22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2003 CUMA 4 HABERLER DUNYADABUGinS ALİ StRMEN Tiipban Gerginliğinin Ardındaki Gerçek Geçen gün bir okurum soruyordu: - AKP türban dolayısıyla siyasi havayı neden bu kadar geriyor? Sanınm, soru birçok vatandaşın zihninde çengel- lenip duran ortak bir merak konusudur. Gerçekten de, eğer iddia edildiği gibi, ekonomi iyi- ye gidiyorsa, reformlar birbirlerini izliyorlarsa, bu- nun sonucu olarak AB Türkiye'ye üyelik müzakere- leri için tanh vermeye hazırianıyorsa, iktidarda olan- lann siyasi ortamı germelerini anlamak olanaksızla- şır. Okurun sorusunun yanıtı dünkü Cumhuriyet'in bi- rinci sayfasında yer alan iki haberde yatıyor. Sekizinci (devam) sayfada alt alta olan iki haber- den biri türban, ikincisi işsizlikle ilgiliydi. Türkiye Iş Kurumu'nun araştırmasına göre, işsiz- lik hızla artmaktaydı ve işsizler ordusunun mevcu- du, ıkiye katlanarak üç milyona varmışt. Bu tablo içinde bir başka alarm işareti daha da sı- ntıyordu ki, o da genç işsiz oranının yüzde 30'a çık- mışolmasıydı. Düşünebiliyor musunuz, her on gençten üçü iş- siz, askerde olanlar ile gerçekte aldıklan eğitimin düzeyi ddayısıylayalnızca işsizlik kâbusunu ertele- me işlevi yüklenmiş olan eğitim yıllanndaki gençle- ri de buna eklerseniz, ortaya daha da karaniık bir gö- rüntü çıkıyor. Iş bulmuş olanlann aldıklan ücret ile geçinip ge- çinemedikleri de ayn bir sorun. • • • Çarşamba günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda yapılan görüşmeler sırasında, CHP Millet- vekili Yakup Kepenek, Bakan Ali Babacan'ın "Eko- nominin büyümesine rağmen istihdamda yeterli artış olmamıştır" yollu açıklaması üzerine haklı ola- rak şu soruyu soruyordu: - Ekonominin durumu iyi ama halkın durumu kö- tü, bu nasıl bir açıklamadır? Yanrt da Sayın Bakan'dan değil, yine bir CHP'li- den, Osman Coşkunoğlu'ndan geliyordu: - Sizi hipnotize eden güç piyasalar Sayın Baka- nım, özel teşebbüsün her şeyi bu seviyede hallede- ceği inancı ABD'de bile yoktur. Evet, AKP güç durumdadır. Tayyip Erdoğan'ın söy- lemi popülist, geniş kesimlere büyük vaatleri içeri- yor. Ama Tayyip Bey'in politikası, radikal özel sektör- cü, üstelik olanaklan kısıtiı. Kısacası Tayyip Erdogan'ın içinde bulunduğu kısırdöngüyü kıracak ne olanağı var, ne de dünya görüşü. Bu yüzden de ortaya garip bir tablo çıkıyon ga- zetelere göz atan, ekrana bakan vatandaş, ekono- minin iyiye gittiğini duyup sevinmiyor artık. Çünkü iyiye gittiği söylenen ekonomi, vatandaşın beklen- tilerine yanrt vermiyor. Ekonomik büyüme, hiç değilse işsiz sayısını azatt- mıyorsa hatta tam tersine arttınyorsa, neye yanyor? Bu arada, yine dünkü Cumhuriyet'in sekizinci say- fasında sözünü ettiğimiz iki haberin hemen üstün- de yer alan haberde de, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ziyaret eden iş dünyasının seçkin temsilcilerinin ken- disine arük balayı döneminin bittiğini söyledikleri belirtiliyor. ••• Bana "AKP'nin türban ile havayı neden gerdiği- ni" soran okurun aradığı yanrt işte bu haberlerdeya- tıyor. Toplumsal gereksinimlere yanrt veremeyen AKP iktidan dikkatleri başka yöne çekmeye, her an gün yüzüne çıkabilecek olan toplumsal patlama için baş- ka hedefler göstermeye çalışıyor. Türkiye'de yalnız kökten şeriatçılann değil, bütün klasik sağın başvurduğu, tehlikeli bir yöntemi bu kez Tayyip Erdoğan kullanryor. Recep Tayyip Bey'in eski hamisi Necmettin Er- bakan iktidar olduğunda da, 3 Kasım'dan sonra da, bunun böyle olacağı bu sütunlarda açıklıkla belirtil- miş, Refah gibi AKP'nin de daha ılımlı bir politika iz- lemesinin olanaksız olduğu açıklanmıştı. AKP'nin topluma, güçlüğü daha eşit paylaştıra- cak, çıkmazdan kurtulunacağı inancını aşılayacak, herhangi biröneri geliştirmesini sağlayacak bir viz- yonu yok. öyle olunca, hedef saptırarak günü kurtaımak yöntemi kalıyor geriye. Türban gergınliği burada devreye giriyor ve kadın- lann başörtüsü olmaktan çıkıp işsizlik, yoksulluk, umutsuzluğu gözden kaçıran örtüye dönüşüyor... Sorumsuz, ama çok sorun doğurabilecek tehli- keli bir oyun bu. Kumkumoğlu'ndan eleştiri Madenciliğimiz karteller karşısında çaresiz kalır ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP tstan- bul Milletvekili AB Ke- mal Kumkumogtu, Ma- den Yasa Tasansı ile yer- li ve yabancı ayınmı ya- pılmaksızın her maden işletmecisinin bütün teş- viklerden yararlandml- dığını belirterek bu du- rumun ulusal madencili- ğini dünya kartellerine karşı çaresiz bırakacağı- nı vurguladı. CHP tstanbul Milletve- kili Kumkumoğlu, TBMMPlan ve Bütçe Ko- misyonu'nda Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlı- ğı'nın bütçesi görüşülür- ken hükümetin madenci- lik politikasını eleştirdi. Yeni Maden Yasa Tasa- nsı'yla yerli ve yabancı ayınmı yapılmaksızın her maden işletmecisinin en üst düzeyde bütün teşvik- lerden yararlandınldığını kaydeden Kumkumoğlu. "Bu yaklaşun, ulusal ma- denciligj dünya karteüe- rine karşı çaresizbn-akır" diye konuştu. Riotinto isimli bir fir- manın Ankara Kazan'da trona rezervi bulduğunu ilan ettiğine dikkat çeken Kumkumoğlu, bu firma- nın 1 milyar 200 milyon dolarlık teşvik alarak ça- lışmalara başladığını, an- cak yerli firmaya "tüm masraflan karşılavaca- ğım" demesine karşın olumsuz yarut verildiğini söyledi. TEMA da, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı'ndaki düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğunu savundu Toprakyağmasıartacak'IŞIKKANSU ANKARA - TEMA Vakfi da, top- rak yönetimini yerel birimlere bıraka- rak toprak sorununu ağırlaştırmaya neden olacak AKP'nin Kamu Yöne- timi Temel Kanunu Tasansf na karşı çıktı. TEMA Vakfi Danışmanı Mahir Gür- büztaranndan hazırlanan raporda. baş- ta toprak olmak üzere doğal üretim kaynaklanyla ilgili devlet hizmetleri- ni merkezi yönetim sorumluluklan dı- şındabırakarak yerel yönetimlere dev- reden tasannın yanlış seçenekler üze- rine kurgulandığı belirtildi. Türki- ye'nin toplam arazısinin ancak üçte birinin tanmsal üretime elverişli oldu- ğu. işlenen arazinin ancak yedide bi- rinin sulanabüdiği, karayüzeyinin yüz- de 86.5'nınde erozyon yaşandığına dikkat çekilen raporda. tasanya ilişldn eleştiriler şöyle stralandr. Mülkiyelilerden Hasfiye' uyartsıtZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - AKP'nin çıkarmak istediği Kamu Yönetimi Yasa Tasansı, mülkiyelilerin de tepkisini çekti. Mülkiyeliler Birliği Izmir Şubesi'nden yapılan açıklamada, tasannın denetim birimlerinin tasfiyesini öngördüğü anımsatılarak "Şu anda denetim birimlerinin eünde bulunan on mirvariarca dolarhk yolsuzhık soruşturmalannı kim yapacakbr" diye soruldu. Denetim birimlerini kaldıran Kamu Yönetimi Yasa Tasansı'yla kamusal işlerde büyük karmaşa ve belirsizlik doğacağını kaydeden mülkiyelilerin açıklamasında, müfettişlerin yolsuzluklar konusunda savcılann en büyük destekçisi olduğu vurgulandı. Açıklamada, Teftiş Kurullan'nın tasfıyesiyle yolsuzlukta "caydıncı unsurw un ortadan kalkacağı ve büyük kamusal zarar doğacağı dile getirildi. - Toprak kaynağımızın yönetimi, ulusal nitelikli ve ülkesel ölçekli bir temel kamu sorumluluğudur. Ulusal nitelik tayışan ülkesel ölçekli "top- rak koruma-Kİah-gefiştirmeveverim- ti kuflanma" bütünlüğünü kavrayan bu yönetim fonksiyonu, merkezi yö- netimin görev ve hizmet kapsamı için- de kalmalıdır. - Çıkanlacak bir temel toprak kanu- nu doğrumısundaki rrizmetleriçin olu- şacak uzman bir merkezi kuruluşa ve- rilmesi gereken toprak yönetimi gö- revinin yerel yönetimlere bırakılma- sı, birçok açıdan yanlış olduğu gibi, doğuracağı giderilemez sorunlar yö- nüyle de ülkenin sağlıkh geleceği ba- lamından trajik sonuçlar yaratacaktrr. - Esasen kısıtiı olan, çok az bölü- mü verimli özellik taşıyan. erozyon- la tükenen, özellikle yerel yönetim- lerin rant hesaplan yüzünden amaç dışı kullanımla talan edilen ve hızla kirlenip bozulan toprağımızın, gele- nekseli aşan bir devlet sorumlulu- ğuyla, duyarlığıyla ve ulusalcı bir anlayışla devletçe sahiplenilmesi ge- rektiği bir ortamda, talan sorunu ya- ratacak yerel otoritelere bırakılması. açıkça ülkenin geleceğine ipotek an- lamını taşımaktadır. Yerel rant ve kâr hrrsı o düzeylere varmaktadu" ki, Güneydoğu toprağı verimli olsun diye sulama yatınmı için on miryonlarca dolar kaynak ayı- ran bu yoksul ülkede. sulama yatın- mı yapılmış, sulama şebekesi kaplan- mış en verimli araziler kent, sanayi ya da karayolu amacıyla betonlaşmak- tadır. Bu açıdan. toprak yönetimi hiz- metlerinin yerel yönetimlere bırakıl- ması anlayışı, bilimsel ve teknik ge- rekçeler açısından yanlış olduğu gibi, birçok örneğini yaşadığımız yerel rant yaklaşımlan bakımından da kamu ya- ranna açıkça aykındır. - Aynca tasan tüm bu nitelikleri açı- sından "tanm arazilerinin, çayır ve meralarm korunmasıru deviete temel bir görev olarakveren" 44 ve 45. mad- delennin içeriğinde bulunan toplum- sal yarar koşulu açısından da anaya- saya aykındır. Cenerallerin açtığı dava Yayınlarla yargıya baskı yapûmak isteniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlı Kuv\etlerinde (TSK) görev yapan 312 general ve amiralin, Vakit gazetesi aleyhinde açtıklan davanın ilk duruşması 10 Aralık'ta yapılacak. Dava nedeniyle Vakit gazetesi tarafından yapılan yayınlann yargıyı etkilemeye yönelik olduğu bildirildi. Vakit gazetesi, kendisi hakkında dava açan 312 general ve amiralin isimlerini dünkü sayısında yayımladı. Asrnı Yenihaber imzasıyla Vakit gazetesinde 25 Ağustos 2003 tarihinde yayımlanan köşe yazısı nedeniyle TSK'de halen görev yapan 312 general ve amiral tazminat davası açmıştı. Vakit gazetesi, sürekli, davanın "kendikrini susturma>^ n yönelik olduğunu savunan haberler ve aym düşüncedeki kişilerin demeçlerine yer veriyor. Gazete, dünkü sayısında da hakkında dava açan 312 generalin tam listesini yayımladı. Asım Yenihaber imzasıyla Vakit gazetesinde yayımlanan ve TSK'den yoğun tepki çeken yazmın bazı bölümleri şöyle: "Onbaşı bile obunaşacaklar general yapüryor. General olunca da emekliüği hazmedemhor böylelerL. Bunlardan birisi (taenüz emekli obnadı) Rus miDiyetçisi bestekâr Mussorgoski hayranı. Mussorgoski ise Rus ordusunun Kars'ı işgab' üzerine marş bestelemiş aşın bir Rus nüllhetçisL (Birikri \atan toprağmı mı tarûşryordu? Bu adam \Btan toprağmı korumakla muvazzaf bir ordunun başmda şimdi Kars vatan toprağı değil mi?) Adam dostu bilmiyor, düşmanı bümhor. Gönül teOerimize dokunan musikryi bilnüj'or, general oluyor. Türkiye'de vatan kavTanunı doğru bilmeyen, tarih şuurundan yoksun kaç general var? Generaller önce bunlardan sorumlu tutulmah. MiDet nedir? Vatan nedir-neresidir?_ Türktye'de birileri halka karşı mücadeie ederek yıOarca omuzlanm doklurdular. Onlartn gerçek düşman karşısmda hiçbir güçleri olmaz. Esameieri bile okunmaz. O yüzden giderek seslerini vükselti\T>rlar. Esas yapıtanası gereken iç düşmana göre subay yetiştiren Harbiye'nin programını gerçek rayına oturtmak olmahdır. Bunlar ordu evi, ordu pazan, lojman suba\ı olmayacak. Gerçek asker olacak-." Cözler Kösk'te TUBITAK'a 'darbeye'veto beklentisiMUSTAFAÇAKIR İnsan Haklan Üst Kurulu, öngörülen değişiklikkri görüşmek için toplandı. (Fotoğraf: AA) Insan haJdarı kurulları sivüleştiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, insan haklan il ve ilçe kurullannı "shiDestirdi''. Dışişleri Bakanı AbduDahGül, yapılan değişik- likleri savunurken bununla 900 il ve ilçede bu- lunan insan haklan kurullannın daha da siville- şeceğini ve etkinlik kazanacağım söyledi. insan Haklan Üst Kurulu, Dışişleri Bakanı Gül'ün başkanhğında toplandı. Toplannnın ar- dından yapılan değişikliİder Başbakanlık insan Haklan Başkanı Vahit Bıçak tarafından açıklan- dı. Kamu ağırlıklı bir yapı gösteren taşra teşki- latına sivil bir yapı kazandınlması yönünde ka- rarlar aldıklannı söyleyen Bıçak, yeni yapüan- mada il ve ilçe insan haklan kurullannın başkan- lığını yine vali ve kaymakamJann > r ürüteceğini, ancaküyeliklerde değişiklik yapüacağını kaydet- ü. Bıçak, kurulun diğer üyeliklerinin belediye baş- kanı veya yardımcısı, il genel meclisi üyesi, TBMM'de grubu bulunan siyasi parti temsilci- leri, üniversite rektörü veya bir öğretim üyesi, ka- mu kurumlanndan bir avukat veya hukukçu, ba- ro temsilcisi, tabip odalan temsilcisi, ticaret ve sanayi odalanrun temsilcisi, meslek oda ve bir- liklerinin temsilcisi, yerel medya temsilcisi, muh- tar temsilcisi, insan haklanyla ilgili örgütlerden valinin karar vereceği en az 3 temsilci ile okul aile birliği temsilcisinden oluşacağını açıkladı. Bıçak, daha önce kurul üyesi olan jandarma komutanı, emniyet müdürü, il sağhk müdürü, il milli eğitim müdürü, il sosyal hizmetler müdü- rünün ise kuruUann sivilleşmesi amacıyla üyebk- ten çıkanlacağını bildirdi. Hatice Hasdemir'in yasaya aykın staj yaptığı ortaya çıktı Türbanh sanığı af kurtardı tLHANTAŞO ANKARA - Yargıtay'da "gö- revi kötüye kuDanma" suçlama- sıyla yargılandığı davaya tür- banla katılma girişimi nedeniy- le duruşma salonundan çıkan- lan sanık Hatice Hasdemir'in avukatlık stajını yasalara aykı- n biçimde tamamladığı ancak 2001 'de çıkan aftan yararlandı- ğı ortaya çıktı. Hatice Hasdemir'in avukat- lık ruhsatını, staj döneminde gerçeğe aykın biçimde edindi- ği belirlendi. Edinilen bilgiye göre, Hatice Hasdemir, 1994 yı- lmda, Ankara Büyükşehir Bele- diyesi'nin girişimi olan BEL- KO'da çalışmaya başladı. Has- demir, 1996 tarüünde de avukat- lık stajı yapıyordu. Avukatlık Yasası'na göre, staj yaptığı dönemde, aylık, ücret, gündelik ve kesenek gibi öde- nekler karşıhğında çalışmama- sı gerekiyordu. Hasdemir, bir yandan stajını yapıyor gözükür- ken diğer yandan da BELKO'da sigortalı olarak çalışmasrnı sür- dürdü. Hasdemir'in staj yapar- ken çalıştığı o dönemde belirle- nebilmiş olsaydı avukatldc ruh- san elinden alınabilecekti. 2 Ma- yıs 2001 tarihinde Avukatlık Ya- sası'na eklenen geçici maddey- le Hasdemir'in konumunda olan. kişilere af getirildi. Geçici mad- dede, avukatlık ve avukatlık sta- jıyla bağdaşmayan işlerde bulu- nanlann kayıtlannın sılinemeye- ceğine hükmedildi. ANKARA - TBMM'de kabul edilen ve TÜBlTAK Başkanı ile 6 Bilım Kurulu üyesini seçme yetkisini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bırakan yasa için gözler Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer'e çevrildi. TÜBtTAK Başkan Yardımcısı Vekili Prof. Dr. Türker Gürkan, TBMM'de kabul edilen yasanın kurumu zedeleyeceğine işaret ederek "Kurumun kendisini topartaması çok uzun zaman ah> or. Bizim endişemiz bu" dedi. TÜBtTAK'ın siyasallaşmasının önünü açan yasa TBMM'de kabul edilirken Cumhurbaşkanı Sezer'in tutumu, kurum geleceği açısından belirleyici olacak. TÜBlTAK yönetiminde yasanın veto edileceği yönünde eğılim oluşurken istenmesi durumunda Çankaya Köşkü'ne de yasanın sakıncalan hakkında bilgi verilebileceği dile getirildi. 'Yasa kununu zedekr' TÜBIT.AJC Başkan Yardımcısı Vekili Prof. Dr. Gürkan, yasanın hukuki gerekçeleri bakımından Cumhurbaşkanı Sezer tarafından benimsenmesinin zor olduğunu söyledi. Sezer'in yasayı veto etmesini beklediklerini dile getiren Gürkan, "Veto edikiikten sonra Mecüsimiz bu veto gerekçesini de dikkate alarak urnanm daha anlamh bir yaklaşnn sergiler. Biz yasayiaflgüiher türlü bilgilendinneyi yaptık" dedi. TBMM'de kabul edilen yasanın yürürlüğe girmesinin kurumu zedeleyeceğine işaret eden Gürkan, bunun geçmişte örnekleri olduğunu, TÜBlTAK'ın kendisini toparlamasmın uzun zaman aldığını dile getirdi. TÜBtTAK'ın istikrarlı bir çizgide ilerlediğine işaret eden Prof. Gürkan şunlan söyledi: "Kurum şimdiye kadar günlük politikadan uzak kalabibniştL O sayede üniversiteler ik birtikte kendi üzerine düşeni Türkiye şartiannda çok iyi yerine getirdiğini düşünüyoruz. Bu yasaya benzer düzenlemeler 7O'H-8O'H yıDarda okiu. Kuruma zarar verdi 90'b vıllarda yeniden istikran yakala> abildik. Bizim bütün endişemiz yakalanan istikrann yeniden yitnitanesL" IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Kaya Çilingiroğlu nu topuğun- dan vurdular. Bu ilktopuktan vunma olayı değil. Ünlüler dünyamızın ne- redeyse önde gelen bütün isimleri bir şekilde topuklanndan ya da ba- caklanndan vuruluyorlar. Asena, Derya Tuna, Arto, Ismail Türüt, Ferhat Güzel, Engin Civan, Hasan Bora, Cem Özer, Cenk Koray, Öz- lem Selanik ilk elde aklıma gelen- ler. Bazılan topuğundan veya baca- ğından değil kafasından vuruluyor ve öldürülüyor. Onların listesini yap- maya kalksak saymakla bitmez. Bü- tün bu topuğundan vurma olayı, mafya yasasına göre uyan anlamı- na geliyor. Bu vunma ve vurdurma işini yapanlar yasalan da iyi biliyor- lar. Ayağından vurduğun zaman en fazla 5 yıl ceza alıyorsun. Vurma ey- lemi siyasi suç kapsamı içinde sa- yılmadığı için yüksek bir infaz indi- rimi uygulanıyor ve sonuç olarak en fazla bir iki yıl yatan tetikçi tahliye edi- liyor. Tetikçi olayının en ilginç örnekle- Topuğundan Vurmak... rinden birisi, şarkıa Arto'yu vuran Tol- ga Bilgi'nin durumu. Bilgi, Arto'yu vurduktan sonra 4 ay hapis yatıp çıkıyor. Hapisten çıktıktan iki ay son- ra datürkücü Ismail Türüt'ü ayağın- dan vuruyor. Gazete haberlerine gö- re Tolga Bilgi şu anda serbest. Bil- ginize arz olunur. Topuktan vurdurmak; bir kabada- yılık raconu iken şimdi para tahsila- tı, kulüp yönetimlerine aday olma, 'buralarda dolaşmayacaksın', 'be- nim dediğim gibi giyineceksin' gi- bi uyarı amaçlı nedenlerle işleme konuyor. Üç beş kuruş para ya da kabadayılık dünyasında kendisine bir yer edinmek isteyenler bu ey- lemlere rahatlıklasürülüyorlar. Son- rası malum, tetikçi kısa sürede ye- ni bir eylem gerçekleştirmek ama- cında.. tahliye ediliyor. Bu arada yakından izlediğimiz Der- ya Tuna'nın durumunu gözlediği- mizde sonuç çok yıkıcı olabiliyor. Hâlâ yürümekte zoriuk çekiyor. Dans etmeye karar vermişti, dans ede- miyor ve tabii uyarıldığı çevrenin tehditlerini sürekli üzerinde hisse- diyor, çizmeyi aşmaması gerektiği- ni biliyor. Vurulanlann çoğu hakkını arayamadığı için küsüp sesini çı- karmıyor. Bunun en tipik örneklerin- den birisinj gazeteci meslektaşımız MahmırtÖvüryaşadı. Bacağından vuruldu, mahkemede hakkını araya- madı ve sonunda uygulamaları pro- testo ederek şikâyetinden vazgeç- ti. • • • Ünlüler dünyasına yönelik şiddet ve korkutma eylemleri, aslında bir devlet geleneğinin devamı gibi. Geç- miş olayları bir anımsayın. Abdi Ipekçinin katillerinin nasıl mafya yöntemleriyle serbest bırakıldığını unutmayın. Aynı şey Savcı Doğan Öz'ün katilleri için de geçerliydi. Daha ilerieyeyim: Başbakanlık adı- na Susurluk raporunu hazırlayan KutJu Savaş özetle ne diyordu: Dev- let adına işlenen bazı cinayetler ama- cını aşmıştır. Yani topuktan vurma ey- lemi aşınya götürülmüş ve vurulma- ması gereken kişiler de vurulmuş- tu. Yani vurulması gereken kişiler vardı, vurulmaması gereken kişiler vardı. Birileri devlet adına bunu aşı- nya götürmüşlerdi. Devlet katında saptamalar ve uy- gulamalar bu düzeyde olunca, maf- ya babası da aynı yolu izliyor, sus- turmak istediği kişinin topuğuna kur- şunu yağdırıyordu. Bu yöntem etki- li de oluyordu. • • • Bir ülke hukuk devleti mi yoksa de- ğil mi? Bunun en temel ölçüsü yurt- taşlann yargıya güvenmesidir. To- puğundan vurulan kişi, tetikçinin ce- za alacağına inanıyor mu? Hülya Avşar, "İki gün sonra bırakırlar" di- yerek tepkisini dile getirdi. Kaya Çi- lingiroğlu hakkını nerede arayacak? Kendisini bundan böyte sokakta ge- zerken güvenlikte hissedecek mi? Sorun yalnızca ceza kanunlanyla ve mahkemelerle sınırlı değil, bu bir toplumsal ruh hali. Bu ülkede topu- ğundan vurmak bir resmi gelenek ha- line dönüşmüş durumda. Vurursun ve susturursun. Korkutursun. Bu, yıllarca devlet adına birileri tarafın- dan yapılmadı mı? Peki topuktan vuran ve bunu "dev- let için" yaptıklannı iddia edenler ceza aldılar mı? Tam tersine, "ctev- letiçin" yaptıklannı savunup hakla- nndaki soruşturmalardan kurtuldu- lar. Bu topuktan vurma olayı basit bir mafya cezası olmaktan çıkıp bir kor- ku toplumu yaratmaya doğru gidi- yor. Onu bunu vuranlar, devlet pa- saportuyla tetikçilik yapanlar bu ül- kenin zenginleri, etkili ve yetkili şah- siyetleri oldukça, daha çok insan topuğundan vurulmaya devam eder. Türkiye sürekli topuğundan vuru- lan bir ülke. Bu yüzden bir hukuk dev- leti olarak topallıyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear