Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2003 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGTJN
ALtSİRMEN
Nerde Eski Bayramlar?
Sevgili,
Gerçi kendisi bitti bayramın, ama tatili ve re-
haveti sürüyor.
Bu yıl eski bayramlar özlemi, gazetelerden
çok, Başbakan Abdullah Gül'den geldi.
Oda benim gibi, çocukluk bayramlannın bam-
başka olduğunu söylüyordu.
Bayramın çeşitli yönleri var. Biz gazeteciler için
bunlardan biri de, "An mirim, nerdeeee o eski
bayramlar?" biçiminde telaffuz edilen eski-ye-
ni tartışmasıdır.
Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda, ne zaman
oayram gelse, tıfıl muhabiriere, buyururlardı:
- Git de, birini bul, bize eski bayramları anlat-
sın!
Bizimki, ya varsa dedesinin mütekait ahbap-
lanndan birine başvurur, onu da bulamazsa,
genelde gazetelerin arşivlerinde çalışan gör-
müş geçirmişlere gidip, onlarla röportaj yapar-
dı.
Her röportajın özeti aynıydı:
- Nerdeee o eski bayramlar!
Altı yıl önce, Milliyet'te odamda oturuyordum,
kapı vuruldu, içeri tanımadığım genç bir muha-
bir arkadaş girdi.
- Efendim, dedi, sizinle eski bayramlar konu-
sunda birsöyleşi...
Dondum kaldım. Sıra bize gelmişti.
•••
"Nerdee o eskilerf.." muhabbetini sevmem.
Insan içindeyken fark edemese bile, dışardan
bakınca epey gülünç oluyor.
1980 yılında, ABD'de yaşayan babam, çok
uzun bir aradan sonra Istanbul'a gelmişti.
Annem, o ve ben, artık Boğaziçi Üniversitesi
olan eski okulu College'e gittik.
0 zamanlar futbol sahası olan alanda geziyo-
ruz, gencecik oğlanlar, çiçek gibi kızlar...
Babam baktı baktı.
- Nerdee o eski College Rahşan, dedi.
Annem hak verdi:
- Haklısın Samim, zaten hiçbir şeyin eski ta-
dı kalmadı.
Yaşam yine acılarıyla, tatlarıyla, sıkıntılanyla,
sevinçleriyle akıp gidiyordu, eski tadı kalma-
yan, onlardı.
Düşündüm, Samim eski Samim, Rahşan es-
ki Rahşan oimadıklarına göre, College'in ya da
yaşamın tadı, nasıl eski tadı olacaktı ki?
• • •
Eski bayramları, bayram yerlerini ben de öz-
lüyorum. Ama özlediğim, belleğimde kalan bay-
ram yerleri, gerçekte belki de hiç olmadılar.
Benim belleğimde atlas gibi kalan kumaşlar
belki çuval beziydi, üzerine binip düştüğüm be-
yaz küheylan, belki de uyuz bir sütçü atı...
Oyüzdendir ki, eski bayramlar mavrasını sev-
miyorum.
Ama kabul etmemiz gerekir ki, bayramlarımız
değişti.
Kurban Bayramı'nın ilkgünü birtoplantıda, yü-
reği hâlâ genç bir hanım, yarım yüzyıl, elli beş
yıl önceki bayramlan anımsıyor (o yüzden kim
olduğunu yazmıyorum) ve bize şunlan söylüyor-
du:
- Bakın size anlatayım eski bayramlan...
"önce, bayramlıklar, hediyelikler alınır, son-
ra akşamdan yemekler hazırfanır, sabahleyin
erkenden kalkılır, ziyarete gidilirya da ziyaret-
çi kabul edilir....
- Ben de yenilerini anlatayım, diye girdim sö-
ze.
"Eğeryazsa önce mayolar, kışsa kayak takım-
ları alınır, seyahat biletleh ayarlanır, akşamdan
bavullaryapıltr, sabah en\endenyola düşûlür..."
Bayramın o birinci günü, Istanbul'un bir za-
manlar cıvıl cıvıl olan sokakları bomboştu. San-
ki hayal şehirde yaşıyor gibiydik.
Kimseyi kınamıyorum Sevgili, ben de ertesi
günü yola çıkacaktım.
Eskiye özlem değil benimkisi, yeni bayram-
ların da yeni güzellikler getirebileceğini biliyo-
rum.
Amasana "Yeni bayramlar, yeni güzellikler ge-
tiriyor" diyemiyorum.
Çünkü yeni bayramlarda eskiye oranla insan
öğesi eksik.
Daha tecimsel, daha turistik, belki daha da eğ-
lenceli yeni bayramlarımız, ama daha insancıl
değil.
Insan sıcağı da olmayınca (kulakları çınlasın
Erdal Atabek'in) bayram bayram olur mu?
Geçmiş Kurban Bayramı'nı kutlarım Sevgili,
umanm seninkinin insan öğesi eksik kalmamış-
tır.
Kumar makineleri satılıyor
Topal'ın mallan
haraç mezat
GURSUKUNT
ANTALYA-Öldürü-
len kumarhaneler kra-
lı ÖmerLütfı Topal'ın,
Antarya'da işlettiği Em-
peryal Casinosu na ait
kumar makineleri, ma-
sa ve sandalyeler vergi
borcu nedeniyle satılı-
yor. 27 Şubat'ta açık
arttırmaya çıkarılacak
makine ve eşyalar için
487 milyar 320 milyon
liralık değer belirlendi.
Topal'a ait casinonun
vergi borcu yasal süre-
süıde ödenmediği için
slat, nılet, at yanşı oyun
makineleri, para ve je-
ton sayma makineleri-
nin de aralarında bu-
lunduğu çok sayıda eş-
ya Batı Akdeniz Em-
lak Müdürlüğü'nce da-
ha önce haczedildi.
Eşya ve makinelerin
27 Şubat'ta açık arttır-
mayla satılacağı gaze-
te ilanıyla duyuruldu.
Mallar için toplam 487
milyar 320 milyon li-
ralık değer belirlenir-
ken satış sırasında bu-
nun yüzde 75"inden
aşağı bedel verilmesi
ya da alıcı bulunama-
ması durumunda, ikin-
ci ihale lOMart'taya-
pılacak.
•• ••
Edremit karakolunda ölen Ozgür UnaPın avukatlan, sanık polislerin ağır cezada yargılanmasını istiyor
Kuşkulu ölüme işkence iddiasıOZANYAYMAN
İZMİR - îki yıl önce gözaltına
alındığı Edremit Karakolu'ndan ölü
olarak çıkan Ozgür Ünal'ın intihar
ettiği yönünde rapor hazırlayan po-
lislerin ağır ceza mahkemesinde iş-
kence suçuyla yargılanması istemi,
20 Şubat'ta karara bağlanacak.
Olay günü karakolda görevli olan
polisler halen görevi ihmal suçuyla
Edremit Asliye Ceza Mahkeme-
si'nde yargılanıyorlar. Ünal"ın avu-
katlan ise ölümün işkence sonucu
gerçekleştiğini iddia ederek sorum-
lulann bu kapsamda yargılanmala-
n gerektiğini belirtiyorlar.
22 Ağustos 2002'de Edremit Ka-
rakolu'nda gözaltına alınmasının
üzerinden 24 saat geçmeden ölü ola-
rak bulunan Özgür Ünal'ın, işken-
ce sonucu yaşamını yitirdiğini savu-
nan Izmir Barosu avukatlan, eldeki
bulgulann, intihar iddialannı çürü-
tecek nitelikte olduğunu savunuyor.
• 22 Ağustos 2002'de Edremit Karakolu'nda gözaltına alınmasının üzerinden 24 saat geçmeden
ölü olarak bulunan Özgür Ünal'ın, işkence sonucu yaşamını yitirdiğini savunan îzmir Barosu
avukatlan, eldeki bulgulann, intihar iddialannı çürütecek nitelikte olduğunu savunuyor.
1985 doğumlu olan Özgür Cnal'ın
yaşamını yitirdiğinde 18 yaşın altın-
da olduğunu belirten Izmir Barosu
îşkenceyi Önleme Grubu'ndan Na-
lan Erkem, "Olaya neresinden balo-
lırsa bakılsuı ölüme gklen yolda bir
diziendişelervar. İntihar iddialan ise
bulgular çoğaMıkça azahyor" dedi.
Duruşma 20 Şubat'ta
Cnal'ın savunmanlannın bu doğ-
rultuda Edremit Asliye Ceza Mah-
kemesi'ne ilettikleri istemleri, da-
vanın son görüldüğü tarih olan 26
Aralık 2002 tarihinde karara bağ-
lanmadı. Mahkeme başkanı, eksik bi-
lirkişi raporu nedeniyle 20 Şubat
2003'e erteledigi duruşmada, so-
rumlu polislerin ağır cezada yargı-
lanmalan konusundaki karannı ve-
receğini bildirdi.
Otopsl raporu yeterll değil
Ünal'la ilgili açılan davanın iş-
kence kapsamına çekilmesi konu-
sunda, Türk Tabipleri Birliği'nin
(TTB) hazırladığı alternatif raporun
etkıli olduğu bildirildi.
Ünal'ın avukatlanndan Nalan Er-
kem, Adalet Bakanhğı Adli Tıp Ku-
rumu Bursa Grup Başkanlığf nca
hazırlanan otopsi raporunda ölüm
nedenini sorgulayıcı unsurlar olma-
dığını söyleyerek, "Bunun üzerine
TTB Merkez Komitesi'ne başvur-
duk ve burada hazırlanan rapor, olay
günü karakolda görevli polislerin,
UnaTı işkence sonucu öklürdüğü yö-
nündeki kuşkulanmızı daha da kırv-
vetiendirdT dedi.
Erkem, "TTB Merkez Konse>i ra-
porunda, Bursa'da düzenlenen otop-
si raporunun 'Minesota Otopsi Pro-
tokolü' ne aykuı düzenlendiğine de-
ğmildi" diye konuştu.
Minesoto Protokolü'nün, insan
haklan ihlallerine yönelik aynntılı in-
celemeleri gerektirdiğini söyleyen
Erkem, "Bu protokole göre otopsi
öncesi ve sonrasmda her aşamanın,
özelükle saptanan tüm lezyonlann
fotoğraf ve videosunun çekilmesi ge-
relonektedir. Oysa adli tıp raporun-
da 24 adet fotoğraf çekildiğinden
bahsediliyor ancak iletilen dosyada
otopsiişjemine aitherhangi bir fotoğ-
raf yok. Bize iletilen 4 fotoğraf ise
olay yeri incetemesine ait" diye ko-
nuştu. Ünal'ın avukatlan dava son-
rası, dosyada araştınlmayan bir di-
zi konu olduğunu belirterek şu açık-
lamayı yaptılar:
"Türkiye'nin AİHM'de büyük
oranda maddi tazminat cezasına
çarpünlması olasıhğı olan bu dava-
nm ağır ceza mahkemesinde, işken-
ce olgusu göz önüne afanarak görfil-
mesini istiyoruz. Araşünlmasını is-
tediğimiz bir dizi hususvar. Bursa Ad-
li Tıp Kurumu'ndan video görüntü-
lerini istedik. Olay yeri inceleme fo-
toğraflannda çocuğun duvardaki
ayakizlerh le asfa birbirini rutmuyor.
Bunun için bih'rkişi incelemesi iste-
dik,Babasmm söykdiğmegörefldeliy-
le dahi düğüm atmasını bilmeyen
Ozgür Ünarın battaniye ipleriyle
kendisini asacak düğümü nasıl yap-
üğınuı araştınlmasını istiyoruz. Du-
varda bulunan maktulün parmak
izieri ve o gece karakolda görevli
polislerin parmak izieri ahndı mı?
Bunu da öğrenmek istiyoruz."
B.ayram
tatiUni Antarya'da
geçirenCHP
Genel Başkanı
Deniz Baykal,
Antalya'ya
hareketmden
öncekm Ash
BaykaTa ait olan
MiniCooper
otomobüi
kuDanarak
gazetecüere poz
verdi Baykal
daha sonra aynı
otomobiDe
Antalya'ya
döndiL(AA)
12 EYLÜL MAĞDURLARI
Cunta onları
sessizliğe
mahkûm etti
• 12 Eylül 1980 darbesiyle binlerce insan
yargılandı, cezaevinde yattı, işkence gördü. 199O'lı
yıllann başında cezaevlerinden çıkan bu insanlar
şimdi yasaklı olan kamu haklannı istiyor.
Baykal, Türkiye'nin çok büyük zarar görecek bir harekâta sürüklendiğini söyledi
Hüküınet çelîşld içindeANTALYA (AA) - Cumhuri-
yet Halk Partisi (CHP) Genel
Başkanı DenizBaykal, hüküme-
tin çelişkili politika izlediğini
belirterek "Biryandanbirbanş
şansı varnuş gibi davra- j — ; —
nışısürdürüyor,öteyan- J"
dan bir askeri hareket —
doğrultusunda somut
adımlanm atmaya de-
vam ediyor. Bu bir çetiş-
kkür ve bu izledigi tavn
da rutarsız hak dönüş-
türür" dedi.
Baykal, bayram tatili-
ni geçirdiği Ântalya'dan
karayoluyla Ankara'ya
hareket etmeden önce,
evinin önünde bekleyen
gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Baykal,
ABD'ninl8Şubafta2.
hükümet tezkeresinin
Meclis'te onaylanması
isteğine ilişkin bir soru-
ya, "Türkrve'ye çok büjiik za-
rarverecek harekâta sürükleni-
yor. Biz bunu uygun görmüyo-
ruz. Bizhn bu tavrınunn hükü-
metegüç katması gerekir. Hükü-
metin de değerlendû-mesi gere-
ken bir şans getirmektedir diye
düşünüyorum. Türkiye'nin bu
işin içinde olmasL maalesefbize
çok büyük zararlar verecektir.
' GÜNEŞ GÜRSELLER DE ÜYE OLDU
Tekirdagda CHP'yeyenikatüımlar
ERDALÖZCAN
ÇORLU-DSP'li Tekirdağ Belediye
Meclis üyeleri ve Tekirdağ Baro
Başkam Güneş Gürseller CHP'ye
katıldı. DŞP'den istifa eden Çorhı
Belediye Başkam Rauf Çetiner ve il
meclis üyeleri de CHP'ye
katılacaklannı açıkladı. Tekirdağ
Belediyesi'nin DSP'li meclis
üyelennden Nnri Bulut, trfan Topçu,
Nevzat Meriçboyu ve Levent Yıknz
ile bir dönem Erdal İnönü'nün
danışmanlığını yapan Tekirdağ Baro
Başkanı Avııkat Güneş Gürseler de
CHP'ye katıldı. Tekirdağ'ın Banarlı
Belediyesi'nin ANAP'lı meclis
üyeleri Ruşit Ak, Muzaffer Vural,
Zeki Var ve Ahmet SiyahJar da
parnlerinden istifa ettiler ve CHP
çatısına girdiler. Corlu 2. Noteri
aracdığı ile partisinden istifa eden
Çorlu Belediye Başkanı
Rauf Çetiner, sosyal demokratlann
tek çatı altında birleşmesi
gerektiğini vurguladı.
Bunu denedik biHyoruz" karşı-
lığını verdi.
Baykal, BM silah denetçileri-
nin şefı Hans Blk'in BM Gü-
venhk Konseyi'nde sunduğu ra-
———n porun, beklenen bir
• rapor olduğunu ve
_ _ - ABD'ye güç katma-
dığını belirterek "Ra-
por, Irak'ta bir aske-
ri harekâün yapıhna-
aanlayışınıciddişekil-
de sarsıntıya uğrat-
mıştır. BM'nin silah
denetleme çahşmala-
rını sürdürmesi ve
Irak'ta bir askeri ha-
rekâtuı bu aşamada
gerçekleştirilmemesi
gerekngidoğrultusun-
da hareket eden bü-
tün ülkeler. kurum-
lar, tophımlar, bu ra-
pordan güç almışlar-
dır" dedi.
MUSTAFAÇAKIR
ANKARA-12 Eylül 1980
darbesinin vurduğu binlerce
mağdur yurttaş, yasaklı olan
kamu haklannın geri verilme-
sini istiyor. 78'liler Vakfi Söz-
cüsü Celalettin Can, ömür bo-
yu sessizliğe ve suskunluğa
mahkûm edilen insanlann öz-
gürlüklerini istediklerini behr-
terek. "1980'ByıIlardayargı-
lanan ya da hükümgiyenyak-
bşık25 binyurtfaşnmzn mem-
nu haklaniadeedümetidir.Bu
insanlara kamu özgürlükleri
geriv«rümelidir'' dedi. Türki-
ye'de 12 Eylül 1980 darbesiy-
le binlerce insan gözaltına
alındı, yargılandı, cezaevin-
de yattı ya da işkence gördü.
199O'lı yıllann başında ce-
zaevinden çıkan binlerce mağ-
dur yurttaş, şimdi yasaklı olan
kamu haklannın yeniden ge-
ri verilmesini istiyor. 78'liler
Vakfı üyeleri geçen ay
TBMM'de yaptıklan görüş-
melerde istemlerini siyasile-
re ilettiler. Şimdi umutla
TBMM'den gelecek haberi
bekliyorlar. 78'liler Vakfi Söz-
cüsü Celalettin Can, 12 Eylül
döneminde yaklaşık 25 bin
insanın yurttaşhk hakkının ya-
saklandığını söyledi.
Süresiz mahkûmlyet
Bu kişilerin dernek, vakıf,
sendika kuramadıldannı, hiç-
bir düzeyde seçilemedikleri-
ni belirten Can, "Mahalemuh-
tan bile seçflemiyorlar. Sade-
ce oy kuUanabüiyorlar. Kamu
alanuıda görev alamıyorlar.
Nasılgeçinecekbuinsanİar" di-
yerek tepkilerini dile getirdi.
Binlerce insanın siyasi yasak-
lan nedeniyle partilere üye
olamadıklannı, miller\ekili
seçilemediklerini anlatan Can,
aynca medeni yasaklar nede-
niyle de para ve mal idare et-
melerine, şirket kurmalanna
izin verilmediğine işaret etti.
Can, bu kişilerin şartlı salı-
verildikleri için 1 günlük suç
işleseler dahi yeniden ceza-
evine alındıklanna dikkat çe-
kerek. "Bırakalmı siyasefle uğ-
raşmayı, geçimlerini sağlamak
amaaylaşirketbiekuramrvor-
lar. Bu şekflde baskı altmda
ömür boyu sessizliğe ve sus-
kunluğa mahkûm edihniş du-
rumdalar" dedi.
Şeslerini duyurmak ama-
cıyla daha önce "\'urttaşlık
Haklannı tstiyoruz" adı alnn-
da kampanya düzenledikleri-
ni dile getiren Can, 1980'li
yıllann iki kutuplu dünyasın-
da verilen kararlann 2000'li
yıllarda hâlâ insanlann yaşa-
mını olumsuz etkilemeye de-
vam ettiğini söyledi.
Celalettin Can, mağduriyet-
lerin önlenmesi amacıyla ha-
zırladıklan yasa taslağını
TBhm'de AKP ve CHP grup-
lanna da illettiklerini beürtti.
Taslağın 1980'li yıllarda açı-
lan davalar ve verilen karar-
lar sonucu mağdur olan in-
sanlara memnu haklann ia-
desi yolunu açtığına işaret
eden Can, Türk Ceza Yasa-
sı'nrn memnu haklara ilişkin
maddelerine eklenecek bir ek
düzenlemeyle sorunun çözü-
lebileceğini söyledi. Can, si-
yasilerin önerilerine olumlu
yaklaşhğını, sonucu görmek
için konuyu izlemeye de\am
edeceklerini bildirdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Irak'a mutlaka saldırmak isteyen
Bush yönetimi, Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından bu yana ilk kez ciddi
bir engelle karşılaştı. Bu engel,
ABD'nin yıllardıryakın işbiriiği içinde
olduğu Avrupalı müttefiklerinin ön-
de gelen temsilcileri Almanya ve Fran-
sa. Doğa boşluk kabul etmez biçimin-
de bir söz vardır. Sovyetler Birliği da-
ğılınca bu gücün yerini birilerinin al-
ması gerekiyordu. Fransa ve Alman-
ya'nın oluşturduğu irtifak, ABD'ye
karşı yeni bir denge sayılabilir. Al-
manya ve Fransa'nın oluşturduğu
birlik, ABD'yle ciddi bir çatışma içi-
ne girecek gibi görünüyor.
Savaş konusundaAlmanya ile baş-
layan çatışma, Fransa'yı da içine al-
dı. Geçen eylül ayındaki seçimlerde
yeniden işbaşına gelen Almanya'da-
ki sosyal demokrat-yeşiller koalisyo-
nu, savaş sözcüğü gündeme geldi-
ği andan itibaren savaşa kesinlikle
karşı olduğunu ve böyle bir savaşta
yer almayacağını belirtti. ABD Baş-
kanı Bush ile Almanya Başbakanı
Schröder arasında sert atışmalarya-
Batı Kampındaki Büyük Çatlak
şandı. Bu çatışma bazı muhafaza-
kâr Almanlann canını sıktı. ABD ile atış-
manın Almanya'ya pahalıya mal ola-
cağını söylediler. Bu tartışma Alman-
ya'nın içinde sürüyor. Ancak halkın ezi-
ci bir çoğunluğunun savaş karşrtı ol-
duğu ve Schröder'i desteklediği de
bir gerçek.
önceki gece Birleşmiş MilletlerGü-
venlik Konseyi'nde silah denetçileri-
nin raporlarını sunmalanndan sonra,
ABD ile Fransa ve Almanya arasın-
daki çatışmanın daha da sertleşece-
ği anlaşılıyor. ABD'Iİ diplomatlar Fran-
sa'yı Saddam'a destek vermekle
suçluyorlar. Fransızlar ve Almanlar
ise ABD'ye, "Yeterti gerekçe" olma-
dan savaşa kalkışmak eleştirisini ya-
pıyorlar.
•••
Bu yazıyı yazmak üzere oturdu-
ğumda "BBC World" televizyonu,
savaş ve Irak konusunda çarpıcı bir
açık oturuma başladı. Ingiliz Dışişle-
ri Bakanı, ABD'den üst düzey yöne-
ticiler, Ürdün Prensi Hasan, Fransız
Dışişleri yetkilileri, Ortadoğu'dan üst
' düzey diplomatlar Irak'a müdahale-
yi tartıştılar. Bianca Jagger, Tarık
Ali gibi tanınmış isimler de bu tartış-
maya katıldılar.
Bu tartışma sırasında açıkça orta-
ya çıktı ki ABD-lngiltere ittifakıyla Al-
manya-Fransa ittikafı, Batı kampı için-
de ciddi bir çatışma içindeler. Çin ve
Rusya'nın da Almanya-Fransa ittifa-
kına katılması dünyadaki dengeleri
ciddi şekilde etkileyecek gibi görü-
nüyor. Ingiliz Dışişleri Bakanı Straw'un
özellikle Fransızlara yönelrtiği sert
eleştiriler, önümüzdekı günlerde bu
çatışmanın daha da şiddetleneceği-
ne işaret ediyor.
• • •
BBC'deki tartışmada ilginç bir man-
zara ortaya çıktı. Avrupa'daki birçok
ülkenin yönetimi ABD'ye daha yakın
bir tutum alıyor. Hükümetler böyle
davranırken Avrupa kamuoyu ise sa-
vaş aleyhtarı bir eğilim gösteriyor.
Avrupa'da her geçen gün savaş kar-
şıtı tepkilerartıyor. Bu konudaen çok
zorlananlar Ingiliz hükümeti yetkilile-
ri. Birkaç gün önce BBC VVorld'da bir
açık oturumdaTony Blairzorlanmış-
tı, dünkü programda ise Straw zor-
lanıyordu.
Savaş olur mu, olmaz mı sorusu-
nun henüz tam anlamıyla cevaplan-
dınlmadığı günümüzde ABD bastır-
dıkça Batı kampı içindeki çatlak da
büyüyor. Hükümetler çatışırken ABD
yönetimi "mutlaka savaş", "Saddam
yıkılmalıdır" diye ısrarını sürdürür-
ken.. dünyanın dört bir yanında sa-
vaş aleyhtarı gösterileryaygınlaşıyor.
Bu arada en zor durumda olanlar
ise Ortadoğu ülkelerinin yönetimle-
ri. Hemen yanı başlannda Israil, bü-
yük bir acımasızlıkla Filistinlilere sal-
dırıp hiçbir uluslararası hukuk kura-
lına uymazken Irak'ın terörist bir ül-
ke sayılarak bombalanmak istenme-
sini bu bölgenin ülkeleri kabul etmek-
te güçlük çekiyoriar. Üstelik saldırgan
Israil'in en büyük destekçisi ABD'nin
Irak'a saldırmak için Arap yönetim-
lerinin yardımını ve işbiriiğini isteme-
si bu ülkedeki yönetimlerin işini iyice
zoriaştınyor.
Bu konuda en çok zorlanan ülke-
lerden biri de Türkiye. Halkın tama-
mına yakını savaşa karşı. Hükümet
de savaşa girmeye pek niyetli gö-
rünmüyor. Ancak, ABD'nin Türk eko-
nomisi üzerindeki büyük etkisi, Ku-
zey Irak'ta ortaya çıkacak yeni olu-
şumlar, Türkiye'yi savaşın içine doğ-
ru çekiyor.
Sonuç olarak, ABD bir an önce
Irak'a saldırmak için sabırsızlanırken
Fransa ve Almanya'nın merkezini
oluşturduğu "hayır" cephesi direni-
yor. Çatışma her geçen gün derinle-
şiyor. Savaşla sınıriı kalmayacak cid-
di bir bölünme gündeme geliyor. Dün-
yada dengeler belki de yeniden şe-
killenecek savaş isteği bu sürecin bir
ürünü sayılabilir.