22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 4 MSAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 (L212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Türkiye'de SAFS vakası yokmuş... "Hiç koiera olmadığı gibivse vandık!" I BazKadıköy'deki Özgürlük Par- kı'nda yeni bir "özgürlük" ya- şanryor... Sağlıklı yaşam için yürüyüş ya- panlara "armağan" ola- rak, parktaki ağaçlann arasına gizlenerek bir baz istasyonu kuruldu... Yürüyüşten sonra biraz "baz" iyi geliyormuş! Estek Mete Apak: Iman faşizminin en azgın olduğu yıllar... Av- rupa'yı kan gölüne çeviren Adotf Hrtler, Bulgaristan'ı işgal etmiş; Yunanistan'ı işga- le hazırianırken Mart 1941'de Cumhurbaş- kanı Ismet Inönü'ye bir mektup gönderip gözdağı veriyor... örgün Yayınevi'nden bu ay çıkan SSCB Dışişleri Bakanlığı ile Alman Dışişleri Bakanlığı belgelerine da- yanan "2. Dünya Savaşı'ndaTürkiye Üzerine Pazar- lıklar" kitabından önce Hitler'in mektubundan bö- lümler okuyalım: "Ingiltere'nin Avaıpa'nın çeşitli bölgelerinde aske- ri nüfuz kazanmayolundaki çabalan, Alman Reich'ını, bu bölgelerde, toprak kazanma yönünde veya siya- si nitelikte herhangi bir amaca yönelik olmayan ön- lemleri almayazorunlu kılmaktadır. Bu bakımdan Ek- selans, size, Yunan topraklanna yerleşme yolundaki Ingiliz önlemlerinin gitgide tehditkâr bir nitelik aldığı şu sırada, bu koşullann gerektirdiği belirli karşılıklı DevleM önlemleri almaya karar verdiğimi açıklamak isterim. Bu nedenle Bulgar hükümetinden, Alman Silahlı Kuvvetlerinin bir kısım birliklerine, bu yoldaki belirli güvenlik önlemlerini uygulamak için izin vermesini ri- ca etmiş bulunuyorum. öteden beri Almanya'ya karşı dostluk ilişkileri için- de bulunan Bulgaristan, bu ilişkileri, Üçlü Pakta ka- tılmak suretiyle daha da takviye etmiş ve alınacak ön- lemlerin Türkiye'ye yönelmeyeceğinden emin ola- rak, bunlann uygulanması için gerekli izni vermiştir. Ben de Ekselans, size, bu fırsattan yararlanarak resmen bildiririm ki, Almanya'nın bu önlemleri, hiç- bir şekilde Türkiye'nin toprak bütünlüğüne veya si- yasi yapısına yönelmiş degildir. Aksine, birlikte yürüt- tüğümüz büyük ve hayati savaşın hatıralanyla ve bu savaşı izleyen ıstıraplı yıllann hatıralanyla dolu olarak, size, Almanya ile Türkiye arasında gerçek dostluğa dayanan bir işbiriiği için gelecekte dahi bütün koşul- lann var olduğuna kesin olarak inandığımı belirtmek isterim. Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi gelecekte de, Almanya ileTürkiye'yi karşı karşıya getirebilecek hiç- birneden olamayacağı görüşündeyim. Bu düşünce- leıie, Bulgaristan'da ilerleyen Alman birliklerinin Türk sınınndan, orada bulunmalarının amacı hakkında yanlış biryorumda bulunulmasına meydan vermeye- cek kadar uzak kalmalannı emrettim. Şu kayıtla ki, Türk hükümeti, bizi, bu tutumumuzda bir değişiklik yapmaya zorunlu kılacak önlemlere girişmeyi gerek- li görmesin. Ancak böyle bir durum dahi, Alman- ya'nın Yunan topraklanna yerleşme amacını taşıyan Ingiliz önlemlerine karşı çıkma konusundaki isteğin- de bir değişiklik yapmayacaktır." Yann, Inönü'nün Hitler'e yanıtı. ş kanı Deniz Bay- kal, Meclis Başkanı Bü- lent Annç'ın eşi türban- lı diye 23 Nisan resepsi- yonuna katılmadı ama eşi türbanlı Recep Tay- yip Erdoğan'ın başba- kan olmasını destekle- mekte de bir sakınca görmedi." f # AyseMeral:"Baş- L bakart Recep \ Tayyip Erdoğan, domuz eti gibi Islam'da yasak olan yiyeceklerden uzak durmak için ken- dine bir çeşnicibaşı tut- muş... Hocası da Baş- bakanlık yaparken ab- dest almak için kendine ibrikçibaşı ve peşkirci- başı tutmuştu..." SESStZSEDASIZ(l) Yüksek Yerilim Hatta erdincutku ı yahoo.com Kıbns konusunda enoStS PERDEStnı kaldıralım diplomat abiler! Müzelerde 'büyük' ve v küçük r ayrımı Kültür Bakanı Erkan Mumcu, ye- rel yönetim reformu adı altında mü- ze ve kütüphanelerin de yerel yöne- timlere devredilmesine ilişkin eleştiri- lerimize yanıt gönderdi. Mumcu "bü- yük" müze, saray ve kütüphanelerin yerel yönetimlere devrinin hiçbir şekil- de söz konusu olmadığını söylüyor, "Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasan- sı kapsamında yerel yönetimlere dev- ri söz konusu olabilecek yerter ise taş- rada, il ve ilçelerde Yörük Ali Efe Mü- zesi, Istanbul Türbeler Müzesi, Tıre Müzesi, Mardin Derik Kütüphanesi, Pozantı Kütüphanesi, Alacahöyük ören yeri gibi küçük ölçekli müze, kü- tüphane ve ören yerleridir" diyor. Mumcu aynca yerel yönetimlere dev- redilecek "küçük" yerierin denetiminin de Bakanlık tarafından sürdürüle- ceğini belirtiyor, koruma kurullan- nın da il özel idarelerine devredilme- mesi yolunda görüş bildirdiklerini söy- lüyor... Anlaşılan, Bakanlık kapatacağı 'küçük' müzeleri yerel yönetimlere bıra- kacak... Tasannın ne getirip ne götüre- ceği ise henüz aydınlığa kavuşmuş de- ğil... öteyandan...Ekonomininenağır krizleri yaşadığı dönemde bile Kültür Bakanlığı, her yıl müze çalışmalannın ve kurtarma kazılannın değeriendirildi- ği bilimsel bir sempozyum düzenlerdi. Bu yıl Denizli'de yapılması gereken sempozyum, "tasarruf tedbirleri" ge- rekçesiyle iptal edildi. Aslında "tasar- ruT bahane... Çünkü hükümetin yeni kültür politikasında, müzelerin, bilim- sel kazılann anlamı kalmadı! Dk Meclis ve Seçîm Yasası MERİÇ VELtDEDEOĞLU 83 yıl önce açılan Büyük Mil- let Meclisi'nin, Atatûrk'ün dık- tatörlüğünde işleyen biçimsel bir kurum olduğu dönem dö- nem dile getirilir. Bu Meclis'in bir savaş Meclı- si olduğu unutulduğu gibi, o yıl- lar bugünlerin demokrasi anla- yışı ile yargılanarak bir diktatör- den, bir totaliter rejimden söz edilir. Bu değerlendirmelerin ne denli haksız olduğu, bu Mec- lis'in yalnızca 1922 yıh 2 Arahk günlü oturumuna şöyle bir bak- makla bile anlaşılır. 1922 yıh yakın tarihimizin en yoğun kesitlerinden biridir: Baş- komutanlık Savaşı kazanılmış, Yunan Başkomutanı Trikopis esir alınmış, Izmir kurtarılmış, Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalanmış, 1 Kasım günü de saltanat sona erdirilerek, ulus- lararası hukukta hiçbir değeri kalmamış olan Osmanlı Devle- ti tarihe gömülmüştür. Bu son olay, Meclis'teki mu- halefeti iyice yoğunlaştırmış, yenilenecek seçimler için hazır- lanan bir yasa tasarısı aracılı- ğıyla da doruk noktasına çıkar- mıştır. Yeni bir meclisin oluşumu 1922 yılı sonlanna doğru en çok konuşulan konuydu; bunun için var olan seçim yasasına deği- şiklik getirecek bir tasan kimi üyelerce ele alınmıştı. Bunlar- dan Erzurum Milletvekili S. Ne- cati. Mersin Milletvekili Sela- hattin ve Canik (Samsun) Mil- letvekili Emin Beyler 18 mad- delik bir yasa tasansı hazırlarlar. Bu yasa önerisinin 2 Aralık günkü Meclis oturumunda okunması istenir, yasa tasarıla- rının incelendiği komisyon da bunu istemekte ve bu istek pek çok milletvekilince de destek- lenmektedir. Ne var ki oturum başkanı Dr. Adnan Adıvar buna karşıdır; geleneği öne sürerek yasa tasa- rısının doğrudan komisyona gönderilmesinde direnmekte- dir. Işte bu noktada Mustafa Ke- mal söz alıp kürsüye gelir. Yasa tasansının ereğinin doğrudan doğruya kendisi olduğunu ve onu yurttaşlık haklanndan yok- sun bırakmak amacı güttüğünü söyledikten sonra şunları dile getirir 'Tasannın 14. maddesini gözden geçirecek olursanız şöyle denildiğini görürsünüz: Büyük Millet Meclisi'ne üye se- çilebilmek için Türkiye'nin bu- gûnkü sınırian içindeki yeherin halkından olmak ya da kendi seçim bölgesinde yerleşmiş ol- mak gerekir. Göçmen olarak gelenlerden Türk ve Kürtler, bir yereyerieştirildikleri günden bu yana beş yılgeçmişse seçilebi- / f e " ( 1 )() Görüldüğü gibi bu madde ile Atatûrk'ün milletvekili seçilme- si söz konusu olamayacaktır; nedenini Atatürk şöylece belir- tir "Ne yazık ki benim doğum yerim bugünkü sınırtar dışında kalmış bulunuyor. Ikincisi her- hangi bir seçim bölgesinde beş yıl da oturmuş değilim..." (2) Anlaşılacağı üzere BMM Hü- kümeti'nin başı ve o güne dek elde edilen her kazanımın yara- tıcısı, muhalefet tarafından ya- pılan ustaca bir düzenlemeyle Meclis dışında bırakılmak, dola- yısıyla yurttaşlık haklarından uzaklaştınlmak isteniyor... Bırakalım 1920'li yıllan, 20. yüzyılın ikinci yarısının Sala- zar'lan, Franco'lan, Pinoşe'le- ri V.ö.'ler böyle bir durum kar- şısında ne yaparlardı? Böyle bir yasa tasarısı onlann yönetimin- de söz konusu olabilir miydi? Dahası insan, günümüz AB ülkelerindeki muhalefetin, böy- le bir düzenleme yaparak bunu parlamentolarının gündemine dek taşıyıp tartışmaya geçire- bilirler mi, diye düşünmekten de kendini alamıyor... 1920'lerin Avrupa'sında fa- şizmin, nazizmin tohumları atı- lırken, Ankara'daki Meclis'te böyle bir muhalefet yapılıyor, böyle bir oturum yaşanabiliyor- du. Ama aynı Meclis, laikliğe uza- nacak kararlan da alabiliyor, ar- dından gelen 2. Meclis ise ilan edilen cumhuriyetin laik yapısı- nı pekiştirip mühürlüyor, 3. ve 4. Meclisler de bu yoldaki dü- zenlemeleri zaman yitirmeden kabul ediyordu. Daha sonra ye- nilenen Meclis'ler de laikliğe do- kunca verecek bir tutum içinde olmayacaklardır: 1950'de yönetime gelen De- mokrat Parti iktidarının Başba- kanı Adnan Menderes'in mil- letvekillerine: "Siz isterseniz hi- lafeti bile getirebilirsiniz!" de- mesiyle Meclis ortamında baş- layan kimi laiklik karşıtı girişim- ler, bugünkü AKP iktidarının -y- er yer- atılımlanyla da sürdürü- lüyor. Istedikleri sonuca ulaşa- bilirler mi? Güçleri yetmez, yet- meyecektirde... Meclisimizin 83. yılı kutlu ol- sun! 1-2) TBMM Tutanak Dergi- si (Zabıt Ceridesi), Cilt 25, 149. oturum. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak'n turk.net C X' 1(0 fc 1 Ark^olcKiUr 1 ^y 1 ÇtZGÎLtK KÂMÎL MASARACI 11 HARBİ SEMtH POROY semihporoyig yahoo.com SÜRE>CİHERÎ FIRAT MEHMET EROCLU nun yeni kitabı SURENGİ HER ŞEY CANGIL Yayınları'ndan çıktı KITAPÇniZOAN ISTEMEVİ UNIfTMAVM Isteme adresi: Reşitpaşa Mahallesi, Mareşal Caddesi, :2 D: 2, Sanyer/lstanbul, Tel: 0 536 468 77 26 TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 24 Nisan 140 120 110 90 10 70 M 1*51 «36 «93? 195» A l\ I \ i 1 / 1 / / r 1 / / / ALTIN FIYATLARI FIRL4DU SOMU- Bu yatcsEuçrE Enz/s/ AÇ/zrr. ArefC4, OE- B/M4 ÖPEA/E/V M YÜKSELİfTE MYt SULUMPU- Ğu AÇf/eLAMM/çrr. o GÜH/LE&PE &EŞ4r ALT/Mf fSO Ll'eAy/l, KÛCÇE /4L77NW t'SE 22 ZEYTİNBURNU 3. tCRA DAİRESİ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMAİLANI DosyaNo: 2000'1752 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşafıda cins, miktar ve kıymetleri yazıh mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttırma 5.5.2003 günü saat lO.OO-1015'te tcra Müdürİüğü önünde yapılacak ve o günü kıymetlerin yüzde 75'ine istekli bu- lunmadığı takdirde 6.5.2003 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulmasımn ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden yüzde oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosj'asında görülebilecegi. masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. 27.3.2003 MuhanunenKıymeti: 7.000/ 000.000.-TL Adedi: l Adet Cinsi(Mahiyeü've önemB niteliUeri): 34 VT 7585 1998 model Renault hususi oto Laguna 2.0 RXT Lopis mavi Basın: 19306 DÜZ ÇÎZGf ÜMtTZtLELt Başka Türkiye YokL Sizce AKP uyandan anlar mı?.. Diğer bir anlatımla, Cumhurbaşkanı Sezer"in, Cum- huriyet Halk Partisi'nin ve hatta Türk Silahlı Kuvvet- leri komuta kademesinin türban gerginliği nedeniyle 23 Nisan resepsiyonuna katılmaması, AKP'de "Ya- hu biz ne yapıyoruz, durup dururken ortahğı ge- riyoruz, aklımızı başımıza toplayalım" silkinişi ya- ratabilirmi?.. -Tabiiki hayır!.. Aksini düşünen varsa çok şaşanm... Son birkaç haftadır "/cafe gözyarayara" yaptıklan "icraatlar"bi- le amaçladıklan hedefe ulaşabilmek için her türlü yo- lu deneyeceklerini ve kaçınılmaz gerginlikleri bile gö- ze alabileceklerini göstermedi mi?!.. - Tabii ki bir yere kadar!.. Geçmişte defalarca yazdım; bu kafanın en büyük özelliği "oftayı at, tutarsa ne âlâ, tutmazsa başka sefere" yöntemini bıkmadan usanmadan kullanma- sıdır!.. Meclis Başkanı Bülent Annç oltayı ikinci kez attı, ama yine olmadı; tam tersine ummadığı ölçüde tepkiyle karşılaştı.. Gerçi bu yazı zorunlu olarak 23 Ni- san resepsiyonu öncesi yazılıyor, ancak geçmiş de- neyimlerden biliyorum, geri adım atacak ve gönder- diği davetiyelerde türbanlı eşinin ismi bulunmasına karşın cismi resepsiyonda bulunmayacaktır... Annç, bunu da bir şekilde hazmedecek, hiçbir şey olmamış gibi etrafa gülücükler saçacak ve üçüncü seferin yo- lunubekleyecektir... - Çünkü bu kafanın felsefesi buduri. • • • Ancak AKP'nin liderterinden birinin şimdilik attığı geri adım sizleri yanıltmasın... Tayyip Bey ve şüreka- sının dört koldan yürüttüğü plan tıkır tıkır işliyoıi.. öncelikle, AKP'nin "devleti işgal" kadrolaşması akıllara seza bir hızla sürüyor. Emeklilik yaşının 61'e çekilmesi önümüzdeki günlerde daha büyük çaplı "bürokratik katliamlan" gündeme getirecek.. Ozel- likle Dışişleri kadrolannın büyük bir kıyımdan geçiri- leceği öngörülüyor. Abdullah Gül'ün, Milli Görüş ve Fethullahçılan dış temsilciliklerin protokolüne sokan genelgesinin tam da bugünlerde gönderilmesi hemalde tesadüf değil. .. Bu aynı zamanda bütün büyükelçilere, üst düzey el- çilikgörevlilerine "ayağ/n/z/denlca//n" mesajı!.. Ak- sine davranan 61 yaştan emekliliğe sevk edileceğini açıkça "hissettiren" bir şantaj!.. AKP, geri dönmeyi asla düşünmediği bir yolda sü- ratle ilerliyor. Henüz bir aylık başbakan Tayyip Bey'in Amerikan modeli "Başkanlık sistemi" istemesi de bunu gösteriyor. Düşledikleri rejimi pariamenter sistemde gerçekJeş- tirmek pek kolay olmuyor tabii!.. Çok gergin günlere haariıklı olun ve şunu hiç, ama hiç unutmayın: - Başka Türkiye Cumhuriyeti yokü! Karşıdevrim Son günlerdeÇetin Yetkin'in "Karşıdevrim 1945- 1950" kitabını okuyorum. Türkiye'nin bugünlere gel- mesinde 1945-50 arasında yaşananlann büyük etki- si olduğunu anlatan Yetkin, "Karşıdevrim'in başlan- gıç gün ve saati 10 Kasım 1938, 09.05tir" diyor. Kitabın daha 52. sayfasında karşıma Halide Edib Adrvar'ın Sıvas Kongresi'nde Amerikan mandası ka- ran alınması için 10 Ağustos 1919'da Mustafa Ke- mal'e yazdığı ünlü mektup çıktı. Halide Edib, Ata- tûrk'ün tamamını Söylev'ine aldığı bu mektupta ba- kın neler diyordu: "... lazım gelen para, ihtisas ve kudrete sahip değiliz... tarafgirlik, cehalet ve çok konuşmaktan başka müspet netice veren yeni bir hayat yaratamıyoruz... Fılipin gibi vahşi bir memleketi bugün kendi kendini idareye kadiras- ri bir makine haline koyan Amerika, bu hususta çok işimize geliyor... Macera ve savaş devri artık geçmiştir..." Bir Amerikan mandacısının 84 yıl önce yazdığı mek- tup, bugünkü işbiriikçileri anımsamama yol açtı; "Tür- kiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir", "Batı, kendini yönetmekten aciz Türk- leriıska geçmeyecek, 21. yüzyıla taşıyacak, en- seyi karartmayın" diyen kalemleri içim burkularak anımsadım!.. Unutmadan, Halide Edib'in mektubun- da öve öve bitiremediği Filipinler'in bugünkü durumu da günümüzün manda özentilerine bir büyük ders ni- teliği taşıyor: - Tarih henüz bir başka ülkenin mandası olan hiçbir milletin adam olduğunu yazmadıü! E-posta: umitzileli </ ttnetnettr BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 E 2 \ 3 4 5 6 7 8 I U I I rJ • rm_ ry 11 I I I • 9 iJ SOLDANSAĞA: 1/Heryanıgör- meye elverişli, camlı çatı katı ya da taraça. 2/ Eskı Türklerde "han, prens" anlamında kul- lanılan söz- cük... Pirinç ve şekerkamışın- dan elde edilen g bir tür rakı. 3/ Aşağı ve hor görülen... Yunan abe- cesinde bir harf. 4/Or- ^ han HançertioğhTnun ~ bir romanı... Yön gös- termek için belli yerle- re konulan işaret... Gü- zel sanat. 5/ Uzun so- ^ luklu bir yazın türü. 6/ 6 Olumsuzluk belirten 7 birönek...Sakar>'a'nın 8 birilçesi.7/Yapayreçi- 9 ne verniği ve rutkalı üretiminde kullanılan beyaz ve billursu toz... Sarhoş ya da külhanbeyi bağınnası. 8/Yelkenin ucunda ip geçir- mek üzere yapılmış göz... Güzel ötüşlü küçük bir kuş. 9/Tek sıra elrnastan ya da inciden gerdanlık... İsim. YUKAMDAN AŞAĞIYA: 1/ Kâtip Çelebi'nin ünlü coğrafya yapıtı. 2/ Kendisine ınarulan. sırverilenkimse... "ÇaJma. hîrsızhk" anlamın- da argo sözcük. 3/ Dayanıklı bir tür ipekli kumaş... ts- panya'da Bask bölgesınin bağımsızlığı için s a ^ ı m ve- ren gizli örgüt. 4/Dört Halife'nin sonuncusu... YahyaKe- mal'ın hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri... Utanç duyma. 5/Çingene.6/Sodyumunsimgesi... "Gtokom"dadeni- len göz hastalığı. II Tanmda kullanılan azotlu gübre... Çanakkale Boğazı'nda, pek çok deniz kazasının mey- dana geldiği bir burun. 8/ "-- Hari": I. Dünya Savaşı yıllannın ünlü kadın casusu... Evlere. çeşmeden su ta- şımayı iş edinmiş olan kimse. 9/ Irmak, dere, çay gibi gibi suların ortak adı... Şöhret. 1 B O Z B U R U N • 2 Ö R TJ | E L E K 3 Rı A L L T •A K A 4 D •B O | TM A M 5 U N 1 T E R | H E 6 B O Y O Z | S E R 7 E B E | E M E T T 8 T E | A L O K | Y 9 •JJ T K T D T T E
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear