24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 6 EKİM 2003 PAZARTESİ 4 HABERLER DSPriiyeni programı • .VNKURA (ANKA) - DS? Gerel Başkanı Bülent Ecevit, DSP'nin yenilenen prop^ırau açıkJıyor. DSP Gerel Sfta-eteri Süleyman YağLz yaptığı yazılı açıklamaJa, cumartesi günj para meclisüıde günr«llejririlen parti prograıruıın bugün Tes-îş Sendıkas'nda Ecevit'in başlanJıi edeceği bir toplıntı ile açıkJanacağıru biîdırdi. Yağız, yeni programının, "Değişen DünvaveTürk DSP'nin Güncelle^en Prograrru: 2003" actnıı taşıdığım bildrdı. Mustafa Öztaşkın yenkten başkan I Istanbul Hasber Servisi - Petrol-Iş Sendikası 24. Olağan .Merkez KongTesinde. genel başkanlığa Mustafa Öztaskın veniden seçildi. Petrol-lş'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, 250 deJegenin oy kullandığı kongrede. Genel Merkez Yönetım Kurulu üyeliJderine de Genel Sekreter Mustafa Çavdar, Genel Mali Sekreter Adnan Özcan, Genel Orgütlenme ve Eğitim Sekreteri Ismet Yiğit ve Genel Yönetim Sekreteri MehmetGüray seçildi. Vekile Kürsü 1 dokunıdmazJığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun hazırladığı 50 maddelik anayasa paketinde, milletvekili dokunulmazlıkl annın sınırlandınlması da bulunuyor. TBMM'nin yeni yasama yılına başlamasıyla milletvekili dokunulmazlıklannm araştınlması için oluşturulan komisyon da çahşmalanna başlayacak.. 3hastaneye soruşturma • ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Adalet ve Sağlık bakanlıklanna bir yazı göndererek trafik kazasında yaralandıktan sonra hastane hastane dolaştırılması sonucu yaşamını kaybeden 8 yaşındaki Zeliha Dursun'un ölümüyle ilgili olarak özel Laçin ve Ensar hastaneleri ile Şişli Etfal Hastanesi yetkilileri hakkında soruşturma başlatılmasını istedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Zeliha Dursun'un ölümüyle ilgili olarak"Hata varsa sorumlulan hakkında gerekenleri yaphracağım" dedi. Hisarcıklıoğlu, geçmişteki otorite boşluğunda Türkiye'nin çok ağır bedel ödediğini söyledi 'Irak'taahllı davranalım'LEYLAÇE\İK GtRNE - Türkiye Odalar ve Borsalar Bırliği (TOBB) Başka- nı Rifat Hısarcıklıoğlu. Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) se- çimlerin iptal edilmesine iliş- kin önceki gün verdiği karan bundan sonra tartışmanın ülke- ye zarar vereceğini söyledi. Irak'a asker gönderme konusu- na da değinen Hisarcıklıoğlu, "Irak'taki otorite boşluğunun bedeiiniTürkiyeçokağırödedi, şimdi akıUı olup bu bedeii öde- mememiz laatır diye konuştu. Kıbns Türk Sanayi Odası ta- rafindan düzenlenen "4. Yerli Mallan Fuan"nın açılışına TOBB yönetimi ve üyeleriyle birlikte katılan HisarcıkJıoğlu, ziyarerinin son gününde bir de- ğerlendirme toplantısı yaptı. Ga- zetecilerin sorulannı yanıtlayan • Kıbns Türk Sanayi Odası tarafından düzenlenen "4. Yerli Mallan Fuan" açı- lışma katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ziyaretinin son gününde bir değerlendirme toplantısı yaptı. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bölgedeki otorite boşluğu nedeniyle uğradığı kayıplan hatırlatarak, "Önümüzdeki dönem de akıllı olup bu bedeii ödemememiz lazım" dedi. Hisarcıklıoğlu. Türkiye'nin ilk defa bu kadar uzun süreli bir is- tikrarprogramı uyguladığını be- lirterek sözlerini şöyle sürdür- dü: "YSK'nin kararından son- ra Türkiye'de yeni bir tarüşma açılmaması Jaam. Bunu açnğı- mızanda ülkemizezararveririz. Enflasyon 1976'dan beri ilk de- fa bu kadardüşfü 2002-20031e- ki diğer bir dönüm noktası da Türki\e'deki büyümeyi ilk defa özei sektörün sağlaması oldu." Siyası kararlardan çok eko- nomik kararlara önem verilme- si gerektiğini belirten Hisarcık- lıoğlu, 5 milyon işsizın bulun- duğu Türkiye"de yatınm orta- mının iyileştirilmesi gerektiği- ni söyledi. Gerekli iyileştirme- ler yapılmadan yerli ve yaban- cı yatınmcı çekmenin mümkün olmadığını ifade eden TOBB Başkanı, Devlet Bakanı An' Ba- bacan'ı Yatınm Ortarrunı İyi- leştirme Komisyonu'na talimat vermeye çağırdı. Irak'a asker göndermeye iliş- kin görüşlerini de açıklayan Hi- sarcıklıoğlu, Irak'taki otorite boşluğu nedeniyie Türkiye'nin ağır bir bedel ödediğini, 35 bin insanını kaybettiğini. 100 mil- yar lira civannda da ekonomik kayba uğradığını anımsattı. "Önümüzdekidönemdeakü- holup bu bedeiiödemememizla- zun" diyen Hisarcıklıoğlu, şun- lan dedi: "Türkhe o coğrafya- da sözsahibi olmalı. Ancak dev- letin veçhderüıi bilmiyoruz. Bin yünk devlet geleneği var. Bura- da muhakkak şu olsun diyeme- yiz. İstediğimiz ounayabuir ama silsileden gelen tavsiye karan çerçevesinde parlamentoda bir sıkıno oiacağûu tahmin etmiyo- rum. Sonuçta haikın seçtiği ki- şüernekararverirse, hepimizin sa>güı olması lazım." ABDden sağlanacak 8.5 milyar dolarlık kredi konusunda da, bu kredi- nin getireceği çok büyük birkat- kı olmadığını belirten Hisarcık- lıoğlu, "Bu kredi, borçiann ya- pılandınlması ve faizierin diiş- mesinde kullanılacak. Gelirse katkı sağlar, gelmemesiyle çok büyük zarar olur diye bir şey yok" diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, Kıbns soru- nuna çözüm bulunmaması ha- linde, Kıbns Rum Kesimi'nin 2004 yılında AB'ye üye olaca- ğının anımsatılması üzerine, ~Bunun uluslararası hukuk açı- sından bir suç olduğumT söy- ledi. Hisarcıklıoğlu, "Eğer An- kara Anlaşması varsa,Kıbnsdi- yekabul edilen devlet,ancak în- giltere, Yunanistan ve Türki- ye'nin üye olduğu bir grubun içine girebilir. Şu anda uluslara- rası hukukaçısmdan,ABsuçiş- liyor" dedi. YSK kararının ardından DYPalanlara DEHAP AİHM'ye gidiyor • DYP, YSK karanyla ilgili olarak AİHM ya da Yargıtay'a başvuruda bulunmayarak meydanlarda Yargıtay'ın karannı halka anlatacak. DEHAP ise, iç hukuk yollannın rükenmesinin ardından konuyu AİHM'ye taşıyacak. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ka- ran ile TBMM'ye girme hayali suya düşen DYP, YSK sayfasını kapattı. Alanlarda, "TBMM'nin meşruluğunu yitirdiği- ne" vurgu yapacak olan DYP, YSK karanyla ilgi- li olarak AlHM ya da Yargıtay'a başvuruda bu- lunmayacak. DEHAP ıse davayı AÎHM'e götür- mekte kararlı. DEHAP davası sonuç- lan,DYP'yıhayalkınk- lığına uğrattı. YSK'nin ülke barajını yeniden dü- zenleyeceğine inanan DYP'liler, umutlannı bir dahaki seçime ertelemek zorunda kaldı. YSK ka- rannm ardından "huku- ki sürecüı tamamlandı- ğı"nı belirten DYP yö- netimi, gelecek yıl yapı- lacak yerel seçimlere yö- nelik hızırlıklan hızlan- dırma karan aldı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Er- can, YSK'nin karanna saygılı olduklannı ancak Yargıtay 6. Ceza Daire- si'nin karanyla 3 Kasım seçimlerinde sahtecilik yapıldığının onaylandığı- m söyledi. YSK'denbekledığı ka- ran alan DEHAP bugün eski Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Sabih Ka- nadoğiu hakkında Yar- gıtay 1. Başkanlığı'na suç duyurusunda bulu- nacak. DEHAP, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin ge- rekçeli karannı aldıktan sonra hafta içinde de ka- rar düzeltme isteminde bulunacak. tç hukuk yol- lannın tamamlanması- nın ardından ise AİHM'ye başvuracak. SHP Genel Sekreten FîkriSağlar da, YSK'nin verdiği karann kimseyi şaşırtmadığını belirterek "YSK veonun başkanı3 Kasun oncesindeveson- rasındasuçişlemiştir. Bu suçCumhuriyetimizeve demokrasimize bü\ük zarar verdi, vermeve de- vam etmektedir' dedi. Ünlû'den ağır eleştiri 3 Kasım seçimine yö- nelik itirazlan oy çoklu- ğu ile reddeden Yüksek Seçim Kurulu gerekçeli karann yazımına bugün başhyor. Itirazlann red- dine karşı çıkan YSK Başkanyekili Ahmet HamdiÜnJü'nün ise, kar- şı oy yazısında kurulu "ağu* bir dille" eleştire- ceği öğrenıldi. Kurulun toplantısında Başkanvekili i Ünlü, se- çimlerin iptal edilmesi gerektiğini belirterekkar- şı oy kullanmıştı. Ün- lü'nün, gerekçeli karar- da yer alacak karşı oy ya- zısında sert ifadelerie ku- rulun karannı eleştirece- ğiöğrenildi. DEHAP Ge- nel Başkan Yardımcısı Ati Ürküt, YSK'nin ka- rarının doğru olduğunu belirterek "DERAP'uı aldığı o>1aria birileri par- iamentoyagirnıevi plan- Iryordu,ama plan bozul- du, YSK, olması gereke- ni >apü" diye konuştu. IN BASBAKANI Çinkur işçisindenBakan Gül'eprotesto Kayseri Atıksu Antma Tesisi'nin açıusuıa katılan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abduüah GüL, Çinkur LşcUerinin e> lemi\1e karşılaştı. GüL törenin ardından kent merkezine dönerken Ambar Mahallesi'nde işçiler Kav seri-Ankara karavolunu kestiler. Oturma evlemi vapan işçiler, "Sayuı BaşbakanuTUZ. Çinkur işçilerinin tazminatlannın ödenmesi için enıirierinizi beklrvoruz" \ aalı bez pankart açarak Dışişleri Bakanı Gül'e seslerini duyurmak istediler. işçiler, u Bize verilen sözler tutulmadı, 5 yıldır tazminatiarunızı alamadık. Evierimizde çocuklanmız aç kaldı" diye bağırdılar. Karayoluna orurarak komov daki otomobillerin önünü kesen işçiler, polis tarafindan gözalüna ahnarak sorgulanmak üzere Kav seri Emniyet Müdüriüğu'negötüriildü. (Fotoğraf: AA) Erdoğan, bağımsızlığı neyin tehdit ettiğini anlamadığını söyledi: Kredikoşuüarı bîzi bagfamıyor ANK4R\(CumhuriyetBürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, hükümete "estekköstekolan- lan" hukukun temizlediğini belir- terek YSK'nin DEHAP konusuna aklıselimle yaklaştığmı söyledi. ABD kredisindeld koşullann Tür- kiye'yi bağlamadıgını ileri süren Erdoğan, Genelkurmay ile hükü- met arasında bir sıkıntı olmadığı- nı belirtti. Erdoğan. Kanal 7'deya- yımlanan "TersKöşe" progranun- da gündemdeki konulara ilişkin sorulan yanıtladı. Erdoğan"ın gö- rüşleri şöyle: YSK'nin DEHAP karan: Bazı marjinal kalmış, haikın san- dıktayok farz ettiği siyasipartiler, buralardanbirşeylerkoparabilirmi- yiz gibi çirkin gayretin içine gir- mişlerdir. YSK gerçekten aklıse- limle olaylara yaklaşanlann bek- lediği bir karan vermiştir. YSK, buna noktayı koydu. Biz şu anda yolumuza devam ediyoruz. Bazılan maalesef bizim önümüze estek köstek olmaya çahşıyorlar. Onlan da hukuk ternizliyor. Temizlemeye de devam edecektir. Şu anda erken seçimle ilgili adım atmak, ülkede ayn bir isrikrarsızlıktır. ABD kredİSİ: Buradabia bağ- layan, bizim bağımsızlığımıza göl- ge düşüren veya bağımsızlığımı- zı tehdit eden ne var ben bunu an- lamıyorum. Kaldı ki bizim bu pa- rayı illa kullanalım diye bir derdi- miz yok. Çûnkü biz 2003 bütçe- mizi buradan gelecek paraya gö- re yapmış bir ülke değiliz. Biz bu parayı ister kullanınz, ister kul- İanmayız ama bu para ucuza saön alınmıştır. Cenelkurmay İle ili$ki- lei": Askerimizle, Genelkurmayı- mızla aramızda herhangi bir sıkın- tımız söz konusu değil, olamaz. Dubai'deki olayla ilgili bir ileti- şimsizlik yaşanmıştır. Yoksa, tem- muz aymdan itibaren bunlar bütün internet sitelerinde.. bu anlaşma zaten vardır, gizli birşey değildi ki. TÜBİTAK Başkanı nın atanmamaSI: TÜBİTAKkonu- sunda çok ciddi yasal boşluklar var. Süresi dolupgiden TÜBlTAK Başkanı'mn, yerine vekil olarak bıraküğı kişi, bilim kurulunun için- den değildir. Kanun, "Büun ku- rulunun içinden birini yerine baş- kan olarak bırakabiHr" diyor. Biz burada yasal olmayan bir şeyi dü- zeltiyoruz. Arkadaşlanmız, bilim kuruluna birkaç isim önerdiler. Bunlann hepsi profesör, içlerinde 8-10 dilbilenler var. YÖK Yasa Taslaği: YÖK Yasası, şu ana kadar26 kez değiş- tirfldi. Bunlaryapıhrken bu ülke- de hiç bu tür kavgalar oldu mu? Olmadı. Şu anda da biz YÖK ya- sasıW'nı tarnamen kökünden, ye- niden yapmıyoruz ki. Sıkıntılı olan neyse, bunlar üzerinde müş- terek bir çalışmayla bu hazırlık- lar yapılıyor. IRJVOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Bizim medyanın ve de halkımızın en gurur duyduğu konulardan birisi Türk erkeğinin yabancı kadınlar gözündeki cazibesi ve de tabii ki cinsel gücüdür. Bu konuda eskiden hemen hergün ga- zetelerde bir yabancı dilberin açıkla- ması yer alırdı. Küreselleşme, Türk er- keğinin bu konudaki övünme olanak- lannı da azalttı. lletişim gelişti mertlik bo- zuldu. Artık medyamızda eskisi kadar "Turistler erkeklerimize hayran kaldı" haberi çıkmaz oldu. Hiç çıkrnıyor değil, eskisine göre azaldı. Karaoğlan üzerine araştırma yapan Leverrt Cantek, Karaoğlan kitabında bu konuyu da incelemiş. Milliyet'in Pazar ilavesinde Tuba Akyolla konuşan Can- tek, Akyol'un "Karaoğlan hiç Türk ka- dınlarla beraberolmuyormu?" sorusu- na şöyle cevap veriyor: "Bir dönem bunlar tartışıldı. Hatta bazılan çokkızı- yordu Karaoğlan 'a; seviştiği bu kadın- lar kim diye. Bunlar Türk mü değil mi? Bir Türk kadını nasıl bu kadar rahat Karaoğlan Türk'le Neden Sevişmez? seksyapar? Kızarkadaşı Bayırgülü nün etnikkimliğidemuğlaktr. OndanbirTürk gibi bahsedilmez. Çünkü sûrekli seks yapıyor. Karaoğlan'ın annesi mesela, Meryemvari bir kutsiyetle çizilmiştir. Bütün kadınlaryan çıplak dolaşırken o boğazına kadar kapalıdır," Karaoğlan'daki bu tablolar, birçok eski Türk kahramanlık öykülerinde de aynen geçerlidir. Sevişenlerden dişi olan taraf, hep kahraman Türk erkeğinin cin- sellik gücüne ve cesaretine hayran o\- muş Hıristiyan kadınlardır. Yani asıl olan erkekliktir ve o da Türk'e ait bir özellik- tir. Erkek egemenliğini simgeteyen ve cin- selliği "kadından faydalanmak" olarak gören bir zihniyetin ürünüdür bu gö- rüntüler. Erkeklik, feodal toplumlarda baskın bir kimlik olarak bütün belge ve resim- lerde ortaya çıkar. O dönemde her ulu- sun her kabilenin Karaoğlan'lan sayıl- mayacak kadar çoktu. Zaman içinde, bu bakış açısı değişmeye başladı. Ka- dınlar sanayi devrimiyle birlikte çalışma hayatına daha aktif katıldıkça, emekçi olarak ortaya çıktıkça Karaoğlan figü- rü soluklaştı. Türkiye gibi sanayi devrimini yaşama- mış, köklü birburjuva demokratik dev- rimden geçmemiş ülkelerde, "sevişen kadın"\n olsa olsa yabancı olacağı fik- ri büyük ölçüde değişmedi. Almanya'da çok anlatılan bir öykü vardır: Bir Türk iş- çisi Alman arkadaşının annesine küfre- der. AJman'ın bu küfre tepki gösterme- sini bekleyen Türk işçisi şöyle bir cevap- la karşılaşır: "Bu isteğinianneme ilete- ceğim, sanınm çok memnun olur." • • • Karaoğlan, erkek egemenliğinin, ka- ba güce dayalı cesaretin simgesiydi. Bu yüzden toplumumuzda büyük ilgi gördü. Cantek, bir başka yönüne daha dikkat çekiyor "Bir de tabii erotik bir yanı olması etkiliyorsizi... Bütün o say- falar sperm kokuyor yani. Karaoğlan, Batı 'yı kadın bedenine indirilmiş birşe- kilde karşısına alıp fethediyor, ona had- dini bildiriyor." Karaoğlan dizilerine bugün rağbet azaldı. Onun yerini TV dizileri aldı. Üs- telik çoğundafürk milliyetçiliğinin en kü- çük bir izini bile gönmek mümkün de- ğil. 1960'lann bu furyasının ardında ne yatıyordu. Cantek'in yorumu şöyle: "27 Mayıs'la ilgili bir şey bu. 60'larda Tür- kiye, ikinci birKurtuluş Savaşı atmos- ferine giriyor. ideolojik olarak böyle bir atmosferyaratılıyor. Buna bağlı olarak milliyetçi bir ortam oluşuyor. Bu yüz- den o dönemde sadece tarihi çizgi ro- manlarda değil, tarihi romanlarda da patlama var." • • • Neden kahramanlar hep erkek? Ne- den milliyetçilik yükselirken erkek ege- men anlayış da yükseliyor? Bu sorula- nn cevabı belli. Milliyet ve din insanın doğuştan elde ettiği iki kimlik. Hiçbir çaba sarf etmeden elde ettiği bir kim- lik. En ilkel insanın bile bir milliyeti ve di- ni oluyor. Cinsellik tam böyle mi? Yani gelişmiş insan cinselliğe bir şey kata- biliyor mu? Sanınm bu konuda modern toplumlann en önemli kazancı, cinsel- liğe kadının bir ortak olarak katılması- dır. Karaoğlan dizileri türünden diziler çok öne çıkmasa da, kahraman ve cinsel ba- kımdan güçlü Türk erkeği imajı ne öl- çüde bizden uzaklaştı? Türk erkeği hâlâ kahramandır, gözü pektir ve de... Bütün yabancı kadınla- nn istediği bir cinsel güce sahiptir. Bu- nun altında ciddi bir eziklik yattığını in- kâr edebilir miyiz? 2000? Lİ Y1LLARDA ERDAL ATABEK ÇocuğumuzuKorumak... 'Çocuğumuzu korumak', bütün canlılara özgü içgüdüsel bir davranıştır. Bu içgüdüsel davranış olmasaydı kendini koruyamayacak durumda olan küçük yavru yaşamını sürdüremez, bu da soyun tükenmesine y o l açardı. Onun için de 'anne ta- vuk', yavrulanna saldıran doğana kendi canını tehlikeye atma pahasına karşı koymaktan çekin- mez. Tuhaf olsın da şudur ki, yırtıcı bir kuş olan doğan, bu beklemediği saldın karşısında şaşınr ve uzaklaşmaktan başka çare bulamaz. Yavrusu- nu koruyan her canlı bu tepkileri gösterir. İnsan için 'çocuğunu korumak' hem bu içgü- düden kaynaklanır hem de içinde yaşadığımız kültür bizden b u davranışı bekler. 'Çocuğumuzu korumak', hepimize göre farklı tutumlara yol açar. Kimimiz çocuğumuzu 'tehli- keden kaçırarak' korumayı yeğleriz, kimimiz ço- cuğumuzu 'bilg/siz bırakarak' korumayı seçeriz, kimimiz de çocuğumuzu 'bilgilendirip yaşamın içi- ne sokarak' korumayı doğru buluruz. Çocuklan- mızı korumayı düşündüğümüz 'sigara, içki, uyuş- turucu gibi kötü alışkanlıklar', 'yanlış arkadaş iliş- kileri', 'yanlış ve tehlikeli davranışlar' gibi konu- lardadeğişikyollardauygulanabilir. Cinsel konu- lan konuşmama tutumu, arkadaşlar konusunda ısrarla görüş bildirme, sokaktan ya da kimi me- kânlardan uzak tutma çabalan hep bu tutumlara bağlı davranışlardır. Ancak, bu davranışlann et- kileri giderek azalır ve sonuçta çaresiz kalınır. Oy- sa, 'çocuğu bilgilendirerekyaşamın içine sokmak', hem onun ne yapacağı konusunda yetkinleşme- sini hem de deneyim kazanarak özgüvenini art- tırmasını sağlar. Izmir'de bir ilköğretim okulunda yaşananlar, 'çocuğumuzu korumak' konusunun iki ayn yönü- nü bir araya getirdi. İlköğretim çağına giren ço- cuğumuz 'V, erken bir doğum nedeniyle verilen kandan HIV vinüsü almış, bu hastalığın taşıyıcısı olmuştu. Ailesi, uzun yıllar çektiği acılara eklenen 'çocuğumuz nasıl okuyacak?' kaygısını gideren bir kararia çocuklannı ilköğretim okuluna yazdır- mışlardı. Ancak bu karar aynı sınıfta çocuklan okuyacak aileleri kaygılandırmış, bu aileler de 'ço- cuğumuzu korumak' için çocuklannı gönderme- me yolunu seçmişlerdi. İlk günlerde yaşanan kar- gaşayı hep birlikte gördük ve okuduk. Küçük 'V sınıfta yalnız kalmış, okulda büyük bir gerginlik ve tartışma başlamıştı. Şimdi ne olacaktı? Olaylar şöyle gelişti. Tıp bilimi adına konuşan- lar bu koşullarda bulaşma olmayacağını açıkla- dılar. HIV virüsünün bulaşması sadece, taşıyıcı ki- şinin kanının bir başkasının kanına bulaşması ile ve cinsel ilişki yoluyla olabiliyordu. Her iki olası- lık da okulda söz konusu değildi. Eğer bir kaza ile küçük 'V'nin biryeri kanarsa gene bulaşma ola- sılığı yoktu, çünkü taşıyıcının kanı sağlam birde- riye temasla da virüsü bulaştırmıyordu. Kaldı ki küçük 'Y' de, sınıfındaki, okulundaki öğrencilerde bu konuda bilgilendirilir, hiçbir olumsuzluk da ol- maz. Çocuklannı okula göndermeyen aileler de bu tutumlanndan ötürü suçlanmamalıdır. Onlar da 'kendi çocuklannı koruma güdüsü' ile hareket etmişlerdir. Içlerinden gelen ilk davranış 'çocuk- lannı tehlikeden uzak tutmak' olmuştur ve bunu kınamamak gerekir. Bu konudaki yanlış, Milli Eğitim yetkililerinin da- ha önceden okulun bütün öğretmenlerini ve bü- tün velilerini toplayarak konunun uzmanları ile 'bilgilenme toplantılan' yapmayı düşünmemiş ol- masıdır. Eğer böyle birtoplantı yapılsa, soru-ya- nıtlaria hertürlü kaygıyı giderecek bilgi iletişimi sağ- lansa idi pek çok kişi tutumunu yeniden «değer- lendirebilirdi. Sonradan velilerin çoğunun tutum değiştirmesi de bu yanlışın önemini ortaya koy- muştur. Küçük yaşında yaşadıklanyla erken olgunlaş- tığını düşündüğümüz Y'nin arkadaşlan da birlik- te olmaktan birçok olumlu özellik kazanacaklar- dır. Kendinden başkasını düşünüp koruma, yar- dım isteyen bir arkadaşla dayanışma, onun kay- gılannı azaltmada yararlı olma gibi, günümüzde eksilen pek çok olumlu nitelik bu olayın içinde pek de farkına vanlmadan kazanılmış olacaktır. Anne babalar da kendi çocuklanyla birlikte top- lumsal yaşamına başlayan 'Y'ye yardımcı olma- nın kendilerinekazandıracağı 'zohuklan birlikte gö- ğüsleme' duygusu ile zenginleşeceklerdir. Küçük 'Y', hepimizin çocuğudur, onunla birlik- te yaşamak hepimize çok şey kazandırmıştır, da- ha da kazandıracaktır. Keşke, yaşadıklanmızın hepsinden de olumlu dersleralabilsek... e-mail: erdalatak > superonline.com fax: 0212-513 90 98 Bir îşyerine zarar verdiler Şişli'de izinsiz gösteri: 15gözalü İstanbul Haber Servi- si - Imrah Adası'nda ömür boyu hapse hü- kümlü bulunan PKK lı- deri AbduDahÖcalan'ın tecrit koşullannın de- ğişririlmesinı isteyen bir grup, Şişh'de izinsiz gösteri düzenledi. Grup taş ve sopalarla bir iş- yerine zarar \erdikten sonra ara sokaklara da- ğılarak kaçtı. Gayrettepe ve Şişh yönünden gelerek saat 14.15 sıralannda Me- cidiyeköy'de toplanan yaklaşık50kişilikgrup, Ocalan lehine slogan attı ve bildiri dağıttı. Yüzleri maskeli olan ve ellerinde taş ile sopalar bulunan grup, daha son- ra topluca Gayrettepe tarafına doğru yürüyü- şe geçti. Güzergâh üzerinde gördükleri 1 polis oto- su ile bazı işyerleri ve otomobillere taş atan grup, bir otomotıv ba- yiinin camlannı kırdık- tan sonra Gülbağ yö- nüne doğru ara sokak- lara girerek kaçtı. Bölgeye takviye ola- rak gönderilen polis ekiplerinin de karılımıy- la çe\ rede gerçekleşti- rilen uygulama sonucu gösteriye kahldıklan id- diasıyla yaklaşık 15 ki- şi gözaltına alınarak emniyete götürüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear