Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 6 EKİM 2003 PAZARTESİ
4 HABERLER
DSPriiyeni
programı
• .VNKURA (ANKA) -
DS? Gerel Başkanı Bülent
Ecevit, DSP'nin yenilenen
prop^ırau açıkJıyor. DSP
Gerel Sfta-eteri Süleyman
YağLz yaptığı yazılı
açıklamaJa, cumartesi
günj para meclisüıde
günr«llejririlen parti
prograıruıın bugün Tes-îş
Sendıkas'nda Ecevit'in
başlanJıi edeceği bir
toplıntı ile açıkJanacağıru
biîdırdi. Yağız, yeni
programının, "Değişen
DünvaveTürk DSP'nin
Güncelle^en Prograrru:
2003" actnıı taşıdığım
bildrdı.
Mustafa Öztaşkın
yenkten başkan
I Istanbul Hasber Servisi -
Petrol-Iş Sendikası 24.
Olağan .Merkez
KongTesinde. genel
başkanlığa Mustafa
Öztaskın veniden seçildi.
Petrol-lş'ten yapılan yazılı
açıklamaya göre, 250
deJegenin oy kullandığı
kongrede. Genel Merkez
Yönetım Kurulu
üyeliJderine de Genel
Sekreter Mustafa Çavdar,
Genel Mali Sekreter
Adnan Özcan, Genel
Orgütlenme ve Eğitim
Sekreteri Ismet Yiğit ve
Genel Yönetim Sekreteri
MehmetGüray seçildi.
Vekile Kürsü
1
dokunıdmazJığı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Anayasa
Komisyonu Başkanı
Burhan Kuzu'nun
hazırladığı 50 maddelik
anayasa paketinde,
milletvekili
dokunulmazlıkl annın
sınırlandınlması da
bulunuyor. TBMM'nin
yeni yasama yılına
başlamasıyla milletvekili
dokunulmazlıklannm
araştınlması için
oluşturulan komisyon da
çahşmalanna başlayacak..
3hastaneye
soruşturma
• ANKARA / İSTANBUL
(Cumhuriyet) - Devlet
Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin, Adalet ve Sağlık
bakanlıklanna bir yazı
göndererek trafik
kazasında yaralandıktan
sonra hastane hastane
dolaştırılması sonucu
yaşamını kaybeden 8
yaşındaki Zeliha
Dursun'un ölümüyle ilgili
olarak özel Laçin ve Ensar
hastaneleri ile Şişli Etfal
Hastanesi yetkilileri
hakkında soruşturma
başlatılmasını istedi.
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ da Zeliha
Dursun'un ölümüyle ilgili
olarak"Hata varsa
sorumlulan hakkında
gerekenleri
yaphracağım" dedi.
Hisarcıklıoğlu, geçmişteki otorite boşluğunda Türkiye'nin çok ağır bedel ödediğini söyledi
'Irak'taahllı davranalım'LEYLAÇE\İK
GtRNE - Türkiye Odalar ve
Borsalar Bırliği (TOBB) Başka-
nı Rifat Hısarcıklıoğlu. Yüksek
Seçim Kurulu'nun (YSK) se-
çimlerin iptal edilmesine iliş-
kin önceki gün verdiği karan
bundan sonra tartışmanın ülke-
ye zarar vereceğini söyledi.
Irak'a asker gönderme konusu-
na da değinen Hisarcıklıoğlu,
"Irak'taki otorite boşluğunun
bedeiiniTürkiyeçokağırödedi,
şimdi akıUı olup bu bedeii öde-
mememiz laatır diye konuştu.
Kıbns Türk Sanayi Odası ta-
rafindan düzenlenen "4. Yerli
Mallan Fuan"nın açılışına
TOBB yönetimi ve üyeleriyle
birlikte katılan HisarcıkJıoğlu,
ziyarerinin son gününde bir de-
ğerlendirme toplantısı yaptı. Ga-
zetecilerin sorulannı yanıtlayan
• Kıbns Türk Sanayi Odası tarafından düzenlenen "4. Yerli Mallan Fuan" açı-
lışma katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ziyaretinin son gününde bir
değerlendirme toplantısı yaptı. Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bölgedeki otorite
boşluğu nedeniyle uğradığı kayıplan hatırlatarak, "Önümüzdeki dönem
de akıllı olup bu bedeii ödemememiz lazım" dedi.
Hisarcıklıoğlu. Türkiye'nin ilk
defa bu kadar uzun süreli bir is-
tikrarprogramı uyguladığını be-
lirterek sözlerini şöyle sürdür-
dü: "YSK'nin kararından son-
ra Türkiye'de yeni bir tarüşma
açılmaması Jaam. Bunu açnğı-
mızanda ülkemizezararveririz.
Enflasyon 1976'dan beri ilk de-
fa bu kadardüşfü 2002-20031e-
ki diğer bir dönüm noktası da
Türki\e'deki büyümeyi ilk defa
özei sektörün sağlaması oldu."
Siyası kararlardan çok eko-
nomik kararlara önem verilme-
si gerektiğini belirten Hisarcık-
lıoğlu, 5 milyon işsizın bulun-
duğu Türkiye"de yatınm orta-
mının iyileştirilmesi gerektiği-
ni söyledi. Gerekli iyileştirme-
ler yapılmadan yerli ve yaban-
cı yatınmcı çekmenin mümkün
olmadığını ifade eden TOBB
Başkanı, Devlet Bakanı An' Ba-
bacan'ı Yatınm Ortarrunı İyi-
leştirme Komisyonu'na talimat
vermeye çağırdı.
Irak'a asker göndermeye iliş-
kin görüşlerini de açıklayan Hi-
sarcıklıoğlu, Irak'taki otorite
boşluğu nedeniyie Türkiye'nin
ağır bir bedel ödediğini, 35 bin
insanını kaybettiğini. 100 mil-
yar lira civannda da ekonomik
kayba uğradığını anımsattı.
"Önümüzdekidönemdeakü-
holup bu bedeiiödemememizla-
zun" diyen Hisarcıklıoğlu, şun-
lan dedi: "Türkhe o coğrafya-
da sözsahibi olmalı. Ancak dev-
letin veçhderüıi bilmiyoruz. Bin
yünk devlet geleneği var. Bura-
da muhakkak şu olsun diyeme-
yiz. İstediğimiz ounayabuir ama
silsileden gelen tavsiye karan
çerçevesinde parlamentoda bir
sıkıno oiacağûu tahmin etmiyo-
rum. Sonuçta haikın seçtiği ki-
şüernekararverirse, hepimizin
sa>güı olması lazım." ABDden
sağlanacak 8.5 milyar dolarlık
kredi konusunda da, bu kredi-
nin getireceği çok büyük birkat-
kı olmadığını belirten Hisarcık-
lıoğlu, "Bu kredi, borçiann ya-
pılandınlması ve faizierin diiş-
mesinde kullanılacak. Gelirse
katkı sağlar, gelmemesiyle çok
büyük zarar olur diye bir şey
yok" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Kıbns soru-
nuna çözüm bulunmaması ha-
linde, Kıbns Rum Kesimi'nin
2004 yılında AB'ye üye olaca-
ğının anımsatılması üzerine,
~Bunun uluslararası hukuk açı-
sından bir suç olduğumT söy-
ledi. Hisarcıklıoğlu, "Eğer An-
kara Anlaşması varsa,Kıbnsdi-
yekabul edilen devlet,ancak în-
giltere, Yunanistan ve Türki-
ye'nin üye olduğu bir grubun
içine girebilir. Şu anda uluslara-
rası hukukaçısmdan,ABsuçiş-
liyor" dedi.
YSK kararının ardından
DYPalanlara
DEHAP
AİHM'ye gidiyor
• DYP, YSK karanyla ilgili olarak
AİHM ya da Yargıtay'a başvuruda
bulunmayarak meydanlarda Yargıtay'ın
karannı halka anlatacak. DEHAP ise, iç
hukuk yollannın rükenmesinin ardından
konuyu AİHM'ye taşıyacak.
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Yüksek
Seçim Kurulu (YSK) ka-
ran ile TBMM'ye girme
hayali suya düşen DYP,
YSK sayfasını kapattı.
Alanlarda, "TBMM'nin
meşruluğunu yitirdiği-
ne" vurgu yapacak olan
DYP, YSK karanyla ilgi-
li olarak AlHM ya da
Yargıtay'a başvuruda bu-
lunmayacak. DEHAP ıse
davayı AÎHM'e götür-
mekte kararlı.
DEHAP davası sonuç-
lan,DYP'yıhayalkınk-
lığına uğrattı. YSK'nin
ülke barajını yeniden dü-
zenleyeceğine inanan
DYP'liler, umutlannı bir
dahaki seçime ertelemek
zorunda kaldı. YSK ka-
rannm ardından "huku-
ki sürecüı tamamlandı-
ğı"nı belirten DYP yö-
netimi, gelecek yıl yapı-
lacak yerel seçimlere yö-
nelik hızırlıklan hızlan-
dırma karan aldı.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Nevzat Er-
can, YSK'nin karanna
saygılı olduklannı ancak
Yargıtay 6. Ceza Daire-
si'nin karanyla 3 Kasım
seçimlerinde sahtecilik
yapıldığının onaylandığı-
m söyledi.
YSK'denbekledığı ka-
ran alan DEHAP bugün
eski Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcısı Sabih Ka-
nadoğiu hakkında Yar-
gıtay 1. Başkanlığı'na
suç duyurusunda bulu-
nacak. DEHAP, Yargıtay
6. Ceza Dairesi'nin ge-
rekçeli karannı aldıktan
sonra hafta içinde de ka-
rar düzeltme isteminde
bulunacak. tç hukuk yol-
lannın tamamlanması-
nın ardından ise
AİHM'ye başvuracak.
SHP Genel Sekreten
FîkriSağlar da, YSK'nin
verdiği karann kimseyi
şaşırtmadığını belirterek
"YSK veonun başkanı3
Kasun oncesindeveson-
rasındasuçişlemiştir. Bu
suçCumhuriyetimizeve
demokrasimize bü\ük
zarar verdi, vermeve de-
vam etmektedir' dedi.
Ünlû'den ağır eleştiri
3 Kasım seçimine yö-
nelik itirazlan oy çoklu-
ğu ile reddeden Yüksek
Seçim Kurulu gerekçeli
karann yazımına bugün
başhyor. Itirazlann red-
dine karşı çıkan YSK
Başkanyekili Ahmet
HamdiÜnJü'nün ise, kar-
şı oy yazısında kurulu
"ağu* bir dille" eleştire-
ceği öğrenıldi.
Kurulun toplantısında
Başkanvekili i Ünlü, se-
çimlerin iptal edilmesi
gerektiğini belirterekkar-
şı oy kullanmıştı. Ün-
lü'nün, gerekçeli karar-
da yer alacak karşı oy ya-
zısında sert ifadelerie ku-
rulun karannı eleştirece-
ğiöğrenildi. DEHAP Ge-
nel Başkan Yardımcısı
Ati Ürküt, YSK'nin ka-
rarının doğru olduğunu
belirterek "DERAP'uı
aldığı o>1aria birileri par-
iamentoyagirnıevi plan-
Iryordu,ama plan bozul-
du, YSK, olması gereke-
ni >apü" diye konuştu.
IN BASBAKANI
Çinkur işçisindenBakan Gül'eprotesto
Kayseri Atıksu Antma Tesisi'nin açıusuıa katılan
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abduüah
GüL, Çinkur LşcUerinin e> lemi\1e karşılaştı. GüL
törenin ardından kent merkezine dönerken Ambar
Mahallesi'nde işçiler Kav seri-Ankara karavolunu
kestiler. Oturma evlemi vapan işçiler, "Sayuı
BaşbakanuTUZ. Çinkur işçilerinin tazminatlannın
ödenmesi için enıirierinizi beklrvoruz" \ aalı bez
pankart açarak Dışişleri Bakanı Gül'e seslerini
duyurmak istediler. işçiler,
u
Bize verilen sözler
tutulmadı, 5 yıldır tazminatiarunızı alamadık.
Evierimizde çocuklanmız aç kaldı" diye bağırdılar.
Karayoluna orurarak komov daki otomobillerin
önünü kesen işçiler, polis tarafindan gözalüna
ahnarak sorgulanmak üzere Kav seri Emniyet
Müdüriüğu'negötüriildü. (Fotoğraf: AA)
Erdoğan, bağımsızlığı neyin tehdit ettiğini anlamadığını söyledi:
Kredikoşuüarı bîzi bagfamıyor
ANK4R\(CumhuriyetBürosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, hükümete "estekköstekolan-
lan" hukukun temizlediğini belir-
terek YSK'nin DEHAP konusuna
aklıselimle yaklaştığmı söyledi.
ABD kredisindeld koşullann Tür-
kiye'yi bağlamadıgını ileri süren
Erdoğan, Genelkurmay ile hükü-
met arasında bir sıkıntı olmadığı-
nı belirtti. Erdoğan. Kanal 7'deya-
yımlanan "TersKöşe" progranun-
da gündemdeki konulara ilişkin
sorulan yanıtladı. Erdoğan"ın gö-
rüşleri şöyle:
YSK'nin DEHAP karan:
Bazı marjinal kalmış, haikın san-
dıktayok farz ettiği siyasipartiler,
buralardanbirşeylerkoparabilirmi-
yiz gibi çirkin gayretin içine gir-
mişlerdir. YSK gerçekten aklıse-
limle olaylara yaklaşanlann bek-
lediği bir karan vermiştir. YSK,
buna noktayı koydu. Biz şu anda
yolumuza devam ediyoruz. Bazılan
maalesef bizim önümüze estek
köstek olmaya çahşıyorlar. Onlan
da hukuk ternizliyor. Temizlemeye
de devam edecektir. Şu anda erken
seçimle ilgili adım atmak, ülkede
ayn bir isrikrarsızlıktır.
ABD kredİSİ: Buradabia bağ-
layan, bizim bağımsızlığımıza göl-
ge düşüren veya bağımsızlığımı-
zı tehdit eden ne var ben bunu an-
lamıyorum. Kaldı ki bizim bu pa-
rayı illa kullanalım diye bir derdi-
miz yok. Çûnkü biz 2003 bütçe-
mizi buradan gelecek paraya gö-
re yapmış bir ülke değiliz. Biz bu
parayı ister kullanınz, ister kul-
İanmayız ama bu para ucuza saön
alınmıştır.
Cenelkurmay İle ili$ki-
lei": Askerimizle, Genelkurmayı-
mızla aramızda herhangi bir sıkın-
tımız söz konusu değil, olamaz.
Dubai'deki olayla ilgili bir ileti-
şimsizlik yaşanmıştır. Yoksa, tem-
muz aymdan itibaren bunlar bütün
internet sitelerinde.. bu anlaşma
zaten vardır, gizli birşey değildi ki.
TÜBİTAK Başkanı nın
atanmamaSI: TÜBİTAKkonu-
sunda çok ciddi yasal boşluklar
var. Süresi dolupgiden TÜBlTAK
Başkanı'mn, yerine vekil olarak
bıraküğı kişi, bilim kurulunun için-
den değildir. Kanun, "Büun ku-
rulunun içinden birini yerine baş-
kan olarak bırakabiHr" diyor. Biz
burada yasal olmayan bir şeyi dü-
zeltiyoruz. Arkadaşlanmız, bilim
kuruluna birkaç isim önerdiler.
Bunlann hepsi profesör, içlerinde
8-10 dilbilenler var.
YÖK Yasa Taslaği: YÖK
Yasası, şu ana kadar26 kez değiş-
tirfldi. Bunlaryapıhrken bu ülke-
de hiç bu tür kavgalar oldu mu?
Olmadı. Şu anda da biz YÖK ya-
sasıW'nı tarnamen kökünden, ye-
niden yapmıyoruz ki. Sıkıntılı
olan neyse, bunlar üzerinde müş-
terek bir çalışmayla bu hazırlık-
lar yapılıyor.
IRJVOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bizim medyanın ve de halkımızın en
gurur duyduğu konulardan birisi Türk
erkeğinin yabancı kadınlar gözündeki
cazibesi ve de tabii ki cinsel gücüdür.
Bu konuda eskiden hemen hergün ga-
zetelerde bir yabancı dilberin açıkla-
ması yer alırdı. Küreselleşme, Türk er-
keğinin bu konudaki övünme olanak-
lannı da azalttı. lletişim gelişti mertlik bo-
zuldu. Artık medyamızda eskisi kadar
"Turistler erkeklerimize hayran kaldı"
haberi çıkmaz oldu. Hiç çıkrnıyor değil,
eskisine göre azaldı.
Karaoğlan üzerine araştırma yapan
Leverrt Cantek, Karaoğlan kitabında bu
konuyu da incelemiş. Milliyet'in Pazar
ilavesinde Tuba Akyolla konuşan Can-
tek, Akyol'un "Karaoğlan hiç Türk ka-
dınlarla beraberolmuyormu?" sorusu-
na şöyle cevap veriyor: "Bir dönem
bunlar tartışıldı. Hatta bazılan çokkızı-
yordu Karaoğlan 'a; seviştiği bu kadın-
lar kim diye. Bunlar Türk mü değil mi?
Bir Türk kadını nasıl bu kadar rahat
Karaoğlan Türk'le Neden Sevişmez?
seksyapar? Kızarkadaşı Bayırgülü nün
etnikkimliğidemuğlaktr. OndanbirTürk
gibi bahsedilmez. Çünkü sûrekli seks
yapıyor. Karaoğlan'ın annesi mesela,
Meryemvari bir kutsiyetle çizilmiştir.
Bütün kadınlaryan çıplak dolaşırken o
boğazına kadar kapalıdır,"
Karaoğlan'daki bu tablolar, birçok
eski Türk kahramanlık öykülerinde de
aynen geçerlidir. Sevişenlerden dişi olan
taraf, hep kahraman Türk erkeğinin cin-
sellik gücüne ve cesaretine hayran o\-
muş Hıristiyan kadınlardır. Yani asıl olan
erkekliktir ve o da Türk'e ait bir özellik-
tir. Erkek egemenliğini simgeteyen ve cin-
selliği "kadından faydalanmak" olarak
gören bir zihniyetin ürünüdür bu gö-
rüntüler.
Erkeklik, feodal toplumlarda baskın
bir kimlik olarak bütün belge ve resim-
lerde ortaya çıkar. O dönemde her ulu-
sun her kabilenin Karaoğlan'lan sayıl-
mayacak kadar çoktu. Zaman içinde,
bu bakış açısı değişmeye başladı. Ka-
dınlar sanayi devrimiyle birlikte çalışma
hayatına daha aktif katıldıkça, emekçi
olarak ortaya çıktıkça Karaoğlan figü-
rü soluklaştı.
Türkiye gibi sanayi devrimini yaşama-
mış, köklü birburjuva demokratik dev-
rimden geçmemiş ülkelerde, "sevişen
kadın"\n olsa olsa yabancı olacağı fik-
ri büyük ölçüde değişmedi. Almanya'da
çok anlatılan bir öykü vardır: Bir Türk iş-
çisi Alman arkadaşının annesine küfre-
der. AJman'ın bu küfre tepki gösterme-
sini bekleyen Türk işçisi şöyle bir cevap-
la karşılaşır: "Bu isteğinianneme ilete-
ceğim, sanınm çok memnun olur."
• • •
Karaoğlan, erkek egemenliğinin, ka-
ba güce dayalı cesaretin simgesiydi.
Bu yüzden toplumumuzda büyük ilgi
gördü. Cantek, bir başka yönüne daha
dikkat çekiyor "Bir de tabii erotik bir
yanı olması etkiliyorsizi... Bütün o say-
falar sperm kokuyor yani. Karaoğlan,
Batı 'yı kadın bedenine indirilmiş birşe-
kilde karşısına alıp fethediyor, ona had-
dini bildiriyor."
Karaoğlan dizilerine bugün rağbet
azaldı. Onun yerini TV dizileri aldı. Üs-
telik çoğundafürk milliyetçiliğinin en kü-
çük bir izini bile gönmek mümkün de-
ğil. 1960'lann bu furyasının ardında ne
yatıyordu. Cantek'in yorumu şöyle: "27
Mayıs'la ilgili bir şey bu. 60'larda Tür-
kiye, ikinci birKurtuluş Savaşı atmos-
ferine giriyor. ideolojik olarak böyle bir
atmosferyaratılıyor. Buna bağlı olarak
milliyetçi bir ortam oluşuyor. Bu yüz-
den o dönemde sadece tarihi çizgi ro-
manlarda değil, tarihi romanlarda da
patlama var."
• • •
Neden kahramanlar hep erkek? Ne-
den milliyetçilik yükselirken erkek ege-
men anlayış da yükseliyor? Bu sorula-
nn cevabı belli. Milliyet ve din insanın
doğuştan elde ettiği iki kimlik. Hiçbir
çaba sarf etmeden elde ettiği bir kim-
lik. En ilkel insanın bile bir milliyeti ve di-
ni oluyor. Cinsellik tam böyle mi? Yani
gelişmiş insan cinselliğe bir şey kata-
biliyor mu? Sanınm bu konuda modern
toplumlann en önemli kazancı, cinsel-
liğe kadının bir ortak olarak katılması-
dır.
Karaoğlan dizileri türünden diziler çok
öne çıkmasa da, kahraman ve cinsel ba-
kımdan güçlü Türk erkeği imajı ne öl-
çüde bizden uzaklaştı?
Türk erkeği hâlâ kahramandır, gözü
pektir ve de... Bütün yabancı kadınla-
nn istediği bir cinsel güce sahiptir. Bu-
nun altında ciddi bir eziklik yattığını in-
kâr edebilir miyiz?
2000?
Lİ Y1LLARDA
ERDAL ATABEK
ÇocuğumuzuKorumak...
'Çocuğumuzu korumak', bütün canlılara özgü
içgüdüsel bir davranıştır. Bu içgüdüsel davranış
olmasaydı kendini koruyamayacak durumda olan
küçük yavru yaşamını sürdüremez, bu da soyun
tükenmesine y o l açardı. Onun için de 'anne ta-
vuk', yavrulanna saldıran doğana kendi canını
tehlikeye atma pahasına karşı koymaktan çekin-
mez. Tuhaf olsın da şudur ki, yırtıcı bir kuş olan
doğan, bu beklemediği saldın karşısında şaşınr
ve uzaklaşmaktan başka çare bulamaz. Yavrusu-
nu koruyan her canlı bu tepkileri gösterir.
İnsan için 'çocuğunu korumak' hem bu içgü-
düden kaynaklanır hem de içinde yaşadığımız
kültür bizden b u davranışı bekler.
'Çocuğumuzu korumak', hepimize göre farklı
tutumlara yol açar. Kimimiz çocuğumuzu 'tehli-
keden kaçırarak' korumayı yeğleriz, kimimiz ço-
cuğumuzu 'bilg/siz bırakarak' korumayı seçeriz,
kimimiz de çocuğumuzu 'bilgilendirip yaşamın içi-
ne sokarak' korumayı doğru buluruz. Çocuklan-
mızı korumayı düşündüğümüz 'sigara, içki, uyuş-
turucu gibi kötü alışkanlıklar', 'yanlış arkadaş iliş-
kileri', 'yanlış ve tehlikeli davranışlar' gibi konu-
lardadeğişikyollardauygulanabilir. Cinsel konu-
lan konuşmama tutumu, arkadaşlar konusunda
ısrarla görüş bildirme, sokaktan ya da kimi me-
kânlardan uzak tutma çabalan hep bu tutumlara
bağlı davranışlardır. Ancak, bu davranışlann et-
kileri giderek azalır ve sonuçta çaresiz kalınır. Oy-
sa, 'çocuğu bilgilendirerekyaşamın içine sokmak',
hem onun ne yapacağı konusunda yetkinleşme-
sini hem de deneyim kazanarak özgüvenini art-
tırmasını sağlar.
Izmir'de bir ilköğretim okulunda yaşananlar,
'çocuğumuzu korumak' konusunun iki ayn yönü-
nü bir araya getirdi. İlköğretim çağına giren ço-
cuğumuz 'V, erken bir doğum nedeniyle verilen
kandan HIV vinüsü almış, bu hastalığın taşıyıcısı
olmuştu. Ailesi, uzun yıllar çektiği acılara eklenen
'çocuğumuz nasıl okuyacak?' kaygısını gideren
bir kararia çocuklannı ilköğretim okuluna yazdır-
mışlardı. Ancak bu karar aynı sınıfta çocuklan
okuyacak aileleri kaygılandırmış, bu aileler de 'ço-
cuğumuzu korumak' için çocuklannı gönderme-
me yolunu seçmişlerdi. İlk günlerde yaşanan kar-
gaşayı hep birlikte gördük ve okuduk. Küçük 'V
sınıfta yalnız kalmış, okulda büyük bir gerginlik ve
tartışma başlamıştı. Şimdi ne olacaktı?
Olaylar şöyle gelişti. Tıp bilimi adına konuşan-
lar bu koşullarda bulaşma olmayacağını açıkla-
dılar. HIV virüsünün bulaşması sadece, taşıyıcı ki-
şinin kanının bir başkasının kanına bulaşması ile
ve cinsel ilişki yoluyla olabiliyordu. Her iki olası-
lık da okulda söz konusu değildi. Eğer bir kaza
ile küçük 'V'nin biryeri kanarsa gene bulaşma ola-
sılığı yoktu, çünkü taşıyıcının kanı sağlam birde-
riye temasla da virüsü bulaştırmıyordu. Kaldı ki
küçük 'Y' de, sınıfındaki, okulundaki öğrencilerde
bu konuda bilgilendirilir, hiçbir olumsuzluk da ol-
maz.
Çocuklannı okula göndermeyen aileler de bu
tutumlanndan ötürü suçlanmamalıdır. Onlar da
'kendi çocuklannı koruma güdüsü' ile hareket
etmişlerdir. Içlerinden gelen ilk davranış 'çocuk-
lannı tehlikeden uzak tutmak' olmuştur ve bunu
kınamamak gerekir.
Bu konudaki yanlış, Milli Eğitim yetkililerinin da-
ha önceden okulun bütün öğretmenlerini ve bü-
tün velilerini toplayarak konunun uzmanları ile
'bilgilenme toplantılan' yapmayı düşünmemiş ol-
masıdır. Eğer böyle birtoplantı yapılsa, soru-ya-
nıtlaria hertürlü kaygıyı giderecek bilgi iletişimi sağ-
lansa idi pek çok kişi tutumunu yeniden «değer-
lendirebilirdi. Sonradan velilerin çoğunun tutum
değiştirmesi de bu yanlışın önemini ortaya koy-
muştur.
Küçük yaşında yaşadıklanyla erken olgunlaş-
tığını düşündüğümüz Y'nin arkadaşlan da birlik-
te olmaktan birçok olumlu özellik kazanacaklar-
dır. Kendinden başkasını düşünüp koruma, yar-
dım isteyen bir arkadaşla dayanışma, onun kay-
gılannı azaltmada yararlı olma gibi, günümüzde
eksilen pek çok olumlu nitelik bu olayın içinde pek
de farkına vanlmadan kazanılmış olacaktır.
Anne babalar da kendi çocuklanyla birlikte top-
lumsal yaşamına başlayan 'Y'ye yardımcı olma-
nın kendilerinekazandıracağı 'zohuklan birlikte gö-
ğüsleme' duygusu ile zenginleşeceklerdir.
Küçük 'Y', hepimizin çocuğudur, onunla birlik-
te yaşamak hepimize çok şey kazandırmıştır, da-
ha da kazandıracaktır.
Keşke, yaşadıklanmızın hepsinden de olumlu
dersleralabilsek...
e-mail: erdalatak > superonline.com
fax: 0212-513 90 98
Bir îşyerine zarar verdiler
Şişli'de izinsiz
gösteri: 15gözalü
İstanbul Haber Servi-
si - Imrah Adası'nda
ömür boyu hapse hü-
kümlü bulunan PKK lı-
deri AbduDahÖcalan'ın
tecrit koşullannın de-
ğişririlmesinı isteyen bir
grup, Şişh'de izinsiz
gösteri düzenledi. Grup
taş ve sopalarla bir iş-
yerine zarar \erdikten
sonra ara sokaklara da-
ğılarak kaçtı.
Gayrettepe ve Şişh
yönünden gelerek saat
14.15 sıralannda Me-
cidiyeköy'de toplanan
yaklaşık50kişilikgrup,
Ocalan lehine slogan
attı ve bildiri dağıttı.
Yüzleri maskeli olan ve
ellerinde taş ile sopalar
bulunan grup, daha son-
ra topluca Gayrettepe
tarafına doğru yürüyü-
şe geçti.
Güzergâh üzerinde
gördükleri 1 polis oto-
su ile bazı işyerleri ve
otomobillere taş atan
grup, bir otomotıv ba-
yiinin camlannı kırdık-
tan sonra Gülbağ yö-
nüne doğru ara sokak-
lara girerek kaçtı.
Bölgeye takviye ola-
rak gönderilen polis
ekiplerinin de karılımıy-
la çe\ rede gerçekleşti-
rilen uygulama sonucu
gösteriye kahldıklan id-
diasıyla yaklaşık 15 ki-
şi gözaltına alınarak
emniyete götürüldü.