25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2003 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER 3ir gün, Georges W. Bush <tenen kişi uluslararası bir mah- kenede yargılanacaktır! Tıpkı _ Sııbistan Cumhurbaşkanı Mi- bşeviç gibi!.. Insanliğa karşı işledigi, işlettiği suçlardan ötü- rj... "eksas'ta vali iken sayısız in- sanı eiektrikli sandalyeye oturt- nuştu. Hiç acımadan, içı titreme- cen... OysaABD'nin başkayerierin- deölüm cezası yok. Ama Bush'un Teteas'mda yıllardır uygulanıyor... Düşünün, bir tek insanı öldüre- rir cezası ölüm... Ama yüz binler- ceınsanın ölümüne neden olan Baş- kan Bush'a hiçbir ceza yok! Yalnız lra<lılar değil, ABD yurttaşlan da haksız, yanlış bir savaşta canlannı yitriyorlar. Birkaç günde sona ere- ceği sanılan Irakserijveni daha çok uzayacak, iki yandan da ölenlerin sa- yıs daha da artacak... önce bu Bush denen kişi kim? ABD'nin seçilmiş Başkanı mı? Hayıri Amerikan halkının oy verdiği birinci seçimde birkaç yüz bin oy far- kıyla yenik düşmüş... Clinton'un sekiz yıl yardımcılığını yapan Al Go- re ondan daha çok oy aJmış... Seç- kin seçmenlerin oylan da eşit çık- mış. Anımsanacağı gibi, Florida'nın oylan sayılmış sayılmış, bir türlü sağ- lam sonuç alınamamış. Üstelik Flo- rida Valisi de Bush'un ağabeyi baş- ka bir Bush! Florida seçiminin sonuçları alın- madan VVashington'daki Yüksek Mahkeme, George W. Bush'un ABD Başkanı seçildiğine karar vermiş... EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bir Gün, Bush!.. Yani, mahkeme karanyla Başkan seçilmiş! Halkın çoğunun isteğine karşın. Amerikan petrol çevreleri- nin desteğiyie gelmiş oturmuş direk- siyonun başına!.. Gelir gelmez yaptıklarından biri Saddam Hüseyin le uğraşmak! Çevresindeki azılı birkaç kişiyle Ame- rika'yı Irak'a karşı savaşasokmak... Işte on günlük sonuçlar; göklerden en ağır bombaları yağdırmak, ama karadayerinde saymak... Tek başa- n, uçaklarla helikopterlerie yoksul birhalkı ezmek... Baba Bush, oğul Bush!.. tkisi de petrol zenginı!.. Amerikan petrol mafyası yanlannda... llle de dünya petrol kaynaMannı ellefine geçirecek- ler! Bugün Irak, yann Iran, öteki gün VenezüellaL Fabrikalar yeni silah- lar yapsın, daha çok insan ölsün, ABD'nin ekonomisi zenginleşsin!.. ABD yıllardır dünyanın dört bir ya- nında irili ufaklı savaşlara yol açma- dı mı? Yoksul ülkelerin, iç kavgala- nnı kışkırtmadı mı. onlara silah sa- tarak zenginliğine yenı olanaklar kat- madı mı? Bush'a göre 'haylazülkelertn ce- zalandınlması gerekıımiş. Oysa en haylaz ülke, ABD degil mi? Ortalığı sürekli kanştıran, insanla- n birbırine düşüren, hiçbir hukuk kuralını dinlemeyen, Birleşmış Milletler'i, dün- ya karnuoyunu hiçe sayan, kendi ülkesinde bile 'Banş' diye haykıran milyonlara aldırmayan... Ali Sirmen geçen gün birbelgeyayımladı... Bugün ABD'nin en azgın savaş yandaşları olan Rumsfejd'ler. Perle'ler, VVooteeyier. Wolfowitz'ler, Kagan'lar, şu günler- deAnkara'daABD'nin 'adam/'ola- rak görev yapan Halilzad'lar daha 1998 yılında nazırlamışlar Irak sava- şını!.. Başkan Clinton'agönderdik- leri mektupta: "Amerika'nın Irakpo- litikasının acilen değişmesi"n\ iste- mişlerdir... "GüvenlikKonseyi'nden oybirliği çıkmaması halinde bile Amerika'nın savunduğu politikalar hayata geçirilmelidir. Bu yaklaşım ABD'nin 21. yüzyıldaki politikası- nın temeliolmalıdır".. demişler. Ne var ki gerçekçi bir insan olan Clin- ton, bu hırslı kişilerin mektubunu ciddiye almamış... Bugünkü savaş yıllar önceden hazırlanmış birplanın uygulanışı. Ali Sirmen'in yazısında dediği gibi: "Birieşmiş Milletler'in devre dışı bırakılması girişimi de dahil olmak üzere mektupta ileri sürülen husus- lann hepsi hayata geçmiştir." Evet, tek kişiyi öldüreni ölüme gönderen Bay Bush, milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olarak bir gün adalet önünde elbet hesap verecektir... Kontörbîzden'lilere kısa mesaj kampanyası: pL kısa 1 kontor m WA Artık tüm cep telefonlanna •jjğıMAt. mesaj gönderebileceksiniz* Üstelik Kontörbizden'lilere ^ R f f l [ Bugünden itibaren 15 Nisan'a kadar sizin için bir ffRa^resaj sadece bir kontor. •Kaa meui kampanyası servte sotgutamalan, Wet>N*»aJCett. AkıilıMesaı ve yurtcttşma gonderilen mesajlat İçin geçertl deöldlr. Kontorbızden'de avantaj devam ediyor: Milyonlarca kontor bedava! Kaç yıllık Hazır Kart'lı olduğunuza göre kontör| bizderT 4 yıllık ve üstü 3 yıllık 2 yıllık ^ K X50kontör % 1 yıllık ^ ^ ^ ^ ^ ^ K bizden Ayrıca konuştukça da kontör| Ayda 1 0 0 0 kontörv e üzerl yüklersenlz 500 - 999 kontör 200 - 499 kontör I Yeni düzenlemelerle e kadar uzatılan Kontörbizden kampanyasından yararlanmak için kaydınızı yaptırmanız ve hattınıza aynı ay içinde en az 200 kontör yüklemeniz yeterli. 30 Haziran 2003 tarihine kadar, yüklediğiniz kontörlerden kontör kazanabilirsiniz. Kaydınızı 'nden, lardan, adresinden, ceple 'ten (arama başına 2 kontör), sabrt telefonla dan yaptırabilirsiniz. Hazır Kart abonelık yaşınız her ayın 1. gunune göre hesaplanır Abonelık yaşına bağlı Kontörter sadece bir defa kazanılır. Kazandığınız kontorler bır sonrakı aydan itibaren eşıt böiünerek 5 ayda hattınıza yuklemr. Şirkef adına kayrtlı rıatlar kampanyaya dahıl değıldir. HAZIR KART Kanlı Güller... Kan kusan ahlaksız savaş kana bulamıştır gülleri, bebekleri... Bu savaş haksız, ahlaksız bir savaştır ama. bunlardan daha önemlisi.. bu savaş zorbalığın insanlıkla savaşıdır. Doç. Dr. Şükran ŞAHlN D ünyanın yedi harikasından biri- dır Babıl'uı asma bahçeleri, dört bin yıldır anlatılmaktadır bu bahçelerde yetışen güllerin gü- zellığı. BabiL, yani bugünkü Bağdat, bu güllerin vatanı. bugün ateşler içindedir. Bağdat'ta güller. Bağdat'ta bebekler kana bulanmıştır._ Kan kusan ahlaksız savaşka- na bulamıştır güllen.bebeklen. .Bu savaş, haksız. ahlaksız bır savaştır ama, bunlar- dan daha önemlisi. bu savaş zorbahğınin- sanbkla savasıdır. Bulunmaya çalışılan ilk kıhf "Saddam'm knie imha silahlanna sahip olduğu, bunun dünya banşuu, insanlığı tehdit ettiğT savı- dır. Onca ga\Tetkeşlığe ve onca inceleme- ye karşın bu savlan doğrulayacak kanıt el- de edılememıştır. Daha da ıleri gidilmış, belkı dünyayı kandınnz kurnazlığıyla, ka- nıt diye düzmece bir rapor hazırlanrruştır. Yapılan düpedüz sahtekârlıktır ve daha 24 saat geçmeden bunun sahte olduğunu tüm dünya öğrenmıştır. llgınçtır, raporun düz- mece olduğunu hıç mi hıç yüzleri kızarma- dan kabullenmişlerdir! . Bu ne pişkinlik- tir? . Mızrak çuvala sığmamıştır ve bu kez "Irak halkmı özgürieştirme. bir diktatör- den kurtarma" sat'satalan ortaya atılmış- tır. Kanla sağlanan özgürlük1 .. Işte bu kü- reselleşme ahlakıdır; yalan. dolan ve ıftı- ra... Son on yıktar küreselleşme adı athnda in- ceitilerek sunulma>-açahşdan kültüremper- \anzminin hedefi. insana ilişkin tüm iyi de- ğerlere saldırmak, onlan yok etmek, insa- niN-almzlaştırmak.insanı hemkendinehem topluma >abancılaştırmak. bo>1ece örgüt- lenmesini ortadan kakürmakür ki, yeryü- zündeki ka> naklann belirli ellerde toplan- masına karşı oluşabilecek toplunısal ve bi- reyseltepkiler ortadan kaldınlabiisin. Son dönemde "edebi eser" adı altında yazılan ve adına "roman" denilen yazılann içeri- ğine bakılırsa insanın aşağılandığı, insana ait ne kadar iyi değer varsa aşındınldığı gö- rûlür. Neden son zamanlarda bu tür "ede- biyaün" pıtrak gibi ortaya çıktığı ve bun- lann en çok satan eserler gibi gösterilerek durmaksızın. saldırganca beynimizin en uç köşesine kadar nüfiız etmeye çalışıldı- ğı sorusunun yanıtı ıse şimdi, "zorba"nuı kullandığı yolu kullanarak. her şeye kar- şın -ölüme, kana karşın- çıkarlan koruma- run bindk yol olduğunuyaymaya çalışmak- tır. Bu yüzden her yerde zorbalar türemiş- tir, bu yüzden "onlar" mahallemizde, iş- yerimizde, apartmanımızdadırlar. Prusya- b General Carl V'on ClauseHİtz, o unlü ya- pıtında (1) "Büyük çapta çıkarlann kanla haDedikn çaüşmasıdır" der savaş için. Bu savaşta zorbanın çıkan; dünyaya egemen olmak, dünyanın tüm kavuaklanna el koy- mak ve buna karşı çıkan dünyaya gününü göstermektir, lrakhrunçıkan;msanhğmı ko- rumaknr. Ch'sa zorba bunun bir demokra- si sasaşı olduğunu savunmaktadır, dünya kamuoyu kandınlmıştır, dünya kamuoyu- na yalan sö\lenmiştir. tüm dünyaya ikiyuz- hl da\ ranılmıştır. lrakhlar,kendilerine saldıranlarca yok- sul bırakılmış \ e bu yoksulluğu yüzünden, yine "onlarca'" insan yenne konulmayan bu ınsanlar, bu savaşta destan yazmakta- dn-. Ölümle >üz yüze gelındığinde ilk tep- h kaçmak ya da direnmektir, kaçacak yer yoksa direnmekten başka seçenek yoktur: Tıpkı bugün ayaklannın altından yaşadı- ğı topraklar çekilip ahnmayaçalışılan Irak- lılar gibi... Onlann da bu topraklardan baş- ka gidecek yerleri yoktur. O topraklan ölümJeri pahasına saNTinmak zorundadır- lar ki. onlar da zaten bunu yapıyorlar. Tnv kışehiderimbin,gazflerinıizinÇanakkak'de >apüğıgibL_ Ölümle karşılaşmaya bu fiziksel tepki- den çok daha önemli olan insansal bir baş- ka tepki ise. ölüm karşısında insanın insan- lığını, hayatın anlamını sorgulamasıdır. Tutsaklık (esaret) altında mı yaşayacakür, yoksabağımsız mı olacaktır: Iraklı tutsak- lığı reddetmiştir... Irakh, rutsaknk alünda yaşamakla. despot bir yönetim ahmda >*- şamak arasmda ince bir çizgh miş gibi gö- riinen. ama çok derin anlamı olan bu ayn- mın farkındadır ve tutsakhgı reddetmek- tedir. Iraklı insanlığının farkındadır, bilin- cindedır, insanlığın farkmda olmayan *o"na saldıranlardır, çoluk çocuk, gül sümbül de- meden yakıp kavurardardır. însanlığuı de- rin anlamını bilmeyen. onu yok sayan, gör- mezden gelen zorba, Irak'ta tam bir boz- guna uğramışör, belkı de yaşamında ilk kez karşılaştığı insanlık karşısında şaşlon- dır, anlamakta zorlanmaktadır, çünkü, "o" bunu çoktan yitirmiştir... Ch'sa aylar önce- sindentüm hesaplar en ince a>nnQsına ka- dar \3pıimıştır,arna budenkterndeen önem- h'bilinme>«n unutulmuştur: tnsanhk-. Tıp- kı, Mustafa Kemal'in askeriyle Çanakka- le'de savaşanlann unuttuğu gibi... Insankğmıçoktanyitinnişzorba daha şid- detti, daha acımasız saküracaktır: Irak'ta zorba can çekişmektedir, ama can çekişen zorbahgı değiL zorbahğuun içinde kahiuş insanhk kırıntısıdır- Zorba daha vahşi sal- dıracak ve kendı içinde kalan insanlık kı- nnnsı kendi ellerinde can verecektir. İnsan- lığı böylesine reddeden zorba, tarihın in- sansal değerlerden yoksunlar bataklığına kendi kendini gömecektir.. tarih bu batak- lığa gömülmüş zorbalann öyküleri ile do- ludur. Kana bulanmış o topraklarda güller yi- ne açacaktır: Kanla sulanmış güller. buruk kokulu güller... İnsanlık yaşadıkça güller hep açacaktır. (1) Cari Von Clausewitz, Savaş Üzeri- ne, Çeviri; Şiar Yalçın, Spartaküs Yayın- lan, htanbul, Ikinci Basım, 1997. Musul Petrolleri... Aydin OLGUN AraşUrmaa S on günlerde ABD-Irak Savaşı nede- niyle adından çokça söz edilen ve zengin petrol yataklan ve üretimi yü- zünden ABD ile Almanya. Fransa ve Bel- çika'yı daha doğrusu AB'yi karşı karşıya getiren Musul, aslında bir Türk > r urdudur. Osmanlı dönemınde birvılayet olarak yö- netılen MusuTun merkezi Kerkük'tür. Mu- sul'da halen çoğunluğu Kerkük ve çevre- sınde olmak üzere, beş yüz bine yakın Türk yaşamaktadır. 1534'teYavTizSutenSdintarafındanOs- manlı devletine katılan ve o tarihe kadar Iran'ın egemenliğınde olan Musul. 1918'de 1. Dünya Savaşı sonunda İngiliz ışgali ile anavatandan kopanldı. Ancak bu tarihten sonra Türkiye, uzun süre MusuTdaki İngiliz işgahni onaylama- dL Bu konudaki uyıışmazhk 1926 yıhna kadar arahksız devam etti. Musul. Lozan Konferansı'nda da anlaş- mazlık konusu oldu. Türkiye konferansta Musul'un "Misak-ı Miffi" sınırlan içinde olduğunu savundu. Ingiltere ise bir türlü Musul 'daki zengin petrol yataklanni bı- rakmaya yanaşmadı. Sonuç olarak Lozan Konferansfnda sorunun iki taraf arasında dokuz ayhk bır süreç içinde bir çözüme ulaş- tınhnası hükme bağlandı. Bundan sonra uzun bır müzakere ve gö- rüşme süreci başladı Taraflann 1924baş- lannda Istanbul'da yaptıklan toplantılann bir sonuca ulaşmaması üzerine sorun. Ce- nevredeki "MiDetler Cemiyeti"ne götü- rüldü. Milletler Cemıyetrndekı müzake- relerde Türk tezını Femi Okyar, İngiliz te- zini ise Lord Curzon saviındu. Lord Cur- zon zaman zaman Türkiye 'yı yenı bir sa- vaşla tehdit etti. Türkıye bu tehditlere pa- buç bırakmadı, müzakereler uzadı. Sonun- da çetin tartışmalardan sonra Milletler Ce- miyeti 29 Ekim 1924'te yaptığı toplantı- da iki taraf arasında geçıcı bır sınır belir- ledi. Türkiye ıtiraz etti. Tekrar komisyr on- lar kuruldu, tüm Avrupa ülkeleri Türki- ye'ye ağır baskılar yaptılar. tş. Türkiye' nin CenevTedeki temsilcisini geri çekmesine kadar vardı. Bu arada, ağır ekonomik ve siyasi baskılardan bunalan ve tüm gayre- tini ülke kalkınmasına veren Türkiye. ye- ni bir dünya savaşma neden olmamak için Musul konusundakı Milletler Cemiyetı ka- ranna uymak zorunda kaldı. Başbakan ts- met Paşa, Milletler Cemiyeti tarafından haznianan anlaşma şartlanna "Türki- ye"nin dünya barnnda yeni > aralar açma- mak için ran olduğunu" bildirdi Milletler Cemiyeti tarafından hazuia- nan anlaşmaya göre Türkiye, Musul'da 25 yıl süre ile İngiliz mandasını kabul etti. Ingiltere de sınırda Türkiye lehıne bazı dü- zeltmeleri onayladı. Bu arada, Ingiltere'nin Türkiye'ye 25 yıl süre ile Musul petrolle- rinden yüzde 10 oranında pay vermesi de hükme bağlandı. Türkiye bu payı bir süre aldı ancak daha sonra üİke ekonomısinde- kı dar dunım nedeni ile peşin 500 bin İn- giliz Sterlini karşılığında bu haktan vazgeç- ti! Türkiye'nin Musul konusundakı anlaş- mayn kabulü ve yüzde 10 petrol hakkın- dan vazgeçişi uzun tartışmalara neden ol- muştur. Ashnda Türkiye'nin bu hakh da- vasmdan \azgecisinin tek nedeninin, ülke- nin tstildal Savaşı'nm perişanhğı \e fakir- liği içinde buhınması olduğu açıkür. Bü- yükönder Atatürk'ün yönetiminde büyük bir kalkınma savaşına girişen Türkiye'nin Musul nedeni ile başta Ingiltere olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri ile mücadele etmesinin olanaksızhğı da tarihibir gerçek- tır. Ingiltere ve onu destekleyen Avrupa ülkelerinin ağır baskılannı da unutmamak gerekir. Tıpkı günümüzde AB ülkelerinin Türkiye'ye karşı takındıklan uzlaşmaz ta- \TT gibi... Bilindiği gibi; Ingiltere'nin Mu- sul'daki zoraki mandası, Irak ordusunun 1958'de yaptığı Kral Hüseyin'in öldürül- mesi ve krallık rejiminin devrilmesıyle so- nuçlanan askeri darbe ile sona ermişrir. Türkiye bu tarihe kadar ve sonra, Mu- sul Türkleri ile olan ilişkilerini hiç kesme- miş: zaman zaman Türk toplumunu Kürt- lere ve Araplara karşı savunmuş, ekono- mik ve sosyal kalkrnmalan için yardrm et- miş. güvenliklerini de özel önlernlerle ko- rumuştur. Türkiye, günümüzde de olası gelişmeleri hesaba katarak Musul ve Ker- kük'te yaşayan Türklerin, Irak'ın yöneti- minde söz sahibi olmalan için faaliyetle- rim arahksız sürdürmektedir. Türkiye bu arada, Musul Türklerine karşı olası bir Kürt saldmsı için de bölgede gerekli as- keri önlemlen almayı ve Türk toplumunu organize etmeyi ihmal etmemiş, gerek Bar- zani ve gerekse Talabani bu konuda şid- detle uyanlmışlardır, uyanlmaktadn"lar. Sonuç olarak ABD'nin Irak'a Saddam rejiminden çok dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yüzde 10'unu içeren Musul pet- rolleri için saldırdığı açıktır. ABD'nin Irak'la hesaplaşmasının temel nedeninin ekonomik olduğunu herkes biliyor. Hedef kalıteh Musul petrolünün üretimini ele ge- çirmektir. PENCERE •••Sonun Başlangıcı Irak'a saldıranlarAmerikalı Bush ile İngiliz Bla- ir değil mi!.. Peki, bu iki saldırganın askeri niçin "Koalisyon Güçleri" diye vurgulanıyor?.. Propaganda savaşının oltasına takılanlar, bu numarayıyiyorlar... "Koalisyon Güçleri" imiş.. Ne koalisyonu?.. • Geçenlerdeyazmıştım, 'Angle' sözcüğü Frenk- çe'de 'İngiliz'demektir, 'Anglo' Ingilizcekonuşan Amerikalıyı ötekilerden ayınr, Irak'ta kanlı saldın- yı yürütüp kirli savaşa bulananlar da "Koalisyon Güçleri" değil, Angloamerikan askeridir. Angloamerikan'ın özelliği nedir?.. Bu takımın tarihsel mirasında dünya halkları küçükgörülür, dünyayı sömürmek dogal sayılır... • Hitler'in 'üstün ırk' kuramı Angloamerikan'ın bi- linçaltına işlemiştir... Bush'a bakın, neler düşünüyor, neler yapıyor, Başkan dünyaya 'Yeni Nizam' verecek... Bush yeni bir 'Führer'].. Batı uygariığının dünyaya bakışında Hitlercili- ğin tohumları eksik degildir; içerde kendi "uygar" halkına demokrasiyi yakıştıran, ama, dışa dönük yüzünde "sömürge halkları "na köleliği öngören bu ikilemli bütünlüğün son meydan okuması bel- ki de Bush ile noktalanacak... Bush, Irak'ta askeri başan kazansa bile, bu "sonun başlangıcrö\r. • Hitler Almanya'da "Führer" olduğu zaman al- kışlarta karşılandı... Avrupa uygariığının çekitaşı idi Almanya; Be- ethoven, Goethe, Schiller, Wagner, Schumann, Kant ve daha niceleriyle insanlığın hayranlığını ka- zanmış değeriere sahipti; ama Almanlar faşizme sürüklendiler... Amerika bugün bir yandan dünyanın hayranlı- ğını üstüne çekerken, öte yandan yoksul halklar üstündeki egemenlik güdüsünün faşizmine sü- rükleniyor... Hitler'in 'Yeni Nizam'ma benzeyen bir 'Yeni Dü- zen'dir Bush'un amacı... 'Yeni Führer' banşı kundakladı. ABD'nin içindeki güçlerin konuşlanması da Bush ve takımına dur diyemiyor; bu ne biçim de- mokrasidir ki kendi içinde savaş felsefesini yeğ- leyip dışa dönük yüzünde sömüreceği ülkeye de- mokrasiyi getireceğini iddia ederek çılgınlığa sü- rükleniyor. • Sömürülen, doğaldır ki, sömürenden geridir.. Hep öyle oldu.. Tarihte ve bugün dönüşüm böyle işliyor, Batı'da Aydınlanma Devrimi'yte demokrasinin temelleri atı- lırken Avrupa devletleri yerküreyi sömürgeleşti- riyorlardı; ABD'nin Yeni Dünya Düzeni bu bakım- dan pek farklı değil... Peki fark nerede?.. Irak'ın direnişinde!.. Iraklı, Amerikan saldınsı karşısında mazlumla- şıyor; Amerika zalimleşiyor; bu gidişle Bush'un tutumu Saddam'ı yüceltecek... • Yinelemekte yarar var: Bush, Irak'ı işgal etse bile, bu ancak 'sonun baş- langıcı' olabilir. BAŞSAĞLIĞI Vastaş Firmasfnın çalışanlanndan, değerii arkadaşımız OSMAN ERGİNe Allahtan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. DOĞA ENERJİ ÜRETİM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. KOOP-C'DEN DUYURU 11-13 Nisan 2003 tarihlerinde ÇANAKKALE-ASSOS (Assos ören Yeri, Truva ören Yeri, Abide, Şehitlikler ve Namık Kemal'in mezannı ziyaret) kültür turundayız. • • • OTEL İRİS 2 Gece 3 Gûn Yanm Pansiyon İki kişilik odada kişi başı: 140.000.000.-TL Tek kişilik oda: 160.000.000.-TL Çocuk: 115.000.000.-TL Daha geniş bilgi için lütfen aşağdakı numaralar arayınız. Tel: (0212) 520 21 91 - 92 Faks: 520 50 23 E-mail: Cumhuriyetia cumhuriyetmahallesi.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear