24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
- EKİM 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Migrenin ekonomik maliyeti Amerika ve Kanada'da 55 milyar dolan buluyor Katrilyordukbaşağnsınn birçok avantajı olacak. Örne- Erkek doğum kontrol ilacında • LONDRA(AA)- Avustralya'da denenen ük erkek doğum kontrol ilacınuı, testlerde yüzde 100 başanlı olduğu belirtıldi. Sydney'deki Araştirma Enstitüsü'nün \ araştırmasuıda, 55 : erkek üzerinde yapılan ve yaklaşık 1 yıl süren S denemelerde erkeklere testosteron ve projestinden oluşan ve kadınlann kullandığı I doğum kontrol j haplannda da bulunan hormonlann verildiği ve böylece sperm ürefiminin önlendiğı açıldandı. Bılım adamlan deneklerin hiçbirinde yan etkiye rastlanmadığını ve partnerlerinin de hamile kalmadığını vurguladı. Doktorlara görev yoklaması • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - îzmır Tabip Odası Genel Sekreteri Mustafa Vatansever, Türkiye genelinde kurulan "göre\ r yoklaması" sandıkJannda hekimlere iş güvencesinden yoksun çalıştınlma, Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasansı ve ek sağlık vergisiyle ilgili düşüncelerini ortaya koyacaklannı bildirdi. Vatansever, SSK Tepecik Eğitim Hastanesi'nde dün kurulan sandıklarda başlahlan uygulamanın, Türkiye genelinde düzenlendiğini belirtti. Ötanazi yanMartnın iMüm makinesi • BRISBANE(AA)- Avustralya'da ötanazi yanlılan, kullanımı çok kolay ve umutsuz hastalann yaşamına birkaç dakikada son verebileceği belirtilen bir makineyı tanıttı. j Plastik kaplardan I oluşan ve buruna ' takılan borulardan üflenen karbonmonoksit gazı yoluyla ölümün gerçekleşmesini sağlayan makınenin malıyerinüı 10 ila 13.5 dolar arasında olduğu ' belirtildi. Makineyi j yapan Sandra Mibıe, | "Mekanızmayı ! çalıştıracaksınız ve j gözlerinizi kapaüp ' uykuya dalacaksımz" dedi. 'Bebek Dostıf için hedef yıl 2004 olacak • ANKARA(AA)- , Sağlık Bakanı Recep i Akdağ, Türkiye'de ilk 6 " ayda bebeklere yalnızca anne sütü verilmesi oranının yüzde 1 3 olduğunu belirterek 2004 yılını tüm Türkiye'nin 'bebek dostu' olması konusunda hedef yıl ilan ettığini söyledi. Akdağ, Ador Altınel Oteli'nde, 'l-7Ekim Dünya Emzirme Haftası' dolayısıyla ( düzenlenen Bebek | Dostu Sağlık ; Kuruluşlan Ödül j Törenı'ne katıldı. Akdağ, Türkiye'de 6. ayını tamamlamış bebekler için yalnızca anne sütüyle beslenme oranının yüzde 1.3 olduğunu vurguladı. SAADETUSLU ANTALYA-Özellikle kadın- lann korkulu rüyası olan mig- renin tedavisi için araştırmalar sürüyor ancak etkin bir tedavi he- nüz bulunamadı. Toronto Üni- versitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. John Edmeads, nıtrik oksi- tin ağn gidermede heyecan ve- rici sonuçlannın olduğunu ama bunlann ilaç halıne gelmesinin yıllar süreceğini belirtti. Edme- ads, migrenin Kanada'ya eko- nomik maliyetinin 5 milyar do- lar, ABD'ye maliyetinin ise 50 milyar dolar (yaklaşık 75 katril- yon lira) olduğuna da dikkat çekti. Pfizer ilaçlan tarafından dü- zenlenen 4. Merkezi Sinir Sis- temi Günleri, Antalya Kremlin Palace Hotel 'de gerçeldeşririldi. 2-5 Ekim tarihlerindeki kong- rede, sosyal fobi, migren, şizof- reni gibi çok sayıda hastalık ele alındı. Bu yıl ilk kez uluslara- • rası katılımlı olarak düzenlenen i Türkiye'nin yarısından fazjası migren Cerrahpaşa Tıp Fakültesi nöroloji anabilım dahndan Prof. Dr. Aksel Siva, Türkiye'de erişkinlerin yansından fazlasının baş ağnsı sorunu yaşadığını, bunlann da yansını migren ve gerilim baş ağnsuıın oluşturduğunu söyledi. Migrenin görülme oranının kadmlarda yüzde 20, erkeklerde yüzde 10 olduğunu belirten Siva, hastalığın Türkiye'ye maliyetinin ise 200 milyon dolar olduğunu kayderti. ğin koroner kalp hastalan trip- tan alamıyor. Bu ortadan kalka- cak. Daha da heyecan verici olan beyindeki nitrik oksitin üretimi- nin engellenmesi söz konusu. Nitrik oksit damaıiardaki şjd- detH ağnya neden oluyor. Şu an- da araşürma safhasında damar- dan bir ilaç veriöyor. Burada 15 kişiden 14'ü ağn şikâyetinden kurtuldu. Ama ilacın oral for- munun piyasaya sürülmesi he- nüz söz konusu değiL Araştır- malar sürüyor. Botox tedavisi tarüşıhyor. Ancak yapılan çahş- malar iyi kontrol edilmemiş ça- üşmalar. Henüz söz konusu de- ğU. Cerrahi müdahak de tarüş- malı. Bazı kaslara lokal müda- halede bulunuluyor ancak geçi- ci etldleri var." Nedeni genler kongreye yaklaşık 700 hekim katıldı. Eski Amerikan Başağnsı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Edmeads, mig- ren olan hastalarda depresyon ve ank- siyete görülme ihtimalinin diğerlerine göre 3-6 kat fazla olduğunu, epilepsi, obsesif kompülsif bozukluk, inmeye meyilli olduklannı söyledi. Edmeads, "Anksiyete ve depresyonun nedenimig- ren değfl. Bütün bu hastanklara düşük seratonin neden oluyor" dedi. Ciinlük yaşamdakl sorunlar Migrenin günlük hayatta ciddi so- runlara yol açtığını da anımsatan Ed- meads, hastalann kendilerinde ağnyı tetikleyen şeyi (peynir, alkol, çikola- ta, koku gibi) belirleyip ondan kaçı- nabileceklerini de ekledi. Triptan etken maddeli ilaçlann mig- ren tedavisini büyük ölçüde değiştir- diğini de belirten Edmeads, bunlann yan etkılerinin çok düşük olduğunu söyledi. Prof. Edmeads, araştırmalar hakkında şu bılgileri verdi: "Araşürma safhasmdald yeni ilaçla- ! Migrene neden olan şeyin bo- j zuk genler olduğunu söyleyen Edmeads, hastalığın oluşum me- kanizmasını şöyle anlattı: "Genler kal- siyum kanallannı, kalsryum kanalla- n seratoninin üretimini etkiliyor. Bey- nin kökünde seratonin üretiİiyor. Se- ratonin yeterli olmadığı halde beynin korteksine pompalanrvor. Bu da kor- teksi duyarb hale getirerek elektrik- lenme ve basınç aröşı ile ağnya neden oluvor." Fizyoterapistlerin yalnız tedavide değil, psikolojide de ilişkileri düzenleyici olması gerekiyor Kötii gün dostu: Fizyoterapi tstanbul Haber Servisi - Spor Fizyoterapistleri Derneği Genel Sekreteri Fzt. Gül Baltacı, Türkiye'nin fizyoterapi ücretlerinin yüksek olduğunu belirterek "Buna karşın yapılan son çahşmalarla fizyoterapinin sigorta kapsamına ahnması için hazırlanan yasa tasansı Mectis'te beküyor" dedi. Fizyoterapi tedavisinde bilgi ve teknik bakımından dünya ile yanşan Türkiye, tedavi konusunda yeteri kadar bilinçli değıl. Uzmanlar, sporculann da bu konuda yeteri kadar bilgi sahıbi olmadıklannı belirtti. II. Ulusal Spor Fizyoterapistleri Kongresi Grand Cevahir Otel'de gerçekleştirildi. Kongreninjlk gününde düzenlenen "21. Yüzyüda Ülkemizde Sporcu Saguğında Neredeviz" konulu panelde konuşan Fzt. Baltacı, Türkiye'nin fizyoterapi tedavisinde bilgi ve teknik bakımından dünyayla hiçbir farkmın olmadığını dıle getırdi. Fizyoterapi billm dalı Fizyoterapi konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olunmadığına dikkat çeken Baltacı, "Fizyoterapi başlı başuıa bir bilim dah, bu nedenle fizyoterapistierin çok iyi biünçlendirilip eğitilmesi gerekfi" dedi. Fizyoterapı tedavı ücretlennin yüksek olduğunu ıfade eden Baltacı, yapılan son çahşmalarla fizyoterapinin sigorta kapsamına ahnması için hazırlanan yasa tasansının da Meclis'te beklediğini ifade etti. Milli Takım fizyoterapisti Abdurrabman Evin, fizyoterapistlerin sadece tedavide değıl, psikolojik anlamda da ilişkileri düzenleyici olması gerektiğini vurguladı. Spor yazan Deniz Gökçe de sporcularm bu konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını belirterek "Türkiye'de 600 kadar spor yazan var. ancak fizyoterapi konusunda doğnı bilgiye sahip olanlann sayısı 30 civannda'' dedi. ABD'de yapılan Bayanlar Futbol Dünya Kupası'nda yaşanan sakatlıklar fizyoterapinin önemini tekrar ortaya koydu. Sakadanan sporculann sağügına kavuşması için fizyoterapistiere büyük görev düştü. (Fotoğraf: AP) TOPLUMDAN PIŞLANIYORLAR AIDS hastalannı yemltına itiyor AIDS'den korunmanın yolunun hastalardan uzak durmak olmadığını anlatan uzmanlar, bu davranış şeklinin hastalan yeraltma ittiğine işaret ettiler. tstanbul Haber Servisi - AIDS'in bir suç ya da ceza değıl, bir hastalık olduğunu ve hastalıkla mücadelede daha bilimsel, sağduyulu ve insani adımlar atılması gerektiği belirtildi. HIV taşıyıcısı Y.O.'nun eğitimi nedeniyle çıkan tartışmalara tepki gösteren bir grup uzman, hastalann toplumdan dışlanmasına ve etik konusuna dikkati çekmek amacıyla Hotel Mercure Tepebaşı'nda basın toplantısı düzenledi. AIDS Savaşım Derneği Başkanı Prof. Dr. SeKm Badur, HTV taşıyıcısı Y.O.'nun eğitimi nedeniyle başlayan tartışmalann, AIDS'in bulaşma yollan kadar hastalığın nasıl bulaşmayacağını da öğrenmek gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi. Prof. Dr. Badur, hastalığın sosyal yaşamla bulaşmadığını \urguladı. Derneğin Yönetim Kurulu üyelerinden Dr. Muzaffer Fûıcancı da AIDS hastalannın, hastalıklan hakkında bilgi verme yetkilerinin kendilerinde olduğunu ifade etti. AIDS'den korunmanın yolunun hastalardan uzak durmak olmadığını anlatan Dr. Fincancı, bu davranış şeklinin hastalan yeraltına ittiğine işaret etti. Yine AIDS Savaşım Derneği üyesi Prof. Dr. Selma Karabey de Y.O.'nun etrafinda dönen tartışmalann, benzer durumdaki insanlann ürkerek gerekeni yapmalanndan alıkoyduğunu söyledi. Prof. Dr. Karabey, "Bazı bakanhklann, sivil toplum kuruhışlannın ve üniversiteterin temsilcilerinden oluşan Ulusal AIDS Komisyonu işlevini yerine getiremiyor. Komisyon Y.O. olayında da pasif kaldı" dedi. Hastalann tedaviye ulaşmasında da birtakım güçlükler yaşandığını anlatan Prof. Dr. Karabey, "Yapılan tedavinin hastahğın bulaşıcıhk oranını düşürmesi nedeniyle toplum sağbğı açısuıdan sosyal güvencesi olmayan hastalann tedavilerinin deviet tarafindan üstlenilmesi gerekryor" dıye konuştu. Eğltlm ekslkllğl Cınsel Eğitim ve Tedavi Derneği Yönerim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şahika Yüksel de Y.O. olayının, öğretmenler ve gazeteciler dahıl olmak üzere toplumun çeşıtli kesimlennın hastalıkla ilgili eksiklerini ortaya koyduğunu söyledi. Hastalık] nedeniyle ortaya çıkan aynmcılığa karşı çıkılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yüksel, "Hem Y. O.'ya, hem okuldaki diğer tüm çoculdara yaş gruplaruıa uygun olarak psikolojik destek venİmesi gerekiyor. Cezalara karşryım ama Y. O.'yu kim açığa çıkardıysa bunun sorumluluğunu taşunah" dedi. Marmara Ünıversıtesı (MÜ) Tıp Fakültesi Kan Merkezi ve Traniüzyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Bayık ise hastalığın bulaşma yollanndan birinin kan ve kan ürünlerinin kontrolsüz kullanırru olduğunu anımsattı. Prof. Dr. Bayık, şöyle konuştu: "Kanbağışıkaınpanyaİannda toplumsal bilinein \iiksebnesi ve herhangi bir risk taşrvan ldşinin kan bağışında bulunmamasryla güvenli kan elde edikbiür.*' Kapıda görünen kış ve antibiyotik merakıDr. MEHMET ERTÜRK Şu anda belki pek hissetmiyoruz ama kış geliyor. Havalar soğuyacak. bizler de açık mekânlar yerine kapa- lı yerleri tercıh etmeye başlayacağız. Işyerindeki odamızda ya da sınıflar- da pencerelerkapanacak, yürümekye- rine her ne kadâr kalabalıktan sıkıl- sak da üşümemek ya da ıslanmamak için otobüslererdolrnuşlara brneceğız. Sonuç olarak etrafimızı saran ve bi- zi enfekteiıasta etmek için sabırla bekleyen mikroskobik komşulanmı- za yani baktenlere ve virüslere gün dogmuş olacak. Otobüste hemen ya- nınızda hapşıran yolcunun ağzından fişkıran virüsler sizin solunum yol- lannıza büyük birkeyıfle yerleşecek- ler ve bu sefer de siz hapşırarak, ök- sürerek onlann başkalanru hasta et- mesinin aracı olacaksınız A ntibiyotik kullanmadan önce hastalığın nedeninin bakteri mi yoksa virüs mü olduğunu araştırmak gerekiyor. Antibiyotikler virüslere karşı tamamen etkisiz. Örneğin nezlenin nedeni virüsler, bir ton antibiyotik içilse dahi yok edilemiyorlar. Insanoğlunun bulaşıcı hastalıklar ile yaptığı savaşta en güçlü silahı an- tibiyotikler. Penısılinin bulunmasın- dan bu yana insanlık bakterilere kar- şı mücadelelerinde neredeyse hep ga- lip çıktı. Daha önceleri salgınlara ne- den olup yüz binlerce insanın ölme- sine neden olan birçok hastalık. tes- lim olmuş bir şekilde kendi köşesı- ne çekildi. Antibiyotikler bakterileri yok ederek ya da üremelerine engel olarak hayat kurtardılar. Bu noktada aslında söz konusu olanın bir tür ya- nş olduğunu da soylemek lazım. Bak- teriler de bu savaşta kendılenne gö- re bir stratejı ürettiler ve antibiyorik- lere karşı direnç kazanmayı öğrendı- ler. Tıp bugüne kadar her defasında yeru birantibiyotik üreterek önde kal- mayı hep başardı. Doktorlar da elle- rindekı silahlan ekonomik kullan- malan gerektiğini anladılar. Bir has- talık ile karşı karşıya kaldıklannda en etkili ilacı kullanarak bakterilerin di- ğerlerine karşı direnç gelıştirmesine karşı önlem almaya çahştılar. Ama bir de virüsler var Antibiyo- tikler virüslere karşı tamamen etkı- sız. Örneğin nezlenin ya da gnbin nedeni virüsler, bir ton antibiyotik içilse dahi yok edilemiyorlar. Bu tıp hastalıklarda yapılması gereken an- neannelerimızın taktiği ile hareket etmek. yani dinlenmek. bol sıvı almak ve beklemek Virüslerin neden oldu- ğu bir hastalıkta doktora danışma- dan alınan antibiyotikler bakterilerin ekmeğıne yağ sürüyor ve direnç ge- lişmesine neden oluyorlar. Aynı şey bir bakterinin neden olduğu bir has- talıkta o bakteriye karşı en etkili an- tibiyotiğin kullanılmaması durumun- da da yaşanıyor. Dediğim gibi kış ge- lıyor. Kalabalık ve kapalı bir mekânda hastalık ile karşı karşıya geleceksiniz ya da çocuğunuz birgün okuldan ate- şı çıkmış bir şekilde dönecek Böyle bir durumda ilaç dolabınızda beklet- tiğinız antibiyotik kutusuna doğru yönlenmeyin hemen. İnanın bana. bu dünyanın bızden çok daha yaşlı sa- kinleri olan bakterilen çok memnun edersiniz bu hareketinizle Onun yerine bir doktora başvurun Bihyorum "... burası Türkiye!'' ama bunu deneyin en azından Bir kere nedenın bakteri mı virüs mü ol- duğu anlasılsın Bakteri ise en doğ- ru antibiyotik seçilsin. Virüs ise gerek- li destekleyıcı tedavi düzenlensin tlaç fırmalarının cırolannda belli bir düşmeye neden olacaksınız şüphesiz ama.. doktorlann gerçekten üıtiyaç duyduklannda kullanacaklan silah- larının sağlam ve etkin kalmasına da katkıda bulunacaksınız İnanın bana böyle daha çabuk ıyileşırsiniz. mehmeterturk(a superonline.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear