Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Istarbul Y 15 Sınop PB 14 Adana
Edırne Y 12 Samsun
PB 15
PB 16 Mersın PB 14
Kocaeli JT 1j5 Trabzon PB 15 Dıyarbakır S
panakkale Y 15 Giresun
Izmır Y 15 Ankara
PB 15 Şanlıurfa
Y 7 Mardın
Manısa
Aydın
_Y 1_1_ Eskışehır Y 6 Siırt
Oenizli
_Y 14 Konya Y 7 Hakkân
Y 13 Sıvas PB 4 Van
Zonguldak B 15 Antalya Y 17 Kars S -10
v
jrdı*n Datı kes<mıen ÇOK-
bulutlj Marmara. Ege Ba-
tı Akdenız Iç Anadolu nun
oaüSi ıte Batı Karadenız ın
•ç Kesımlen yagmuriu, Ya-
ğışlar Ege kıy lan ıle Batı
Akdenz nıyılannda yer yer
etkıh olacak Hava sıcakiı-
ğı bıraz artacak Rjzgâr
guney ve batı yurrjun do-
ğu kesımiernöe guney ve
doğu yonieraen orta kuv-
rötte, yurdun batısında
«dvvetiı ve kısa surelı fırtına
şekl noe esecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsink/
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
K
Y
Y
K
Y
B
/
0
5
11
11
8
8
5
Münıh PB 0 Zürıh
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
K
PB
Y
PB
K
K
Y
Y
1
0
13
-1
1
3
7
15
PB -2 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıfhs
Kahıre
B
Y
K
B
B
K
B
PB
-8
11
-11
co
8
4
-1
19
Y 13
Taşkent
'Tahran
QAÇIK Parçalı bulutlu > Çok bulutlu ı Yağmurlu b Karlı C 3 Sulu kar > Gok gurultulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
pık bir anlayışın, uygulamaların sahibi bir iktidarı özet-
iiyor.
• • •
Necmettin Erbakan, sağlığıyla ilgili kabul edilebilir
bir rapor alamazsa, 11 ay bilmem kaç günlük cezası-
nı çekmek için cezaevine girecek.
1960 yılları sonunda Odalar Biriiği Genel Sekreter-
liği koltuğuna oturmak için akıl almaz numaralaryap-
tığı günlerden beri Erbakan'a, çevresindekilere karşı
olduk.
Odalar Birliği'ne, daha sonra bakanlıklara nalınlı cu-
ma günlerini sokan, 1970'lerden başlayarak kurduğu
partilerle laik cumhuriyeti yörüngesinden çıkarmak,
köktendinci bir rejimin temellerini atmak için yapma-
dığı kalmayan bir adama ve bugünkü öğrencilerine;
1960sonlannda, 1970'lerde, 1990'lardave2000'ler-
de ılımlı ve olumlu gözle bakmamız olanaksızdı.
RTE'ler, Gül'ler ve diğerleri Erbakan'ın izinden yü-
rüyerek, elini öperek, bir şeyh, bir emir, bir tarikat re-
isiymiş gibi onun peşinden giderek iktidar oldular.
Uygulamalardaki ince ayırımlar dışında Erbakan ka-
fasından farklan yok!
• • •
Başta RTE, devlet yönetiminde az buçuk deneyim
sahibi olabildiyse Abdullah Gül, Erbakan'ın sağladığı
olanaklardan yararlanarak bugünlere geldiler.
Kimi bakanlar Erbakan sayesinde sıyasal yaşamda
isim ve yer sahibi oldular.
Amma ve lakın örneğin şimdi, Adalet Bakanı Cemil
Çiçek çalçene açıklamalarında dokunulmazlığın ko-
ruması altında Erbakan'la yargılanmaları gereken ba-
kan arkadaşlarının yargıdan kaçtığını anımsamıyor.
Yakala emrini savunurken; "Bu konuda Ceza Infaz Ka-
nunu'nda ne gibi işlemleryapılması gerekiyorsa o ya-
pılıyor" diyebiliyor.
Ne çare, genç gazeteci arkadaşlarım, AKP'nin (Gül
ile Aksu'yu koruyan) dokunulmazlık kaçağı politikala-
nna değinen bir soru yöneltmiyorlar bakana.
Dokunulmazlığın ne türden bir yara olduğu bir kez
daha anlaşılıyor. Anlaşılıyor mu? Yoksa olay, bu ikti-
dara yapışan (iktidarın bir sanat haline getirdiği) vur-
dumduymazlıgın somut bir örneği mi? Zira, Gül'ün ba-
kanlığının bütçesi görüşülürken sanık olduğu "kayıp
trilyon" adlı yargılanamadığı davadaki durumunu irde-
leyen soruya verdiği şu yanıt vurdumduymazlığın bir
örneği değil mi: "Bu konuda mahkeme benim sta-
tümde olan o zamanki genel başkan yardımcılannın
beraatlerini onayladı."
Dediği sırada, mahkemenin Erbakan'ın yanı sıra
Abdullah Gül'le Aksu'nun mallarına tedbir koyduğu
haberi geliyor.
• • •
Islama uygun adım yürümeyi, sındire sindire, yut-
tura yuttura gerçekleştirmeyi amaç edinen iktidar ka-
fası başka olaylarda da sahne alıyor. Devlet, Kubi-
lay'ın yobazlarca şehit edildiği 73 yıl önceki Menemen
olayını karşıdevrim hareketi olarak niteliyor. Bu durum;
Cumhurbaşkanı Sezer'in yayımladığı mesajda "Ulu-
sumuz, laik ve demokratik cumhuriyete sonsuza ka-
dar sahip çıkacaktır" ifadesiyle yerini buluyor. Sezer,
hatta laik cumhuriyete yönelik hareketlere "u/us ge-
rektiğinde canıpahasına herzaman karartılıkla karşı ko-
yacaktır" diyor.
Belleğimize kazılı gerçek bu mu? öyleyse iktidar ko-
damanlarının mesajlarına bakalım; TBMM Başkanı
Annç, Kubilay'ı rahmetleanıyor, "milletin millibirfikve
beraberliği korumaya kararlı" olduğunu söylüyor.
RTE, "Vatana gönülden bağlı genç teğmen Kubilay,
milletimizin cumhuriyetimize sahip çıkma ve onu yü-
celtme inancının bir sembolü olarak tarihimizde yeri-
ni almıştır" demekle yetiniyor.
Ne cumhuriyete karşı yobaz saldırısından söz edi-
liyor. Ne karşıdevrim hareketini kınayan birkaç sözcük.
ne de genelde laikliğin korunacağını bu vesileyle ifa-
de eden anlamlı bir iki vurgulama... Meclis Başkanı
Annç'ın mesajında da, RTE'ninkinde de yok!
Bu olaylara, bu mesajlara, bu kafa yapısına baka-
rak... iktidar yalakaları, halk dalkavuklan hizaya gelir-
ler mi?
CHP'li Topuz, 'laiklik ilkesinin Islamla bütünleşmesini' isteyen Müsteşar Dinçer'in görevden alınmasını istedi
'Rejim ağır tehdit altında'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Grup Başkanvekili
Ali Topuz. Başbakanlık Müste-
şan Ömer Dinçer'ın, 1995 yı-
lında yaptığı bir konuşmada,
"Cumhuriyetin işlevini yitirdi-
ğini, laiklik ilkesinin İslamla
bütünleşmesi gerektiğini" sa-
vunduğunu belirttı. Bu kışinin
şimdi Türkiye Cumhuriyeti'nin
devlet yapısını tümüyle değiştir-
meyi hedefleyen KamuYönetimi
Temel Yasa Tasansı'nın teons-
yenlerinden olduğuna dıkkat çe-
ken Topuz, Dinçer'in hâlâ görev-
de olması nedeniyle "Türkiye
Cumhuriyeti'nin ağır tehdit al-
tında olduğunu" vurguladı. To-
puz. Başbakan Tayyip Erdo-
ğan'dan. Dinçer'i derhal görev-
den almasını istedi
Topuz dün düzenlediğı basın
toplantısında Dinçer'in Sıvas'ta
1995 yılında bir sempozyumda
yaptığı konuşmanın metnini da-
ğıttı Dinçer'in konuşmasında
"siyasi öncelikli İslami hareket
olarak Refah Partisi'ni göster-
diğini", cumhuriyet ilkesinin za-
yıfladığını ve "mahalli kültürü-
müzün İslam olduğunu" sa-
vunduğunu aktaran Topuz, şu gö-
rüsjeri dile getirdi: "Türkiye'yi
yeniden yapılandırma hareke-
tinin başına koydukları teoris-
yen bunları söylüyor. Ömer
Dinçer cumhuriyet ilkesinin iş-
levini kaybettiğini sövlüyor. Bi-
zim öz kültürümüz İslam kül-
türü, Arap kültürü değildir,
Anadolu kültürüdür. Acaba
bugün Sayın Dinçer de, Başba-
kan Erdoğan gibi, 'değiştim' mi
diyor, yoksa söylediklerini uy-
gulamaya mı koymor? Türki-
ye Cumhuriyeti ağır bir tehdit
altında. AKP.ABD.AB eksenli,
3 (A) üçgenindeki gelişmelere
dikkat etmek gerekir. Kıb-
ns'ta, ver kurtul noktasına ge-
liyorlar. Türldye'de yürüttük-
leri İslami hareket için AB des-
teği sağlama peşindeler. AB-
D'nin bölgedeki emelleri doğ-
rultusunda istekleri var. Kendi
isteklerine destek sağlamak
için her dediklerine bovun eği-
yorlar. Türkiye Cumhuriyeti
hükümeti hem AB'ye hem de
ABD'ye karşı teslimiyetçi bir
yaklaşım içinde. Onlardan al-
dıkları güçle, cumhuriyet, laik-
lik anlayışını ortadan kaldıra-
rak kafalarındaki din kuralla-
rını yaşanıa geçirmek hedefıne
göre hareket ediyorlar."
Gazetemız yazan Uğur Mum-
cu'nun "Rabıta" adlı kıtabında
yer verdiği bazı belgelere dikkat
çeken Topuz, 1976'da toplanan
uluslararası Siret kongresinde
alınan kararlan anımsattı. Topuz,
bu kongereye dönemin MSP'li
Devlet Bakanı Hasan Aksay'ın
hükümet adına resmen katıldığı-
na dikkat çekerken kongrede
"tamamen şeriata dayalı mo-
dern bir İslam devleti kurabil-
mek için girişimlerde bulunul-
ması" karan alındığının altını
çizdi. Topuz, "O kongrede alı-
nan kararlan yerine getirmeye
çalışıyorlar" dedi.
Partileri. sivil inisiyatifi ve hal-
kı göre\ e çağıran Topuz, sözlen-
nı şöyle sürdürdü: "Bu büyük
tehlike karşısında birlik içinde
mücadele gerekli. Demokratik
mücadele olmazsa siyasal İsla-
mın Türkiye "yi çok tehlikeli bir
yere taşıması tehlikesi var. Bu
beladan Türkiye 'yi kurtarmak
için için demokratik yolla mü-
cadele yürütmek ve bunları ge-
riletmek, kendi sandıklan içi-
ne kapatmak gerekir.'
1
Barış için sahneye çıktılar
tBDA/Q AB terörlistesinde
I Baştarafı 1. Sayfada
kadar 5 kez güncelleştirilen ve Ankara'nm tüm ısrar-
lanna karşın, başta ÎBDA'C olmak üzere, Hizbullah,
AFİD, İslam Harekâtı Örgütü, Selam Teşkilatı'nı te-
rör örgütleri listesine almayanAB'nin "tavır değişik-
liğinde" IstanbuFdaki bombalı saldınlann etkilı ol-
duğu iddia edildi. AB üyesi, "15'ler", bu örgütlerin
henüz terör eylemleri işledikleri yönünde bilgi bulun-
madığı gerekçesiyle listeye alınmasına karşıydı.
Terörün mali kaynağı kurutulamadı
Ekonomi Servisi - ABD'nin teröre karşı ver-
diği tüm mücadelelere rağmen, terör örgütleri-
nin ardındaki finans kaynaklannın kökü loıru-
tulamadı. Le Monde gazetesinde yer alan habe-
re göre, ABD Hazinesi ve Maliye Bakanlığı 14
Aralık'ta "Benevolence International Foun-
dation, Global Relief Foundation ve Holy
Land Foundation" şirketlerinin vergi muafi-
yetlerini "terörü desteklemek ve terörist fa-
aüyetlerde yer almak suçlamasıyla askıya al-
dığını" açıkladığı bir genelge yayımladı. 3 şir-
ketin malvarlıklannın dondurulmasını içeren,
Hazine ve Maliye arasındaki bu işbirliği AB-
D'nin teröre destek veren finans kaynaklannı
kurutmak için giriştiği son çaba olarak gösteril-
di. Maliye Bakanlığı üst düzey sorumlusu Mark
VV. Evenson ise bir "Suç Araştırma Gnıbu"
oluşturacaklannı açıklayarak "Teröre verilen
mali desteğin izlerini mali ajanlanmız saye-
sinde dünyada takip edeceğiz" diye konuştu.
Evenson aynca Irak'ta Saddam rejiminin aktif
hesaplannı araştırmak üzere harekete geçildiği-
ni de belirtti. Haberde, terör örgütlerinin "güve-
ne bağlı bir transfer sistemi" olarak tanımla-
nan "havale" yoluyla fonJan dünyanın her tara-
fina gönderdiklerinin tespit edilmesine karşın,
bugüne kadar El-Kaide'nin finans kaynaklannın
ortaya çıkanlamadığı ifade edildi. Uluslararası
uyuşturucu trafığinin 2002'de 6 milyar dolarlık
kazanç elde ettiğinin belirtildiği haberde, bu ora-
nın terörist gruplan daha da güçlendireceği be-
lirtildi. UzmanJar, ilk küresel terör ağı olarak ta-
nımlanan El-Kaide'nin hiyerarşi şeklinde değil
de "franchising" (lisans kullanma hakkı) yo-
luyla hareket etmesinin finans kaynaklannın izi-
ni sürmeyi güçleştirdiğini belirttiler.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'...XX. yy'ın, Tarihteki Asıl Onemi...'
• Baştarafı Arka Sayfada
'Uçûncü Dünya'h aydın gençler-
le, Paris'te çok tartışmışızdır; (Qu-
artier'deki ucuz kahveler, siyah tü-
tün ve kırmızı şarap kokusu, önü-
müzdeki çeşitli kitap ve dergiler,
hava soğuk) dönüp dolaşıp, bağ-
landığımız sonuç, aynı olurdu: XX.
yy'ın tarihteki asıl önemi, ne I. ne
II. Dünya Savaşı, ne de Faşizm
olacaktır; asıl önem, Mazlum
Halklar'ın, toprağını işgal edip,
nesi var nesi yoksa alıp götüren,
ona dinini, dilini, kültürünü inkâr
ettiren Zalimlerin (yâni Beyaz,
Hıristiyan ve Batılı Emperya-
lizm'in); tarihte ilk defa, biri Sos-
yalist, öteki Demokratik iki bü-
yük ihtilâlle karşılaşması; onlara
yenilmesidir; büyüklüğü şuradan
geliyor ki, Sovyet Ihtilâli, Batı'ya
kök söktüren Doğu Bloku gerçe-
ğine, Anadolu Ihtilâli ise, Ban-
dung'dan itibaren, Emperya-
lizm'in işini çok daha zorlaştıran,
Üçüncü Dünya Hareketi ne dö-
nüşmüştür.
Türkiye, gerçekte, Anadolu Ih-
tilâli'ni bu mana ve bu vüs'atte
ele alıp değerlendirerek, cihan-
şümûl bir inkılâbın vatanı olabi-
leceğine; Gâzi'den sonra, -Sev-
res'in sahibi ve uygulayıcısı- Ba-
tılı üfkelerin dümen suyuna ta-
kılmış; bir manada, kendi inkılâ-
bı ve geleceği aleyhine çalışma-
ya başlamıştır. Yoksa, abarttığımı
mı sanıyorsunuz? Öyleyse, alınız
Hâdiye Bolluk'un 'Kurtuluş Sa-
vaşı'nın Ideolojisi' kitabını. açınız
herhangi birsayfasını, Hâkimiyet-
i Milliye gazetesinin, rastgele bir
başyazısını okuyunuz; görün ba-
kalım, abartmış mıyım, yoksa az
bile mi söylemişım?
'Batı'ya isyan bayrağı
açmak flkri...'
"...Dünya ve milletler efkân, bir
gayenin oluşması için yapılacak
harekâta, kâfi derecede hazır-
lanmıştır. Avrupa tazyikinin se-
beb olduğu felâketler her taraf-
ta anlaşılmış; 'Demokrasi' deni-
len sistemin, yeryüzünde sebeb
olduğu felâketler bütün millet ta-
rafından idrak edilmiştir. Bunun
için Batı'ya isyan bayrağı açmak
fıkri, bugün her tarafta, en ziyâ-
de makbûl olan ve taraftar bulan
bir siyâset programı kabul edili-
yor; öyle bir program ki, hatta
bizzat Batı milletlerinin çalışan
fakat sefâlet çeken krtleleri de
bunun etrafına toplanmıştır..."
"...Anadolu kendi varlığının
kurtulmasının, ancak bu Doğu
Ihtilâli'nin muzafferryeti ile kâim
olduğuna inanmıştır; bu inanış
müsbet ve menfi iki büyük şey-
den geliyor. Evvelâ, düşünüyor
ki a) Batı devletleriyle yapılabi-
lecek herhangi bir uzlaşma sul-
hu, Anadolu'yu kurtarmaya ye-
tecek derecede müsâit şartları
ihtiva edemez; çünkü Batı Dev-
letleri, Doğu'nun hakkını teslim
zaruretini hissetmedikçe, bize
karşı, milli haklarına tamamen
sahip millet muamelesi etmeye-
ceklerdir. b) Ikinci olarak görü-
lüyor ki, Doğu Ihtilâli namını ta-
şıyan tesisin, sonuç oiarak Ana-
dolu'yu felâketten ve yok ol-
maktan kurtaracak olan muzaf-
feriyeti, artık ümit ve temenni
değil bir hakikattir..." (Hâkimi-
yet-i Milliye, 13 Teşrinsani (Kasım
1920/a.g.e.s. 106)
İstanbul Haber Senisi - Türkiye'nin
önde gelen tanınmış aydın, yazar, sa-
natçı ve gazetecileri "Annem Savaş İs-
terdi" adlı gecede banş için bir araya
geldı. Gecenin isim babası, gazetemız
yazarlanndan Dr. Erdal Atabek yaptı-
ğı konuşmada savaş istemenin de, banş
istemenin de bir bedeli oluğunu anım-
satarak "Banş bir küitürdür ve her-
kes bu kültüre sahip çıkmalıdır" de-
di. Opus Yapım tarafından Cumhuriyet
gazetesi Perrol-lş ve Novartis'in katkı-
lanyla Atatürk Kültür Merkezı'nde dü-
zenlenen gecede konuşan Petrol-Iş Ge-
nel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise ba-
nş özleminin gerçekleşmesinin kapita-
lizmın kurallanna karşı gelmekJe
mümkün olabıleceğini belirterek "Ba-
nş mücadelesinin insanlığın ortak
belleğine ihtiyaci var. Ortak bellek,
sis perdesinin engellediği gerçekleri
görmemizi sağlavacaktır" diye ko-
nuştu. Melek Göknur Alkır'ın sunu-
cuJuğunu yaptığı gecede, tiyatro sanat-
çılan Genco Erkal, Zafer Diper,
Mustafa Alabora, Mehmet Ali AJabo-
ra, Mümtaz Sevinç, Kenan Işık, Cü-
neytTürel, Müjdat Gezen, Atilla Ol-
gaç'ın banş için Nâzım Hikmet, Or-
han Veli, Berthold Brecht gibi ünlü
şairlenn şiirlerini seslendirmelen izle-
yicilenn büyük beğenisiyle karşılandı.
Bülent Ortaçgil, Cahit Berkay, İlkay
Akkaya, Sadık Gürbüz, Erkan Oğur,
İsmail Hakkı Demircioğlu, Zerrin
Özer, Haluk Levent, Sibel Metin,
Vansımalar. İncesaz gibi birçok ünlü
sanatçı da se^'ilen şarkılannı ve türkü-
lerini banş için söylediler. Gazeteci
Tayfun Talipoğlu, yazar Muzaffer tl-
han Erdosfun da banş mesajlanyla
renk kattığı gece banş için bir araya ge-
len izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Ge-
cede aynca tüm katılımcılara gecenin
anısına bırer tablo hediye edilirken, ga-
zetemize katkılanndan dolayı verilen
tabloyu da gazetemız hukukçularından
Fikret İlkiz aldı.
HABÎB AKTAŞ'IN AKRABASI KUŞ TUTUKLANDI
Evinde bulunan 12 çuval
patlayıcıya 'deterjan 'dedi
İstanbul Haber Servisi - Istan-
bul 'daki intihar saldınlanyla ilgili dü-
zenlenen operasyonlarda evinde 12
çuval içinde 5 kamyonete yüklenme-
ye hazır miktarda potasyum nitrat,
elektronik düzenekler ve patlayıcı
maddeler ele geçirilen Mehmet Kuş
DGM tarafından rutuklandı. Kuş, ifa-
desinde "Çuvalların içindekini de-
terjan sandım" dedi.
Kandıra F Tipi Cezaevi'nde tutuk-
lu bulunan Osman Eken'in itiraflan
doğrultusunda istanbul polisi Zeytin-
burnu'ndaki Çırpıcı Mahallesi'nde
bir eve operasyon düzenledi. Evde 12
çuval içinde 5 kamyonete yüklenme-
ye hazır miktarda potasyum nitrat,
elektronik düzenekler ve patlayıcı
maddeler ele geçırildi. Evin sahibi
Mehmet Kuş gözaltına alındı. Saldı-
nlan gerçekleştiren örgütün lideri
olan Habib Aktaş'ın halasının oğlu
olan Kuş, emniyetteki sorgusu ta-
mamlandıktan sonra dün istanbul
DGM yesevk edildi. Adlı Tabıplik'te
sağlık kontrolünden geçirilen Kuş,
daha sonra Cumhuriyet Savcısı Mus-
tafa Erol tarafından sorgulanmaya
başlandı. Mahkemede. "terör örgü-
tiine yardım ve yataklık etmek" su-
çundan tutuklanan Kuş, cezaevine
gönderildi.
'Akrabam eve bıraktı'
Ifadesinde hakkındaki suçlamala-
n reddeden Kuş, evındeki potasyum
nitrat ve patlayıcı maddeleri deterjan
olarak bildiğini iddia etti. Kuş, çu-
vallann içindeki maddelerin patla-
malardan önce bir akrabası tarafın-
dan evine getirildiğini sa\oındu. Bu
kişinin Habib Aktaş olduğu iddia
edildi. Kuş'la birlikte turuklananla-
nn sayısı 35'i bulurken 12'si îstan-
bul'da, 8'i ise Konya'da olmak üze-
re gözaltına alınan 20 kişinin sorgu-
su sürüyor. Konya'dan gözaltına alın-
dıktan sonra istanbul'a getirilen 5 ki-
şi arasında örgüt liderlerinden Ha-
run İlhan da bulunuyor. _
Dinçer'in 1995'teki konuşmasi:
'Cumhuriyet
bize bir mana
ifade etmiyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Grup Başkanvekili Ali Topuz'un açıkjadığı
belgeye göre Başbakanlık Müsteşan Ömer
Dinçer'in, 19-21 Mayıs i995 tarihinde
Sıvas "ta "21. yüzyila girerken dünya ve
Türkiye gündeminde İslam" konulu
sempozyumda yaptığı konuşmanın
bazı bölümleri şöyle:
•Islama yönelik olarak modern devlerin biz-
lere birtakım dayatmalan olmuştur. Şeriata
karşı olmak ama Müslüman kalmak bunun
en önemli boyutlanndan bir tanesidir. Bu ara-
da ifade edilen şey, gerçekte Islamın kültürel
hareket olduğunun vurgulanması ve ondan
ibaret kalması şeklindedir. Siz karar verme
hakkını talep etmeyecekseniz, yaşama hakkı-
na sahipsiniz demektir.
• Bir an için siyasi öncelikli tslami hareket-
lerin iktidara geldiğini düşünürsek, söz konu-
su bürokratik mekanizmanın kullamlması du-
rumuyla karşı karşıya kahnacaktır. Modern
devleti, Islama tercüme ederek kullanmaya
kalkışmak veya bürokratik mekanizmada yer
alacak memurlan dindar insanlardan seçmek
devletin yapısını, Islamın öngördüğü yapıya
kavuşturur mu? Ashnda bu rür bir eğilimin,
islami bir iktidan değil, beşeri yanı ağır ba-
san bir iktidan öne çıkaracağı kanaatüıdeyim.
•Başlangıçta kurulurken ortaya atılan cum-
huriyet ilkesinin de zayıfladığını ve işlevini
kaybettiğini görüyoruz. Halk için ve halk adı-
na yönetim diye tarif edilen cumhuriyet kav-
ramının ashnda artık bizim için çok fazla bir
mana ifade ermediğini söylememiz de müm-
kündür. Insanlar giderek daha çok demokra-
siyi, daha çok katılımı ister hale gelmişlerdir.
• Türkiye'de cumhuriyet ilkesinin yerini
katıhmcı bir yönerime devretmesi gerektiği
ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin Islamla
bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini
taşıyorum. Böylece. Türkiye Cumhuriye-
ti'nin başlangıçta ortaya koyduğu
bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet
ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin
yerini daha çok katıhmcı, daha adem-i
merkezi, daha Müslüman bir yapıya
devretmesi zorunluluğu ve artık bunun
zamamnın geldiği düşüncesini taşıyorum.
%/ Türkiye'de kültürel öncelikli islami
hareketlerle, siyasi öncelikli îslami hareket-
lerin karşılıklı ilişki ve etkileşimleri yeniden
tanzim edilmelidir. Eğer bu iki hareket bü-
tünleşmiş bir halde devam ettirilebilirse,
Türkiye'de Islamın hiçbir ülkede görülme-
miş bir şekilde sağlam bir temel üzerinde
gelecek vaat ettiğini ifade edebiliriz.
f/ iktidara gelmek yolun sonu değildir. Yeni
bir başlangıçtır. tktidara gelince yapılması
gerekenler bitmiş gibi düşünülürse, islam ik-
tidara geliş aracı gibi kullanılmış, istismar
edilmiş gibi olur. iktidara gelince de, tüm
dünya Müslüman olsa da, düşmanlara karşı
üstünlük sağlansa da, Müslümanın kavgası
münkire, harama ve kötüye karşı devam eder.
'Üçüncü eylem uyarısı'
Gizli yazıyı sızdırdı
görev yeri değiştirildi
ECE\ İT KILIÇ
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün. teröristlerin
üçüncü bir bombalı saldın hazırlığı içinde olduk-
lannı belirterek güvenlik önlemlerinin üst düzeye
çıkanlması için ilgili polis birimlerine gönderdiği
"gizli yazı" sızdınldı. Olayla ilgili başlatılan so-
ruşturma kapsamında Başkomiser M.T'nin görev
yeri değiştirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Is-
tanburdaki bombalı saldınlarla ilgili Konıma ve
Güvenlik Müdürleri ve amirlerine 20 Arahk
2003'te 20550 sayılı bir yazı göndererek 15 ve 20
Kasım'da gerçekleşririlen saldınlann devamı nite-
liğinde üçüncü bir eylem yapılacağını bildirdi.
Saldınnın, Habib Aktaş tarafından organize edil-
diği vurgulanan yazıda, "Eylemde 24 Aralık
2003'te başlayacak Noel haftasında, başta ABD
ve İsrail olmak üzere Batılı ülkelerin çıkarları-
nın hedef alınacağı ve hedefler arasında Eti-
ler'deki Akmerkez alışveriş binasının olduğu
istihbaratı alınmıştır" denildi Bu yazıyı Eti-
ler'de görevli Emniyet Amiri Başkomiser M.T,
başta Akmerkez olmak üzere bölgedeki alışveriş
merkezlerinin konıma birimlerine gönderdi. Yazı-
mn, internette "dolaşıma" girmesi üzerine îstan-
bul Emniyet Müdürlüğü soruşturma başlatıldığını
açıkladı. Bu kapsamda M.T'nin görev yeri değiş-
tirilirken, bir şube müdürii de görevden alındı.