Catalog

SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2003 PAZAR 14 J V U L 1 U İ A kultur@cumhuriyet.com.tr f>1 Ressam Ekrem Kahraman için toplumsal mücadeleler hâlâ heyecan kaynağı Oanatsüzmeyoğurt gibiHÜSEYtNKTVANÇ Sanat yaşamına şıir yazarak baş- lamış Ekrem Kahraman, hatta şiir- leri çeşitli dergilerde yayımlanmış, ödül kazanmış. Ama sonra resme yö- nelmiş \e İstanbul Eğitim Enstitü- sü Resim Bölümü'nü bitirerek 18 yıl resım öğretmenliği yapmış. Öğret- menliği bıraktığı 1989'dan bu yana kendini tümüyle resim yapmaya ve- ren sanatçıyla son iki sergisi ve da- ha çok da sanat anlayışı üzerine ko- nuştuk. - İlkresimlerindeÇukurov-a tema- lan çok ağır basıyordu. Kaldı ki son tablolannda bile Çukurova motifk- ri, fıgürieri görmek olası... EKREM KAHRAMAN - Okul- dan öğrenilenlerle hayattan öğreni- lenler arasında her zaman bir ko- pukluk var. Resim eğitimi, dünya- nın her ülkesinde yakJaşık aynı bil- gilerle yenştiriyoröğrencileri. Inan- cım o ki bu bilgilerle sanatçı olmak neredeyse olanaksız. Sanat ıçin dolu dolu bir yaşama ve farkh entelektüel bilgi ve bece- rilere gereksinim var. Şiir yazıyor- dum. Sinema yönetmenliğine eğili- mimden dolayı film üzerine çok ki- tap okumuş, yer yer görsel deney- lere girişmıştim. Ve elbette Çuku- rova'da, engin topraklar üzerinde bir köylü-ırgat idim. Yani yaşamım Çu- kurova'ydı. Ilk resimlerimin Çuku- rova ıle ilgili olması, Çukurova'nm, özellikle pamuk tarlalanyla resim- lerimin merkezinde durması, hem bu yüzdendi, hem de sanatın ne olma- sı gerektiği üzerine düşüncelerim- den ileri gelmekteydi. Çünkü bana göre sanat, hayatın kendisi değildi, ama o hayatın da üzerinde çok da- ha öz bir şeydi. Yani süzme yoğurt gibi. Ama süttozundan değil. Aynı dönemde Ikl ayrı sergl - Aynı anda, aynı günlerde iki ay- rı sanat galerisinde iki kişisel sergin açıldı. Bu nasıl oluyor? KAHRAMAN - Binncisi, sanat- çı belli bir noktaya geldiğinde bir- çok galeriden sergi önerileri alır. • "68 kuşağından gelen bir sanatçıyım. Siyasetle ilgilendim, örgütsel çalışmalar yaptım. En olmadık hayat kavgalan içinde oldum. Fakat sonuçta bir sanatçıyım da aynı zamanda. Sanatçı oluşumu diğerlerinden nasıl ayırabilirim ki? Hem hiç kimse, en toplumsal olmayan sanatçılar bile, ideoloji dışında bir yerde olduklannı savunsalar, karşı teoriler geliştirmiş olsalar bile bu basit gerçeği tersine çeviremezler." Kuşkusuz ki hepsine yanıt vermek olası değil. Bu iki sergi, Teşvikiye ÇağlaCabaloğlu Sanat Galerisi'nde ve Ziraat Bankası Tünel Sanat Ga- lerisi'nde, söz konusu galerilerin önerileriyle gerçekleşti. Bu durum- da sanatçının da yapabileceği bir şey var elbette. O da şu; geçen yıl İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde çok büyük bir sergim açılmıştı. Ser- giyle ilgili olarak 700 sayfalık iki cilt sanatçı kitabım yayımlandı. Sonra- ki günlerde ise yüıe galericim Nev- zat Metin (Bilim Sanat Galerisi) 3 ayn kitabımı aynı anda yayımladı: 'Aşkolsun Hayat', toplu şiirler ola- rak (450 sayfa) çıktı. Türkiye'de ilk kez yaşayan bir sanatçıyla ilgili ya- zılann (20 yıllık süreçte) bir araya getırildiği 'Aradığıın Yerde Değilim Arük' (500 sayfa) yayımlandı. (Ya- şamı, Sanah, Kişiliğiyle Ekrem Kah- raman) Aynca Ekrem Kahraman, salt re- simler yapan bir ressam değil. Sa- nat üzerine düşünen bir tavra da sa- hip. Bu yüzden yazdığım yazılarda 'Ateşin Peşinde' (yaşam-sanat-ide- oloji) adlı bir kitapta toplandı (500 sayfa). Şimdi bu son iki sergiyi, bu nok- tada ele almak gerekiyor. Sanatla, ha- yatla ve dünyayla ilgili söylemek istediğim, artık bunlan ertelemek istemediğim bir noktada duruyo- rum. Bu iki sergiden binncisi Çağla Cabaloğlu Sanat Galerisi'nde ka- dınlarla ilgili; ikincisı Ziraat Banka- sı Tünel Sanat Galerisi'ndeki ise er- keklerle ilgili olmak üzere iki kanat- tan oluşuyor. Dünyanın yansını ka- dınlar, yansını erkekler oluşturu- yor. Sergilerimin ikiliği, bunlarla ilintilidir. 'Bağımsızlıktan yanayım' - Sanat-yaşam-ideoloji, bir sanat- çı için iddialı bir tavır değil mi Tür- kiye'de? KAHRAMAN - Bir sanatçı ola- rak her zaman sanatın yapay, uydu- ruk bir şey olduğunu, yaşamın ise daha gerçek ve asıl olan olduğunu düşündüm. Fakat bu nokta, biz 68 kuşağı sanatçılan ve entelektüelle- ri için her zaman bir tartışma konu- su olagelmiştir. Yani, hani şu ünlü kısır döngü; tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan örneği. Eğer sanatı böyle algılarsak, çok sıradan bir yanılgıya düşebilir, sanatçıyı bir siyasi militana, sanatı da basit bir slo- gana indirgeyebiliriz. Oysa sanat sanat, hayat da hayattır. 68 kuşağın- dan gelen bir sanatçıyım. Siyasetle ilgilendim, örgütsel çalışmalar yap- tım. En olmadık hayat kavgalan içinde oldum. Fakat sonuçta bir sa- natçıyım da aynı zamanda. Sanatçı oluşumu diğerlerinden nasıl ayıra- bilinm ki? Hem hiç kimse, en top- lumsal olmayan sanatçılar bile, ide- oloji dışında bir yerde olduklannı sa- vunsalar, karşı teoriler geliştirmiş olsalar bile bu basit gerçeği tersine çeviremezler. Ben, 68'de de ABD karşıtı eylemlerde yer alıyordum, bugün de aynı çizgide duruyorum. Bağımsızlıktan yanayım. Toplum- sal mücadeleler, hâlâ heyecan kay- nağım. Yani başınızda dünyanın kaderi belirlenmeye çahşılıyor; ABD, Irak'ı işgal ederek benim de hayatımı et- kileyecek, bırakalım sanat yapma- yı, yaşamayı bile düşünür hale gel- diğimiz bir gerçeklik içindeyiz. Bir sanatçı için sözünü ettiğiniz bu kav- ramlar niye iddialı olsun ki?.. / VCP Aslı SELÇUK Cleopatra / Yön: Jo- seph L. Mankievvicz / Oyn: Elizabeth Taylor, Richard Burton, Rex Harrison, Roddy McDo- wall / 1963, renkli, 214 dakika/20th Century Fox- Tıglon. Sinema klasikleri arasm- da yerini almış bu epik-ro- mantik serüvende Nil'in ef- sane kraliçesi Ckopatra'nın göz kamaştıncı yaşamı, hü- kümdarlığı, Roma Impara- torluğıTnun en büyük kuman- danlan Julius Caesar ve Mar- cus Antonius un kalplerini fet- hederek tarihin akışını değiş- tirmesi olağanüstü bir görsellikle, yetkin yüksek bütçeli bir yapımla karşımızda. Özel Bölümler'deki Cleopatra: HoDywo- od'u Değiştiren Filmin 2000 Belgeseü nde 4 Akademi ödüllü bu dev pro- jenin ön çalışmalan, oyuncu seçimi, set tasanmlan, tne- kân araştırması, tskenderi- ye'nin yaratımı, R. Mamo- ulian'ın çekimleri, Manki- ewicz'le yenıden başlayan çe- kimler, kurgu aşaması, tanı- tım kampanyası, Cleopatra modası irdeleniyor. Oeopatra'nın Dördüncü Yddızı Yapun Belgeseli' nde setten görüntüler, setlerin ilginç tasanm çizimleri, çe- kim öncesi çalışmalar, dans- ların provalan, Cleopat- ra'nın Roma'ya giriş sah- nesinin kamera arkası görüntüleri yer alı- yor. Movietone Haberleri'nde Ne\v York'taki dünya prömiyeri. FotoğafGalerisi'nde af iş- ler, set fotoğraflan, giysi tasanmlannın ya- ni sıra 6 fragman bulunuyor. 3 DVD'den oluşan bu sürükleyi- ci çalışmayı ilgiyle izliyorsu- nuz. • • • Horror of Dracula (Dracu- la'nın Dehşeti)/Yön: Teren- ce Fısher/Oyn: PeterCus- hing, Christopher Lee, Michael Gough, Melissa Stribling / 1958, renkli, 79 dakika / Warner Home Vı- deo-Tiglon. Bram Stoker'ın Romanya- lı Kazıklı Voyvoda Drakul 'dan esinlenerek 1897'de yarattı- ğı. gotik edebiyatm başyapı- tı "Dracula"dan perdeye uyarlanan çahşma Hammer Filmleri dizisinin en ilginci ve ba- şanlısı. Kendini vampirleri yok etmeye ada- mış bilim adamı Prof. Van Helsing'in dos- tu Jonarhan Harker, Kont Dracula'nın Tran- silvanya'daki gizemli şa- tosuna gelir. Amacı onun kanlı saltanatını sonlan- dırmaktadır. fakat sonun- da Harker onun kurbanı olur. Harker'ın nişanlısı- na ulaşmak amacıyla Londra'ya gelen vampir Dracula karşısında ezeli düşmanı Prof. Van Hel- sing'i bulur. Set tasanmlan, özel efektleri son derece başa- nlı olan bu çahşma, korku filmleri türünde ilk kez cin- selliği ön plana çıkarmış, vampirleri de normal insan- lar gibi konuştunıp hareket ettirmiştir. Fragmanla. yaratıcı kadronun lıstesi de var. 1985 'te restore edilen filmi ge- niş ekran formatında, Dolby Digital ses eş- liğinde keyifle izliyorsunuz. Maxim Vengerov İstanbul'da • Kültür Servisi - Ünlü keman virtüözü Maxim Vengerov, Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'yla birlikte İstanbul'da iki konser verecek. Konserlerin ilki 30 Nisan Çarşamba günü Lütfı Kırdar Konser Salonu'nda saat 20.00'de, ikincisi ise 1 Mayıs Perşembe günü Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde saat 20.30'da gerçekleşecek. Keman ve viyola çalacak olan Vengerov, E. Lalo'nun op. 21 Ispanyol Senfonisi'nin yani sıra öğrencisi Özcan Ulucan'la birlikte Mozart'ın Mi bemol Majör K. 364 numaralı Senfoni Konçertantı'nı seslendirecek. Programda D. Şostakoviç'in 10 numaralı mı minör op. 93 Senfonisi de yer alıyor. (0 212 292 06 55) Siemens Opera Yarışması • Kültür Servisi - Beş yıldır genç yetenekleri sanat dünyasına kazandırmak ve başanlı olanlara iyi eğitim olanaklan sağlamak amacıyla düzenlenen Siemens Opera Yanşması'na bu yıl rekor düzeyde katılım oldu. 62 yetenekli gencin katıldığı beşinci yanşmanın sonuçlan Alman Başkonsolosluğu'nda geçen cuma günü yapılan törende açıklandı. Yanşmada bas Şafak Güç binncı. tenor Erdem Erdoğan ikinci, bas Melih Tepretmez üçüncü oldu. Soprano Mehlıka Karadeniz ise mansiyon ödülüne değer görüldü. Gece, ödül alan genç sanatçılann konseri ve kokteylle sona erdı. Şafak Güç Karlsruhe Operası'nda bir yıllık burs ve Goethe Institut İstanbul'da 4 aylık Almanca bursu; Erdem Erdoğan Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi'nde 6 haftalık yaz bursu ve Goethe Institut İstanbul'da 2 aylık Almanca bursu; Melih Tepretmez 2000 Euro, Meliha Karadeniz ise 1000 Euro ödül kazandı. Yanşmanın seçıci kurulu Yekta Kara, Mete Uğur, Gerd Uecker. Achim Thonvald ve Özen Incecik'ten oluşuyordu. Bir imparatorluk simgesi • Kültür Servisi - Sabancı Ünıversitesi ve Topkapı Müzesı ışbırliğiyle düzenlenen "Payitahtlar ve Saraylar Üzerine Topkapı Konferanslan" dızisınde bugün saat 16.00'da Topkapı Sarayı Müzesi Konferans Salonu'nda, "Bir İmparatorluk Sembolü Olarak St. Petersburg" başlıklı etkinlık yer alıyor. Çevirisiz Ingilızce yapılacak olan konferansın konuşmacısı Colombia Üniversitesi'nden Richard Wortman. Mart-Mayıs 2003 aylannda yapılan ve İstanbul saraylannı ve saray kültürünü bılen tarihseverlere farkh coğrafya ve dönemlerin saray ve imparatorluk simgelerini tanıtan konferans dizısinde şu ana kadar "Viyana ve Versailles Saraylan'nın Perde Arkası" ve "XIV Louis'nin Yarahlması" başlıklı konferanslar yapıldı. Gelecek konferans ise "Tac Mahal: Mimari. Sembolizm ve Kentsel Bağlam" başhğını taşıyor. (0 212 292 15 13) BUGUN • CRRde 19.30'da Fatih Erkoç'un solıst olarak katılacağı 'Gelenekten Gekceğe Çeşitlemeler' konseri. (0 212 232 30 98) M BOSTANCIGÖSTERİMERKEZİ nde 18.00'de Teoman ın konseri. (0 216 454 15 55) • BEKSAV'da 15.00 -20.00 saatlen arasında düzenlenen 'Türkiye'de Edebryaün Bugünü' konulu sempozyum. Konuşmacılar sırasıyla; Ahmet Cmtt, Vedat Özdemiroğlu, Murat Batmankava, Afşar Timuçin, Emin Karaca. (0 216 349 91 55) M YAPIKREDİ SERMET ÇİFTER SALONUnda 15.00'te SinemaKahvesi'. (0 212 252 35 00) KÜLTÜR • SANAT www Getçekfejmesizofbrhayol.. 1 ^ 22.ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ İYİ FİLM NE? Vfe koderini kendi ete ırortmaz biryotaiuk... », r,de^jtcındı»«birçoalc. ^ birlikte'îoedhcr' r CHEN KAIGE filmi 2003 ULJSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ AÇILIŞ FİLMİ www ıııııııtsanat cııın tı www ıınıİRiinrtısls coııı 2 MAYIS'TAN İTİBAREN BEYOĞUIAUAZAR, ORTAKÖY FERİYE, ETİLER Af M UPTOWN, KADIKÖY SİNEMA-TEK, ANKARA METROPOL, ANKARA ON VE ANKAM TÜZE ARMADA SİNEMALARINDA 12-27 NİSAN 2003 Cumhuriyet \D sinema H=MFO İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, 22. Uluslararası İstanbul Fılm Festivali Medya Sponsorlan'na teşekkür eder. TURKCELL ıltafqıcı T.C. KÜLTÜR 13/\K/MSIL_IĞI İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESİ ATATURK KUUTUR MERKEZİ S.Kalender DELİ DUMRUL Opera 2 perde Libretto: Orkestra Şefi: Sahneye Koyan: Dekor: Kostüm: Koro Şefi: Koreografi: Işık: Suat TAŞER Serdar YALÇIN Mehmet ERGÜVEN Adnan ÖNGÜN Sevda AKSAKOĞLU Yıldız KÜNUTKU Sibel KASAPOĞLU Ahmet DEFNE Sanatçılar: Ari EDİRNE-Efe KIŞLALI-Kenan DAĞAŞAN- Gökhan ÜRBEN-Otilya M.AYDIN-Evren EKŞİ- Önay GÜNAY-Kevork TAVİTYAN- Suzan KIZIKLIOĞLU-Ayşe SEZERMAN- Hande SONER-Aylin ATEŞ-Zuhal YUNGA- Zafer ERDAŞ-Ali İhsan ONAT-Erkan TEZCAN İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ ORKESTRA VE KOROSU 3 Mayıs Cumartesi 7 Mayıs Çarşamba 17 Mayıs Cumartesi 20.00 (Dünya Prömiyeri-Gala) 20.00 15.30 MARMARA t ISVTÇRE HASTXXNES) www.idobale.com 'djn. www.dobgm.gov.tr 'dcn v<~. lesi gışelermde s^tılmak