22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23MART2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Elektronik posta; d««2so«ıecun*uriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Amerika"ya karşı dünya ayağa kalkmış... "Bir de üstüne vürüseleri" VekilKirnya Mühendisleri Odası Antatya ll Ternsilcisi Yılmaz Dikbaş, AKP Antatya Milletvekilleri Mehmet Dülger, Mevlirt Çavuşoğlu, Burhan Kılıç, Osman Akman ve Fikret Badazlı'nın cep telefonlarına son tezkereye onay vermemeleri için rnesaj yolluyor... AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, 0.532. 631 16 46 numaralı cep telefonundan Dikbaş'ı arayıp tezkereye evet oyu vereceğini söylüyor. Bundan sonrasını Yılmaz Dikbaş anlatıyor "Tezkereye evet oyu vereceğini söyledikten sonra, anama küfür etti! Bir yandan küfür ederken bir yandan da tehditler savuruyordu! Telefonu kapattım." Klu Klux Akif Kökçe: "Klu Klux Klan ile Bush , Blair ve Aznar üçlüsü arasında ne fark vardır? Birinci gruptakiler hiç değilse yaptıklannın utancı ile yüzlerini kapatırlar." ukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ibrahim Ortaş, Amerika'da yaklaşık 150 yıl önce "beyaz adam"ın yerli halktan savaşla ala- madığı topraklan parayla satın almak iste- mesi üzerine Kızılderili reisi Seattle'ın, Beyaz Sa- ray'daki "Büyük Beyaz Reis"e yazdığı mektubu anım- satıyor: "VVashington'daki Büyük Beyaz Reis bizden top- rak almak istediğini yazıyor. Bu önerinizi düşünece- ğiz ama yine de önerinizi kabul etmemizin kolay ol- mayacağını itiraf etmek zorundayım. Çünkü toprak- lar bizler için kutsaldır. Biz, dereler ve ırmaklan kar- deşimiz gibi severiz. Siz de aynı sevgiyi gösterebile- cek misiniz kardeşlerimize? Biliyorum: Beyazlar bizim gibi düşünmezler. Beyaz- lar için bir parça toprağın ötekinden ayrımı yoktur. Çünkü beyaz adam, doğaya, gecenin karanlığından gelip eline geçen her şeyi alıp götüren hırsızlar gibi davranıyor. Beyaz adam toprakla kardeş değil, top- Kaderin oyunıı rağın düşmanıdır. Beyaz adam kendisinin doğaya ait olduğunu bilmiyor. Doğayı kendi malı sanıyor. Eğer önerinizi kabul edecek olursak bizim de bir koşulumuz olacak. Beyaz adam bu topraklar üstün- de yaşayan tüm canlılara saygı göstersin. Ben bir vahşiyim ve başka düşünemiyorum... Yaylalarda cesetleri kokan binlerce yabani sığır gördüm. Beyaz adam trenle geçerken vurup öldürü- yordu. Dumanlar püskürten demir atın bir sığırdan daha değerli olduguna aklım ermiyor. Biz Kızılderili- ler, yalnızca yaşayabilmek için öldürürüz hayvanlan. Tüm hayvanları öldürecek olursanız nasıl yaşayabi- lirsiniz? Canlıların yok edildiği bir dünyada, insan ru- hu yalnızlık duygusundan ölür gibi geliyor bize. Unut- mayın: Bugün canlıların başına gelen, yarın insanın başına gelecektir. Çünkü, bunlar arasında bir bağ vardır... Şu gerçeği iyi biliyorum: Toprak insana değil, in- san toprağa aittir. Bu dünyadaki her şey, bir ailenin bireylerini birbirine bağlayan kan gibi ortaktır ve bir- birine bağlıdır. Bu nedenle de dünyanın başına ge- len her felaket, insanoğlunun da başına gelmiş de- mektir... Bildiğimiz bir gerçek daha var Sizin Tannnız, bizim- kinden başka bir Tann değil. Aynı Tannnın yaratıkla- nyız. Beyaz adam, bir gün belki bu gerçeği anlaya- cak ve kardeş olduğumuzun aynmına varacaktır. Siz, Tanrınızın başka olduğunu düşünmekte özgürsünüz. Ama Tann, hepimizi yaratan Tann için, Kızılderili ile Beyazın arasında fark yoktur. Ve Kızılderililer gibi Tan- rı da, toprağa değer verir. Toprağa saygısızlık, Tanrı- nın kendisine saygısızlıktır. Buna rağmen istediğini yapmaya çalışacağız. Çünkü kaderin anlayamadı- ğım bir oyunu, onu kuvvetli yaptı, bizi zayıf." SESStZ SEDASIZ (!) Mvz/ZM&ST' Yüksek Yerilim Hattı erdincırtku ' yahoo.com Ya petrol ya petr-ÖL! Çoban Ali: At tepişir, eşek ölür! Izmir'in Dikili ilçesinde Atatürkçü Dü- şünce Derneği Şube Başkanı emekli öğretmen Ali Durgun, dostlan ile soh- bet ederken emekli öğretmen arkada- şı Bilal Durmuş cebinden bir kağıt çı- kartıyor. Birşiir... Okuyorlar; bir kez daha okuyoriar... Bir kez daha... Dikili'nin Kıratlı köyünden çoban Ali Öz'ün yazdığı şiiri, Vaziyet'e gönderip, Cumhuriyet okurlarıyla paylaşmaya karar veriyorlar: "Amerika Irak savaşı/Tüm dünya bu savaşa karşı/ Gençlerimiz ölmesin/ Sel olmasın analann göz yaşı. Savaşa hayır sesleri/ Yükselirken dünyada/ Irak'ı vurmakta kararlıydı Amerika/ Diplomatik çabalar sürerken Ankara'da/ Şimdi gözler kay- gı ile Irak'ta. Savaşın eşiğinde kapımız/ Sebep- siz yere ölmesin yavrularımız/ Her za- man olduğu hâkimiyet/ Yine milletin olmalıdır kayıtsız şartsız. Ne diye savaşa sürükleniyor ordu- muz/ Irak'la yok iken hiçbir sorunu- muz/ Dilerim yanıtsız kalmaz bu soru- muz/ Hal böyle olunca vahim görünü- yor sonumuz. Yağmur yağar damla damla/ Benim az sözümden şen çok anla/ Iki kişi kav- ga ederken/ Üçüncüsü sen olma. Hiç zarar olmasın ister gönül/ Biz ne takdirname istiyoruz ne ödül/ At tepi- şir eşek ölür/ Şairi de eğer soran olur- sa Dikili Kıratlı/ Köy halkından Ali öz'dür" ÇED KÖŞESÎ OKTAY EKlNCİ Kültür ve çevre 'küçültülebilir' mi?... Recep Tayyip Erdoğan hükü- metının "Bakanhklan azalt- mak" adına izledıği uygulama- ya bakalım: 1- "Kültür ve çevre değerleri- nin" korunması yönünde Bur- sa'daki çabalanyla yıllar önce siyasetçi olan Ertuğnıl Yalçın- bayır Bakanlar Kurulu'ndan çı- kanldı... Böylece, aynı değerlenn yağ- malanmasına AKP içinde karşı koyabilecek en "kararü" kişi- lerden biri "yetkisiz" bırakıldı... 2- "Kültür ve çevre değerleri- nin" korunmasından sorumlu Kültür Bakanhğı. 1980lerden bu yana aynı değerlerin tahri- binde "sabıkalT olan Turizm Bakanhğı'yla birleştınlıyor... Böylece. örneğın SlT alanla- nnı bıle "turizm merkezT ilan ederek dev tunstik tesislere "ar- sa" olarak dağıtan politikalar karşısındaki "kurumsal dire- IÜŞ"^ kalesi yok ediliyor... 3- "Kültür ve çevre değerleri- nin" çok özel nitelıkler taşıdığı bölgelerdeki korumayı güçlen- dirmek ıçın kurulmuş Çevre Ba- kanhğı da yeni rant ya- salanyla 'imarcıhğa" daha da bu- laştırılmak is- tenen Ornıan Bakanhğı'na bağlanıyor... Böylece, ormanlan özel üni- versitelere, otellere ve hatta "iş- gakri kaçak yapılara" armağan eden bir siyaset, uluslararası sözleşmelere konu olan doğal ve ekolojik alanlar üzerinde de "erldni'' güçlendiriyor... Kısaca, Türkiye'nin en bü- yük hazinesi olan "kiınlikveva- şam zengmliklerinin" gözetil- mesine yönelik en üst düzeyde- ki devlet kurumlannın "işlevle- ri" törpüleniyor; hatta talana açık niyetlerin içinde "eritil- mek" isteniyor... 'Temeümiz' tehlikede Atatürk'ün şu eşsiz Anado- lu'ya bakarak dile getirdiği "Türkiye CumhurJyetTnin te- meB kültürdür" sozünü hemen tüm yayınlannın başına yazan Kültür Bakanlığı "bağunâzfağı- nı" yitirdiğinde, aynı temelin yannlara aktanlması da "sahip- siz" kalacaktır. Geçmişimizle geleceğimiz arasındaki uygarlık bağlarımız Turistik imarranübeklentileri- ne" bağlanarak; yanı sıra, doğa- mızın ve çevre güzelliklerimi- zin de "işgalcilere pazarlanma- a" sağlanarak, yeryüzündekı en güçlü "varük güvencemizi" Bu rozetler de u antikarı mı olacak?» oluşturan "larih ve doğa mira- sunız" çıkar ve talan ekonomi- sine tümüyle teslim edilecek- tir... Recep Tayyip Erdoğan, Er- kan Mumcu ve diğer tüm AKP'li bakanlar, gerçekten hü- kümeti "kûçültmek'' istiyorlar- sa, acaba bunun içın neden ön- ce "•medenryetimize'' göz diki- yorlar?.. Ustelik 'muhafazakâr'lar... Erdoğan, Başbakan olur ol- maz yineledi: "Muhafazakâr demokraüz»" (18.03.2003-ga- zeteler) Dünyada tarihi ve doğal mi- rasın başlı başuıa bir değer ola- rak değil de bir başka amacın içinde ve onun "yan hizmeti" olarak görülebıleceği en sonun- cu ülke Türkiye ise, bunun hiç akla bile gelemeyeceği coğraf- ya ise Anadolu olsa gerek... Buna rağmen kimse demiyor ki; devlet örgütlenmesinde kül- tür ve uygarlık binkimlerimıze öncelıkle bizimt "kimlikli yaşam kaynaklanmız'' olarak değil, "turistiere pazar- lamak" için yer ^ veren bir anla- yış, nasıl bir f muhafazakâr- lıkür? Yine kimse sormuyor... Ül- kenuı bu değer- lenne duyarlı herkes, böylesi bir "Bakanhk azalülmasuıa"(!) karşı olmasına rağmen ^yeni bakanlan" bile aynı niyete göre seçmek; örne- ğin Kültür ve Turizm bakanlık- lannın birleştirilmesine karşı çı- kan Hüseyin Çeük'i bıle tutup Kültür Bakanlığı'ndan uzaklaş- tırmak nasıl bir demokratlıktır? Ya "muhafazakâr" Çelik'in de buna "razT olup, şimdi sus- masına ne demeli?.. Erkan Mumcu^ya çağn Erdoğan'ın bütün bunlara ya- nıt vermeye niyeti var mı bile- mem ama şu "savaş" ortamın- da zaten vakti de olmayabilir. Bu nedenle en iyisi, öncelik- le Erkan Mumcu'yu kamuoyu karşısında açık tartışmaya ça- ğırmak... Çünkü bu birleşmeyi Erdoğan'ın aklına sokanlann başında geldiği ve aynı amaçla da YÖK-YEK davasını bile bı- rakarak Kültür Bakanlığı'nı is- tedığibiliniyor... Erkan Mumcu'yu "Kültûrve Turizm Bakanı" olmadan tar- tışmaya çağınyoruz... Ancak, tek taraflı demeçlerle değil, ör- neğin bir üniversitede, "karşı görüştekT uzmanlarla birlikte... Oekinci / cumhuriyet.com.tr. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak'i turk.net krtzlerin JbrvmlüSonu ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI HARBl SEMİH POROY semihporoydj yahoo.com KEDİ LEVO APTLÜKA e-posta: aptulika a go.com. f ARAMIZPAKİ FİKt'Z ~BÖYL£ PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Bir Savaş Karşıtının Ardından Bu pazar köşemi değerli dostum Mücap Oflu- oğlu'nun, fizik bilgini Albert Einstein'ın ölümünün ardından 1955 yılında yazdığı bir şiirine bırakıyo- rum. Yahudi asıllı bir Alman olan ve Nazilerin ikti- dara gelmesi üzerine 1933 yılında ülkesini terk ederek bir süre Fransa ve Belçika'da yaşadıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşen ve ölümüne kadar Princeton Üniversitesi'nde ders veren Einstein, 1946 yılında "Atom Bilginleri Uya- nıklık Komitesi" başkanhğına getirilmiş, atom si- lahlarına ve savaşa karşı çıkan bildiriler yayımla- mıştı. EİNSTEİN İÇİN Ben Türkiyeli şair, Türkiyeli aktör, yazar, işçi, memur Ben uzaktan uzağa kardeş Sıkı sıkıya dostum seninle. Ben sevgilin dünya üstünde Oğlun, arkadaşın. Ben Einstein, ben Elini tutamayan ellerin Gözünü göremeyen gözlerin Yalnız böyle ardından Ağlayasıya, sızlayasıya dolu Şiirtehn, ağıtlann sahibi. Sen Einstein, sen Milyonlara eşit Dileklerin, duygulann insanı. Şimdi başlıyor görevin Şimdi çözülecek problemin Şimdi adına, ilmine güven. Ya karanlığa itmek bu dünyayı Ya Edison'un ruhuna saygı Toprak altını ışıklar bürüyecek. Uzak doğudan bana Benden büyük okyanuslara Antenler alacak verecek seslerini. Bırakın ateşle oynamayı Bırakın atomu Bırakın hidrojeni. Insanlar gülecek, Çocuklar büyüyecek. Sen öleceğin güne dek Sait yaşamak için düşünmedin Salt kendin için sevmedin Bir beyin ki, Beyinlerin enderi Bir kalp ki durmuş Dinlenmede şimdi. Eller ki virtüöz, parmaklann elleri Bildiriler imzalamış Bana dair, geleceğe dair Sağlığa dair, insanlığa müjdeci... e-posta: dkavukcuogluıa superonline.com Faks:0212-234 68 73 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 2 3 4 5 6 / 8 9SOLMNSAĞA: 1/Pokerde,eli olduğundan farklı göster- me davranı- şı... Bir tanm aracı. 2/ Pem- be renldi şa- rap...Birkim- senin davra- nışlanna te- mel olan ah- lak ilkelerinin tümü. 3/ Parola... Edirne yöresinde ya- şayan Çingenelerin geleneksel bahar eğ- lencelerine verilen ad. 4/ Bir sanat yapı- tında ışlenen konu... "Fena Halde —": AttUâ İlhan ın roma- nı. 5/ Ünsüzle biten bir sözcüğün, ünlüy- le başlayan sözcüğe bağlanarak okunması. 61 Kıl- dan dokunmuş büyük çuval... Izmir'in Kemalpaşa ilçesinin eski adı. 7/ Samsun'un bir ilçesi... Çıplak vücut resmi. 8/Kötü, çirkin, alçakça... Acıbadem ağacı. 9/Moğollarda vergi toplamakla görevli dev- let memuru... Uyku hastalığını aşılayan sinek. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Bir düğmeyi ya da agrafi tutmaya yarayan kü- çük halkacık... Atın sırtma vurulan İceçe, meşin ya da kalın kumaş parçası. 2/ Togo'nun başken- ti... "Durur — gibi dallardakanlı bülbüller" (Ah- met Haşim). 3/ Sulak yer... Eti makbul bir deniz balığı. 4/Bir hukuksal suurlamamnkaldınlması... Atmaca, doğan. 5/Akdeniz Bölgesi'nde bir akar- su. 6/Yeşil yapraklı, dikensiz, ateşe atıldığında çı- tırdayarak yanan bir bitki... Düz ve ensiz kılıç. II Kazak başkanlanna verilen ad... Bir nota. 8/Hız- lı tempolu bir Italyan halk dansı... Katmanlı ka- yaçlann içeri doğru çukur bölümü. 9/ "Tank — ": Sinema oyuncumuz... Bir savaş başlığıyla do- natılmış güdümlü silah. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN TARİHÇİ ÂŞ/KPASAZ4DE t4et'PE SueÜAI, ÜMLÛ TARİHÇİ ÂŞ/KPAŞAZAPe, 88 ŞtNOA ÖLPÛ. mSAVVuF £DE8İYATlUtU giıyüt: O2ANLA. RtNPAN ÂÇltc PAŞA'NM TORJJNUYOU. YİZMİ YAŞLA£IN- PAYI££U HASTALAUIP <S£/V€'P£ BİR SÜSe KALMIŞ,BU ARAOA SULDUĞU S/e KimPTAM OSMAUU TMgifiİNİU İUİ YILLARIUI OtOJMUÇTU. DAHA SOAJŞA, ÇELEBİ MEU- AJier't-£ MUSA ÇSLE8İ A/SASfNDAKİ 7AHT KAVGASl- A/A 7WK OLMUÇ, A/Z0/MMM JT.MCIZAT(SOLDAICİ RE£İM~) Ve IT. MEHMET'/AJ(ŞASDÂ) SALTAfJATLA/SI- Nl e&KMÜÇTÜ. 8U PADİŞAHIA&L4 B'gÇOK SEF£- ££ V£ SAVAŞA £>A ACAT7CAM Â Ç / K P Ş , Ş M/AJIN SOH yiLLAIZtAJOA yA2£>/ĞI "ÂŞIKPAÇA2Ape 7A ZİHİ* VBYA "TSI/A&H-İ AL~İ OSMAN"ADU OA, SAflAA/S/C/A/PAAJ f48O 'LE/££ DEĞ/N OSMAtJ. Ll HANEOANt TARİHİ Mi NATŞ ANKARA D.T. ŞINASİSAHNESJ'mte 1 Kaı Sak 4lntai-SlsaCMrttsSataJI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear