24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 EKİM 2003 SALI HABERLER DUNYA3ABUGUN ALt StRMEN Avrupa'da 'Türban' Sorunu MÜNİH - Hey gidi Münich Haubtbanhof hey! Kırk bir yıl önce ilk geldi^imde burası "gastarbeiter" (misafir işçi) denen Türk işçileri ile dolu olurdu. Neden gurbetçiler, boş- vakitlerinde dönüp dolaşıp merkez istasyonuna gelir lerdi? Türkiye'den gelen ve y « n i gurbetçiler taşıyan tren- ler onlara memleket havası mı getirirdi? Yoksa o raylann öte ucnında Türkiye'nin olduğunu bilmek, sıla hasretini mi a_zaltırdı? Yugoslavya'daki savaşt-an beri Istanbul-Münih "gur- bet treni" işlemez olmuş. Artık "gurbetçi" olmayan Türk işçileri de uğramıyor- lar "Haubtbahnora. Merkez istasyon, artık alelade bir Alman garı. Ama gelip geçici olmayan Türklerin sorunlan hâlâ sürüyor. Son olarak "türban" diye adlandınlan, tesettür so- nınu yüzünden Almanya'mn gündeminde öne çıktı yi- ne Türkler. Gerçi, tartışma, birTürk değil, Afgan asıllı Alman va- tandaşı Fereştah Ludin' in "türbanı" yüzünden çıktı. Ama sorun Almanya'daki e n büyük azınlık (2.3 milyon) olan Türkleri daha çok ilgilendiriyor. 24 Ekim Cuma tarihli CLimhuriyet'in manşetinde de verilen olay, Ludin'in tesettürlü olarak kamu okulun- da ders vermek istemesi, yönetimin buna karşı çık- ması ve açılan davada Federal Anayasa Mahkeme- si'nin "eyaletin konuyu ddzenleyici bir kararalmamış olması dolayısıyla" sadec^e Baden VVürttenberg eya- letindeki işyerinde türbanI a çalışmasına izin verilmesi karan üzerine patlak verdi. Alman Cumhurbaşkanı Rau, Federal Anayasa Mah- kemesi'nin karan üzerine bir açıklama yaparak kamu kurum ve kuruluşlannda, ^türban" ileçalışılmasınata- raftar olmadığını belirtti. GözJemciler CumhurbaşJorn'nın bu açıklamasjyia fe- deral düzeyde bütün "lar»der"\en bağlayan bir karar alınması sürecini başlatmayı amaçladığını söylüyorlar. Almanya'da 16 federe devtetin 6'sı türban yasakla- yıcı yasahazırlıklannı sürdürürken, 2'sinde türbanı ser- best bırakma eğilimi daha ağır basıyor. Şimdi federal düzeyde bir düzenlenme için yoğun tartışmalar ola- cak. Bilindiği gibi benzer ycVnde, hatta daha ağır içerikli bir açıklamayı da yine geçen hafta, Fransız Cumhur- başkanı Jacques Chirac yapmıştı. Bütün bu tartışmalar, konunun Türkiye'de de rejimi zorlayan gelişmelerin kızıştığı bir döneme rastlıyor. Bu arada soruna açıkiık getirmek için, bir kez daha belirtelim ki, tartışma yalnızca "kamu alanı" ile sınırlı. Yoksa Türkiye'de olduğu gibi, Fransa ve Alman- ya'da da insanlann özel yaşamlannda, evde ya da so- kakta istedikleri gibi yaşamalannın önünde bir engel yok. *-*•• Konuya nasıl yaklaşılması gerek? Türkiye için bu yak- laşımın anahtannı bulmak daha kolay. Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nin (AİHM), Tür- kiye ile ilgili türban ve Refah Partisi konusundaki mü- teaddid kararlannda, inssnların çoğunluğunun aynı din ve mezhepten olmalan halinde üniversitelerde, si- yasal bir simge olan "türban"w\ diğer öğrenciler üze- rinde bir baskı oluşturmasını engelleyecek düzenleme- leri yapmanın laik devletin hakkı hatta görevi olduğu gerekçesiyle türban yasağının demokrasi ile çelişme- yeceği söylenmişti. Aynı şeklide Refah Partisi karanndan da, şeriatı amaçlayan bir partinin, demokrasi için ciddi ve yakın bir tehlike oluşturduğu ve kapatma karanna, demok- rasi adına karşı çıkılmayacağı belirtiliyordu. Bu yılın haziran ayında FransızTV5'te yapılan birprog- ramda, Türkiye'deki üniversitelerdeki türban yasağını haklı bulan kararın gerekçesinin Fransa için geçerli olamayacağını, çünkü Fransa'da azınlıkta olan Müs- lümanlar arasında kimilerinin türban takmalannın, ço- ğunluk olan Hıristiyanlar üzerinde baskı oluşturama- yacağını, bu bakımdan iki ülkenin durumlannı ayn ay- n incelemek gerektiğini söylemiştim. Aynı düşünce Almanya için de geçeriidir. Almanya'da şeriatçı bir devlet kurulması, demokra- si için ciddi ve yakın bir tehlike oluşturması düşünü- lemez. Unutmayalım ki "ciddi ve yakın tehlike" ölçütü çağ- daş Avrupa ve özellikle Alman hukukunda yasaklayı- cı hükümler getirmede mutlaka aranması gereken çok ciddi bir unsurdur. Olaya bu açıdan bakınca, Fransa ve Almanya'daki okullardaki türban yasağını, çrfte standart olarak gö- rüp onaylamamak, hatta eleştirmek mümkündür. • • • Ancak olayın bir de başka yönü var. Anayasasının 2. maddesinde "laik bir Cumhuriyet olduğunu belirten" Fransa'daki okullarda herhangi bir dinin simgelerinin bulundurulmasına izin verilmemek- tedir. Yani kısıtlama yalnız Müslümanlara yönelik bir ön- lem değildir. Aynca pratikte tanık olunan kimi olaylar da, daha baş- ka tehlikelerin var olduğunu göstermektedir. Gerek Fransa, gerekseAlmanya'daki kimi tutucu çev- relerin kendi çocuklan üzerinde zaman zaman, sonu cinayete varan baskılar uyguladıklan biliniyor. Nazmiye Ulupınar adlı TC yurttaşı Kürt kökenli genç kızın aile meclisi karanyla Colmar kentinde öl- dürülmesi, yine aynı şekilde, Irak Kürdistanı'ndan In- giltere'ye sığınan babanın bir yıl önce kızını gırtlağını keserek öldürmesi, münferit olaylar olarak algılanma- malıdır. Colmar olayı sonrasında yapılan araştırmalar, Fran- sa'da yaşayan Müslüman kökenli nüfus içinde baskı- cı "töre muhafızlan"nın türedikleri ve ailelere kızlannı töreye uydurmalan yönünde yoğun baskılar uygula- dıklan, bunlann çok etkili olduklan ve trajik sonuçlar doğurduğu da bilinmektedir. Laik devlet, yalnızca inanışlar karşısında tarafsız kal- makla yetinemez. Ama aynı zamanda yurttaşlan üze- rinde inanç ve davranış baskılannı da önlemek zorun- dadır. Okulda türban serbestliği, bu açıdan da düşü- nülmelidir. öyle görünüyor ki, türban tartışması daha bir süre yaygınlaşarak devam edecek. Ama öyle görünüyor ki, Türkiye'de şeriat özlemle- rini türbanla örterek simgeleştiren çevreler artık, bir sü- redillerindendüşürmedikleri, "Avrupa'dakikadarinanç özgürlüğünü" savlannı artık kullanmayacaklardır. Za- ten bir süredir de bu defi'yi ağızlanna almıyoriardı. Bu arada laik devlete karşı olan bütün girişimlerini, "AB'ye uyum sağlama' örtüsünün altına gizlemeye ça- lışan Tayyip Erdoğan'ın ne derecede samimi olduğu konusunu da takdirlerinize arz ederim. Şimdi Tayyip Erdoğan'ın arslan gibi kükreyerek, Av- rupalılara karşı Müslümanlann inanç özgürlüklerinin sa- vunucusu kesilip kesilmeyeceğini merak etmeyin. Mehmetçiği, Bush nam ve hesabına, "Coniler ile birlikte Irak'ta din kardeşlerini katletmeye gönderme- ye amade olan ve bunun için Meclis'ten karan çıkar- an, sonrada "geldersenizgelirim, gelmedersenizgel- rnem" diyen tayyip mi, "Selahaddin Eyyubi" rolüne soyunacak? Güldürmeyin beni! Sezer, 'eşsiz davetiye'de'kamusal alanda türbanın serbest bırahlamayacağı'görüşünü dayanaka Tyrbandan ödünvermediJP^^^ ANKARA(CumhuriyetBün)su)- ^ V, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in. 29 Ekim resepsiyonuna eşi türbanlı olan AKP'lileri eşsiz davet etmesine, "kamusal alanda türbanın serbest bırakılanıayacağT görüşünü dayanak yaptığı belırtildi. AKP'nin, Genelkurmay'ın 30 Ağustos resepsiyonundaki benzer uygulamasını tartışma konusu yapmazken, türban konusunda asla ödün vermeyen Sezer'i hedef alarak gerilımi tırmandırması ise dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Sezer'in, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Cankaya Köşkü'nde yann Cumhurbaşkanı Sezer'in bugüne dek Çankaya Köşkü'nde yabancı devlet başkanlan için düzenlediği yemeklerde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi türbanlı olan kabine üyeleri eşsiz yer aldı. gerçekleştireceği resepsiyona eşi türbanlı olan AKP'lileri eşsiz, eşi türbansız olanlan ise eşli çağırması nedeniyle başlayan tartışma sürüyor. 30 Ağustos örneği Genelkurmay Başkanlığı da 30 Ağustos'ta düzenlediği resepsiyona AKP ve CHP aynmı yapmadan tüm milletvekillerine eşsiz davetiye göndermiş, buna karşın bürokratlan eşli çağırmıştı. Ancak AKP iktidannın benzer bir uygulama olmasına karşın bu daveti, Sezer'in daveti kadar tartışma konusu yapmaması dikkat çekti. AKP ile Sezer arasında türban nedeniyle ilk kriz, Cumhurbaşkanı'nın NATO toplantısı nedeniyle Prag'a gidişi sırasında TBMM Başkanı Bülent Kamu Yönetimi Yasa Tasansı imzuya açüdı f'Sağlık, eğitim, bayındırlık, tanm bakanlıklannın taşra teşkilatı kaldınlarak buradaki hizmetler il özel idarelerine bırakılıyor %/ Bakanlıklara bağlı teftiş kurullan kaldınlıyor • Mali denetim Sayıştay'a bırakılıyor ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye Cumhu- riyeti'nin idari yapısında köldü değişiklikler yaparak "üniteryapryı esneticT dü- zenlemeler öngören Kamu Yönetimi Temel Yasa Ta- sansı, BakanlarKurulu'nda imzaya açıldı. Idari yapıyı tamamen değıştiren tasan; bakanlıklara bağh teftiş ku- rullarım kaldınyor, sağlık, eğitim, bayındırlık ve tanm bakanlıklannın taşra hiz- metlerini il özel idareleri- ne devrediyor. AKP iktidan; uzun süre- dir hazırlıklannı yürüttüğü Kamu Yönetimi Temel Ya- sa Tasansı'na noktayı koy- du. Hükümet, Genelkur- may'ın görüşleri çerçeve- sınde Milli Savunma Ba- kanlığı, Genelkurmay Baş- kanlığı, MİT Müsteşarlı- ğı, MGK Genel Sekreter- liği ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'ni ya- sal düzenlemenin dışına çıkardı. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, tasanya dün son şeklinin verildığini, perşembe ya da cuma gü- nü bu konuda aynnül] açık- lama yapacağını kaydetti. Taslağın getirdigi bazı dü- zenlemeler şöyle: - Milli Eğitim, Sağlık, Bayındırlık ve Iskân, Ener- ji ve Tabii Kaynaklar, Çev- re ve Orman, Kültürve Tu- rizm bakanlıklan, Sosyal Hizmetler ve Cocuk Esir- geme Kurumu Genel Mü- dürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün bi- na, araç, gereç, taşınırve ta- şınmaz mallar, alacak ve borçlan il özel idarelerine devrediliyor. - Kamu yönetimindeki denetim, "içvedış" olmak üzere ikiye aynlıyor. - Yüksek Denetleme Ku- rulu; personelı, araç, ge- reç ve taşınmaz mallan ile birlikte Sayıştay'a devredi- liyor. - TlKA, Dış Ticaret Müsteşarlığı iie Dışişleri Bakanlığı dışındaki ku- rumlann yurtdışı teşkilat- lan kapahlıyor. - Müsteşarlar ile başkan- lık ve genel müdürlük şek- lınde kurulan bağlı kuru- luşlarda başkan ve genel müdürlerin görevi ise hü- kümetle birlikte sona ere- cek. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Annç'ın kendisini türbanlı eşiyle uğurlaması nedeniyle yaşanmıştı. Sezer, bunun ardından 24 Kasım 2002'de yaptığı konuşmada, devletin sosyal, ekonomik, siyasi ve hukuksal temel düzeninin din kurallanna dayandınlamayacağı ve başörtüsünün yeniden sorun haline getirilmesinin kimseye yarar sağlamayacağını vurguladı. Anayasa Mahkemesi'nin kararlanna işaret eden Sezer, kamusal alanda başörtüsünü serbest bırakacak düzenleme yapılamayacağını kaydetti. Türban boykotu Sezer, protokolde türbanlı uğurlamaya engel olmak için de 26 Kasım'da yaptığı geziye eşini götürmedi. Ancak kriz bununla bitmedi. Annç'm 23 Nisan nedeniyle verdiği resepsiyonda "türban boykotu" yaşandı. Annç'ın eşini getirmeyeceğini açıklamasına karşın Cumhurbaşkanı Sezer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hibni Özkök, kuvvet komutanlan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP'lı milletvekilleri ile bazı sivil toplum örgütleri resepsiyona katılmadı. Sezer'in mayıs ayında eşiyle birlikte Tunus'a gerçekleştireceği seyahat için yapılan uğurlama törenine Annç'ın bu kez eşini getirmemesi dikkat çekti. Eşsiz daveüer Aynca Cumhurbaşkanı Sezer'in bugüne dek Çankaya Köşkü'nde yabancı devlet başkanlan için düzenlediği yemeklerde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi türbanlı olan kabine üyeleri eşsiz yer aldı. Erdoğan'ın 'İlla gidin demem' sözlü üzerine bazı milletvekilleri Çankaya'yı boykot karan aldı AKP gerilimi tımıanclırıyor ANK4R\(CumhuriyetBürrjsu)-Çan- kaya Köşkü'ndeki Cumhuriyet Resep- siyonu'na türbanlı eşleri davet edihne- yen AKP, Cumhurbaşkanı "na dönük tep- kisini tırmandrnyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ıntt tDa gidin demem" sözleri üzerine AKP'liler tepki içeren demeçlerle "boykot" kararlannı açıkla- maya başladı. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan ve TBMM tnsan Haklanm înceleme Ko- misyonu Başkanı MehmetElkatmış, re- sepsiyon davetiyesini Köşk'e iade kara- n aldıklarını açıkladılar. AKP yönetimi Çankaya Köşkü'ne dö- nük toplu bir "protesto" gerçekleştiril- meyeceğini bildirmesine karşın grubun büyük bölümünün resepsiyona katılma- yacağı belirtiliyor. "Bu karar miDet\e- kfli arkadaşiannuzm kendüerini ügikn- dirir? Biz müdahil ohnayTz" diyen AKP Grup Başkan\ ekıli SaKh Kapusuz, ken- disinin davete katılmayacağmı söyledi. Kapusuz, Cumhurbaşkanı 'na dönük eleş- tirisini "Kamusal alanı tarifetme yetki- si Sayın Sezer'e mi aittir? Cumhurbaş- kanı, anayasanın 104. maddesindeld te- nu, biri müstesna, soku olanlar. HerhaJ- de bunun bir yerde yoğunlasması da bir tercihi gösteriyor" diye konuştu. Adalet Bakanhğı Personel Genel Mü- dürlüğü'nü vekâleten yürüten Nesrin Ydmazcan'ın eşi Kahramanmaraş Mil- letvekili Mehmet Yılmazcan da daveti- • AKP milletvekili Yılmazcan ve Mehmet Elkatmış, davetiyeyi Köşk'e iade karan aldı. AKP Grup Başkanvekili Kapusuz, ^JlCamusal alanı tarif etme yetkisi Sezer'e mi ait? Başka bir iktidar **~" olsa Sezer için istifa çığlıklan yükselirdi" diye konuştu. mel göreviıü hiçbir zaman ihmal ede- mez. Bir başka iktidar oisaydı Sayın Se- zer için herhalde istifa çığfağı kopanrth. Cumhurbaşkanı'nın o yüce makamı ne kadaryaralayan eykmleriolduğunu Idm- segöz ardı etmryor. Affettiklerinin tama- ye gerekçesiyle Sezer'e tepki gösterdi. Yılmazcan Cumhurbaşkanfna gönder- diği yazıda "Aynı çau attmda buhınmak- tan rahatsızhk duymayacağuıızı tahmin ettiğim eşimin davet edUmediği yere gel- meyi kendime yaJoşOramadığımdan da- vetiyeniz ekte iade edümiştir" dedi. TBMM Insan Haklannı tnceleme Ko- misyonu Başkanı Mehmet Elkatmış da Sezer'in milletvekileri arasuıda aynm yaparak saygısızlıkta bulunduğunu ile- ri sürerek "Herınffletvekffieşittir.Bizimil- let secti. ama kendisini seçenler şu anda VlecHs'te yok. Bunu iyi değeriendirsin" dedi. Elkatmış, davetiyeyi bugün Se- zer'e iade edeceğini söyledi. AKP Ağn Milletvekili Mehmet Me- Kk Ozmen düzenlediği basın toplantı- sında örtülü istifa çağnsında bulundu. Eşi- nin başı açık ohnasma karşm eşsiz da- vet edildiğini belirten Özmen, kaynak- lannın Cumhurbaşkanı'nı yanılttığmı ileri sürdü. Özmen, "tarafsızhğı orta- dan kalkngı gerekçesiyle Cumhurbaş- kam'mn ülkeye son bir hizmet yapması gerektiğini'' savundu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr ABD'nin Türk ordusunu Irak'a iste- medığı anlaşıldı. Bu ıstememenin arka- sında çok çeşitli nedenler olduğunu bı- liyoruz. Birinci neden, Irak'taki hiçbirtop- luluk Türk ordusunu istemiyor. Bundada gücenecek bir durum olduğunu sanmı- yorum. Hangi ulus kendi topraklanna bir başka ülkenin askerierinin gelmesıni ıs- ter ki! Biz ister miyiz? Ikinci neden ABD'nin Kürtlerle ilişki- si. ABD'nin Irak'taki şu anda en sorun- suz müttefiki Kürtler. Irak Kürtleri, Tür- kiye, Iran ve Arap dünyasının orta yerin- deki sıkıştınlmışlıktan kurtulabilmek için ABD'yi bir tutamak olarak görüyorlar. Bu nedenle ABD ile başından rttbaren iş- birlıği yapmayı tercih ediyorlar. Türkiye'nin Irak'a girmesi, hele de bu- nun Kuzey Irak'tan yapılması, çeşitli so- runlara neden olabilirdi. Nitekim, Genel- kurmay Ikinci Başkanı yaptığı basın top- lantısı sırasında, Kuzey Irak'ta Türk or- dusuna geçiş sırasında saldın olursa ne yapacaksınız sorusuna, "Cevaplarını Irak'a Gidemeyeceğiz Diye Üzülenler alıriar" karşılığını vermişti. Yani böyle bir gerilim ve çatışma ihtimali herkesin bek- lentisiydi. ABD, bütün bu ihtımalleri de dikkate alarak Türk ordusunun Irak'a gırmesinin ışleri daha da karmaşıklaştıracağı nok- tasına geldi. 0 andan itibaren de Türki- ye'nin Irak'a gidişiyle ilgili bütün hazır- lıklan askıya aldı. Buraya kadar zaten bılinmeyen bir şey yok. Bu arada Türki- ye'de ilginç bir hayal kınklığı yaşandı gi- bi. Bazılan, Türk ordusunun Irak'a gide- meyecek olmasına çok üzüldüler. Sevi- nilecek bu olaya üzülmeleri acaba ne- dendir diye düşünüp duruyorum. Türk ordusu Irak'a gitseydi neler ola- caktı da, bu kesimleri bir üzüntü sardı. Olabılecek en net şey, Türk ordusunun orada saldırıya uğrayacağıydı. ABD gi- bi teknolojiküstünlüğesahip bir ülkenin her gün birkaç askerinı yitirdiği Irak'ta, Türk ordusu da asker yitirecekti. Yani gençlerimizi ölüme yollayacaktık. Ülke- mize asker tabutlan gelmeye başlaya- caktı. Birileri böyle birtabloyu acaba ne- den istiyoriar? Türk ordusunun Irak'ta ol- masından nasıl bir yarar umuyorlar? Bir anlayışa göre bu yolla bölgedeki egemen- liğımiz artacak? Bir başka ülkenin top- raklanna girerek sağlanacak egemenlik, giderek bizi istilacı durumuna düşürmez mi? ABD'nin dünyanın çeşitli yerlerine asker göndennesini savunan yazarlar- dan birisi, "ABD işte böyle büyük dev- let oluyor, Askerini ölüme göndererek büyüyor" türünden bir şeyler yazmıştı. Yani Türkiye'nin küçükAmerika olabile- ceğını düşünmüştü. Bir başka kesim ise, "Bak işte para- ları kestiler" diye tepki gösteriyordu. Tayyip Erdoğan ise bazı çevrelerdeki ha- yal kınklığını onarabilmekamacryla, "Ge- rekirse Kuzey Irak'a gireriz" diyordu. Sonuç olarak benim görebildiğim kada- nyla Irak'a gidilemiyor diye üzülenlerin en büyük sıkıntısı Kuzey Irak. "Oradan gelecek tehlikeyi önleme" imkânının şu anda askıya alınmasını bir eksiklik ola- rak görüyorlar. Türk ordusu, 15 yılı aşkın bir süre ora- da hep bulundu. Çeşitli askeri operas- yonlar yaptı. Buna rağmen Kürt sorunu çözülemediği gibi PKK de brtırilemedi. PKK'ye en büyük darbeyi yine ABD vur- du. Abdullah Öcalan'ı yakalayıp Türkı- ye'ye teslim etmesı, PKK'nin silahlı ey- lemlerinin büyük ölçüde sonu oldu. So- run Kuzey Irak'ta değil, VVashington'da çözüldü. Bu nedenle Kuzey Irak'a gitmek bu sorunun çözümünü sağlamadı. Bu- nu hatıriamakta yarar var. Türk ordusunun Irak'a gitmeyecek ol- masına ancak sevinebilinz. Çünkü, baş- ka bir ülkenin topraklanna girmenin so- nunun nereye varacağı hiçbir zaman belli olmaz. İşte ABD ordusunun hali. Bundan sonra oradan nasıl çıkacaklan- nı kendileri bile bilmiyoıiar. Belki de Bush bu nedenle önümüzdeki yıl seçimleri yi- tirecek. Milyarlarca dolar askeri harcama, yüz- lerce askerin kanı bir işe yaramadığı gi- bi belki de tarihinin en derin ekonomik krizine düşecekler. Türkiye'nin böyle bir açmaza ortak olmasını neden savuna- lım ki? Üstelik Türkiye, komşu bir ülke. Karşılıklı açılacakyaralan onlarcayılsa- ramayabiliriz. Bazılannın "Irak'a gidemiyoruz" diye üzülmesini anlamakta güçlük çekiyo- rum. Türkiye'nin zor duruma düşmesin- den bu ülke içinde kimin ne yaran var, gerçekten çözebilmiş değilim. Bu harekâtın bizim bilmediğimiz başka derin amaçları mı olacaktı? Düşünüp duruyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear