Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S*YFA CUMHURİYET 2 ARALIK 2003 SALI
4 HABERLER
DIMYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Bırakalım Artık Bu
Tanzimat Kafasını
3ir arkadaşım var, genellikle ABD vatandaşlan-
nır ıkamet ettiği büyük ve lüks bir apartmanın kar-
şfândaki bir dairede oturuyor.
• Ben hiç suçum olmadan terörün baş hedefie-
rirrfen biriyim, diyor.
Haklı da.
Amerikalı veya Ingilizlerin oturduklan mahalle-
lerde yaşayanlar, dükkânlan Amerikan veya Ingiliz
firnalannın, misyonunun bulunduğu yerin karşı-
sırda, yanında bulunanlar, hiçbir suçları olmadan,
terorün potansiyel hedefleri arasına giriyorlar.
Şimdi, son olarak Istanbul'da ortaya çıkan terö-
re harşı, vatandaşlannı "Sakın oraya gitmeyin!" di-
y e jyaran ülkelerin mantığını aynen burada uygu-
larsak çıkacak sonuç ne olur dersiniz?
Biri çıksa ve dese ki:
- Ey vatandaşlar, Amerikalı veya Ingilizleri mahal-
lenzde banndırmayın! Çünkü sizin de yaşamınız teh-
likeye giriyor...
"Yukarıdaki mantıkla bu uyarıya karşı çıkabilir mi-
siniz?
Bir lokantada yemek yiyen bir vatandaş, arka
masada ingilizce konuşanlan duyunca onlann Ame-
rikalı veya Ingiliz olduklannı çıkarsayıp, ayağa kalk-
sa ve adamların başına dikilse ve de dese ki:
- Baylar burayı derhal terk edin. Çünkü sizler te-
rör hedefisiniz, bizi de hedef haline sokuyorsu-
nuz...
Bu davranışa yukarıdaki mantıkla karşı çıkabilir
misıniz?
Merak etmeyin!
Böyle bir tavsiyede bulunmuyorum.
Yalnızca, kendi ahmak ve çıkarcı politikalanyla te-
rörü kışkırtanlann, mantıklanndaki budalalığı, "7e-
röre karşı çıkıyoruz" derken sergiledikleri ikiyüzlü-
lüğü göstermek istiyorum.
• • •
Türkiye, Ingiltere Hükümeti'nin yardakçısı oldu-
ğu Amerikan politikasının kışkırttığı terörün kurba-
nı olduğundan beri, yine bunlann başını çektiği gi-
rişimlerle yeryüzünde büyük bir yalnızlığa itilmek is-
teniyor.
Avrupa kuruluşları da bu girişime ortak oluyor-
lar.
Peki bizler ne yapıyoruz?
Bizler bu olayları gözleyip iyi irdelemek ve gerek-
li sonuçlan çıkarmak yerine hâlâ ayran budalası bir
Batı ve Avrupa hayranlığının peşinde, "Şunuyapar-
sak bizi kabul ederler, bunu yerine getirirsek üye-
liğimiz garanti" gibi ham hayallerin peşinde koşu-
yoruz.
Beylergerçekleri doğru görelim, tanılanmızı doğ-
ru koyalım lütfen!.
Türkiye Batı'nın Doğu'ya, Doğu'nun Batı'yaaçı-
lan kapısıdır.
Olaya bu yönden bakınca, Istanbul'daki girişim-
ler, hem coğrafi, hem de ideolojik olarak Doğu kay-
naklı terörün Batı'nın kapısını çalması anlamınage-
liyor.
Böyle bir durumda, bütün Batı ülkelerinin Türki-
ye ile dayanışma halinde, teröre karşı cepheyi da-
ha burada oluşturmalannı gerektirmez mi?
Eğer Türk Hükümeti'nin bu yönde eksikleri var
ise bu eksiklikler de tabii ki dile getirilecek, hatta
sert biçimde eleştirilecektir.
Ama tutum, Türkiye'yi izolasyon içine itmek ol-
mamalıdır.
• • •
Ama öyle yapılmıyor.
Yerine ne yapılıyor?
Teröre karşı mücadele adı altında, Türkiye coğ-
rafyasının anlamı değiştiriliyor ve Batı'nın kapıları,
Türkiye sınınndan başlayarak kapanıyor.
Türkiye o terörün kaynak coğrafyası içinde algı-
lanarak dışlanıyor.
Batı bir süredir Türkiye'yi kendi dünyasından dış-
lama eğilimi içine girmiştir.
20 - 28 Kasım günlerini Paris'te geçirdim, Mec-
lis konuşmalanndan, uzmanlann TV'lerdeki tartış-
malanna kadar her şey, bu ülkenin de Almanya gi-
bi, Türkiye'yi Avrupa coğrafyası içinde görmeye
hiç niyetli olmadığını, dışlama eğiliminin gittikçe
güçlendiğini gösteriyordu.
Bu gerçekleri görmek ve kendimize ona göre bir
rota çizmek zorundayız.
Unutmayalım! Durum 1918'e benzemektedir.
Mustafa Kemal Atatürk, 1918 çemberini Ba-
tı'ya karşı savaşarak kırmıştır.
Bırakalım artık şu kof "Batıcı(!)" Tanzimat kafa-
sını.
Batı ile ilişkilerimizi düzeltmek için Batıcı olma-
yan, analitik, bağımsız bir "Batılı(!)" kafasına ihti-
yaç var.
Burada "Saf///"dan kasıt, bağımsız ve analitik
kafadır, coğrafi aidiyet değil.
Eğer gerçekten Batılı olmak istiyorsak Batıcılığı
bir yana koymamız gerek.
Erdoğan gibi konuştu
Annç'a göre de
terörün sıfatıyok
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Başkanı Bülent Annç,
terörün aşağılık bir iş
ve insanlık suçu olduğu-
nu belirterek "terörün
kimliği, sıfan konusun-
da ayınm yapmanın
yanbş olduğunu diişü-
nüyorum" dedi.
Annç, dün TBMM
sosyal tesislerinde ajans
ve televizyonlann Anka-
ra temcileri ile yaptığı
toplantıda, bir gazete-
cinin "Islamiterör" tar-
tışmalanyla ilgili görü-
şünü sorması üzerine.
"Kim yaparsa, kime
karşı yaparsa venenıak-
satla yaparsa yapsın te-
rörü lanediyoruz. Terö-
rün kökünün kazuıma-
sı için nasıl mücadele
edilmesi gerekiyorsa
hem ulusal bazda hem
deuluslararası bazda iş-
birliği yapmanın yarar-
lı olacağını düşünüyo-
nız" diye konuştu.
Teröre bir sıfat koy-
maya gerek olmadığını
ileri süren Annç, "Hem
din açısından, hem mez-
hep açısından hem ernik
künHk açısından, terörü
yapan Idşilerin bu men-
subiyetlerine bakarak
bir ayınm yapmanın
yanhşolduğunu düsünü-
yorum" dedi. TBMM
Başkanı şunlan söyledi:
"Yoksa terörü insanlar
yapıyorve bu insanlann
bağh olduğu din, mez-
hep, etnik köken vardır.
Onu araşürarak' şunlar
bunu yapıyor' demenin
yanhş olduğunu düşüyo-
rum."
Bakanlar Kurulu'nda terör nedeniyle işyerleri tahrip olan yurttaşlann zararlannın karşılanacağı açıklandı
îîi&ümctElKaidedediANKARA (Cumhumet Bürosu)
-Hükümet, Istanbul'da meydana ge-
len terör olaylannın sorumlusu ola-
rak El Kaide'yi görüyor. Milli Gü-
venlik Kurulu'nda istihbarat kurum-
lan arasında eşgüdüm eksikliğinin
saptanmasına karşın hükümet Tür-
kiye'de faillerin ve olayla bağlantı-
lı kişilerin yakalandığını vurgulaya-
rak güvenlik güçlerinin görevini en
iyi şekilde yerine getirdiğini düşü-
nüyor.
Şaşbakan Recep Tayyip Erdoğan
başkanlığında dün toplanan Bakan-
lar Kurulu, Istanbul 'da meydana ge-
len terörist saldınlan mercek altına
aldı. Istanbul'da 5 gün arayla mey-
dana gelen saldınlann ardından ilk
kez toplanan Bakanlar Kurulu'nda
terörle savaşımda uluslararası işbir-
Hğinin önemi vurgulandı.
• istihbarat eksikliğini kabul etmeyen hükümet, Türkiye'de faillerin ve olayla bağlantılı
kişilerin yakalandığını vurgulayarak güvenlik güçlerinin görevini en iyi
şekilde yerine getirdiğini düşünüyor.
Toplantının sonunda açıklama ya-
pan Başbakan Yardımcısı AbdüUa-
tif Şener, terör olaylannın dünyanın
değişik ülkelerinde meydana gelebil-
diğini, ne zaman kımi vuracağının
da belli olmadığını söyledi. Terörü
"ahiak dışı davranış ve vahşet" ola-
rak değerlendiren Şener, terörün di-
ğer polisiye suçlardan farkına da
dikkat çekti. Şener, Türkiye'deki is-
tihbarat konusunda bir zaafiyet ya-
şandığı yönündeki değerlendirmele-
rin ihtiyatlı karşılanması gerektiği-
ni savunarak ABD'de bile 11 Eylül
saldınlannm yaşandığını ifade etti.
Terörün önlenmesi gibi bir sonucun
olmadığını öne süren Şener, Isveç Dı-
şişleri Bakaru'na AnneLindh'in fa-
illerinin bile henüz bulunamaması-
nı örnek verdi.
tç bağlantılar yok sayıldı
Şener, diğer polisiye suçlarda ol-
duğu gibi terörün tespitinin önlen-
mesinin de güç olduğunu vurgular-
ken bu konuda Türkiye'deki güven-
lik güçlerinin, ciddi bir çalışma ile
hem failleri hem de olaya kanşan-
lan belirlediğini kaydetti.
Teröristlerin iç bağlanrılannı yok
sayan Şener, "Canh bomba ve bun-
larla Uişkisi olanlar şu anki verilere
göre El Kakie'yeyakm görünüyor. Te-
röristieronlaıia bağlantılı olarak or-
taya çıktı" dedi. Olayın failleri ola-
rak bilinen bazı kişilerin Suriye'ye
geçtiğinin de saptandığını kaydeden
Başbakan Yardımcısı, Suriye ma-
kamlanyla yapılan görüşmeler sonu-
cunda 20'nın üzenndeki kişinin Tür-
kiye'ye teslim edildiğini ifade etti.
Terör mağdurlanna yardım
Başbakan Yardımcısı, Istanbul'da-
ki terörist saldınlar nedeniyle işyer-
leri tahrip olan yurttaşlann mağdur
olduğunu anımsatarak "Bu mağdu-
riyetin giderilmesi için bazı tedbirler
ahnacak. Bu konuda çahşma yapıb-
yor" dedi. Şener, Türkiye'ye terör-
le mücadele konusunda destek ver-
diğini açıklayan ülkelerin, Türki-
ye'yi riskli bölge olarak ilan etme-
sinin sorulması üzerine, terörün sa-
dece belli ülkelenn sorunu olmadı-
ğını söyledi. Türkiye'ye destek ver-
diğini söyleyen ülkelerin birçok ka-
rannın kendilerini üzdüğünü ifade
eden Şener, "G«rek UEFA'nın kara-
n gerekse diğer karaıiar bizi üzdü.
Ancak biz teröre karşı tüm ülkelerin
kararhiık içinde mücadele tavnnı
bekBjoruz" diye konuştu.
Şener, terörist saldınlann ekono-
miye olan etkilerinin azaltılması için
alınan Önlemlerin sonuç verdiğini
ve bütün göstergelerin ekonominin
normal düzeyde devam ettiğini or-
taya koydugunu anlattı.
amaç köyünde
evininaüksu
borusunu döşemeye
çahşan muhtar
Necmettin Elelçi ve
birkaç yakuu dışmda
Idmseyi görmek
mümkün değil.
Hizbullah ile
anıhnaktan rahatsız
olan köylükr,
konuşmaya bile
yanaşnuyor.
Orgütteki çok sayıda teröristin doğduğu Yamaç köyünde sessizlik hâkim
Hizlnılhdıla anılan köy
MAHMUTORAL
BtNGÖL - Hizbullah'ın ku-
ruculan, etkin isimleri ve tetik-
çilerinin doğduğu Bingöl'ün Ya-
maç (Musyan) beldesindeki yurt-
taşlar, örgütün adıyla anılmak-
tan rahatsızlık duyuyor.
Bingöl'e 25 kilometre uzak-
lıkta bulunan Yamaç beldesi,
Genç karayolunun baüsın-
daki dağların yamacında
kurulduğu için bu adla anı-
lıyor. Geçmişi 800 yıl ön-
cesine uzanan köy ilk ku-
rulduğunda bölgeye "Se-
mo,Simal\cMaks" adlı üç
kardeş yerleşmiş. Ardın-
rin, Ramazanve Gryasettin Hal-
tuntaş gibi tetikçiler ve son ola-
rak Istanbul'daki bombalı saldı-
nlarda intihar eylemini gerçek-
leşriren Gökhan Elaltuntaş bun-
lardan birkaçı. Şeriatçı terör ör-
gütü Hizbullah'ı işaret eden bu
tablo, Yamaç köylülenni ve do-
layısıyla da anılan dört aşiretin
mensuplarmı rahatsız ediyor.
sayılabilecek birjandarma kara-
kolu bulunuyor.
Köylüler genel olarak gün-
düzlerifesulyebahçeleri ve hay-
vancıhk ile uğraşıyor. Son inti-
har saldınlannın ardından köye
sessizlik hâkim. Kimse konuş-
maya yanaşmıyor.
Muhtar NecmettinEleki, Köy-
lerinin geçmişte de Hizbullah'la
• Muhtar Elelçi, "Köylülerin aklı öyle siyasi şeylere pek er-
mez. Özellikle de Hizbullah konusunda. Köyümüzde herkes
işinde gücünde. Yıllar önce köyden göçüp gidenler Hizbullahçı
olmuşlarsa bütün köyün Hizbullahçı olduğu anlamına gelmez.
Hizbullah'la artık anılmak istemiyoruz" diyor.
dan bu kardeşlerden Elaltunka-
ra,Elaltunteri, Elaltuntaşve Bö-
rü aşiretleri oluşmuş. Bu aşiret-
lerin tek ortak yönleri Yamaç
kökenli olmalan değil. Söz ko-
nusu aşiretlerden Hizbullah için
çok sayıda militan çıkmış. Ha-
cı Bayancık, Şevket Börü, örgü-
tün çöküş sürecinin ilk halkası-
nı oluşturan Velioğhı'nun şoför-
lüğünü yapan Şaban Elaltunte-
Kış ve bahar aylannda 100
hane ve bin kadar nüfusu olan
Yamaç, yazın çevre kentlerdeki
köylülerin yaylaya dönmesiyle
350 hane ve 3 bin kadar nüfusa
ulaşıyor. Yurdun diğer yörelerin-
deki köylerden görünüşte bir
farkı olmayan köyün minaresiz
bir camisi, 450 öğrenci kapasi-
teli, taşunah eğitim sistemi kap-
samında bir YÎBO'su ve büyük
anıldığını, artık bu anlayışın or-
tadan kalkması gerektiğini be-
lirtiyor. Elelçi, bunun en önem-
li göstergesi olarak 3 Kasım se-
çimsonuçlannı gösteriyor. Elel-
çi'ye göre 3 Kasım seçimlerin-
de beldeden her partiye oy çık-
tı. Resmi sonuçlara göre ise se-
çimlerde AKP 388, CHP 117,
ANAP 8, DEHAP 579, DSP 81,
DYP 41, MHP 54, SP 26 ve Ba-
ğımsız 89 oy almış. Elelçi, "Kö-
yümüzde sadecebir siyasigörüş
yok. Her partiye oy çıioyor. Bu-
rada herkesin akrabalan çeşitli
parolerden olduğundan herpar-
ti oy alabiliyor. Kimin yakuı bul-
duğu akrabası neredeyse tnlar
ona dağılıyor
1
' diye konuşuyor.
Başta Diyarbakır olmak üzere ts-
tanbul, Ankara ve Izmir gibi bü-
^— yük kentlerin bulunduğu
geniş bir alana 20 bin ka-
darköylünün dağılmış du-
rumda olduğunu ifade
eden Elelçi, "Köyümüz-
den çıkan Hizbulİahçdar
dçanyagöçedenkrarasn-
dan çıknuşlar. Köyümüz-
le bunlann bir bağlantısı yok.
Bu son olayda ismi geçen Gök-
han Elalruntaş'ın da ailesi bu
köyden olmasma rağnıen o hiç
bu köyügörmedLEJataınkarave
Elamınterin aşirederinden baa
aileler halen oturuyor. Ancak
Elaltuntaş ailesinden kimse yok.
Burada oturanlar da adı geçen
Hizbullahçılarlasadeceuzaktan
akrabalar" diyor.
KOORDÎNASYON EKSÎKLfĞI
'Jandarma
emniyeti
uyardı' iddiası'
BİNGÖL (Cumhuriyet) - Bingöl Jandarma
Komutanlığı'nın, Istanbul'da bombalı saldınlardan 3
ay önce kentteki şeriatçı faaliyetler nedeniyle Bingöl
emniyetini uyardığı öne sürüldü. Jandarma ekiplerinin
son 2 yıldır yaptığı çalışmalar sonucunda özellikle
Bingöl kent merkezi ve Solhan ilçesinde tarikatlar
tarafindan küçük yaştaki çocuklara dini eğitim
verildiği. kız çocuklannın okul yenne gizli Kuran
kurslanna gönderildiği belirlendi. Bunun üzerine
jandarma ekipleri, okula gönderilmeyen kız
çocuklannı belirleyerek aileleriyle görüştü. Çoğu aile
ikna edilirken kızlannı okula göndermeyi kabul
etmeyenler hakkında yasal işlem başlatıldı. Üst düzey
bir askeri yetkilinin verdiği ,
bilgiye göre ise istihbarat
çalışmalan sırasında 1 yıl
önce Bingöl'de
Hizbullah'ın, dini ağırhklı
yaşam süren gençler
üzerinde baskı oluşturduğu
belirlendi. Jandarma
yetkilisi, Hizbullah'ın
kentteki çalışmalarını
Emniyet Genel Müdürlüğü
ve Bingöl Emniyet
Müdürlüğü'ne rapor
etriklerini iddia etti.
intihar saldınlannın ön
çalışmasının Bingöl'de
yapıldığı yolundaki bilgileri
de emniyete bildirdiklerini
öne süren yetkili, şöyle
konuştu: "Hizbullah son 1 yd
Bingöl'de toparlanma
çabasuıa girdl Bingöl'de
rahat çahşamayan örgüt,
burada kandırdığı ve ikna
ettiği gençleri İstanbul'a,
oradan da İran ve Suriye
üzerinden yurtdışına çıkanu.
El-Kaide ile bağlantılı
örgüüerle görüştürerek
çeşitli eğirimler verdL"
Istanbul'daki saldınlardan 3 ay önce Bingöl'de
yurtdışıyla bağlantılı olan bazı kişilerin faaliyetlerinin
de emniyete yazıldığını anlatan jandarma yetkilisi,
"Bu kişilerin isimleri verilerek muhtemelen El-Kaide
bağlanrıh çahşbklan ve her an büyiik kentierde
eyiemlere girişebikcekleri konusunda emniyetle çeşitli
yaztşmalar >apıldL Ancak istihbarat bilgimiz ne derece
değerlendiıildi bümrvüruz" dedi. Başlatılan yeni bir
çahşmayla jandarma ve emniyet, Bingöl'de geçmişte
dini örgütler ve tarikatlarla ilişkili aileleri mercek
altına aldı. Çalışmalar sırasında onlarca gencin
ailesinden kopuk olduğu, bazılanndan 2-3 yıldır haber
alınamadığı ortaya çıktı.
• Istanbul'daki
saldınlardan 3
ay önce
Bingöl'de
yurtdışıyla
bağlantılı olan
bazı kişilerin
faaliyetlerinin
emniyete
yazıldığını
anlatan
jandarma ,
yetkilisi, "Bu !
kişilerin isimleri \
verilerek El- l
Kaide bağlantılı .'
çalıştıklan ve !
büyük kentierde
eylemlere '.
girişebilecekleri ;
konusunda
yazışmalar ,
yapıldı" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Pendik Güzetyalı sakinleri, çok uzun
zamandan beri semtlerinde meyda-
na gelen bir çevre katliamını duyur-
maya çabalıyorlar. Bu köşede daha ön-
ce bu şikâyete yer verdim. Pendik
Sonsöz gazetesi aylardır bu konuda
sivil toplum örgütlerini, siyasi partile-
ri uyarmak amacıyla Güzelyalı'da olan-
ları anlatıyor. Anlaşılan o ki bu işin ar-
kasında kimsenin dokunamayacağı
bir güç var. Çünkü kimsenin sesi çık-
mıyor.
Güzelyalı sakinlerinden gelen son
mektup, işin içine Maliye Bakanı Ke-
mal Unakıntan'ın da karıştığını gös-
teriyor. Güzelyalı Çevre Girişimi'nin
çığlığını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Belki bazıları bu çığlıktan etkilenip bu
çevre felaketine son vermek amacıy-
la harekete geçerler.
Pendik Güzelyalı Çevre Girişimi,
olayların gelişimini şöyle aktarıyor:
"Son günlerde burada meydana ge-
len gelişmeler, ne yazık ki bizleri ve
doğa-çevre dostlannı derinden üzü-
yor. Deniz, gözlerimizin önünde yok
Unakıtan, Pendik Güzelyalı 'yı Verdi mi?
olup gidiyor. Deniz taş ve toprakla
dolduruluyor, etrafyakılıpyıkılıyor, in-
sanlann yaşam alanlan birkaç kişinin
rantı uğrunayokediliyor... İşin ilginç
yanı, daha önce yapımına izin veril-
meyen alanlar şimdi inşaata açılmış
durumda. 'izin veriyorlar'dan sakın
resmi izin aldıklannı sanmayın."
Güzelyalı Girişimi, 2002 yılında bu-
rada Proteksan isimli bir şirketin in-
şaat için başvurduğunu, fakat bölge-
nin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na
600-700 metre uzaklıkta olduğu için
izin verilmediğini belirtiyor. Gerekçeise
burasının askeri yasak bölge olmasıy-
dı diyorlar. Aynı yasak bölgede şimdi
Ro-Ro limanı yapımına başlanmıştı.
Bunun üzerine Proteksan isimli şir-
ket de izni olmamasına karşın inşa-
ata girişmişti.
Güzelyalılıların mektubu şöyle de-
vam ediyor: "Inşaatlar gece gündüz
devam ediyor. Sanki yangından mal
kaçınyorfar. Deniz vahşice dolduru-
luyor. Tonlarca toprak ve taş denize
boşaltılıyor. Alınan bilgilere göre 30
dönüme yakm deniz doldurulacak-
mış... Yapılan şikâyetlere rağmen, ye-
relyöneticiler 'Biz bir şey yapamayız,
ortada çok büyük para var' diyorlar...
Askehere inat yasak bölgede güm-
rük sahasının açılması doğru mu?
Herkes Burgazada'yı anlatıyor. Bur-
gazada 10-20 yıl sonra orman olabi-
lir. Tonlarca ağıhıktaki kayalar denize
dökülüyor. Daha sonra kurtarılmak
istense kurtulur mu? Kesinlikle kur-
tanlamaz. Deniz Kuvvetlerimize ait
alanın yanına Ro-Ro limanı yapılıyor.
Bu alana günde 500 tane TIR kam-
yonu girip çıkacak. Bu rakamı bu ala-
nı alan kişi söylüyor.
Hatta Erenköy gümrük alanında
yaşanan sıkıntılann tamamen bite-
ceğinisöylüyor. Erenköygümrükala-
nındayaşanan sorunlar, buraya, cad-
delerimize, sokak aralanna taşına-
cak. 500 TIR'ın bu alanlara girmesi ile
çocuklarımızı sokaklara nasıl çıkara-
cağız? 500 TIR aracı arasında trafi-
ğe nasıl çıkacağız?... Belki de bizle-
rin buradan çıkıp gitmemizıistiyoriar.
Bu konu ile ilgili çalışmalara başladı-
lar bile. Etraftaki arsalan satın almak
için üstü kapalı tehditlerbile yapıyor-
lar." Bütün bu süreç içinde en ilginci
hükümetin tutumu. Alınan son haber-
lere göre; Ro-Ro şirketinin kurucusu
Ulusoyiar a yardımcı olmak amacıy-
la Maliye Bakanı Kemal Unakrtan ağır-
lığını koymuş durumda.
Ro-Ro limanının yapılmasının önün-
deki en önemli engel, bu bölgede Mil-
li Emlak'a ait 3 parselin daha önce
kumcularakiralanmışolmasıydı. Iddi-
aya göre Unakıtan, kumculann hak-
larını devretmeleri için devreye gir-
mişti. Unakıtan'ın müdahalesiyle kum-
cular ihalesiz, ilansız haklanndan vaz-
geçmek durumunda kalmışlardı.
Güzelyalı sakinleri, bölgedeki CHP
milletvekillerine de çağn yapmışlar ve
bir cevap alamamışlardı. Mektupları-
nı şöyle sürdürüyorlar: "Hani devlet
nerede? Belediye nerede? Yetkililer
kimin hakkını savunuyor? Sizler ki-
min yanındasınız?
Bu alanın yok edilmemesi için bir-
çok kişi mahkemeye başvurdu. Im-
zalar toplandı. Sadece iki saat için-
de 300 imza topladık. Başbakanlığa,
Genelkurmay Başkanlığı 'na gönder-
dik... İmza toplamaya devam edece-
ğiz. Bize, 'Onlarçokzengin, neuğra-
şıyorsunuz' diyenler olsa da hukuk
içinde mücadelemiz devam edecek.
Güzelyalı'ya, çevremize sahip çık-
mak için çevre-deniz düşmanlanna
karşı mücadelemiz devam edecek.
Çocuklanmızın geleceği için katliama
hayırdiyeceğiz..."
Pendik Güzelyalı halkının çağrısı
bu. Yetkililere, ilgililere çağrıda bulu-
nuyoruz. Gerçekten oralarda neler
oluyor?