Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 KASIM 2003 CUMA
4 HABERLER
DUNYADABUGinS
ALİ StRMEN
Tiipban Gerginliğinin
Ardındaki Gerçek
Geçen gün bir okurum soruyordu:
- AKP türban dolayısıyla siyasi havayı neden bu
kadar geriyor?
Sanınm, soru birçok vatandaşın zihninde çengel-
lenip duran ortak bir merak konusudur.
Gerçekten de, eğer iddia edildiği gibi, ekonomi iyi-
ye gidiyorsa, reformlar birbirlerini izliyorlarsa, bu-
nun sonucu olarak AB Türkiye'ye üyelik müzakere-
leri için tanh vermeye hazırianıyorsa, iktidarda olan-
lann siyasi ortamı germelerini anlamak olanaksızla-
şır.
Okurun sorusunun yanıtı dünkü Cumhuriyet'in bi-
rinci sayfasında yer alan iki haberde yatıyor.
Sekizinci (devam) sayfada alt alta olan iki haber-
den biri türban, ikincisi işsizlikle ilgiliydi.
Türkiye Iş Kurumu'nun araştırmasına göre, işsiz-
lik hızla artmaktaydı ve işsizler ordusunun mevcu-
du, ıkiye katlanarak üç milyona varmışt.
Bu tablo içinde bir başka alarm işareti daha da sı-
ntıyordu ki, o da genç işsiz oranının yüzde 30'a çık-
mışolmasıydı.
Düşünebiliyor musunuz, her on gençten üçü iş-
siz, askerde olanlar ile gerçekte aldıklan eğitimin
düzeyi ddayısıylayalnızca işsizlik kâbusunu ertele-
me işlevi yüklenmiş olan eğitim yıllanndaki gençle-
ri de buna eklerseniz, ortaya daha da karaniık bir gö-
rüntü çıkıyor.
Iş bulmuş olanlann aldıklan ücret ile geçinip ge-
çinemedikleri de ayn bir sorun.
• • •
Çarşamba günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda yapılan görüşmeler sırasında, CHP Millet-
vekili Yakup Kepenek, Bakan Ali Babacan'ın "Eko-
nominin büyümesine rağmen istihdamda yeterli
artış olmamıştır" yollu açıklaması üzerine haklı ola-
rak şu soruyu soruyordu:
- Ekonominin durumu iyi ama halkın durumu kö-
tü, bu nasıl bir açıklamadır?
Yanrt da Sayın Bakan'dan değil, yine bir CHP'li-
den, Osman Coşkunoğlu'ndan geliyordu:
- Sizi hipnotize eden güç piyasalar Sayın Baka-
nım, özel teşebbüsün her şeyi bu seviyede hallede-
ceği inancı ABD'de bile yoktur.
Evet, AKP güç durumdadır. Tayyip Erdoğan'ın söy-
lemi popülist, geniş kesimlere büyük vaatleri içeri-
yor.
Ama Tayyip Bey'in politikası, radikal özel sektör-
cü, üstelik olanaklan kısıtiı. Kısacası Tayyip Erdogan'ın
içinde bulunduğu kısırdöngüyü kıracak ne olanağı
var, ne de dünya görüşü.
Bu yüzden de ortaya garip bir tablo çıkıyon ga-
zetelere göz atan, ekrana bakan vatandaş, ekono-
minin iyiye gittiğini duyup sevinmiyor artık. Çünkü
iyiye gittiği söylenen ekonomi, vatandaşın beklen-
tilerine yanrt vermiyor.
Ekonomik büyüme, hiç değilse işsiz sayısını azatt-
mıyorsa hatta tam tersine arttınyorsa, neye yanyor?
Bu arada, yine dünkü Cumhuriyet'in sekizinci say-
fasında sözünü ettiğimiz iki haberin hemen üstün-
de yer alan haberde de, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı
ziyaret eden iş dünyasının seçkin temsilcilerinin ken-
disine arük balayı döneminin bittiğini söyledikleri
belirtiliyor.
•••
Bana "AKP'nin türban ile havayı neden gerdiği-
ni" soran okurun aradığı yanrt işte bu haberlerdeya-
tıyor.
Toplumsal gereksinimlere yanrt veremeyen AKP
iktidan dikkatleri başka yöne çekmeye, her an gün
yüzüne çıkabilecek olan toplumsal patlama için baş-
ka hedefler göstermeye çalışıyor.
Türkiye'de yalnız kökten şeriatçılann değil, bütün
klasik sağın başvurduğu, tehlikeli bir yöntemi bu
kez Tayyip Erdoğan kullanryor.
Recep Tayyip Bey'in eski hamisi Necmettin Er-
bakan iktidar olduğunda da, 3 Kasım'dan sonra da,
bunun böyle olacağı bu sütunlarda açıklıkla belirtil-
miş, Refah gibi AKP'nin de daha ılımlı bir politika iz-
lemesinin olanaksız olduğu açıklanmıştı.
AKP'nin topluma, güçlüğü daha eşit paylaştıra-
cak, çıkmazdan kurtulunacağı inancını aşılayacak,
herhangi biröneri geliştirmesini sağlayacak bir viz-
yonu yok.
öyle olunca, hedef saptırarak günü kurtaımak
yöntemi kalıyor geriye.
Türban gergınliği burada devreye giriyor ve kadın-
lann başörtüsü olmaktan çıkıp işsizlik, yoksulluk,
umutsuzluğu gözden kaçıran örtüye dönüşüyor...
Sorumsuz, ama çok sorun doğurabilecek tehli-
keli bir oyun bu.
Kumkumoğlu'ndan eleştiri
Madenciliğimiz karteller
karşısında çaresiz kalır
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP tstan-
bul Milletvekili AB Ke-
mal Kumkumogtu, Ma-
den Yasa Tasansı ile yer-
li ve yabancı ayınmı ya-
pılmaksızın her maden
işletmecisinin bütün teş-
viklerden yararlandml-
dığını belirterek bu du-
rumun ulusal madencili-
ğini dünya kartellerine
karşı çaresiz bırakacağı-
nı vurguladı.
CHP tstanbul Milletve-
kili Kumkumoğlu,
TBMMPlan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanlı-
ğı'nın bütçesi görüşülür-
ken hükümetin madenci-
lik politikasını eleştirdi.
Yeni Maden Yasa Tasa-
nsı'yla yerli ve yabancı
ayınmı yapılmaksızın her
maden işletmecisinin en
üst düzeyde bütün teşvik-
lerden yararlandınldığını
kaydeden Kumkumoğlu.
"Bu yaklaşun, ulusal ma-
denciligj dünya karteüe-
rine karşı çaresizbn-akır"
diye konuştu.
Riotinto isimli bir fir-
manın Ankara Kazan'da
trona rezervi bulduğunu
ilan ettiğine dikkat çeken
Kumkumoğlu, bu firma-
nın 1 milyar 200 milyon
dolarlık teşvik alarak ça-
lışmalara başladığını, an-
cak yerli firmaya "tüm
masraflan karşılavaca-
ğım" demesine karşın
olumsuz yarut verildiğini
söyledi.
TEMA da, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı'ndaki düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğunu savundu
Toprakyağmasıartacak'IŞIKKANSU
ANKARA - TEMA Vakfi da, top-
rak yönetimini yerel birimlere bıraka-
rak toprak sorununu ağırlaştırmaya
neden olacak AKP'nin Kamu Yöne-
timi Temel Kanunu Tasansf na karşı
çıktı.
TEMA Vakfi Danışmanı Mahir Gür-
büztaranndan hazırlanan raporda. baş-
ta toprak olmak üzere doğal üretim
kaynaklanyla ilgili devlet hizmetleri-
ni merkezi yönetim sorumluluklan dı-
şındabırakarak yerel yönetimlere dev-
reden tasannın yanlış seçenekler üze-
rine kurgulandığı belirtildi. Türki-
ye'nin toplam arazısinin ancak üçte
birinin tanmsal üretime elverişli oldu-
ğu. işlenen arazinin ancak yedide bi-
rinin sulanabüdiği, karayüzeyinin yüz-
de 86.5'nınde erozyon yaşandığına
dikkat çekilen raporda. tasanya ilişldn
eleştiriler şöyle stralandr.
Mülkiyelilerden Hasfiye' uyartsıtZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - AKP'nin
çıkarmak istediği Kamu Yönetimi Yasa Tasansı,
mülkiyelilerin de tepkisini çekti. Mülkiyeliler Birliği
Izmir Şubesi'nden yapılan açıklamada, tasannın
denetim birimlerinin tasfiyesini öngördüğü
anımsatılarak "Şu anda denetim birimlerinin eünde
bulunan on mirvariarca dolarhk yolsuzhık
soruşturmalannı kim yapacakbr" diye soruldu.
Denetim birimlerini kaldıran Kamu Yönetimi Yasa
Tasansı'yla kamusal işlerde büyük karmaşa ve
belirsizlik doğacağını kaydeden mülkiyelilerin
açıklamasında, müfettişlerin yolsuzluklar konusunda
savcılann en büyük destekçisi olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Teftiş Kurullan'nın tasfıyesiyle
yolsuzlukta "caydıncı unsurw
un ortadan kalkacağı ve
büyük kamusal zarar doğacağı dile getirildi.
- Toprak kaynağımızın yönetimi,
ulusal nitelikli ve ülkesel ölçekli bir
temel kamu sorumluluğudur. Ulusal
nitelik tayışan ülkesel ölçekli "top-
rak koruma-Kİah-gefiştirmeveverim-
ti kuflanma" bütünlüğünü kavrayan
bu yönetim fonksiyonu, merkezi yö-
netimin görev ve hizmet kapsamı için-
de kalmalıdır.
- Çıkanlacak bir temel toprak kanu-
nu doğrumısundaki rrizmetleriçin olu-
şacak uzman bir merkezi kuruluşa ve-
rilmesi gereken toprak yönetimi gö-
revinin yerel yönetimlere bırakılma-
sı, birçok açıdan yanlış olduğu gibi,
doğuracağı giderilemez sorunlar yö-
nüyle de ülkenin sağlıkh geleceği ba-
lamından trajik sonuçlar yaratacaktrr.
- Esasen kısıtiı olan, çok az bölü-
mü verimli özellik taşıyan. erozyon-
la tükenen, özellikle yerel yönetim-
lerin rant hesaplan yüzünden amaç
dışı kullanımla talan edilen ve hızla
kirlenip bozulan toprağımızın, gele-
nekseli aşan bir devlet sorumlulu-
ğuyla, duyarlığıyla ve ulusalcı bir
anlayışla devletçe sahiplenilmesi ge-
rektiği bir ortamda, talan sorunu ya-
ratacak yerel otoritelere bırakılması.
açıkça ülkenin geleceğine ipotek an-
lamını taşımaktadır.
Yerel rant ve kâr hrrsı o düzeylere
varmaktadu" ki, Güneydoğu toprağı
verimli olsun diye sulama yatınmı
için on miryonlarca dolar kaynak ayı-
ran bu yoksul ülkede. sulama yatın-
mı yapılmış, sulama şebekesi kaplan-
mış en verimli araziler kent, sanayi ya
da karayolu amacıyla betonlaşmak-
tadır. Bu açıdan. toprak yönetimi hiz-
metlerinin yerel yönetimlere bırakıl-
ması anlayışı, bilimsel ve teknik ge-
rekçeler açısından yanlış olduğu gibi,
birçok örneğini yaşadığımız yerel rant
yaklaşımlan bakımından da kamu ya-
ranna açıkça aykındır.
- Aynca tasan tüm bu nitelikleri açı-
sından "tanm arazilerinin, çayır ve
meralarm korunmasıru deviete temel
bir görev olarakveren" 44 ve 45. mad-
delennin içeriğinde bulunan toplum-
sal yarar koşulu açısından da anaya-
saya aykındır.
Cenerallerin açtığı dava
Yayınlarla
yargıya baskı
yapûmak
isteniyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Silahlı Kuv\etlerinde (TSK) görev yapan
312 general ve amiralin, Vakit gazetesi
aleyhinde açtıklan davanın ilk duruşması
10 Aralık'ta yapılacak. Dava nedeniyle
Vakit gazetesi tarafından yapılan yayınlann
yargıyı etkilemeye yönelik olduğu
bildirildi. Vakit gazetesi, kendisi hakkında
dava açan 312 general ve amiralin
isimlerini dünkü sayısında yayımladı. Asrnı
Yenihaber imzasıyla Vakit gazetesinde 25
Ağustos 2003 tarihinde yayımlanan köşe
yazısı nedeniyle TSK'de halen görev yapan
312 general ve amiral tazminat davası
açmıştı. Vakit gazetesi, sürekli, davanın
"kendikrini susturma>^
n
yönelik olduğunu
savunan haberler ve aym düşüncedeki
kişilerin demeçlerine yer veriyor. Gazete,
dünkü sayısında da hakkında dava açan
312 generalin tam listesini yayımladı. Asım
Yenihaber imzasıyla Vakit gazetesinde
yayımlanan ve TSK'den yoğun tepki çeken
yazmın bazı bölümleri şöyle: "Onbaşı bile
obunaşacaklar general yapüryor. General
olunca da emekliüği hazmedemhor
böylelerL. Bunlardan birisi (taenüz emekli
obnadı) Rus miDiyetçisi bestekâr
Mussorgoski hayranı. Mussorgoski ise Rus
ordusunun Kars'ı işgab' üzerine marş
bestelemiş aşın bir Rus nüllhetçisL (Birikri
\atan toprağmı mı tarûşryordu? Bu adam
\Btan toprağmı korumakla muvazzaf bir
ordunun başmda şimdi Kars vatan toprağı
değil mi?) Adam dostu bilmiyor, düşmanı
bümhor. Gönül teOerimize dokunan
musikryi bilnüj'or, general oluyor.
Türkiye'de vatan kavTanunı doğru
bilmeyen, tarih şuurundan yoksun kaç
general var? Generaller önce bunlardan
sorumlu tutulmah. MiDet nedir? Vatan
nedir-neresidir?_ Türktye'de birileri halka
karşı mücadeie ederek yıOarca omuzlanm
doklurdular. Onlartn gerçek düşman
karşısmda hiçbir güçleri olmaz. Esameieri
bile okunmaz. O yüzden giderek seslerini
vükselti\T>rlar. Esas yapıtanası gereken iç
düşmana göre subay yetiştiren Harbiye'nin
programını gerçek rayına oturtmak
olmahdır. Bunlar ordu evi, ordu pazan,
lojman suba\ı olmayacak. Gerçek asker
olacak-."
Cözler Kösk'te
TUBITAK'a
'darbeye'veto
beklentisiMUSTAFAÇAKIR
İnsan Haklan Üst Kurulu, öngörülen değişiklikkri görüşmek için toplandı. (Fotoğraf: AA)
Insan haJdarı kurulları sivüleştiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet,
insan haklan il ve ilçe kurullannı "shiDestirdi''.
Dışişleri Bakanı AbduDahGül, yapılan değişik-
likleri savunurken bununla 900 il ve ilçede bu-
lunan insan haklan kurullannın daha da siville-
şeceğini ve etkinlik kazanacağım söyledi.
insan Haklan Üst Kurulu, Dışişleri Bakanı
Gül'ün başkanhğında toplandı. Toplannnın ar-
dından yapılan değişikliİder Başbakanlık insan
Haklan Başkanı Vahit Bıçak tarafından açıklan-
dı. Kamu ağırlıklı bir yapı gösteren taşra teşki-
latına sivil bir yapı kazandınlması yönünde ka-
rarlar aldıklannı söyleyen Bıçak, yeni yapüan-
mada il ve ilçe insan haklan kurullannın başkan-
lığını yine vali ve kaymakamJann >
r
ürüteceğini,
ancaküyeliklerde değişiklik yapüacağını kaydet-
ü. Bıçak, kurulun diğer üyeliklerinin belediye baş-
kanı veya yardımcısı, il genel meclisi üyesi,
TBMM'de grubu bulunan siyasi parti temsilci-
leri, üniversite rektörü veya bir öğretim üyesi, ka-
mu kurumlanndan bir avukat veya hukukçu, ba-
ro temsilcisi, tabip odalan temsilcisi, ticaret ve
sanayi odalanrun temsilcisi, meslek oda ve bir-
liklerinin temsilcisi, yerel medya temsilcisi, muh-
tar temsilcisi, insan haklanyla ilgili örgütlerden
valinin karar vereceği en az 3 temsilci ile okul
aile birliği temsilcisinden oluşacağını açıkladı.
Bıçak, daha önce kurul üyesi olan jandarma
komutanı, emniyet müdürü, il sağhk müdürü, il
milli eğitim müdürü, il sosyal hizmetler müdü-
rünün ise kuruUann sivilleşmesi amacıyla üyebk-
ten çıkanlacağını bildirdi.
Hatice Hasdemir'in yasaya aykın staj yaptığı ortaya çıktı
Türbanh sanığı af kurtardı
tLHANTAŞO
ANKARA - Yargıtay'da "gö-
revi kötüye kuDanma" suçlama-
sıyla yargılandığı davaya tür-
banla katılma girişimi nedeniy-
le duruşma salonundan çıkan-
lan sanık Hatice Hasdemir'in
avukatlık stajını yasalara aykı-
n biçimde tamamladığı ancak
2001 'de çıkan aftan yararlandı-
ğı ortaya çıktı.
Hatice Hasdemir'in avukat-
lık ruhsatını, staj döneminde
gerçeğe aykın biçimde edindi-
ği belirlendi. Edinilen bilgiye
göre, Hatice Hasdemir, 1994 yı-
lmda, Ankara Büyükşehir Bele-
diyesi'nin girişimi olan BEL-
KO'da çalışmaya başladı. Has-
demir, 1996 tarüünde de avukat-
lık stajı yapıyordu.
Avukatlık Yasası'na göre, staj
yaptığı dönemde, aylık, ücret,
gündelik ve kesenek gibi öde-
nekler karşıhğında çalışmama-
sı gerekiyordu. Hasdemir, bir
yandan stajını yapıyor gözükür-
ken diğer yandan da BELKO'da
sigortalı olarak çalışmasrnı sür-
dürdü. Hasdemir'in staj yapar-
ken çalıştığı o dönemde belirle-
nebilmiş olsaydı avukatldc ruh-
san elinden alınabilecekti. 2 Ma-
yıs 2001 tarihinde Avukatlık Ya-
sası'na eklenen geçici maddey-
le Hasdemir'in konumunda olan.
kişilere af getirildi. Geçici mad-
dede, avukatlık ve avukatlık sta-
jıyla bağdaşmayan işlerde bulu-
nanlann kayıtlannın sılinemeye-
ceğine hükmedildi.
ANKARA - TBMM'de kabul edilen ve
TÜBlTAK Başkanı ile 6 Bilım Kurulu
üyesini seçme yetkisini Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a bırakan yasa
için gözler Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer'e çevrildi. TÜBtTAK
Başkan Yardımcısı Vekili Prof. Dr.
Türker Gürkan, TBMM'de kabul
edilen yasanın kurumu zedeleyeceğine
işaret ederek "Kurumun kendisini
topartaması çok uzun zaman ah> or.
Bizim endişemiz bu" dedi. TÜBtTAK'ın
siyasallaşmasının önünü açan yasa
TBMM'de kabul edilirken
Cumhurbaşkanı Sezer'in tutumu,
kurum geleceği açısından belirleyici
olacak. TÜBlTAK yönetiminde
yasanın veto edileceği yönünde eğılim
oluşurken istenmesi durumunda
Çankaya Köşkü'ne de yasanın
sakıncalan hakkında bilgi verilebileceği
dile getirildi.
'Yasa kununu zedekr'
TÜBIT.AJC Başkan Yardımcısı Vekili
Prof. Dr. Gürkan, yasanın hukuki
gerekçeleri bakımından
Cumhurbaşkanı Sezer tarafından
benimsenmesinin zor olduğunu söyledi.
Sezer'in yasayı veto etmesini
beklediklerini dile getiren Gürkan, "Veto
edikiikten sonra Mecüsimiz bu veto
gerekçesini de dikkate alarak urnanm
daha anlamh bir yaklaşnn sergiler. Biz
yasayiaflgüiher türlü bilgilendinneyi
yaptık" dedi. TBMM'de kabul edilen
yasanın yürürlüğe girmesinin kurumu
zedeleyeceğine işaret eden Gürkan,
bunun geçmişte örnekleri olduğunu,
TÜBlTAK'ın kendisini toparlamasmın
uzun zaman aldığını dile getirdi.
TÜBtTAK'ın istikrarlı bir çizgide
ilerlediğine işaret eden Prof. Gürkan
şunlan söyledi: "Kurum şimdiye kadar
günlük politikadan uzak kalabibniştL O
sayede üniversiteler ik birtikte kendi
üzerine düşeni Türkiye şartiannda çok iyi
yerine getirdiğini düşünüyoruz. Bu yasaya
benzer düzenlemeler 7O'H-8O'H yıDarda
okiu. Kuruma zarar verdi 90'b vıllarda
yeniden istikran yakala> abildik. Bizim
bütün endişemiz yakalanan istikrann
yeniden yitnitanesL"
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kaya Çilingiroğlu nu topuğun-
dan vurdular. Bu ilktopuktan vunma
olayı değil. Ünlüler dünyamızın ne-
redeyse önde gelen bütün isimleri
bir şekilde topuklanndan ya da ba-
caklanndan vuruluyorlar. Asena,
Derya Tuna, Arto, Ismail Türüt,
Ferhat Güzel, Engin Civan, Hasan
Bora, Cem Özer, Cenk Koray, Öz-
lem Selanik ilk elde aklıma gelen-
ler.
Bazılan topuğundan veya baca-
ğından değil kafasından vuruluyor ve
öldürülüyor. Onların listesini yap-
maya kalksak saymakla bitmez. Bü-
tün bu topuğundan vurma olayı,
mafya yasasına göre uyan anlamı-
na geliyor. Bu vunma ve vurdurma
işini yapanlar yasalan da iyi biliyor-
lar. Ayağından vurduğun zaman en
fazla 5 yıl ceza alıyorsun. Vurma ey-
lemi siyasi suç kapsamı içinde sa-
yılmadığı için yüksek bir infaz indi-
rimi uygulanıyor ve sonuç olarak en
fazla bir iki yıl yatan tetikçi tahliye edi-
liyor.
Tetikçi olayının en ilginç örnekle-
Topuğundan Vurmak...
rinden birisi, şarkıa Arto'yu vuran Tol-
ga Bilgi'nin durumu. Bilgi, Arto'yu
vurduktan sonra 4 ay hapis yatıp
çıkıyor. Hapisten çıktıktan iki ay son-
ra datürkücü Ismail Türüt'ü ayağın-
dan vuruyor. Gazete haberlerine gö-
re Tolga Bilgi şu anda serbest. Bil-
ginize arz olunur.
Topuktan vurdurmak; bir kabada-
yılık raconu iken şimdi para tahsila-
tı, kulüp yönetimlerine aday olma,
'buralarda dolaşmayacaksın', 'be-
nim dediğim gibi giyineceksin' gi-
bi uyarı amaçlı nedenlerle işleme
konuyor. Üç beş kuruş para ya da
kabadayılık dünyasında kendisine
bir yer edinmek isteyenler bu ey-
lemlere rahatlıklasürülüyorlar. Son-
rası malum, tetikçi kısa sürede ye-
ni bir eylem gerçekleştirmek ama-
cında.. tahliye ediliyor.
Bu arada yakından izlediğimiz Der-
ya Tuna'nın durumunu gözlediği-
mizde sonuç çok yıkıcı olabiliyor.
Hâlâ yürümekte zoriuk çekiyor. Dans
etmeye karar vermişti, dans ede-
miyor ve tabii uyarıldığı çevrenin
tehditlerini sürekli üzerinde hisse-
diyor, çizmeyi aşmaması gerektiği-
ni biliyor. Vurulanlann çoğu hakkını
arayamadığı için küsüp sesini çı-
karmıyor. Bunun en tipik örneklerin-
den birisinj gazeteci meslektaşımız
MahmırtÖvüryaşadı. Bacağından
vuruldu, mahkemede hakkını araya-
madı ve sonunda uygulamaları pro-
testo ederek şikâyetinden vazgeç-
ti.
• • •
Ünlüler dünyasına yönelik şiddet
ve korkutma eylemleri, aslında bir
devlet geleneğinin devamı gibi. Geç-
miş olayları bir anımsayın. Abdi
Ipekçinin katillerinin nasıl mafya
yöntemleriyle serbest bırakıldığını
unutmayın. Aynı şey Savcı Doğan
Öz'ün katilleri için de geçerliydi.
Daha ilerieyeyim: Başbakanlık adı-
na Susurluk raporunu hazırlayan
KutJu Savaş özetle ne diyordu: Dev-
let adına işlenen bazı cinayetler ama-
cını aşmıştır. Yani topuktan vurma ey-
lemi aşınya götürülmüş ve vurulma-
ması gereken kişiler de vurulmuş-
tu. Yani vurulması gereken kişiler
vardı, vurulmaması gereken kişiler
vardı. Birileri devlet adına bunu aşı-
nya götürmüşlerdi.
Devlet katında saptamalar ve uy-
gulamalar bu düzeyde olunca, maf-
ya babası da aynı yolu izliyor, sus-
turmak istediği kişinin topuğuna kur-
şunu yağdırıyordu. Bu yöntem etki-
li de oluyordu.
• • •
Bir ülke hukuk devleti mi yoksa de-
ğil mi? Bunun en temel ölçüsü yurt-
taşlann yargıya güvenmesidir. To-
puğundan vurulan kişi, tetikçinin ce-
za alacağına inanıyor mu? Hülya
Avşar, "İki gün sonra bırakırlar" di-
yerek tepkisini dile getirdi. Kaya Çi-
lingiroğlu hakkını nerede arayacak?
Kendisini bundan böyte sokakta ge-
zerken güvenlikte hissedecek mi?
Sorun yalnızca ceza kanunlanyla
ve mahkemelerle sınırlı değil, bu bir
toplumsal ruh hali. Bu ülkede topu-
ğundan vurmak bir resmi gelenek ha-
line dönüşmüş durumda. Vurursun
ve susturursun. Korkutursun. Bu,
yıllarca devlet adına birileri tarafın-
dan yapılmadı mı?
Peki topuktan vuran ve bunu "dev-
let için" yaptıklannı iddia edenler
ceza aldılar mı? Tam tersine, "ctev-
letiçin" yaptıklannı savunup hakla-
nndaki soruşturmalardan kurtuldu-
lar. Bu topuktan vurma olayı basit bir
mafya cezası olmaktan çıkıp bir kor-
ku toplumu yaratmaya doğru gidi-
yor. Onu bunu vuranlar, devlet pa-
saportuyla tetikçilik yapanlar bu ül-
kenin zenginleri, etkili ve yetkili şah-
siyetleri oldukça, daha çok insan
topuğundan vurulmaya devam eder.
Türkiye sürekli topuğundan vuru-
lan bir ülke. Bu yüzden bir hukuk dev-
leti olarak topallıyor...