25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5AYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA 2 OLAYLARVEGORUSLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Kamusal Diplomasi DEYİM, daha doğrusu bu 'yeni terim", NATO'nun, Ni- tekim, kuruluşun Brüksel'de- M merkezinde böyle bir Genel Sekreter yardımcılığı var. Biri- nin sorumlusu Jean Foumet, gsçen gün Antalya'daki toplan- tda bu sıfatla konuştu. Bir bakıma, Türk Atlantik Konseyi'nce 13. kez düzenle- nen toplantı da bu yeni diplo- rnasinin bir parçasıydı. Nedir kamusal diplomasi? Diplomasi, malûm: Genel- likle kapalı kapılarardında, gö- rüşmeler ve pazarlıklarla dev- letler arası sorun çözme mes- leği. Inceliği ve zortukları da bundan doğuyor; açık konuş- maya, kabalığa tahammülü yok. Mümkünse uzlaşılacak ve çözüm, çatışmaya, savaşa varmadan, bütün tarafları "az çok" memnun edecek. Arada doğrular "biraz" çarpıtılsa da, haklar "biraz" yense de. Bu "biraz"\ar "çoklara dö- nüşür ve bir yanın hakkı fazla yenirse, o zaman kuvvete baş- vurulması kaçınılmazlaşır. Böy- le olmaması, yine başka bakım- lardan "güçlü" olmanıza bağ- lıdır. Kapalı diplomasinin en büyük gücü ise, arkasındaki halk desteğidir. Şu sırada, ge- rek AB, gerekse Kıbrıs konu- larında Türk diplomasisinin çektiği en önemli zayrflık da, ga- liba iç ve dış hesaplar, oyun- lar ve hainlikler yoluyla kamu desteğinin zayıflatılmış olma- sıdır. Işte kamusal diplomasi, ka- muya açık temaslar, toplantı- lar ve hatta tartışmalar yoluy- la bu zayıflığı gidermeyi amaç- lıyor. Herkesin gözü önünde. Böyle olduğu içindir ki, An- talya toplantılannda, her zaman, NATO üyesi ülkelerin resmi görevlileri, büyükelçile- ri, yüksek rütbeli askerieri ya- nında, bütün bu mesleklerin emeklileri ve de uzmanları ile bilim adamları da bulunur. Ama, herkes resmi ya da özel sıfatlarını kapı dışında bı- rakıp düşünmeye, konuşma- ya çalışır ve karşılaşılan so- runlann çözümüne katkıda bu- lunur. Şu sırada, Soğuk Savaş ka- lıntısı NATO'nun başlıcasoru- nu, Soğuk Savaş'tan sonra değişmesi gereken imgesini yenilemek ve ortak değerferi korurken uluslararası terör baş- taolmak üzere, güncel sorun- lara çare bulmak. Bu arada ve biraz da bu ka- musallık sayesinde, baş- ka diplomatik temaslarda ve resmi toplantılarda rahatça or- taya konamayan tutumlarolan- ca açıklığı ve etkileyiciliğiyle ortaya konabiliyor, çözümlere kapı aralanıyor. Orneğin, pazartesi günkü oturumda, uluslararası terör konusunda şimdiye dek Batı ülkelerince Türkiye'ye yapıl- mış haksızlıklara, özellikle de baş teröristi saklarken eli kan- da yakalanmış bir Yunanistan konusunda Ankara'nın kaçır- dığı fırsata ilişkin olarak emek- li büyükelçi ve yeni siyasetçi Onur Öymen'in yaptığı ko- nuşma son derece etkiliydi. Ama, konuşmanın sonu şu tümceyle bitti: "Inşallah med- ya kunıluşlannın muhabirieribu sözlerimi kaydederter ve o ga- zetelerle kanalları yönetenler de inşallah basar ve yayarlari" Basıp yaydılar mı? Yoksa, medyayı yönetenlere özgü ba- zı hesaplarla iç ve dış denge- ler, böyle bir konuda bile sus- kunluk mu gerektirdi? Ortaöğretim Çıkmazı... Dünyanın her yerinde eğitimin hatta ekonominin belkemiğı ortaöğretimdir. Onun ıçin gelişmiş ülkelerin hepsinde bu aşama, zonınlu eğitim kapsarruna alınmıştır. Bizde de alınması ısteğınin nedenı budur. Ama ortaöğretim yapılanmanuz oldukça bozuktur. Sayın Milli Eğitim Bakanı konuşmalannda bu düzensizliği çok güzel anlatıyor. Pakize TÜRKOĞLU Eğitimci B ir süredir üst düzeyde yapı- lan eğitim tarüşmalan kamu- oyunda iki yanlı gerginlikya- ratıyor. Konulardan birinin odak noktası meslek liseleri- ne, özelde imam hatip liselerine yükse- köğretimin her alanını açmak için OSS'de yeni bir düzenleme yapılması. Neyse ki Sayın Başbakan akılcı davranarak, hükü- metin görüşlerinin de dikkate alınmasını isteyip işi akademisyenlere havale etti. lyi de etti. Eğitim karmaşık bir bilim alanıdır, günü kurtarmak için taşlann oynatılması yarar yerine zarar verir çünkü. Böylesüıe "teknik" bir konuya siyasa (politika) açısından değil de eğitim açısın- dan ve serin kanlı yaklaşmak gerekir. Eği- tim programlan, iİk, orta ve yükseköğreti- miyİebirbirinden haberli ve bütünlük için- de işleyen bir düzenlemedir. lyi bir ilköğ- retim temeline dayanmayan ortaöğretimin verimli olmayacağı gibi ortaöğretim iyi düzenlenmezse yükseköğretimde de kar- gaşa yaşanır, bugün bizde olduğu gibi. Eksiklerine yanhşlarına karşın zonınlu eğitimin 8 yüa çıkanlması, kalkınma ve de- mokratikleşme açısından ülkemiz için önemli bir kazanımdır. Ancak temel eği- timdeki bu köklü değişikliğe karşın orta- öğretimin olduğu gibi kalması, sorunlan çoğaltmış, parça bölük önlemlerle üste- sinden gelinemez olmuştur. Dünyanın her yerinde eğitimin hatta eko- nominin belkemiği ortaögretimdir. Onun için gelişmiş ülkelerin hepsinde bu aşa- ma, zonınlu eğitim kapsamına alınmıştır. Bizde de alınması isteğinin nedeni budur. Ama ortaöğretim yapılanmamız oldukça bozuktur. Sayın Milh Eğitim Bakanı ko- nuşmalannda bu düzensizliği çok güzel anlatıyor. Ama köklü çözüm yerine ÖSS ile durumu düzeltmek istiyor nedense. Oy- sa sınavlann bu tür düzensizlikleri azalt- ma bağlamında bir işlevi yoktur. Sayın bakanın da açıkladığı gibi ülkele- rin ortaöğretim düzenlemesi, kendine öz- gü farklıhklar dışında genellikle her yer- de aynıdır. Bu yapılanmada başta gelen belirleyici öğrencilerin üçte biri kadannm akademik liselere (fakültelere doğrudan aday), kalan üçte ikisinin mesleklisesi prog- ramlanna yerleştirilmesidir. Ancak öğren- cilere orta ve yükseköğretimde yatay ve di- key geçiş firsatı veriliyor. Akademik lise- liler fakültelere alınırken meslek liselile- rin büyük bölümü kendi programlannm devamı olan uygulamalı yüksekokullara kolayca alınıyorlar. Kendi alanlannın fa- kültelerine dikey geçiş firsatı da veriliyor. Almanya'da bu düzenleme daha küçük sı- nıflarda başlayıp ödünsüz uygulanıyor. Bizdeki düzenleme bunun tam tersi. Fen lisesi gibi birkaç lise ile birlikte meslek li- selerine de sınavla öğrenci alımyor. Kalan çoğunluk, tek seçeneği sadece üniversite- ye hazırlamak olan düzfisdere sınavsız gi- riyor. Bu öğrencilerden çoğu dershaneler- de ömür tüketmelerine karşın yine de üni- versiteye çok azı ulaşıyor. Mesleksel be- cerileri de olmadığındân kalanlar nitelik- siz insan gücü konumunda hayata atılıyor- lar. Oysa ortaöğretimin işlevlerinden biri, üniversiteye girmeyenleri mesleksel bece- rilerle donanmış olarak topluma ve ekono- miye hazırlamaktır. Bizde de ortaöğretim, ülkenin ekono- mik ve sosyal gerçeklerine, çağdaş gerek- sinmelerine uygun, toplumu rahatlatacak yeni bir düzenleme ile akademik liseler, meslek üseieri ve çokprogramb liseler ola- rak yeniden yapılanmalıdır. Akademik li- se öğrencileri, temel eğitim ortalaması da katılarak sınavla seçümeh, kalanlar temel eğitim birikimi, yönelimleri, öğretmen göz- HediyeCell'den kaç aylık hediye seçerseniz bir o kadar ay da bizden hediye!* <? », \ * TAMIOYILOIB TURKCELL KAMPAI4YA ÜNCFSI f2 .ıy 00\ıı ü.ik. 12ay 45er diik. 12ay30'ardaK. 12 ay 15'er dak. 6 ay 90ar dak. 6 ay 60'ar dak. 6 ay 45'er dak. 6 ay 3O'ar dak. 6 ay 15'er dak. 3 ay 90'ar dakTj 3 ayÜÖ'ar dak. I 3 ay 45er dak. 3ay30'ar<Jak. l 3 ay 15er dak. KAMPANYA HEDİYESI TOPLAM KONUSMA HEDIYENIZ •12»» 24 ay 90'ar dak. 80.000 +12 ay 24 ay 60'ar dak. 57.000 +12 ay 24 ay 45'er dak. 42.000 +12 ay 24 ay 30 ar dak. 29.500_ +12 ay 24ay1S'erdak. 15.000 + 6 a y _ 12ay90ardak. ~46S*x[ +6 ay 12 ay 60'ar dak. 32.000 +6ay 12ay46erdak. ~24J0OO +6«y 12 ay 30ar dak! 17.000 +6ay 12ay 15'er dak. 9.000 +3ay 6 ;ıy 90'ar dak. 25.000 +3ay 6 ay 60'ar dak. 18.000 +3ay 6 ay 45'er dak. 1Î5ÖÖ~ +3 ay 6 ay 30'ar dak. ~~9.500 +3 ay 6 ay 15'er dak. 5.000 lemleri ve öğrenci istekleri doğrulrusunda meslek liselerine, sınavsız yerleştirilmeli- dir. Eğer bir meslek dalına başvuru çoksa, meslek lisesi kendi sınavını yapmalı, ka- lanlar ise ikinci isteklerine uygun alana yöneltilmelidir. Başka bir gerçek de her yerleşim biriminde akademik lise ve mes- lek lisesi çeşitlen bulunamayacağıdır. Bu- nun için en iyi yol. çok programlı lisedir. Böylece düz hse uygulaması kendiliğinden son bulacaktır. Yeni düzenlemede öğren- cilere tanınacak yatay ve dikey geçiş firsa- ö, daha üniversiteye gitmeden alan değiş- ürme isteklerini büyük çapta karşılayacak- tır. Kaldı ki özellikle meslek liselilere yük- seköğretimde de kendi alanlannda yatay ve dikey geçiş firsatı yeterince tanınmahdır. Buyapılanmada, akademik liselerin fen, edebiyat, güzel sanatlar vb. düzenlenme- si ayn bir yazı konusudur. Ancak konumuz yönünden meslek liselerini kısaca tarüşmak- ta yarar var. Çağdaş gelişmeler meslek çe- şitlerini artnrmış, kimilerini silmiş, kimi meslekler için de lise öğrenimi yeterli gö- rülmemektedir. Bu tür liseler ya kapanma- h ya da sayılan azaltılarak ilgili yükseköğ- retim kururnlannın uygulama okulu ko- numuna getirilmelidir. Günümüzdeki öğ- retmen liseleri ve imam hatip liseleri bun- lardandır. Bu programlar. meslek adı taşı- dıklan halde mesleksel işlevleri kalma- rmştır. Güncel tartışmanm konusu olan imam-hatip programı, geneldekı eğitim sorunundan soyutlanarak ayncalıklı bir ko- numa getirilmemeli. Bunun ekonomik ve sosyal bir gerekçesi yoktur. Aslında imam- hatip ve meslek liseli öğrencilerin bir bö- lümü, bir yanlışın mağdurlandır. Fen lise- liler, Anadolu liseliler gibi onlann da bir bölümü ortaöğretime sınavla seçildikleri hal- de, programlan nedeniyle ötekı fakültele- re alınamıyorlar. Kimilerinın öne sürdüğü gibi fıkıh bilen doktor, hâkim yetiştirme, Cumhuriyet düzenimizin eğitim felsefe- sinde ve eğitimin amaçlan arasında yer al- maz. Böyle bir düzenleme Öğretim Birli- ği Yasası'yla, anayasayla çatışır. Buna kar- şın "Ben yaptını oJdu" denilmesı sistemı örseler. Eğıtimi politikaya alet etmek, öğ- rencileri kendi görüşleri doğrultusunda ye- tiştirmeyi amaçlamak, fa- şist, komünist ve din dü- zenlerine özgüdür. Oysa yeni ortaöğretim düzenlemesi yapıldığın- da, yoksul kesimin çalış- kan ve yetenekli çocukla- n olan günümüzün Anado- lu öğretmen, Anadolu imam hatip, Anadolu tek- nik liseli öğrenci kesimi o düzenlemede uygun yerle- nni alacaklardır. Bunu han- gı ana baba. hangı öğren- ci istemez. Eğıtımde nite- liği bozacak küçük önlem- ler yerine, çaplı bilimsel düzenlemelergetirmek da- ha çok yoksul kesimlerin işine yarar. KAMPANYA ONCESİ HEOJYELER KAMPANYA HEDİYESİ TOPLAM KISAMESAJ PUANINIZ KOD NO HEDİYENIZ I 12ay90'.TrSMS +12 ay 24 ay 90'ar SMS 22.500 12 ay 60'ar SMS +12 ay 24 ay 60'ar SMS 16.000 12ay 30ar SMS +12ay 24 ay 30'ar SMS 8.500 6ay90"arSMS 6 ny CO'.ır SMS 12 ay 90'ar SMS 12.500 12 ay 60'ar SMS 9.000 ' Kampanya 3-6-12 aylık konuşma ve kısamesaj hcdıyelennde geçertıdır. Örneğin 24.000 puanınız var. Bu puanla 6 ay yerine şimdi 12 ay boyunca ayda 45 dakika konuşma alabilirsinız. İstersenız birden fazla hediye de seçebilirsiniz. Puanımzı öğrenip hediyenizi sipariş etmek için Kısa mesajla PUAN yazın. 2222'ye yollayın. Puanınız cebinize gelsin (Puanınızı ögrenmek 1 kısa mesaj olarak ücretlendirilir). Hediye siparişi için, HEDİYE yazın, boşluk bırakın. Seçtiğiniz hediyenin kodunu yazın. 2222'ye yollayın. Turkcell'den gelen onay mesajından sonra, hediyenizi güle ı gule kullanın! A w.vw.!uri< cell.com.tr'den ^ İnternet sitemizden, Süper Şifrenizi kullanarak hem puannızı öğrenin, hem de hediyenizi sipariş , edin. Turkcell Extra'lardan Size en yakın noktaya gelin, puanınızı öğrenip hediyenizi sipariş edin. Bu kampanya 31 Aralık 20O3> kadar geçerlıdır. Hodrye olarak seçlıç)ıni2 konuşma ve kısafnesajl^ır; Turkcell. Hnzır Kari ve Muhabbet Kari arası kulanımtırda geç«rlidtf. Bu kamtunyodan sadece Turkccll faluralı hatta sahip olan şahıs abonclcrl favdalanabılir. Turkceli Kurumsaf Abonelcn! Sizin îçın dc 10. yı( 4440532 www.turkcell.com.tr 10. yılımız şerefine... Milyonlarca dakika, milyonlarca kısamesaj hediye! TURKCELL HediyeCELL İnsan sorumluluktur Vedat GÜNYOL O mrüm bo\ r unca, özellikle Doğıı insa- nında, anababa oca- ğında eğitilmiş Doğu insanın- da sorumluluğu bir yaşam kuralı yapmış olanlara çok az rastladım. Sorumsuzluğun ABC'si "adam sendeciliktir" Bunu bir başka deyimie şöyle di- le getirebiliriz: "BoşvennişHk" Geçen gün televizyonda izlediğım bir programda, yıl- larca Türkiye'de yaşamış. bi- ri Fransız. biri Japon iki or- ta yaşta uzmaru can kulağı ile dınledım. Ikisi de Türkçeyi yanlışsız ve aksansız konu- şuyorlardı. Bu programda beni en çok Japon ilgilen- dirdi, ilgilendirmekle kal- madı, şaşırttı. Japon, Türki- ye'deki yaşamında boş ver- mişlikle karşılaştığını üzü- lereksöylüyorve "Bizde boş vçrme sözü yoktur. Biz Ja- ponlar boş verme nedir bil- me\1z. dilimizde böyle bir kavram yoktur." Bu müthiş sözün karşısın- da eridim durdum. Biliyorsunuz. bir zaman- lar "Boş vermifim, boş ver- mişim, boş vennişimdün\-a- ya" diye üstüne basa basa söylenen bir şarkı, halkımız- ca çok tutulmuştu. Öylesine tutulmuş ve içimize işlemiş- ti ki, sorumsuz bir cumhur- başkanınca anayasanın bir maddesinin değiştirilmesi "boş vermişlikk". karşılan- mışü. Tele\iz>ondakonuşan ve Japonlann boş vermişli- ğin yabancısı olduİdannı söy- leyen sevimli Japon mühen- dise teşekkür ederken. Boğa- ziçi'nin iki yakasını birleş- tıren köprülerden geçerken, Doğu insanlannın. bu arada bız Türklenn bu konu üze- rinde durup düşünmelerini istiyorum candan ve gönül- den... PENCERE Erbakan Hoca'ya Haksızlık!.. Erbakan Hoca'nın başı derfte.. Şu Allah'ın işıne bak!.. Medyacıların gıkı çıkmıyor, yer yanlmış AKP ile birlikte içine girmişler... Hoca'yı savunmak yine bize düştü. • Yargrtay, Ankara 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararı onayladı. Karar: Türk Ceza Yasası'nın 345'inci maddesinde dü- zenlenen 'özelbelgede sahtecilik' suçundan Nec- mettin Erbakan'a verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası- nın uygun bulunarak oybiriiğiyle onanmasına... Aynı davada 69 kişi daha -ki bunlar da elham- dülillah islam üzerine politikada iş tutan kardeşle- rimizdir- sahtecilik suçundan cezalandınldılar... Ne yapmışlar?.. • Refah Partisi mahkeme kararıyla kapatılınca, Hoca ve takımı mal varlığının ve Hazine yardımı- nın üstüne oturmak amacıyla, banka hesapların- dan çekilmiş paralan vaktiyle il teşkilatlarına dağı- tılmış gibi gösterip sahtecilik yapmışlar... Hazine yardımı, parti örgütlerine dağıtılmış gibi gösterilerek devletten kaçınlmış; bu yolda anah- tarlık, çakmak, rozet, et, sucuk, peynirgibi kalem- lerde harcama yapıldığına ilişkin sahte evrak dü- zenlenmiş... lyi mi?.. Dini bütün Islamcı kardeşlerimizden böyte tutum- lar beklenir... Suç olan bu fiilleri işleyen Erbakan Hoca cezayı hak etmiş mi?.. Etmiş... • Peki, kapı gibi ağır ceza mahkemesi ve Yargrtay kararlan varken haksızlık bunun neresinde?.. Haksızlık dava dosyasında dudak uçuklatan bir aynmcılığın vurgulanmasında sıntıyor... Erbakan ve suç ortaklannı mahkûm eden dava- da, bilin bakalım başka kimlerin adları var?.. En başta Abdullah Gül!.. Başbakan Yardımcısı.. Ve Dışişleri Bakanımız.. Dokunulmazlığı olmasaydı, Erbakan Hoca ile bir- likte içeri atılacaktı.. Sonra?.. AbdülkadirAksu.. Içişleri Bakanımız.. Sonra?.. AKP milletvekilleri Özkan Öksüz, Ali Temür, Mehmet Emin Tutan vb... Eh, şimdi bu takım dışarda dolaşacak, iktidar kol- tuklanndakeyif çatacak, hepsinin hocası Necmet- tin Erbakan bunlar adına hapis yatacak... Haksızlık değil mi!.. • AKP'nin yolsuzluk sanığı milletvekillerini say sa- yabildiğince... AKP hükümetinde üç stratejik bakanlık, yolsuz- lukla suçlanan üç kişinin elinde... Hilmi Güler, Binali Yıldırım, Kemal Unakıtan . AKP'liler, dokunulmazlık kalktığı gün sanık san- dalyelerine oturacaklar; bunlann hepsini Necmet- tin Hoca yetiştirmişti... Hoca içerde yatarken öğrencilerinin iktidarda ol- ması haksızlık değil mi?.. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜRK DERNEĞ1 İNSAN HAKURININ NERESİNDEYİZ? Sunuş Rahmi KUMAŞ Eğitimci-Hukukçu-Yazar Konuşmacı Prof. Dr. Semih GEMALMA2 l.Ü.H.F. Öğretim Üyesi 10.12.2003 Çarşamba Saat 17.30-19.30 Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi Okurlarımıza duyuru "Cumhuriyetin 80 yıü" fasiküllerini saklayabileceğiniz özel olarak hazırlanan Klasörlerin dağıtımı, Aralık 2003 son haftasından itibaren bölgesel olarak yapılmaya başlanacaktır. Aralık 2003 son haftasında hangi gün hangi bölge dağıtımı yapılacağı konusunda da ayrıca duyuru yapılacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear