24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: CUMHURİYET \AKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yavın Yönetrneni: İbrahim Yıldız • Yaaişleri Müdürü: SaKm Alpaslan#Sorumlu Müdün Mehmet Sucu # Haber Merkezi Müdürii: Hakan Kara tstıhbarat Cengiz \ildinm • Ekonomı: Öz- lem ^ ûzak • Kültür. Egemen Berköz 9 Spor Abdülkadir Vücelman 9 Makaleler Sami ka- raören 9 Düzeltme: Abdullah Yazıcı 9 Bıl- gı-Belge Edibe Buğra 9 Vurt Haberlerı -Meh- met Faraç 9 A\ rupa Temsılcısı Güra> Öz Yayın Kuıulu. Ühan Seiçuk (Baş- kan), Emre Kongar (Danışman), Orhan Erinç, Hikmet Çetin- kaya, Şükran Soner, İbrahim Yıİdız, Orhan Bursalı. Musta- fa Balba\, Hakan Kara. 4nkaraTemsılcısı MustafaBalba> AtatuıiBuKanNo l25.Kar4, Bakanlıklar Tel 4195020("hat). Faks 419502"•tzmırTemsılcısı Serd«rKmk.H.ZıyaBh 1352 S 2 5Tel 4411220. Faks 4418" I 45 •AdanaTemsılcısı Çetin Y iğenoğlu, lnonüCd 119 S No 1 l.Tel 363 12 11. Faks- 363 12 15 Antalya Temsılcısı Ahmet Oruçoğhı Cumhunvet Cad 80 5 Tel. 0242 248005" Fa\ 2430509 Muessese Mudüru Erol Erkut • Bılgı lşlem Ahmet Korulsan 9 Sa- tış Fazilet Kuza IV»'«ğoÂÛ # GeKİ M u d Û r C M Ça &* HZKLAM g Genel Mudur Yrd ıSaıışı Tüla\ MuÜuDolen 9 Mudur Yrd ıFınans \e Operas>onı ErhâD Özdemir • Pazarlama Di- rektoriı' Tûl»\ Tosun Tel 0212 354 33 00 Faks. \ayunla>»n: YenıGunHaber ^jansı Basuı\e Ya\ıncılık AŞ. Tuıi.oca£ı Cad .'941 Cağaloglu Î4334 tstanbul PK. 2-tt • Sukecı 34435 tst Tel ı'J 21215İ2(15 05 (2uhatı Faki 10 21215 P *5 95 Bıskı: Meri.ez Gazete Deira Ba,un Ya> ıncılık San ve TK \Ş Barbart» Buhan \ o 125 Be,ık1aş - Isı Dagıtım: Meıto DaŞtım Pazariama San ve TK \ Ş 28 EKİM 2003 tmsak 4 54 Guneş-6.22 Öğle: 11.55 İkmdr 14.45 Akşam: 1" 15 Yatsrl8 36 Garda yüzlerce çıplak kadın • NEW YORK (AA) - New York'un ûnlü tren gan Grand Central'da yüzlerce kadın, sansasyonel fotoğrafçı Spencer Tunick'e çıplak poz vermek için soyundu. Çahşmalannda sürekli çıplaklığa yer veren ve bu nedenle birkaç kez tutuklanan fotoğraf sanatçısı Tunick'in son çalışması için 450 gönüllü çıplak kadın, Grand Central'ın buz gibi mermer zeminine uzanarak poz verdi. Sabaha karşı saat 03.00'te halka kapalı yapılan çekimlerde, tartışmalı New Yorklu sanatçı Tunick elinde megafonla, çıplak kadınlara mermer zeminde üçgenler ve kareler oluşturmalan için talimatlar verdi. Tunick, "Çıplak Dünya" adlı çalışması için birçok ülkede çekimler yaparak, 35 binden fazla çıplak insanı karelennde toplamayı planlıyor. Kaliforniya yanıyor • Dış Haberier Servisi - ABD'nin K.aliforniya eyaletinde devam eden orman yangınlan 10 kişinin ölümüne neden olurken yangının Los Angeles'ın kenar mahallelerini tehdit etmeye başladığı ve 200 evin tahrip olduğu bölgeden binlerce kişinin kaçmak zorunda kaldığı bildirildi. Yetkililer, kundaklama sonucu başlayıp hava şartlan nedeniyle hızla yayılan orman yangınlannda şimdiye kadar 40 bin 500 hektarlık alanın ve 350 evin yandığını belirttiler. Anafıtar^takJaMenkart • Haber Merkezi - MasterCard'ın yeni çıkardığı MasterCard Side Card, cüzdandan kart çıkmadan ödeme kolayhğı sağlıyor. Şık tasanmıyla ödeme kartının boyutlannı anahtarlığa takacak kadar küçük ve pratik hale getiren yeni kart, bağlantısız çip teknolojisinin tüm olanaklannı banndınyor. Kullanıcının kartının takılı olduğu anahtarhğını satış noktasına uzatması ödeme yapmak için yeterli oluyor. Tüm dünyadaki MasterCard müşterilerine sunulmaya hazır olan MasterCard Side Card'ın, fast food lokantalan gibi ödemenin hızlı yapıldığı yerlerde kart terminalinden geçirilmesiyle ödeme rahatlıkla yapılabiliyor. Serra Yılmaz ttalya'yayerleşiyor • tSTANBUL(AA)- Ödüllü oyuncu Serra Yılmaz, Ferzan Ozpetek'in yönettiği "Karşı Pencere" adlı fılmle büyük beğeni topladığı ttafya'ya yerleşeceğini bildirdi. îtahya'da Katagna Devlet Tiyatrosu'nun da bulunduğu bir projede tiyatro yapmak için teklif aldığını beürten Yılmaz, bunun üzerine çok sevdıği bu ülkeye gitmeye karar verdiğini söyledi. Yılmaz, "İtalya ile duygusal bağım çok uzun yıllardan beri var. Orada iş imkânı çıktı ve yerleşmeye karar verdinT dedi. Bebekler yürümek ve konuşmaktan çok önce neden-sonuç ilişkisi kuruyor Düşünce7ayhkkenbaşlıyor ilim adamlan geleceğin büyükleri olan bebeklerin gizemli dünyasını çözmeye çalışıyor^ Araştırmalar bebeklerin konuşmalarından yürümelerinden uzun süre önce mantıklı bi| şekilde düşündüklerini ortaya çıkanyor. Çeviri Servisi - Şüphesiz her anne baba çocuğu için en iyi geleceği sağ- lamak ister. însanoğlunungelişimine ilişkin anne karnındaki safhalanyla başlayan araştırma ve gözlemler bi- lim adamlannın da anne babalar ka- dar geleceğin büyüklen olan bebek- lerin gizemli dünyasını çözmeye ça- lıştığına işaret ediyor. Der Spiegel dergi- sinde yer alan ince- lemeyegöre "ço- /^\ cuğum ne za- man yürüye-ı cek"yada"ko- nuşacak" soru- ^ lanndan daha önemlileri bebek- lerin dış dünyayı al- gılamasına, başka deyiş- le düşünmelerine ilişkin olanlar. Heidelberg Üniversitesi'nde görev- li gelişim psıkoloğu Sabina Pauen ve arkadaşlan bebeklenn konuşmaların- dan ve yürümelerinden uzun süre ön- ce mantıklı bir şekilde düşündüklen- ni vurguluyorlar. Bebekler daha 7 aylıkken "neden- sonuç ilişkisr kurmaya başlıyorlar. Örneğin kumaştan yapılma bir tırtıl ve topla oynayan 7 aylık bir bebek oyuncaklannı büyük bir dikkatle gözlemliyor. Ve topunnedendönerekhareket ettiğini ya da tırtılın neden ona çarpnğını merak ediyor. Bu dönem sonrasında ise her geçen gün yeni bir dünya keş- fediyorlar. Konuşarak ifade edemeseler de gözlemleyerek, el- leyerek, koklaya- rakmeraklannı gideriyorlar. Dolap veya çek- mece gibi açılır kapanırşeyleri aça- rak keşfediyorlar, öpücükonlara "nemfi" bir deneyim yaşaüyor, saç- lanna şampuan sürülmesi de "hem ıslak hem de kokuhT... Altı aylıkken miktar olarak farb olan şeyleri birbirinden ayırt ediyorlar. Ömeginüç nok- tayı dört noktadan. Uç yaşında sayılar ve sıralama konusunda iyi birdeneyimleri oluyor. "Bu- rada kaç bonbon var" sorusu- nun yanıtını bile verebiliyorlar. ÖNÇE ANNENİN JESİNİ TANIYORLAR Heidelberg Üniversitesi'nde görevli gelişim psikoloğu Sabina Pauen ve beyin üzerine araştırmalar yapan Angela Friederici'nin konuşmayı öğrenmeye ilişkin araştırmaları ise bebeklerin doğumdan hemen sonra, daha anne karmndayken tanıştıkları annelerinin sesini algıladıklarını ortaya koyuyor. Dört aylıkken kendi isimlerini öğreniyor ve anlıyorlar. Biraz daha sonra "anne, baba"yı öğreniyorlar bir yaşına geldik- lerinde ise etraflannda konuşulan dilin tüm seslerini tanımış ve ayırt eder duruma geçiyorlar. AIMIME BABALAR FAZLA YÜKLENIVIEIVIELİ Uzmanlara göre çocuklann düşünmesine ve ze- kâya dayalı faaliyetler söz konusu olduğunda sa- dece genetik miras etkin değil. Genler, yeni doğan birbebekten ne Nobel ödülü sahibi bir adam ne de bir yalancı yaratıyor. Çevre fak- I törleri, özellikle de eğitim çok önemli bir et- ken. Batılı ülkelerde bebek çağlardaki eğitı- me çok önem verilıyor. Özel pedagoglann bu- lunduğu çocuk yuvalan olumlu şekilde geliş- melerine katkı yapıyor. Anne babalara düşen ise onlan bu dünyayı tanıma safhasında desteklemek. Uzmanlara göre her bebek belirli bir zaman diliminde dünyayı ne kadar keşfedeceğini kendi belirler. Bu nedenle anne ba- balar öncelikle her zaman mükemmel olanı vermemeli ve mükemmel olanı beklememeli. Ve çok aşın şey öğretmeye çalışarak gereğinden fazla yüklenmemeli. •wx (Derleyen: SEÇİL TÜRESAY) Vitrinleri üç yıldır süsleyen sivri burunlulann tahtı artık sona eriyor Ayaldtabılar 'yuvarlanacak' FATMAOVAC1K Geçen sezonun çarık havalı ayyakkabılan nerdeyse geride kaldı. Hâlâvitrinlerde gözümü- ze çarpanbirkaç modelden baş- ka bir iz kalmadı diyebiliriz. İşin garip yanı, modacılann yavaş ya- vaş yuvarlak burunlara geri dönme- ye başlaması olabilir. Her ne kadar vitrinlerde hâlâ boy boy sivri burun- larboy göstersede... Iki üç yılda ancak alışnğımız ve başka şansımız kalmadığı için giy- meye başladığımız sivri burunlu ayakkabılar, yavaş yavaş yerlerini yuvarlak burunlara terk ediyorlar. Bot, çizme hatta terliklerde bile burunlar yuvarlak olacak. Aksesuvarlar da unutulmamış. Ayakkabılar, fermuarlar, tokalar, zımbalar ve bol bağcıklarla süsleniyor. Moda rüzgân ayakkabı burunlannı yuvarlamaya başladı bile. Yuvarlak demek, top gibi demek değil bu kez. Yuvarlak fakat yassı burunlar olacak. Bot, ayakkabı ve hatta terliklerde bi- le yuvarlatılmış, pide modellerine şimdiden ahşmamız gerekecek. Bu- runlar yuvarlanınca elbette babet ayakkabılar en öndeyerlerini alıyor- lar. Daha çok rugan ve siyah büyük tokalarla kullanılan babetler de be- yaz rugan ve iç zeminde zıt renkle- rin kulîanımıyla yenilenmiş. Soğuk kış günlerinde diz üstünde saten çiz- meler, si\Tİ topuklar mini eteklerle tamamlanırken, bsa topuklu dizal- tı, logolu veya bol aksesuvarlı deri , çizmeler uzun etekler ve capri pan- tolonlan tamamlıyor. Capri pantolon- lar için bir de kumaş ayakkabılar dü- şünülmüş. Havyan desenlerinin kul- lanıldığı botlar, çeşitli modeller ve topuklarla değerlendirilirken, buru- şuk çizmeler, renkli spor ayakkabı- lar yine aklımızı ve rahatımızı çele- cek. Bu sezonun gözde aksesuvar- lanndan tozluklar, çizmelerimizi ve babet ayakkabılanmızı ısıtacak. Giyimimizin her parçasında kar- şımıza çıkan aksesuvarlar ayakkabı ve çizmelerde de var. Fermuarlar, tokalar, zımbalar ve bol bağcıklar avaklanmızın süslen arasında... DOKTORLAR KAYCILI Müyonlarca çocuk antidepresan kullanıası ABD'de hiperaktivite, davranış bozukluğu gibi sorunları çözmek için verilen ilaçlar yeni yetişen kuşakların geleceği konusunda uzmanları kaygılandırıyor. Çeviri Servisi - Araştırmalara göre ABDli çocuklann yüzde 10"u bir akıl hastalığına yakalanıyor, yüzde 20'sinde depresyon belirtılen veya davranış bozukluğu görülüyor. 5-19 yaş grubundaki çocuk ve gençlerin yüzde 7.5"i ya hiperaktif ya da konsantrasyon bozukluğu yaşıyor. Uzun lafın kısası, ABD ve dünyanın birçok yennde müyonlarca çocuk uykusuzluk, dikkatini toplayamama, hiperaktivite, depresyon gibi doğrudan beyin ve ruhla ilgili sağlık sorunlan yaşıyor. Özellikle ABD'de bu sorunlan yaşayan çocuklara çoğunluğunu antidepresanlann oluşturduğu ilaç reçetelen yazılıyor. Kullanım 5 kat arttı Time dergisinde yayımlanan yazıda, 1987-1996 yıllan arasında çocuklara yazılan antidepresan ilaçlann üç katı arthğına dikkat çekiliyor.Yazıya göre uzmanlar, ilaçlann psikolojik terapiyle birlikte alınmasının sorunlan çözmede en etkili yol olduğu konusunda birleşirken ilaçlann olumsuz etkileri ve çoğu kez bilinçsizce venldiğı konusunda kaygıh olanlar da az değil. "Ritaün", "Prozac" gibi ilaçlar 5-6 yaşındaki çocuklara bile veriliyor. Bazı ilaçlar çocuklar için özel olarak üretilse de birçok çocuğa sadece yetişkinlerin kullanması için hazırlanan sinir ilaçlan veriliyor. Psikolog Stephen Hinshavv. bir çocuğun gelışmekte olan bejıune ilaç dayamanın ona ileride korumaya alacak yerleşim birimini yakmaya benzediğine dikkat çekiyor. İlaçlann aşın sinirlilik, kilo alma, kişilik bozukluğu gibi yan etkilere yol açabileceğine de dikkat çeken Hinshaw, şöyle devam ediyor: •"İlaçlara >önetik uzun süreti araştırmalar yapılmıjor. Yapılmak istendiğinde de kaüümcı bubnak güçieşiyor. Konunun fada irdeknmemesi ilaç fırmaiannm işine geüyor." Uzmanlara göre birçok çocuğun sorunu ilaç alınmadan sadece terapi ve anne-babanın bilinçli şekilde onlara eğilmesiyle de çözülebilir. Çünkü çok mecbur kalınmadıkça günümüzde rahatça verilen antidepresanlarla ilgili yanıtlanmamış çok soru var. Bu sorulara yanıt bulamadan çocuklara ilaç dayamak da çoğu doktorun ve uzmanın aklına "Acaba nasıl bir kuşak yetiştiriyoruz" sorusunu getiriyor. Çiftlik hayvanlarına istenilen özellikler verilebilecek Yeşil domuz üretildiANKARA (AA) - Alman bilim adamlan, domuz cinsine yabancı bir geni domuzlann hücrelerine yerleştirmeyi başardı. Genetik olarak değiştirilen domuzlann çoğunda, yabancı gen aktif hale geldi ve hayvanlann dokulannın parlak yeşil renk olmasını sağladı. "EMBO reports" isimli bilim dergisinde yayımlanan habere göre, Münih Cniversitesi Farmakoloji Bölümü'nde görevli AJexander Pfeifer ve Ludwig-Maximilians Üniversitesi'nin Gen Merkezi'nde görevli Eckhard Wolf, yabancı geni domuz hücrelerine yerleştirmek için virüs kullandıklannı söylediler. Bilim adamlan, kullanılan GFP geninin, yeşil renkte parlayan bir proteini kodladığını kaydettiler. Domuz embriyonlanna tek hücreli dönemde virüs bulaştıran Pfeifer ve ekibi, toplam 46 domuz yavrusu doğduğunu belirttiler. Yavrulann 32'sinde (yüzde 70) GFP geni tespit edildi. Bu gruptan 30 domuzda (yüzde 94) genin aktif olduğu gözlemlendi. Bilim adamlan, bu domuzlann bütün dokulannın ve üreme hücrelerinin yeşil renkte parladığını ve bu özelliğin diğer nesillere aktanldığını ifade ettiler. Bilim adamlan, bunun, genleri istenilen yerlere yerleştirme yolunda ileriye atılan bir adım olduğunu belirterek, bu yöntem geliştirildiği takdirde çiftlik hayvanlanna istenilen özellikler verilebilecek ve hayvanlardan alman organlar insanlara nakledilebilecek. -f- AL GÖZÜM SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK Dağbaşında EnternasyonaL. Sankamış'ta dağ doruğuna doğ- ru ilerleyen bir telesiyejde, birya- nımda tangolar kraliçesi Sema, biryanımda Gezici Festival'in so- rumlusu güzeller güzelı Başak, sesimiz kısılana kadar Enternas- yonal'i söyleyeceğimiz aklımın köşesinden bile geçmezdi. Ama burası Doğu ve insanın aklından geçmeyen şeyler an- sızın gerçek oluyor. Daha son- ra Norveç Büyükelçisi Hans JörgKretschmer. sobayla ısı- nan bir çadırda gene ısrarla Enternasyonal'i söyleyen Tun- cerKurtiz'e. îspanyol Cinge- nesi Lucia'ya ve Yavuz Bay- dar'a ve tabii bize eşlik edi- yor. Zaten tuhaf, insanı dünya işlerinden uzaklaştıran bir coğ- rafyadayız. Ben iyice şaşkınım, çünkü hayatım boyunca hiç bu kadar çok büyükelçiyle birlikte olmadım. Fransa, Lirvanya, Nor- veç, Isveç ve Avrupa Komisyonu Türkiye büyükelçileri. hepsi bu- rada ama sanki tüm resmi sıfat- lannı Ankara'da bırakıp gelmiş- ler. Norveç elçisi Enternasyonal söylüyor. Fransa elçisinin baga- jındaki tüm şaraplar tüketildi. Av- rupa Komisyonu Türkiye Büyü- kelçisi kansıyla yeni bir balayı geçiriyor gibi. yani Kars bugün- lerde çok diplomatik. Şiddetle merak ettiğinizi bili- yorum: "Bu hiç durmadan En- ternasyonal söylemek de nereden çıkü?" Bütün suç Gezici Festi- val'in. Norveç 'ten Kars'a getir- diği Ütopya adlı filmde. Bu film yedi kısa hikâyeden oluşuyor. Yedi yönetmen Norveç'te partı- lerin durumlarını anlatan inanıl- maz komiklikte yedi film yapmış. Kısaca partilerle, kurallarla dalga geçmişler ama bir son film var, işte bizi baştan çıka- ran bu. Filmde Işçi Partisi ve eski komünistler anlatılıyor. Şöyle, yaşlan yetmişin üstün- de, saçlan ağannış, belleri bü- kühnüş yedi-sekiz eski komü- nist her yıl yaptıkları gibi bu- luşup bir orman yürüyüşüne çı- kıyorlar. Ve tabii sadece tek bir marş söylüyorlar, anladınız değil mi? Sonra ormanın için- de "imdat" diye bağıran çok genç, çok güzel bir kıza rastlıyor- lar. Kız bataklığa girmiş, batı- yor ve yardım istiyor. Bizim ih- • Arkası 8. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear