22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25MART2003SAU 10 DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr KAVŞAK OZGEN ACAR Ne İsa, ne Musa, ne de Muhammed! Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Türkiye bir devdir önemi azalmaz" dese de Türkiye ile ABD arasında "stratejik ortaklık" sona erdi. Insanlararasındakı dostluklann te- melinde nasıl "karşılıklı güven" ge- çerliyse, uluslararası ilişkilerde de kuşkusuz "ulusal çıkara bağlı karşı- lıkjı güven "zorunludur. Şeytanın avu- katlığını yapıp konuya ABD gözü ile bakalım. VVashington-Ankara ilişkilen 2. Dün- ya Savaşı'ndan sonra gelışmeye baş- Jadı, soğuk savaş sürecinde, Türki- ye'nin 1952'de NATO'ya girişi ile pe- kişti. Daha sonraki yıllarda çeşitli iniş çıkışlaryaşandı. Son 15 yılda Israil'in, dolayısıyla ABD'deki "Yahudi lobisi- nin" devreye girişi ile üç ülke arasın- da "stratejik ortaklık" konusunda önemli adımlaratıldı. ABD Eski Baş- kanı Bill Clinton'un Türkiye zıyare- tinde bu ilışkiler doruğa çıktı. ABD, Türk ekonomisine destek olma yo- lunda önemli adımlar atmakla kal- madı, AB üyelerini kızdırma pahası- na da olsa, Türkiye'nin AB üyeliğini gerçekleştirmek amacıyla hertürlü gi- rişimi yaptı. George W. Bush, başkan seçil- diği andan ıtıbaren Saddam Hüse- yin'i kafasına takmıştı. Ne yapıp ya- pıp terörü destekleyen, ucuz petrol üzerinde oturan Saddam diktatörü- nü yok etmeye kararlıydı. Bu konu- da planlama çalışmaiannı başlattı. Dı- şişleri Bakanı Colin Povvell'ın kar- şı çıkmasına karşın şahinlerin gö- zetiminde savaş planlan hazırlandı. Kamuya sızan ilk haberlerde "Türki- ye 'nin karşı çıkabi- leceği varsayımı" ile Irak'ın güneyden is- tilası öngörüldü. An- cak, bu askeri hare- kât güç ve uzun sü- reli olacak, 200 mil- yar dolarlık ek yük getirecekti. Bunun üzerine VVashing- ton, Türkiye ile ne kadar iyiilişkilerkur- muşadamlanvarsa her gün birini An- kara'ya gönderip nabız yoklamaya, ortam oluşturmaya başladı. Gefirilen ile- tilerde "Dost kara günde belli olur" sözünden hareket- le "Türkiye 1 den stratejik ortak" gibi hareket etmesi istenir oldu. "Koalisyon hükümeti" bu isteklere karşı tutum aldı. Seçim- lerde AKP'nin "tek başına iktidara gelmesi" Beyaz Saray'ı sevindirdi. "Ikinci Özal" olarak görülen Erdo- ğan'ın parayagereksinimi vardı. Be- yaz Saray, AKP iktidanna "havuç göstermekte" gecikmedi. AKP, ha- vuç seven bir at dürtüsüyle Beyaz Saray'da at pazarlığına başladı. Ulus- lararası Para Fonu (UPF) kıskacın- daki Türkiye, 145 milyar dış, 92 mil- yar dolar iç borç baskısı altındaydı, bu yıl 77 milyar dolarlık bir borç yü- küyle karşı karşıya idi. Dolayısıyla AKR Beyaz Saray'ın uzattığı havu- ca kilitlendi. Bir yanda havuç çan- tada keklik görülüyor, öte yandan da, dünyaya ne kadar banş yanlısı olunduğunu anlatmak, sözde ban- şa zaman kazandırmak amacıyla havanda su döven uygulamalarda bulunuluyordu. Oldum olası birlik ile diriikten yoksun Araplan bir araya ge- tirme hevesine kapılındı. Bağdat da- hil, çeşitli ülkelere iyi niyet ziyaretle- ri yapıldı. Sanki Ortadoğu'nun "sü- pergücü" imiş gibi bir davranış bi- çimi sergilendi. 'Böylece tavşana kac tazıya tut' siyasası izlendi. önce üs ve limanlann yenilenme- si tezkeresi TBMM'den geçti. Ikinci tezkerede Kasımpaşa diplomatlan- nın başından aşağı kaynar sular dö- küldü. Anayasayı dahi değiştirecek çoğunluğa sahip AKP, kendi kalesi- ne gol attı. VVashington "şok" geçir- di. "Stratejik ortak" sandıklan "at cambazı" çıkmıştı. Oysa Erdoğan, Beyaz Saray'da Bush'a ne sözler vermiştı. (Tutanaklarhâlâaçıklanma- dı!) Ankara'ya bu kararın düzeltilme- sı için çeşitli temsilciler gönderildi. O günlerde Erdoğan ülkenin çıkarian- nın değil Siirt'te post peşindeydi. Sü- re daraldıkça, Erdoğan topu taca at- mayı sürdürdü. Kasımpaşa kahve- lerinde diplomasi okumuş Erdoğan ve tayfası Bush'un "blöf" yaptığını sandı. Oysa, 62 bın Amerikan aske- rinin Türkiye'de konuşlandınlıp Kuzey Irak'a girmesi planı daha gündemde değilken Irak'ın güneyden işgal edil- mesı planı geçeriiydi. Pentagon'un B planı da vardı, C ve D planlan da... ABD Büyükelçısı Robert Pear- son Dışişleri Bakanlığı'na bir mek- tup vererek "havucu" geri çektikle- rini nazik bir dille bildirdi. Mektup basına da açıklandı. O an Erdoğan'ın içinde bulunduğu ruh durumunu Türkçe'nın güzel deyimi "Apışıp kal- mak" sözü tanımlayabilirdi. Çünkü acemi çaylaklar, havuç yiyecekleri- ne o kadar emindiler ki B planı bile hazırlamamışlardı. CHP'nin eski genel yazmanlanndan rahmetli Dr. Kemal Satır, Ismet Inö- nü'nün çok yakın dostuydu. Satır, sık sık Cumhuriyet Ankara Bürosu'na gelir, bızlerle söyleşir, Paşa ile ilgili anılannı anlatırdı. Ismet Paşa'nın ne kadar tedbirli olduğunu birkaç kez şöyle anlatmıştı: "BakanlarKurulu'nda, özellikte ulus- lararası sorunlarda herkesin görüşünü alır, ortaya çıkan çö- züm önerilerini mad- de madde alt alta yazdınrdı. Diyelim ki, bakanlardan herhan- gibirdışsorunailiş- kin, toplam 10 deği- şik öneri gelmiş ol- sun. Bu önerileri bir kez daha okutur, on- dan sonra bakanla- ra döner 'Arkadaş- lar, şimdi toplantıyı kapatıyorum. Yarın yeniden toplanaca- ğız. Ancak gelirken 11. Öneriyi de geti- rin!' derdi. Bakanlar biraz bozulurdu. An- cak ertesi günü top- lanıldığında değil 11., bazen 15. öneri nin de geldiğini görür- dük. Ondan sonra bu önerilerin her birinin eksileri ile artı- lan irdelenir, sonuçta gelişmelere gö- re birbirinin yerine geçecek seçenek- li çözümler üretilmis olurdu!" Türkiye bugün böylesine basiretli biryönetime sahip mi? Iktidar, Was- hington'a havuca giderken evdeki bulgurdan da oldu. Havuç gidince, öfkeyle kalkıldı, Inciriik Üssü'nün iz- ni de kaldınldı. Böylece, Pentagon'un Ortadoğu satranç tahtasındaki vezi- ri de devreden çıkarıldı. ABD'den sonra AB'den de tepki- ler geldi. Savaş altındaki Irak yöne- timi bile Türkiye'nin izlediği siyasa- ya karşı poposuyla gülen bir açıkla- ma yaptı. "Ne şiş yansın ne kebap" diyen AKP iktidan "Ne Isa'ya, ne Mu- sa 'ya ve hatta ne de Muhammed 'e" yarandı. ABD yönetimine yakın "Stratfor" adli bir düşünce üretme kuruluşu "Türkiye Üçgeni: Washington-lrak- Borç Çıkmazı" başlıklı bir makale ile Bush'un artık Türkiye'yi ne Kong- re'de, ne AB'de ne de UPF'de des- tekleyeceğini açıkladı. Yazıda "Za- man tükeniyor, Türkiye bu yaza ka- dar meteliksiz ve dostsuz kalacak" sözleri ile Beyaz Saray'ın düşünce- lerini yansıttı. Stratfor, Bush'un Türk yöneticileri "Tıpkı Alman Başbakanı Gerhard Schrödergibi asla unutma- yıp affetmeyeceğini" de öne sürdü. Türkiye, artık ekonomınin "may/n tar~ lasında "yürürken Erdoğan, "Türkiye bir devdir önemi azalmaz" diyor. Ne dersiniz yutalım mı? Kışkırtılan sevgi ve muhabbetler! Irak Savaşı ile ilgili TV haberleri- ni izliyorsunuzdur. Haberci "Ame- rikan uçak gemisinden bugün 14 'sorti' yapan savaş uçaklan Irak'ın güneyini 'bombardıman' etti" di- yor. O haberci meslektaşa sormak gerekir. Fransızca "sorti (çıkış)" sözcüğünü 67 milyon Türk'ten ka- çı biliyor? "Bombalamak" sözcü- ğü dururken neden yine Fransız- ca "bombardıman"? Tüm TV haberlerinde, TRT dahil, hatta hatta bizim gazete de bile "provakasyon" ya da "provokas- yon" sözcüğü kullanılıyor. Arapça "tahrik" sözcüğü kullanılmış bile olsa Osmanlıca kökeninden öturü bağışlanabilir. Ancak "kışkırtma" sözcüğü varken neden "provakas- yon"'? Bu örnekleri fazlasıyla art- tırabiliriz. Başbakan Erdoğan'ın da son halka sesleniş konuşmasında kul- landığı "provakasyon" sözünü aca- ba hangi metin yazarı yazdı ki? (Sayın metin yazarı! Başbakanın konuşmasında yan yana sundu- ğunuz "sevgiler" ve "muhabbet- ler" ne demek, "tühü-çeşitli" gibi birşey mi?) Başbakan "kışkırtma- lara" karşı "kasıtlı habeher" konu- sunda uyan yaparken biryerde °z" ile "dezenformasyon", iki cümle sonra "s" ile "desenformasyon" dedi. Üstadın, söylemesini bece- remediği sözcüğü neden ağzına aldığını ya da metin yazannın bu sözcüğü kullandığını, doğrusu an- lamak güç. Sevgili arkadaşım Mehmet Ali Birand'ı dinlerken tüylerim diken diken oluyor. Ne kadar çok "gâvur- ca" sözcük kullanırsa o kadar iyi dış siyasa yaptığını sandığı yolun- daki görüşlere katılmıyorum. Meh- met Ali'nin, 67 milyon insanın an- layacağı en iyiTürkçe'yi kullanacak aydınlardan biri olduğunu biliyo- rum. Üstelik bu sözcükleri kullanır- ken dili de sürçmemiş olacak. Böy- lece, "misenformasyon (yanlış ha- ber)" dedikten sonra hatasını an- layıp "dezinformasyon (kasıtlı ha- ber)" de dememiş olacak. Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90 ABD ve İngiliz basını, olumsuzluklar arttıkça ABD'nin savaş planlarını sorguluyor Askeri strateji çöküyorDış HaberlerServisi -İngiliz ve Ame- rikan birhklennin Irak'ta karşılaştığı direniş ve olumsuzJukJar, verdüderi ka- yıplar ve bunun ortaya çıkardığı moral bozukluğu, ABD ve ingiliz basınına da yansımaya başladı. Gazeteler, ABD'nin savaş stratejisini sorguluyor. NVashıngton Postgazetesi, "Pentagon yetidüleri, Amerikan birliklerinin en azuıdan Güney Irak'ta Şiflertaraûndan kurtancı göziiyie görüleceğini düşünü- yoriardı ve askeri stratejiyi bu baktş açı- sından hazuiajıuşlardı" diye yazdı. Irak kuvvetlennın. ağır kayıplar ver- direrek Pentagon'un stratejisini boşa çıkarmayı başardığını belirten gazete, Amerikalılann, Irak ordusu ve halkını Saddam Hüseyin rejiminın devrilişı- nin kaçınılmaz olduğu konusunda ik- na edip edemediğini sordu. New York Times gazetesi de Ameri- kan askerlerinin esır düşmesinin, bir- Ofyt tlktsfjfllgtOll flOÖt gazetesi, Irak kuvvetlerinin, ağır kayıplar verdirdiği Pentagon'un stratejisini boşa çıkarmayı başardığını kaydetti. Post, askeri stratejinin, en azından güneyde, kendilerini kurtancı olarak gören Şiilerin olacağı varsayımına dayandırmasmın hata olduğunu yazdı. liklerin yeterince güvenlık önlemi al- madan hızla ilerlemesinin yarattığı sa- kıncalan gözler önüne serdiğini yazdı. Gazete, "önümûzdeki günlerin, nis- peten küçük biriiklerin nıüthiş bir ha- va gücü tak\1\esiyle Uerleyişinin, ivi bir karar olup olmadıgını göstereceğüıi" kaydetti. Gazete, "SavaşuıiIkgünJeriko- lay geçti ve savaşın temiz olacağı, az ka- yıp verileceği sanıldı. Haftasonunda ise muharebe meydanında, ölümJer, insan hatalan ve başka trajedikrle karşda- şıldı" ifadesini kullandı ve "gerçek sa- vaşın yeni başladığmı" belirtti. Wall Street Journal ıse TV'lerde ya- yımlanan sa\aş görünrülerinin "şok ve dehşeften tt kan ve korku"ya dönüştü- ğünü kaydetti. Gazete, "IrakbirlikJeri direniş gösterdikçe hızlı rejim değişik- liği umutları dağıJdı" dıye yazdı. 'Bağdat yolunda ıstu-ap? The Independent gazetesi, "Bağdat Yolunda Isörap" başlığına yer verir- ken, esır askerlerin TV ekranlanna yan- sıyan görüntüleri, yanjışlıkla düşürülen uçak ve Basra'daki ağır düşman ateşi- ni bu olumsuzluklann başında saydı. Fi- nancial Tünes gazetesi, müttefik güçle- rin ilerleyişinin direnişle sarsıldığını be- lırtırken, The Tımes gazetesi de Ameri- kaiı yaralı esır askenn fotoğraftna yer ver- diğı ilk sayfasında, "Savaşın Acı Yüzü Ortaya Çıkö" başhğını kullandı. Gazetenın başyazısında "çabuk ve acısız bir savaş bekJentisi içinde obna- mn safhk olduğu" ıfade edildı. u Tür- khe'nin işbüüği konusunda gecikmesi- nin ve kuzevden cephe açamamış ol- tnanın savaşı daha karrnaşık hale getir- diğuıi" öne süren yazar, savaşın önü- müzdekı birkaç gününü "son derece tehükeü bir dönem" olarak niteledı. The Daıly Telegraph gazetesi de "Müt- tefikler Savaşın Acısını Hissetti'' manşe- tinı kullandığı dünkü nüshasmda, önce- ki gün olan ve moral bozukJuğuna yol açan gelışmelen özetledı. Haberkanalı SKY TV'de de savaşın asıl yüzünün ye- ni göfülmeye başlandığı ve halkın ken- disini bu tür acı haberlere hazırlaması ge- rektığı yorumlan yapılıyor. Irak bu hafla ihaleye çıkıyor Savaş sonrası yeniden yapılanma konusunda Başkan Bush ve Savunma Bakanı Rumsfeld'in farklı görüşleri olduğu belirtiliyor NEW YORK (AA) - ABD Başkanı George Bush'un, savaş sona erer ermez başlayacak olan Irak'ın yeniden yapılanması ça- balanna BM'yi de dahil etmek istediği ve bu amaçla Gü\enlik Konseyi'nden acele bir karar çı- karmak arzusunda olduğu bıl- dirildi. Newsweek dergisi ise, savaş- tan sonra Irak'ın yönetiminden bir süre sorumlu olacak olan Pentagon'un başında bulunan Savunma Bakanı DonaJd Rums- feld'in bu konuda başka düşün- celeri olduğunu duyurdu. Rumsfeld'in kafasındaki pro- jeye göre, Irak'ın yeniden yapı- landırılmasında BM'den çok. mühendis ve yardım kuruluşla- n yetkililerinin yanı sıra savaş- ta Amerikalılara yardım etmış olan sürgündeki Iraklılann gö- rev alması gerekiyor. Toplam tutar 600 mihon dolar Dergıye göre, toplam tutarı 600 milyon dolan bulan çok sa- yıda inşaat ihalesi bu hafta için- de dağıtılacak. Bu ihalelerin özel- likle yol, köprii, okul gibi bü- yük çaplı ınşaatlan içereceği be- lirtildi. Öıalelerin, sadece güven- lik soruşturmasından geçmiş Amerikan şirketlerine verilece- ği de bildiriliyor. Diplomatik çevreler, inşaat ış- lerinin sadece Amerikan firma- larına verilmesinin, Başkan Bush'un müttefikleriyle başının yeniden derde girmesine yol aça- cağını düşünüyorlar. Küçük yaşında bombalar arasında yaşamak zorunda bırakılan Iraklı çocuğun ku- lağı radyoda yajımlanaıı sa\aş haberierinde. (Fotoğraf. REUTERS) BD'NİNTALEBİ Dünyada diplomat kririDış Haberler Servisi - ABD'nin geçen perşembe başlattığı saldınnın ardından uluslararası topluluğa yaptığı "Iraklı diplomaüan sınır dışı edm" çağnsı dünyayı bölerken bu ısteğe uyan son üç ülke Ürdün. Fılıpınler ve Italya oldu Manıla yönetımı bır diplomat ve bır elçıhk çalışanını sınır dışı ederken büyükelçilığin kapatılmayacağını bildirdi. ttalya da geçen pazar casus olduklan kuşkusuyla 4 Iraklı diplomatı sınır dışı etti ancak büyükelçılıği kapatmadı. Yunanistan, geçen hafta içinde bir Iraklı diplomatı sınır dışı ettiğini açıkladı. Ürdün de geçen pazar 5 Iraklı diplomatı ülkeden göndererek ABD'nin ısteğine uyan ilk Arap ülkesı oldu. Ancak 35 elçıhk çalışanı Ürdün'de kaldı Savaşa karşı çıkan Almanya yıne de bu isteğe uyarak 4 diplomatı sınır dışı etti, ancak Irak'Ia diplomatik ılişkıleri kesmeyeceğini bildirdi. Sırbistan, Çek Cumhuriyeti, Tayland, Isveç, Fınlandıya bazı dıplomatlan sınır dışı etti. ABD yanlısı Ispanya, Bulgaristan \e Portekız bu konuda henüz karar vermezken Kanada, Fransa, Rusya, Vatıkan, Yemen, Lübnan, Pakıstan, Cezayir bu talebı kesm dılle reddetti. Esir düşen Amerikalı askerlerin görüntülerinin televizyonda yayımlanması tartışılıyor Washinglon6 Cenevre'yi hatırladı Pazarcı ve Sur. Çifle standart tstanbul Haber Servisi- An- kara Üniversitesi Siyasal Bil- giler Fakültesi Uluslararası Hiş- kiler BölümüBaşkanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, uluslararası hukukun sılahlı ku\"\-et kulla- nımınrn sınırlannı behrlediği kurallarla çatışma başladıktan sonraki süreci düzenleyen ku- rallar arasında ayınm olduğu- nu behrterek. "Taraflardan bi- rininyapüğı saklın. uhıslarara- sı hukuka uygun değilse bunu hukukkorumaz. Ama bu kar- şıtarafa da hukuka a> kın dav- ranma hakkmı vermez" dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Ge- nel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Melda Sur da ABD'nin uluslararası hu- kuka uygunluk koşulu arama- dığı bir savaşta kendisi için hukuk kurallanmn uygulan- masını ıstemesini "tebessüm- le" karşıladığını söyledi. Dış Haberler Servisi - Irak' ın esir Ame- rikalı askerlerin görüntülerini yayımlama- sının ardından ABD derhal bu durumun "Cenevre Sözleşmesi'ne aykın olduğu" tepkisinı venrken, Kızılhaç da Irak'ta sa- \ r aşan taraflann uluslararası yasalara uy- ması çağnsı yaptı. Rusya Devlet Başkanı YTadimir Putin de esir alınan Amerikalı askerlere iyi dav- ranılmasını isteyerek, Irak'ın, savaş esır- leriyle ilgili uluslararası sözleşmelenn ge- relderine uyması çağnsında bulundu. Amerikan TV kanallan, El Cezıre tele- \izyonu tarafindan tüm dünyaya dağıhlan Amerikalı sa\aş esirlen ve ölülerle ilgili LJğlunu Filipin TV'sindegördü ABD'nin New Merico eyaktinden bir kadın. Irak tde\iz>onunun önceki gün yayımladığı sa\aş esirlerinin görüntülerinde oğlunu gördüğünü açıkladı. Anecita Hudson, 23 yaşındaki oğlu Joseph Hudson'u abonesi olduğu bir Filipin kanalında ya>ımlanan görüntülerde gördüğünü söyledL Czgün anne, ABD Başkanı Bush'a seslenerek, oğlunun kurtanbnasını istcdi. Anne, oğhınun 5 \aşında bir kızı olduğunu anlattL (Fotoğraf: AP) • Irak savaşmda ilk esir görüntülerini medyaya veren, Afganistan'da esir aldıklan kişilere Cenevre Sözleşmesi'ni uygulamayacağını ilan eden ABD, Irak'ı sözleşmeyi ihlal etmekle suçluyor. çekimleri "şimdilik'' yayımlamama kara- n aldı. Esır askerlenn görüntü lerinin ya- yımlanmasuıın Cenevre Sözleşmesi'ne aykın olduğunu bıldıren Uluslararası Kı- zılhaç Komitesı, Irak'ta savaşan taraflar- dan uluslararası yasalara uymasını istedi. Kızılhaç'ın Kuveyt'tekı sözcüsü Tama- raElRifai, savaşan tarafîann, esirlerin gö- rüntülerini yayımlama yasağına uyma zo- runlulukian bulunduğunu söyledi El Ri- fai, hem Amerikan askerleri tarafindan esir alınan Irak askerlerinin görüntüleri- nin televızyon ve gazetelerde yayımlanma- suıın hem de Irak ordusunun esir aldığı Amerikalı askerlerin Irak tele\izyonunda gösterilmesinin CenevTe Sözleşmesi'ne aytan olduğunu ifade etti. Irak Enformasyon Bakanı Muhammed ElSahaf. ülkesinin Cene\Te Sözleşmesi'ne saygı duyduğunu belirtti. ABD'nm tutu- munu "adiük" olarak niteleyen Sahaf, "EüniEedüşenAmerikan askerierini gös- termeyede\am edeceğiz'' diye ko- nuştu. Siyasi yorumcular, ABD ve ingiliz birliklerinin esir aldığı kişılerin görüntülerinin ajanslar- da ve başında yer almasının da Cene\Te Sözleşmesi'ne aykın ol- duğu ve bu haliyle, sözleşmeyi ilk ıhlal edenin ABD olduğu yoru- munu yapıyorlar. ABD'nm Afganistan'a saldın- sı sırasında esır aldığı Taleban ve El Kaide savaşçılanna yönelik ola- rak Cene\Te Sözleşmesı'nı unza- lamaması da uluslararası hukuk açısından bır başka ıhlal olarak de- ğerlendirılıyordu. 12 Ağustos 1949'da kabul edılen Cene\Te Söz- leşmesı, 21 Ekım 1950'de yüriir- lüğe girdi. Hem ABD hem de Irak, sözleşmeyi imzalamıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear