22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2003 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGTJN ALtSİRMEN Nerde Eski Bayramlar? Sevgili, Gerçi kendisi bitti bayramın, ama tatili ve re- haveti sürüyor. Bu yıl eski bayramlar özlemi, gazetelerden çok, Başbakan Abdullah Gül'den geldi. Oda benim gibi, çocukluk bayramlannın bam- başka olduğunu söylüyordu. Bayramın çeşitli yönleri var. Biz gazeteciler için bunlardan biri de, "An mirim, nerdeeee o eski bayramlar?" biçiminde telaffuz edilen eski-ye- ni tartışmasıdır. Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda, ne zaman oayram gelse, tıfıl muhabiriere, buyururlardı: - Git de, birini bul, bize eski bayramları anlat- sın! Bizimki, ya varsa dedesinin mütekait ahbap- lanndan birine başvurur, onu da bulamazsa, genelde gazetelerin arşivlerinde çalışan gör- müş geçirmişlere gidip, onlarla röportaj yapar- dı. Her röportajın özeti aynıydı: - Nerdeee o eski bayramlar! Altı yıl önce, Milliyet'te odamda oturuyordum, kapı vuruldu, içeri tanımadığım genç bir muha- bir arkadaş girdi. - Efendim, dedi, sizinle eski bayramlar konu- sunda birsöyleşi... Dondum kaldım. Sıra bize gelmişti. ••• "Nerdee o eskilerf.." muhabbetini sevmem. Insan içindeyken fark edemese bile, dışardan bakınca epey gülünç oluyor. 1980 yılında, ABD'de yaşayan babam, çok uzun bir aradan sonra Istanbul'a gelmişti. Annem, o ve ben, artık Boğaziçi Üniversitesi olan eski okulu College'e gittik. 0 zamanlar futbol sahası olan alanda geziyo- ruz, gencecik oğlanlar, çiçek gibi kızlar... Babam baktı baktı. - Nerdee o eski College Rahşan, dedi. Annem hak verdi: - Haklısın Samim, zaten hiçbir şeyin eski ta- dı kalmadı. Yaşam yine acılarıyla, tatlarıyla, sıkıntılanyla, sevinçleriyle akıp gidiyordu, eski tadı kalma- yan, onlardı. Düşündüm, Samim eski Samim, Rahşan es- ki Rahşan oimadıklarına göre, College'in ya da yaşamın tadı, nasıl eski tadı olacaktı ki? • • • Eski bayramları, bayram yerlerini ben de öz- lüyorum. Ama özlediğim, belleğimde kalan bay- ram yerleri, gerçekte belki de hiç olmadılar. Benim belleğimde atlas gibi kalan kumaşlar belki çuval beziydi, üzerine binip düştüğüm be- yaz küheylan, belki de uyuz bir sütçü atı... Oyüzdendir ki, eski bayramlar mavrasını sev- miyorum. Ama kabul etmemiz gerekir ki, bayramlarımız değişti. Kurban Bayramı'nın ilkgünü birtoplantıda, yü- reği hâlâ genç bir hanım, yarım yüzyıl, elli beş yıl önceki bayramlan anımsıyor (o yüzden kim olduğunu yazmıyorum) ve bize şunlan söylüyor- du: - Bakın size anlatayım eski bayramlan... "önce, bayramlıklar, hediyelikler alınır, son- ra akşamdan yemekler hazırfanır, sabahleyin erkenden kalkılır, ziyarete gidilirya da ziyaret- çi kabul edilir.... - Ben de yenilerini anlatayım, diye girdim sö- ze. "Eğeryazsa önce mayolar, kışsa kayak takım- ları alınır, seyahat biletleh ayarlanır, akşamdan bavullaryapıltr, sabah en\endenyola düşûlür..." Bayramın o birinci günü, Istanbul'un bir za- manlar cıvıl cıvıl olan sokakları bomboştu. San- ki hayal şehirde yaşıyor gibiydik. Kimseyi kınamıyorum Sevgili, ben de ertesi günü yola çıkacaktım. Eskiye özlem değil benimkisi, yeni bayram- ların da yeni güzellikler getirebileceğini biliyo- rum. Amasana "Yeni bayramlar, yeni güzellikler ge- tiriyor" diyemiyorum. Çünkü yeni bayramlarda eskiye oranla insan öğesi eksik. Daha tecimsel, daha turistik, belki daha da eğ- lenceli yeni bayramlarımız, ama daha insancıl değil. Insan sıcağı da olmayınca (kulakları çınlasın Erdal Atabek'in) bayram bayram olur mu? Geçmiş Kurban Bayramı'nı kutlarım Sevgili, umanm seninkinin insan öğesi eksik kalmamış- tır. Kumar makineleri satılıyor Topal'ın mallan haraç mezat GURSUKUNT ANTALYA-Öldürü- len kumarhaneler kra- lı ÖmerLütfı Topal'ın, Antarya'da işlettiği Em- peryal Casinosu na ait kumar makineleri, ma- sa ve sandalyeler vergi borcu nedeniyle satılı- yor. 27 Şubat'ta açık arttırmaya çıkarılacak makine ve eşyalar için 487 milyar 320 milyon liralık değer belirlendi. Topal'a ait casinonun vergi borcu yasal süre- süıde ödenmediği için slat, nılet, at yanşı oyun makineleri, para ve je- ton sayma makineleri- nin de aralarında bu- lunduğu çok sayıda eş- ya Batı Akdeniz Em- lak Müdürlüğü'nce da- ha önce haczedildi. Eşya ve makinelerin 27 Şubat'ta açık arttır- mayla satılacağı gaze- te ilanıyla duyuruldu. Mallar için toplam 487 milyar 320 milyon li- ralık değer belirlenir- ken satış sırasında bu- nun yüzde 75"inden aşağı bedel verilmesi ya da alıcı bulunama- ması durumunda, ikin- ci ihale lOMart'taya- pılacak. •• •• Edremit karakolunda ölen Ozgür UnaPın avukatlan, sanık polislerin ağır cezada yargılanmasını istiyor Kuşkulu ölüme işkence iddiasıOZANYAYMAN İZMİR - îki yıl önce gözaltına alındığı Edremit Karakolu'ndan ölü olarak çıkan Ozgür Ünal'ın intihar ettiği yönünde rapor hazırlayan po- lislerin ağır ceza mahkemesinde iş- kence suçuyla yargılanması istemi, 20 Şubat'ta karara bağlanacak. Olay günü karakolda görevli olan polisler halen görevi ihmal suçuyla Edremit Asliye Ceza Mahkeme- si'nde yargılanıyorlar. Ünal"ın avu- katlan ise ölümün işkence sonucu gerçekleştiğini iddia ederek sorum- lulann bu kapsamda yargılanmala- n gerektiğini belirtiyorlar. 22 Ağustos 2002'de Edremit Ka- rakolu'nda gözaltına alınmasının üzerinden 24 saat geçmeden ölü ola- rak bulunan Özgür Ünal'ın, işken- ce sonucu yaşamını yitirdiğini savu- nan Izmir Barosu avukatlan, eldeki bulgulann, intihar iddialannı çürü- tecek nitelikte olduğunu savunuyor. • 22 Ağustos 2002'de Edremit Karakolu'nda gözaltına alınmasının üzerinden 24 saat geçmeden ölü olarak bulunan Özgür Ünal'ın, işkence sonucu yaşamını yitirdiğini savunan îzmir Barosu avukatlan, eldeki bulgulann, intihar iddialannı çürütecek nitelikte olduğunu savunuyor. 1985 doğumlu olan Özgür Cnal'ın yaşamını yitirdiğinde 18 yaşın altın- da olduğunu belirten Izmir Barosu îşkenceyi Önleme Grubu'ndan Na- lan Erkem, "Olaya neresinden balo- lırsa bakılsuı ölüme gklen yolda bir diziendişelervar. İntihar iddialan ise bulgular çoğaMıkça azahyor" dedi. Duruşma 20 Şubat'ta Cnal'ın savunmanlannın bu doğ- rultuda Edremit Asliye Ceza Mah- kemesi'ne ilettikleri istemleri, da- vanın son görüldüğü tarih olan 26 Aralık 2002 tarihinde karara bağ- lanmadı. Mahkeme başkanı, eksik bi- lirkişi raporu nedeniyle 20 Şubat 2003'e erteledigi duruşmada, so- rumlu polislerin ağır cezada yargı- lanmalan konusundaki karannı ve- receğini bildirdi. Otopsl raporu yeterll değil Ünal'la ilgili açılan davanın iş- kence kapsamına çekilmesi konu- sunda, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) hazırladığı alternatif raporun etkıli olduğu bildirildi. Ünal'ın avukatlanndan Nalan Er- kem, Adalet Bakanhğı Adli Tıp Ku- rumu Bursa Grup Başkanlığf nca hazırlanan otopsi raporunda ölüm nedenini sorgulayıcı unsurlar olma- dığını söyleyerek, "Bunun üzerine TTB Merkez Komitesi'ne başvur- duk ve burada hazırlanan rapor, olay günü karakolda görevli polislerin, UnaTı işkence sonucu öklürdüğü yö- nündeki kuşkulanmızı daha da kırv- vetiendirdT dedi. Erkem, "TTB Merkez Konse>i ra- porunda, Bursa'da düzenlenen otop- si raporunun 'Minesota Otopsi Pro- tokolü' ne aykuı düzenlendiğine de- ğmildi" diye konuştu. Minesoto Protokolü'nün, insan haklan ihlallerine yönelik aynntılı in- celemeleri gerektirdiğini söyleyen Erkem, "Bu protokole göre otopsi öncesi ve sonrasmda her aşamanın, özelükle saptanan tüm lezyonlann fotoğraf ve videosunun çekilmesi ge- relonektedir. Oysa adli tıp raporun- da 24 adet fotoğraf çekildiğinden bahsediliyor ancak iletilen dosyada otopsiişjemine aitherhangi bir fotoğ- raf yok. Bize iletilen 4 fotoğraf ise olay yeri incetemesine ait" diye ko- nuştu. Ünal'ın avukatlan dava son- rası, dosyada araştınlmayan bir di- zi konu olduğunu belirterek şu açık- lamayı yaptılar: "Türkiye'nin AİHM'de büyük oranda maddi tazminat cezasına çarpünlması olasıhğı olan bu dava- nm ağır ceza mahkemesinde, işken- ce olgusu göz önüne afanarak görfil- mesini istiyoruz. Araşünlmasını is- tediğimiz bir dizi hususvar. Bursa Ad- li Tıp Kurumu'ndan video görüntü- lerini istedik. Olay yeri inceleme fo- toğraflannda çocuğun duvardaki ayakizlerh le asfa birbirini rutmuyor. Bunun için bih'rkişi incelemesi iste- dik,Babasmm söykdiğmegörefldeliy- le dahi düğüm atmasını bilmeyen Ozgür Ünarın battaniye ipleriyle kendisini asacak düğümü nasıl yap- üğınuı araştınlmasını istiyoruz. Du- varda bulunan maktulün parmak izieri ve o gece karakolda görevli polislerin parmak izieri ahndı mı? Bunu da öğrenmek istiyoruz." B.ayram tatiUni Antarya'da geçirenCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Antalya'ya hareketmden öncekm Ash BaykaTa ait olan MiniCooper otomobüi kuDanarak gazetecüere poz verdi Baykal daha sonra aynı otomobiDe Antalya'ya döndiL(AA) 12 EYLÜL MAĞDURLARI Cunta onları sessizliğe mahkûm etti • 12 Eylül 1980 darbesiyle binlerce insan yargılandı, cezaevinde yattı, işkence gördü. 199O'lı yıllann başında cezaevlerinden çıkan bu insanlar şimdi yasaklı olan kamu haklannı istiyor. Baykal, Türkiye'nin çok büyük zarar görecek bir harekâta sürüklendiğini söyledi Hüküınet çelîşld içindeANTALYA (AA) - Cumhuri- yet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı DenizBaykal, hüküme- tin çelişkili politika izlediğini belirterek "Biryandanbirbanş şansı varnuş gibi davra- j — ; — nışısürdürüyor,öteyan- J" dan bir askeri hareket — doğrultusunda somut adımlanm atmaya de- vam ediyor. Bu bir çetiş- kkür ve bu izledigi tavn da rutarsız hak dönüş- türür" dedi. Baykal, bayram tatili- ni geçirdiği Ântalya'dan karayoluyla Ankara'ya hareket etmeden önce, evinin önünde bekleyen gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Baykal, ABD'ninl8Şubafta2. hükümet tezkeresinin Meclis'te onaylanması isteğine ilişkin bir soru- ya, "Türkrve'ye çok büjiik za- rarverecek harekâta sürükleni- yor. Biz bunu uygun görmüyo- ruz. Bizhn bu tavrınunn hükü- metegüç katması gerekir. Hükü- metin de değerlendû-mesi gere- ken bir şans getirmektedir diye düşünüyorum. Türkiye'nin bu işin içinde olmasL maalesefbize çok büyük zararlar verecektir. ' GÜNEŞ GÜRSELLER DE ÜYE OLDU Tekirdagda CHP'yeyenikatüımlar ERDALÖZCAN ÇORLU-DSP'li Tekirdağ Belediye Meclis üyeleri ve Tekirdağ Baro Başkam Güneş Gürseller CHP'ye katıldı. DŞP'den istifa eden Çorhı Belediye Başkam Rauf Çetiner ve il meclis üyeleri de CHP'ye katılacaklannı açıkladı. Tekirdağ Belediyesi'nin DSP'li meclis üyelennden Nnri Bulut, trfan Topçu, Nevzat Meriçboyu ve Levent Yıknz ile bir dönem Erdal İnönü'nün danışmanlığını yapan Tekirdağ Baro Başkanı Avııkat Güneş Gürseler de CHP'ye katıldı. Tekirdağ'ın Banarlı Belediyesi'nin ANAP'lı meclis üyeleri Ruşit Ak, Muzaffer Vural, Zeki Var ve Ahmet SiyahJar da parnlerinden istifa ettiler ve CHP çatısına girdiler. Corlu 2. Noteri aracdığı ile partisinden istifa eden Çorlu Belediye Başkanı Rauf Çetiner, sosyal demokratlann tek çatı altında birleşmesi gerektiğini vurguladı. Bunu denedik biHyoruz" karşı- lığını verdi. Baykal, BM silah denetçileri- nin şefı Hans Blk'in BM Gü- venhk Konseyi'nde sunduğu ra- ———n porun, beklenen bir • rapor olduğunu ve _ _ - ABD'ye güç katma- dığını belirterek "Ra- por, Irak'ta bir aske- ri harekâün yapıhna- aanlayışınıciddişekil- de sarsıntıya uğrat- mıştır. BM'nin silah denetleme çahşmala- rını sürdürmesi ve Irak'ta bir askeri ha- rekâtuı bu aşamada gerçekleştirilmemesi gerekngidoğrultusun- da hareket eden bü- tün ülkeler. kurum- lar, tophımlar, bu ra- pordan güç almışlar- dır" dedi. MUSTAFAÇAKIR ANKARA-12 Eylül 1980 darbesinin vurduğu binlerce mağdur yurttaş, yasaklı olan kamu haklannın geri verilme- sini istiyor. 78'liler Vakfi Söz- cüsü Celalettin Can, ömür bo- yu sessizliğe ve suskunluğa mahkûm edilen insanlann öz- gürlüklerini istediklerini behr- terek. "1980'ByıIlardayargı- lanan ya da hükümgiyenyak- bşık25 binyurtfaşnmzn mem- nu haklaniadeedümetidir.Bu insanlara kamu özgürlükleri geriv«rümelidir'' dedi. Türki- ye'de 12 Eylül 1980 darbesiy- le binlerce insan gözaltına alındı, yargılandı, cezaevin- de yattı ya da işkence gördü. 199O'lı yıllann başında ce- zaevinden çıkan binlerce mağ- dur yurttaş, şimdi yasaklı olan kamu haklannın yeniden ge- ri verilmesini istiyor. 78'liler Vakfı üyeleri geçen ay TBMM'de yaptıklan görüş- melerde istemlerini siyasile- re ilettiler. Şimdi umutla TBMM'den gelecek haberi bekliyorlar. 78'liler Vakfi Söz- cüsü Celalettin Can, 12 Eylül döneminde yaklaşık 25 bin insanın yurttaşhk hakkının ya- saklandığını söyledi. Süresiz mahkûmlyet Bu kişilerin dernek, vakıf, sendika kuramadıldannı, hiç- bir düzeyde seçilemedikleri- ni belirten Can, "Mahalemuh- tan bile seçflemiyorlar. Sade- ce oy kuUanabüiyorlar. Kamu alanuıda görev alamıyorlar. Nasılgeçinecekbuinsanİar" di- yerek tepkilerini dile getirdi. Binlerce insanın siyasi yasak- lan nedeniyle partilere üye olamadıklannı, miller\ekili seçilemediklerini anlatan Can, aynca medeni yasaklar nede- niyle de para ve mal idare et- melerine, şirket kurmalanna izin verilmediğine işaret etti. Can, bu kişilerin şartlı salı- verildikleri için 1 günlük suç işleseler dahi yeniden ceza- evine alındıklanna dikkat çe- kerek. "Bırakalmı siyasefle uğ- raşmayı, geçimlerini sağlamak amaaylaşirketbiekuramrvor- lar. Bu şekflde baskı altmda ömür boyu sessizliğe ve sus- kunluğa mahkûm edihniş du- rumdalar" dedi. Şeslerini duyurmak ama- cıyla daha önce "\'urttaşlık Haklannı tstiyoruz" adı alnn- da kampanya düzenledikleri- ni dile getiren Can, 1980'li yıllann iki kutuplu dünyasın- da verilen kararlann 2000'li yıllarda hâlâ insanlann yaşa- mını olumsuz etkilemeye de- vam ettiğini söyledi. Celalettin Can, mağduriyet- lerin önlenmesi amacıyla ha- zırladıklan yasa taslağını TBhm'de AKP ve CHP grup- lanna da illettiklerini beürtti. Taslağın 1980'li yıllarda açı- lan davalar ve verilen karar- lar sonucu mağdur olan in- sanlara memnu haklann ia- desi yolunu açtığına işaret eden Can, Türk Ceza Yasa- sı'nrn memnu haklara ilişkin maddelerine eklenecek bir ek düzenlemeyle sorunun çözü- lebileceğini söyledi. Can, si- yasilerin önerilerine olumlu yaklaşhğını, sonucu görmek için konuyu izlemeye de\am edeceklerini bildirdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr Irak'a mutlaka saldırmak isteyen Bush yönetimi, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana ilk kez ciddi bir engelle karşılaştı. Bu engel, ABD'nin yıllardıryakın işbiriiği içinde olduğu Avrupalı müttefiklerinin ön- de gelen temsilcileri Almanya ve Fran- sa. Doğa boşluk kabul etmez biçimin- de bir söz vardır. Sovyetler Birliği da- ğılınca bu gücün yerini birilerinin al- ması gerekiyordu. Fransa ve Alman- ya'nın oluşturduğu irtifak, ABD'ye karşı yeni bir denge sayılabilir. Al- manya ve Fransa'nın oluşturduğu birlik, ABD'yle ciddi bir çatışma içi- ne girecek gibi görünüyor. Savaş konusundaAlmanya ile baş- layan çatışma, Fransa'yı da içine al- dı. Geçen eylül ayındaki seçimlerde yeniden işbaşına gelen Almanya'da- ki sosyal demokrat-yeşiller koalisyo- nu, savaş sözcüğü gündeme geldi- ği andan itibaren savaşa kesinlikle karşı olduğunu ve böyle bir savaşta yer almayacağını belirtti. ABD Baş- kanı Bush ile Almanya Başbakanı Schröder arasında sert atışmalarya- Batı Kampındaki Büyük Çatlak şandı. Bu çatışma bazı muhafaza- kâr Almanlann canını sıktı. ABD ile atış- manın Almanya'ya pahalıya mal ola- cağını söylediler. Bu tartışma Alman- ya'nın içinde sürüyor. Ancak halkın ezi- ci bir çoğunluğunun savaş karşrtı ol- duğu ve Schröder'i desteklediği de bir gerçek. önceki gece Birleşmiş MilletlerGü- venlik Konseyi'nde silah denetçileri- nin raporlarını sunmalanndan sonra, ABD ile Fransa ve Almanya arasın- daki çatışmanın daha da sertleşece- ği anlaşılıyor. ABD'Iİ diplomatlar Fran- sa'yı Saddam'a destek vermekle suçluyorlar. Fransızlar ve Almanlar ise ABD'ye, "Yeterti gerekçe" olma- dan savaşa kalkışmak eleştirisini ya- pıyorlar. ••• Bu yazıyı yazmak üzere oturdu- ğumda "BBC World" televizyonu, savaş ve Irak konusunda çarpıcı bir açık oturuma başladı. Ingiliz Dışişle- ri Bakanı, ABD'den üst düzey yöne- ticiler, Ürdün Prensi Hasan, Fransız Dışişleri yetkilileri, Ortadoğu'dan üst ' düzey diplomatlar Irak'a müdahale- yi tartıştılar. Bianca Jagger, Tarık Ali gibi tanınmış isimler de bu tartış- maya katıldılar. Bu tartışma sırasında açıkça orta- ya çıktı ki ABD-lngiltere ittifakıyla Al- manya-Fransa ittikafı, Batı kampı için- de ciddi bir çatışma içindeler. Çin ve Rusya'nın da Almanya-Fransa ittifa- kına katılması dünyadaki dengeleri ciddi şekilde etkileyecek gibi görü- nüyor. Ingiliz Dışişleri Bakanı Straw'un özellikle Fransızlara yönelrtiği sert eleştiriler, önümüzdekı günlerde bu çatışmanın daha da şiddetleneceği- ne işaret ediyor. • • • BBC'deki tartışmada ilginç bir man- zara ortaya çıktı. Avrupa'daki birçok ülkenin yönetimi ABD'ye daha yakın bir tutum alıyor. Hükümetler böyle davranırken Avrupa kamuoyu ise sa- vaş aleyhtarı bir eğilim gösteriyor. Avrupa'da her geçen gün savaş kar- şıtı tepkilerartıyor. Bu konudaen çok zorlananlar Ingiliz hükümeti yetkilile- ri. Birkaç gün önce BBC VVorld'da bir açık oturumdaTony Blairzorlanmış- tı, dünkü programda ise Straw zor- lanıyordu. Savaş olur mu, olmaz mı sorusu- nun henüz tam anlamıyla cevaplan- dınlmadığı günümüzde ABD bastır- dıkça Batı kampı içindeki çatlak da büyüyor. Hükümetler çatışırken ABD yönetimi "mutlaka savaş", "Saddam yıkılmalıdır" diye ısrarını sürdürür- ken.. dünyanın dört bir yanında sa- vaş aleyhtarı gösterileryaygınlaşıyor. Bu arada en zor durumda olanlar ise Ortadoğu ülkelerinin yönetimle- ri. Hemen yanı başlannda Israil, bü- yük bir acımasızlıkla Filistinlilere sal- dırıp hiçbir uluslararası hukuk kura- lına uymazken Irak'ın terörist bir ül- ke sayılarak bombalanmak istenme- sini bu bölgenin ülkeleri kabul etmek- te güçlük çekiyoriar. Üstelik saldırgan Israil'in en büyük destekçisi ABD'nin Irak'a saldırmak için Arap yönetim- lerinin yardımını ve işbiriiğini isteme- si bu ülkedeki yönetimlerin işini iyice zoriaştınyor. Bu konuda en çok zorlanan ülke- lerden biri de Türkiye. Halkın tama- mına yakını savaşa karşı. Hükümet de savaşa girmeye pek niyetli gö- rünmüyor. Ancak, ABD'nin Türk eko- nomisi üzerindeki büyük etkisi, Ku- zey Irak'ta ortaya çıkacak yeni olu- şumlar, Türkiye'yi savaşın içine doğ- ru çekiyor. Sonuç olarak, ABD bir an önce Irak'a saldırmak için sabırsızlanırken Fransa ve Almanya'nın merkezini oluşturduğu "hayır" cephesi direni- yor. Çatışma her geçen gün derinle- şiyor. Savaşla sınıriı kalmayacak cid- di bir bölünme gündeme geliyor. Dün- yada dengeler belki de yeniden şe- killenecek savaş isteği bu sürecin bir ürünü sayılabilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear