Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 EKİM 2003 RAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JljJVvJiıl_Jlfj.l ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
^ÎRKETLER
• THE MARMARA
fcTANBLX da bulunan
lanorama Restaurant'ta
'ijjantin Yemekleri ve
Tıngo Festivali'
ciizenleniyor.
Crganizasyon 9-19
Ecim tarihleri arasında
grrçekleştirilecek.
• BETLAND, 19
ylında kültür-sanat,
stfıne, moda, siyaset ve
rredya dünyasırıdan 19
üılünün tasarladığı
yıstıklan, sokak
çccuklan yaranna satışa
sınacak. Elde edilecek
gdir ümut Çocuklan
D;rneğTne
bcgışlanacak.
• KOTON, çekimleri
NJıat Odabaşı
tarafından yapılan
Sonbahar-Kış
Koleksiyonu'nu
tanıttı. Avrupa'nın
tanınmış
mankenleri Mariana
Lorena Beatrice.
Gabriella Garcia ve
Aitor Mateo
Hermando'nun
modellik yaptığı
kreasyonda geçen yıla
göre daha feminen bir
hava hâkim.
• AYGAZ, bu yıl
sekizincisi düzenlenen
Uluslararası
Istanbul Bienali
sanatçılanndan Jennifer
Steinkamp'ın
eserlerinin
sergilenmesine verdiği
destekten dolayı.
bienalin açılışında ödüle
layık görüldü.
• REAL, 24Eylül-16
Ekım tarihleri arasında
düzenlediği "Teknoloji
Günleri" kapsamında
Istanbul Kartal, Ankara
Bilkent ve Adana'da
promosyonlu teknoloji
ürünlerini tüketicilere
sunuyor.
HÂVAŞ Başkanı Oztürk, turizm ve havacıbk bürokrasileri arasındaki kopukluğu eleştirdi
KaynakdeğildüzenlemegenekliMtVE ZEYBEKOĞULLARI
ANTALYA - Havaalanlan Yer Hız-
metleri AŞ (HAVAŞ) ve Park Gru-
bu'nun ev sahipliğini yaptığı "Havacı- .
hk Sektörü Büyük Buluşması" gala ye-
meğinde konuşan Havaş Yönetim Ku-
rulu Başkanı Murat Önder Öztürk, tu-
rizm ve sivil havacılık sektörlerinin iki
ayn bakanlık ve bürokrasi tarafindan şe-
killendirilmesinin koordinasyon kopuk-
luğu yarattıgını ifade etti. Öztürk bu ne-
denle devletin bu sektörlerdeki düzen-
leyici ve denetleyici fonksiyonlarını ye-
terince kullanamadığını söyledi. Ulaş-
tırma Bakanı Binali Yıldınm ise, Bölge-
sel Havacılık projesiyle, yılda 130-140
milyona ulaşan otobüs yolcu sayısının
en az yüzde 10'unun havacılık sektörü-
ne kaydınlabıleceğini vurguladı.
Antalya Lares Hotel'de gerçekleşen
etkinlık sivil havacılık sektörünün
500"ye yakm temsilcisıni bir araya ge-
• Murat Önder Öztürk, devletin görevinin sıkıştığı anda sektörlere
kontrolsüz kaynaklar tahsis etmek değil, kalıcı düzenlemeler
gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Öztürk, turizm ve sivil havacılık
sektörlerinin iki ayn bakanlık tarafından şekillendirilmesinin
koordinasyon kopukluğu yarattıgını ifade etti.
tirdi. Murat Önder Öztürk, 11 Eylül
olaylanyla başlayıp SARS ve Irak sava-
şıyla devam eden küresel sıkıntılann
sektöre etkilerinin kalıcı bir hal aldığı-
nı belirtti. Turizm ve sivil havacılık sek-
törlerinin iki ayn bakanlık ve bürokrasi
tarafından şekillendirilmesinden yakı-
nan Öztürk, "iki kurum arasındaki ko-
ordinasyonun yıllardır devam eden ko-
pukluğu >üzünden de\1etin bu sektörler-
deki düzenleyici ve denede\ici fonksiyon-
lan akim (lasır) kalmaktadır. Bunun
ulusal ekonomiye kazanç gerirmediği
aşikârdır" diye konuştu.
Devletin görevinin sıkıştığı anda sek-
törlere kontrolsüz kaynaklar tahsis et-
mek değil, kalıcı ve makro menfaatlere
uygun düzenlemeler gerçekleştirmek
olduğunu belirten Öztürk, bunun ıçin
de turizm ve havacılık sektörleri arasın-
da kalıcı bir departmanlaşmayı sağla-
yacak bir yeniden yapılandırmanın şart
olduğunu ifade etti.
Hedef 13 mllyon yolcu
Yemeğe katılan Binali Yıldınm, hava
trafığınin tüm yurda yayılmasını hedef-
leyen Bölgesel Havacılık Projesi'yle il-
gili bilgi verdi. Ticaret ve esnaf odalan,
THY ve özel taşımacılık şirketlerinin
bu konuya çok ilgi gösterdiğinı belirten
Yıldınm, bugüne kadar 7 başvuru al-
dıklannı söyledi. Yıldınm, otobüs yol-
cu sayısının yılda 130-140 milyon kişi-
ye ulaştığını, buna karşın hava yoluyla
seyahat eden kişi sayısımn dış bağlantı-
lar dahil 5 milyonu geçmediğini hatır-
latarak, "projenin otobüs yolculannın
yüzde 10'una bile ulaşması haünde, ha-
va yoluyla seyahat eden kişi sayısı 13-14
milyona yükseiebilecek" dedi.
Uçuş emnıyetı ve havacılık güvenliği
konusunda Türkiye'nin de üyesi oldu-
ğu ICAO. ECAC, DAA ve EURO-
CONTROL gibi uluslararası kuruluşlar
tarafından belirlenen standartlara uyu-
mun büyük önem taşıdığını belirten Yıl-
dınm, "söz konusu standartlara uygun
olarakyapılanmasını tamanüayamayan
ve uygulanıalannı sürdüremeyen ülke-
lerin sivil havacılık alanında ileri gitme-
leri ve iilke ekonomisine katkı sağlama-
lan mümkün görünmemektedir" dedı.
Yıldınm bu nedenle, Sıvıl Havacılık
Genel Müdürlüğü'nde yeniden yapılan-
dınnaya gidileceğini söyledi.
Ayda 1-2 milyar lira arasında değişen rakamlar karşılığı plakalar kiraya veriliyor
Taksiplakası altın gibiGÖKÇE UYGUN
Kayıtlı 18 bin taksinin bu-
lunduğu Istanbul'da 150-200
milyar lira arasında değişen ti-
cari plaka fiyatlan, şoförlerin
plaka sahiplerine çalışmasına
neden oluyor. Kentte görev
yapan yaklaşık 35 bin taksi şo-
förünün büyük bir kısmı pla-
ka sahibi değil...
Bakanlar Kurulu tarafından
1986 yılında çıkanlan "Tica-
ri Plakalann Verilmesinde
Uyulacak Usul ve Esaslar
Hakkında Karar"a göre de
büyükşehirlerde yalnızca "ge-
çimini şoförlükten sağlayan Id-
şüer" taksi plakası sahıbı ola-
biliyor. Ancak Istanbul'da du-
rum farklı...
Kentte taksi plakası sahibi
olmak bir yatınm aracı olarak
görülüyor. Taksi plakası sa-
hipleri, ayda 1-2 milyar lira
arasında değişen rakamlar
karşılığı plakalannı kiraya ve-
İstanbul'da 35 bin taksi şoförünün büyük bir kısmı plaka sahibi değfl.
rerek ek gelir elde ediyorlar. lirlendiğine dikkat çekerek
Istanbul Otomobilciler Esnaf "Bu durura ve Türkiye'nin
Odası Başkanı Semih Kaça- ekonomik koşullan düşünü-
noğlu. taksi plaka fiyatlannın lünce ticari plakalann çok da
piyasada arz ve talebe göre be- pahah olduğunu söylenemez"
dedi. Sadece geçimini şoför-
lükle sağlayan kişilerin taksi
plakası sahibi olmalan gerek-
tiğini vurgulayan Kaçanoğlu
•'Geçimini şoforlük dışuıda
başka işlerden sağlayan kişile-
rin taksi plakası almalan yasal
değil" diye konuştu.
Taksi şoförleri de plakalann
yüksek fiyatlarla satılmasın-
dan yakındılar. On sekiz yıldır
taksicilik yapan Alper Erdo-
ğan taksicilerin çok zor du-
rumda olduğunu belirtti.
Üniversite mezunu olan
ancak bitirdiği bölümle ilgi-
li iş bulamadığı için taksi şo-
förlüğü yapan Hasan Sönmez
ise özetle şu görüşlere yer
verdi:
"Ben de üniversite mezunu
işsizler kervanındayuıı. Gün-
lük 20 milyon yevmiye 9e çah-
şıyorum. Günümüz şartlann-
da bu komik rakam da en
temel ihtiyaçlarımı bile kar-
şılamaya yetmiyor."
KARALİSTE
830 bin kişi
bankalara
borçlu
ANKARA (ANKA)-
Hükümetin sicil affi
gerirmek için yasa
hazırladığı bankalann
"kara Hstesi*ne,
ağustosta 11 bin 500'e
yakın isim alındı.
Bunlann 9 bin 400'ünü
kredi kartı borcunu
ödemeyen, 256'smı
gecikmeli olarak ödeyen,
1293'ünü tüketici kredisi
borcunu ödemeyen,
423'ünü ise gecikmeli
olarak ödeyenler
oluşturdu. Böylece,
bankalann "kara
listesi"ne alınanlann
toplam sayısı, ağustos ayı
şonu itibariyle 828 bin
548 olarak gerçekleşri.
Listede bulunanlann 637
bin 340'lık en büyük
bölümünü kredi kartı
borçlulan oluşturdu.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(Ş1r.net
Son gelişmelere bakarak
yıne vurgulamak ıstıyorum:
ABD'nin imparatoriuk ge-
misinin hızı gklerek kesi-
liyor. Tabıı ki AKP hüküme-
tinin, bunu fırsat bilip sorun-
lan şiddete dayalı milıtarist
yöntemlerie çözmeye eği-
limli imparatoduk projesıne
karşı mücadele etmesinı
beklemek gıbı birfantezımız
yok. Ama, hiç olmazsa, bu
gemiye yakıt sağlamanın,
hatta bizzat yakıt olmaya ta-
lip olmanın ahlaki sorunlan-
nın, zamansızlığının ve nsk-
lerinin farkında olmasını
bekleyemez miyiz?
Herfces dlrenlyor
Bir imparatoriuk projesı-
nin ilerieyebılmesi için im-
paratoriuk adayı, hem dışa-
İmparatopun Gemisine Yakıt Olmayalım
nda tüm direnişlere, blok-
laşma eğilimlerine rağmen
istediğını yapabilmeli hem
de içende halkı, bu projenin
mali, manevi ve insani ma-
liyetini üstlenmeyi kabul et-
melidir. Bush yönetimi hem
dışanda hem içeride gide-
rek daha çok zorianıyor. Af-
ganistan'da hâlâ ne ıstikrar
nedetoplumsal bıryapı ku-
rulabildi. Taliban güçleri
yeniden toparianıyor. Orta-
doğu'da "yol harrtası" sü-
recı, tamamen çöktü. Irak'ın
durumu malum, ölü sayısı
(Amerikalılan kastedıyorum,
Iraklılan sayan yok ama
11000'i geçtiğı söyleniyor)
geçen hafta 333'e ulaştı.
ARİA "KİMÖNDE?" YARIŞMA ŞARTNAMESİ
1) Yarısma, Türkıye'de yaşayan ve 18 yasını dotdurmuş Ana hattı sahıplennın tOmune açıktm IŞ-TİM Telekomûnıkasyon
Hızmetien A.Ş ("Arıa"), TBWA Reklam Hızmetten A Ş, Ana satış noktalan çalışanlan ve bunlann bırificı derece akrabaJarı
yanjmaya katılamazlar Katılıp ödül kazandıkfarı takdırde ise bu haktan yararianamazlar
• Yartşmaya katıtmak fçın Ana abonelennın "SORU" kornutunu kısa mesaj olarak 9595'e göndermelerİ yeteriî olacaJctır
Hk kez mesaj gönderen abonelere, Ana tarafından belırienecek kışıye ozel (her hat tçın sadece bır numara) kayrt
numaralan kısa mesaj yoluyla göndentecektır Kısa mesaj ıle soru talebınde butunan abonetenmıze yir>e kısa mesaj yolu
ıle sorular ıletılecektir
• Zorluk sevıyesi gıderek artan bes farklı sevıyede sorular mevcut oJup bütün seviyedekı sorular ıçın her sorunun
üç şıkkı bulunacaktır Dogru yanrtlanan her sevıyedekı soru ıçın aşağıdaki puanlar kazanılacaktır,
• 1 Soru 10 puan
• 2 Soru 30puan
• 3 Soru 60 puan
• 4 Soru 100 puan
• 5 Soru 150 puan
2) Kazananlann Belırienmesı Yanşma, Aria "Kımönde
7
" yarışması sorutanna en çok puan toplama esasına dayalıdır
3) Yansmada ödül almaya hak kazanan Arıa abonelennın, daha önceden kendıterıne kısa mesaj ıle gönderilmış olan kayrt
numaralan, yanşma sona erdıkten sonra www ana com tr adresınde yayınlanacaktır Söz konusu koşullan yenne getıren
abonelere ayrıca telefonla kazandıklan brldırilecektır
4) Yarışma, 07 10 2003 - 24 10 2003 tanhlen arasırda yaptlacaktır
5) ödül Yanşma sonunda ışbu şartnamede belırtıten şekılde yanşmaya katılan aboneler arasından en çok puan toplama
esasına göre Ödüle kımlerin hak kazandığı belırlenır
Yanşma sonucunda ödüle hak kazanan aboneler aşağıdaki şekillerde belırienecektır
a) Yanşmanın brtış tanhinde 3 (üç) hafta boyunca en fazla puan toplayan ılk 5 (beş) abone bırer forma,
mac bıletı ve Ana MobılKulüp kartı almaya hak kazanacakiardır
b) Yanşmanın bıtış tarihtnde 3 (üç) hafta boyunca en fazla puan toplayan ılk 5 (beş) krşıden sonra gelen
15 (onbeş) kışı, btrer forma almaya hak kazanacaklardır
6) ödül oiarak, Fenert>ahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplenne art formalardan bin, Fenerbahçe, Galatasaray ve
Trabzonspor MobılKulüp kartlardan bin ve bu takımiartn kendı evlerınde oynayacağı, kulüplenn beltrleyeceğı
maçlara ait bıletler venlecektır
7) Ûdül kazanan faturalı Ana abonelerıne ödüllen ancak yartşmacı abonenın Abonelik Sozieşmesı'nde belırtılen
yükümlülüklerint tam olarak yerine getirmest halınde verılır ödul kazanan faturalı hat abonesı olan yanşmacı, yarışma
süresıni kapsayan fatura dönemıne ve/veya dönemlenne art borcunu ödedığı anda ödüle hak kazanır. Faturanın son
ödeme gunünde ödemesını yapmayan abonenın ödûl hakkı ıptal edılır, ödül en çok puan alan sıradakı aboneye devredılır
SĞz konusu ödül büyük ödül ise, en çok puan alan bır sonrakı aboneye devredtiır Eğer bır sonrakı abone faturalı ıse
yukanda belırtılen şartlar geçerlıdır Buna ek olarak Arıa, yarışma süresmce faturalı abonelerden, fatura borcuna
mahsuben ön ödeme talep edebılır
8) ödül kazanan faturasız hat sahıbı Arıa abonelerıne ödüllen ancak Abonelık Sozieşmesı'nde belırtıten tüm hak
ve yükümlulüklennı tam olarak yenne getırmesı ve hattın kötüye kullanımmtn tespıt edilmemest halınde ventır
Bu şartları yenne getırmedığı tesprt edıldığinde abonentn ödül hakkı iptal edılır ve ödül en çok puan toplayan
bır sonrakı aboneye devredıiır
7 ve 8 maddeierde belırtılen şartlar bu madde hükumlennı yenne getırmemelerı sebebryle ödul hakkı ıptal edılen
abone yenne ödül almaya hak kazanan abone ıçtn de uygulanır
9) Yarışma kapsamında, MobılKulüp kart sahıbı Arıa abonelen tçın her bır soru 1 SMS ücretı (faturasız aboneler ıçın
2 kontör, faturalı aboneler ıcın KDV dahıl Ö(V harıç 120,000 TL) ıteûcretlendınfırve sorular 95%'dan kısa mesaj
olarak göndenlır MobılKulüp kart sahıbı olmayan Ana abonelerı ıçın ise her bır soru, 3 SMS ücretı (faturasız aboneler
ıçın 6 kontör, faturalı aboneler tçm KDV dahil OfV harıç 360,000 -TLJ ıle ucrettendırılır ve sorular 9595'den kısa mesaj
olarak göndenlır
10) Öduüer Aralık 2003 tanhınden rtrbaren kazanan abonelenn adreslenne teslım edılecektır
11) Arıa. Servıs'ın kultanımı sırasında oluşabılecek tekntk aksaklıklardan dolayı sorumlu değıldır.
12) Yanşmaya katılanfar Arıa'nın yarışma şartnamesjnde tests ettığı kurallan kabul ederler
13) Işbu şartname, "Arıa - Kımönde
7
Içın Düzenlenmış Yanşma Şartnamesi" olup başka bır yanşma, çekıliş, pfomosyon,
ıkramıye ya da kampanya ıçın kullanılamaz.
14) Yanşma, Mıllı Pıyango Idaresı'nce düzenlenen yarışma, çekıhş, ıkramıye ya da kampanyalar kapsamı dışındadır
arıa
Los Angeles Times'a gö-
re, Irak komutanı General
Sanchez, "direnişin gide-
rekgeliştiğini", "günlükça-
tışma sayısının 20'ye ulaş-
tığını" (02/10), VVashington
Times'a göre de haftada 40
askerin yaralandığını, 3-6
askerin öldüğünü söylüyor.
MuhafazakârThe New Re-
public'te yazan L. Kap-
lan'a göre yaralı sayısı yö-
netimin açıkladıâının çok
üstünde (02/10). Işgalin fa-
turasıysa gittikçe büyüyor.
Rumsfeld, Irak'ın "yeniden
inşasının" bızzat Irak'ın pet-
rol gelirleriyle karşlanaca-
ğını ileri sürmüştü. Ancak
savaştan önce de belirttiği-
miz gibi bu gelirler, sabotaj,
altyapı yatınmlannın yeter-
sizliği vb. nedenlerie hâlâ
gerçekleşmedi, yakın za-
manda gerçekleşmeleri de
olanaklı değil (MEED 2/10).
Bu yüzden, Bush bır taraf-
tan Kongre'ye gıderek 87
milyar dolar daha ek kay-
nak isterken diğer taraftan,
mşliyeti zengin ülkelerle
paylaşmanın yollannı ara-
mak üzere BM Güvenlik
Konseyi'ne geri döndü.
Ancak Kongre'de, nere-
ye harcanacağı ve nasıl kar-
şılanacağı bellı olmayan bu
kaynağı vermeye istekli gö-
rünmüyor, tatsız sorularla
Bush yönetimini zorluyorlar.
BM'ye gelince Bush yöne-
timinin perşembe günü Gü-
venlik Konseyi'nde oylan-
mak üzere sunduğu taslak,
başta Kofi Annan olmak
üzere kimseyi tatmin etme-
di. Annan "Bu koşullarda
BM sorumluluk üstlene-
mez" dedi (VVashington
Post 4/10). BBC'nin aktar-
dığına göre Fransa temsilci-
si beklentilerimize cevap
vermiyor, Almanya temsil-
cisi de "Ozehnde daha çok
çalışılması gerekiyor" de-
miş. CNN de Pırtin'in öne-
riden hoşnut dmadığını bil-
diriyordu (04/10). Bu dire-
nişler, Bush yönetimini, ba-
sınçlara boyun eğerek,
Irak'ı paylaşmayı kabul et-
meye doğnj itiyor. Diğer ta-
raftan, Irak'ta yaşananlar
da, imparatoriuk projesinin
önleyici vuruş, rejim deği-
şikliği gibi yöntemlerin,
bundan sonra, bır kez daha
uygulanmasını çok zoriaş-
tırdı. özetle, asken ve dip-
lomatik gelişmelere baka-
rak, imparatoriuk projesinin,
uluslararası alanda çok bü-
yük engellere takıldığını
söyleyebıliriz.
'Establishment' da
halk da huzursuz
ABD dış politıkasındaki
bu sıkışıklık Cumhuriyetçi
Parti'nin geleneksel eliti
arasında kaygı yaratmaya
başladı. Geçen iki hafta
içinde yayımlanan iki rapor
(Council on Foreign Re4a-
Bush yönetimınden tek
yanlı dış politikayı terk et-
meyi, müttefiklerine daha
fazla önem vermeyi istediği
söylenebilir.
Institute for Policy Stu-
dies
1
den Saul Landau da
geçen hafta Counter-
punch'ta (02/10), muhafa-
zakâr parti elitinin ve bü-
yük iş çevrelerinin, Bush yö-
netiminin politikalanndan
giderek daha çok kaygılan-
dıklannı yazıyordu. VVas-
hington'da enerji sektörün-
de danışmanlık yapan PFC
şırketinden analist Fareed
Mohamedi ve The Middle
East Research and Infor-
mation Project'ten Chris
Teonsing de Bush'un Irak
tions: A strategy for invi-
gorating USA Public Dip-
lomacy -ABD'nin halklara
yönelik diplomasısini can-
landırmak için bır strateji- ve
Dışişleri tarafından Baker
Instrtute'den. Djerjian
başkanlığında, Kongre sa-
tın alma komisyonuna veril-
mek üzere: Changing
Minds, VVinning Peace -
Düşüncelerini değiştirmek,
banşı kazanmak-) bu konu-
ya eğilerek genelde dünya-
da, özelde de Arap dünya-
sında artan ABD düşmanlı-
ğını irdelıyordu. Her iki rapor
da, kabaca, birçok yöne-
tim, istediği halde, bu
düşmanlık yüzünden,
halkından çekinerek bi-
zimle birtikte davranamı-
yor dıyordu. Bu rapoıiann,
birçok sosyo-ekonomik ve
diplomatik önerinin yanı sı-
ra, dolaylı bir dille de olsa,
politikasının, Exxon-Mobi-
le, Chevron-Texaco gibi
dev petrol şirketierince kay-
gıyla karşılandığını belirti-
yorlardı (Counterpunch 3-
5/10) Paul Grugman New
York Times'ta, Cheney ve
yakın çevresini, ağır bir dil-
le savaşın sırtından para ka-
zanmaklasuçladı. Perşem-
be günü NYT, Bush'un ya-
kın çevresinden bir grubun
Irak'ta yatınm yapmak iste-
yenlere danışmanlık yap-
mak üzere şirket kurduğu-
nu yazdı.
1200 kitle imha silahlan
uzmanının Irak'ta üç ay sü-
ren, 300 milyon dolara mal
olan araştırması (Intepen-
dent 03/10) geçen hafta,
Irak'ta kitle ımha silahlan
bulunamadığının açıklan-
masıyla sonuçlandı. Ertesi
gün yayımlanan The Eco-
nomist'in kapağında, Kitle
Kandırma Silahlannın Sa-
hipleri başlığının altında
Bush ve Blair'in resimleri
vardı. Bellı ki muhafazakâr
kesimlerin bile bu iki "lide-
re" pek bir güvenleri kalma-
mışt.
Blair hükümeti, Doktor
KeNy'nin ölümü, adının ba-
sına sızdınlması bağlamın-
da soruşturmaya uğramış,
kamuoyunda büyük güven
kaybetmişti. Bush yönetimi
de benzer birskandalla kar-
şı karşıya. Bush'un siyasi
danışmanı, kampanya di-
rektörü Karl Rove, Irak'ın
Nijerya'dan nükleer malze-
me aldığına ilişkin iddialan
CIA adına soruşturduktan
sonra yalanlayan raporun
yazan emekli elçi Joseph
VVılson'un kansının CIAaja-
nı olduğunu basına sızdır-
makla suçlanıyor. Bir CIA
ajanının adını açıklamanın
cezasıysa 10 yıla kadar ha-
pis. Bu skandalın arkasın-
dan, "neo-conlannduaye-
ni VVilHam Kristol bile Bush
hükümetinin kargaşa içinde
olduğunu kabul etmek zo-
runda kalarak, Bush'un bir
an evvel Kari Rove ve diğer
sonjmlulan ışten atması ge-
rektiğini yazdı (The Weekly
Standard 13/10/03).
Newsweek'ın bir yoaımu-
na göre bu skandal aslında
Bush yönetimiyle CIA ara-
sında, Irak poiitikası bağla-
mında sümiekte olan çekiş-
menin bir yansıması
(02/10).
Bush yönetimi, ABD "oH-
garşisinin" önde gelen
temsilcilerinin güvenini kay-
bederken kamuoyu yokla-
malan da, örneğin geçen
haftaki Newsweek/NBC
anketi, Amerikan halkının,
Bush'un Irak politikalanna
güveninin nisanda yüzde
66'dan eylül sonunda yüz-
de 41'e ındiğini gösterdi.
New York Tımes CBS an-
ketine göre de halkın yüzde
56'sı ülkenin dogru yolda ol-
madığını düşünüyor.
Karşımızda hem içerde
hem dışanda, her alanda
zayıfiayan, güven kaybe-
den bir yönetim var. Bu yö-
netimin, her gün biraz daha
sorgulanarak değişmeye
zortanan dış politikasına or-
tak olmak yann hepimize
çok pahalıya patiayabilir...
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Cancun Sonuçları
Dünya Ticaret örgütü'nün (DTÖ), 10-14 Eylül
Cancun (Meksika) Toplantısı başansızlıkla sonuç-
landı. Ülkemizin basın-yayın dünyası, Cumhuri-
yet'in dışında, toplantıya gerekli ilgiyi göstermedi.
Cysa Cancun'dan çıkanlması gereken çok sayıda
ders vardır.
• • •
Toplantının amacı, ülkeler arası ticaretin, yoksul
ülkeler yaranna kolaylaştınlması sürecinin tamam-
lanması yönünde adımlaratmaktı. Cancun, birara
toplantıydı. Kasım 2001 'de Daho'da başlayan ça-
lışmalar "turu", 31 Aralık 2004'te tamamlanacaktı.
özellikle de tarım ürünleri ve dokuma dışsatımı
üzerindeki engellerin kaldınlması ve azaltılmasıyla
uluslararası ticaret kolaylaşacak; yoksul, azgelişmiş
ya da gelişmekte olan ülkelerin, (bunlara isterseniz
sözcüklerin baş harflerini alarak YAG diyelim) ya-
ranna bir uluslararası ticaret ortamı yaratılacaktı.
Ancak, ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi, ge-
lişmiş ülkelerin (GÜ), topluca, kendi üreticilerini dış
rekabet karşısında gümrük duvarlanyla korumak ve
özellikle de tanmsal destekleme politikalarını sür-
dürmek istemeleri, Cancun'da uzlaşmaya vanlma-
sını engelledi. Gelişmiş ülkeler kesiminin kendi ara-
larında yaptığı işbirliği, yoksul ülkelerin ekmeğini
kesti. Tanmsal ve tarıma dayalı sanayi ürünlerinden
başka bir şey üretemeyen yoksul ülkelerin dünya
ticaretinden pay almalannın yolu da iyice daraltıl-
mış; giderek kapatılmış oldu.
Cancun'da bir uzlaşmaya vanlamaması, dünya
ticaretinin bundan sonrası için çok önemli etki to-
humlannı taşıyor; çünkü Daho sürecinin yeniden
canlandınlması çok zordur.
* • •
Cancun'un öğrettiklerinin başında, hükümetlerin,
üreticilerinin çıkarlannı korumaktan vazgeçmedik-
leri gerçeği geliyor. ABD, AB ve Japonya, yoksul
ülkelerin ürettiği tarım ve tanma dayalı sanayi ürün-
lerini iç pazarianna kolayca satılmasını istemiyor;
kendi üreticilerini korumak istiyor. Gelişmiş ülkele-
rin bir ortak özelliği var; bu ülkelerin hükümetleri,
iki nedenle tanmı korumak zorundadır; bunlardan
biri, halklannın çıkariarını koruma "duyarlılığına"
sahip olmalan; ikincisi de ulusal "gıda güvenliği"
kaygısı taşımalandır.
Bu durumda, Cancun'dan çıkarılacak ilke ders,
küreselleşme adı altında gelişmekte olan ülkelere
dayatılan sürecin, herzaman olduğu gibi gelişmiş-
lerin işine geldiği ölçüde geçerli olduğudur. Küre-
selleşmenin zenginlerin çıkarına işlediği gibi yok-
sullann da yaranna olduğu görüşü çok ağır bir ye-
nilgi almıştır.
Bu sonucun bir başka tarafı şudur: Yıllardır,
"zevkle" ulus devlet kavramı öldü diyenler, bu gö-
rüşlerini bir kez daha gözden geçirmek zorunda-
dır. Çünkü her "demokratik" hükümet, kendi insa-
nının iş bulmasını ve üretim yapmasını "öncelikli"
tutmak zorundadır.
Cancun'un ikinci dersi, dünya ticaretinin, esas
olarak, gelişmişlerin yararına işlediğidir. Sol düşün-
cenin, kapitalizmin doğuşundan bu yana vurgula-
dığı eşitsiz değişim olgusu her gün bir kez daha ka-
nıtlanmaktadır. Tarım ve tarıma dayalı sanayi ürün-
lerinin ticaretinin daha çok serbestleşmesi GÜ'nün
yaranna işleseydi hiç kuşku yok ki bu ülkeler daha
çok serbestleşmeyi sağlarlardı. Nitekim GÜ, ucu-
zaürettikleri ileri teknoloji ürünlerinde, iletişimdeve
bankacılık başta olmak üzere kimi hizmet alt sek-
törlerinde serbestleşmeyi, çıkanna işlediği için, so-
nuna kadar savunuyor.
Cancun'un üçüncü öğretisi şudur: Uluslararası
kuruluşlarda eşitlik, çok ama çok önemlidir. Can-
cun'da, YAG ülkeler, zenginlerin dayattığı önerileri
ret etmişlerdir; edebilmişlerdir. Bu nasıl olmuştur?
Bunu sağlayan, DTÖ'nün örgütlenme biçimidir.
Dünya Bankası ve IMF'nin tersine, DTÖ'de "ülke-
ler eşit oy hakkına" sahiptir; bu örgüte en son, ya-
ni 148. üyeolan Nepal ile ABD'nin, "oyağıriığı"ay-
nıdır. IMF ve Dünya Bankası'na göre bu çok büyük
bir nitelik farkıdır. Yoksul ülkeler haklı olarak, IMF
ve Dünya Bankası'nda da, haklı olarak, oy hakla-
nnda eşitlik istiyorlar.
• • •
Jürkiye, Cancun toplantısında, yanlış yer tuttu;
GÜ ile biriikte davrandı; Arjantin, Brezilya, Çin, Hin-
distan vb. başını çektiği 21 ülke kesiminin içinde
yer almadı; kendini gelişmiş saydı.
Bu durumda AKP hükümetinden tek bir davra-
nış beklenmelidir: ülke içinde de GÜ gibi davran-
mak, a. tanm ürünleri gıda ve dokuma gibi alanlar-
da iç pazan yabancı mallann rekabetine karşı ko-
rumak ve b. GÜ oranında tanmı desteklemek. ör-
neğin, ABD pamuğa üretici başına yılda 120 bin do-
lar destek vermektedir. Hükümet, pamuk ve diğer
tanm üreticilerine bu yıl ne kadar destek verecek-
tir?
Olunmadığı halde "gelişmiş ülke gibi davranma-
nın", ulusal çıkaraçısından, artısıve eksisiyle, doğ-
ru değeriendirilmesi gerekir.
yakupf« metu.edu.tr
Kamu yönetimi reformu geçiktirdi
Acil Eylem
Planı'nda revizyon
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kamu
yönetimi reformunun
yasalaşmasuıın gecik-
mesi, hükümetin Acil
Eylem Planı'nı (AEP)
vurdu. Devlet Planla-
ma Teşkilatı (DPT),
kamu yönetimi yasası-
nın çıkanlmasına bağ-
lı AEP eylemlerinin
sürelerinin uzatılması-
na yönelik bir çahşma
başlattı. AEP'de yer
alan eylemlerden yak-
laşık 30 kadannın ger-
çekleşmesinin, bu haf-
ta içinde Bakanlar Ku-
rulu'nda görüşülecek
olan Kamu Yönetimi
Temel Yasa Taslağı'na
bağlı olduğu ifade edi-
liyor. Hükümet 28 Ka-
sım 2002'de yürürlüğe
giren Acil Eylem Pla-
nı'nda ilk "revizyon"
karannı taahhüt ettiği
yapısal reformlan za-
manında çıkaramaya-
rak aldı. DPT tarafın-
dan yürütülen çalışma-
lann bir ay içinde so-
nuçlanacağı, özellikle
kurumsal yapılanmaya
yönelik eylemlerin sü-
relerinin 6 ay uzatılma-
sı bekleniyor.
Çalışmalarda yapıl-
masının anlamı kalma-
yan bazı eylemler
AEP'den çıkanlırken,
hangi eylemlerin çıka-
nlacağuıın uygulama-
cı kuruluşlardan gele-
cek yanıtlara göre şe-
killeneceği belirtiliyor.