Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 NIİSAN 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
-E
3
E
«0
ABDrKertetayı
rf
i
Kiiçiik Ülkii
Atatürk'ün
manevi kızı
„, "KüçükÜlkü"
" ÜlküAdatepe
ile Kavram
Dershaneleri'nin
Gaziosmanpaşa
şubesinin açılışında
karşılaştık... Ümraniye
Sangazi'de yeni açılan
ve "Küçük Ulkü" adı
verilen ilköğretim
okulunun
gereksinimlerini
karşılamak için
çalıştığını, son sekiz
yıldır hemen her gün
bir okula gidip
öğrencilere Atatürk'ü
anlattığını söyledi...
Bugüne dek hiçbir
imam hatip okulundan
davet almadığını ve
davet edilmese bile
gelecek yıl gidip imam
hatip öğrencilerine de
Atatürk'ü anlatacağını
belirtti. Ve sonra
medyaya srtem etti;
"Hemen her günüm
öğrencilerie geçiyor;
çocuklara Atatürk'ü
anlatan bir kitap
yazdım, fakat bu
etkinliklerle ilgili olarak
gazetelerde,
televizyonlarda bir tek
satır göremiyorum. Bir
gün tavernaya gitsem
hemen 'Küçük Ulkü
eğlenryor' diye haber
yapıyorlar" dedi.
Bektronik postK dentzsomecumhifliyetconi.tr
- Özelleştirme Islami modelle
yapılacakmış...
"Kamu mallannı cenaze
namazıvla kaldıracaklar!"
illi IstihbaratTeşkilatı'nın, Genelkurmay as-
keri istihbaratının, Jandarma Genel Komu-
tanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'ne
bağlı istihbarat birimlerinin ilgilileri ve yet-
kilileri ellerini başlannın arasına alıp kara kara düşün-
meli... Çünkü, kimliği belirsizmuhbirbirvatandaşol-
masa, bu devlet dedelerinden beri Türk adı kulla-
nan bir belediye başkanının Ermeni asıllı olduğunun
ve hem Ermenistan için casusluk hem de aynlıkçı
Kürt örgütüne yardım ve yataklık yaptığının farkına
varamayacaktı...
Muhbir vatandaşın imzasız, isimsiz ve tarihsiz bir
mektubu üzerine devletin bütün istihbarat birimleri
harekete geçmiş fakat bir sonuca ulaşılamamışken
bir polis şefi vatan aşkı ile iz sürüp hem Ermenilerin
casusu hem de aynlıkçı Kürtlerin yatakçısı belediye
başkanının dosyasını eliyle koymuş gibi bulmuş...
Fakat hem Ermeni casusu hem de Kürt yatakçısı
olan bu belediye başkanı sadece Ermeni asıllı de-
Casusluk
ğilmiş... Ailesi, Ermeni asıllı Kürt ve Yezidi imiş...
Türkiye'de Ermeni, Rum, Yahudi, Kürt, Süryani,
Yezidi, Boşnak, Gürcü olmak suç sayılmamalı ama
bizim polis şefi imzasız ihbar mektubunu önüne ko-
yup dedesinden Ermeni asıllı ve Kürt Yezidi köken-
li belediye başkanının Ermeniler hesabına casusluk
ve aynlıkçı Kürtler için yataklık yaptığını şıp diye an-
lamış...
Belge ararsanız yok...
Iddialara ilişkin herhangi bir kanıt hak getire...
Zaten bu yüzden Devlet Güvenlik Mahkemesi
Cumhuriyet Başsavcılığı aynı zamanda uyuşturucu,
silah ve canlı hayvan kaçakçılığı ile de suçlanan ve
kendini Türk olarak tanrtan Ermeni asıllı Kürt Yezi-
disi belediye başkanj hakkında takipsizlik karan ver-
miş...Fakat gelin görün ki... Geçenlerde aynı iddi-
alarla aynı mahkemede dava açılmış bulunuyor...
Davanın konusu aynlıkçı Kürt terör örgütüne yar-
dım ve yataklık yapmak...
Iddianamenin içinde Ermeniler hesabına casus-
luk suçlaması aynen duruyor... Hatta, kendini Türk
adıyla tanıtan Ermeni asıllı Kürt Yezidisi belediye
başkanını Almanya'dan Amerika'ya, üzbon'dan Los
Angeles'e kadardünyadaki bütün Ermeni lobisi da-
ha küçük yaşta alıp yetiştirmiş, okutmuş ve en so-
nunda belediye başkanı bile seçtirrniş...
Ama dava casusluktan açılmıyor...
Dünyanın her ülkesinde en ağır suç vatana ihanet
sayıhr... Bu bakımdan ayıptır beyler... Adını bilmedi-
ğiniz muhbir vatandaşın ve işini çok iyi bilen polis
şefinin "emek"lerini boşa çıkartmayın... Milli istihba-
rat Teşkilatı'nın bile atladığı bu casusluk olayı mut-
laka cezasını bulmalı... Aksi halde komedinin bir
perdesi eksik kalacak!
SESSÎZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hatb
ordincutku ı yahoo.com
Hakkımızı istiyoruz: HAKLIYORLAR!
'Resimci İvonin'in orta boylu çalışmaları'
1930'da Kişinev'de doğan Moldav-
yalı ressam Alexandr Ivonin, Istan-
bul'daaçacağı serginin kataloğu için
kırık-dökük Türkçesiyle birkaç not
yazıyor "Bu sergisinde Moldovyalı re-
samın, Alexandr Ivonin, gösterilmış
çaJışmalar 1962-2000 yıllar arasında
değişik yerlere seyahatler sonuçta ya-
pılmıştır. Genellikle açık havadayapıl-
mış bu çalışmalar orta boyludur. Bu
sergisinde deniz motifler çok kullanıl-
mıştır, çünkü resam Kara denize, Bal-
tik denize, Yerarası denize ve Kurilsk
adalara gitti, ve ordayken en çok ça-
lışmalar yapıldı. Şuan resimci İvonin'in
çalışmalar Moldovanın koleksionlarda
duriyoriar, ve özel insanlann koleksion-
larda Rusia'da, ABD'da, Israel'de, Ja-
ponia'da, Almania'da, Türkiye'de ve
başka ülkelerde."
Bu notlardan yola çıkılıp sergi kata-
loğuna ressamı tanıtan bir yazı yazıla-
cakken... Olan oluyor... Ve notlar ser-
gi kataloğuna aynen basılıyor...
Müfettiş Antalya'nın Elmalı ilçesine Milli Eğitim'den bir
ilköğretim müfettişi geliyor... Cep telefonu mehter
marşı ile çalan müfettiş, bıyıklannı burarak bir okulda sınıfa giriyor...
öğrencilere ilk sözü, "Bugün Allah için ne yaptınız?" oluyor. Sonra
öğrencilerin kafalannı elleyip, "Bunun içinde ham çökelek var, Amerika'nın
balinalan sizden daha akıllı" diyor. Müfettiş, okuldaki "görev"ini bitirdikten
sonra, denetimini yaptığı tarikatçı bir öğrenci yurdunda dinlenmeye çekiliyor.
t
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
Yapıcı artık dinlenirken...
Her kuşak "yaşadığı çağm"
taruğı olur... Kimi sadece seyre-
der; kimi ayak uydurur; kımi de
sorgular. kendini "sorumlu" kı-
lar ve tanıklığını "çağdaşhğa"
dönüştürerek yaşar...
"Bizter" de, yani. şu güzel ta-
rih ve uygarhk ülkesuıde.
"1950'liyıBardan sonra* doğan-
lar da, üstelik "karşı- devrim ça-
ğmın çocuklan" olarak. böyle
değil miyiz
9
.
Çünkü, her konuda "biBmin"
rehber ahndığı; kişilikte kulluk
yerine "yınttaşlığHr başlatıldı-
ğı; ulusal karakterin "tam ba-
ğımsızlık" olarak ilan edildiği;
geçmişın hıç aynmsız tüm
"Anadolu kültürierine" dayan-
dınlıp. geleceğin de yine aynm
yapmadan yurtta ve dünyada
"banş" özlemlerine bağlandığı
bir büyük devTİmin, "karşı güç-
lertarafmdan" adım adım "yok
edilmeye" başlandığı yıllann
içinde yaşamla tanışmaya
başladık...
Kimımiz sadece "seyret-
tik"; belki o ilk 25 yıldaki
kazanımlann farkına bile
varmadık...
Kirnımiz "ayak uy-
durduk"; becerikli
çıkanlanmız, köşe-
yi dönmekten baş-
lan döndü; şimdi
ise o'.ana bitene
baktıkannda, kendileri dışında-
kı hertesi suçlu göstererek gün
geçirrorlar...
Kirnmiz ise "sorgulachk";
kendinizi de bu geriye gidişten
•'sonınhı" kıldık ve karşı-dev-
rime ünıklığımızı sessiz ve tep-
kisız ttğıl, bağınş-çağınş bir di-
renışir "devrimci sevdalarma"
adadıl...
Bizm kuşak, işte bunun adı-
na: "dmımdan vazife <görev) çv
kartntık" dedı.. Aramızda bu
vazıfeı hemen her gün ve her
saat çxartanlar ise mimar Me-
mikYıpıcıgıbi dur durak bilme-
den. Hefes nefese" bir özveri
yüklü.aşamı mesleklerine, ül-
keleriıe ve topluma adadılar...
Tıpc. 16 Şubat 2002'de, Mi-
marlarOdasının YTÜde dü-
zenleaği "Deprem Bölgelerin-
deYapÜretimi" sempozyumu-
nun Nücella Yapıcı tarafindan
yönetıen "forunT bölümünde
söz aLrak söylediği gibi: "Biz-
ler. l'\ğustos'un hemen aka-
bindcde dunımdan vazife çı-
karttiv: üstflmüze düşeni yap-
maya calıştık._" (Sempozyum
Kitafc- sayfa: 333 / tst. Mim.
Od "Vını)
•••
Ser\ali eşi MüceDa ile kızlan
Burcı ve Cansu, gazetedeki
ılandrcan yoldaşlan'' için de-
mışl^d: "Seninkoimaktannep
0001" oyduk; iyi dinkn.-'1
Hepnizin, herkesin duygusu-
nuö^demişler.
l*5"de Gaziantepte doğup
da.bıılkede "k
yaşandığını fark ederek hemen
u
dunımdan vazife çıkartmaya"
başladığı ilk gençlik yıllanndan
bu yana; İTÜ'de, Mimariar
Odası'nda. TMMOB'de ve son
yıllarda da "deprem cephesin-
de". Memik'in dur durak bilme-
yen görev aşkını paylaşan tüm
meslektaşlan, dostlan ve tüm
"karşı-devTİm çağı devrimcile-
ri". Yapıcı'lann bu onuruna or-
tak oldular..
Sonunda aynı yoldaşlannın
yine bir "eylem günü" başına
toplanmasınlar mı?..
Vedasını du>'uran ilanJar, 22
Nisan 2003 günü Cumhuriyet
gazetesinde çıktı.. Yani, "Dün-
vaGünn"nde...
İnsanlık o gün "dünyanın yaş-
giinünü" kutlamak ve yeryüzün-
deki yaşamı tehdit eden tüm sö-
mürü. saldın ve kirlenmelerin
artık sona ermesini bir kez daha
haykırmak için, tüm kıtalar-
da etkinlıkler düzenle-
di...Biz de o sabah. a>Tiı
kavganın ülkemızdeki 50
yıllık kalelerinden Mi-
marlar Odası'nda. yine
a>ıu kalenin yaşam boyu
neferi olmuş Memik
YapKi'ya, "iyi
dinkn™'' demek
için toplandık...
Dünya Gü-
nü'nü, dünyanın
geleceğine ışık tutacak bir yaşa-
mı sonsuzluğa uğurlayarak kut-
ladık...
* • •
Mimariar Odası'nın "eylem
khaplannr kanştınyorum... 03
Mart 20O0'de, Taşkışla'dakı "ls-
tanbul ve deprem" toplantısın-
da. "Mimariarda özekştiri y^ap-
smlar" söylemine yanıt verirken
demiş ki:
"Ben özeleştiri yapmn-orum._
Çünkü yıllardır mimann sadece
tasanmcı değil, doğrudan yapı
üretiminde de yer ahnası gerek-
tiğinin kavgasuu verdik_. Bunu
sağlamayanlar ve savunmayao-
lar hesap vermesi gerekirken,
ben neden özeleştiri yapayım?.."
Bunu sağlamayanlar ve sa-
vunmayanlar da işte o 1950 son-
rasındaki karşı-devrimin sessiz,
tepkisiz ve "uyumlu" tanıklan,
yani bir anlamda Memik'i yor-
gun düşüren a>7nazlıklann "or-
takian" değillermidir?..
Memik şimdi, işte bu kavga-
suu da tüm bilincini, bilgisini ve
^eğini vererek adadığı, Kadm
Dayanışma \akfinin "Yeni
Adım" projesinin gerçekleştiği
yerde, yani Köseköy'de, depre-
min nadasladığı toprağm koy-
nunda dınleniyor.
Bızlere düşen ise bu dinlen-
ceden de vazife çıkartmak... Mü-
cella'nın dediği gibi; "asb sanl-
mayan" bu "vapKi"nın anılan-
m gelecek kuşaklara da "esin
kaynağı~ olarak yaşatmak..
Oekincio cumhuriyetcom.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakn turk.net
r
L L
ÇtZGtLlK KÂMtL MASARACI
HARBl SEMİH POROY semihporoy'a yahoo.com
BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇI bulutbebek@hotmail.com
| \gibi bpama ) /
^—r* ^s 1
J
V"
TARİHTE BUGÜ1V MÜMTAZARIKAN 27Nüan
1820'PE BUGÜU, ımtuz FioozofHj n£ggeer
SP£MC££ (&£A/S7e) OO&KI. BİH ÖSüETMIE-
UlU O6IM OLAN SfleMCEE, OÜZENU gig.
ÖĞRENİM GÖKM£M£SİAIE KABpAJ, K£hJO<
KEMDİfJİ YeriÇTİgeTjEtaİfZ. ÛARW(N'DeM
ÖNC£, BVRtMD€N SĞZ. EDEH YAPtTlAlZ. VER£-
CEK, OAHA SONBA OA DAJSIA//H 7ABAFİHDAN OR-
KOAfAAJ İYA A & OŞ W
ONUN SAVUNPUĞU g/£ DİĞe/S DÜŞÜNCE İSE; "İYİYİ KÖ-
AYıRAN ÖLÇÜ FAYPA&m." DİYeu BBNrHAM'lM SON SİÇİ-
M/M VE&DİĞİ "FAYOACILHC" OCACAtCTl.
ve BUAJA "
f=ELSeF£) AOlfJI
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Kalınan Yerden
Devam Etmek
Bilmiyorum, izliyor musunuz ya da hiç izlediniz
mi? Kimi televizyon kanallannda genellikle öğle-
den önce yayımlanan söyleşi/müzik/eğlence kan-
şımı birtakım programlar var. Reytingi güçlü, hoş,
güzel, tatlı dilli kadm sunucular tarafindan ekrana
getirilen bu programlarda özenle seçilmiş konuk-
lar da yer alıyor. Ceketli, kravatlı, ciddi görünümlü
bir bilim adamı, ömeğin bir jeofizikçi, oynak bir pop
şarkıcısı ve alımlı bir manken ilkin sunucunun yö-
nelttiği sorulan yanıtlıyorlar Yüz binlerce, belki de
milyonlarca izJeyici de televizyonlannın karşısında
"Maımara fay hattındaki kıpırdanmalar", "Unkapa-
nı müzik piyasasındaki gelişmeler" ve "mankenle-
rin renkli dünyasından son dedikodular" üzerine
yeni bilgiler ediniyor.
Bu tür propagandalar "format" belirlenirken eğ-
lence esas alındığından jeofizikçinin tam da fay
hattını Avcılar açıklanna getirdiği sırada sunucu,
pop şarkıcısına dönüp, "Bize ne söyleyeceksin,
tatlım" diye soruyor, sorarken de eline mikrofonu
tutuşturuyor. Şarkıcı da, reji de çoktan haz/rlar...
Arkadan gelen müzikle birlikte şarkıcı ayağa fırlıyor,
şarkısını söylemeye başlıyor. Sunucu zaten ayak-
ta, manken de kalkıyor, hep birlikte göbek atmaya
başlıyoıiar. Jeofizikçi de oturduğu yerde kıpır kıpır...
Ayaktakiler kaçınriar mı, deprem uzmanını çekişti-
re çekiştire aralanna alıyorlar. "Istemem, yan ceö/-
me koy!" örneği adam gerdan kırmada, kalça kı-
vırmada üç kadını da bastınyor. Şarkı biter brtmez
hep birlikte ve birbirierine övgüler yağdırarak yer-
lerine oturuyoriar. Oturur oturmaz da konuşma kal-
dığı yerden sürüyor... "Dediğim gibi... Şarköy'e
doğnj ilerieyen fay hattı..."
Türkiye'de hiç kimse bir jeofizikçinin nerede olur-
sa olsun, depremle ilgili bir konuşma sırasında beş
dakikalık "göbek arası" vermesini yadırgamıyor.
Türkiye'de her şey kaldığı yerden devam ediyor.
Devam edebiliyor çünkû...
* • •
Yurtdışındaki Islamcı örgütlere ilişkin yeniden
alevlenen tartışmalar gibi... Cumhuriyet'in arşivle-
ri bu tartışmalann onlarca kez alevlendiğinin, on-
larca kez kesildiğinin, onlarca kez de kesildiği yer-
den yeniden devam ettirildiğinin belgeleriyle dolu-
dur.
Yurtdışındaki Milli Görüş Teşkilat da, öbür Islam-
cı örgütler ve devlet eliyle büyütülmüştür. "Lobici-
lik" adına, "Avrupa'da Türk'ün sesini duyurma"
adına devlet temsilcilikleri uzun yıllar bu örgütlere
arka çıkmış, destek olmuştur. Her ASALA cinayeti
sonrasında, Bulgaristan'da soydaşlanmıza yapılan
baskılar sırasında Türkiye Cumhuriyeti Dış Temsil-
cilikleri "kalabalıklan sokağa dökme" adına bu ör-
gütlerin kapılannı çalmışlardır. Konsolosluklarda bu
örgütlerin öndegelenleriyletoplantılaryapılmış, bu
örgütlerle miting stratejileri belirlenmiştir.
Batı metropollerinin ana caddelerinde yükselen
tekbirseslerinden, cihatçağnlanndan, dalgalanan
yeşil hilafet bayraklanndan tek tek diplomatlar ra-
hatsızlık duymuş olsalar bile sağ hükümetlerin yö-
netimindeki "deWef" uzun bir süre bu politikayı sür-
dürmüştür. Devletin dikkati daha sonralan Islamcı
örgütlerden sayıca en küçüğü olan "Kaplancılar"
üzerinde yoğunlaşırken, başta Milli Görüş olmak
üzere öbürleri "meşruiyetleri"n\ de, konumlannı da
sağlamlaştırmışlar. Osman Yumakoğlu gibi eski
başkanlannı Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gön-
dermişlerdir.
• • •
AKP hükümetinin itirazlara, protestolara yol açan
genelgesi bu bakımdan bir "alevlendirme", bir kal-
dığı yerden devam ettirme" durumundan başka bir
şey değildir. Tartışmalar yeni bir "göbek arası"na
kadar sürecek, millet iyice bir rahatlayıp kurtlannı
döktükten sonra bir gün mutlaka yeniden başlaya-
cak, başlatılacak ve/fakat hiçbir şey değişmeye-
cektir.
Yoksa biz, "biz" olur muyuz?
(e-posta: dkavukcuoglu ' superonline.com)
(Faks:0212 234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLMNSAĞA:
1/ "Gizemii
zatürree" de
denilen akut
solunum ye-
tersizliği
sendromunun
kısa yazılışı...
Düğmedeliği.
2/ Doğanın
neden olduğu
yıkım... Ce-
hennem. 3/
Saz ya da ka-
mıştan örülmüş bü-
yük sepet... Birrenk.
4/Eski Yunan tiyatro-
lannda sahneye veri- 3
lenad...Biretkinliğin
geçici olarak durdu- 5
rulduğu süre. 5/ Ke-
silmiş sütten yapılan
çökelek. 6/Büyük er- 8
kek kardeş... Düden- 9
den daha geniş olan çukurluklara verilen ad. II "Ne
zaman seni düşünsem / Bir ceylan — ıçmeye iner"
(Ühan Berk)... Bir Güney Amerika ülkesine adını ve-
ren ağaç. 8/0kyanuslann çok derin kesimlerine ve-
rilen ad... Fransa'da bir kent. 9/Süsüvegösterişiol-
mayan... Acı, üzüntü.
YUKARIDAN AŞAĞIY4:
1/ Laciverde yakûı koyu mavi renk... Bir şeyin
özünü oluşturan ana öğe. 2/ "UfukJar" anlamın-
da eski sözcûk... Yük taşımak ya da köprii kur-
mak için kullanılan altı düz bir tür deniz aracı. 3/
Tohumlanndan kandiryağı, çiçeklerinden san bo-
ya çıkanlan otsu bitki... Ilkel benlik. 4/ Çabuk
yazmaya elverişli bir yazı türü... Tıpta delidana
hastalıgıran kısa yazılışı. 5/Kadife. 6/ltici neden,
güdü... Kötü bir işteki yarduncılar. II Bir nota...
Islam inancına göre şeytanın Tann'ya başkaldır-
madan önceki adı. 8/Bir yeri bakımlı ve bayındır
duruma getirme... Diyarbakır'ın bir ilçesi. 9/Al
ile kır arası bir at donu... "Biz kimseye kin tut-
mayız / Kamu — birdir bize" (Yunus Emre).