24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2003 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızli > V Y Y Y Y PB PB 29 30 32 26 30 32 32 32 Sırop PB 27 Adana A 32 Zonguldak Y 28 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas PB PB PB Y Y B PB 29 26 26 30 30 29 27 A 29 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıırt Hakkân Van A A A A A B B 31 29 31 31 29 26 22 B 18 Yurdun batı kesım- len parçalı çok bulutlu, Marmara, Kuzey Ege ıle geç saatlerde Batı Karadenız'ın batisı. Ankara ve Eskışehır çevrelen sağanak ve gok gurüttulu sağanak yağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı bu- tun yurtta artmaya de- vamedecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y Y PB Y Y Y Y Y 1Ü 11 10 15 14 11 15 11 Münıh Y 10 Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y Y PB Y Y 15 11 17 13 15 21 21 30 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiftis Kahıre Şam Y PB B Y PB Y B A A 14 17 15 22 24 10 16 31 33 Taşkent •Tahran Açık Parçalı bulutlu t Çok bulutlu . Yağmurlu Sulu kar ı Gok gurultulü M. Ali Aybar'ı anma sempozyumu Ordu-siyaset ilişkisi tartışıldı İstanbul Haber Servi- si - Ordunun, Türk toplu- munun en çok güvendiğı kurumlann başında geldi- ği ve 1992 yılından bu ya- na yapılan kamuoyu araş- tınnalannda, en az yıpra- nan kurum olduğu belır- tildi. Tarih Vakfi'nca Meh- met Ali Aybar anısına dü- zenlenen. "Toplumun Orduya Bakışındaki De- ğişim" konulu sempoz- yumun sabahki oturu- munda konuşan tarihçi Mete Tunçay ordunun "Batılı anlamıyla laik" olması gerektiğini söyle- di. Ordu ile gençlik ilişki- sinı ele alan gazeteci Ay- dın Engin, gençliğin or- duya bakışının ideolojik yansısının Kemalizm'e bakışı olduğunu savundu. 27 Mayıs ve 12 Mart dar- beleri arasındaki dönem- de ordunun gençliğe ba- kışını "bizim çocuklar yaklaşımı" olarak nite- lendiren Engin, "12 Mart'tan itibaren bir şeyler değişti. Gençlik bizim çocuklar olmak- tan çıktı ve 1980'lerege- lindiğinde bir karşı ta- raf, düşman konumu kazandı" dedi. Tarihçi Ilhan Tekeli, sempozyumdaki konuş- masında, toplumun ordu yönetimine karşı olması- Başvurular yarın bitiyor Ekyerleştirmede tercihlere dikkat Eğitim Servisi - Ge- nel yerleştirmede her- hangi bir üniversiteyi kazanamamış öğrenciler için son bir şans daha: Ek yerleştirme. Devlet,vakıf,KKTCve yurtdışı üniversitelerinde- ki toplam 110 bin 51 kon- tenjan açığı için başvuru- lar 7 Ekim'de bitecek. Uz- manlar, adaylan dikkatli tercih yapmalan konu- sunda uyardılar. Fen Bilımleri Merkezi Koordinatör Rehber Öğ- rehneni Cihan Yeşilyurt, ek yerleştirmenin iyi bir firsat olduğunu vurgula- yarak "Ancak adaylar, kesinlikle okumayı dü- şündükJeri programlan tercih etmeliler.Aksi du- rumda, yani kazanıpda kayıt olmayı ve gitmeyi düşünmedikieri prog- ramlara yerleştirildikle- rinde, 2004-ÖSS'de pu- an kayıplarının büyük olacağını unutmamalı- lar" dedı. Yeşilyurt, aday- lann ek yerleştirmede dikkat etmeleri gereken diğer noktalan ise şöyle açıkladı:"Ek kontenjan- da tercih sayısı 8 oldu- ğundan tercih listesinin oluşturulmasının ritiz- likJe yapılması gereki- yor. Adaylar, mutlaka uzmanlara danışsınlar. - Adayiarın aldıklan puanın tercih edecekle- ri bölümün puanıyla eşit ya da o bölümün pu- anından yüksek olması gerekiyor. Örneğin, sa- yısaldan 298.000 puan almış olsun. Kılavuzda yer alan Anadolu Üni- versitesi Biyoloji Bölü- mü'nün puanı 298.082 olduğundan bu bölümü tercih listesine yazamaz. Yazarsa geçersiz tercih olur." Okullaşma oranında çok gerideyiz Yükseköğretimin ötekiyüzü ANKARA (AA) - YÖK Kanunu'nda yapı- lacak değişikliklerin tar- tışma konusu olduğu Tür- kiye "de, resmi veriler. yükseköğretimdeki okul- laşma oranının hâlâ çok gerilerde olduğunu, üni- versitelere devlet yardı- mının giderek düştüğünü, öğretim elemanı açığının da büyüdüğünü gözler önüne seriyor. Maliye Bakanlığı Büt- çe ve Mali Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Dr. Ahmet Kesik'in "Yük- sek Öğrenimde Yeni Bir Finansman Modeli Önerisi: Bütünsel VIo- del" konulu araştırması, Türkiye'de yükseköğre- timde yaşanan gelişmele- ri ve dünyayagöre hangi noktada bulunduğunu or- taya koydu. Türkiye'de yükseköğ- retimdeki okullaşma ora- nı 1950-51 öğretim yılın- da yüzde 1.3 seviyesin- deyken. bu oran 1985-86 döneminde yüzde 10.7'ye, 1990-91 döne- minde 15.7'ye, 2000'le- rin başında ise 27.4'e u- laştı. Böylece yüzde 31 'lik hedefin gerisinde kalındı. Yükseköğretimdeki okullaşma oranı Fran- sa'da yüzde 51, Alman- ya'da yüzde 46, ABD'de yüzde 81, Kanada'da yüz- de 88, Japonya ve İsrail "de yüzde 41, Güney Kore'de de yüzde 52. Bu oran, Mı- sır'da yüzde 20, Hindis- tan'da ise yüzde 7. Prof. Tunç Erem, AKP'yi rektörler üzerinden siyaset yapmakla suçladı Hükümetin göstermelik adımı na rağmen kamuoyu yok- lamalannda ordunun en güvenilen kurum olarak çıkmasının ikircikli oldu- ğunu vurguladı. Öğleden sonraki otu- rumda söz alan araştır- macı- yazar Tarhan Er- dem, "Ordu, öteki ku- rumlara oranla en az yıpranan kurum. Ordu- ya CHP'lilerin yüzde yüzü güveniyor. CH- P'nin, uzak solu ve uzak sağındakilerde ise bu o- ran azalıyor" dedi. Ressamlann orduya ba- kışını ele alan toplumbi- limci Ali Akay da, "Res- samlann orduya bakışı giderek daha nükteli ha- le geldi. Sanat da kendi içinde değişime uğradı" dedi. Gazetemiz çizerle- rindenBehiçAkıse dün- yanın her tarafında ordu- nun, konumu gereği kari- katürleştirmeye çok uy- gun bir kurum olduğunu dile getirdi. Gazetemiz yazarlann- dan Oral Çalışlar da ko- nuşmasmda, basmla ordu arasındaki ilişkinin, ordu- nun iktidar içindeki ağır- lığının artmasına paralel olarak inişli çıkışlı bir hat izlediğini anlattı. Çalışlar "Özellikle askeri darbe- ler döneminde medya- nın askeri yönetimlere bağhlığı artmıştır" dedi. MAHMUT GÜRER ANKARA - Marmara Cni- versitesi Rektörii Prof. Dr. Tunç Erem, hükümetin, "YÖKTaslağı'nı Üniversite- lerarası Kurul'la beraber ha- zırüyoraz" mesajı vererek rek- törlerin üzerinden siyaset yap- tığını söyledi. Erem, "Biz or- tak toplantılarda tasfiye fa- lan konuşmadık. Eski tasla- ğın üzerinde ba/ı değişiklik- ler ö'ngörüyorlar ve bunu bi- zimle konuşmuş gibi gösteri- yorlar" dedi. Erem, gazetemizeyaptığı açık- lamada, AKP'nin YOK taslağını rektörlerle birlikte hazırladığını söylediğini ancak taslak üzerinde değişiklikler yaptığını kaydetti. ÜAK'nin bu taslağı tamamen reddettiğini ve "üzerinde çalışı- lamaz" bulduğunu anımsatan Erem, "Biz kesinlikie mevcut taslak üzerinde bir çalışma yapmıyoruz. Dolayısıyla kadro tasfiyesinin iptal edilmesi diye bir şey de yok" diye konuştu. Hükümetin ÜAK'yi hiçe saya- rak daha önce hazırladığı taslak üzerinde çeşitli değişiklikler yap- mayı sürdürdüğünü vurgulayan Tunç Erem, "Esld taslağı almış- lar, onun üzerinde bazı değişik- likler öngörüyorlar ve bunu bizle konuşmuş gibi gösteriyor- lar. Bu komisyonu hiçe saymak- tır" diye konuştu. Hükümetin bu yolla YÖK tas- lağımn üniversitelerin görüşleriy- le hazırlandığı izlenımini yayma- ya çalıştığına dikkat çeken Erem, "Resmen üzerimizden siyaset yapıyorlar" dedi.MEB bürok- ratîan ve Başbakanlık danışman- lanndan ojuşan çalışma komis- yonunun, ÜAK komisyonuna hiç damşmadan kendi istemi doğrul- tusunda mevcut taslak üzerinde değişiklikler yaptığını anlatan Erem, "Hükümet bizim toplan- tılanmızı hiç umursamadan,siJ baştan uygulamalar yapıyor. Öyleyse biz niye toplanıyoruz ki" görüşünü dile getirdi. Müjdeyi galada duydıdarI Baştarafı 1. Sayfada daoyuncularla gönül birlıği or- tamı oluştuğunu ve güzel bir fihn ortaya çıkarmaya çahştık- lannı anlattı. Filmin başansını öğrendi- ğinde gözyaşlannı tutamayan oyuncu Lale Mansur ise "Karşılaşma"da yer almak- tan bü>oik keyıf aidığını söyle- di. Oyunculardan Uğur Polat ise Ömer Kavur'un mükem- mel bir insan ve yönetmen ol- duğunu vurgulayarak filmde tüm ekibin çok uyumlu çalış- tığını vurguladı. "Umut Veren Genç Yete- nek" seçilen ve filmin en önemli karakterlerinden biri olan "Osman"ı canlandıran 18 yaşındaki tsmail Hacıoğlu da önemli sanatçılarla bir ara- da olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. "Gülüm" fılmindeki rolüy- le "En tyi Erkek Oyuncu" ödülüne layık görülen Tarık Akan ise 13 yıl aradan sonra Altın Portakal heykelciğine ye- nidenkavuşru. "Suçlu","Ma- den", "Pehlivan", "Üçüncü Göz", "Karartma Geceleri" Ödül törenine katılan sanatçılara yurttaşlar büyük ilgi gösterdi. (Fotoğraf:AA) filmleriyle de ödüllendirilen Akan, "Gülüm "le heykelciği 6. kez elde etti. Unutulmaz ikili Türkan Şo- ray ve Kadir İnanırı yıllar sonra buluşturan "Gönderil- memiş Mekruplar" da festi- valden eli boş dönmedi. Bu filmdeki rolüyle "En tyi Yar- dımcı Erkek Ovuncu" ödü- lünü Aytaç Arman kazandı. Yıldınm Önal Anı Ödülü Eş- ref Kolçak'ın olurken Yaşam Boyu Onur Ödülleri, yönet- men Tunç Başaran, yapımcı Kadri Yurdatap, görüntü yö- netmeni Rafet Şiriner ile sine- ma sanatçılan Tanju Gürsu, Süleyman Turan, Muhterem Nur ve Çolpan tlhan a veril- di. Ödülünü alırken heyecan- dan uzun süre konuşamayan ve gözyaşlanna hâkim olamayan Çolpan Ilhan, "Oyuncu ol- mak kolay, uzun soluklu ve gerçek oyuncu olmak zor. Ama güzel olanı da bu. Altın Portakal bizim sanat hayatı- mızda çok önemli bir itici güç oldu" diye konuştu. Çağdaş üniversite için çağn H Baştarafı 1. Sayfada sitesi (ODTÜ) Öğretim Eleman- lan Derneği, Samsun Akademik Elemanlar Derneği, UÜ Öğretim Üyeleri Derneği ve Trakya Üni- versitesi Öğretim Elemanlan Derneği'nin temsilcileri Bur- sa'da, ortak bildiri yayımladı. Öğretim üyeleri adına açıkla- ma yapan Prof. Dr. Aytaç, Milli Eğitim Bakaru Hüseyin Çelik'in, iki hafta içinde derneklerin gö- rüşlerini bildirmelerini istediğini hatırlatarak derneklerin grup grup toplanıp bu konudaki görüş- lerini, ilk önce kamuoyuna duyu- rup sonra ortak bir ilke doğrultu- sunda bakanlığa ileteceklerini söyledi. Prof. Dr. Aytaç, YÖK ile ilgili tartışmalann, 12 Eylül sürecinin bir uzantısı olarak gündemde durduğunu ileri sürerek şunlan kaydetti."Var olan yasa taslak- larının ortak özelliği, Türki- ye'de yükseköğrenim hizmetle- rinin özelleşririlmesini amaçla- yan uluslararası hukuki düzen- İemelerle uyumlu neoliberal politikalann hayata geçirilme- sine yöneük olmasıdır. Öğre- tim elemanlan dernekleri, Mil- li Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile 27 Eylül'de yapılan toplantı sonrasında ortak çözüm üret- me süreçlerine yeterh" bir kat- kının yapılamayacağını anla- mış bulunmaktadır. Yükseköğ- retimde firsat eşitliği anayasal bir haktır. Yükseköğretim pa- rasız olmalıdır. Yükseköğretim Yasası, bilim özgürlüğünü gü- vence altına almalıdır. Öğretim elemanlan dernekierinin ilke- lerini bir bütün olarak içerme- yen çalışmalar, ortak çalışma ve eylemlilik alanı olarak kabul edilmeyecektir." Yasa taslağında, üniversitelerin siyasallaştınlmasının hedeflendi- ğini savunan Aytaç, YÖK üyele- rinin yansının hükümet tarafin- dan atanması ve yeni kurulan üni- versitelerin rektörlerinin doğru- dan başbakan tarafindan belirlen- mesini öngören taslağın, üniver- siteler üzerinde baskı kurulması- na yo) açabileceğini öne sürdü. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Elemanlan Derneği Başkanı Çetin Göksu da, yasa hazırlanma sürecinin de- mokratik olması gerektiğine işa- ret ederek bireysel olarak görüş- lerini açıklayan rektörleri ve ba- kanhğın yaptığı çalışmalan, de- mokratik ve yeterli bulmadıklan- m bildirdi. Eğitiııı 6 gecekonduya' gırmiyor BAHAR TANRISEVER ANKARA - Ankara Üni- versitesi Kadın Sonınlan Araştırma ve Uygulama Mer- kezi'nin (KASAUM) yaptığı araştırma, Ankara'nın gece- kondu bölgelerinde yaşayan her 5 kadından birinin oku- ma-yazma bilmediğini ortaya koydu. Kadınlann okumama nedenleri arasında ilk sırada "ailenin izin vernıemesi" gelirken, öğrenme gereksini- mi duyanlann oranı yüzde 85.4 olarak saptandı. Araştır- maya göre kadınm eğitim du- rumu yükseldikçe ailenin ge- liri artarken sahip olunan ço- cuk sayısı da düşüyor. KASA- UM'un Ankara'daki gece- kondu bölgelerinde, okuma- yazma bilmeyen işsiz kadın- lann belirlenmesi için geçen sene yaptığı araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. 15 ge- cekondu mahallesinde, 1975 kadına anket uygulanan araş- tırmadaki saptamalardan ba- zılan şöyle: • Okumaz-yazmaz kadın oranı yüzde 18.8 olarak belir- iendi. 5 kadından 11 okuma yazma bilmlyor Buna göre gecekondu böl- gelerindeki her 5 kadından bi- ri. okuma-yazma bilmiyor. Okula devam etmeme neden- lerinin başında yüzde 28.9 oranı ile ailenin izin verme- mesi geliyor. Bunu maddi so- runlar, bulunduğu yerde okul olmaması ve kendisinin iste- memesi izliyor. • En fazla okumaz-yazmaz kadın yüzde 23.2 oranıyla Al- tındağ'da bulunuyor. Bunu, Çankaya, Mamak, Keçiören ve Yenimahalle ilçeleri takip ediyor. Okur-yazar olmayan kadınlann yansmdan çoğu köy doğumlu. Kentte kalış sü- resi arttıkça okuryazarlık ora- nı da yükseliyor. • Kadrnlann yüzde 37.7'si- nin 1-2 çocuğu, yüzde 47.8'nin 3 ve daha fazla çocu- ğu bulunuyor. Bu kadınlann çocuklannın okula gidememe nedenleri içinde önceliği has- talık alıyor. Bunu ekonomik sorunlar izliyor. Her 20 ço- cuktan biri ekonomik sorun- Iarla okula gönderilemiyor. Ancak ilkokul sonrası eğitim- li anneye sahip okumaz-yaz- maz çocuğun olmaması dik- kat çekiyor. • Ailelerin yüzde 56'sı as- gari ücretten az bir gelirle ya- şamını sürdürmek zorunda. Eğitim durumu yükseldikçe ailenin geliri de yükselirken, çocuk sayısı düşüyor. • 15-65 yaş arasındaki ka- dınlann yalnızca yüzde 16.7 si gelir getirici bir etkin- likte bulunuyor. Evde gelir getirici iş yapan kadınlann büyük bölümü ilkokul me- zunları ve okumaz-yazmaz- lar. Çalışanlann yaklaşık dörtte üçü, 200 milyondan da- ha düşük bir ücret alıyor. Iş arayanlann yansmdan fazla- sını okumaz-yazmazlar ile il- kokul mezunlan oluşruruyor, Kadınlann yüzde 27.7'si hiç- bir sosyal güvenceden yarar- lanmıyor. • Kadınlann yüzde 33. 2'si mahallelerinde kurs olup ol- madığmı bilmiyor. "Okuma- yazma öğrenmeyi ister misi- niz" sorusuna kadınlann yüzde 49.3'ü olumlu yanıt ve- riyor. "Okuryazar olmama- nın sıkınfısını çekiyormusu- nuz" sorusuna ise yüzde 85.4 oranında "evet" yamtı geliyor Öğrenmeyi Istemlyorlar • Okuryazar olmayan ka- dmlann yansı okuma-yazma- yı öğrenmeyi istemiyor. Ka- dınlann yaşam beklentisinin düşük olması ve "çoluk ço- cuk sahibi yetişkin kadınla- nn eğitim görmesine yöne- lik olumsuz görüşler" ka- dınlann öğrenme isteğinde belirleyici oluyor. Başarısız- lık korkusu da öğrenme ko- nusundaki isteksizliğin önem- li bir nedenini oluşturuyor. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada "Korkulan olmadı..." "Türkiye kazandı..." "YSK, tercihini istikrardan yana koydu..." Yazının başhğında "duble istikrar" vurgusu yap- mamızın nedeni şu: Siyasi sonuçları olan kritik biryargısal karar, ik- tidarla muhalefeti genellikle karşı karşıya getirir. Birinin lehine olan, ötekinin aleyhinedir. Bu kez öyle olmadı. Hem AKP'nin hem CHP'nin arzu et- tiği yönde karar alındı. Tek partili iktidar ve tek partili muhalefet sonuç- tan memnunsa, bunun adına duble istikrar den- mez de ne denir? CHP, durumu genelledi. 3 Kasım seçimlerinde başından beri hata yapıldığı, bu süreçte de ne ka- rar alınırsa alınsın, hatanın düzelmeyeceğini vur- guladı. Özetle, ortadan gitti, çevirseçimi yanma- sın! AKP, 29 Eylül'de Yargıtay'ın DEHAP kararmı onamasının hemen ardından kıyameti koparmış- tı. Kıyamet 3 gün sürdü, sonra cennet! YSK top- lantısını sakin izleyen AKP'liler istiflerini ve Anka- ra dışı programlannı bozmadılar. Demek ki sonu- cu üç gün önceden gördüler! Hemen açalım, "gördû/er"sözcüğü "tahminet- tiler" anlamında, başka bir anlamda kullanma- dık... Parlamento dışında olup karardan doğrudan et- kilenen tek parti DYP. Onların beklentileri, barajın iptal edilmesi, DEHAP oylarının devre dışı bırakı- lıp barajın yeniden hesaplanmasıydı. YSK bunu da reddetti. İlk demeçlerden anladığımız kadarıyla DYP işi yargıda değil, siyaserte çözme kararı al- dı. DYP'lilerden önümüzdeki dönemde şu tür de- meçler gelebilir: "Bu hükümet meşru değildir... Hileli oylann üze- rinde kurulmuş bir parlamentoyu içinize nasıl sin- diriyorsunuz..." İstikrar tekeline doğm! Ikinci bölümü YSK toplantısına ayıralım... O ün- lü askeri deyimi, seçime uyarlarsak şöyle diyebi- liriz: Seçimin başında yapılan hata, sonuna kadar devam eder! 3 Kasım öncesinde ve sonra çok kritik YSK ka- rarları oldu. Başkan Tufan Algan, her karar önce- sinde ufkunu geniş tuttu ve atılacak adımların ge- tireceği sonuçlara da bakacaklannı söyledi. Alına- cak karardan etkilenenleri de düşündüklerini vur- guladı... Bütün bunlar kafalarda şu soruyu sürek- li çengelli bıraktı: - Acaba YSK karar alırken salt hukuk pencere- sinden bakmıyor mu? Genç Parti'nin seçime girişi tartışmalı oldu... Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkeme- si kararının gecikmesi nedeniyle, parti genel baş- kanlığı sıfatını kullanması tartışmalı oldu... DEHAP'ın seçime katılması tartışmalı oldu... Fadıl Akgündüz'ün aday olması tartışmalı ol- du... Bu kadar derin tartışmadan çıkan tek yararlı şey belki de Akgündüz'ün aday yapılmasıydı. Yapıl- masa, Türkiye'ye gelmeyecekti ve cezasını çek- mesi için cezaevine konmayacaktı! YSK üyeleri önceki gün toplantıya girdiklerinde 287 adet başvuruyu ayrımlayıp önlerine koydular. Tümünü 6-1 reddettiler. Son anda bir değişiklik ol- mazsa, karar gerekçesi bu hafta açıklanacak. Ku- rul üyelerini bu karara iten nedenler önümüzdeki günlerde de tartışılacak. Her ne kadar kimileri bu tartışma bitmiştir diyorsa da pek öyle görünmü- yor. Türkiye'de istikrarın bozulmasını aklı başında hiç kimse istemez. Biz de kesinlikie arzu etmeyiz. Ancak, istikrar bozulmasın diye hukuku bir kena- ra koymaya girişirseniz, bunun sonu gelmez. İs- tikrar tekeli oluşur. "fien gidersem, istikrar da gi- der. O beni çok sevdi, benden aynlmak istemiyor. Türkiye tercihini yapsın; ya ben ve istikrar ya ka- os" naraları atılır. Devamı da şöyle gelir: Ülkenin ne önemi var, mühim olan istikrar! ankcum@ttnet.net.tr Erdoğan'dan sezer'e eleştiri 2 bin kararnamenin bin tanesiçıktı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partısinin il başkanları toplantısında Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'i eleştirdi. Erdo- ğan, Çankaya Köşkj'ne 2 bin atam» kararnatnesi gönderdiklerini aııcak bunlann yalnızca bi-ı ta- nesinin çıktığım, bij ko- nuda sıkıntılı olduklJnnı söyledi. AKP il başkanlan.par - tinin 12 Ekim'de y a l cak 1. Olağan Kongresi öncesindt doğan'ın başkanh^nda parti genel merke/,nfje bir araya geldi. Yakaş^ 5.5 saat süren topla'tıda Erdoğan'ın, il başk,nla- nna, yerel seçimlen jljş- kin uyanlarda buluıdu. ğu, kimseyle polenjğe girmemeleri talimat \er- diği öğrenildi. Erdiöan; il başkanlanndan ereî seçimlerde yüzde Sruif, üzerinde oy alacak ;«1Q]_ de çalışmalannı istedi. Toplantıda, il başkan- lannın bürokrasiden ya- kınması üzerine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i eleştirdi. Köşk'e 2 bin atama ka- rarnamesi gönderdikleri- ni ancak bunun bin tane- sinin çıktığım belirten Er- doğan, bu konuda kendi- lerinin de sıkıntılı oldu- ğunu söyledi. MKYK'ye 10 kadın, 4-5 bakan ve 2- 3 il başkanı alacağını kaydeden Erdoğan, il başkanlanna MKYK'de hangi isimleri istedikleri- ni belirtmeleri için form dağıttı. Erdoğan, teşkilat- lardan il başkanlannın sorumlu olduğunu, mil- letvekillerinin sorunlann parçası haline getirilme- mesini istedi. Bazı il baş- kanlannın bakanlann programlanndan haber- dar edilmediklerini söy- lemeleri üzerine Erdo- ğan, toplantıda bulunan bakanlan uyardı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear