23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 MART 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Bektrorak postsc derazsom#cumhuriyetcom.tr Teh 0.212,512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97 - Başbakan, Ulusa Sesleniş'te IMFye söz vermiş... "Uluslararası Yakanş!" Çocuklar Televizyonlarda ^ şiddet içeren : görüntülerin çocuklara izlettirilmesi sakıncalıdır. Bu tür görüntüler ekrana geldiğinde "çocuklara izlettirmeyin" uyansının yapılması gerekir... Peki Amerika'nın Irak'a saldınsını ne yapacağız? Irak'ta patiayan bombalardan, alev toplanndan, öldürülen, yaralanan insanlardan, ABO'nin "dehşet ve korku operasyonu"ndan çocuklan nasıl uzak tutacağız? Bir yanda Irak'ta çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölüyor, yaralanıyor öte yanda ekrana gözü takılan milyonlarca çocuğun yüreğinde derin yaralar açılıyor. Çevrenize bir bakın; savaş çocuklann ruyalanna kadar giriyor. ABD'nin, geleceğin büyüklerine de vereceği çok hesabı var! Boykot Akif Kökçe: "Amerikan malları boykot ediliyor. Amerikan malı siyasetçi ve gazetecileri de ihmal etmeyelim!" B oğaziçi Üniversitesi Inşaat Mühendisliği dör- düncü sınıf oğrencisi Atalay Kendir. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in sütten 1 çıkmış ak kaşık olmadığını özellikle vurgu- ladıktan sonra "Bunlan biliyor muydunuz?" diyor: "1991 Körfez Savaşı öncesi, Irak'ta halkın yüzde 95'i hastane ve ilaç gibi sağlık hizmetlerinden ve eği- tim hizmetlerinden ücretsiz yararlanır; Irak halkının yüzde 9O'ı üniversite mezunuyken... Yine Birinci Körfez Savaşı Irak'ta bebek ölümleri oranı Türkiye dahil Ortadoğu'daki tüm ülkelere göre en düşük düzeydeyken... Şimdi bebek ölümleri, oran olmaktan çıktı ve yılda 300 bin bebek ölüyor... 1991 'deki savaştan sonra ölen bebek sayısının ya- ndan fazlası Amerika'nın kullandığı düşük yoğunluk- lu uranyum içeren bombalann etkisinden oldu. Daha fazlası, kalıcı hastalıklara maruz kaldı ve dü- şük radyasyonlu bombalardan hastalıklara 'Körfez Küçiik NeronSavaşı Sendromu' diye isim bile kondu!" Genç lletişim Grubu'ndan Funda Ozan: "Bir kitap okumuştum Roma'yı anlatan. Roma dünyayı yöneten bir imparatoriuğun başşeh- ri. Ve ne yazık ki Roma'yı yöneten de bir deli. Yok as- lında çağdaşlanndan az da olsa farkı vardı Neron'un. Kraker yerken boğulmuyordu. Sanat aşkıyla yanı- yordu Neron. Şair sanıyordu kendini. Sanatıyla dün- yayı zarafete boğmak istiyordu. Tutturuyordu bir gün 'Birşehiryakacağım. Karşısına geçip şiiryazacağım. Şiirimin güzelliği yüzyıllarca söylenecek' diye. Asker- lerine emir verdi 'Yakın Roma'yı. Yandı şehir, insanlar da yandı. Yanmayanlar da dumanda boğuldu. Çok üzülmüştü ama daha da çok üzülmesi gereki- yordu. O bir sanatçıydı. Şehre girdiğinde yüzündeki ifadeye herkes hayran olmalıydı. Şehri yanan bir hü- kümdar. Payitahtı yanan bir bahtsız. Dersler aldı ak- törlerden. Elini alnına koymalıydı, ağlamalıydı, haykır- malıydı acısını; 'Ey Roma sana ne oldu böyle' diye. Ey Neron, zavallı küçük Neron. önce yaktı, sonra ağladı şehrine. Neron o şiirini hiç yazamadı. Kendi kı- lıcını kendi boğazına sapladı bir gün korkuyla kaçar- ken. Ve öldü. Hiç duymadım o kendini usta şair sa- nan Neron'un bir şiirini. Arenada aslanlara attığı za- vallı çocuklar, anneler, babalar; yaktığı insanlar tarih yapraklannda hâlâ oysa. Bugün zavallı küçük Ne- ron'un bir çağdaşı sahnede. Bu defa şiir için değil, adalet için sahne alıyor. Ağ- lıyor üzülüyor Irak halkı için. Belki çağdaş Neron da ünlü aktörlerden ders alıyor. Zavallı küçük çağdaş Neron. Tarih acaba seni nasıl yazacak? Neron'u anne katili diye yazıyor. Sana hangi sıfatı yakıştıracak? Ben ne dehşetine, ne de zavallılığına ya- kışır bir sıfat bulamadım." •4 SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuftı yahoo.com Amerikan yapımı yaşam adh filme 10 dakika savaş arası verilmiştir! Amerika'nın uluslararası hukuk kavramı Uluslararası hukuku hiçe sayarak I- rak'a saldıran Amerika, dünyanın en es- ki savaş kurallanndan biri olan "beyaz bayrak çekene saldınlmaz" kuralını da çiğniyor... Siperde beyaz bayrak sallayan Irak askerieri... Amerikan as- kerleri, cesetlerin başına geçip poz ve- riyor... Amerika sayesinde savaşın bile "ahlak"ı kalmıyor... Ama aynı Amerika, esir düşen Amerikan askerierinin tele- vizyondan gösterilmesini istemiyor... Amerika, Cenevre Sözleşmesi'nin esirierin teşhirini yasakladığını söyle- yebiliyor... Şu işe bakın; Amerika, uluslararası hukuku ancak zorda kaldı- ğı zaman anımsıyor! Bu da bir gelişme! Kaptanın geleceği Bush'a kamarotluk! Istanbul'dan Ahmet Mete Apak: "Kaptanı deryamız ulusa seslendi! Sah- ne güzel tertip eylenmiş. Jilet gibi giyin- miş bir kaptan, arkada güzel Atamızın resmi asılı. Yani 'ben herkese sesleni- yorum' demek istiyor. Kusura bakma- sın banaseslenemedi. Ben şunu biliyo- rum. Bu kaptan maptan değil hatta mi- ço bile olmaz. Ona kaptan diyoriarsa benim adım da George W. Bush. Bush demişken bundan dek, kaptan efendi bakalım gelecek günlerde Bush'tan nasibini nasıl alacak? Okkalı mı alacak yoksa kallavi mi alacak? Ha- ni dedesi bir zamanlar kartal iken 'kan- h mı olacak, kansız mı' demişti ya iste onun gibi. Bana göre kaptanın akıbeti Bush'a kamarotluk yapmak olacak!" ABD'nin En Büyük Düşmanı: Kendi! Prof.Dr.TURKKAYA ATAÖV Amerikan yönetimi uyuş- madığı rejimleri çökertmek is- terken daha fazla muhalif ka- zanıyor. Irak'a askeri müdaha- lede direnmesi müttefikleri Fransa ve Almanya ile (komü- nizmi terk etmiş) Rusya'yı bi- le karşısına dikti, NATO ve AB halklan aylardır sokaklara dö- külüyor. Irak harekâtına tek katılan Blair'in ülkesinde tari- hinin en büyük halk gösterisi oldu; kabine dağılma tehlike- siyle karşı karşıya. Ortado- ğu'da ve Üçüncü Dünya'da halk kesimleri sokaklarda. I- rak'a saldırıya onay verecek Arap iktidarı sallanıyor de- mektir. Türkiye'de ABD ba- ğımlısı AKP bile "tezkere"y\ ilk hamlede çıkaramadı. Amerikan yönetimi, kendi sistemine "düşmanlık" olarak gördüğü bu muhalefeti anla- makta zorluk çekiyor. Evet, Amerika'nın düşmanı var. En büyük düşmanı da kendi! ABD'ye göre, Irak BM karar- larına hemen, büyük bir işti- yakla ve gereği gibi uymamış! Derhal bombalanmalı, denet- çi Blix ve Güvenlik Kurulu o görüşte olmasa da. Dahası, kendine ilişkin yüzlerce kara- ra uymayan Israil'dir. Blix I- rak'ın nükleer silahlara sahip olduğuna ilişkin tek bir kanıt vermedi. Ortadoğu'daki nük- leer devlet ise Israil'dir. Ingiliz televizyonlarında bile, ABD'nin "Bana karşı çıkana saldırır, işgal ederim" eleştiri- si yapılıyor. Neden? Bu ülke, Ortado- ğu'da ve başka yerierde, çe- şitli hedeflere jeopolitik ko- numları ve petrol gibi doğal zenginliklerine el koymak için, açık ya da kapalı, müdahale- lerdebulundu. Iran'daelikan- lı Şah'ı destekledi, demokra- si yanlısı Musaddık ı devirdi. Sırf Humeyni'ye karşı diye Saddam'a gizlice destek ver- di. Afganistan'da (devletler hukukuna da aykırı olan) pa- ralı askerler ordusunu (ve Usame bin Ladin'i) yarattı. Hazer ve çevresindeki petro- le ve doğalgaza dilediği ko- şullarda el koymak için Orta Asya'daki bazı rejimlerin dik- tatoryaya kaymasını kolaylaş- tırdı. Islamcı köktendinciliği parayla beslediğini bilmesine karşın Suudi rejimine destek oldu. Batı Yakası ve Gaz- ze'deki kanlı Israil işgaline kar- şı çıkmayarak Arapların tepki- sini "kazandı". Başını çektiği günümüz pa- zar ekonomisi variıklılaria yok- sul sınıflar ve ülkeler arasın- daki uçurumu tarihte hiç gö- rülmemiş biçimde derinleşti- rirken, girdiği hiçbir yere de demokrasi getirmedi. Dostla- n olan hangi Körfez şeyhliğin- de demokrasinin kınntısı var? Irak'ta sivil halka verebileceği de yüz binlerce ton bombadır. Beslediği muhalefet de de- mokrasiden nasipsizdir. Ame- rika, şu sırada, kendindekini de tahrip etmekle meşgul. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B t SEMtH POROY semihporoyı yahoo.com BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebek't hotmail.com KEDİ LEVO APTÜüKA e-posta: aptulika ı go.com. Gün Sdû! Yer TC İSTA\BCL CStfERSfTESf REKTÖRLÜĞÜ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ 2002-2003 DÖNEMİ No: 06 (PANEL) Konu: TÜRKtVE'NtN SOSYAL ORTAMINDA GENÇ NtTUSVN GELECEĞİ Yönetmen. Prof Dr Kemal ALEMDAROGLL Konuşmacılar: Prof. Dr Nur SERTER Dr ErdalATABEK 26 MartfflllÇarşamba 1430 tî'Fen Fakühesı fVezneciIer) Ord Prot Dr Cemıl BİLSEL Konferans Salom A\dınlık >annlar özlemi içiodeki tüm Mirrtaşlanmız davetiidir. Cîiriş ücretsizdir. TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 25 Mart Prof. Dr. TARIK ZAFER TUNAYA'NIN ANISINA ÇARŞAMBA TOPLAJNTILAIII KAFKASLAR, BALKANLAR VE IRAK ÜÇGENÎNDE TÜRKÎYE Konuşmacı MUSTAFA BALBAY (Cumhunyet Gazetesı Ankara Temsilcısi ve Köşe Yazanj Sunuş Dr. NUR ÖZMEL AKIN (Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi) 26 MART 2003 Çarşamba 17.30- 19.30 TARIK ZAFER TUNAYA Kültür Merkezi (Şahkulu Bostan Sok. Beyoğlu - Tünel) BAYAR: BIZ SOSYALIST DEGILIZ 1949'PA BU6UN, PEMOKSAT PABTİ &AÇKAUI, YAPtlAN İL KOK/6/S££İND£ teOMUÇMUfTU- EKOMOMİ B'- LİUİNİM, GE£EKSİNİML£/SD£N DOĞPUĞUNU, EKONOUlK SİSTSU ÜUCENİU 8ÜHYE£İU£ UyMAPfSrNC* 2i4e/1/Z GET'&ecedtNİ ANlATMlÇTI. BAyAR., "BİZ SOSYAUST DEĞİUZ, FAIZAT, APAM SMITV 'lN MANCHESTSfZ Ug££AL OKULU'NU PA AYNEH KABUL. EDEMEYİZ. AÇIK POLITlKASl MEMLEtzerÎMİZİ MÛSTEI^LEKB ( 6E) HAUME ÇEI/'&ie.* PEM/ŞTt'. Bu AgAPA, Bl& OE ÖG.NEK. VEREN CELAL. SAYAS, 19Z9 'PA GİTTİ&İ NAZİİ-Lİ'DE, ÛHETTİSl PAMUĞU SA7AMAYAN ÇİFTÇİ- LERE BlSLEÇE^EK FABRİKA AÇMALAISINI ÖhlERDİĞİM PE, BUNA 3ÜÇL£RJNtM YE7~MEr£C££i £ÖYLEA/İA/C£/ "FAg&&İY/ PEI/LEr YAPStH"PEOİİİtJI,OHLAZPANPA'SÖYLE PEVLETÇ-iLİĞE C/tN KUI?gAN"yAUmNf AUHĞIM AHLArMtŞn. ŞtŞLİ 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo:200l'9l9 Davacılar Fılız Güngör ve arkadaşlan vekilı tarafından davalılar Hasan Aslantürk ve arkadaşı aleyhıne açılan maddi \e manevi tazminat dava- sında \enlen ara karan uyannca, Sofular Mah. Horhor Cad. N: 38 Aksaray-Fatih adresinde ıkâmet eder davalı Hasan Aslantürk adına da\a dı- lekçesınin tebliğ edilemediği zabıta araştırmasından da elverişli adresinin tespit edilemediğinden dava dilekçesi özeti ve duruşma gününün ila- nen teblığıne karar verilmiştir. Yukanda ismi yazılı davahnın 15.5.2003 duruşma günü saat 9.30'da mahkememizde hazır bulunması veya bir \ekıl ıle kendisini temsıl ettirmesi. delillerini ibraz etmesi; duruşmaya gelmemesı veya mazeret bildırmemesi halinde HUMK.nin 213. maddesı ujannca yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve hüküm kurulacağı dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 17.03.2003 Basın: 13433 ' ' > KALEM METİN ERK«AN • •Kutadku Bilk Ne Der. Dünyaca ünlü Türk bigini Yusuf Has Hacib (I.S. 1010-7) anlamı "Muöu Bügi" oJan, dünyaca ünlü Türk bilgini "Kutadku Bilik" adh yaprtı'nın; 2155. paragra- fında şöyle yazar "Beyl* Baş Ustûnde Bir Kılıç Gı- bidir. Her Gün Bey İçin Tohlikeli Bin Iş Vardır". Türk düşüncesi'nin kök kitaplanndan bıri olan "Kutadku Bilik" işte btfle der. Beylik kavramı ve tanımı; kitabın yazıldığı dönemın sıyasetbılım du- şüncesi ve uygulaması kapsamında "Devlet Yö- netmek", "Hükümet yönetmek" anlamını içerir. "Kutadku Bilik" devletterarası, ülkelerarası, ulus- lararası siyasetbilim'in an önemli kitaplanndan bi- risidir. Anlamı çok açık ve kesin olan bu bilgiyi, Türk anonim akıl yaratışı yüzyıllar içinde "Kelle Koltuk- ta" biçiminde tanımlamiŞtır. Yani Devleti yöneten- ler, Hükümeti yönetenleC bedenlerinin üst bölümü- nü oluşturan başlannı, yönettikleri; ulusun, ülke- nin, devletin, toplumun, halkın zaranna yaptıklan yanlışlar nedeniyle, kamu yaranna kesilmek için siyaset meydanında koltuk altlannda hazır tutar- lar. Siyasetbilim kapsamında bilinen ve Grek söylen- cesi (mitolojisi) içinde var olan "Demokles'in Kı- hcı" söylencesi, Kutadku Bilik'in 2155. paragrafı- nın bilgelik içeren bir benzeridir. Söylence şöyie- dir "Sirakuza Kralı yaşlı Dionysios'un (l.ö. 4. yy) Demokles adında genç birsoytansı vardır. Kra- liyet soytansı Demokles durmadan Kralın mutlu- luğunu ve Kral olmamn verdiği mutluluğu över. Demokles'in övgülerinden bıkıp usanan Kral Di- onysios, Demokles'in, övdüğü mutluluğun içyü- zünü bilmesini ister. Krallığı bir gün için Demok- les 'e bırakır. Demokles yalnız bir gün için Kral olur ve törenle Kraliyet tahtma oturur. Demokles bir- den o güne kadar algılamadığı bir olguyu görûr. Tam başı'nın üstünde tavandan sarkan bir tek at/kuyruk kılına bağlı büyük bir kılıç vardır. De- mokles oturduğu Kral tahtını korkuyla terkeder." Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti, tarih içinde daha önce kurulan Türk Devletle- ri gibi ve Atatürk'ün söylediği gibi, Batı ve Doğu devletleri, uluslan ve ülkeleriyie meydan savaşlan yapılarak kurulmuştur. Atatürk'ün kurduğu TC Dev- leti'nin siyaset meydanı, kurucusu'nun yüceliği ve temizliğine uygun bir nitelikte tertemiz olmak zo- rundadır. TC Devleti'nin siyaset meydanında; frak, smokin, kefen yan yana asılıdır. "Siyaset Meyda- n/"nda ölüm vardır. Gerisi sahte demokrasi hava- rilerinin, Cumhunyet ve laiklik karşrtlannın ve şeri- at yandaşlannın boş laflan ve paJavraJandır. Kutadku Bilik'in 2155. paragrafındaki ve "De- moklesin Kılıcı" söylencesindeki bilgelikler; Ata- türk'ün kurduğu TC Devleti'ndeki "Devlet Yöneti- cileri" ve "Hükümet Yöneticileri" için, kesinlikle bilinmesi zorunlu olan öğretilerdir. Oy sayısı ile olu- şan "Milli Irade" kavramını çarpıtarak "Devlet Et- meyi" ve "Hükümet Etmeyi" sürdürenlerin, "Ku- tadku Bilik"\n ve "Demoklesin Kılıcı"n\n öğrettiği bilgelikleri hiç unutmamalan gerekir. Genel seçimler öncesi, devletin, hükümetin, ya- sama erki'nin, siyasal partilerin, Türk toplumu yapı- sında oluşturduklan; siyasal, toplumsa), ekonomik, hukuksal, küttürel ortarnın bozukluğu, olumsuzlu- ğu, çaresizliği ve umutsuzluğu, AKP'nin seçimleri ka- zanması'nın asıl nedenidir. Devleti, ulusu, ülkeyi bir felaketin eşiğine getirmiş olan ortamdan yararianan AKP; siyasal Islamlığını, laiklik karşıtlığını, dinsellik yandaşlığını kimi zaman açıklayarak, kimi zaman ör- terek siyasal iktidarı ele geçirmiştir. AKP'nin genel seçimler aracılığıyta Türkiye'ye yaptığı tek iyilik, Türkiye'yi iktidardaki ve muhale- fetteki siyasal partilerden kurtarmak olmuştur. Fa- kat; AKP hükümetlerinin "Hükümet Yönetmek" yöntemleri Türkiye'yi; siyasal, toplumsal, ekono- mik, hukuksal, kültürel yönlerden, yeni ve daha büyük tehlikeler ve çıkmaziar içine sokmuştur. AKP hükümetleri'nin; Türkiye-Avrupa Birliği (AB), Türkiye-Amerika Birieşik Devletleri (ABD), Türkiye- Yunanistan, Türkiye-Kuzey Kıbns Türk Cumhuri- yeti (KKTC), Türkiye-Güney Kıbns Rum Cumhuri- yeti (GKRC) ilişkileri; akıldışı, bilimdışı, düşüncedı- şı, mantıkdışı, basiretdışı bir yapılanma içine gir- miştir. AKP'nin "Kıbns Sorunu" ve "2. Körfez Sava- şı "ndaki siyasal ve askeri düşünceleri veya düşün- ce yokluklan, hükümet yönetmek acemiliğinin ve deneyimsizliğinin acı bir göstergesidir. AKP hükümetlerini yönetenler ve bu kişilerin da- nışmanlan TC Devleti'ni tehlikeli karmaşalar içine itmiştir. Devlet/Hükümet yönetmek, muhalefette ve seçim meydanlannda içj boş ve aldatıcı nutuk- lar atmaya benzemez. BULMACA SEDAT YASAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Hamsi, sar- dalye gibi ba- lıklan avla- makta kullanı- lan küçük göz- lü ağ. 2/ Tele- 5 fonsözü...Hoş ve ince bir gü- zelliği olan. 3/ Kimyasal bir yöntemle par- g laklık verilmiş pamuk ipligi. 4/ Bir meyve... Eski dilde ok. 5/ tnceden inceye alay 2 eden, cinaslı... Kuzu 3 sesi. 6/ Uzun boyunlu ve beyaz tüylü bir su kuşu... Işaret. II Ün- süzle biten bir sözcü- ğün ünlüyle başlayan bir sözcüğe bağlana- ° rakokunması...Kimo- 9 nonun beline bağlanan uom Japon kemeri. 8/ "Şener —'": Oyuncumuz. Tatlı sularda yaşayan beyaz etli bir balık. 9/ Telli bir çalgı... lir tür yün öreüsü YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/Kılçıklan çıkartılmış hansüeri mısır unuyla kızarta- rak yapılan yemek. 2/ tnîihere'de çok sevilen bir cins bira... Bir kumar aracı. 3tzmir"in Karaburun ilçesine bağh turistik bir belde. 4/jO kma, parça. 5/Mesaj... Üs- tün bir yetkinin gücünü sm ge le y en değnek. 6/"— ta- neleri gibi gülemedim/ \radım aradım bulamadım/ Kendi ecelimle ölemediı," (B. R. Eyuboğlu)... tlgi e- ki... Tümör. 7/Kulak Utilvj,, Toplumyaşamına giren geçici yenilik. &/CemSutan'ın Batı dillerindeki adı... Bir topluluğu yöneten kıı]Se.9/DoğuK<*adenız,özel~> likle Rize yöresınde doknan çamaşu-ı^ iı,c e bez
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear