Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 2003 SALI
14 KULTÜR kuttur@ cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMENGÜRÜN
'totknento'dan 'Seyir Defîeri'rıe1 193O'lar,'4O'Iar Amerika'da
"büyük sıkışma" olarak ta-
nımlananbirdönem. Aynıza-
manda da Eugene O'lVeflTden
Thornton YVilder'e, T.S. Eli-
«t'tan Erskine CaldvveB'e pek
çok yazarın modern tiyatro-
nun klasikkri arasına giren
eserier ürettikJeri yıllar. Lil-
lian Hellman bu dönemde
4t
ÇocukiannSaati"( 1935) ıle
bir oyun yazan olarak dikkat-
leri üzerine çeken v e "Küçûk
TiUdkr"le (1939) b u alanda-
ki gücünü kanıtlayan bir ya-
zar.
Lillian Hellman'ın yaşadı-
ğı yıllar Avnıpa'da ve Ame-
rika'da dünyayı sarsan, insan-
lığı sorgulayan önemli dönü-
şümlenn, değişimlerin, kat-
iiamlann yaşandığı bir süreç.
., Faşizmin farklı modellerle tır-
manışta olduğu bir yeni yüz-
yılda o dönemi bir kez daha
. bu yazann dünyasına girerek
irdelemeye çalışmak ilginç
paralelliklerin de altını çize-
cektir kuşkusuz.
Faşlzmln tırmanışı
Bügesu Erenus'un 1983te
Lillian Hellman'ın anılanndan
yolaçıkarakyazdıgı "Güney-
h' BayaıTdan sonra bugün de ^
Nesrin Kazankaya, Lillian
Hellman'ın yapıtlanndan ve
"Pentinıento''da yer alan "Ju-
Ka" öyküsünden esinlenerek,
ki Julia'run gerçekliği tartış-
malıdır, *SeyirDefteri
r>
ru yaz-
mış. Oyun, yoğun bir araştırmanın
üzerine inşa edilen bir ilişkiler ağı.
," Bu araştırmalarda dramaturg Şafak
; Enıyar ve Zeynep Özden sanatçıya
el veren isimler.
, * "Seyir DefterTnde iki kadının bir-
\' leşenyaynlan dünyalannda vurgula-
;* nan satırbaşlan Avrupa'da faşizmin
Z tırmanışuu olduğu kadar Amerika'da
]Z yaşanan büyük buhran sonrası ırk-
"*;çıhğınyükselişini ve giderek "Ame-
£ rikan Karşıb Çalışmalan Araştırma
t Komitesi" faaliyetlenni de ele alıyor.
£ Tiyatro Pera'da oynanmakta olan
•.-yapıtın kurgusu birbirine paralel iki
'Seyir Defteri 'nde Julia ve Lillian Hellman 'ın birleşen/aynlan dünyalannda
öne çıkan satırbaşlan Avrupa 'dafaşizmin tırmanışını olduğu kadar
Amerika da yaşanan büyük buhranı, ırkçılığın yükselişini ve
McCarthy soruşîurmalarını da ele alıyor.
çizgide gelişiyor. Bir yanda Julia-
Lillian ilişkısi iki kadın arasındaki
sevgi, dostluk, güven bağlannı iş-
lerken Avrupa'da siyasal, ekonomık,
toplumsal çalkantının da altını
çiziyor.
Öte yandan Lillian-Dashıell ilişki-
sı ise Amerika'da yaşanan ekono-
mik ve polirik çöküntünün, yaklaşan
patlamalann sinyallerini veriyor.
Oyunda, her iki kıtada faşizmin tır-
manışı Lillian ve Julia'nın buluştuk-
lan kentlerde yaşanan olaylarla ak-
tanlıyor izleyiciye. Yazann da be-
lirttiği gibi, bu buluşmalar faşizmin
seyir defterini oluştunıyor.
Bu seyir defteri kapsamında Ju-
lia'nın sürekli sorgulayan, kararlı,
inatçı. ödün vermeyen mücadeleci ki-
şiliği AyşeLebriz'in yorumunda ya-
kalanıyor. Lebriz, grafiğini hiç dü-
şürmeyen bir enerjiyle ilgiyi ayakta
tutuyor. Lillian'da Nesrin Kazanka-
ya ve Dashieü'de Levent Öktem de-
neyimli oyunculuklanyla, abartısız
yorumlanyla "Seyir Defteri"nin te-
melini oluşruran üçgeni tamamlıyor
ve güçlü ilişkiler ağını aynşaaTcesi-
şen çizgilerde geliştiriyorlar. Johan-
nes'de Cünevt Uzunlar da söz konu-
su kesişmelerin bir parçası olarak
dikkat çekiyor...
Kırılmalar
Kronolojik bir çizgi izlemeyen sah-
nelerden oluşan ve geriye dönüşler-
le kınlan bir oyun "Seyir Defteri". Bu
lanlmalar Nesrin Kazankaya'nın yo-
rumunda sahne üzerinde de yaşanı-
yor. Sahne aralanndaki geçişler dö-
nemi yansıtan müzikler ve giysiler
eşliğinde genç bir ekip tarafından
gerçekleştirilirken akış destekleni-
yor ve dönem atmosferini pekişti-
ren bir bütün elde ediliyor.
Bu arada, Nilüfer Mo-
ayeri'nüı sahne tasanmın-
da dekor parçalan üzerine
odaklanması, Yakup Çar-
ük'ın ışık tasanmı Tiyatro
Pera'nın kücük mekânını
genişletiyor. Genç ekibin
gerekli sahnelerde kentler,
olaylar, ldşiler arasında ku-
rulan köprülerin ayaklan-
nı oluşturması, gerektiğin-
de ise suskun bir koro ola-
rak gözlemlenmesi sahne-
ler arasındaki iç dengeyi
de koruyor diye düşünü-
yorum.
"Seyir Defteri" 1923-
1951 yıllan üzerinde yo-
ğunlaşıyor. Hem siyasal
arenada hem kültür ve sa-
nat alanında, bilimde müt-
hiş olaylann yaşandığı bir
dönem. Böyle bir dönem-
le hesaplaşmak kolay de-
Sanıyorum özenle kota-
nlan "Seyir DefterTnde
Nesrin Kazankaya'nın yüz-
leştiği tehlike yer yer detay-
lara saplanması ohnuş. Ya-
zar, elindeki malzemeye,
belki de haklı olarak, kıya-
madığı için uzun bir oyun
çıkmış ortaya. Tabii bura-
da oyunun uzunluğu ve kı-
salığından çok, üzerinde
durulması gereken husus
metinde bazı bölümlerin
ders niteliğine bürünme teh-
likesini taşıması. Bu tehli-
ke oyunculukla aşılıyorsa
da hassas dengelerin zaman zaman
didaktik bir çehreye bürünmesi ba-
zı sahnelerde kopmalan kaçınılmaz
kılabiliyor. Inanıyorum ki bu sorun-
lar ufak müdahalelerle çözümlene-
cektir.
Zaten oyunda önemli olan Nesrin
Kazankaya'nın çağımızın odaklan-
dığı olaylar dizisini ve çeşitli geliş-
meleri tutarh bir yorumla sahneye ak-
tarmasıdır. Böyle bir sürecin anlatı-
mından çıkanlacak sonuçlann ise
düşüncelere kalıcı, çok yönlü eklen-
tileri olacaktır.
'On'lar Grubu'nun ressamlanndan Mehmet Pesen'in karton üzerine yağhboya çalışması.
rh+ sanat dergisi yeni sayısında dosya konusuyla ilgi çekiyor
OnJ
lar kisuda balık,
toprakta karınca...Kultür Servisi - iki ayda bir yayımlanan
rh+sanat plastik sanatlar dergisinin
kasrm-aralık sayısında ülkemiz
gündeminden haberlerin, yeni sergiler
üzerine eleştiri yazılannın ve dünyadan
plastik sanatlar haberlerinin
yanı sıra Türk resminde bir dönemin
önemli oluşumlarından 'On'lar'
grubunun dosyası yer
alıyor.
Hazırlık süreci altı ay
süren, kapsamlı ve aynntılı
bir çalışmanın ürünü olan
'On'lar grubu' dosyasının
yanında, dergi, 1950 yılmda
basılan 'On'lar Grubu
Kitapçığı'nın tıpkı basımını
da ek olarak sunuyor.
Tevfikthtiyar'ın 'neden
On'lar grubu' sorusunu
yanıtladığı yazısıyla Kaya
Özsezgin'in 'On'lar: Bir
Grup Dayanışması' başlıklı
yazısının yanı sıra gruptan her
sanatçı üzerine yazılarla dosya derinlik
kazanıyor.
Dergiyi çıkaran Antik Sanat Galerisi de
10 Aralık'ta açılacak 'On'lar Grubu'
sergisiyle topluluk içmde yer almış
, sanatçılann yapıtlanndan oluşan bir
sergiye ev sahipliği yapmış olacak.
Yakm zamanda yitirdiğimiz
Avni Arbaş, Fikret Otyam'ın
satırlannda konuk oluyor derginin bu
sayısına. Nilgün Yüksel'in yeni açılan
Doğançay Müzesi üzerine Burhan
Doğançay'la yaptığı söyleşi. Rahman
Işık Sanlioğlu'nun 'Matisse:
Moderniteye Evren Merkezli Karşı Bakış'
başlıklı yazısı, Almanya'da sanat
yaşammı sürdüren ve Ankara'da kişisel
sergisi sürmekte olan
SabahartJn Şen ile
söyleşi dergiden bazı yazılar.
Abdülkadir Günyaz
'Eleştirel Bakış'ta, yeni
sergiler, yeni galeriler ve
sanat dünyasına bakışını
paylaşıyor sanatseverlerle.
Şenol Yorozlu'nun 'Genç
Köşe'sinin konuklan ise
Cem Arslan ve Ebru
Uygun.Filiz Karsan'ın
'Mahremiyetin Ressamı:
Vuillard' ve Atıl Kurt
Ağır Art Sociery
işbirliğıyle hazırlanan,
Sen Mutluluğun Resmini Yapabilir
misin Abidin', derginin bu sayısında yer
alan yazılardan bazılan.
Derginin bu sayısında Birsin
Çolakoğlu'nun '80 metrekare müzik',
Periferik Manzaralar Türkiye'de Güncel
Sanat başlıklı yazılannın yanı sıra, sanat
dünyasıyla ilgili kısa haberlerde
bulunuyor. On'lar Grubu sergisi Antik
Sanat Galerisi'nde yann akşam 18.00'de
açıhyor. (0 212 224 74 31)
ÎTÜ MEZUNLAR TÎYATROSU BAHAR NOKTASI'NI SAHNELtYOR
Aşk üzerine canlı ve
çok yönlü bir güldürü
Kültür Servisi- ıTÜ Mezuniar Tiyatrosu se-
zona, VVUBanı Shakespearein yazdığı, Can
Yöcel'in dilimize çevirdiği 'Bahar Noktası'
adlı oyunuyla, cuma günü saat 20.00'de Or-
taköy Afife Jale Sahnesi'nde 'merhaba' di-
yor.
Geleneksel aşk metaforlannm lirik bir üs-
lupla ele alındığı 'Bahar Noktası', aşk üze-
rine canlı ve çok yönlü bir güldürü... Üç fark-
lı karakter grubu üzerine kurulu oyun. Evli-
lik hazırlıklan yapan Atına Dükü Tezeus ile
Amazonlar Kraliçesi Ipolita ve dört âşık bi-
rinci grubu, Tezeus'un düğünü için bir oyun
hazırlayan Atina'nm esnaf tayfasından Ore-
ke ve arkadaşlan ikinci grubu, firtınalı bir aşk
hayatı sürdüren cinler padişahı Babaron ile
periler sultanı Müzeyyen üçüncü grubu oluş-
turuyor. Bu üç farklı karakter grubunun bir
yazdönümü gecesi koruda karşılaşmaları,
tüm ilişkilerin birbirine girdiği bir karmaşa-
ya neden olur. Koruda gece boyunca Can
Yücel'in deyimiyle "Adeta bütün görenek-
ler silinmiş, daha doğrusu içgüdülerimizin
karşısma diktiğimiz geleneksel suuıiar kalk-
mış, adeta' Freudiyen' bir değişim gerçekleş-
miş, insanoğJu doğa>Ia ve kendi doğasryia baş
başa kalmışür"
Oyunculuk yönetmenfiği ve sahne tasan-
mı Celal Mordeniz'e ait olan oyunda, riLn
oyuncular oyun boyunca sahnede kanyor;
sahnede olmadıklan zaman ise müzikler ve
farklı mekânlarla ilgileniyor. Oyun 17 ve 24
Aralık tarihlerinde de izlenebilecek.
(0212 252 63 63)
ŞEHÎR TlYATROLARI'NDAN ÇOCUKLARA YENİ BÎR OYUN
Düşle gerçeği buluşturmak
Kültür Servisi -
Çocuklar için
seçtiği
oyunlarda
belletici ve kuru
bir yaklaşımın
uzağında daha
sahici bir
repertuvar
hazırlamayı
amaçlayan
Istanbul
Büyükşehir
Belediyesi Şehir
Tiyatrolan,
Neş'e Erçetin
Atakan ın,
VVilHamShakespearein 'BirYazGecesi
Rüyası' adlı oyununu 'Bir Gece Masah'nı
sunuyor. Düşle gerçeği sevgi noktasmda
buluşturan oyun Shakespeare'in
tiyatronun gerçeğinde her
yaşı ortak kılışına da güzel bir örnek.
Düşsel bir ortamda bir dizi komik yanlışlık
ve kanşıklı. Aslıhan Kandemir,
Serhat Onbul, Ersin L mulu,
Defhe Gürmen, Semah
TuğseL, Yigit Sertdemir, Eraslan SağJam,
Asb Yıbnaz,
Bergen
Coşkun, Ece
Onur, Eftal
Gülbudak,
Derya Çetinel,
Mert Turak,
Nagehan
Erbaşı, Onur
Özcan,Esin
L'mulu, Aziz
Sarvan, Arda
Aydın, YeHz
Tozan Lysal,
Ayça Tebrmak,
]Vİurat
Daltaban,
Onur Özcan, Ab'can Karguı ve Mert
Turak'ın rol aldığı oyunun müziği Selim
Atakan, dekor tasanmı Emre Albavrak
Şahin. kostüm tasanmı Zuhal Sov',
ışık tasanmı Mustafa TürkoğJu imzasını
taşıyor. Bir Gece Masalı, 13-14-27-28
Aralık tarihlerine rastlayan
cumartesi ve pazar günleri saat
11.00'de Harbiye Muhsin Erruğrul
Sahnesi'nde seyircı ile buluşacak.
(0 212 247 76 36)
YAZIODASI
SELtM İLERİ
01 Bir Salon Gelini'
Kim derdi ki, rumba, bütün dünyayı sardığı gi-
bi, Istanbul'u da heyecan çemberi içine alsın!
Hareketli, kıvrak dansın bizdeki yansıması, bel-
ki bugün hâlâ taş plaklardan cızırtılı cızırtılı dinle-
yebileceğimiz bir şarkıda belirir:
"Ol bir salon gelini/ Koy kalbine elini/ Kıvır in-
ce belini"...
Istanbul'un eski, köhne mahallelerinde, istikbal
için tek imkân bu türden bir sınıf atlamada billur-
laşmaktadır. Münif Fehim'in o zamanki inanılmaz
güzel resimlerine, illüstrasyonlanna şöyle bir göz
atın, birbirinden renkli sahnelerle karşılaşırsınız:
Eski yöntem eğlenceyi tercih ederek, hâlâ man-
gal başında mısır patlatan yaşlı bir haminne, toru-
nunun tuvaletine şaşkın şaşkın bakıyor. Mavi ipek
yangını bu tuvalet, ince bele oturmuş, vücudu iyi-
ce sarmış, göğüsler hayli dekolte, askısız, belden
aşağısı bir denizkızının yelpaze şekli genişleyen kuy-
ruğu gibi yine mavi, masmavi dantelalarfa açıhyor.
O zamanın modasmda bu tuvaletlere "robe de
Sirene" deniyor.
Haminneye gelince, o, başında çatkısıyla sey-
rediyor. Endişeli bir seyrediş. Az sonra kapıda
1930'lu yılların pek moda spor arabalarından biri
duracak ve genç bayan torun, Beşiktaş vapur is-
kelesi üstündeki gazinoda verilen Kızılay Balo-
su'na gidecek.
Şimdi oradayız. Server Bedi'nin (Peyami Sa-
fa'nın ta kendisi!) Cumbadan Rumbaya adlı şen-
likli romanından iz sürüyoruz.
Gazinonun daracık merdiveni önünde büyük bir
kalabalık var. Içeriden gelen cazbant sesini bile bas-
tınyorkalabalığın uğultusu. Otomobillerduruyorve
beyler, hanımlar, daha doğrusu artık baylar ve ba-
yanlar iniyorlar.
Erkekler tümden şapkalı, kadınlar tümden de-
kolte. Merdivende uzun tuvaletlenn eteklerine ba-
san, sosyete hayatının inceliklerini bir türlü öğre-
nememiş, kaba saba, ilk hacıağa örneklerine de
rastlanmıyor değil.
Münif Fehim'in illüstrasyonundaki genç bayan
torun, canım mavi dantelalarını korumak istiyor
ya, eteğin darlığından kıpırdamasına imkân yok.
Girişte, bilet masası önünde kıyametler kopmak-
ta. Salonun dolduğu öne sürülüyor. Davetiyesiz kal-
mış beş on kişi haykınşıyor.
Kızılay Balosu'nda Türk, Ermeni, Rum ve Yahu-
di aileler durmaksızın dans ediyorlar.
Açık büfe düzenlenmiş bu gece. Bazı açıkgöz-
ler de henüz servise geçmemiş büfenin çevresin-
de arsız sokak kedileri gibi yalana yalana dolaşı-
yor.
Rumba yeni başlamıştı ki, salonun kuytu bir kö-
şesinden cazbantı, şampanya patlayışlannı, neşe-
li kahkahaları bir anda silip süpüren, boğuk, tiz, in-
san sesine pek benzemeyen birferyat koptu. Rum-
ba bile durdu.
Nasıl durmasın? Herkes kim kimin gırtlağını sık-
tı diye paniğe kapılmış. Gözler kuytu köşeye çev-
rilince, kundakta bir çocuğun baloya getirilmiş ol-
duğu saptanıyor. Kundaktaki yumurcak, mini mi-
ni hançeresinden beklenmeyecek bir feryatla me-
me istiyor.
Uyduruk tuvaletli görgüsüz anne, apartopar,
pistten yetişti. Bir iki geçkince hanımın iri cüsse-
leriyle meydana getirdikleri paravanaya gizlenerek
evladına süt emzirdi.
Yeniden dansa dönüldü. Gelgelelim değişik yo-
rumlardaarkaarkayasıralanıyor. Kimileri bir "skan-
dal"\a karşı karşıya olduğumuzu söylerken, daha
hoşgörülü olanlar, "Şu alaturkalıktan bir türlü kur-
tulamadık..." diyoriar.
Tangolar, rumbalarsürüp gidiyor. Herkes mem-
nun.
Server Bedi'yle Münif Fehim, ilki romanında,
ikincisi resimlerinde, Doğu'yla Batı arasındaki ge-
lip gidişlerimize, toslayışlanmıza, yeniden topar-
lanışlarımıza hep iyimser yaklaşıyoriar, hep güleç,
gönül kırmaktan uzak...
Öneriler:
Kitap/Dostlanmızın Dostlan, Henry James, Fa-
tih Özgüven'le Pınar Kür'ün çevirisi, Dost Kita-
bevi Yayınlan.
BUGÜN
• BOĞAZtÇt ÜNTVERSİTESİ ALBERT
LONGHALL'de 19 30da GüvençDağüstün
(şan), Sabri Tulug Tırpan (piyano) ve Güiyar
Saj'ın (çello) konsen. >
(0 212 358 15 40/1703)
• ÎTALYAN KLXTÜR MERKEZİ'nde
19.00'da Raffaele Trevisani ve Paola '
Girardi'nin konseri. (0 212 293 98 48)
• CRR'de 19.30da Ariadna Ancevskava '
keman resitalı. (0 212 232 98 30) j
• BABYLON'da21 30daBeck'sBigBand'ın '
konseri. (0 212 292 73 68)
• NARDtS JAZZCLUB'da 21 30da Shebnem
& Chris'ın konseri. (0 212 244 63 27)
• ŞtŞLİ KÜLTÜR MERKEZÎ'nde '10.
İstanbul Türk Müziği Günleri' kapsamında
20.00'de Cem Çelebi, AK Haydar Timisi, AB
Sangül'ün konseri. (0 212 320 90 34)
• KARTALTEPE KÜLTÜR MERKEZİ'nde
20.30'da Yeditepe ÜnKersitesi
Konservatuvan'nın 'Çıkmaz Sokak' adlı
oyunu. (0 212 543 73 28)
• BİLGİ ÜNTVERSİTESİ DOLAPDERE
KAMPUSU'nda 'Avıısturja FUm Haftası'
kapsamında 14.00'te 'Suzie VVashington',
16.30'da 'Nogo' filmlerinin gösterimi. ,
(0 212 293 5010)
• YAPIKREDİ KÜLTÜR MERKEZt
SERMETÇİFTERSALO.NX nda 18 30da
'TAY (Türkhe Arkeolojik Yerieşmeleri) Projesi'
konulu salı toplantılan.
(0 212 252 47 00)
• TARIKZAFERTUNAYA'da 19.00'da
Niyazi Parlar'ın 'Tarihi Bir Çevrede Daha
Güvenli Bir Yerleşim İçin Yapılabilecekler'
konulu söyleşi.
(0 212 293 12 70)
• ATATÜRKKtTAPLIĞrnda 18.00'de
'Anayurt OteM' filminin gösterimi.
(0 212 249 38 19) £ ',