Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 MART 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMÎ ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13
Uzun tünele
kaza önlemi
• AYDEV(AA)-
Türkiye'nin en uzun
tüneli olan Aydın-îzmir
otoban yolu üzerindeki
Selatin Tüneli'nde
modern teknik cihazlarla
kazalara karşı örüem
ahnırken, gizli plaka
kayıt sistemi jandarma ve
emniyet mensuplanna da
yardımcı oluyor.
Karayollan 28. Şube
Şefliği Tünel Proje
Mühendisi Nail Ozdemir,
tünelin dünyanın en
modern 4., 3 bin 43
metre uzunluğu ile
Türkiye'nin en uzun
tüneli konumunda
olduğunu bildirdi.
Esnafa
kredi olanağı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlar Kredi ve
Kefalet Kooperatifleri
Birlikleri Merkez Birliği
(TESKOMB) Genel
Başkanı Kadır Akgül,
bütün esnaf ve sanatkâra
10'ar milyar liraya kadar
kredi verebilecek
durumda olduklannı
söyledi. Akgül, 2000'den
bu yana 500 büıe yakın
esnafinkepenk
indirdiğini kaydederek
esnafin Halk Bankası
kanalıyla esnaf kefalet
kooperariflerinden
kullanacağı kredilehn
faizinin yüzde 59'dan
47'ye indirildiğini ve
Bağ-Kur'a prim borcu
olmaşartuıın
kaldınldığını hatırlattı.
Aygün'den imar
aflı önerisi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
ATO Başkanı Sınan
Aygün, kapsamlı bir imar
reformu ile Türkiye'nin
150 milyar dolar kaynak
bulacağını savunarak
"Reformlann efendisi
imar reformudur. Bu
reform gerçekkştiriürse
Tûridye EMF'den, ek
vergflerden, borçlardan
kurtulur" dedi. ATO
Başkanı Aygün dün
yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin borç
sarmalından çıkışının ve
taze kaynağının adresi
olarak imar affını
gösterdi.
AKP'li Kapusuz 'îşten çıkarmalar gereksiz değil' diyerek işvereni savundu
îştençıkarmaîaravizeANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Iş Güvence-
si'nin uygulanma tarihi 30
Haziran 2003 tarihine er-
telenirken Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Murat Başesgioğhı "Ger-
gmüğiıı sürmemesi için İş
Yasası görüşmderini sür-
dürmedik''dedi. CHP An-
kara Milletvekili Oya
Arash, iş güvencesinin 15
Mart'ta yürürlüğe girdiği-
ni anımsatarak "Yürüriu-
ğe girmiş bir yasamn yü-
rürtüğünün ertetenmesi
diye bir şey olamaz. Bu gi-
rişim, anayasaya aykın-
dır" uyansında bulundu.
AKP iktidan, işverenin
istemi doğrultusunda iş
güvencesinin yürürlük ta-
rihini 30 Hazi-
ran 2003'e at-
tı. AKP'li îs-
maü Katmera
ve arkadaşlan-
nın önerisinin
hemen görü-
şülmesi istemi
genel kurulda
tartışma yarat-
tı. CHP Grup
Başkanvekili
Oğuz Oyan,
AKP'lilerin
çelişkili tavrı-
na dikkat çe-
kerken "Bu,
takryyeci anla-
• CHPAnkara
Milletvekili Oya
Arash, iş güven-
cesinin 15
Mart'ta yürürlü-
ğe girdiğini
anımsatarak
"Bu girişim,
anayasaya aykı-
ndır" uyansında
bulundu.
ren düşmanı gibi, dolayı-
sıyla işçi düşmanı gibi bir
pozisyona gidiyor. Elbette
iş hayabişvereniyle, işçish-
le bir bütündür. Birinin
hakkınıdiğerine,diğermin
hak ve hukukunu diğerine
peşkeş çekmekse parla-
mentoya biçyaktşmaz" de-
di. Erteleme konusunda iş-
çi konfederasyonlanyla
uzlaşma sağladıklarında
ısrarîı olan Salih Kapusuz,
kapalı toplantıda mutaba-
kat sağlanan konfederas-
yon başkanlannın dışanda
farklı konuştuğunu ileri
sürdü.
Kapusuz, işverene de iş
güvencesi nedeniyle çı-
kardığı işçileri geri alma-
lan çağnsında bulun-
du.Öneri üze-
rindeki görüş-
meler sırasın-
da kürsüye çı-
kanCHP An-
kara Milletve-
kili ve anaya-
sahukukupro-
fesörü Oya
Arash, "Yü-
rürtüğe girmiş
biryasanınyü-
rurtüğünü er-
teiemediyebir
şey oimayaca-
ğt, hukuk fa-
külteterininilk
suuflarmda
Türkîye güvenceden yoksun tek ülke
GÜLŞAHKARADAĞ
tş Yasası'nın 15 Mart'a yetış-
tirilememesini neden göstererek
tş Güvencesi Yasası'nı alelacele
3 ay erteleyen AKP hükümeti,
OECD'de ve Avrupa Birliği'nde
(AB) eşi görülmemiş düzeyde
"işveren yanhsı'' olan bir çalışma
yaşamını Meclis'te düzenleye-
rek günlük yaşama sokmaya ha-
zırlanıyor.
57. hükümet döneminde Ya-
şar Okuyan'ın görevinden alın-
masına varan tartışmalara yol
açarak Meclis'te "zorald" yasa-
laşan iş güvencesi, OECD ülke-
leri içerisinde sadece Türkiye'de
uygulanamıyor. tş güvencesini
getiren yasanın (sendikalar bunu
kısmi güvence olarak görüyor)
AB'ye uyum kriterleri içerisinde
olmadığı halde Ulusal Prog-
ram'da bulunduğunu iddia eden
işverenler, "uyumunbaşatşara"
haline getirilen yeni tş Yasası'y-
la, feodaliteden kalma, eşi görül-
memiş kiralık işçi uygulamasını
yasalaştırmaya çalışıyor.
OECD ülkelerinde çalışanın iş
güvencesini düzenleyen yasalar
ve haklar ile Türkiye'deki durum
VTŞI ortaya koyuyor. fktida-
rm bir kimtik sorunu var.
Gerçek künliğinizi secim-
den önce halktan gidedi-
niz, halkı kandırdınızJ"
dedi. CHP Grup Başkan-
vekili Mustafa Ozyürek de
erteleme nedeniyle çalış-
ma yaşamındaki kaos bek-
lentisinin haziran ayına
sarkacağına, haziranda
tekrar kitlesel işçi çıkarma
olayıyla karşı karşıya kah-
nacağına dikkat çekti.
AKP Grup Başkanveki-
li Salih Kapusuz ise erte-
leme karanndaki işveren
etkisini doğrulayarak "Ni-
çin bir işveren tşçisini kapt-
nın önünekoyuyor? Elbet-
te bu gereksiz değiL Adeta
CHP işyeri düşmanı, işve-
okutulur. Sizin sıralaruuz-
da oturan anayasa hukuk-
çusu arkadaşımız da bu-
nun olmayacağını öğrenci-
lerine anlatnuşür. Şimdi
bir kaosa güüecek, Kaza-
nılmış haklar vardır. Bu
yasa Meclis'ten geçse bile,
Cumhurbaşkanı'nın 15
gün üıceJeme süresi var.
Muhtemeleıı tekrar görü-
şülmesi için gelecek. Belü
bir süre sonra onaylansa
bile süannlar bitmeyecek.
Sayısız dava olacak. Yar-
gıçlar işin içinden çıkmak
için uğraşacak. Çaresizsi-
niz, çünkü düşünmediniz.
Sorumhı bir iktidar, böyle
bir düşüncesi varsa tedbi-
rini önceden ahnh. Lutfen
daha sorumhı ohın."
Mecbsteki tş Yasası görüşmeleri işçiyi sokağa dökmüştü.
karşılaşhnldığında, Türkiye'nin
AB'ye uyum ve sağlıkh istihdam
açısından tş Yasası'na mı, îş Gü-
vencesi Yasası'na mı daha fazla
ihtiyacı olduğu sorusu gündeme
geliyor:
^ tş Yasası'yla getirilecek
olan işçinin kiralanabilmesi ko-
şulu, hiçbir AB ülkesinde bulun-
muyor. AB düzeyinde "geçki iş
aracıhğı'' adı altında, işçi kirala-
yan şirketler kuruhnası tartışma-
sı yapılıyor. Ancak, işçinin tüm
yükümlülüklerinin aracı şirkete
ait olduğu tasan, işçi ve işveren-
ler arasında uyum sağlanamadı-
ğı için rafa kaldınldı. Alman-
ya'da aynı holding bünyesindeki
şirketler arasuıda böyle bir alış-
verişin yapılması planlanıyor.
Ancak, burada da istihdam büro-
sundan izin alma koşulu getirili-
yor.
• Toplu işten çıkarmalarda
sendikaya, işçi temsilciliğine da-
nışma koşulunun olmadığı tek
ülke Türkiye.
• Diğer OECD ülkelerinde
işveren yargı karşısında işçi çı-
karmadaki geçerli nedenini ka-
nıtlamak zorunda. Türkiye'de,
sebep aranmadığı gibi, yargı
karşısında işçi neden işten çıka-
nldığını kanıtlamak zorunda
kalabiliyor.
• Türkiye dışındaki hemen
tüm OECD ülkesinde bireysel iş-
ten atmalarda işçiyi önceden
uyarma, istihdam bürolanna ha-
ber verme, yanıtlannı bekleme
zorunluluğu var.
• OECD ülkeleri içerisinde
bireysel işten ahlmaya göre ten-
kisat güçlüğü en az olan ülke
Türkiye.
• 20 OECD ülkesinde işçi, iş-
veren istemese de yargı karany-
la işe dönebiliyor. Kalan 6 ülke-
de, Türkiye'den farklı olarak iş-
ten çıkarmada yüksek tazminat-
lar söz konusu. Aynca, işten atıl-
madan önce, işçi farklı alanlara
kaydrrümak gibi pek çok prose-
dürden geçirihniş, son olarak iş-
veren yargıya başvurarak işten
çıkarma nedenini anlatmış.
ŞAHAPAVa
ALtAĞA - Petrol işçisi özelleş-
tirmeye direnecek. Petrol-tş Genel
Başkanı Mustafa Öztaşkm, PET-
KtM ve TÜPRAŞ ışçilerinin katıl-
dığı brifıngde, hükümeti eleştire-
rek, "Onlar ne kadar özefleştirme-
ye kararb>salar, biz de durdurma-
yave mücadeketmeyeonlardan da-
ha kararhyE" dedi.
Öztaşkın, özelleştirmenin top-
lumsal yarar kavramı çerçevesinde
yeniden tartışılmasını hedefledikle-
nni, bu amaçla bilgi yoğun bir kam-
panya başlattıklannı söyledi. Sine-
vizyon gösteriminin de yapıldığı
brifinge Aliağa Belediye Başkanı
SüleymanAkbıyıkoğlu, AKP, CHP,
ANAP ve ÖDP üçe başkanlan, köy
ve mahalle muhtarlan, demokratik
kitle örgütü başkanlan,Türk-tş 3.
Bölge Temsilcısı MustafaKundak-
çı ile çok sayıda sendika yöneticisı
de katıldı. Öztaşkın, başlattıklan
kampanyayla bugüne kadar yapı-
lan özelleştirmeleri tüm çıplaklı-
ğıyla kamuoyuna açıklayacaklannı
aktararak şöyle dedi: "Onlar ne
kadar özelleştinneye kararin salar,
biz de durdurmaya karariryız. Bu
karariıhgımm tophımun duv-arh ke-
simlemie yapabUirsek kesinlikle
başanh olacağu."
Petrol-îş Eğitım Uzmanı Ayfer
Eğjlmez de, PETKTM ve
TÜPRAŞ'ın ülke ekonomisinin ya-
nı sıra ürünlerin denetim ve kont-
rolü açısuıdan da son derece önem-
li kuruluşlar olduğuna dikkat çek-
ti. Eğilmez, Japonya, Kore ve Tay-
van gibi gelişmiş üklelerde devle-
tin petrokimya sektöründe kapasi-
te yatınm kararlan ile dikey bütün-
leşmenin denetim ve kontrolünü
yapmasına karşın ülkemizde tam
tersı bir durumun yaşandığını söy-
ledi.
DUNYA EKONOMtStNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLUIOVD^
Pembe gözlü tavşanın peşinden gi-
den Alice'i izlediğimizde kendimizi, an-
lamlann kayt»olduğu, olaylar arasında-
ki nedensellik zincirinin koptuğu bir
fantezi dünyasında buluruz. Ama bu
yalnızca bir kitaptı. Cheney, Rums-
feld, Perie gibi karanlık karakterlerin
peşinden giden Dubya Bush'u izleyen-
ler kendilerini diz boyu kan ve kaos
dünyasında bulacaklar, ama bu, buna-
lınca kapağını kapatıp uykuya dalaca-
ğımız bir kitap olmayacak!
venl doktrln
Bush ve ekibi bu kâbus dünyasının
kapısını "Yeni Savunma Stratejisiyie"
açtı. Bu strateji, ABD'nin, askeri üstün-
lüğünü korumak için gereken her şeyi
yapacağını, her silahı kullanacağını ve
"engelleyici vuruş" prensibini benim-
sediğini, böylece ABD'ninkinden baş-
ka hiçbir ülkenin hükümranlık hakkının
tanınmayacağını açıklıyordu. George
Soros, Financial Times'ta yayımla-
nan savaş karşıtı biryazısında bu stra-
tejiyi George Orwell'in Hayvan Çiftli-
ği kitabındaki "Tüm hayvanlar eşrttir
ama kimi hayvanlar, diğerlerinden
daha eşitt'r" sözlerine benzetti. Benim
de aklıma, ABD Başkanı'na ve Savun-
ma Bakanı'naABDvatandaşlarını "fe-
rörist" ilan etme {böylece de anayasal
haklanndan soyutlama) yetkisi verme-
yi planlayan Patriot Act-ll ile, herkesi
dinlemeyi ve izlemeyi hedefleyen Pat-
riot Act-I gibi yasalan düşünerek, yi-
neOrwell'in birbaşkayapıtı, 1984, ge-
liyor.
Bu yeni stratejiden kaynaklanan Irak
politikası hem diğer devletlerde hem
de dünya halklannda büyük tepkiye,
tarihte eşi görülmemiş genişlikte bir sa-
vaş karşıtı cephenin oluşmasına, ge-
çen hafta milyonlarca işçinin küresel iş
bırakma eylemine neden oldu.
Diğer taraftan bu yeni stratejinin be-
nimsenmesinin daha birinci yılında
uluslararası siyasi düzende, hu-
kuk tasfiye edilmeye, "bir or-
man kanunu" ortamı oluşmaya
başladı. Bush hükümeti; Kyoto
Protokolü'nden (çevre ve iklim koşul-
lan), Balistik Füzeler Karşıtı anlaşma-
dan, NükleerSilahlartestyasağıveBİ-
yolojik Silahlar denetim anlaşmalann-
dan çıktı (Kimyasal Silah Konvansiyo-
nu'ndan çıkmak istiyor (The Gurdian
12/03). 1950'den bu yana Batı ittifakı-
nı, bu temelde de uluslararası siyasi
düzeni bir arada tutan NATO, BM Gü-
venlik Konseyi hatta Avrupa Birliği gi-
bi kurumlar bu yeni stratejinin etkisiy-
le çok tehlikeli bir biçimde aşınmaya
başladılar. Paul Krugman, daha önce
Bush hükümetıni destekleyen birçok
yorumcunun, bu nedenlerle giderek
eleştirel bir tutum almaya başladığını
yazıyor (New York Times).
ve ekonoml
Soros'a göre küresel ekonomi re-
sesyonda. Dünyanın önde gelen bor-
saları sürekli kan kaybetmekle kalmı-
yor, muazzam bir dalgalanma da ser-
giliyorlar. Geçen hafta Londra Borsası
bir günde yüzde 5'ten fazla düştü, er-
tesi gün de yüzde 6'dan fazla yüksel-
di. Avrupa borsalan, benzer şiddette
birdalgalanma yaşadı. Soros'tan son-
ra bir başka büyük spekülatör de ge-
çen hafta mali piyasalara sert bir eleş-
tiri yöneltti. Berkshire Hathavvay'in
yönetim kurulu başkanı Warren Buf-
fet'e göre "türevler, mali kitle imha
silahlan" haline gelmişti. Buffet, ne
merkez bankalannın, ne de hükümet-
lerin hâlâ bunları denetlemenin, izle-
menin hatta risklerini hesaplamanın
güvenilir bir yolunu bulamadıklarını
söyledi (The Economist 13/03). ABD
dolan, Euro ve Yen karşısından gerile-
yerek dalgalanmaya devam ediyor.
Petrol fiyatlan da geçenlerde, bir an 40
dolara vurduktan sonra geriledi, ama
Duhya'nın Dünyası
hâlâ son yıllann en yüksek düzeyinde
seyrediyor. Dünya Ticaret örgütü, ilk
kez ABD politikalarını eleştirerek,
"Bush hükümetinin tek başına dav-
ranma eğiliminin, dünya ekonomisi-
ni (küreselleşmeyi E.Y.) tehdit ettiği-
ni" söyledi (International Herald Tri-
bune 15/03).
Diğer taraftan böyle çılgın bir savun-
ma doktrinini benimseyen ABD'nin
ekonomik yapısı o kadar kınlgan ki,
Bussinessvveek'in ekonomi yorum-
cusu Robert Kuttner'in Boston Glo-
be'da vurguladığı gibi (13/03) muaz-
zam bir bütçe açığı bile canlandırma-
ya yetmiyor. Financial Times, ABD
ekonomisinin bu stratejisinin askerin
yükünü taşıma gücünü sorguluyor
(15/03). Bush yönetimi Kongre'nin dı-
şişleri ve bütçe komisyonlannın ısrarîı
çağnlanna karşın savaşın maaliyeti
üzerine suskun kalmaya devam edi-
yor.
Bu sırada
Dubya, gözünü Ortadoğu petrolleri-
ne, bir Avrasya jeopolitiğine dikmiş,
burnunun doğrultusunda, ille de Irak
diye giderken, dünyanın geri kala-
nı daha da kanşıyor. Kuzey Kore,
nükleer santraliarını aktif hale ge-
tirdikten sonra, Japon denizinde
füze denemesi yaparak olaylan tır-
mandırmaya devam etti. ABD, Ku-
zey Kore'yle, bölge ülkelerine gü-
ven verebilecek bir biçimde ilgile-
nemediği için Japonya'da artık
ABD'ye dayanmayan bir savun-
ma politikasının, hatta nükleer si-
lahlann geliştirilmesini isteyen bir
yaklaşım giderek güçleniyor (Wall
Street Journal 12/03).
ABD, Avrasya kazanını kanştıra-
dursun Latin Ameri-
ka'da bir başka kazan
kaynıyor. Arjantin hâlâ
krizde... Bolivya, TMF
polttikalan yüzünden geçen ay iç sava-
şın eşiğine geldi, Askerle polis çatıştı,
Devlet Başkanı, sarayından, birambu-
lansa saklanarak kaçabildi. Kolombi-
ya'da sağcı ve solcu gerillalarla hükü-
met arasında süren üçlü iç savaşa,
Clinton döneminde Plan Kolombiya
ile ABD de katılmıştı. ABD'nin Kolom-
biya'da, özellikle de petrol boru hattı
etrafında askeri variığını giderek arttır-
dığı görülüyor (Fılipinler'de de benzer
bir gelişme söz konusu).
International Herald Tribune'de
vurgulandığı gibi bölgede
y
Washing-
ton Consensus" olarak bilinen ABD
güdümlü IMF politikalanna karşı bü-
yük bir tepki var. Hemen her ülkede bu
dalganın üzerinde yeni "popülist" ikti-
dariar yükselmeye başladı. Petrol açı-
sından çok büyük starejik öneme sa-
hip Venezüella'da ise Chavez'in, ran-
tiye kesiminin, sendika bürokrasisinin
ve ABD propagandasının tüm basıncı-
na rağmen yoksullara dayanarak ayak-
ta kalmayı başarmış olması, bölgede
ABD etkisinin ne kadar zayrfladığının
bir göstergesi.. bölgenin en büyük üç
ülkesinden Brezilya'da Lula gibi sol-
cu bir devlet başkanının iktidara gel-
erginyntr.net
mesi, Meksika ve Şili'nin de BM Milli
Güvenlik Konseyinde ABD'yi destek-
lemekten yana olmamalan da...
Balkanlara dönersek, Clinton dö-
neminde gerçekleştirilmiş bir "rejim
değişikliğinin", gerçekte nasıl hâlâ kriz-
de olduğu, geçen hafta, Sırp Başbaka-
nı Cinciç'in öldürülmesiyle ortaya çık-
tı. Cinciç'in ölümüyle ABD, Sırbis-
tan'da çok önemli bir "kukla lider" kay-
betti. önce, ülkesinin binlerce devlet
işletmesini daha birkaç yıl önce ülkeyi
bombalayanların çokuluslu şirketleri-
ne.. arkasından, Miloşeviç'i yüz mil-
yon dolara ABD'ye.. sonunda da Yu-
goslavya'nın adını satıp variığına son
veren Cinciç öldüğünde halkın yalnız-
ca yüzde 10'unun desteğine sahipti
fThe Guardian 14/03). Stratfor stra-
tejik analiz sitesi, Cinciç'in ölümünün
SırtDİstan'ı siyasi kargaşayasürükleye-
ceğini söylüyor (12/03).
Geleneksel bağlaşıklannı birer birer
kaybeden ABD, böyle bir dünyada ne-
reye yetişecek? Lideriiğine ve yenil-
mezliğine güvenerek ABD'nin peşin-
den gidenlerin, arada sıra başlannı kal-
dınp resmin geneline bakmalarında
fayda yok mu? W.B. Yates'in dizele-
riyle (1919), "merkez çöküyor, bir
anarşi boşalıyor dünyanın üzerine".
Bu çöküntüye gönüllü dalmanın âlemi
var mı?..
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Keyfi Bütçe-2003
Devlet bütçesi ekonomi ile polrtikanın kesiş-
me düzlemidir; ekonomi politigin çekirdeğidir. Bu
nedenle de bütçelerin belli kurallaria çıkanlan yasa
özelliği taşıması demokrasi ile yönetilen ülkelerde
temel kuraldır Devlet halktan topladığı her liranın
nereden ve kimlerden toplandığını ve nereye ve
kimlere aktanlacağim. yasaya bağlamak zorunda-
dır.
Ancak 2003 Bütçesi, bütçe yapmanın en temel
kurahna uymuyor; kimi noktalannı saklıyor.
Bütçenin sakladığı noktalann başında, yatınm ve
transfer ödenekleri geliyor. 2003 Yılı Bütçe gerek-
çesinde, 146.5 katrilyon TL olarak bağlanan kon-
solide bütçenin 9 katrilyon lirası yatınm ödeneği
olarak aynlmıştır. Transfer ödeneği olarak da 100.6
katrilyon harcama yapılması öngörülmektedir. An-
cak aynı gerekçede,"...bir katrilyon lirayatınm öde-
neği ve 281 trilyon Hra transfer ödeneğinin iptal
edildiği" açıklanmaktadır. Ancak gerekçede ya da
ekli belgelerde, bu ödenek kesintilerinin nerden ya-
pılacağı belli değildir. Tasanda, "...iptal edilen tu-
tariann sektör, kunjluş ve projeler itibanyla dağılı-
mı bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
on gün içinde Yüksek Planlama Kurulu tarafından
belirienir" denilmeKtedir. Bu durumda, toplam ya-
tınmlann durumu da açıklık kazanmamış olmakta;
yatınm ödeneklerinin kullanımında açık bir keyfi-
lik ortaya çıkmaktadır.
Keyfilik bununla da kalmıyor. Maliye Bakanı açış
konuşmasında Israf varsa, ödeneği olsa dahihar-
cama yapılması önlenecektir" diyor. Ancak "israf
nasıl saptanacaktır?" bu konuda "hangi ölçütler
kullanılacaktır" sorularının açık bir yanıtı bulunma-
maktadır.
•••
Kasım seçimlerinde seçmen ekonomide köklü
değişiklik istiyordu. Istenen değişikliğin başında,
devletin, rüşvet ve yolsuzluklardan temizlen-
mesi geliyordu. Bunu, işsızliğe çözüm bulunması;
hakça bir vergi düzeni oluşturulması; daha eşitlik-
çi gelir dağılımı; eğitime, sağlığa, çiftçiye ve esna-
fa destek beklentileri vardı.
Seçmen öncelikle temiz siyaset istiyordu. Üzü-
lerek belirtmeliyim ki, AKP iktidan, siyasetin temiz-
lenmesi yönünde gerekli adımları atmadı ya da ata-
madı. Milletvekili dokunulmazlıklanna dokunul-
madı; Mali Milat Yasası uygulamaya konulmadı;
kayıt dışı ekonominin kayrt artına alınması yo-
lunda tek bir adım atılmadı. Bunun sonucu olarak,
devlet, çok daha pahalı borçlanabilir duruma
geldi.
Bütçeye dayanak olan önlemler, dolaysız vergi-
lerin arttınlmasına dayanıyor. Toplam vergiler için-
de dolaylı vergilerin payı yüzde 67'ye tırmanıyor;
doğrudan vergilerin payı da yüzde 33'e çekiliyor. Bu
bağlamda, toplam vergi gelirlerinin ortalama yüz-
de 44.1 artması öngörülürken, cari fiyatlarla gelir
vergisi artışı yüzde 25.4 buna karşılık mal ve hiz-
metlerden alınan vergiler de yüzde 49.5 artacaktır.
Akaryakrt tüketim vergisi ve KDV gibi mal ve hiz-
metlerden alınan vergiler, zengin ileyoksulu ayir-
mayan ve bu nedenle de en haksız vergi türleri-
dir. Oysa temel kuraldır, vergiler, esas olarak, öde-
me gücüne, gelire ya da servete göre salınır ve top-
lanır. Hükümet, tersine gidişi sürdürüyor. Hüküme-
tin vergileme anlayışı, ekonominin ve anayasanın
temel kuralını çiğniyor.
Bütçe gelirierini arrtırmak için kamuya ait, arazi
ve binalann satılması ve özelleştirmenin hızlandı-
nlması isteniyor. Halka ait servetin, açık ve saydam
yöntemle satışı yerine, iktidan destekleyenlere da-
ğrtılması durumunda, gelir dağılımı daha da bozu-
lur; haksızlık trmanır. Bu, servetin el degiştirme-
si olur; üretimi arrbrmaz; işsizliğe çözüm ol-
maz.
Bütçe, yatınmlan kısıyor; bu, işsizlik ve üretimsiz-
lik demektir. Bununla da kalmıyor, dar gelirii ve yok-
sul kesimlerin yararlanacağı eğitime, geçmiş yıl-
lara göre daha az kaynak ayınyor.
Bütçenin özü itibariyle, gelirini, vergi yoluyla
yoksuldan alan, harcamasım da faiz yoluyla
zengine aktaran, yani yoksuldan alıp varlıklıya
veren geçmişin uygulamalanndan hiçbir farkı yok-
tur. 2003 Bütçesi, ülkeyi iflasa götüren önceki
yıllann bütçelerinin, biraz daha aşırıya, doğal
uzantılanna götürülmüş biçimidir.
Bütçe, üç yönüyle, yasal açıdan, ekonomik
açıdan ve siyasal açıdan tam bir yetersizlik
anıtıdır.
yakup@metu.edu.tr
Sivil toplum örgütleri tepkili:
Maden Yasası
yıkım getirir
tstanbul Haber Servi-
si- TBMM komisyonla-
nnda görüşülen "Ma-
denciük Yasa Değişikbği
Taslağı''na, sivil toplum
örgütleri ve meslek oda-
larından tepki geldi. îs-
tanbul Teknik Universi-
tesi öğretim üyesi Prof.
Dr. tsmail Duman. "Bu
yasataslağı, ülkemizdeki
madencilik sektörünün
sorunlarma çözüm sağ-
lamakbir yana, çevresel,
doğal ve küitürel varhk-
lanmız için de yıkun ge-
tirecektir. Söz konusu ta-
san geri çekflmefi ve ye-
niden hazırlanmalıdır'"
dedi. Duman, taslağın
geri çekihnesi ve yeni-
den hazırlanmasının bir
"zorunluhık" olduğunu
dile getirdi.
Jeoloji Mühendisleri
Odası Yönetim Kurulu
üyesi Tahir Öngür ise
"Dümada yaklaşık 130
ülkede madencilik yasa-
lan yenikndL Ancak sa-
nınm ilk kez Turidye'de
ÇEDkaktmlacak.Buka-
bul edilmesi olanakh bir
durum değildir'' dedi.
Ev sahipleri!
Zorunlu Deprem Sigortanızı" yaptırın,
süresi dolan poliçenizi yenileyin.
ffit SKAFET '
SIGORTALARI
KURUMU
Zorunlu Deprem Sigortası için, tapu ve kimlik fotokopinizle, yetkili sigorta şirketlerine veya acentelerine başvurunuz.
Ayrıntılı Bilgi için; DASK Çağrı Merkezi: 0212.368 O 800 veya WWW.dask.QOV.tr