22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
«NİSAN20C3SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(âcumhuriyet.com.tr 15 C 1 Gülseren Engin, Cehennemde Bir Ada'da dört küçüğün gözüyle savaşın acılannı anlatıyor asus dünyanın çocıMarı azarın romanda vurguladığı, savaşa girümese bile biryerlerde savaş varsa bundan etkilenrnenin kaçınılmaz olduğu. Hele bu savaş yanıbaşımızda oluyorsa... Ve savaşın acılannı, en çok çocukların bir de kadınların çektiği. OAMZEAKDEMİR 2. Dünya Savaşı'nın ılk aylan... Giderek cehennem ateşıne dönen ve dünyayayajılmayabaşlayan savaş... B u ateşten denızin ortasında savaş dı- şında kalmayı başarmış bir küçük barış adası Tüıkiye ve göç yollannın kesıştiğı noktada sakin bir liman Is- tanbul... Nazilerden kaçınlan Polon- ya altınlan... Casuslar... Göçler ve parçalanan aileler.. Dört çocuğun gö- züyle savaş ve savaşın acılan... Tamah ediş, değer bihş, lokma sa- yış, yol bekleyiş, gözleyiş... Çocuk yüreklere pek erken giren endişe ve korkunun yol açtığı kaygılı gelecek betımlemeleri... Yaşam muhasebe- si, olgunlaşma. çocuk-adam olma... Gülseren Engin'ın Remzi Kitabe- vi'nden çıkan Cehennemde Bir Ada adlı romanını, yanı sa\aşın, savaşı- mın çocuklannı betimlîyor. Yaşamın casus boyutu Gülseren Engin 1 m romanda üze- rinde durarak anlatmak istediği, sa- vaşa gmlmese bıle dünyanın bir ye- rinde savaş varsa bundan etkilenme- nin kaçınılmaz olduğu. Hele bu sa- vaş yanıbaşımızda oluyorsa... Ve sa- vaşın acılannı. en çok ve özellikle, çocukluklannı yaşayamadan büyü- mek zorunda kalan çocuklann -üs- telik bin dışında hiçbiri ateş hattın- da yaşayan çocuklar değıl- bir de ka- dmlann çektiği... Kitaptakı dönemleryaşamın casus boyutu sankı. Anneler, babalar, çocuk- lar casusçuluk oynuyor!.. Dünya ca- susçuluk oynuyor!.. Herkes her şey- den, bırbirinden korkuyor. kimse kım- seye güvenmiyor. Yazar savaşlarda bozulan insan ve toplum psikolojisı- ne de dikkat çekiyor yapıtında; bil- dik söylemin, geleneksel hamasetin çok dışuıda bir yaklaşımla. "Normal yaşamın başhca amacı yaşamak; yam sıra yaşatmak, üret- mek, yaşanu güzellemektir. Oysa sa- vaşm amacı karşı tarafi yok etaıek- tir. Savaştaki insanın birincfl amacı, ateşhatOndaolsun,gerisinde obun sa- dece hayatta kalmakür. Cephede as- ker hayatta kafanakiçin öMürür. Cep- he gerisindeki insanlar hayatta kala- bilmek için her >ola başvururiar. Ha- yatta kalabilmenin koşuluysa düş- manı yenmektir. Casusluk da düşmaıu yenmek için savaşmanın bir yolu değil mi? Bu yüz- den kadınlar olsun, çocuklar olsun, istemeseler bik kendikrini bu sava- şın içinde, onun bir parçası olarak bulur ve gerekeni yaparlar. Kitapta- ki Eva'nın casusluk yapmasuun ne- deni de, ailesinin ve kocasuun öcünü almaktançok,çocuklannı yaşatmak- b." savaşların hepslne Rarşı Yazann romanda çocuklann gö- züyle savaşı anlatışının nedeni onla- nn masumiyeti. "Masumiyet kaybv- nın en uç noktasıdır" dediği savaşın yarattıgı bu çelişkiyi vurgulamak için henüz saf ve günahsız olan çocukla- n roman kahramanı olarak alıp vah- şeti onların gözüyle anlarmayı de- nemiş. Dediği gıbi çocuklar için dünya henüz sevgınin ve dostlukların dün- yasıdır. Bu nedenle de başlangıçta ro- mandaki çocuklann savaşı bir oyun gıbi görmeleri ve casusçuluk oyna- malan doğaldır. Ancak... Onlar da sa- vaşın bır oyun olmadığını çok acı deneylerle öğrenırler. "Gerekçesi toprak da olsa, petrol deoka,n-kçılıkda otsasavaşlann hep- smin karşBmdayım'' diyen yazar, Ce- hennemde Bır Ada'yı 'savaşa hayır' dıye haykırdığı bir roman olarak m- teliyor sözlerini bitirirken. Roman yazmayı sevdim Cehennemde Bir Ada, Gülseren Engin" in ılk romanı. Engin'in uzun yıllar öykü yazmasının nedeni öyküyü gerçekten sevmesi ve yazma sürecinin daha kısa olması. Hekim olduğu için yazmaya ayırabildıği zamanın kısıthhğı da etken olmuş ve bu nedenle ilk romanını yazmaya emekli olduktan sonra başlamış. Araştirmaya dayah roman yazmayı sevmesi de, araştırmacı-hekiın olmasından dolayı belki. "Roman aynnüdnf diyor, özellikle tarihsel olaylan konu alan romanlarda daha geniş araştırma gerektiğini belirterek. Bu nedenle romanı yazmaya başlamadan önce, bilimsel tarih ve siyaset kitaplannın yanı sira o dönemi ve o dönemin tstanbul'unu anlatan pek çok kitap okumuş. Bu süre içinde, aynı zamanda savaş yülannın gazete arşivlennı taramış, Varşova'ya gidip romanda geçen yerleri tanımaya çahşmış, derken yine Varşova ve Polonya'ya ilişkin, savaşı da anlatan kıtaplan elden geçırmiş. Engin'in romanı bitirdikten sonra duyumsadıysa, roman yazmayı da öykü yazmak kadar sevdiği olmuş. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE Rıfat Hgaz 'ın anısına saygıyla Kültür Servisi - Usta şair Rıfat Dgaz'ın 10. ölüm yıldönümünün anısına Çınar Yaymlan bütün şiirlerini kapsayan bir kitap yayımladı. Şaırin oğlu Aydın Ilgaz tarafından yayına hazırlanan kitap Bütün Şiirleri 1927 -1991 adını taşıyor. Kitap, Ilgaz'ın 6 Temmuz 1927 yılında yazdığı ve ilk şiiri olma özelliği taşıdığı Sevgflimin Mezannda şıiriyle başlayıp kendı el yazısıyla 1991 yılında yazdığı son 'Son Şnrim'le bitiyor. Kitapta ustanın bütün şiirlerinin yanı sıra, anılanyla birlikte aktanlmış kronolojik yaşamöyküsü ve şimdiye dek yayımlanmış şiir kitaplan hakkında çıkan görüşler de bulunuyor. Attilâ llhan ın Rıfat Ilgaz'ı "Fedailer Mangası'nm demirbaşı" diye nitelendırdiği Anny ve Sibel Öztürk'ün fotoğraf ve mekân düzenlemesinden oluşan sergileri Galerist'te Olmak istediğinyer neresi? ffifatlipz Hittiiıı Şiirleri 1927-1991 f yazısından, Sabahattin An", Şükran KurdakuL, Orhan KemaL, BehkeBoran, PertevNaöi Boratav, Ahmet Ada,Hasan tzzettin Dinamo, RefıkDurbaş, Sennur Sezer, TuncaAslan, Oktav Akbal, NâaınHikmet,MemetFuat veDoğan Hnlan'ın şairden söz ettikleri övgü dolu yazılar da bu çahşmanın içinde yer alıyor. Server Tanilü kitabın önsözünde büyük ustayı şu sözlerle tanımhyor."tşte Yarenlik'le (1943) başlayan, sonra Sınıf (1944), Devam (1953) ve arkasından gelen kitaplannda sûren; her menzilde kendini aşan; toplumun olduğu kadar sanaûn da nabzmı tutup özde ve biçimde en yeni açıbmlara kadar ideyerek özümseyen bir şiir serüveninin bUançosu! Çekinmeden söylemeh" de: Nâzun Kıkmet'in arkasından, Türkiye'de 'însan Manzaralan" nı Rıfat Hgaz'dan daha hünerli sürdüren ve zenginleştiren bir başka şair çıkmadı, diyebiBriz." Kitapta gazetemız çizerlerinden Semih Toroyun da bir çizimi yer ahyor. OZLEM ALTUTSOK Anny ve Sibel Öztürk, Alman- ' ya'da yaşayan yeni kuşak genç, sa- 1 natçılanmızdan. Biz onlan geçen • aylarda Dinmarfta açılan kar- \ ma sergiyle tanıyoruz az çok. i Türkiye'dekı ilk kişisel sergi- i leri'... olmak istediğim yere gö- tür ...'ise şu sıralar Galerist'te sergıleniyor. Bvr mekân düzenlemesine dö- nüşmüş sergınin teması farklı i kadın kimliklerinin kurgusal fo- ı toğraflan üzerine kurulu. Fotoğ- ! raflannda kadın fıgürü üzerinden algıyı, rolleri ve rollenn değişi- mim, mekân düzenlemesiyle bü- i tünleştırerek sunan ikıh, kendi- lerini 'ayıudünyada.aynımasal- larla bü>ümüş farkh insanlar' olarak tanımhyorlar. Mesela bir ameliyathanede görüntüleyecekleri kadını, biri- sı hasta, diğeri doktor olarak gö- rebihyor. tki sanatçının aynı mal- zemeyi, farklı kurgularla bu^ ara- da sunması ya da bütünleşnrme- si olarak tarumlanabilir işleri. Farklı klmllklerde kadın Yaptıklan çalışmalann ıçeri- gme baktığunız zaman da aynı çizgiyi görüyoruz. Kadına -kı şimdiye kadar sadece kadm fo- toğraflan çekmişler, bu sergide- ki tek erkek fıgürünü de cinsiyet- siz olarak değerlendiriyorlar- bi- çilen rolleri, farklı konumlarda görüntüledikleri kadm kimlikle- riyle ikilik yaratarak sorguluyoT- ~ lar. Altı bölümden oluşan sergi, masalla gerçe- ği, geçmişle şimdiyi, yaşanmışla kurguyu, genelle özeli, iç içe değil yan yana sunuyor. Her şey Kırmızı Başlıkh Kız'la başlamış bu sergi için, 'çocukluklannın mekânlanna dön- me isteği', 'kendi çocukluklannın ormanon' bulmalannı sağlamış. O ormanda bugün de, masal da, geçmiş de, gelecek de, gerçek de var. 'Kırmızı Başhkh KE'I, orman perileri, Op- helia, Japon mu, Çinli mı, Koreli mi olduğu- nu anlayamadığımız bir kadm, bugünün sı- kıntılı, kaygılı modern kadını izlemiş sonra- sında. Ayn odalarda, ayn düzenlemelerde, bil- diğimiz, bir yerlerden tanıdığımız kadın fi- gürleri bizi karşılayan. Galerist'in ofisi, şeffaflığın simgesi bu kez. Jan Schmidt'in duvardaki cam düzenlemesı eş- liğindeki ilk fotoğraf, modern bir Havva ya da FotografcVTDAT ARDC er şey Kırmızı Başhkh Kız 'la başlamış bu sergi için. Anny ve Sibel Öztürk 'ün 'çocukluklannın mekânlanna dönme isteği', 'kendi çocukluklannın ormanını' bulmalannı sağlamış. O ormanda bugün de, masal da, geçmiş de, gelecek de, gerçek de var. bir rönesans nü'sü gibi. Diğer bir oda, kimlik karmaşası yaratılmış bir kadın üzerine kurulu: Koreli bir kadın, Ja- pon aksesuarlan ve mekân düzenlemesi için- de geleneksel Çin kıyafetleriyle ayağı, üzerin- de 'ben bir Koretiyim' yazan bir kutuya daya- lı şekilde fotoğraflanmış. Görülenle olanın benzerliği, izleyiciyi şaşır- tarak, kimliğe yüklenen imge karmaşasıyla ironik bir şekilde gözler önüne senhyor bu odada. Kurt olmayı göze almak Ana mekânı kaplayan çam ağaçlan ve top- rak kokusu, izleyiciyi masal diyanna taşıyor taşımasına ama, 'Kırmızı Başhkh Kız'ı görür görmez, kurt olmayı da göze almak koşuluy- la. Kurt oluvenyorsunuz çünkü, savunmasız bir şekilde ormanda dolaşan 'Kırmızı Bastık- hKız'ı ızlerken. Kâh eteğı hafif sıynlmışyer- de otururken. kâh sepetiyle masumca dolaşır- ken, kâh kurt kıhğuıda bir erkeğin bakışlan al- tında gezinirken ormanda. Anny ve Sibel Öztürk, mizahi bir yaklaşım- la gerçekle masalı ıç içe geçiriyor, gördükle- rini dinledüderiyle birleştinp anlatıyorlar. Jan Schmidt'in yer düzenlemesiyle önüne set çe- kilmiş odada, uzaktan bakıyoruz güzel Mo- na'ya. O, dokunulmaz, hassas bir karakter çünkü, yerdeki camlann kınlganlığı kadar. Galerist'in balkonuna konumlanmışkadın ise bir balkondan uzaklara bakıyor, pek de oraya ait olmadan. Sergi düzenlemesinin bütünü, masal ve gü- nümüz kadınlan üzennden bir zıtlık yaratır- ken, en çarpıcı olanı ise iromyle olabılirliğin bir arada verilmesiyle sağlıyor. (Sergi 4 Nisan 'a kadar Galerist'te. 0 212 233 62 68) HaypoJa Karyola' • Kültür Servisi - Ferhan Şensoy'un yazdığı 'Hayrola Karyola' adlı oyun her sah saat 20.30'da Muammer Karaca Tiyatrosu'nda sahnelenıyor. îki farklı karakterin öyküsünün anlatıldığı oyunda başhca rolleri Metin Zakoğlu, Tuncay Bayezıt. Hale Yedıer, Gülderen Gerali paylaşıyor. Oyun, 1986 yılında Ortaoyuncular tarafından kapalı gişe oynamıştı. (0 216 454 15 55) Ali Poyrazoğlu sanat hattasmda • Kültür Servisi - Eyüboğlu Eğitım Kurumlan'nın düzenledikleri 5. Sanat Haftası'nın 4 Nisanda gerçekleştuilecek açılış gecesinde Ali Poyrazoğlu 'Ödünç Yaşamlar' adh tek kişilik oyununu sahneleyecek. Etkınlik kapsamında: Prof. Devrim Erbil'ın 'Sanat Yaşamla Bütünleşir' başlıklı diah konuşması, Doç. Gürbüz Ekşıoğlu'nun dia gösterisi, Kent Orkestrasrnın popüler müzik dinletisi, Okullararası Aktif Resim Yanşması ve Uygulamalı Veli-Öğrenci Sanat çalışmalan yer alacak. 5 Nisan Cumartesi günü yönetmenliğini Haldun Dormen'in yaptığı 'Müzikatlere Devam" müzikaliyle sona erecek 5. Sanat Haftası, 4-26 Nisan tarihlen arasında 23 sanatçıyı ve eserlerini bir araya getiren Özgün Baskı Sanatçılan Sergisı'ne de ev sahiphğı yapacak. Sergi pazar hariç her gün 10.00 - 18.00 saatleri arasmda ziyaret edilebilecek. Aynca Sanat Haftası süresmce sanat kıtaplan, sanat malzemeleri satış ve tanıtım standlan da açık olacak. (0 216 443 01 06) Martin Sheen'den protesto • LOS ANGELES (AA) - Oyuncu Martin Sheen, katıldığı gösteride, üzerinde banş yazan bir bandı ağzına yapıştırarak savaşı protesto etti. Los Angeles'ta Irak savaşına karşı yapılan sessız gösteride, büyük bir haç taşıyan Sheen, daha önce de ABD Başkanı George Bush'a protesto mekrubu gönderen 100 ünlü kişi arasında yer almıştı. Bir şehir âşığından izlenimlep • Kültür Servfei - Şansın Tüzünün Havanalı Isa adlı kıtabı Cumhuriyet Kitaplan'ndan çıktı. Kıtabının önsözünde de belirttiği gibi bır şehir âşığı Şansın Tüzün. Yazdığı ya da yazamadığı tüm şehirlerden, kültürlerinden, değerlerinden, şehrin insanda bıraktıgı hoş tortulardan sevgiyle bahsediyor yazar. Bır gönül gezgını olarak nereye giderse gıtsin her zaman büyük aşkı olarak kalacak tek şehri içinse tek bır sözü var: "Daıma haremmdeyım Istanbul..." Dünyada bızı bekleyen ne kadar şehir olduğunu düşününce elinde olmadan tuhaf bır heyecana kapvldığını belırten Tüzün, 'Havanalı tsa'da okuyuculann da bu duygulan kendisıyle paylaşacaeına manıyor. (0 212 514 01 96) Yaşam ve tiyatro söyleşisi • tZMİR (AA) - Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde dramatik yazarlık dersleri veren ve îzmir Devlet Tiyatrosu'nda drarnaturg olarak görev yapan Haluk Işık, Özel Tevfik Fikret Lisesi 3. Kültür ve Sanat Şenliği çerçevesinde konferans verdi. însanlığm, bilimin yol gösterici ışığının yam sıra sanatın da yol göstericiliğine ihtiyacı olduğunu belirten Işık, sanatın aynı zamanda eylem aracı olduğunu söyledi. Öğrencüerden 'çek defteri surath kişiler' olmamalannı isteyen Işık, şöyle konuştu: "însanhğı bugün savaş belasıyla karşı karşıya getirenlerın gözlerine baktığmızda, şiirsizliği, sanatsızhğı göreceksiniz. Ben ABD Başkanı Bush'un, iki şiiri ezbere okuyamayacağmı düşünüyorum. Aynı şey Saddam Hüseyin için de geçerli olabilir. Eğer sanattan biraz nasiplerini alsalardı, dünyayı bu duruma getirmezlerdi." Bondhıpscoluyop • Küttür Servisi - Ünlü James Bond oyuncusu Pierce Brosnan, 'After the Sunset' adlı filmde bir hırsızı oynayacak. En büyük köşe dönüşünün ardından yepyeni bir hırsızlık için kollan sıvayan karâkter, bir FBI ajanının işe kanşmasıyla kedi fare oyununa başlamış olarak buluyor kendisini. Brosnan' ın sonraki fihniyse 'Lavvs Of Attraction' admı taşıyacak. BUGUN • ENKA ODtTORYUMlTnda 20 OO'de Sadri Ahşık Tiyatrosu'nun 'Boeing Boeing' adh oyunu. (0 212 276 22 98) • AKM'de 20.00'de İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nden 'Don Gkn'anni' operası. (0 212 251 56 00) • NARDİS'te 21 30da Countr> BiDy & TheKids konseri. (0 212 244 63 27) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 20. OO'de Sunay Akm'ın 'Dumhıpmar Denizarası'nuı Battşnun 50. Yddönümü' konulu Sanat Güncesi. (0 212 252 35 00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear