24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2003 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Karmaşık Ouygular BEŞİKTAŞ'IN Ch-elsea maçı sonrasında yaşa- nanlar bır kez daha gösterdi ki, dış sportif başarı- lann halkyığınlan üzerindeki ruhsal etkisi ile dış po- litikadakı başarısızlıkların vatandaş psikolojisinde yarattığı tepki arasıncia sezilmesi pek zor olmayan bir ilişki var. Son uluslararası karşılaşmalara bakın: Dünya Futbol Şarnpiyonası'ndaki üçüncülük. Süreyya Ayhan'ın dünya pistlerinde koşuşu. On ıkıDev Adam. Voleybolcu kızlar. Her defasında mirthiş bir toplum coşkusu, her- kesi saran bir bayram havası, ikincilikle yetinme- yip ille bırincilik istey-en beklenmedik birözgüven. Bakıyorsunuz, hepsi, borca batık bir ekonominin IMF emrine girdiği, d ıplomasinin Avrupa kapıların- dasüründüğü, Kıbrıs'taen doğal haklann insafsız- ca inkâr edildiği, para uğruna Kuzey Irak'tan dış- lanışa razı olunduğu bir döneme rastlıyor. Borca batıklık yüHünden üçüncü sınıf IMF uz- manlan karşısında iki büklüm oluşlan seyreden, vize dilencisi durumuna sokulup yabancı konso- losluk önlerinde sabaiılamak zorunda kalan, uğrun- da şehitler verilmiş bir Kıbrıs'ın AB'ye üyelik adına ayartılışını kızgınlıkla seyreden, oğullarının kendi- sıyle hiç ilgisiz bir Bağdat işgaline gönderilmesin- den endişe duyan vatandaşın dış sportif başanla- ra bir çeşit hınç çıkarrna, ferahlama ve derin bir "oh çekme" fırsatı olarak bakmaması mümkün mü? Aynı şey, dıştaki insanlarımız için de geçerli. Dü- şünün ki, geldiğiniz ü Ikenin vatandaşlığını almış ol- sanız bile, çektiğiniz bütün sıkıntılara ve katlanış- lara karşın yine de "ik/nci sınıf" ve "farklı" sayılmak- tasınız, "onlar"\n kalesıne fıle ağlannı sarsan birgol girince çilekeş vücudunuzun en içlerinden gelen bir sevinç çığlığı atmaz mısınız? Futbolun ve artık gitgide kitle ilgisi çeken başka spordallannın, Marksist deyimle, hiçmi "afyon" tehlıkesi yoktur ve Latin Amerika ülkelerinin fiesta ve flamenkosundan sonraki bu üçüncü "f" için söylenenler yaniış rnıdır? Hayır, bunlar var, ama başka bir yönü de var bu çeşit tepki ilişkisinin: In- sanlardaki sevinç patlayışlan, ulusai ekonomik ve sosyal politikalar bakımından olduğu kadar, yaniış dış politika tercihleri açısından da pekâlâ başka tür- lü patlayabilecek halk patlamalannın habercisidir. Şimdilik tek bir kız atletin veya beş, altı, on bir ki- şilik ulusai takımlarırı geçici zaferleriyie övünen komplekslı milyonlarca ezik insanın hep böyleavu- tulabileceğini sanmak kadar yaniış bir yaklaşım olamaz. Toplu "psiko-terapi"n\n en doğru yöntemi, içte ve dışta doğru politikaJan oluşturup uygulayarak va- tandaşlan komplekslerinden anndırmak olsa gerek. Hukuk Devletinin Neresindeyiz?.. Bugün A\Tupa Birliği'ne uyum kapsamında gerçekleştirilen kimi anayasal ve yasal değişikliklerin yaşandığı bir dönemde, gerek iktidar ve gerekse muhalefet partilerinin hiçbirinin demokratik hukuk devletinin temel koşulu sayılan yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin önündeki engellerin kaldınlması konusunu gündeme getirmemelerini kaygı verici buluyoruz. Özellikle muhalefetin bu konudaki sessizliğini de anJamakta güçlükçekiyoruz... M. Nacİ ÜNVER Yargıtay 8. Ceza Dairesi Onursal Başkam HOŞGELDÎN ALPER Yaşam seninle daha güzelolacak... Ecenur - Serpil - Yılmaz Ü IV A Y 3Ekim2OO3/tsUnbul J Türkiye Gazetecilef Cemiyeti'nin yayınladığı günlük BizimOuetS Ülke sorunlanna ılişkin raportanyia, araştırmalanyla, koşe yaalanyla, tarafaz haberieriyle srvıl toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak için abone olun. Tel: 0.21Z 51108 75 Z orlu savaşımlar verdi uluslar, in- san onuruna yaraşır bir yöne- tim biçimi uğruna. Ağır bedel- ler ödediler. Sonuçta totaliter ve yan totaliter sistemler çöküp gitti birer birer. Bunlann yerlerine halk is- tencine dayah parlamenter sistemler gel- di. Kuşkusuz bununla yetinmedi insanhk. Demokratik hukuk devleti yürüyüşü sü- rüp gitti hep. Çünkü devlete ait yetkilenn paylaşıldığı ve keyfiliğin önlendiği yöne- tim biçimi olarak görüldü hukuka bağlı devlet... Yasama, yürütme ve yargı olarak üçe aynldı devleti oluşturan güçler. Bun- lann birbirinden bağımsız olması esası be- nimsendi. Özellikle yargının yürütme er- ki karşısında bağımsız olması zorunlu ko- şul olarak görüldü. Gününü taht kavgalan ve zevk alemle- riyle geçiren ve, elindeki mutlak yetkiyi bı- rakmaya bir türlü yanaşmayan, dışa kapa- lı Osmanlı yönetimi Batı'da 18. yüzyıl son- lannda devlet yaşamına giren bu ilkelerle ancak 19. yüzyıl sonlarında tanıştı. 1876 tarihinde yürürlüğe giren Kanun-i Esasi, anayasacılık hareketinde bir ilki oluşrurdu. Ancak, gelen sistem padamentolu bir sis- tem olmasına karşın klasik anlamda bir parlamenter sistem değildi. Çünkü birçok alanda hükümdann yetkilen korunmuştu. Kısacası Meclisler göstermelik bırer Mec- lis olmaktan öteye gidemedi. Birinci Meş- rutiyet'le başlayan bu süreç 1908 'de ilan edi- len îkinci Meşrutiyet sonrası gerçekleşti- rilen anayasa değişikliği ile Parlamenter sis- tem'e daha da yaklaşıldı. Ancak kısa sür- dü bu yürüyüş. Birinci Dünya Savaşf nın başiamasıyla birlikte sona erdi... Kurtuluş Savaşf nın başiamasıyla yeni bir döneme girildi. Bu dönemde Kurtuluş Savaşı'mn koşullan göz önüne ahnarak tüm yetkilen Meclis'e veren bir anayasa ya- pılıp yürürlüğe kondu. Bu anayasanın ta- rihteki yerini, 20 Ocak 1921 günlü (tarih- li) Teşkilatı Esasiye Kanunu olarak aldığı- nı görüyoruz. Cumhuriyetin ilanından sonra devlete ait yetkileri yürütme erki ile parlamento ara- sında paylaştıran 1924 Anayasası yürürlü- ğe girdi. Cumhuriyetin ilk anayasası olan 1924 Anayasası yürütme erki karşısmda yargı er- kine yeterli bağımsızhk tanunamıştı. Yargıç ve savcılann özlük haklan konu- sunda yürütme erki önemli ölçüde söz sa- hibiydi. Bu olguyu devrimlerin yerleşme- si için gereksinim duyulan yetkiyle (otori- teyle) açıklayabiliriz. Ancak bu yetkiyi Atatürk'ten sonraki dönemlerde, özellik- le de 1950'den sonra işbaşına gelen siya- sal iktidarlar kötüve kullandılar. Yargıç ve savcılan baskı alnna almaya kal- kıştılar. Bunda da önemli ölçüde başanh oldular. Siyasal iktidarlara, yargıya baskı yolu ancak 1961 Anayasası 'yla birlikte tü- müyle kapanmış, ülke hukukdevleti yürüyü- şünde çok önemli bır aşama göstermiştir. Çünkü 1961 Anayasası güçler aynhğı ilke- si'ni tüm kurum ve kurallanyla getiren çağ- daş bir anayasadır. Başta Anayasa Mahke- mesi olmak üzere ülkemize birçok kurum kazandırmıştır. Yargıçlann atama, nakil, yükselme ve denetimleri bağımsız bir kurum niteliğin- de bulunan Yüksek Hâkımler Kurulu'na ve- rilmişti. Yurttaşın devlete olan güveninin doruklaraçıktığıbirdönembaşlamıştı 1961 Anayasası'yla. Ankara'da Hâkimler Var, tümcesi bir özdeyişe dönüşmüştü. Kısaca- sı, devletin saygınlığı artmıştı. Ne yazık ki kimi çevrelerden bu anayasaya karşı itiraz sesleri yükselmeye başladı. Içlerine sindi- rememişlerdi. Özgürlüklerin fazla geniş- letildiğinden yakınmaya başladılar. Onla- ra göre sandıktan çıkan, her şeyi yapabıl- meliydi. Yönetimin işlemlerinin yargı ta- rafmdan denetlenmesi ulusai istencin hiçe sayılması demekti. Meclislerden geçen yasalann Anayasa Mahkemesi'nce iptali de olacak şey değil- di. Bu görüşlerin altında hiç kuşkusuz her alanda siyasal iktidann egemen olacağı ya- n totaliter bir sistem özlemi yatıyordu. He- pimızin bildiği gibı 12 Eylül ile gelen 1982 Anayasası. bu görüştekilerin istedikleri bir anayasa oldu. Bu anayasa öncelikle yargı bağımsızlığını ve onun temel koşulu sayı- lan yargıç güvencesini alıp götürmüştü. Bugün için de geçerli olan bu olgu karşı- sında devlete hukukdevleti deme olanağı- mız var mı? Nerede bağımsız yargı? Hiç kuşkusuz yoktur. Çünkü yürürlükte- ki sisteme göre siyasal güç, yargıçlann yazgılan ile ilgili konularda söz sahibi. Hem de önemli ölçüde... Öncelikle yargıç ve savcılann atama, yer değiştirme, yük- selme, meslekten çıkarmaya kadar yetki- lerle donatılmış bulunan Hâkimler ve Sav- cılar Yüksek Kurulu'nun başkanı siyasal iktidann temsilcisi konumunda bulunan adalet bakanıdır. Bakanın emrindeki müsteşar, kurulun doğal üyesidir. Bu kurulun ait hizrnetleri, bakanlığın bürokratlan tarafından yürürül- mektedir. Aynca yargıç ve savcılann de- netimi doğrudan bakana bağlı teftiş kuru- lu tarafindan yapümaktadır. Bunlann da öte- sinde mesleğe aday olarak ilk girişte son söz sahibi Adalet Bakanlığıdır. Bu koşullarda hukuk devletinin en te- mel kuralı ve olmazsa olman sayılan Güç- ler Aynbğı ilkesinden söz edilemeyeceği açıktır. Kısaca belirtmek gerekirse anaya- sanın 2. maddesindeki Türkiye Cumhuri- yeti'nin Bir Hukuk Devleti olduğuna iliş- kin tümce. sadece sözde kalmaktadır. Ne yazık kı son yırmi yıldır hiçbir sıyasai ik- tidar bu olguyu değiştırmeye yanaşmamış- tır. Çünkü yargı üzerinde söz sahibi olmak. güçlenne güç katmak hoşlanna gitmekte- dır. Bu olgunun değişmesi ve yargının ba- ğımsızlığa ka\oışması için mücadele ver- mesi gereken bağımsız kurumlann başın- dakılerin de bu güne kadar sorunu kendi- leri için fazlaca dert edinmediklerini görii- yonız. Kimi zaman söylev nıtelığindeki çıkış- lar da ne yazık ki salonlarda kalmıştır. Şim- di yargıç ve savcılar, kendi haklannı ken- dilerinin savunmalan gerçeğiyle karşı kar- şıya kalmışlardır. Bu aşamada yapılacak iş, anayasanın ve yasalann olanak verdiğı ölçüde örgütlen- mektir. Batıda, özellikle Italya ve öbür Av- rupa ülkelerinde olduğu gibi bır sendıka ça- tısı altında birleşmektir. Hemen belirtelim ki bu konudaki görüşümüzü birkaç yıl ön- ce basında bir kez daha açıklama fırsatı bulmuş ve olumlu tepkiler almıştık. Aynca anayasanın 51. maddesinde 2001 yılında yapılan değişiklikle öbür kamu ça- lışanlanna kısıtlı da olsa sendikalaşma hak- kı tanınmadan yıllar önce anayasada yasak- lama olmadığına göre kamu çalışanlannın hukuken sendikalaşabileceklerini savun- muş ve gelişmeler de bu konudaki görüşü- müzün doğruluğunu kanıtlamaya yetmiş- ti. Şimdi aynı koşullar yargıç ve savcılar için geçerlidir. Anayasada bu konuda bir yasak- lama olmadığına göre yargıç ve savcılann bir sendika çatısı altında örgütlenebilecek- lerinı düşünmekteyız... Böylece hem ülkeye hukuk devletinin tüm kurum ve kurallanyla gelmesı ve hem de gelmiş geçmiş iktidarlarca bir türlü ve- rilmeyen sosyal ve ekonomik haklannı al- ma yönünde etkin mücadele venne olana- ğına ka\uşacaklan açıktır. Sonuç: Bugün Avrupa Bırliği'ne uyum kapsammda. gerçekleştirilen kimi anaya- sal ve yasal değişikliklerin yaşandığı bir dö- nemde gerek iktidar ve gerekse muhalefet partilerinin hiçbirinin demokratik hukuk devletinin temel koşulu sayılan yargı ba- ğımsızlığı ve yargıç güvencesinin önün- deki engellenn kaldmlması konusunu gün- deme getırmemelenni kaygı verici buluyo- ruz. Özellikle muhalefetin bu konudaki sessizliğini de anlamakta güçlük çekiyoruz... Unutmamak gerekir ki, kimi çevrelerce ulusai değerlerimize, Cumhuriyetin olmaz- sa olmazı sayılan laiklik ilkesine yönelik otarak dozu arttırarak sürdürülen planlı saldınlara ve ülke ekonomisini çökerten yol- suzluklara dur diyecek kurumlann başın- da yargı erki gelmektedir. Yargı erkinin bu işlevini etkin biçünde or- taya koyabilmesi için de yargıç ve savcıla- nn güvenceli olması, sonuçta yargının ka- yıtsız ve koşulsuz bağımsız bir yapıya ka- vuşturuhnası ülkemiz ve ulusumuz açısrn- dan yaşamsal önem taşunaktadır. naciumer((( m\neLcom. ULUSAL HAREKEfliilBfcSLADI Gönüllüler Öne Çıksın! Ulusai Kanal, Ulusai Gönüllüleri hareketini başlatıyor. Uydudan, Kablodan ve Türkiye çapında yersel yayın yapan adı gibi ulusai bir televizyonu elbiriiğiyle yarattık. Şimdi büyük seferberlik zamanıdır. Binler on binlere, yüz binlere el veriyor Türkiye'nin onurlu geleceğini kuruyor... Siz de yandaki fonnu doldurarak Ulusai Gönüllüsü olun. Hem Türkiye'nin geleceğinde hisseniz olsun hem de Ulusai Gönüllülerine sunulan pek çok hizmetten yaraıianın. ULUSAL GÖNÜLLÜLERİ KREDİ KARTİ İLE AİDAT/SİPARİŞFORMU Adı/Soyadı.. Adresi.. Telefon.. ulusai Kanal GönüllOtû'nOn yarartandığt hizmetlerden baakrı Gönüllü, anlaşmalı yaymevleıinin khap ve dergihfini intimmli edinir. Anlaşmalı tiyatro ve sinemaiarda indmmli bilet alır. Antaşmah ya da Ulusai GönüHüsü lokanta, sinema, kitabevi, altşveriş merkezleri, turistik tesishr vb. kuruluşlann mal ve hizmetterinden indirimli yarartarur. Ulusai Kanal reklam hhmeöerimte, Gönüllü İndirimi sağlam. | Aidat / Sipariş bedeli olarak, aşağıtfato f lutan kredı kartı hesabıma borç Î kaydedmtz. Rakamla Ysayfe. KREDİ KARTI BİLGİLERİ Visa ^ Mastercard ~! KartAto Gelin, gücümüzü gücümüze katalım, Ulusai Kanal'ı Türkiye'nin bir numaralı kanalı yapalım. ULUSAL "Ulusumu ve Ulusai Kanal'ı çok seviyorum" Siz de kolayca Ulusai Gönüllüsü olabilirsiniz Hangt bankadan olursa olsun Kredı kartınız varsa, yandaki Kredi Kartı ile Sipariş/Aidat Formunu dolduoıp. Istiklal Cad. C5eva Çıkmazı no:7/7 Beyoğtu 80070 Istanbul adresıne ıletinız.Ya da www.ulusalkanal.com.tr adresjndekı başvuaı formunu doldurarak ınternet üzermde Gönültü oiabilirsınız. Ödenecek miktar en az ayda 10 milyon TL'dir. Üst sınır ise Gönüllü tarafından beürtenh-.Göniillü, dilediöi zaman Ulusai Kanal Muhasebe Servisrne yazılı oiarak başvurarak OyejSdsn çıkabilir. Yurtdışındaki Gonülllüterde Kredi K » t ile Sipariş /Aidat Formunu Turkçe 3 odeyeceklen mıktarın Türkoiarak ve ı Lırası karşılığı'nı yazarak Ulusai Gönüllüsü olabılırter. Bu odeme karşıiığında bankaya heıtıangi bir ucret ödemeyecetderciir. Kredi Kartı Olmayanlar için Seçenekler... İş Bankası'nda hesabı crianlar bantedan alacaktarı Otomatik Havale ûdeme Talinnat Formu'nun "süreii talimaf bölümünu doldurarak Gönüllü olabılir Ahcınır hesap numarası Dölümune 1042-619317 ve IşBankası Parmakkapı Şubesi yazınız. Başka bankada hesabi olan Gönüllüler de çok az miktarda havale ücreti ödeyerek aynı hesaba duzenli olarak odeme yaparak Gönüllü otabilirief. Dılerseniz Posta Çeki ıte de Gönüllü ödemestnı yapabitırstniz Başvuaı Formu'nu doıduaıp, Gönullû Ödemesı'ni Ulusai Kanal'ın 1051229 numaralı Posta Çekı hesabına yapmız. Faturalama nasıl yapılır? Bu ödemetere karşı Ülusal Kanai ın ıkjıfi şırkeö, hızmet faturası kesıp Gönüllüterin adnesterine ydlayacaktır. ULUSAL KANAL Dıjıtal Uydu Fr^onslar TURKSAT2A F Fec:7/8 SembdKS^T YSfST Son Kullanım Tarihi 3 J DD Yukanda beliıtbğim tutann J J. tarihını ızleyen aydan itıbaren, her ay, kredi kartı hesabıma borç kaydedilerek, şirketinizın Türkiye iş Bankası AŞ Parmakkapı Şubesi nezömdekı ilpıli hesaplanna. Şırketınz ile Türkiye İş Bankası AŞ arasmda belırtenen koşullar çerçevesinde alacak kaydedılmesmı kabul ediyor ve bu konuda Türkiye İş Bankası AŞ'yi yetkilı kılıyonım. Tarih Imza .J.....J... Istiklal Cad. Deva Çıkmazı No: 7 / 7 Beyoglu 80070 istanbul Tel: 0212 251 50 90(pbx) Fax: 0212 251 50 47 www.ulusalkanal.com.tr ulusakd'u lusalkanal.com.tr Daha g<*ntş htlgı ıçın Gonullıı Butosu'nıı arayını? GÖNÜLLÜ HATTI i s t o n b u l (0212) 245 81 87 Ankara :(0312) 419 04 62 İzmir (0232) 463 22 59 PENCERE 'AtatürkMedMiiyetçüğf Tepki Yaratıyor... Atatürkçülük (ya da Kemalizm) tartışmalan yine alevlendi... Doğaldır. Kemalizm bir Islam toplumunda 'Aydınlanma Devrimi' demektir. Avrupa'da bu tarih, Rönesans ve Reform evre- leriyle başlayıp kaç yüzyıl sürdü?.. Hıristiyan toplumlarına. Aydınlanma gerçekleş- meden önce, demokrasi gelemezdi... Müslüman toplumlarına da gelemez. Üç buçuk kuruşluk tarih bilgisi ve bilinci olan ki- şi bunu bilir. Ancak Türkiye'de devrim - karşıdevrim çatış- ması sürdüğünden, en basit gerçekleri görmezlik- ten gelerek çatışmak yöntemi kullanılıyor. • Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yal- man, Kara Harp Okulu'nun yeni ders yılı açılışın- da konuşurken 'Kemalizm'i dilegetirdi; karşıdev- rimciler hemen tepkilerini sergilediler... Kimi AB'Iİ yabancı da Türkiye'nin Birliğe girebil- mesi için Kemalizm'den vazgeçmesini ileri süre- bilecek kadar cahil ya da kasıtlı... önce işin hukuk yanına bakmakta yarar var; ana- yasamızın başlangıç metninin 5'ınci fıkrası 'Ko- penhag Khterleh'ne uyum yasaları kapsamında 3 Ekim 2001 tarihinde değiştirildi. Yeni metin şöyle: "Hiçbir faaliyetin (...) Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korun- ma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politika- ya kesinlikle karıştınlamayacağı..." Görüldüğü gibi Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Harp Okulu'nun yeni ders yılı açılırken yaptığı konuşmada Kopenhag Kriterleri'ne uygun ve uyum yasalarıyla onanmış bir anayasal konuş- mayapmış... Peki, dinci ve Mütarekeci medya, Kara Kuvvet- leri Komutanf na neden bozuluyor?.. • Komutan anayasacı.. Atatürkçü.. Kopenhag kriterlerine uyumlu.. AB'yi benimsiyor. Aytaç Paşa diyor ki: "- Türk Silahlı Kuvvetleri ne Avrupa Birliği ne de demokrasi karşısında olamaz." Yine de beğenilmıyor.. AKP iktidarıyla bütünleşen kartelci medya ile dincı basın ne istiyor?.. Türkiye'de mürteciler medyası ve siyasal güçle- ri Silahlı Kuvvetler'e düşman gözüyle bakıyorlar; çün- kü asker Cumhuriyetin güvencesidir, Atatürkçüdür, yani Kemalisttir... • Uygariık... Doktrin.. Ideoloji.. Birbirinden farklı bu sözcüklerin kullanım yelpa- zesi geniş ve renklidir; 'Islam uygarlığı' diyebilir- siniz, doktrini ya da ideolojisi de denebilir; Hıristi- yanlık, kapitalizm ya da liberalizm için de bu de- yişler kullanılabilir... Gerçeğin özü nedir?.. Atatürkçülük ya da Kemalizm, köklerini tarihten, felsefeden, hayattan alan bir uygariık devriminin Ana- dolu'da hayat bulması, Aydınlanma devrimini ger- çekleştirmesidir. Anadolu halkı özgürlük ve demokrasi kapsamın- da yaşamak istiyorsa yolu belli... Iran'a ya da Suudı Arabistan'a giden patika, uy- gariık coğrafyasında çoktan tıkandı... Atatürkçülüğü benimsemenin bir uygariık gere- ği olduâunu, tarihten biraz nasibi olan herkes bi- lir; tüm Islam coğrafyasında bugün yaşanan gün- cel kavganın anakronik bir içeriği var. Cumhuriyet kitap kulübü İMZAGÜNÜ KİTAP DÜNYASI FUARI 4 Ekim Cumartesi (Bugün) HIKMET ÇET1NKAYA Saat: 16:00-18:00 Dolmabahce Küllur Merkezi Besiktas-İSTANBUL ^ Cumhuriyet kitap kulübü İMZAGÜNÜ KİTAP DÜNYASI FUARI 5 Ekim Pazar (Yarın) ÇOŞKUN OZDEMİR Saat: 15:00-16:30 Konferans-Erdoğan Aydın Konu : inançAlanı ve Barış Saat : 17:00-18:30 Dolmabahce Kültiir Merkezi Besiktas-İSTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear