Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 KASIM 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
kuttur@cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAYAKIN
Mezar taşmdakikarikatürBır Çerkes çobanın kızı olan
JVfünteha Vasib, insan tüccarlan
ta-afindankaçtnldığüidabeş yaşın-
dadır. Çamhcada bir konağa satılan
zavalh kız, anne ve babasının özle-
mıylegözyaşı döker her gece. Ko-
nağın sahibi olan Kazasker Ferit
Efendi bu duygulu ve güzeJ kızı
evlat edinmeye karar verir. Münte-
haNasibin yüzü gülmeye başlar o
gpünden sonra... Ama, ne zaman
Çamlıca eteklerinde sürüsünü otla-
tan birçoban görse iki gözü iki çeş-
me!..
Camlıca'da güzelliği dillerden
düşmeyen Münteha Nasib'e. kom-
şulan Hayrullah Efendi abayı ya-
kar. Bu muhterem, hekimbaşıhk,
Meclis-i Maarif Başkanhğı da yap-
rruş olan ve de "eris-i ülema" ya-
ni, bilginlerbaşı unvanına layıkgö-
rülen Abdülhak Molla'nın oğlu-
dur. Hayrullah Efendi'yle evlenen
çoban kızı, 1852 yılının 2 Ocak gü-
nü bir erkek çocuk getirir dünyaya.
O çocuk, bir şiirinde şöyle anlata-
caktır anne ve babasını:
Oğulun kuşağıpekparlak ve süs-
lü,
Uflaı çok nzakta biryangm.
Kızın atalan toprak ve küî,
Karlar altında gömülü bir gece.
O oğul babam, o kız da annem-
dir.
Birinin kökii geniş bir geçmiş,
Birinin kökü büyük bir unutuluş.
Malcber şatrlnln mezarı
Şairimiz bir yandan şiırler, tiyat-
ro oyunlan yazarken öbür yandan
eiçiliklerde çahşmaktadır. 1880de
Berlin Elçiliği Kâtipliği'ne atandı-
ğuıı öğrenince yola koyulur. Ge-
miyle Odesa'ya gidecek, oradan da
Berlin'e geçecektir. Ama, gemide
gördüğü bir Alman kızı onu geri
döndüriir. Neden mi? Şairimiz ver-
sın bu sorunun yanıtını: "Ben bu
kadar iri ayaklı kadınlar yetişti-
ren bir memlekette yaşayamam."
Nâzım Hikmet. özeleştiri yaptı-
ğıbıryazısında, onun şiirlerine pro-
leter şair olmadığı için sırt çevir-
dıklerini açıkladıktan sonra şu so-
ruyu sorar: "Saltanat devrinde,
proletaryanın daha doğunı halin-
de olduğu bir devirde onun
proleter şairi olmasını nasıl
bekleyebilirdik?.." Son-
ra da, şu yorumu yapar
Nâzım: "Adam büyük
şair. Kendi ufukların-
dan çıkmış, dünya ko-
nulanyla ilgilenmiş."
Ama, Nâzım Hikmet,
onun tiyatro oyunJanna
ısınamaz bir türlü. Hatta,
baklayı ağzından çıkarır
bir gün: "Bugün Hamit
Bey'in bir piyesini Pa-
ris'te oynasalar, seyirciler
Şekspir, Komey, Rasin'in
karikatürleştirildiğinj, ya-
hut da aktörlerin rolle-
rini unutup tuluatçılı-
ğa kaçfıklannı zanne-
derler."
Büyükbabasının adım
ve Nâzım Hikmet'in
yazısını okuduktan
sonra şairimizi ta-
nıdığınızı sanı-
yorum: Ab-
dülhak Mol-
la'nın
"Ha-
mit" adh
torunu
Abdül-
hak Ha-
mit'tir
elbette.
Şair, 1 O-
cak 1935'te
yürürlüğe
giren kanunla
aldığı "Tar-
han"soyadınıi-
ki yıl taşıyacak
ve 13 Nisan _^_
1937'de, Maç- Şgg
ka Palas Ote- ^Ç
li'nde gözlerini
dünyaya kapatacaktır.
Abdülhak Hamit Tarhan,
Zincirlikuyu Mezarlığı'nagömülü-
dür. 1885'te ölen kansı Fatma Ha-
nım'ınanısınayazdığı "Makber"
adh şiiriyle tanınan şairin Zincirli-
kuyu Mezarlığı'nda yatması son
derece anlamlıdır. Çünkü burası,
harf devrimınden sonra yapıldığı
için tüm mezar taşlan Tüfkçe olan
• Abdülhak Hamit'in mezannın
biraz ilerisinde, taşında bir karikatür
bulunan ve bu özelliğiyle ülkemizde bir
ilk (belki de tek!) olan bir mezar göze
çarpar. Burada yatan, ünlü karikatürist
Cemal Nadir Güler'dir. Cemal Nadir'in
mezartaşındaki karikatür de. sanatçının ünlü
tiplemesi 'Amca Bey'den başkası değildir.
ilk mezarlıktır. Me-
zarhğın adına da dikkat: Zincirliku-
yu!.. Ölüm bundan daha güzel an-
latılabilir mi?
Nâzım Hikmet'in, tiyatro oyunla-
nnı ünlü eserlerin karikatürleştiril-
mesi olarak yorumladığı Abdülhak
Hamit'in mezannın biraz ilerisin-
de, taşında birkarikatür bulunan ve
bu özelliğiyle ülkemizde bir ilk
(belki de tek!) olan bir mezar göze
çarpar. Burada yatan, ünlü karika-
türist Cemal Nadir Gülerdır.
Zincirlikuyu'ya Abdülhak Ha-
mit'ten on yıl sonra yerleşen Ce-
mal Nadir'in mezar taşındaki kari-
katür de sanatçının ünlü tiplemesi
olan "Amca Bey"den başkası de-
ğildir.
17 Ağustos 1929 tarihli Ak-
şam gazetesini okuyanlar, rir-
yakisi olacaklan bir karikatür
kahramanıyla karşılaşırlar,
gazetenin 3. sayfasında. Ce-
mal Nadir'in Hüseyin Rah-
mi Gürpınar ve Ömer Sey-
fettin'in hikâyelerindeki ka-
rakterlerden ilham alarak çiz-
diği Amca Bey öylesine sevi-
lir ki, şişman adamlar göbe-
ğiyle övünerek "Amca Bey"
diye tanıtmaktan alıkoymaz-
Iar kendilerini.
Halkın ilgisi tiyatro sahnesi-
ne taşır Amca Bey'i. Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun dü-
zenlediği ilk oyun 1938'de,
Şehir Tiyatrosu oyunculan ta-
rafından sahneye konur. Tiyat-
roda Amca Bey'i canlandıran
ilk sanatçı da Behzat Bu-
tak'tır.
Amca Bey blbloları
Amca Bey, ınsanlann biblo-
lanm satın aldığı ilk karikatür
kahramanıdır. Söz konusu
biblolar 1940 yıhnda ressam
Muhsin Rifat tarafından ya-
pılmıştır. Bu başanyı yıllar
sonra Oğuz Araİ'ın unutul-
maz kahramanı "Avanak Av-
ni" gösterecek ve uzun birara-
dan sonra bir karikatür kahra-
manının biblosu hediyelik eş-
ya satan dükkânlann vitrinin-
de boy gösterecektir.
Amca Bey, Ikinci Dünya Sa-
vaşı'nm ortasında bir mizah
dergisi olarak yayımlanır. Say-
falannda savaşın mizah diliy-
le anlatıldığı haftalık dergi,
son sayısını 25 Mart 1944'te
çıkararak veda eder yayuı ha-
yatına. Boğaz Köpriisü'nün,
Avrupa yakasındaki ayakla-
nndan başlayan viyadüğün, Orta-
köy'ün sırtlannda sona erdiği yer-
de bir sokak tabelasında da adını
okuruz ünJü karikatür kahramanı-
nın. "Amca Bey Sokağı"... Sokak
sakinlerine Cemal Nadir'in Amca
Bey'ini göstererek tanıyıp tanıma-
dıklannı sordum; bir bilen çıkma-
dı karşuna!
Eskişehir<de üç tiyatro kuran Yılmaz Büyükerşen, Türkiye'de tiyatro ödülü alan ilk belediye başkanı oldu
Sanata sevdalı aydınlanmacıE\YATİ ASILYAZICI
Tiyatro dergisinın 2003 Tiyatro
Ödülleri, Isvıçre Hastanesı'nin Sa-
rü-Edebiyat Ödülleri ile birlikte,
AvM Konser Salonu'nda dağıtıldı.
Tyatro...Tiyatro dergisinın ödülleri-
ra biri, Eskişehir Büyükşehir Bele-
cr.e Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e
gg-ekçelı olarak verilen "Teşekkür
fbketi"ydi. Aslında bu plaket, kül-
tr- sanat-tiyatro alanında tek başına
janşan bir belediye başkanımn aldı-
ğgerçek bir sanat ödülüydü.
Tiyatro... Tiyatro...dergisi yayın
krulunun gerekçesi, tiyatro tarihme
gçecek bir belediye başkanını ta-
nmhyordu: "Halkevleri gibi ûlke-
m küJrürel ve sanatsal kurumla-
raın kapatüdığı bir dönemde, Es-
teehir'de 'Konser ve Tiyatro Derne-
ğ ni kurarak yaşadığı kentin sa-
Dtyaşamına ara vermemesini sağ-
bnası; 1959 yılında başkaniığını
"içtığı 'Türk De\Tim Ocaldan' için-
cebir gençlik tiyatrosu kurarak ri-
jaro sanatına katkısı; 'Gençlik Ti-
\irosu" birimini sonradan 'Oda Tı-
jirosu'na dönüşrürmesi; Oda Ti-
wosu' bütçesini, kendi bulduğu
Mİatemle Eskişehir'de yeni kuru-
İuKan Bankası'na rivatroculann
vüyatroseverlerin kanlannı sata-
tk. sağlaması; Muhsin Ertuğrul ve
Bidun Taner'in desteğini alarak
lüşehir Belediye Tiyatrosu'nun
lırulma aşamasını başlatması;
<vincu adaylannı Devlet Tiyatro-
In'na ve İstanbul Belediyesi Şe-
JrTiyatroları'na eğitime gönder-
BSİ; Devlet Tiyatrosu'nun alt bi-
ısıi olarak 'Çocuk Tiyatrosu'nu
brması; 1965 yılında bütçesi 1
Trk Lirası gösterilerek kapatıl-
tısına çalışılan kurulu tiyatrovıı,
ırodaşlanyla birlikte siyasi oto-
rınin tüm muhalefetine karşın
jukta rutmayı başarması..."
bir belediyeci
• Cumhuriyet döneminde üç tiyatro kuran,
Cumhuriyete ışık tutan seçkin bir belediye başkanı.
Eskişehir'in bütün sanat ve kültür olaylannda büyük
emeği geçen bir kent yönetimiyle sanat kurumlannı
üreten çağdaş bir belediyeci.
ilmaz Büyükerşen'i sanat ve
flikle tiyatro alanında bu tür et-
'Jerini sürdürdüğü yıllarda tanı-
mıştım; etkınliklerini çalıştığım ga-
zetelerde duyurmaya çalışıyordu. Bu
arada tiyatro yakılıyor, ardından mec-
lis salonuna dönüştürülüyordu.
Uzayıp gıden "Bir Kentin YUiar
Süren Tiyatro Savaşımn Öyküsü",
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şe-
hır Tıyatrolan, "40 Yıl Önce 40 Yıl
Sonra" da tiyatromuz ıçın değerli bir
belge niteliğindedir. istanbul Şehre-
mini Op. Dr. Cemil Topuzlu Pa-
şa'nın Darülbedayisiyle Türk tiyat-
rosu için yalolan meşale, 40 yıl önce
Eskişehir'de parlayan ışık; 2001 'de
Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz
Büyükerşen"le yeni bir meşaleye dö-
nüştü. Cumhuriyet döneminde üç ti-
yatro kuran, Cumhuriyete ışık tutan
seçkin bir belediye başkanı. Eskişe-
hir'in bütün sanat ve kültür olayla-
nnda büyük emeğı geçen birkent yö-
netimiyle, sanat kurumlarım üreten
çağdaş bir belediyeci.
Halde gençlik merkezi
1968"de Akademı kampusunda bir
tiyatro salonu yaptırdı. 1976 yılında
Akademi Başkiam olarak 1. Türk Ti-
yatrosu Kongresi'ni düzenledi ve bir
ilke imza attı. Anadolu Üniversitesi
Kurucu Rektörü olarak ayn bir yazı-
nın konusu olmakla birlikte, bilimsel
çahşmalanyla üniversiteler, eğitim
konulan, çağdaş Türkiye'ye büyük
katkılar sağhyor, tiyatro meşalesi ça-
lışmalannı değişik biçimde aydmla-
tıyordu.
Bütün yönleriyle bır aydınlanma-
cıydı. Rektörlüğü döneminde Eski-
şehir Şehir Tiyatrosu'nun kurulması
çalışmalannı başlattı.
Ve 2001 'de Eskişehir Büyükşehir
Belediye Tıyatrosunun perdelerini
açmasını sağladı. Belediye başkanı
olarak onanmını yaptırdığı eski hal
binası, tarihsel dokusu korunarak bir
tiyatroya dönüştürüldü. Tiyatronun
Genel Sanat Yönetmenhği'ni Ergin
Orbey üstlendi ve Turgut Özak-
man'ın "Bir Şehnaz Oyun" adh
müziklı oyunuylaperdeler açüdı. Yıl-
maz Büyükerşen, belediye başkanlı-
ğı adayı olduğunda, kentin çözümle-
rini 26 konuda toplayan bır seçim bil-
dirgesıyle Eskişehirlilenn karşısına
çıktı. Bunlardan biri deEskişehirBe-
lediye Tiyatrosu'nu yeniden yaşama
geçirmekti. Eskişehirlilere olan gö-
nül borcunu yerüıe getirmek, haüon
gönül sevinçlerini paylaşmak, davra-
nış incelikleriyle duygu incelikleri
birbirine kanşıyordu. Böyle bir daya-
nışmayla belediye başkanı oluyordu.
Göreve başlar başlamaz, "Yaş Seb-
ze ve Meyve Halî"nin 'metruk' bi-
nası, değişiklik ve onanmla Lond-
ra'daki "Covent Garden" ile Ham-
burgdaki "Çiçek Hali Binası"ndan
esinJenilerek içinde Şehir Tiyatrosu
sahnelerinden birinin de yer aldığı
"Gençlik Merkezi"ne dönüştürül-
dü.
Üç yılda üç tiyatroyla Eskişehir
halkına oyunlar sunuyor. Tepebaşı
Sahnesinde, Ahmet Mümtaz Tay-
lan'ın sahneye koyduğu, Bilgesu
Erenus'un "x>Iisafir"i üçüncü dö-
nenune girdi. Bir süre önce başlayan,
Haldun Dormen'in yazıp yönettiği
"Nerde Kalmıştık - Amphitryon
2000" adh müzıkalle Turgut Özak-
man Sahnesi'nde Nurşin Demir'in
sahneye koyduğu Ariel Dorfman'ın
"Ölüm ve Kız" oyunu sahneleniyor.
Üç yeni sahneyi ıçerecek Necati Bey
Kültür Merkezi de yakında hizmete
gırecek.
Rahml Koç Sanayl Müzesi
Haslet
Soyözün
gemüeri
Kültür Servisi - Haslet
Soyöz'ün 'Cennetin
Gemileri' başlıklı yağhboya
sergisi 3 Aralık Rahmi Koç
Sanayi Müzesi'nde açıhyor.
Soyöz'ün 30 çalışmasının yer
aldığı sergide, tarihimize mal
ohnuşve 1864'ten 1955'e
dek seferde olan efsane
gemilerin resimleri, kendi
tarihleri ile ilgili bilgiler de
bulunuyor. Padişah
Abdülaziz döneminde
1864'te yaptınlan ve
1890'da Japonya dönüşü
Kobe yakınlannda fırtınada
batan ErruğraJ firkateyni ile
Tersane-ı Amire'de 1890'da
okul gemisi Heybetnüma
gemisinin yanı sıra Yavuz,
Hamidiye, Mesudiye,
Akdeniz, İskenderun,
Ankara, Alemdar,
Bandırma, Cumhuriyet,
Neveser, Giresun, Tarsus,
Alemdar, Halep gibi
gemiler de sergide yer alıyor.
Sergi 13 Aralık'a dek
görülebilir.
ESİNTILER
ZEYNEP ORAL
'Namus temizleme' adına
Başbakan'a diişen görevL..
Gönül, Fırat'ın sularına atılıp boğulmuştu...
Sevgi, Urfa'nın orta yerinde en işlek meydan-
da, günün en kalabalık saatlerinde babasının bı-
çak darbeleriyle can vermişti...
Rabia, Kısas Köyü'nde traktörün altına atıla-
rak canlt canfı ezilmişti...
Sonra, Şemse, Mardin'deailesi tarafından taş-
lanarak ölüme terkedilmişti...
Sonra, onlarcası, yüzlercesi...
Istanbul'un, din adına, Allah adına kana bulan-
dığı günlerden hemen önceydi. Bu kez Diyarba-
kır'da Mardinkapı'da Kadriye öldürüldü. Kadri-
ye 16 yaşında ya var ya yoktu... Dayı oğlu ona
tecavüz etmişti. Kadriye hamileydi. Ailenin na-
musunu kurtarmak ağabeye düştü. Sokak orta-
sında, kız kardeşi Kadriye'nin başını önce taşla
ezdi, sonra, önceden hazırettiğisatırladoğradı...
Şimdi aile, öldürülen kızlannın değil, hapse dü-
şen oğullannın derdinde...
Sonra, onlarcası, yüzlercesi...
Adlan değişti. öldürüldükleri yerdeğişti. Cina-
yet aletleri, öldürme yöntemleri değişti. Ama 'ne-
den' hiç değişmedi. 'Gerekçe' hep hazırdı.
Erkeğin 'namusunu' temizlemek... Ailenin na-
musunu temizlemek... Evin namusunu temizle-
mek... Mahallenin namusunu temizlemek...
Bizde, Türkiye Cumhuriyetinde recm (taşlaya-
rak öldürmek) cezası yoktu öyle mi?
Yok diyorsanız, yalan söylüyorsunuz! Belki adı
recm değil ama var. 'Münferit olay' falan da de-
ğil!
Ortalık kandan geçilmiyor!
Günaşırı tecavüze uğrayan, şiddete maruz ka-
lan kadınların, çocuk yaşta ınsanlann, 'a/te mec-
lisi karanyla' öldürülmesiyle sarsılıyoruz.
Yasalar, bu kadınlan koruyamıyor, bu cinayet-
lerin önüne geçemiyor.
Kadın, cinsel şiddet ve tecavüzün mağduru ol-
makla kalmıyor, sanki bu işin eylemcisiymiş, suç-
lusuymuş gibi bir de öldürülerek cezalandınlıyor.
Ve böylelikle ortalığın 'temizlendiğine' inanılıyor!
Bu 'temizlik' işi erkeklerin sorumluluğunda. Hu-
kuk sistemimiz ve Türk Ceza Yasası ve yeni ta-
san da öldürülenden değil, öldürenden yana ağır-
lığını koyuyor. Çünkü, kadın, erkeğin mülkiyeti-
nin bir parçasıdır. Çünkü erkek, mülkünü korur
gibi kadını korumalıdır. ,
Bayram tatili sonrasında Adalet Alt Komisyo-'
nu, Ceza Yasası tasansı üzerinde yeniden çalış-.'
malarına başlayacak. Bakalım bu kez ne 'inciler'
duyacağız.
Ancak onlar çalışadursunlar, bu konuda top-
yekûn bir seferberlik gerek.
Bu seferberliğin başını çekmek de hiç kuşku-
suz Başbakan'a ve Meclis Başkanı'na düşer.
Hani 'Islami terör'ün Iafı bile Başbakan'ın ka-
nına dokunuyordu ya! Şu son bir yılda aile mec-
lisi kararıyla, 'namus temizleme' adına öldürülen
onlarca kadının kanına da aldırmazlık edemez
herhalde!
Meclis Başkanı da 'inatçı' kişiliğiyle tanınıyor.
Şimdi işte o inadı, 'namus cinayeti''adı altında bi-
linen, giderek yaygınlaşan şiddet konusunda
göstermeli.
Bugüne dek bu konuda tek söz etmediler. Da-
ha fazla gecikmemeliler.
Üstelik onların törelere bağlılıklanndan kimse-
nin kuşkusu olmadığından, bizim törelerimizde
böyle bir vahşetin yeri olmadığını açıklamalan,
kanımca çok etkili olabilir.
'Namus temizleme'aöma cinayet yerine, 'na-
mus temizleme' adına bu cinayetleri, bu vahşe-
ti, kadına yönelik bu şiddeti lanetlemek...
Inanın çok ciddiyim.
e-posta: zeynepn zeyneporal.com
Faks:(0 212)257 16 50
Samsun'a Kent Müzesi
•Kültür Servisi - Samsun Arkeoloji ve
Etnografya Müzesi ndeki bazı tarihi yapıtlann
doğal bozulmalara karşı korunabihnesi
amacıyla 'Kent Müzesi' oluşturulması için
çalışma başlatıldı. Samsun Turizm ve Kültür
Müdürü Rasim Efendioğlu, çalışmalar
kapsamında Istiklal Caddesi'ndeki tarihi bir
binamn restore edildiğini, Arkeoloji ve
Etnografya Müzesi'ndeki bazı tarihi yapıtlan
buraya taşımayı planladıklannı belirtti.
Efendioğlu şunlan söyledi: "Mevcut müze
binası zaman zaman su basması nedeniyle
tarihi eserleri muhafaza etmek için uygıın
değil. Bunun için yapıtlan korumak amacıyla
'Kent Müzesi' çalışması başlattık. Konuyla
ilgili raporu bakanlığa gönderdik. Proje kabul
edilirse bozuhna tehlikesi olan tüm yapıtlan
buraya taşıyacağız."
Rourke, son ralünü sevmemiş
•Kültür Servisi - Aktör Mickey Rourke yeni
filmi 'Spun'daki rolün kendisine cazip
gelmediğini açıkJadı. Tamtımlanna
başlamalanna rağmen filmi baştan sona
izlemediğini itiraf eden Rourke, başta fihnde
rol almayı istemediğini, menajerinin ısran
üzerine filmde oynamayı kabul ettiğini belirtti.
Senaryoyu okuduktan sonra konuyu
beğenmediğine karar veren ünlü aktör
sözlerine şöyle devam etti: "Jonas Akerlund'la
tanıştım ve onu çok sevdim. Bu rolü de sırf
onunJa birlikte çalışmak için kabul ettim."
BUGUN
• CEMAL REŞİT REY KOVSER
SALONXnda 19.30'da 'Insight Gospel
Singers' konseri. (Biletbc: 0 216 454 15 55)
M LtVIAN KAHVESİ'nde 15.00'te
Jukebo*. (0 216 349 9818)
M NÂZIM KÜLTÜREVİ'nde 19.00'da
Fernando Solanas'ın 'Yolculuk' filmi
gösterilecek. (0 212 245 04 81)
• ANTALYA KÜLTÜR MERKEZİ nde
19.00'da Bedensel Özürlüler Sanat
Tiyatrosu'nun 'Eleman Aranıyor' adh oyunu
sahnelenecek. (0 242 238 54 44) *