22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ARAUK2003ÇAFŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishabâ cumhuriyet.com.tr 11 KKTC Cumhurbaşkanı, 14 Aralık seçimleri öncesinde Annan Planı'nı destekleyenleri uyardı 'Türkiyebirdahagelemez'• Annan Planı'nı, <fc Türkiye'yi. Kıbns'tan u_zakJaştırma planı" olarak niteleyen Denktaş, "• Türkiye giderse ve ileride bizden *gel, kurtar' çağnsı olursa bir daha gelme hali olmayacak" diye konuştu. REŞAT AKAR LEFKOŞA - Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Annan Planı'na destek ve- ren Kıbnslı Türkleri, 14 Arahk se- çimleri öncesinde bir kez daha uyar- dı. Bu planın Türkiye'yi, Kıbns'tan uzaklaştırma planı olduğunu söyle- yen Denktaş, "Türkiye giderse ve ileride bizden 'gel, kurtar' çağnsı olursa bir daha gelme hali olmava- cak" dedi. KKTC'nın bütün haklanm koru- yarak Türkiye'nın garantörlüğünde, AB ZlRVESt Ankara'ya mesaj, Sofya ile Bükreş'e tarih... • Cuma ve cumartesi günü yapılacak zirvede Bulgaristan ve Romanya'ya Ocak 2007 tarihini vermeye hazırlanan Birlik, Türkiye'nin Kıbns'ı çözmesini isteyecek. Dış Haberler Servisi - Avrupa Birliği, bu hafta sonu Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapacağı zirvede. Türkiye'ye "cesaretlendirici bir mesaj" verecek. Birliğin, Romanya ve Bulgaristan'a ise "Ocak 2007" katıhm tarihini vereceği kaydedildi. AB Dönem Başkanı ttalya'nın Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Genel tşler Konseyi çerçevesinde önceki gün düzenlediği basın toplantısında zirvenin gündemini hazırladıklannı bildirdi. Aday ülkelerden Türkiye, Bulgaristan ve Romanya'ya, "cesaredendirici ve teşvik edici mesajlar" verilmesini kararlaştrrdıklarını belırten Frattini, Bulgaristan ve Romanya'nın, "koşuBan yerine getirmiş. olmalan haiinde, 1 Ocak 2007 tarihinde üyeük için yeşil ışık yakılmasına karar verdiklerini" ıfade etti. AB zirvesinin sonuç bildınsinde, Türk hükümetinin gerçekleştirdiği siyasi ve ekonomik reformlardan duyulan memnuniyetin ifade edilmesi öngörülüyor. Metinde, ıncak yargının bağımsızhğı ve ordunun hükümet iizerindeki rolünün azaltılması konulannda daha fazla çaba harcanması ısteniyor. Kıbns için baskı K.ıbns sorununun çözülmesi yolunda Türkiye'ye baskuım ırttınlacağı da kaydedilen sonuç oıldirisinde, "Zirve, Türkiye'ııin Kıbns sorununu çözme yönünde gösterdiği siyasi isteğin önemine dikkat çeldyor" ifadelerine yer \erildi. Tasan metninde aynca, Bulgaristan ile Romanya'nın iyelik için gereken yükümlüklerini yerine getirmede "gözle görülür" bir ilerleme kaydettikleri belirtildi. Metinde, "Hazır olduklan takdirde. Bulgaristan ve Romanya'nın Ocak 2007'de AB'ye kabul edilmeleri, Biıiik'in 25 öyesinin ortak amacıdır" ıfadeleri kullamldı. \ncak AB liderleri, üd Balkan ülkesine AB kritlerlerine uymak için vapılması gereken ekonomik ve jığer reformlann hızlandınlması ;ağnsını yineleyecek. \B bugüne kadar, 15 üyenin katıhmıyla gerçekleşecek senişlemede, Sofya ve Bükreş'in jmutlanm, 10 yeni ülkenin katılımından 3 yıl sonraya îrteleyeceğini belirtmişti. Seçim sonrası görüşme maratonu Tasos Papadopulos. LEFKOŞA (Cumhuriyet) - İngıliz Uluslar Topluluğu Devlet Başkanlan toplantısı için gittiği Nijerya'dan dönen Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos, Louizidu davası, Annan Planı ve ABD'nin girişimleriyle ilgili sorulan yanıtladı. Papadopulos, Girne göçmeni Tltiana Loizudu, isimli Rum kadına, Avrupa Insan Haklan Mahkemesi karanyla Türkiye tarafindan tazminat ödenmesiyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta "Bu adımla Ankara, Kıbns'ta İşgalci' olarak sorumhduğunu ve KKTC'nin Ankara'ya bağunh olduğunu kabul etmiştir" dedi. Rum lider, Kıbns sorununun Annan Planı temelinde çözümlenmesinden yana olan ABD'nın, 14 Aralık KKTC seçimlerinden sonra inisiyarif alacağını doğruladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns Koordinatörü Thomas VVeston'ın önümüzdeki birkaç gün içerisinde Kıbns'a Rumlarla eşit şartlarda yeni bir or- taklık hedeflediklerine, bunun müm- kün olabilmesi için Rumlann, Kıb- ns'ı ahp kaçma sevdasından vaz- geçmesi gerektiğine dikkat çeken Denktaş şunlan söyledi: "Onlann AB'ye müracaatlan Kıb- ns'ı ahp kaçmakiçindir. Türkhe'nin haklanm ortadan kaldırarak, bizi korunmaya alınmış bir azınlık haU- ne getirmek içindir. Annan Planı bu- na göre hazuianmışür. Halkla seslendi Bu doğnütuda gitrigimiz zaman geri dönüşü otanayan bir yola girmiş obcağE. Ondan sonraçok pişnıan ola- cağız, ama çaresi bulunmayacak. 'Aman anavatan gel bızi kurtar' de- diğimizde anavatanm gelme hali de obnayacak." Cumhurbaşkanı Denk- taş, halka şu sorulan yöneltti: "Bugüne kadar gelmiş olduğumuz ve Türkiye'nin büyük bir açıkhkla desteklemiş olduğu bir yolda girmek mi istryoruz? Devletimize sahip çıka- rak, iki halkm oluşturduğu birortak- hktan yana nuyız? Yani, Türkiye'nin garantilediğt eşit-egemenliğimize dayanan, geleceğini ve taraflarla görüşmeler yapacağını açıklayan Papadopulos, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'dan çağn gelmesi durumunda kendisinin görüşmelere hazır olduğunu söyledi. Papadopulos, görüşmelerin Annan Planı temelinde gerçekleşeceğini belirtirken KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'ın yeni planlarla ortaya çıkması durumunda bunun kabul edilmeyeceğini ifade etti. Rum'un tahakkümü altında olnıa- yacağımız bir ortakhk mı istiyoruz? Yoksa Annan Planı'nm öngördüğü gibi 100 bin insanunızı yerinden ede- cek, içinıize 60-80 bin Rum yerleş- tirecek, mal-mülk meselesini hallet- meyecek ve bin zaman içerisinde Kıbns'tan çıkartacak bir yola mı girmek istiyoruz? Karar sizlerindir, ya o, ya o." Israil basını, BM'nin 'güvenlik duvarıyla' ilgili kararını değerlendirdi: DuvarIsraiVi kuşatıyorDış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Israil'in yapımını sürdürdüğü "güvenKkduvan"nın, Uluslararası Adalet Divanında ele alınmasını öngören bir karar tasansuıı kabul etti. Duvann uluslararası hukuka uygun olup olmadığının belirlen- mesini hedefleyen tasan konusunda Türkiye de lehte oy kullandı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 28 Kasım'da yayımladığı bir raporda, "duvann Filistinliler açısından ciddi sorunlara yol açacağına" dikkat çekmişti. " Israil'in kendini ve vatandaşlannı savunma hakkı bulunduğunu" kabul eden Annan, bununla birlikte Israil'in uluslararası hukuka aykın davranamayacağmı vurgulamıştı. Uluslararası Adalet Divanı'nın konuyla ilgili bir karar alıp ahnayacağı bilinmiyor. Mahkeme, öncelikli olarak olayın kendi hukuki yetki alanına girip girmediğine karar verecek. tsrail ve ABD dahil 8 ülke tasan aleyhine oy verirken aralannda AB ülkelennın bulunduğu 74 ülke çekimser kaldı. Oylamada, "evet" oyu kullanan Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ümit Pamir, duvann "Filistin halkına karşı Duvar, on binlerce Fih'stinUnin yaşama ve ulaşun hakknu elinde ahyor. (Fotoğraf: AP) yapümış bir yanlış" olduğunu belirterek banşa giden yoldaki ilerlemeyi engellediğini kaydetti. Israil hükümeti sözcüsü Raanan Gissin, dünkü karar tasansının kabul edilmesinden "derin düş kınkhğı duyduklannı" belirtti. Filistin yönetimi ise "hukukun zaferi olan bu gelişmenin, İsrail'e saldırgan tutumunu durdurması yönünde bir mesaj olduğunu" açıkladı. Israıl'de yayımlanan Maariv gazetesi, BM'de ahnan karann, *tsraiTin uluslararası arenada daha fazla yalnızlaştığının bir işareti olduğunu" vurguladı. Gazetede yayımlanan bir yorumda, "Çit, Fih'stinlilerden ve teröristlerden çok birikuşatıyor. İsraiLyavaşyavaş kimsenin yaklaşmak istenıediği cüzamlı bir ülkeye dönüşüyor" denildi. Jerusalem Post gazetesi de karan "FiBstmnler için zafer" olarak niteledi. Tayyip Erdoğan, KKTC seçiminde 'tarafsız olduklan' mesajını verdi 'Sadece adîl seçimden yanayız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti, KKTC'dekı se- çimlerde "tarafsK" kalacağını açık- ladı. Iktıdara geldiğinden yana Kıb- ns konusunda tutarh bir politika ge- liştiremeyen ve KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş' ı devre dışı bı- rakmaya çalışan AKP hükümeti, adadaki muhalefet partilerinin gü- ven vermeyen politikalan üzerine sı- kıntıh bir sürece girdi. Erdoğan, partisinin dünkü grup toplantısında KKTC seçimini de- ğerlendirirken iktidar veya muhale- fetten yana "tarafolmadıklan" me- sajını verdi. "Çokşeykryazıhyor,çi- ziİrvor. Bunlar olacak" diyen Erdo- ğan, şöyle konuştu: "Bfe bugüne kadarsöyledikterimiz neyseonun arkadasmdayız. Asla sta- tükodan yana değüiz. Doğruyu sa- vunmak, dürüstlüğü sas unmak. net olmak eğer statüko olarak tanımla- nryorsa ona söyleyecek şey yok. An- cak bir şe\i de söylemem gerekrvor, eğerbizim çözümsüzlüğeçözümifa- demizden ku^^'et alarak ver-kurtul manögr\1a yaklaşanlarohryorsa, on- lar da kusura bakmasuüar bizim öyle bir anlavışımız yok. Adil, kab- cı bir çözüm için Kıbns Türklerinin \-aninda\iz. Geçmiş anlaşmalardan kaynaklanan hakkunızı hiçbir za- man bırakmayız. Seçime gölge dü- şürme gayreti içinde olanlar olabi- Kr. Biz asİa bu gölge düşürme gay- retine müsaade etmedik ve taraf ol- madık. Sadece Kıbns seçiminin adil şekilde yürütühnesinden \-ana\iz." AB'ye de çağnda bulunan Erdo- ğan, "AB gündemi arük Bakanlar Kunıhı'nda sürekü gündem madde- si hahne geldi. Bu kararuhğa ülke- mizin bütün kurumlan da destek vennetidir. Türiaye'nin AB hedefi AB'nin de hedefi ohnahdır. AB de kendi geleceği için yeni ve net adım- lar atmalıdu-. Zira kimse kendi çe- Hşkisini sonsuza dek taşıyamaz" di- ye konuştu. Erdoğan, geçen hafta sonunda ya- pılan Merkez Karar Yönetim Kuru- lu'nda KKTC hükümeti veya muha- lefetten yana tavır koymadıklannı söylemiş ve "Muhalefetle ilgih' du- rum da sıkurâh; Batı'ya teslun obnuş biranJavTŞİçindeter" görüşünü dile ge- tınnişti. Erdoğan, 15 Aralık-1 Mayıs tarihleri arasuıda çözüm için ellerin- den gelen çabayı göstereceklerini söy- ledi. "Çözüm için bizde siyasiiradevar, ama Vûnanistan ve Rum tarafi da ay- nı hassasiyeti göstermeB" diyen Baş- bakan, taraflann bir masaya oturma- sında ısrarlı olduklannı yineledi. Tavır değişikliği 3 Kasım seçimlerinden sonra çık- tığı A\Tupa turunda Kıbns'ta çözüm için "Belçika Modeh'"ni öneren Er- doğan, Denktaş'ı da ilk başlarda sert dille eleşrirmişti. Erdoğan, 2002 Ara- lık'ında Avrupa başkentlerinde yap- tığı ziyaretlerde, AB'den müzakere tarihi alabilmek için Kıbns'ta ödün verebilecekleri mesajlan vermişti. Erdoğan son dönemde ise Türki- ye'nin geleneksel Kıbns tezlerine yakın bir söylemi benimsedi. AÇIKÇA ŞÜKRÜ StNA GÜREL Strateji-1 Kıbns'la ilgili ağzını açan açana. Ama aynntılar- da boğulmayalım. Bunların Kıbns'la ilgili strate- jileri artık herkesin görebileceği kadar belli oldu: Kıbrıs'ın Türkiye ile bağlannı kesmek, Kıbns Türkü'nü AB içinde eriyen bir azınlık konumu- na sokmak, böylece Türkiye'yi en haklı oldu- ğu bir ulusal hak ve çıkar konusunda açık bir yenilgiye uğratarak zayıflatıp her denileni ya- pan bir "beylik" konumuna getirmenin yolunu açmak. Neden böyle bir stratejık amaç çevresin- de birleşilmiştir? Çünkü, Türkiye ulus devlet yapı- sını sağlamlaştınp, bölgesinde ve dünyada örnek ve kişilikli bir rol oynamaya bırakılırsa, başkaları- nın "global stratejisi"ne en önemli engellerden bi- rini oluşturacaktır. Çünkü Türkiye, uluslararası alanda hak mücadelesinde önder ülke olma po- tansiyeline sahiptir ve bu engellenmelidir. Üstelik bu stratejinin taktikleri de açıktan ser- gilenmektedir: Türkiye'nin Kıbns'la ilgili devlet politikasının AB yolunda bir enge! olduğu inancı- nı pekiştirmek. Bu arada stratejinin yerli işbirlikçi- lerini donatmak. Türkiye'de AB sevdasını ulusal hak ve çıkariann önüne geçen bir kandırma- ca olarak canlı tutarken, KKTC'de de teslimi- yetçiliği demokratlık gibi göstermek. Böylece, biryandan Türkiye'de "reformu geri dönüştürme- nin kılıfı, AB ve ABD 'yi de iktidar sigortası" olarak görenlerle amaç birliği yapıp, öte yandan da KKTC'de devletten ve eşit egemenlikten vazgeçi- şi halk iradesi olarak göstermek. Şimdi, bu stratejinin en can alıcı taktikleri- nin sergilendiği bir dönemdeyiz. 29 Kasım'da, hemen Gürcistan'daki sokak darbesinin erte- sirtde bu köşede açıkça belirtilmişti: KKTC'de seçimlerden umudunu kesen "taktisyen "ler, bir sokak darbesini "halk hareketi" ve demokratik eylem" gibi gösterme hazırtıklanna hemen baş- lamışlardı. Bu hafta içinde de böyle bir "eylem" hazırlığının nerelerde pişirildiği açığa çıktı. Üstelik, KKTC'de her türlü yalan ve oyundan, yeni yalan ve oyunlarla sıyrılabilme hünerini "solcu politika" olarak satmaya çalışanlann da dili dolaşmaya baş- ladı. KKTC'deki CTP, Rum partisi AKEL'i "kardeş" parti olarak tanımlıyor. Ancak bu ilişkinin kardeş- likten öte bir bağımlılık ilişkisi olduğunu en başta kendileri biliyor. Bilmedikleri, bağımsız olma- dan, yurtsever olmadan ve halkının hak ve çı- karianna sahip çıkmadan solcu olunamaya- cağıdır... AKEL'in lideri, geçenlerdeşunu söyledi: "AB'ye üyelik bizim dünya görüşümüzie uyuşmaz ama, ulu- sal davamızın önünü açmak için üyeliği ve Kıbns sorununun AB çerçevesinde çözümünü biz de savunuruz." Nedir bu AKEL'in ulusal davası? Bunun yanıtı, bu partinin 1941 'de kurulurken açık- lanan ilk programında ve 1943'teki ilk kongre ka- rarlanndavardır. "Madde4. ENOSİS. Kıbnslılann beşte dördü Rum, beşte biri ise Türk'tür. Kıb- ns'ın ulusal sorunu, ancak ada halkının büyük çoğunluğu anavatanı olan Yunanistan'la birleş- me gerçekleştirilerek çözülebilir." Acaba M. Ali Talat şu "kardeşlik" işini fazla ileri götürdüğü için mi "Türkiye benim anavatanım değil" diyebiliyor? Şimdi de AKEL'in yayın organı Haravgi, sözünü ettiğimiz strateji doğrultusunda uygulanmak üzere pişirilen taktikterden ve pişirildikleri mut- faktan sözediyor: "Diplomatik çevreler, ABD'nin, Kıbns Türk toplumundaki çözüm ve üyeliği iste- yen güçleri değeriendirmekte kararlı olduğunu söylüyor. Kıbnslı Türklerin, yeni çabayı destekle- mek ve Ankara ile Denktaş'a baskı uygulamak için 'kadife isyan' benzeri toplu hareketlenmede bu- lunmaları göz ardı edilmiyor." Bir başka Rum kay- nağına göre de "ABD 14 Aralık seçimlerinin so- nuçlarını tanımayarak muhalifleri desteklemeye devam edecek". Peki, bu strateji ve taktikler karşısında Tür- kiye'nin rutum beliriemesine ışık tutacak bir stra- tejimiz yok mu? Böyle önemli ulusal hak ve çıkar konulannda göz önünde tutulması gereken şudur: Saptanmış olan devlet politikası ve bu strate- jik bakışla uyumlu hareket eden bir hükümet olmalıdır. Eğer bir iktidar, devletin statejik ba- kışını değiştirmek istiyorsa, bunu çeşrtli taktik- lerte ve halkından gizleyerek mahcup bir hile- kârlıkla değil, açıktan ve usulune uygun olarak yapmalıdır. Bu konudaki düşüncemizin aynntıla- nnı birsonraki "Açıkça"ya bırakalım. Ama Türkiye'nin ve Kıbns Türkü'nün kade- rini anavatanı belli olmayanlara bırakmaya- lım... Kıbns için devreye girecek Washington'dan yardım sözü AMC\RA (Cumhuri- yetBürosu)- ABD yöne- timi, 1 Mayıs 2004 ön- cesinde mutlaka çözül- mesini istediği Kıbns ko- nusunda Türkiye'ye her türlü yardımda bulunma sözünü verdi. Türkiye, bu yardımın Kıbns Rum- lanna baskı ve A\Tupa Birliği'nin doğru yön- lendirmesi şeklinde ola- bileceğini öngörüyor. Kıbns konusunda. Özel Temsilcı Tom Wes- ton'ın sık ziyaretleri dı- şında henüz de\Teye gir- meyen Amerikan yöne- timi, 14 Arahk seçiminin ardından adada çözüm konusuna ağırlık \ere- ceğini hissettiriyor. ABD Dışışlen Bakan Yardım- cısı IVIarc Grossman, dün Ankara'daki temaslan- nuı ardından gazetecile- rin sorulannı yanıtlarken Kıbns ile ilgili olarak "çok yakın bir gelecekte flerieme sağlanmasını is- tedüderini" \aırguladı. Kıbns konusunda da- ha kapsamlı temaslar Dı- şişleri Bakanlığı Müste- şan Uğur Ziyal'in geçen haftaki \\ashington zi- yaretinde ele alındı. Zi- yal'le görüşen ABD'li yetkililer, çözüm konu- sunda isteklı olduklannı belirtirken Annan Pla- nı'nı bu yöndeki tek araç olarak kabul ettiklerini bildirdiler. Amerikah yet- kililer, seçimden sonra bir inisiyatif kapsamın- da etkinleşebilecekleri- ni \Tirgulayarak 1 Mayıs 2004 öncesinde çözüm için başlatılacak süreçte Türkiye'ye her türlü yar- dımı sağlayacaklan sözü- nü verdiler. Ankara. "Kıbns Rum- lan üzerinde baskı kura- bilirler. Bunu yapabile- cek ortamlan var. Ayn- caAB'yi doğru yönlendi- rebilirler. Tabii bunlarm yanında bizim için en önemli olam ABD,AB'ye Türkiye'nin üyeBği yö- nündeki telkinlerini sür- dürmesidir'' görüşünde.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear