25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SPOR ISTAKANIN TOPLA DANSI Bilardo, pek çok değişik şekilde oynanabilen bir spor. Delikli ve üç top olmak üzere iki genel bölümü var. Delikli masalarda Amerikan, Snooker ve Rus bilardosu oynanırken, Karambol ve üç bant ise üç top masalarında oynanır. Ülkemizde delikli bilardo oyunu çeşitlerinden sadece Amerikan (Pool) bilardosu yaygın. Dünya şampiyonu Semih Saygıner, bilardonun Türkiye'de de saygın bir noktaya ulaştığı görüşünde Kahve köşesinden üniversiteye B1 ilardo masasının çevresi herzaman pozitiftir. Siz hiç masasının etrafında yuhalama sesleri, sen başaramazsın yorvmlan duydunuz mu? Yok öyle birşey... Bu pozitif enerji beni bilardoya çekti ve içinde tuttu. Bir süre sonra hırs bastı. Bihleri beni yenmeye başladı, ben onlan mağlup etmek için elimden gelen her şeyi yapmakiçin çalıştım. ELENA DEMİRYÜREK T ürkiye'yi pekçok kez yurtdışında temsil eden ve literatüre ge- çen nadir ınsanlardan biri o... So- kak çocuğu olmaktan son anda kurtulan ve başansını dünya üze- rindekı herkese kabul ettiren bir sporcu... Kendi deyımiyle 'dışar- dan ithal' de değil. Bu ısım bilar- donun renklı isımlerınden Semıh Saygıner. -Bilardoya başlama yaşı- nız 17. O yıllarda futbol, ya da basketbola ilgi duyabilirdiniz peki niçin bilardo? SEMİH SAYGINER: Küçük birçocukken Galatasaraylıydım. Babam bana Sarı-Kırmızılı for- madan, kramponlarıma kadar herşeyi almıştı. Ama küçükken, ı minyon birçocuktum. Top bırtür- llü ayağıma gelmiyordu, ıçımden ^bırakın da bir vurayım şu topa [derdım. Adamlar futbol oyna- \mama olanak vermezlerdi. Fut- i bol hayatmı söndürdüler (!), to- ^ alıp kaçıyordum. -Bilardoya yeteneğiniz olduğunu ne zaman fark etti- niz? S.S.: llker diye bir arkada- şım vardı. 'Bilardo oynuyor mu- sun?' diye sordu, ben hiç oyna- madığımı söyledim. O da beni bilardo oynamaya götürdü. Ben ilk vuruşu yaptıktan sonra, 'Ha- di oradan! Sen ilk defa oynamı- yorsun' dedı. Artık ıstakayı nasıl tuttuysam! Tabi oynamaya ilk başladığımda pozitif bir enerjiy- le karşılaştım. Bilardo masasının çevresi her zaman pozitiftir. Siz, hiç bilardo masasının etrafında yu- halama seslen, olumsuz yorum- lar duydunuz mu? Yok öyle bir şey... Yenilmeyeni yendim -Genç yaşta 20 yıl boyun- ca yenilmeyen bir bilardo us- tasını yendiniz. S.S.: Dora Karatay o dö- nemde bir efsaneydı. Ülkenın en lyı bilardo oyuncusuydu ve kımse onu yenemiyordu. Bu Karatay'ın 20 yılda aldığı ilk mağ- lubıyettı. Olmayacak bir şekilde yılların bilardo oyucusunu yen- dim. Yerel gazeteler "17 yaşın- dakı küçük şeytan, ustalan dize getırdı" gibı manşetler attı. -Aktif sporculuğunuzun dışında bilardoyla ilgili başka çalışmalannız oldu mu? S.S.: Bilardo fabrıkalann- da çalıştım, salonlarda müdür- lük yaptım, masa temızledım. - Uluslararası alanda na- sıl tanmdınız? S.S.: Almanya'da düzenle- nen Dünya Şampıyonası'nda Ceulemans'ı yendim. Alman- ya'da Dünya Şampiyonası'na da- vet edilen ilk Türk'tüm ve yine de o dönemde federasyon yoktu. Ben 3-0 maçı kazanınca olay ol- du. Bir anda bilardo salonları açılmaya çocuklarıstakayla tanış- maya başladı. Ülkede bir potan- siyel oluştu. - Gençlerin bilardoya ba- kış açısı nasıl? Onlara spor bi- lincini aşılamak için girişimle- riniz var mı? S.S.: Gençleri yetiştirmeye çalışıyoruz. Bilardo, ODTÜ'de seçmeli ders olarak veriliyor. Bazı okullarda da verilme- ye başlanıyor. Ancak yetkililer- den biri bilardo için çocuklara ku- mar mı oynatacağız demiş, yani bu durumda bilardo oynayan her- kes kumarcı bende bu ülkedeki en büyük kumarbazım. Dünya çapında bir kumarbaz olduğum da söylenebilir. -Bilardoyu profesyonel- lerden öğrenmek isteyen genç- ler için ne gibi aKernatif sunu- luyor? S.S.: Bilardonun da eğitimi veeğitimcileri var. Düzenli antren- man yapmak gerekir. Aktivitele- rimizi yoğunlaştırmak için, mad- dı desteğe ihtiyacımız var. Şu an- da elımizde olan federasyon büt- çesiyle ancak bırkaç turnuva düzenlenebilir. Bu sporu yaymak amacıyla, kurs açmak çocuk- ları eğitmek pek de mümkün olmuyor. Yönetmelikler de bize fazla olanak sağlamıyor, devle- te bağlı bir federasyon olmanın en zorkısmı da belki bu. Bu ne- denle ılerde özerk bile olabilinz. -Semih Saygıner, bun- dan yıllar sonra kendi yerine geçecek bir sporcu yetiştiri- yor mu? S.S.: llhan Mansız'a 'Bı- rileriniyetıştıriyormusunuz?' di- ye sorduğunuzda size verece- ğı cevap 'Ben daha busporubı- rakmadım' olacaktır. Ilerde gençlerin bu spo- ru yapmaları, yetişmeleri konu- sunda çok fazla şey yapacağıma ınanıyorum ama şu anda aktif olarak bu spora devam ettiğim için çok daha zor. Ancak şimdilerde de Tayfur Taşdemir diye bir ar- kadaşımız var. Dünya Şampiyo- nu olduk beraber. Saygıner, kendisine ait 40'tan fazla vuruşla dünya bilardo literatürüne girmeyi başardı. (SAMİGÜREL) TORKİYI'Yİ OIÇIN ROMANYA 10. Dünya Şampiyonası elemelerinde play-ofFta Türkiye'yi 38-29 ve 40-24'lük skoriarla geçen Rumenler, şampiyonada ilk tur grubunu ikinci bitirip ana gruba kalırken, şampiyonayı da 10. sırada tamamladı. Türkiye'nin ikinci olduğu Avrupa Elemeleri Zgrupta tüm maçlan kazanarak lider olan Slovakya ise, baraj maçında Sırbistan-Karadağ'a elenerek finallere kalamamıştı. Dünya Hentbol Şampiyonası'nın ardından Zagreb'de Fransız opucugu eir hayli ilginç sonuçların alındığı 16. Bayanlar Dün- ya Hentbol Şampiyona- sı geçtiğimiz hafta sonuçlandı. Son 10 yılda erkeklerde iki kez dünya şam- piyonu olan Fransa, bayanlardada 'sınrf atladığını' gösterdi. Bugüne kadar oy- nadığı6dünyaşam- piyonasında bir kez final oynayan, geç- tiğimiz şampiyona- da da beşinci olan Fransa, müthiş bir grafik çizdiği Hırva- tistan'da zafere uiaşmayı başardı. 10 maçta 9 galibiyet alanekip, sadece 2. tur maçında, şam- piyonayı 3. bitiren Kore'ye boyun eğdi. EN DEĞERLİ 7 2.yarı uğuru llkturgrubun- î da önemli rakipleri- | ne oranla daha za- yıf ekiplerle oynayan Fransa, Avust- ralya, Brezilya, Ispanya, Sırbistan ve Hırvatistan'ı yenerek ikinci gruba 5- 0'la çıktı. Kendisiyle bırlıkte tur atla- yan takımlarla yapılan maçlarda alı- nan sonuçların taşındığı ana grupta KALECİ: Valerie Nicolas (Fransa) SOL KANAT: Tanja Oder (Slovenya) SAĞ KANAT: Sun-Hee Wo (Kore) SAĞ GERİ: Bojana Radulovics (Macaristan) SOL GERİ: Olena Tsygitsa (Ukrayna) PİVOT: Isabelle VVendling (Fransa) OYUN KURUCU: Anita Görbicz (Macaristan) mücadeleye Ispanya ve Sırbistan ö- nünde aldığı galibiyetlerle 2-0'la baş- layan Fransızlar, ilk maçında Kore'ye 27-25 yenildi, ardından Avusturya'yı mağlup etti. (28-25). Şampıyonluk yolunda kilit maçını son şampiyon Rus- ya ile yapan Fransa, tekgolfarkla 20-19 galip ayrılıp yarı fi- nalist oldu. Kore'yi 40-38yenen Maca- ristan'lafinaldekar- şı karşıya gelen Fransa, pek çok ma- çında olduğu gibi ikinci yarıdaki etkili oyunuyla rakibini geçti. Uzatmadaki hızlı hücumlarla üç gol bulan Fransa, maçı 32-29 kazana- rak şampiyonluğu elde eden taraf ol- du. Turnuva sonra- sında yapılan de- ğerlendirmede Fransa'nın kalecisi Valerie Nicolas, şampiyonanın MVP'si (En değerli oyuncu) seçildi. Tüm maçlarda for- ma gıyen Nicolas, 262 şutun 103'ünü çıkarırken, kilit maçlarda yaptığı kur- tarışlarla takımının galibiyetinde bü- yük rol oynadı. adeceALPER İZBUL einicilik Federasyo- nu, kemersıkmapo- lıtikası nedenıylebir at fiyatını ancak karşılayacak bütçe ile 2004'e hazırlanıyor. Büt- çe görüşmeleri sonucunda 375 milyar liralık ödenek verilen fe- derasyonun 2003'ün son günle- ri olmasına karşın 2004'ün prog- ramını netleştirememesi kulüp- lerde de sıkıntı yarattı. önceki yıllarda yapılan etkinliklerin "öde- nekyetersizlıği" nedeniyle bir ço- ğundan vazgeçmek zorunda kaldıklarını anlatan Binicilik Fe- derasyonu Başkanı Nebi Aksel, bu durumun 2003'te kazanılan başarıların korunmasını ve ileri götürülmesini baltalayacağını belirtti. Balkan Şampiyonası kap- samında düzenlenecek iki ya- rışmaya katılmak zorunda olduk- larını vurgulayan federasyon baş- parasıkanı Aksel, "Aynca Bulgaristan'da yapılacak engelatlamayanşma- sına ulusal takımıgöndermekzo- rundayız. Türkiye Şampiyona- lan ve Atatürk Kupası da kesin- likle gerçekleştirmemiz gereken etkinlıkler" dedi. Binicilik Fede- rasyonu Spor Uzmanı Muharrem Karanfilci de Balkan Şampiyo- nası'na katılmanın yanısıra "Özel Ünvan Yanşmalan"ve Istanbul'da "Horse Show 2004"ü düzenle- meye çalışacaklarını belirtti. Dünden Bugüne ETHEM TIRAK Herkes söyler, Türkler at sırtında doğ- muş ve atlanyla yaşa- mış diye. Ama binicilik deyince Türkiye'de bu- nun ilk ciddi adımlan ne zaman atıldı, doğrusu pek bilinmiyor. Türkiye'de ilk Binicilik Okulu 1911 yılında Harbiye Nazın Mahmut Şev- ket Paşa tarafından Binicilik ve Tat- bikat Okulu adı ile kuruldu. Bakır- köy'deki bu okulun komutanlığına da Alman Yb. Robert getırildi. Balkan Savaşlan'nın çıkması ile okulda eği- time 1 yıl ara verildikten sonra Davut- paşa Kışlası'nda çalışmalara devam edildi. Kısa zaman sonra Orhaniye'ye nakledilmişse de amaca uymadığın- dan H.Paşa Kışlası'na geçildi. Okul komutanlıklarına da sırası ile Bnb. Mahmut Esat Paşa ve Alman Yb. Von Savfer getirildi. Bu devrede temel ve sıradan binicilik üzerinde duruldu- ğundan yüksek binıciliğe geçilemedi. Daha sonra askeri birliklerde Sakar- ya Meydan Savaşı için süvari eğitim alanı açıldı. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra okul, Fransız ve Italyan eğitim subaylannın katılımı ile 1925 yılında Orhaniye'de yeniden açıldı ve 1927'de Istanbul'a taşındı. Daha sonra Ayaza- ğa Kasn'nda 1941 yılına kadar çalış- malar sürdü. Karaman ve yeniden Ayazağa derken 1959 yılında Anka- ra'ya alınan okul kapatıldı. Okul Ankara'ya nakledilirken Ayazağa'da uluslararası yanşma gru- bu adı altında kalan ekip, 1960 yılın- da "atlı grubu", 1965 yılında da "sü- vari yarışma grubu" adını aldı. 1978 yılında kaldınlan "süvari yanşma gru- bu" Ankara'da "Süvan Birliği" adı al- tında çok küçük bir kadro ile faaliye- tine devam ediyor. Binicilik Federasyonu 1932 yılın- da uluslararası FEI'ye alındı. Sözün kısası biniciliğin tarıhçesi; özellikle Cumhuriyet döneminde şekillenmiştir. 24 ARALIK 2003 SAYÎ6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear