23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 14 KASIM 2003 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MJMTAZ SOYSAL Avrupa'nın Yüz Karası ÎTRASBOURG'da topla- na Avrupa Konseyı'nin Dele- ge*r Komitesi, Madam Loizi- •' dınun 900 bin dolarlık tazmi- na: 19 Kasım gününe kadar ödaimezse, "Bakanlar Komi- tesnin Türkjyö aleyhine gerek- li öilemleri alacağı" uyarısın- daoulunmuş. Şimdi, bizim melyada çıkarılacak sesleri tahnin etmek zor değıldır. Za- terKompleks içinde yüzen bır haüa biraz daha kompleks ver- met için, kendileri çok daha " konpleksli beyler hemen ka- lerre sarılıp Derhal ödeyin, bu i'lkeyidaha fazla reziletme- ye takkınızyok" dıyeceklerdir. Snır eylemi sırasında yaka- landığı zaman "Girne'dekiar- sasna gidemediği için " Avru- pa nsan Hakları Mahkeme- si'ne başvurmuş birınin tama- men sıyasal niyetle sürdürdü- ğü o davagerisinde ve berisin- de nelerin yattığını bilmeden. Avaıpa hukukunun yüz ka- rası sayılabilecek bir mah- keme karan söz konusudur ve Ankara'daki çeşitli iktidarlar, başka yüzlerce hükme uyup milyarlarca tazminat ödedik- leri halde, bu karara uyma- makta yerden göğe haklı ol- muşlardır. Çünkü, bir büyük skandal söz konusudur. Sınırı aşan Madam Loizi- du'yu KKTC polisi tutukladığı ve KKTC mahkemesi yargıla- yıp sınır dışı ettiği halde, Stras- bourg'daki yargıçlar, kuzeyde bütün organlarıyla işleyen bir yönetimin vartığını bile tartış- madan, Güvenlik Konseyi'nın hukuka temel edilemeyecek siyasal nitelikteki "o devleti ta- nımayın" karannı esas almış ve "askerleri orada" diye Tür- kiye'yi sorumlu tutmuştu. Üstelik, Ankara, mahkeme- nin yargı yetkisini ancak ken- di ulusal toprağındaki ihlaller için tanıdığını başlangıçta bil- dirdiği halde» bu çekınce yok sayılmış, ama aynı mahkeme, bir süre sonra Yugoslav tele- vizyonunun NATO devletlenn- ce bombalanışı dolayısıyla ya- pılan Bankovic başvurusunda "ihlal o devletlerin ulusal sı- nırlan dışındadır" diyerek baş- vuruyu kabul etmemiştir. Asıl ilginç olan, koskoca Av rupa Konseyi'nın bu hak- sız tazminatı ödetme konu- sunda yargı üzerinden pazar- lığa girişmesi ve sonra da cay- masıdır. Yapılan pazarlık şuydu: Lo- ızıdu kararı yüzünden sıkıntıya girmiş olan Konsey Sekretar- yası mal mülk sorunu için KKTC'de bir komite kurulma- sı vetazminatın ödenmesi kar- şıhğında mahkemeyi bundan sonra "emsal" olabilecek de- ğişik bir başka karar almaya ik- na edecektı. Komite kuruldu, ama pazarlık, Ankara'nın "Ka- ran görelim, parayı o zaman öderiz" demesi ve Sekretar- ya'nın da mahkemeden boy- le bir karar çıkartmakta gecik- mesı yüzünden yürümedi. Vaktiyle Kıbrıs sorununda mal mülk konusunu belli bi- çımdeçözmek için mahkeme- ye Loizıdu karannı aldırmış olanlann bu kez tazminat ödet- mek amacıyla değişik bir ka- rar için pazartığa girişmiş olma- lan ilginçtir. Acaba ayıp olan, Ankara'nın, argo deyımiyle "tongaya basmayışı" mıdır, yoksa yüce Avrupa Konse- yi'nin yargı üzerinden böyle bır pazarlığa girişmiş olması mı? Şimdi, her şey bu kadar açık, bu kadar iğrenç iken ve asıl utanacak olanlan rezil etmek varken "Gerekli önlemleri alınz r7a.'"şantajına boyun eğilirmi? Kıbns Sorunu ve Denktaş... Denktaş'a dışandan yapılan eleştirileri, baskılan anlamak kolay, ancak Kıbns Türkleri içinden ve Türkiye'den gelen ve onu banşı önlemekle suçlayan saldınlan yadırgamamak olası değil. Tevfik ÜNAYDEV Emekli Büyükelçi m "^r" ıbns soru- I ^r rm son l ^ [ günlerde I ^^^ yıne siya- JL. ^kk^sal günde- min ön sıralanna taşındı. Avrupa Birliği'nin (AB) genişlemeden sorumlu komisen Verheugen kısa bir süre önce yaptığı bır konuşmada, bir yandan Türkiye'nın AB yolun- da attığı adımlan över- ken öte yandan aba al- tından sopa gösterırcesi- ne 1 Mayıs 2004 tarihı- ne kadar Kıbns sorunu- nun çözülmesı gerekti- ğıni belırtmekten geri kal- madı. Bu çözüm uyansı AB"nın Türkıye tlerle- me Raporu'nda da yer alıyor. Unutmayalım kı, benzer uyarı nedense Kıbns Rum tarafina ya- pılmamıştır. Bilindiği gıbi, Kıbns sonınunda özellikle Ba- tılı ülkeler Rum taraftm desteklemekte ve çözüm- süzlüğün başlıca sorum- lusu olarak Kuzey Kıbns Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı suçlamakta ve bu durumdan Denktaş'ı destekieyen Türkiye de sorumlu gösterilmekte- dir. Denktaş'a dışandan yapılan eleştırilen, basla- lan anlamak kolay, an- cak Kıbns Türklen için- den ve Türkıye"den ge- len ve onu banşı önle- mekle suçlayan saldın- lan yadırgamamak olası değil. Sorunun sürecıni kısa- ca anımsayalım: Kıbns Cumhuriyetı 1959 ve 1960 antlaşmalanyla Türk ve Rumlann eşıt haklara sahıp olduğu bir de\ let olarak kurulmuş- tur. tkı sahipli bu devle- tin statüsü, bürünlüğü ve bağımsızlığının korun- ması Türkiye, Yunanis- tan ve Ingiltere'nin so- rumluluğuna bırakılmış, aynca taraflardan bınnın onayı olmadan Kıbns"ın uluslararası bir kuruluşa üye olamayacağı koşulu getirilmıştır. Rum tarafi Kıbns'a yaşam veren bu düzenlemelerden hıçbı- nne uymamıştır. Kıbns Anayasası'nı çiğneyen- ler, Enosıs'ı gerçekleştir- mek amacıyla 1963 64, 1967-68 yılîannda Türk- len katletmeye varan olaylan çıkaranlar, 1974 yılında Türkiye'nin ga- rantör olarak müdahale- sini gerektiren hükümet darbesini yapanlar hep Rumlarolmuştur. Huku- kun, ınsan haklannın sa- vunucusu görünen AB, Kıbns'taki bu gelişme- lere ve devletin kuruluş koşullanna karşın Türkı- ye'mn onayı olmadan Rum tarafının AB'ye üyelığını kabul edebil- miştır. Özetle söylemek gerekirse, Kıbns'ta bu- gün çözüm aranan soru- nu Rumlar yaratmış, mağdurlan Türkler ol- muş, buna karşın çözüm için özveri ise gene mağ- dur taraf Türklerden bek- lenıyor. Tuhaf ama ger- çek. Öte yandan, soruna çö- züm bulmak üzere iyi nı- yet özgörevıyle (misyo- nuyla) görevlendinlen Birleşmiş Milletler Ge- nel Sekreten'nin hazır- ladığı kendı adı ile anılan Annan Planı 'nin Türkler açısından ıyi niyetle ha- zırlandığını söylemek de herhalde aşınnın da öte- sınde ıyımserlik olur. Sa- nınm plana Annan'ın adı yenne Kıbns Rum tara- fının eskı liden Kleri- des'in adını vermek da- ha doğru olurdu. Zira, anımsanacağı gibi, Kle- rides kısa bir süre önce söz konusu banş planı- nın içeriğini önceden öğ- renip, kendilerince uy- gun görülen değışiklik- lerin yapıldığını söyle- mekten çekinmedi. Ay- nca, Yunanistan Başba- kanı Simitis de Kıbns Rum tarafina yakınlarda yaptığı ziyaretınde ağ- zından kaçırdığı "Niha- yet Enosis sağlandT sö- zü ile Annan Planı'nin sorunun çözümünü ne- lO.yılımız şerefine: Şirket hediyeniz yarı puana! TAMIOYILOIR TURKCELL CALISIYOR KAZANIYOR reye götürdüğünü açık- ça göstermiş oldu. Yu- nan muhalefet lideri Ka- ramanüs de Sımıtis gibi konuşmaktan gen kalmı- yor. Keza, planın başlıca mimarlanndan BM Ge- nel Sekreten'nin Kıbns Özel Temsilcisi Alvaro de Soto da Oxford Üni- versitesi'nde yaptığı bir konuşmada planın hazır- lanmasında yanılnldığını (Rumlarca) söylemek zo- runda kaldı. Enosis'i amaçlayanlann bu şekil- de değerlendirdiği ve te- oride Türklere Rumlarla eşitlık sağlar gibi görü- nen, ancak uygulamada eşitlığı yok eden Annan Planı'nin şımdikı halıy- le Türkler ıçın kabul edil- mesi elbette mümkün de- ğildir. Plan yasamada ve j'ürütmede Türklerle Rumlar arasında eşitliğe yer vermemektedir. Öme- ğin, Alt Meclıs'te çoğun- luğu oluşturacak Rumla- nn Türk çıkarlan aleyhi- ne karar almalan müm- kündür. Aynca, plana gö- re belirli bir süre içeri- sınde 100 bınden fazla Türk, yerlerinden olacak, 80 bin kadar Rum ıse gü- neyden kuzeye gelecek. Bu nüius hareketinin 200 bin nüfuslu Türktoplumu için ne gibi bır kargaşa yaratacağını, daha da önemlisi, toplumun na- sıl eriyip biteceğini dü- şünmek zorolmasa gerek. Zaten Enosis'i amaçla- yanlann düşüncesı, niye- ti de bu değil mı? Rumlan destekieyen çevreler şaşırtıcı bir umursamazhkla Kıbns sorununun çözümünün hukuksal değil siyasal ol- duğunu ıleri sürüyorlar. Uluslann güven içinde yaşayabılmeleri için te- melde hukuka dayanma- sı gereken dünya düze- ninde olaylara siyasal çö- züm aranmasınm zaten güvensiz olan uluslara- rası ilişkilerde büsbütün güvensizlik yaratacağı kuşkusuzdur. Öte yan- dan, çözüm arayışlannda geçmişteki acı deneyim- lerinden yakınan Türk ta- rafina AB' nin insan hak- lanna verdiğı önemi be- lirten Banh çe\Teler, Kıb- ns'ta geçmişte yaşanan olaylann AB içerisinde tekirarlanamayacağını söylüyorlar. Ancak. AB'nın ınsan haklanna ilışkin tutumunu vurgu- layan ülkelenn pek de uzak olmayan geçmişte Rumlann giriştiği ınsan- lık dışı olaylara ve başka yerlerdekı benzer olay- lara nasıl seyirci kalmış olduklannın unurulma- sını beklemek ve Türkle- nn geleceklerini güven- ce altına almak ıstemele- rinı yadırgamak, haklı is- teklennı önlemek ınsaf- sızlık olmaz mı? 1967/68 olaylan sıra- sında değerlı bır diplo- matımız Türkiye'nın Kıb- nsTa ilgili tutumunu şöy- le bır denklemle özetle- mıştir: 1. Önceleri "Ye^- lada bizimdir", 2. Sonra "^a taksim, ya ölüm", 3. Daha sonra (1967), "Tek çözüm konfederasyon- dur". Söylemeye gerek yok ki, Annan Planı'nin şımdikı yazılışı bu denk- leme 4. ayak olarak "Çö- züm EnoHs'tir" ifadesi- nı eklemeye elverişli du- nım yaratıyor. Kıbns üze- rine oynanan oyunlara, Türklen adadan şu veya bu şekılde temizleyerek Kıbns'ı Yunanistan'a kat- mayı amaçlayan ve bu yönde uluslararası des- tek gören Rumlara karşı Türk toplumunun hakla- nnı savunmak, Enosıs'ı önlemek için verdiğı çe- tin savaşta karşılaştığı güçlüklere, kendısine dı- şandan ve ıçenden yö- neltilen haksız, insafsız, yakışıksız suçlamalara karşın haklı "davamızı" sarsılmaz bır inançla ve onurla savunan Denk- taş'ın bu kararlı tutumu ve Türkiye'nin yapıcu uz- laşnncı desteği olmasay- dı, Kıbns şaşkın bataş- lanmız arasında çoktan elden çıkmış, Enosis ger- çekleşmiş olurdu. Bütün bunlara karşın bu değer- li insanımızın televizyon- lara çıkıp hâlâ biz Türk- lere davamızın haklı ol- duğunu anlatmak zorun- da kalışını üzüntü ve ib- retle ızliyoruz. PENCERE Okumaîmecesi... Ismaâ ERTEN Eğitimö K öyEnstitüleri'nde ni basılmıştır. serbest okuma sa- Şair .AB Yüce atlen vardı. Ser- cık bilgi için/ Tırmanma- Kurumsal HediyeCell 1 Kasım - 31 Aralık 2003 tarihleri arasında Turkcell'in şirketinize sunduğu t hediyelere puan değerinin yarısına sahip olabilirsiniz. I I Şirketinize kayıtlı hatlarınızla yaptığınız konuşmalarla. gönderdiğiniz mesajlarla ya da | kullandıgmız Turkcel! servisleriyle kazanacağınız hediyeler. puan değerinin yarısına sizleri | beklıyor. Örneğin. 6 ay boyunca 30 dakika şebeke içi ücretsız konuşma. 180.000 yerine | 90.000 Kurumsal HediyeCell puanı. Böylece Kurumsal HedıyeCell ile şimdi daha az | puanla ücrelsiz dakikalara. kısa mesajlara ve ücretsız GPRS servisine sahıp oluyorsunuz. t TURKCELL KURUMSAL HİZMETLER www.turkcell.com.tr kurumsal hizmetler serbest okuma sa- .atlen vardı. Ser- best okuma saatlerinde öğ- renciler yerli, yabancı kla- sikleri okur. tartışır, klasik- lerin özetinı çıkanrdı def- terine. Her öğrenci bir eği- tim öğretim yılında 8-36 arası kitap okurdu. Öğren- ciler okumaya yazmaya özendirilirdi. Köy Enstitüleri 'nin öm- rü alöyıl sürdü. On yedi bin mezun verdi. Okuma. üre- tim imecesinin uygulandı- ğı Köy Enstitüleri'nde yüz elliyi geçkin (öykücü, ro- mancı, denemeci, şair...) sanatçı yetişti: MehmetBa- şaran, Fakir Baykurt TaKp Apanrdm,Osman ŞahiaBa- hattin F«rtına_ ve daha ni- celeri... Köy Enstitüleri'nden Anadolu'yu aydınlatan çok çahşkan öğretmenler ye- tişti. Ben onlann öğrenci- si olmakla övünüyorum. Köy Ensn'tüleri'ndenül- kemizin en iyi örgütçüleri çıktı. Bu örgütlerle öğret- menler ayağa kalktı, karan- lığa karşı durdu. Kıyımla- ra, sürgünlere. öldürümle- re karşın yılmadılar, yiğit- 'çe direndiler. Federasyon, TÖS, TÖB-DER bayrağı- nı dalgalandırdılar. Köy Enstitüleri mezun- lan yukandaki özeîlikle- riyle bugün bile bizim için yine yüce dorukturlar. Ay- dınlık anıtlanmızdır. Tek örnektirler. Enstitülerde kitapla ek- mek yan yanaydı. Savaş- tepe Köy Enstitüsü'nde öğ- renci Hatice Kohıkısa'nın torbasında eknıekle Sop- hokks'in Antigone'si birliîc- tedır. Kitap Ankara'da ye- dık yokuş kovTnadım ben/ Saç döktüm ömür tüket- tim/Oğrenmeyedm'madım ben—" diyor. Bir Japon, yılda ortala- ma yirmi beş kitap okuyor. Türkiye'deyse altı kişi bir kitap okuyor. Gelişmiş ülkelerde bir kitap yüzbinlerce basılıyor. Türkiye'de birkaç bin... On- lann tüketimi de yıllarca sürüyor. Gazete okunmak için değil, bakmak için alı- nıyor ülkemizde. Daha da acı olanı gazete bir malın yan ürünü olarak veriliyor. Gelişmiş ülkelerde öğ- rencilerin sözcük dağarcı- ğı ilkögretimde 2000, Tür- kiye'de 500, ortaöğretimde 5000, Türkiye'de 2500 söz- cükten oluşmaktadır. Bu gerçeklerden yola çı- karak 2002-2003 eğitim öğretim yılında dersleri- min bir saatini serbest oku- ma uygulamasına ayırdım. Eylül ayında öğrencilerle ortak kitaplar aldık. Ser- best okuma saatinde her öğrenci yanında kitabmı getirdi. Hep birlikte sessiz- ce okuduk. On beş gün için- de okunan kıtaplann özeti çıkanlıyordu. Özetleri de- netliyor, öğrenciye okudu- ğu kitapla ilgili sorular so- ruyordum. Ayda bir bazı öğrenciler okuduğu kıtabı sınıfa anlatıyor, sınıfça ki- tap üzerinde tartışıyorduk. Yine ayda bir defterlere bir şiir yazıyor üzerinde ko- nuşuyorduk. Bazen de ben bir öykü, deneme okuyup tartışıyorduk. Şiir yazma oyunu oynuyorduk. Uygu- lama yıl sonuna dek sürdü. AKP'nin Yargıya Giiveni Yokmuş... Meclis Anayasa ve Adalet Komisyonu dokunul- mazlık dosyalannın görüşülmesini erteledi; ertele- nen dosyalarda kimlerin adlan geçiyor?.. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu . Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe... • Muhalefet komisyonda diyor ki: - Ertelemeye gerek yok!.. AKP yanıtlıyor: - VarL - Niçin?.. AKP'nin gerekçesi: "- Çünkü yargıda siyasallaşma var!.." Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu daha açıkça dile getirmiş: "- Erteleme nedeniyargıya güven konusunda dü- ğümlenmektedir." • AKP iktidan yargıya güveni olmadığını açıkça söylüyor... Peki, yolsuzluk dosyalan ne olacak?.. Iş, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e ve ötekilere gel- di mi, AKP'nin tutumu ilginç: - Yargıya güvenimız yok... Peki, halk ne yapsın?.. Denız kıyısında villası olan ensesi kalın mutebe- rin yakınması vaktiyle basında çok konuşulmuştu; sağdan soldan denize giren sıradan yurttaşlardan şikâyet eden herifi naşerif: - Efendim, dıyordu, halk denize akın ettikçe va- tandaşa yer kalmıyor. Ülkesathı mailineyayılmış mahkemelerdehergün mübaşirler halkı duruşmalara çağınyorlar; yargıç- lar, savcılar, zabıt kâtipleri hanl hanl çalışıyorlar; mahkeme kalemlen an kovanı gibi işliyor; avukat- lar cüppelerinin eteklerini savura savura adliye ko- ridoriannda bir aşağı bir yukan dolanıyoriar; kos- koca ülkede adalet çarkı dönüyor... Ancak bu çark AKP Hükümeti'nin Bakanlan dev- reye gıreceği zaman duruyor... - Neden?.. "- Yargı siyasallaştı.." - Yaaaa?.. "- Adalete güvenimiz yok!.." Bakanlannın yolsuzluk dosyalannı devletin ada- letine güveni olmadığını söyleyerek hasıraltı etmek isteyen AKP iktidannın yargının dışında yolsuzluk- lan nasıl kovuşturacağını açıklaması gerekmez mi?.. • İlginç bir dönem yaşıyor Türkiye... AKP iktidanna güven yok... Niçin?.. Takıyyeci mi?.. Değil mi?.. AKP'nin yargıya güveni yok... Niçin?.. Çünkü bu gerekçeyle AKP'li Bakanlann yolsuz- luk dosyalannın üstüne yatıyor... GeriyeMecliskalıyor... ..•:*>> %^% Meclis'e güven var mı?.. ' ' •* \'-'£g Halkın dörtte birinin oyuyla Meclis'in üçtö ikîsi bir partinin eline geçmişse, ortada bir çarpık seçim ol- madığını söyleyebilir miyiz?.. J Araştırmacı ;;: :: ^ gazeteci adaylarına çağrı Dünyayı ve Türkiye'yi tanıyan... Gelişmeleri izleyen, sorgulayan ve denetleyen... Meslek ilkelerine saygılu.. Toplumsal duyarhhk ve sorumluluk taşıyan... UğurMumcu'nun gazetecilik çizgisini devam ettirecek... Gazeteciler yetiştirmek amacıyla Araştırmacı Gazetecilik Kursu düzenlenmektedir. Şu anda bır yerde çalışmayan, 25 yaşını aşmamış, üniversite mezunu gençler arasından )üz yüze göriişmeler sonucunda seçılecek adaylara, karşılıksız bursla 3.5 ay kuramsal eğitim verilecek ve eğitimi başanyla tamamlayanlara basın kuruluşlannda mesleki deneyimlerim gehştirme olanağı sağlanacaktır. Vakfınuzdan alınacak başvuru dosyalannın J 17 Kasım 2003 Pazartesi günü saat 18:00'e kadar | Vakfa teslim edilmesi gerekmektedir. * I UÇIUIVRAŞTIRMACI 1 G *ZETECİlil> 1 PansCaddes No 14 Kavakiıdere, 06540 ANKARA Tel 'O312I417 T> 20 pbx Faks 03121417 57 46 e-posta umag@unag org tr vw/w urag crg tr Degedi Yazanmız, Eşsiz insan İSMET ZEKİ EYUBOĞLU'IIU Kaybettik. Acımız sonsuzdur. Say Yayınlan, Pencere Yayınları, Sosyal Yayınlar, DerYayınlan, Payel Yayınevi, Özgür Yayınevi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear