22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP hükümeti, tüm Avrupa için emsal oluşturacak davada Türkiye'nin savunmasını zayıflattı Amaç türbanı kabıü ettirmekCHP LtDERl BAYKAL ELEŞTİRDİ: 6 Ülkeye ağır fatura ödetecekler' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -CHP lıderiDenizBaykal, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde (AİHM) görülen türban davasında, AKP iktidannın "türban gericüiği teşvik ediyor" denılen savunmayı geri çekmesine sert tepki gösterdi Hükümetin özel anlayışı ile Türkiye'nin temel anlayışı arasındakı farklılık nedeniyle ülkenin her yerde itılip kakıldığını belirten Baykal, "Bu farkhhk Türldye'ye ağu* fatura ödetiyor" dedi. CHP Grup Başİcanvekili AK Topuz, anayasa yürürlükte olduğu sürece türban konusunda gevşeme olamayacağını belirterek "AİHM'ye \atandaş Gül olarak AKP adına yanıt verilmez. Hükümet adına, devlet adma yanıt veriKr" diye konuştu. CHP liden Denız Baykal, dün parti genel merkezinde Izmır Ticaret Odası (ITO) heyetıni kabulü sırasında gazetecilerin sorulannı yanıtladı AİHM'de görülen türban davasında AKP iktidannın "türbanın gericüiği teşvik ettiğS" yönündeki savunmayı çekmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Baykal, yöneticılerin kendilerine özgü düşüncelerinin olabıleceğini kaydetti Baykal, "Ancak eğer Türkiye adına karar vermek, tercih yapmak durumundaysanız, adınunızı belirleyecek olan kişisel tercihleriniz değil, ülkenin anayasası, hukuk sistemi. temel devlet politikasıdır. Bunlann sahiplenilnıesi ve savunulması gerekn*" dedi. Hükümetin anayasa ile bir sorunu varsa, bunu değişrirmek için çalışabileceğini anlatan Baykal, "Bunu yapmayıp Türkiye'yi anayasasıyla, hukuk sistemiyle savunma zorunluluğunu bir kenara bırakıp ülkenin dışanda yenümesini öngören bir siyaset anlayışıyla buraya ulaşmaya çahşırsanız, bu ciddi bir tehlikedir" dıye konuştu. 'Türklye'yl sıkıntıva soktular' AKP iktidannın görevı ile kişisel tercihleri arasında aynm yapamadığını bildiren CHP lideri Deniz Baykal şöyle konuştu: "Kendi özel tercihlerini dış organlar aracıhğıyla Türkrve'ye empoze etmeye çahşmak, hiç uygun olmayan bir davranıştır. Türkiye'nin resmi tavnna sahip çıkamadılar. Ülkeyi savunma iddiasmdan vazgeçtiler. Bu tablo Türkiye'yi dünyada sdanüya sokuyor. tçerde de tutarstzhklara neden oluyor. Dışardan Türldye'ye yönelik haksız talepterin ortaya çıkmasına yol açabilecek bir tablo oluşuyor. Türkiye'yi önüne gelen, her yerde itip kakıyor. Bunun temelinde iktidann özel anlayışı Ûe Türkiye'nin temel anlayışı arasuıdaki farkhhk yaüyor. Bu farkhhk Türkiye'ye ağu* fatura ödetiyor." • Hükümetin türban davasında Türkiye'yi savunan avukatlann savunmasını geri çektirmesinin ardından AlHM'nin Türk tarafına bir kez daha dostane çözüm önerebileceği belirtiliyor. Türk tarafı dostane çözümü kabul ederse, mevzuatmda türban sınırlamalan kaldıracağını da bildirmek zorunda. Avukatlara göre bunu yapmayı göze alamayan hükümet, Türk tarafının savunmasını zayıflatarak AİHM'de türban lehine karar çıkarmaya çalışıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AÎHM'dekı türban davasında Tür- kiye'nin ek savunmalannı gen çek- tiren hükümet, yenı ek savunma vermeyecek. Dışişleri Bakanı Ab- dullah GüTün talimatıyla ek savun- malann çekilmesı Türkiye'nin sa- vunmasım zayıflatırken, AlHM'nin şimdi Türk tarafına bir kez daha "dostane çözümü" önermesı bekle- niyor. Hükümetin, dostane çözümü DIŞtŞLERÎ BAKANTNI YALNIZ TRT VE AA tZLEYEBİLDİ Gifl sorulardan kaçtı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kayıp trilyon davası ve eşi Hayrünnisa Gül'ün AtHM'e başvurusu gıbi konular- da sıkıntı yaşayan Dışışlen Bakanı Ab- duOah Gül, basın mensuplannın sorula- nndan kaçtı. Gün boyu Dışişleri Bakanlığı'ndaki makamında çalışan Gül, sabah saatlenn- de Karadeniz Ekonomık tşbırliği (KEt) Genel Sekreteri Valeri Chechelashivili ile bir araya gel- dı. Dışişlen Bakanlığı'nı ızleyen muhabirler de her zaman olduğu gibi görüşmeden görün- tü alabilmek ve bakana soru sorabilmek amacıyla bakanlıkta hazır bulundular. Ancak bakanlık ma- kamından gelen talimat üzerine görüntü almak için sadece TRT ve AA muhabırlennin görüşmeyi iz- leyebileceklen kaydedildi. Muhabırlerin itirazına rağ- men Bakan Özel Kalemi 'nin taliman değıştirileme- di. Dışişleri'nın bu tutumu, zor günler geçiren Gül'ün sorulardan kaçtığı değerlendirmelerine ne- den oldu. Dışişleri bürokratlannın AlHM'e verdi- ği türban yasağı sa\r unmasını geri çektiren Bakan Gül, eşinin aynı konudaki başvurusunu ise birey- sel hak olarak nıtelemışti. j kabul etmesi durumunda, davacıla- nn "nıağdurokluklannr söyledık- len mevzuattakı türban sınırlama- lannı da kaldıracağını bildirmek zorunda. Avukatlara göre bunu yap- mayı göze alamayan hükümet, Türk tarafının savunmasını zayıflatarak AİHM'de türban lehine karar çıkar- maya çalışıyor. AKP, tüm Avrupa için emsal oluş- turacak davada Türkiye değıl. tür- banı savunuyor. LevbŞahin'in "tür- banı nedeniyle ünrversitede okuya- madığT gerekçesiyle Türkiye aley- hine açtığı davada ilk duruşma 19 Kasım 2002 tarihınde Strasbourg'da yapılmıştı. Burada Türk tarafının yaptığı savunma, resmi kayıtlara 18 Kasım 2002'de Abdullah Gül baş- bakanlığında laırulan 58. hüküme- tin savunması olarak geçti. Türk hükümeti adına burada sa- vunma yapan Avukat Şükrü Alpas- lan, türbanın bir özgürlük sorunu ol- madığını, politikacılar tarafmdan şeriat amaçlı olarak kullanılan bir olgu olduğunu kaydetti. Alpaslan, türbanın laik eğitim ilkesine de ters düştüğüne işaret etti. Abdullah Gül'ün Başbakan Yar- dımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı 59. hükümet, 2002 yıh Kasım ayında yapılan temel sa- vunmayı geri çekmedi. Ancak ge- çen ay AlHM'e Strasbourg'daki da- imi temsilcilik aracıhğıyla gönde- rilen ek savunmalar. hükümet için- de büyük sorun yarattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Dışişle- ri Bakanı Abdullah Gül'ü 8 Aralık'ta Bakanlar Kurulu'nda eleştirmesi- ne neden olan ek savunmalar geri çektirildi. Bakan Gül'e yakm kaynaklann verdiği bilgilere göre, ek savunma- da yer alan "türban eylemcilerinin şeriatuı bayraktarhğuıı" yaptıklan şeklindeki "si>f asi ifadeler" hükü- mette büyük sıkmtı yarattı. Bu ek görüşlerin Ankara'ya danışılmadan iletilmesi de Bakan Gül'ün tepki- sine neden oldu. Yenl ek savunma yok Dışişleri kaynaklanna göre, ek savunmalann çekilmesi nedeniyle AlHM'e yeni bir savunma verilme- yecek. Davada Ocak ayı içerisinde kararın açıklanmasmı bekledikle- rini ifade eden Bakan Gül'e yakın kaynaklar, savunmanın zayıflatıl- dığı eleştirilenn de doğru olmadı- ğını savundular. Resmi Cazete'de yayımlandı Kuran kurslarında eskiye döniiş • 3 Mart 2000 tarihli yeniden yürürlüğe giren yönetmeliğe göre, akşam Kuran kurslan açılamayacak, ilköğretim öğrencileri sadece yaz aylannda Kuran kurslanna gidebilecek. Ankara Ü Milb Eğttün Müdürlüğü'nün giriş duvarmda yer alan ve tamir amacıyla indirilen Atatürk tabelası 1 yıl geçmesine karşın yerine asdmadL Milli Eğitim Atatürk'ü unuttu MUSTAFAÇAKIR ANKARA - Ankara tl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Şûra Salonu'na bakan duvarmda yer alan ve tadilat nedeniyle indınlen Mustafa Kemal Atatürk'ün Kocatepe'de çekılmiş fotoğrafi ile "Cumhuriyeti ve Atatürk'ü çok seviyonız'' yazılı tabela aradan geçen bir yıllık süreye karşın hâlâ asılmadı. Beşevler'deki Ankara 11 Milli Eğitim Müdürlüğü'nün giriş kapısının karşısmdaki duvarda yer alan "Cumhuriyeti ve Atatürk'ü çok Sevryoruz" yazısı ile Atatürk'ün Kocatepe'de çekilmiş fotoğrafinın yer aldığı tabela Ekim 2002'de tadilat nedeniyle indirildi. Dönemin Ankara ll Milli Eğitim Müdürü Onur Kaya, tabelanın yeniden boyanması ve eksilen harflerinin tamamlanması talimatını verdi. Tabela daha sonra tamir için Ankara ll Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Ulus'taki inşaat atölyelerine gönderildi. Ancak Kasım 2002 seçimlerinin ardından AKP hükümeti göreve geldi. Ankara tl Milli Eğitim Müdürü Onur Kaya ile çok sayıda personel görevden alındı ve başka illere gönderildi. Kaya'nın yerine ise Ankara ll Milli Eğitim Müdürlüğü'ne imam kökenli Murat Beybalta getirildi. Aradan 1 yıldan uzun süre geçmesine karşın Atatürk'ün tabelası yerine asılmadı. Eğitimciler tabelanın bilinçli olarak yerine asılmadığını dile getinrlerken ll Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise tabelanın akıbeti hakkında bilei sahibi olmadıklannı dile eetırdiler. ANKARA(Cumhuri- yet Bürosu) - Akşam kurslan açılmasını, il- köğretim öğrencilerinin yatılı Kuran kurslanna gıdebilmesini, Kuran kurslannın yıl boyunca açıktutulmasını, ilköğre- tim okullannda da Kuran kursu açılmasını öngö- ren 24 Kasım 2003 ta- rihli Kuran Kurslan Yö- netmeliği; yürürlükten kaldınldı. 10 Aralık'ta bu yönet- meliğin geri çekileceği- ni duyuran Diyanet Işle- ri Başkanlığı'nın ilgili karan dünkü Resmi Ga- zete'de yayımlandı. Böy- lece, 3 Mart 2000 tarih- li eskı "Kuran Kurslan fleÖğrend\urtvePan- siyonlan Yönetmeüği'' yeniden yürürlüğe girdi. 8 yıllık kesintisiz te- mel eğitimi böldüğü, eği- timin birliğini bozduğu eleştirileri yapılan 24 Ka- Fransa Cumhurbaskanı Jacques Chirac'ın laiklik ilkesi' üzerine yaptığı konuşmanın tam metni -2- 'CemaatçilikFransay nın seçimi olamaz' F ütirler ve ilkeler ülkesi Fransa, açık, misafırperver ve cömerttir. Gücünü ve gururunu oluştunm tek bir miras etrafinda bir araya gelmiş olan Fransız halkı, çeşitlilik bakımından zengındir. Bu, benimsenen ve kimli- ğimızın merkezinde olan bir çeşıtliliktir. Fransa, çeşitli inançlan da bagnnda yaşatmakta. Bu yaş- lı Hıristiyan toprağında, iki bin yıllık bir Yahudi geleneği de kök salmışur. Bu ülke, din savaşlannın yarattığı acılan aşmayı ve en sonunda, Ihtilalin ertesinde Protestanlara hak- lanıu tanunayı bilmiş bir Katolik inanç toprağıdır. Ve son olarak, Ulusumuzun aynlmaz bir parçası olan ve Islam ge- leneğinden gelen Fransızlara da açık bir topraktır. Fransız bölgelerinin çeşitliliğı de ülkemizin portresini yavaş yavaş çizmiştir ile- de-France'tan Brötanya Dükalıklanna, Aqu- itaine'den Bourgogne'a, Alsace ve Lorraine'den Nice Kont- luğuna, Karayiplere, Hint Okyanusuna ya da Güney Pasi- fık'e kadar. Ve elbette ki, kuşaklar boyu, ulusal toplumu- muzakatılan ve Fransa'yıvatanbümedenönce birideal ola- rak gören kadınlann ve erkeklerin çeşitliliği de var. Ilk sanayi devrimi ile ülkemize yeteneklerini ve enerji- lerini getirmek için toplu olarak gelen Italyan göçmenler. Otuzluyıllann korkunç acılan ile ülkelennden kopanlan ve Fransa'da kendilerine sığınak bulan Ispanyollar. Fransa'ya altmışh ydlarda büyük bir ateşlilik ve cesaret ile gelen Por- tekizliler. Bütün bunlann yanı sıra Polonyalılar, Ermeni- ler, Asyalılar. Topraklanmız üzerinde bir soyun başlangıcı olmadanönce ttr Tl«ıteGfc»rieu9e*ün(1945-1975 ydlanaıa- sındaki Fransız hızlı ekonomik büyümesi) gelişimine etki- li bir şekilde katkıda bulunmuş Magripli ve Kara Afiikah- lar. Hepsi de, ülkemizi inşa etmeye, onu daha güçlü ve mü- Fransa'da Lila ve AJmaLevy kardeşkrin okula türbanla girmesi mahkeme tarafmdan yasaklannuştı. Bundan sonra Fransa'da türban tarbşması başlamıştL r I reffeh kılmaya ve Fransa'nın Avrupa ve tüm dünya çapın- daki ışıltısını arttırmaya katkıda bulunmuşlardır. Bayrağı- mız, dilimiz, tarihimiz: Tüm bunlar, Fransa'nın büyüklü- ğunü oluşturanhoşgörü ve diğerine saygı değerlerinden, bu savaşlardan, bu çeşitlilikten gelmekte. Banş, adalet, insan haklan için mücadele veren bu Fransa ile hepimiz gurur du- yuyoruz. Onu savunmalıyız. Hepimiz, onu zor duruma sok- maktan ziyade, onakazandırabileceklerimizi ölçüpbiçmek ve onun için neler yapabileceğimizi kendi kendimize sor- mak zorundayız. îşte bu Fransa'yı muhafaza etmek için bu- gün, sorulara cevap vermeli ve toplumumuzdaki gerginlik- leri durdurmahyız. • • • Bu gerginlik etkenlerinin neler olduğunu her birimiz bi- liyoruz. Küreselleşme, şans getirici bir unsur olsa da, bi- reyleri endiselendirmekte, istikrannı bozmakta ve bazen de onlan içe kapanmaya itmektedir. Büyük ideolojilerin orta- dan kalktığı bu anda. aydınlık düşmanlığı ve fanatizm dün- ya üzerinde yer bulmaya başlamaktadır. Fransız ulusu ile olmasını dilediğimLz Avrupa yurttaşhhğı kavramı arasında kalan bu ara dönemde, her birimizin sınırlannı yeniden ta- nımlaması gerekiyor. Aynı zamanda. eşitsizliklerin sürmesi ve hatta ciddileş- mesı, sorunlu mahallelerle ülkenin geri kalanı arasında de- rinleşen uçurum, firsat eşitliğı ilkesini boşa çıkartmakta ve Cumhuriyetçi antlaşmamızı parçalamakla tehdit etmekte- dir. Şurası kesindir ki, bu sorulann cevabı, ne kendi içine tümden kapanmakta ne de cemaatçıliktedir. Cevap, tam ter- sine, beraberce yasama isteğimizin ıfadesınde, ortak ham- lenin sağlamlaştınlmasında, tanhimize ve değerlerimize sadakatte yatmaktadır. Herbirey, zamanın ve dünyanın ka- rarsızuklanna, güçsüzlük hissine, bazen karmaşıklığın bas- kısına karşı, daha kişisel, daha acil çareler aramaktadır: Ai- le, yakınlarla dayanışma ya da bir gruba dahil otma. Ve bu istek doğaldır. Hatta bir avantajdır. Bu yaklaşun, Fransız- lann, seferber olma, harekete geçme, enerji ve inisiyatifle- rine serbestlik verme kapasitelerini göstermektedir. Bununla birlikte, bu hareket, smırlannı ortak değerlere saygı içinde belirlemelidir. Tehlike, merkezkaç kuvvetlerin serbest kalması, ayıncı özgünlüklerin taşkınlığmdadır. Teh- like, özel kanunlan ortak kanundan üstün tutmayı arzu et- mektir. Tehlike, bölünmedir, aynmcılıktır, çaüşmadır. Dünyanın başka köşelerinde cereyan edenlere bakalım. Topluluklar etrafinda oluştunümuş toplumlar, çogunlukla kabul edilemez eşitsizliklerin kurbanıdır. Cemaatçilik Fran- sa'nın seçimi olamaz. Tarihimize, geleneklerimize, kül- türümüze ters düşecektir. Hümanist ilkelerimize, sosyal ilerlemenin yalnızca yetenek ve liyakatın gücü ile sağ- lanacağına olan inancımıza ve tüm Fransızlar arasındaki eşit- lik ve kardeşlik değerlerine bağlılığımıza ters düşecektir. Îşte bunedenle, Fransa'nınbuyönde taahhüt altına gumesini reddediyorum. Yoksa, bu yolda mirasını kurban edecektir. Geleceğini tehlikeye düşürecektir. Ruhunu kaybedecektir. Aynı zamanda bu nedenledir ki, şiddetli bir harekete geç- me zorunluluğu söz konusudur. Ne hareketsizlikte, ne de geçmişe özlemde ortak bir kader etrafinda bırieşmiş yeni bir toplum oluşturabiliriz. Çare, aydınlıkta, hayal gücünde ve ne olduğumuza bağhlıkta yatmaktadır. SÜRECEK sım 2003 tarihli Kuran Kurslan Yönetmeliği'ni geri çekeceğini açıkla- yan Diyanet Işleri Baş- kanlığı, buna ilişkin hu- kuki süreci tamamladı. Bu yönetmeliğin iptali- ne ilişkin karar, Devlet Bakanı Mehmet Aydm tarafindan 11 Aralık'ta Başbakanlık'a gönderil- di. Başbakanlık, 12 gün süren uzun bir ınceleme- nin ardından söz konusu değişüdiği, dünkü Resmi Gazete'de yayımladı. Yö- netmeliğin iptal edilme- siyle ortaya çıkan yeni durum şöyle: »/ Kuran kursu açıla- bilmesiiçin 10 değil, yine eskisi gibi 15baş- vurunun yapılması ko- şulu aranacak. • Akşam Kuran kurs- lan açılamayacak. • İmam hatip lisesi mezunlannın Kuran kurslarında öğretici ol- ması söz konusu olma- yacak. Devlet memuru, emekli ve sigortalı olup Kuran kursu öğreticili- ği yapabilecek niteliğe sahip olanlar, ilgili müftünün teklifı ve mülki amirin onayı ile geçici olarak Kuran kursu öğreticiliğinde görevlendirilecek. • Kuran kurslan yıl boyu açık kalmayacak. Okullar yaz tatihne gir- dikten sonra açılacak. Kurslann süresi 2 ayı ve haftada 5 günü aşa- mayacak. t/ Kuran kurslarında günde "en az 3 saat" değil, "en fazla 3 saat" eğitim öğretim yapıla- bilecek. Bunun 2 saati Kuranıkerim ve meali, 1 saati itikat, ibadet, si- yer ve ahlak dersi için aynlacak. t/ Kuran kurslan için Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın okul ve pansi- yonlanndan yararlanı- lamayacak. • Yaz Kuran kurslan- nın açılışı, kayıt tarihle- ri, yer ve sayılan MiUi Eğitim Bakanlığı'mn görüşü alınmadan be- ürlenemeyecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear