce çalışanı, bin- lerce emekçisi olan bu banka, Türki- ye'nin üçüncü bankasıydı. Tiirkbank Bir Örnektir Türkbank'ın nasıl batınldığına iliş- kin bu köşede çokyazı yazdım. Çün- kü, Türkbank bankacılık sektörünün nasıl batınldığına ilişkin en çarpıcı ör- nekti. Bu bankanın patronu olmadı- ğı için, bankanın başına devlet tara- fından atananlar, batık kredilerverdi- ler. örneğin Erol Evcil'in Eze Zeytin- cilik'i bu bankadan kredi alıp da öde- meyen sayısız kuruluştan biriydi. Pe- ki bu kredilerin verilmesin nasıl sağ- lanmıştı? Devletin bu bankayı kur- tarmak üzere atadığı yetkililertarafın- dan. Banka çalışanları banka hisse- lerinın yüzde 85'inden fazlasına sa- hipken, bir anda banka üzerindeki haklarını yitirmişlerdi. Bu nasıl mı olmuştu? Bankaya ön- ce batık krediler verdirildi. Bu batık krediler geri dönmeyince, bizim ke- semizden toplanan vergilerden elde edilen paralarla bankanın açıkları ödendi. Böylece banka devlete borç- lu hale getirildi. Devlete borçlu hale gelen bankanın hisselerine devlet el koydu. Ardından banka adım adım çö- kertildi. Bunun üzerine, "Bu banka battı kapatıyoruz" denildi. Tasarruf Mev- duatı Sigorta Fonu'na (TSMF) devre- dilen banka önce satışa çıkarıldı. Sa- tışta işin içine başka oyunlar girdiği için satılan banka devlete geri dön- dü. Bu arada banka çalışamaz hale geldi, müşterilerini yitirdi. O da yet- medi, banka ayakta kalmaya çalışır- ken devlet tarafından atanan tasfiye memurlarının örgütlediği bir genel kurulla kapatıldı. Bu uygulamanın sonunda banka çalışanlannın çoğu işten çıkanldı. Şu- beler kapatıldı. Banka emeklilerine maaş ödemesı durduruldu. Sonuç olarak devlet adına atanan yetkilile- rin neden olduğu yolsuzluk ve batak kredilerie bir banka yok edilmek is- tendı. Türkbank'ın dığer bankalar- dan önemli farkı sahibinin çalışan- lardan oluşmasıydı. Çeşitli oyunlar- la hisseleri azalsa da banka çalışan- lan bankalanndan vazgeçmedi. Hak- lannı korumak için örgütlü bir çaba sürdürdüler. Sayısız dava açtılar. • • • Bu çaba sonuçlannı bir bir veriyor. Gazetelere yansıdığına göre Danış- tay Dava Daireteri Genel Kurul'u, Türk- bank'ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmesine ilişkin kara- rı bozup kapatılması yönündeki ka- ran da uygulanamaz hale getiriyor. Ka- patma karan zaten Fon Bankalan Or- tak Yönetim Kurulu yoluyla Türk- bank'a atanan yöneticiler kanalıyla alınmıştı. Bu kararın kesinleşmesiy- le Türkbank'la ilgili kapatma karan da ortadan kaldınlmış olacak. Peki bundan sonra ne olacak? Bu bankayı çökertenler, banka çalışan- larının onlarca yıllık emeğini yok sa- yıp onlan maaşsız, sağlık sigortasız ortada bırakmaya çalışanlar ne ola- cak? Koca koca yayın organlanmız 50 bin insanın kaderi, milyariarca do- larlık bir bankanın sıfıra indirilmesi için sorumluluk üstlenenler için de acaba bir şey yazacaklar mı? Çün- kü banka felaketinin en tipik örneği Türkbank. Sonuçta Türkbank çalışanlannın kazandığı hukuk mücadelesi önem- li. Hükümet, bu bankada olanlara gözlerini kapamakyerineçözüm üret- meli. Bu bankanın geleceği üzerinde dahadikkatli karariarverilmesi için ara- cılık etmelı. Söz konusu mahkeme kararıyla yeni bir hukuki durum ortaya çıkıyor. Bu hukuki durum Türkbank'ın belki de çalışır hale getirilmesi ya da yeni- den yapılandırılarak satılmasıyla so- nuçlanabilir. En azından banka çalı- şanlannın ve emeklilerinin maaş, si- gorta gibi kazanılmış haklannı koru- yacak bir çözüm bulunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear