24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 EKİM 2003 RAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JljJVvJiıl_Jlfj.l ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ^ÎRKETLER • THE MARMARA fcTANBLX da bulunan lanorama Restaurant'ta 'ijjantin Yemekleri ve Tıngo Festivali' ciizenleniyor. Crganizasyon 9-19 Ecim tarihleri arasında grrçekleştirilecek. • BETLAND, 19 ylında kültür-sanat, stfıne, moda, siyaset ve rredya dünyasırıdan 19 üılünün tasarladığı yıstıklan, sokak çccuklan yaranna satışa sınacak. Elde edilecek gdir ümut Çocuklan D;rneğTne bcgışlanacak. • KOTON, çekimleri NJıat Odabaşı tarafından yapılan Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nu tanıttı. Avrupa'nın tanınmış mankenleri Mariana Lorena Beatrice. Gabriella Garcia ve Aitor Mateo Hermando'nun modellik yaptığı kreasyonda geçen yıla göre daha feminen bir hava hâkim. • AYGAZ, bu yıl sekizincisi düzenlenen Uluslararası Istanbul Bienali sanatçılanndan Jennifer Steinkamp'ın eserlerinin sergilenmesine verdiği destekten dolayı. bienalin açılışında ödüle layık görüldü. • REAL, 24Eylül-16 Ekım tarihleri arasında düzenlediği "Teknoloji Günleri" kapsamında Istanbul Kartal, Ankara Bilkent ve Adana'da promosyonlu teknoloji ürünlerini tüketicilere sunuyor. HÂVAŞ Başkanı Oztürk, turizm ve havacıbk bürokrasileri arasındaki kopukluğu eleştirdi KaynakdeğildüzenlemegenekliMtVE ZEYBEKOĞULLARI ANTALYA - Havaalanlan Yer Hız- metleri AŞ (HAVAŞ) ve Park Gru- bu'nun ev sahipliğini yaptığı "Havacı- . hk Sektörü Büyük Buluşması" gala ye- meğinde konuşan Havaş Yönetim Ku- rulu Başkanı Murat Önder Öztürk, tu- rizm ve sivil havacılık sektörlerinin iki ayn bakanlık ve bürokrasi tarafindan şe- killendirilmesinin koordinasyon kopuk- luğu yarattıgını ifade etti. Öztürk bu ne- denle devletin bu sektörlerdeki düzen- leyici ve denetleyici fonksiyonlarını ye- terince kullanamadığını söyledi. Ulaş- tırma Bakanı Binali Yıldınm ise, Bölge- sel Havacılık projesiyle, yılda 130-140 milyona ulaşan otobüs yolcu sayısının en az yüzde 10'unun havacılık sektörü- ne kaydınlabıleceğini vurguladı. Antalya Lares Hotel'de gerçekleşen etkinlık sivil havacılık sektörünün 500"ye yakm temsilcisıni bir araya ge- • Murat Önder Öztürk, devletin görevinin sıkıştığı anda sektörlere kontrolsüz kaynaklar tahsis etmek değil, kalıcı düzenlemeler gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Öztürk, turizm ve sivil havacılık sektörlerinin iki ayn bakanlık tarafından şekillendirilmesinin koordinasyon kopukluğu yarattıgını ifade etti. tirdi. Murat Önder Öztürk, 11 Eylül olaylanyla başlayıp SARS ve Irak sava- şıyla devam eden küresel sıkıntılann sektöre etkilerinin kalıcı bir hal aldığı- nı belirtti. Turizm ve sivil havacılık sek- törlerinin iki ayn bakanlık ve bürokrasi tarafından şekillendirilmesinden yakı- nan Öztürk, "iki kurum arasındaki ko- ordinasyonun yıllardır devam eden ko- pukluğu >üzünden de\1etin bu sektörler- deki düzenleyici ve denede\ici fonksiyon- lan akim (lasır) kalmaktadır. Bunun ulusal ekonomiye kazanç gerirmediği aşikârdır" diye konuştu. Devletin görevinin sıkıştığı anda sek- törlere kontrolsüz kaynaklar tahsis et- mek değil, kalıcı ve makro menfaatlere uygun düzenlemeler gerçekleştirmek olduğunu belirten Öztürk, bunun ıçin de turizm ve havacılık sektörleri arasın- da kalıcı bir departmanlaşmayı sağla- yacak bir yeniden yapılandırmanın şart olduğunu ifade etti. Hedef 13 mllyon yolcu Yemeğe katılan Binali Yıldınm, hava trafığınin tüm yurda yayılmasını hedef- leyen Bölgesel Havacılık Projesi'yle il- gili bilgi verdi. Ticaret ve esnaf odalan, THY ve özel taşımacılık şirketlerinin bu konuya çok ilgi gösterdiğinı belirten Yıldınm, bugüne kadar 7 başvuru al- dıklannı söyledi. Yıldınm, otobüs yol- cu sayısının yılda 130-140 milyon kişi- ye ulaştığını, buna karşın hava yoluyla seyahat eden kişi sayısımn dış bağlantı- lar dahil 5 milyonu geçmediğini hatır- latarak, "projenin otobüs yolculannın yüzde 10'una bile ulaşması haünde, ha- va yoluyla seyahat eden kişi sayısı 13-14 milyona yükseiebilecek" dedi. Uçuş emnıyetı ve havacılık güvenliği konusunda Türkiye'nin de üyesi oldu- ğu ICAO. ECAC, DAA ve EURO- CONTROL gibi uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen standartlara uyu- mun büyük önem taşıdığını belirten Yıl- dınm, "söz konusu standartlara uygun olarakyapılanmasını tamanüayamayan ve uygulanıalannı sürdüremeyen ülke- lerin sivil havacılık alanında ileri gitme- leri ve iilke ekonomisine katkı sağlama- lan mümkün görünmemektedir" dedı. Yıldınm bu nedenle, Sıvıl Havacılık Genel Müdürlüğü'nde yeniden yapılan- dınnaya gidileceğini söyledi. Ayda 1-2 milyar lira arasında değişen rakamlar karşılığı plakalar kiraya veriliyor Taksiplakası altın gibiGÖKÇE UYGUN Kayıtlı 18 bin taksinin bu- lunduğu Istanbul'da 150-200 milyar lira arasında değişen ti- cari plaka fiyatlan, şoförlerin plaka sahiplerine çalışmasına neden oluyor. Kentte görev yapan yaklaşık 35 bin taksi şo- förünün büyük bir kısmı pla- ka sahibi değil... Bakanlar Kurulu tarafından 1986 yılında çıkanlan "Tica- ri Plakalann Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Karar"a göre de büyükşehirlerde yalnızca "ge- çimini şoförlükten sağlayan Id- şüer" taksi plakası sahıbı ola- biliyor. Ancak Istanbul'da du- rum farklı... Kentte taksi plakası sahibi olmak bir yatınm aracı olarak görülüyor. Taksi plakası sa- hipleri, ayda 1-2 milyar lira arasında değişen rakamlar karşılığı plakalannı kiraya ve- İstanbul'da 35 bin taksi şoförünün büyük bir kısmı plaka sahibi değfl. rerek ek gelir elde ediyorlar. lirlendiğine dikkat çekerek Istanbul Otomobilciler Esnaf "Bu durura ve Türkiye'nin Odası Başkanı Semih Kaça- ekonomik koşullan düşünü- noğlu. taksi plaka fiyatlannın lünce ticari plakalann çok da piyasada arz ve talebe göre be- pahah olduğunu söylenemez" dedi. Sadece geçimini şoför- lükle sağlayan kişilerin taksi plakası sahibi olmalan gerek- tiğini vurgulayan Kaçanoğlu •'Geçimini şoforlük dışuıda başka işlerden sağlayan kişile- rin taksi plakası almalan yasal değil" diye konuştu. Taksi şoförleri de plakalann yüksek fiyatlarla satılmasın- dan yakındılar. On sekiz yıldır taksicilik yapan Alper Erdo- ğan taksicilerin çok zor du- rumda olduğunu belirtti. Üniversite mezunu olan ancak bitirdiği bölümle ilgi- li iş bulamadığı için taksi şo- förlüğü yapan Hasan Sönmez ise özetle şu görüşlere yer verdi: "Ben de üniversite mezunu işsizler kervanındayuıı. Gün- lük 20 milyon yevmiye 9e çah- şıyorum. Günümüz şartlann- da bu komik rakam da en temel ihtiyaçlarımı bile kar- şılamaya yetmiyor." KARALİSTE 830 bin kişi bankalara borçlu ANKARA (ANKA)- Hükümetin sicil affi gerirmek için yasa hazırladığı bankalann "kara Hstesi*ne, ağustosta 11 bin 500'e yakın isim alındı. Bunlann 9 bin 400'ünü kredi kartı borcunu ödemeyen, 256'smı gecikmeli olarak ödeyen, 1293'ünü tüketici kredisi borcunu ödemeyen, 423'ünü ise gecikmeli olarak ödeyenler oluşturdu. Böylece, bankalann "kara listesi"ne alınanlann toplam sayısı, ağustos ayı şonu itibariyle 828 bin 548 olarak gerçekleşri. Listede bulunanlann 637 bin 340'lık en büyük bölümünü kredi kartı borçlulan oluşturdu. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(Ş1r.net Son gelişmelere bakarak yıne vurgulamak ıstıyorum: ABD'nin imparatoriuk ge- misinin hızı gklerek kesi- liyor. Tabıı ki AKP hüküme- tinin, bunu fırsat bilip sorun- lan şiddete dayalı milıtarist yöntemlerie çözmeye eği- limli imparatoduk projesıne karşı mücadele etmesinı beklemek gıbı birfantezımız yok. Ama, hiç olmazsa, bu gemiye yakıt sağlamanın, hatta bizzat yakıt olmaya ta- lip olmanın ahlaki sorunlan- nın, zamansızlığının ve nsk- lerinin farkında olmasını bekleyemez miyiz? Herfces dlrenlyor Bir imparatoriuk projesı- nin ilerieyebılmesi için im- paratoriuk adayı, hem dışa- İmparatopun Gemisine Yakıt Olmayalım nda tüm direnişlere, blok- laşma eğilimlerine rağmen istediğını yapabilmeli hem de içende halkı, bu projenin mali, manevi ve insani ma- liyetini üstlenmeyi kabul et- melidir. Bush yönetimi hem dışanda hem içeride gide- rek daha çok zorianıyor. Af- ganistan'da hâlâ ne ıstikrar nedetoplumsal bıryapı ku- rulabildi. Taliban güçleri yeniden toparianıyor. Orta- doğu'da "yol harrtası" sü- recı, tamamen çöktü. Irak'ın durumu malum, ölü sayısı (Amerikalılan kastedıyorum, Iraklılan sayan yok ama 11000'i geçtiğı söyleniyor) geçen hafta 333'e ulaştı. ARİA "KİMÖNDE?" YARIŞMA ŞARTNAMESİ 1) Yarısma, Türkıye'de yaşayan ve 18 yasını dotdurmuş Ana hattı sahıplennın tOmune açıktm IŞ-TİM Telekomûnıkasyon Hızmetien A.Ş ("Arıa"), TBWA Reklam Hızmetten A Ş, Ana satış noktalan çalışanlan ve bunlann bırificı derece akrabaJarı yanjmaya katılamazlar Katılıp ödül kazandıkfarı takdırde ise bu haktan yararianamazlar • Yartşmaya katıtmak fçın Ana abonelennın "SORU" kornutunu kısa mesaj olarak 9595'e göndermelerİ yeteriî olacaJctır Hk kez mesaj gönderen abonelere, Ana tarafından belırienecek kışıye ozel (her hat tçın sadece bır numara) kayrt numaralan kısa mesaj yoluyla göndentecektır Kısa mesaj ıle soru talebınde butunan abonetenmıze yir>e kısa mesaj yolu ıle sorular ıletılecektir • Zorluk sevıyesi gıderek artan bes farklı sevıyede sorular mevcut oJup bütün seviyedekı sorular ıçın her sorunun üç şıkkı bulunacaktır Dogru yanrtlanan her sevıyedekı soru ıçın aşağıdaki puanlar kazanılacaktır, • 1 Soru 10 puan • 2 Soru 30puan • 3 Soru 60 puan • 4 Soru 100 puan • 5 Soru 150 puan 2) Kazananlann Belırienmesı Yanşma, Aria "Kımönde 7 " yarışması sorutanna en çok puan toplama esasına dayalıdır 3) Yansmada ödül almaya hak kazanan Arıa abonelennın, daha önceden kendıterıne kısa mesaj ıle gönderilmış olan kayrt numaralan, yanşma sona erdıkten sonra www ana com tr adresınde yayınlanacaktır Söz konusu koşullan yenne getıren abonelere ayrıca telefonla kazandıklan brldırilecektır 4) Yarışma, 07 10 2003 - 24 10 2003 tanhlen arasırda yaptlacaktır 5) ödül Yanşma sonunda ışbu şartnamede belırtıten şekılde yanşmaya katılan aboneler arasından en çok puan toplama esasına göre Ödüle kımlerin hak kazandığı belırlenır Yanşma sonucunda ödüle hak kazanan aboneler aşağıdaki şekillerde belırienecektır a) Yanşmanın brtış tanhinde 3 (üç) hafta boyunca en fazla puan toplayan ılk 5 (beş) abone bırer forma, mac bıletı ve Ana MobılKulüp kartı almaya hak kazanacakiardır b) Yanşmanın bıtış tarihtnde 3 (üç) hafta boyunca en fazla puan toplayan ılk 5 (beş) krşıden sonra gelen 15 (onbeş) kışı, btrer forma almaya hak kazanacaklardır 6) ödül oiarak, Fenert>ahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplenne art formalardan bin, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor MobılKulüp kartlardan bin ve bu takımiartn kendı evlerınde oynayacağı, kulüplenn beltrleyeceğı maçlara ait bıletler venlecektır 7) Ûdül kazanan faturalı Ana abonelerıne ödüllen ancak yartşmacı abonenın Abonelik Sozieşmesı'nde belırtılen yükümlülüklerint tam olarak yerine getirmest halınde verılır ödul kazanan faturalı hat abonesı olan yanşmacı, yarışma süresıni kapsayan fatura dönemıne ve/veya dönemlenne art borcunu ödedığı anda ödüle hak kazanır. Faturanın son ödeme gunünde ödemesını yapmayan abonenın ödûl hakkı ıptal edılır, ödül en çok puan alan sıradakı aboneye devredılır SĞz konusu ödül büyük ödül ise, en çok puan alan bır sonrakı aboneye devredtiır Eğer bır sonrakı abone faturalı ıse yukanda belırtılen şartlar geçerlıdır Buna ek olarak Arıa, yarışma süresmce faturalı abonelerden, fatura borcuna mahsuben ön ödeme talep edebılır 8) ödül kazanan faturasız hat sahıbı Arıa abonelerıne ödüllen ancak Abonelık Sozieşmesı'nde belırtıten tüm hak ve yükümlulüklennı tam olarak yenne getırmesı ve hattın kötüye kullanımmtn tespıt edilmemest halınde ventır Bu şartları yenne getırmedığı tesprt edıldığinde abonentn ödül hakkı iptal edılır ve ödül en çok puan toplayan bır sonrakı aboneye devredıiır 7 ve 8 maddeierde belırtılen şartlar bu madde hükumlennı yenne getırmemelerı sebebryle ödul hakkı ıptal edılen abone yenne ödül almaya hak kazanan abone ıçtn de uygulanır 9) Yarışma kapsamında, MobılKulüp kart sahıbı Arıa abonelen tçın her bır soru 1 SMS ücretı (faturasız aboneler ıçın 2 kontör, faturalı aboneler ıcın KDV dahıl Ö(V harıç 120,000 TL) ıteûcretlendınfırve sorular 95%'dan kısa mesaj olarak göndenlır MobılKulüp kart sahıbı olmayan Ana abonelerı ıçın ise her bır soru, 3 SMS ücretı (faturasız aboneler ıçın 6 kontör, faturalı aboneler tçm KDV dahil OfV harıç 360,000 -TLJ ıle ucrettendırılır ve sorular 9595'den kısa mesaj olarak göndenlır 10) Öduüer Aralık 2003 tanhınden rtrbaren kazanan abonelenn adreslenne teslım edılecektır 11) Arıa. Servıs'ın kultanımı sırasında oluşabılecek tekntk aksaklıklardan dolayı sorumlu değıldır. 12) Yanşmaya katılanfar Arıa'nın yarışma şartnamesjnde tests ettığı kurallan kabul ederler 13) Işbu şartname, "Arıa - Kımönde 7 Içın Düzenlenmış Yanşma Şartnamesi" olup başka bır yanşma, çekıliş, pfomosyon, ıkramıye ya da kampanya ıçın kullanılamaz. 14) Yanşma, Mıllı Pıyango Idaresı'nce düzenlenen yarışma, çekıhş, ıkramıye ya da kampanyalar kapsamı dışındadır arıa Los Angeles Times'a gö- re, Irak komutanı General Sanchez, "direnişin gide- rekgeliştiğini", "günlükça- tışma sayısının 20'ye ulaş- tığını" (02/10), VVashington Times'a göre de haftada 40 askerin yaralandığını, 3-6 askerin öldüğünü söylüyor. MuhafazakârThe New Re- public'te yazan L. Kap- lan'a göre yaralı sayısı yö- netimin açıkladıâının çok üstünde (02/10). Işgalin fa- turasıysa gittikçe büyüyor. Rumsfeld, Irak'ın "yeniden inşasının" bızzat Irak'ın pet- rol gelirleriyle karşlanaca- ğını ileri sürmüştü. Ancak savaştan önce de belirttiği- miz gibi bu gelirler, sabotaj, altyapı yatınmlannın yeter- sizliği vb. nedenlerie hâlâ gerçekleşmedi, yakın za- manda gerçekleşmeleri de olanaklı değil (MEED 2/10). Bu yüzden, Bush bır taraf- tan Kongre'ye gıderek 87 milyar dolar daha ek kay- nak isterken diğer taraftan, mşliyeti zengin ülkelerle paylaşmanın yollannı ara- mak üzere BM Güvenlik Konseyi'ne geri döndü. Ancak Kongre'de, nere- ye harcanacağı ve nasıl kar- şılanacağı bellı olmayan bu kaynağı vermeye istekli gö- rünmüyor, tatsız sorularla Bush yönetimini zorluyorlar. BM'ye gelince Bush yöne- timinin perşembe günü Gü- venlik Konseyi'nde oylan- mak üzere sunduğu taslak, başta Kofi Annan olmak üzere kimseyi tatmin etme- di. Annan "Bu koşullarda BM sorumluluk üstlene- mez" dedi (VVashington Post 4/10). BBC'nin aktar- dığına göre Fransa temsilci- si beklentilerimize cevap vermiyor, Almanya temsil- cisi de "Ozehnde daha çok çalışılması gerekiyor" de- miş. CNN de Pırtin'in öne- riden hoşnut dmadığını bil- diriyordu (04/10). Bu dire- nişler, Bush yönetimini, ba- sınçlara boyun eğerek, Irak'ı paylaşmayı kabul et- meye doğnj itiyor. Diğer ta- raftan, Irak'ta yaşananlar da, imparatoriuk projesinin önleyici vuruş, rejim deği- şikliği gibi yöntemlerin, bundan sonra, bır kez daha uygulanmasını çok zoriaş- tırdı. özetle, asken ve dip- lomatik gelişmelere baka- rak, imparatoriuk projesinin, uluslararası alanda çok bü- yük engellere takıldığını söyleyebıliriz. 'Establishment' da halk da huzursuz ABD dış politıkasındaki bu sıkışıklık Cumhuriyetçi Parti'nin geleneksel eliti arasında kaygı yaratmaya başladı. Geçen iki hafta içinde yayımlanan iki rapor (Council on Foreign Re4a- Bush yönetimınden tek yanlı dış politikayı terk et- meyi, müttefiklerine daha fazla önem vermeyi istediği söylenebilir. Institute for Policy Stu- dies 1 den Saul Landau da geçen hafta Counter- punch'ta (02/10), muhafa- zakâr parti elitinin ve bü- yük iş çevrelerinin, Bush yö- netiminin politikalanndan giderek daha çok kaygılan- dıklannı yazıyordu. VVas- hington'da enerji sektörün- de danışmanlık yapan PFC şırketinden analist Fareed Mohamedi ve The Middle East Research and Infor- mation Project'ten Chris Teonsing de Bush'un Irak tions: A strategy for invi- gorating USA Public Dip- lomacy -ABD'nin halklara yönelik diplomasısini can- landırmak için bır strateji- ve Dışişleri tarafından Baker Instrtute'den. Djerjian başkanlığında, Kongre sa- tın alma komisyonuna veril- mek üzere: Changing Minds, VVinning Peace - Düşüncelerini değiştirmek, banşı kazanmak-) bu konu- ya eğilerek genelde dünya- da, özelde de Arap dünya- sında artan ABD düşmanlı- ğını irdelıyordu. Her iki rapor da, kabaca, birçok yöne- tim, istediği halde, bu düşmanlık yüzünden, halkından çekinerek bi- zimle birtikte davranamı- yor dıyordu. Bu rapoıiann, birçok sosyo-ekonomik ve diplomatik önerinin yanı sı- ra, dolaylı bir dille de olsa, politikasının, Exxon-Mobi- le, Chevron-Texaco gibi dev petrol şirketierince kay- gıyla karşılandığını belirti- yorlardı (Counterpunch 3- 5/10) Paul Grugman New York Times'ta, Cheney ve yakın çevresini, ağır bir dil- le savaşın sırtından para ka- zanmaklasuçladı. Perşem- be günü NYT, Bush'un ya- kın çevresinden bir grubun Irak'ta yatınm yapmak iste- yenlere danışmanlık yap- mak üzere şirket kurduğu- nu yazdı. 1200 kitle imha silahlan uzmanının Irak'ta üç ay sü- ren, 300 milyon dolara mal olan araştırması (Intepen- dent 03/10) geçen hafta, Irak'ta kitle ımha silahlan bulunamadığının açıklan- masıyla sonuçlandı. Ertesi gün yayımlanan The Eco- nomist'in kapağında, Kitle Kandırma Silahlannın Sa- hipleri başlığının altında Bush ve Blair'in resimleri vardı. Bellı ki muhafazakâr kesimlerin bile bu iki "lide- re" pek bir güvenleri kalma- mışt. Blair hükümeti, Doktor KeNy'nin ölümü, adının ba- sına sızdınlması bağlamın- da soruşturmaya uğramış, kamuoyunda büyük güven kaybetmişti. Bush yönetimi de benzer birskandalla kar- şı karşıya. Bush'un siyasi danışmanı, kampanya di- rektörü Karl Rove, Irak'ın Nijerya'dan nükleer malze- me aldığına ilişkin iddialan CIA adına soruşturduktan sonra yalanlayan raporun yazan emekli elçi Joseph VVılson'un kansının CIAaja- nı olduğunu basına sızdır- makla suçlanıyor. Bir CIA ajanının adını açıklamanın cezasıysa 10 yıla kadar ha- pis. Bu skandalın arkasın- dan, "neo-conlannduaye- ni VVilHam Kristol bile Bush hükümetinin kargaşa içinde olduğunu kabul etmek zo- runda kalarak, Bush'un bir an evvel Kari Rove ve diğer sonjmlulan ışten atması ge- rektiğini yazdı (The Weekly Standard 13/10/03). Newsweek'ın bir yoaımu- na göre bu skandal aslında Bush yönetimiyle CIA ara- sında, Irak poiitikası bağla- mında sümiekte olan çekiş- menin bir yansıması (02/10). Bush yönetimi, ABD "oH- garşisinin" önde gelen temsilcilerinin güvenini kay- bederken kamuoyu yokla- malan da, örneğin geçen haftaki Newsweek/NBC anketi, Amerikan halkının, Bush'un Irak politikalanna güveninin nisanda yüzde 66'dan eylül sonunda yüz- de 41'e ındiğini gösterdi. New York Tımes CBS an- ketine göre de halkın yüzde 56'sı ülkenin dogru yolda ol- madığını düşünüyor. Karşımızda hem içerde hem dışanda, her alanda zayıfiayan, güven kaybe- den bir yönetim var. Bu yö- netimin, her gün biraz daha sorgulanarak değişmeye zortanan dış politikasına or- tak olmak yann hepimize çok pahalıya patiayabilir... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Cancun Sonuçları Dünya Ticaret örgütü'nün (DTÖ), 10-14 Eylül Cancun (Meksika) Toplantısı başansızlıkla sonuç- landı. Ülkemizin basın-yayın dünyası, Cumhuri- yet'in dışında, toplantıya gerekli ilgiyi göstermedi. Cysa Cancun'dan çıkanlması gereken çok sayıda ders vardır. • • • Toplantının amacı, ülkeler arası ticaretin, yoksul ülkeler yaranna kolaylaştınlması sürecinin tamam- lanması yönünde adımlaratmaktı. Cancun, birara toplantıydı. Kasım 2001 'de Daho'da başlayan ça- lışmalar "turu", 31 Aralık 2004'te tamamlanacaktı. özellikle de tarım ürünleri ve dokuma dışsatımı üzerindeki engellerin kaldınlması ve azaltılmasıyla uluslararası ticaret kolaylaşacak; yoksul, azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin, (bunlara isterseniz sözcüklerin baş harflerini alarak YAG diyelim) ya- ranna bir uluslararası ticaret ortamı yaratılacaktı. Ancak, ABD, Avrupa Birliği ve Japonya gibi, ge- lişmiş ülkelerin (GÜ), topluca, kendi üreticilerini dış rekabet karşısında gümrük duvarlanyla korumak ve özellikle de tanmsal destekleme politikalarını sür- dürmek istemeleri, Cancun'da uzlaşmaya vanlma- sını engelledi. Gelişmiş ülkeler kesiminin kendi ara- larında yaptığı işbirliği, yoksul ülkelerin ekmeğini kesti. Tanmsal ve tarıma dayalı sanayi ürünlerinden başka bir şey üretemeyen yoksul ülkelerin dünya ticaretinden pay almalannın yolu da iyice daraltıl- mış; giderek kapatılmış oldu. Cancun'da bir uzlaşmaya vanlamaması, dünya ticaretinin bundan sonrası için çok önemli etki to- humlannı taşıyor; çünkü Daho sürecinin yeniden canlandınlması çok zordur. * • • Cancun'un öğrettiklerinin başında, hükümetlerin, üreticilerinin çıkarlannı korumaktan vazgeçmedik- leri gerçeği geliyor. ABD, AB ve Japonya, yoksul ülkelerin ürettiği tarım ve tanma dayalı sanayi ürün- lerini iç pazarianna kolayca satılmasını istemiyor; kendi üreticilerini korumak istiyor. Gelişmiş ülkele- rin bir ortak özelliği var; bu ülkelerin hükümetleri, iki nedenle tanmı korumak zorundadır; bunlardan biri, halklannın çıkariarını koruma "duyarlılığına" sahip olmalan; ikincisi de ulusal "gıda güvenliği" kaygısı taşımalandır. Bu durumda, Cancun'dan çıkarılacak ilke ders, küreselleşme adı altında gelişmekte olan ülkelere dayatılan sürecin, herzaman olduğu gibi gelişmiş- lerin işine geldiği ölçüde geçerli olduğudur. Küre- selleşmenin zenginlerin çıkarına işlediği gibi yok- sullann da yaranna olduğu görüşü çok ağır bir ye- nilgi almıştır. Bu sonucun bir başka tarafı şudur: Yıllardır, "zevkle" ulus devlet kavramı öldü diyenler, bu gö- rüşlerini bir kez daha gözden geçirmek zorunda- dır. Çünkü her "demokratik" hükümet, kendi insa- nının iş bulmasını ve üretim yapmasını "öncelikli" tutmak zorundadır. Cancun'un ikinci dersi, dünya ticaretinin, esas olarak, gelişmişlerin yararına işlediğidir. Sol düşün- cenin, kapitalizmin doğuşundan bu yana vurgula- dığı eşitsiz değişim olgusu her gün bir kez daha ka- nıtlanmaktadır. Tarım ve tarıma dayalı sanayi ürün- lerinin ticaretinin daha çok serbestleşmesi GÜ'nün yaranna işleseydi hiç kuşku yok ki bu ülkeler daha çok serbestleşmeyi sağlarlardı. Nitekim GÜ, ucu- zaürettikleri ileri teknoloji ürünlerinde, iletişimdeve bankacılık başta olmak üzere kimi hizmet alt sek- törlerinde serbestleşmeyi, çıkanna işlediği için, so- nuna kadar savunuyor. Cancun'un üçüncü öğretisi şudur: Uluslararası kuruluşlarda eşitlik, çok ama çok önemlidir. Can- cun'da, YAG ülkeler, zenginlerin dayattığı önerileri ret etmişlerdir; edebilmişlerdir. Bu nasıl olmuştur? Bunu sağlayan, DTÖ'nün örgütlenme biçimidir. Dünya Bankası ve IMF'nin tersine, DTÖ'de "ülke- ler eşit oy hakkına" sahiptir; bu örgüte en son, ya- ni 148. üyeolan Nepal ile ABD'nin, "oyağıriığı"ay- nıdır. IMF ve Dünya Bankası'na göre bu çok büyük bir nitelik farkıdır. Yoksul ülkeler haklı olarak, IMF ve Dünya Bankası'nda da, haklı olarak, oy hakla- nnda eşitlik istiyorlar. • • • Jürkiye, Cancun toplantısında, yanlış yer tuttu; GÜ ile biriikte davrandı; Arjantin, Brezilya, Çin, Hin- distan vb. başını çektiği 21 ülke kesiminin içinde yer almadı; kendini gelişmiş saydı. Bu durumda AKP hükümetinden tek bir davra- nış beklenmelidir: ülke içinde de GÜ gibi davran- mak, a. tanm ürünleri gıda ve dokuma gibi alanlar- da iç pazan yabancı mallann rekabetine karşı ko- rumak ve b. GÜ oranında tanmı desteklemek. ör- neğin, ABD pamuğa üretici başına yılda 120 bin do- lar destek vermektedir. Hükümet, pamuk ve diğer tanm üreticilerine bu yıl ne kadar destek verecek- tir? Olunmadığı halde "gelişmiş ülke gibi davranma- nın", ulusal çıkaraçısından, artısıve eksisiyle, doğ- ru değeriendirilmesi gerekir. yakupf« metu.edu.tr Kamu yönetimi reformu geçiktirdi Acil Eylem Planı'nda revizyon ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Kamu yönetimi reformunun yasalaşmasuıın gecik- mesi, hükümetin Acil Eylem Planı'nı (AEP) vurdu. Devlet Planla- ma Teşkilatı (DPT), kamu yönetimi yasası- nın çıkanlmasına bağ- lı AEP eylemlerinin sürelerinin uzatılması- na yönelik bir çahşma başlattı. AEP'de yer alan eylemlerden yak- laşık 30 kadannın ger- çekleşmesinin, bu haf- ta içinde Bakanlar Ku- rulu'nda görüşülecek olan Kamu Yönetimi Temel Yasa Taslağı'na bağlı olduğu ifade edi- liyor. Hükümet 28 Ka- sım 2002'de yürürlüğe giren Acil Eylem Pla- nı'nda ilk "revizyon" karannı taahhüt ettiği yapısal reformlan za- manında çıkaramaya- rak aldı. DPT tarafın- dan yürütülen çalışma- lann bir ay içinde so- nuçlanacağı, özellikle kurumsal yapılanmaya yönelik eylemlerin sü- relerinin 6 ay uzatılma- sı bekleniyor. Çalışmalarda yapıl- masının anlamı kalma- yan bazı eylemler AEP'den çıkanlırken, hangi eylemlerin çıka- nlacağuıın uygulama- cı kuruluşlardan gele- cek yanıtlara göre şe- killeneceği belirtiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear