24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2003 ÇARŞAMBA EGİTİM Yurtdışında stajiçin... • Eğföm Servisi - AIESEC, yurtdışında staj yapmak ısteyen öğrencıler ıçın 9 Kasım'da sınav dü- zenleyecek. Sınava, üni- versıtelerin tktisadi Idari Bılımler. Endüstn Mühen- disliğı, Bilgisayar Mühen- dislıgı, Elektrik-Elektro- nik MühendısLığı bölüm- lerinde olcuyan lısans, master öğrencilen ve bu böliimlerden en fazla iki yıl önce mezun olmuş ki- şiler katıIabıliyor.Bu yılki ılk sınav, İstanbul. İzmır, Ankara, Adana, Bursa, Eskışehır, Kocaeli, Deniz- li, Antalya ve Gaziantep şehırlennin yanı sıra Kuzey Kıbns Türk Cumhunyeti'nde Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde düzenlenecek. Gelecekleri birleştirmek • Eğitinı Senisi - British Council, 1 1 ülkedeki 15- 25 yaş arasındaki gençlere yönelik olarak "Connec- ting Futures-Geleceklen Birleştirmek"' adlı bir program başlatıyor. Beş yıl sürmesi planlanan programla. gençler arasın- da, karşılıklı anlayış, öğ- renme, ıletişim ve saygı- nın gehştırilmesi amaçla- nıyor.Programa katılmak isteyen gençler, '•ww\v.britishcoun- cil.org.tr" adresindeki "Connecting Futures" sayfalanndan programın önen olarak sunduğu ko- nulan öğrenerek proje başvurulannı yapabilirler. Bütçede binde 1'likartış • ANKARA (ANKA) - AKP ıktıdarlannın en faz- la gergınlik yaşadığı ke- simlerden biri olan yükse- köğretım kurumlannın or- talama bütçeleri 2003 yılı- na göre binde 1 arttı. An- cak Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in memle- keti Van'daki Yimincü Yıl Üniversitesi'nin bütçesin- deki artış yüzde 38 oldu. Üniversiteye 20O3 yılında 56 trilyon 517 milyar lıra ödenek aynhrken 2004 yı- lında bu rakam 78 trilyon 269 milyara çıkanldı. Yükseköğretim kurumlan içinde Fırat ve Gaziantep üniversıteleri 2003 yılına göre daha az ödenek ala- cak. Gaziantep Üniversite- si'nin bütçesi yüzde 12, Fırat Üniversitesi'nin büt- çesi ise yüzde 5 oranında tırpanlandı. 2004 yılı büt- çesinde en az artış ise Orta Doğu Teknik Üniver- sitesi (ODTÜ) bütçesinde oldu. ODTÜ'nün bütçesi vüzde 1 oranında arttınla- rak, 121 tnlyon 349 milyar lira oldu. Genç turizmciler mezun oldu • İstanbul Haber Servisi- Istanbul Teknik Üniversi- tesi (İTÜ) Vakfi Eğitim Tesisleri Turizm-Otelcilik Eğitimi 14. Dönem me- zunlannı verdi. ÎTÜ Rek- tör Yardımcısı Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy, Türkıye'nin çok önemli bir tunzm potansiyeline sahip olduğunu belirterek sektörün gelişmesi için iyi yetişmiş insan gücüne bü- yük gereksinim olduğunu söyledi. Turizm-Otelcilik Eğitimi Sorumlusu Şaban Ali Yaşaroğlu da mezun olan 18 gence seslenerek, "Sizden, aydınlık yolun dışına düşmeden Atatürk Türkiye'sinin onurlu tu- rizmcılen olmanızı istiyo- ruz" diye konuştu. 'Yaşamak Güzel Şey' gecesi • ANKARA (Cumhuri- yet) - Zihınsel Yetersız ÇocukJan Yetiştirme ve Koruma Vakfı yaranna, bugün saat 18.30'da Çan- kaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezı'nde bir dayanışma gecesi düzen- lenecek. Nâzım Hik- met'ten esınlenilerek 'Ya- şamak güzel şey' başlığı altında gerçekleşecek et- kınlığe, Cumhunyet çızer- leri Semih Poroy ve Kâmil Masaracı da kari- katürleriyle katılacak. TUBITAK yasa tasansı bugün Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşülecek Bilim adamlan rahatsızANKARA (Cumhurijet Bü- rosu) - Hükümetin, TÜBÎTAK Başkanı'nı ve 6 Bılım Kurulu üyesini seçme hakkını Başbakan R^pTayyçErdoğanabırakan tek maddelik yasa tasansı bugün TBMM Milli Eğitim Komisyo- nu'nda görüşülecek. Üniversi- telerarası Kurul (ÜAK) Başka- nı Prof. Dr. Ayhan Alkış, TÜBİ- TAK'ın sıyasi kadrolaşma en- dışesi altında olduğunu belirtir- ken ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, hükümetin yak- laşımının kurum için tehlikeya- rattığını söyledi. Alkış, bılim ve teknoloji po- litikalannın uygulanması açı- sından TÜBÎTAK'ınTürkiye'run vazgeçilmez kurumlanndan bi- ri olduğunu söyledi.Yasa tasa- nsının kurumun özerkliğine mü- dahale olduğunu anımsatan Al- kış, TÜBÎTAK'ın kurumsal özerkliğınin mutlaka korunma- sı gerektığini \r urgula> arak şun- lan söyledi. "Kurumun siyasal kadrolaşma endişesi alünda ol- • İktidannTÜBİTAK başkanı ve 6 Bilim Kurulu üyesini seçme hakkını Başbakan Erdoğan'a bırakan yasa tasansı, üniversitelerde kaygı yarattı. Uludağ ve Boğaziçi üniversiteleri tasanyı protesto etti, Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Alkış. kurumun siyasi kadrolaşma tehdidi altında bulunduğunu belirtti; ODTÜ Rektörü Prof. Akbulut Bilim Kurulu'nun özerk yapısınm bozulmaması gerektiğine dikkat çekti. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç da "AKP yine akiuı yoluyla çelişti" dedi. ması hiç kimseye ve Türkhe'ye bir yarar getirmeyecektir. Bu durumdan jiikseköğretiminıiz- le birlikte bilim ve teknoloji sis- femimiz olumsuzetkilenecektir. Tİ BİTAK'ın idari özerkliğine yasal yolla da olsa müdahalen doğru bulmuyorum." 'Yaklaşım tehlikeh' Akbulut da hükümetin TÜ- BÎTAK ile ilgılı tek maddelik ya- sa tasansı hazırlamasının sağlık- lı bir yaklaşım olmadığını söy- ledi. TÜBÎTAK Yasasfnda "ra- hatsız edici bir durum varsa* bunun ünrversitelenn önünü aça- cak ve bılım teknolojisiru ge- liştirecek şekılde değiştirilme- si gerektığini \-urgulayan Ak- bulut görüşleri dile getirdi: " Yoksa yasa aynen korunsun. ancak bir defaya nıahsus böyle olsun. Bu çok sağuklı değil. Gö- nül isterdi ki bu hem üniversite- lerin hem deTÜBİTAK'ınetkin otebibııesiııisağlayacakvasaldü- zenleme olsun." TÜBÎTAK Bilim Kurulu'nun belirlenmesinde üniversitelenn söz sahibı olması gerektiğini belirten Akbulut, mevcut yasa- da bazı aksaklıklar olduğunu, ancak hükümetin yapmak iste- diği değişikliğin de doğru ol- madığını vurguladı. Bilim Ku- rulu'nun özerk yapısının bozul- maması gerektığini anımsatan Akbulut sözlerini şöyle sürdür- dü: "Hükümet yasa değişikliği- ni hazuiarken bizden görüş al- malıydı. Tasanmn yasalaşma- sıyla iktidann seçeceği Bffim Ku- rulu 7-8 yıl TÜBİT\K'ı yönete- cek. Her iktidar böyie vaparsa o zaman bilim kuruluşunun ob- jektifliği ortadan kalkmış olur." Mali kaynaklara denetim Uludağ Üniversitesi Senato- su, siyasi iktidann yasa deği- şıklığiyle üniversitelenn araş- hrma etkınJiklerinin önemli des- tek odaklanndan biri olan TÜ- BlTAK'ın mali kaynaklannı da denetim altına alacağını ve üni- versiteleri yönlendırme eğili- minin bir unsurunu daha tamam- lamış olacağını bildirdi. Boğaziçi Üniversitesi Yöne- tim Kurulu, "TÜBİTAK'ınsiya- sal etkilerden uzak tutulması, bilimsel ve idari özerkliğinin de korunmasma özen gösterflmea" gerektığini bildirdi. 'Medresdeştirecelder' CHP Grup Başkanvekili Ha- lukKoç, TÜBÎTAK başkanlan- nın 1963 'ten bu yana seçimle gö- reve geldiğini anımsattı. Koç, "AKP yine aklın yoluyla çelişti Hukuka uymak yerine hukuku kendilerine uydurmaya çahşı- yorlar. Ampul kadrolaruu TÜ- BİTAK'atakarakkurumu med- reseteştirmeyi amaçlı>orlar" diye konuştu. Koç, tasanya gerekçe olarak "Karar yeter sayısı kal- mamasının" gösterilmesirun de Meclis 'le, halkla alay etmek an- lamına geldiğini vurguladı. Er- doğan'ın Namık Kemal Pak'a ilişkin karan mayıstan bu yana Köşk'e göndermediğini belir- ten Koç," HerhakfeBaşbakan'm vücut dih\1e konuşmama hata- sıvar" dedi. Universitenin 1453'te kurulduğunu ve Cumhuriyet'in mirası olduğunu unuttular Fatiiriıı emanetine ihanet OKTAYEKİNCİ MaliyeBakanı KemalInala- tan'ın bırdenbire 'Hazine mah- m'önemseyerek istanbul Ünrver- sitesi'nden Baltalimanı'ndaki te- sislenni boşaltmasını ıstemesi, neresınden bakılırsa bakılsın tam bir'keyfıyönetim'örneğı... Bi- rincisi; önceliklekendı sahıp ol- duğu rrulyonlarca metrekare Ha- zine arazilerinin '>asadışı işgaJ- cilere' tapulanması yasalanna önderlik edip öbüryandan heryö- nüyle yasal, kamusal ve 'tarih- sd' bir kullanımı sona erdırmek ıstemesi, 'kamumalınısahipien- me'gerekçesini boşa çıkarnyor... Eğer toplumsal mallann 'mil- let ^ranna' kullanımına ger- çekten duyarlıysa, yapması ge- reken tesisleri universitenin elin- den alıp 'rantçılara pazariamak' değil... Tam tersıne bu mülkün tapusunu da "75 yılhk kullanıcı- a' olan bir üniver- siteye vermesı da- ha uygun olmaz Üstelik İstanbul Üniversitesi, aynı zamanda 'kültür mirası 1 olan bir ulusal zenginliğı- mızi yıllardır ko- ruyor, bakıyor ve halkın bilim emek- çileri olan akade- mık kadrolarla on- lann dostlarının 'kamu yaranna' kullanımına da ön- derlik ediyor... Eğer bir Maliye Bakanı aynı zamanda 'devleti' temsil edıyorsa, bu nedenle de üniversiteye cephe almak yerine de\let adına teşekkür etmesi'nı de bilmesi önem kazanıyor... Baltaümanı'ndan daha • îstanbul Üniversitesi 'ne ait Baltalimam 'ndaki tesislerin bırdenbire 'Hazine mali' diyerek boşaltılmak istenmesi neresınden bakılırsa bakılsın tam bir 'keyjl yönetim' örneği... ni, Baltalimanı'ndan çok daha ta- rihi birzenginliğımızdir. Bu niteliği ise yine şu kendi- lerine 'muhafazakâr' diyen siya- setçilenn herkesten daha fazla sa- hip çıkmak üzere birbirleriyle yanştıklan Fatih Sultan Meh- met'in, îstanbul'a ve bu ülkeye bir 'armağanı' olmasından da kaynakJanıyor... Molla Zeyrek'ten bugüne Sultan II. Mehmet'ın 1453'te Istanbul'u alır almaz ilk önemli girişımlerinden biri de 'Pantog- ratorManasön'nın kilisesıni ca- miye çevirmek ve ana binayı da hemen bir 'medrestje' dönüş- türmek oldu.Kentin Osmanlı dönemindeki bu ilk üniversitesi, ılerleyen yıllarda Fatih Külliye- si'ne taşındı... Şimdiki îstanbul Üniversitesi de aynı geçmişın devamı olan Darülfünun' un 1933 'te çıkan Cumhuriyet yasa- sıyla birlikte 'çağdaş akade- mikeğitimk'do- natılmasının ürü- nüdür... ünakıtan'ın ıkinci önemli key- fıliği ise; "toplumsaldeğerlenta- rih bilinci ve ulusal sa>gınhk" gi- bı kavTamlann gözetılmediği bir 'iktidar' anlajışmın, hiçbır de- mokrasıde geçerli olmadığını göremez duruma gelmesinden kaynaklanıyor... Çünkü îstanbul Üniversitesi. ülkemn 'en eski' yükseköğrenim ve bilim kurumu olarak herhangi birkullanıcı de- ğil, toplumsal ve ulusal mirası- ma" olan bir hazinemizdir... Ya- 'Cumhuriyet bilinci' varsa îstanbul Üni- versitesi'nin Bal- talimam tesisle- nnden çıkartıl- masını istemenın 'Cumhuriyet hü- kümeti'olmabı- lincıaçısındanda tam bir 'talihsiz- Kk'örneği olma- sı ise bu tahsisin yapıldığı yıla bakıldığında he- men anlaşıhyor... TürkiveCum- huriyeti'nin kunıculan, bu bına- lan ve arsayı îstanbul Üniversi- tesi 'ne verdıler... Gün gehp de yi- ne bir Cumhuriyet hükümetinin aynı tahsisi kaldırabileceğini dü- şünselerdi, belki de tapusunu ve- rirlerdi... Şimdibirbaşkatekpar- ti iktidan, işte bu 'tarihsei ema- neti' sona erdirmek istiyor... Bu keyfılikte de yasal ve hukuksal haİdan olup olmadığına elbette- ki yargı karar verecek. Ancak. Cumhuriyet yasalanna ve 'biü- mi önder alan' hukukumuza da dayanak oluşturan tophunsal çı- kariarve ulusal saygınhk' açısın- dan Unakıtan'ın 'tahhj'e emir- namesi', tarihe hiç de 'medeni' bir belge olarak geçmeyecek... Eğftün-Sen üyeleri İstanbul Üniversitesi merkez yerleşkesi önünde bir basın açıklaması yapb. Tesise el koyma girişimine karşı protestolar sürüyor ' Siyasal bir karar'Yurt Haberleri Servisi-MaliyeBa- kanlığı'nın îstanbul Üniversitesi Balta- limam Tesisleri'ne el koyma girişimi- ne tepkiler sürüyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. FeritBerna?,"Kök- lü bir ünhersitenin ihtrvacıoian mekân- Erdoğan'a Baltalimam sorusu ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Mıllet- vekili MuharremToprak. Baltalimam Tesisleri'nin ÎÜ'ye tahsisininkaldınlması karannı. TBMM gün- demine taşıdı. Toprak, Başbakan tarafindan cevap- landınlması istemiyle verdiği soru önergesinde, tahsisin kaldınlması konusunda hükümetin karan olup olmadığı sorusunu yöneltirken "Ünhersite- nin rektörü ve öğretim üyelerinin, YÖK Tasansı ve türbana karşı tavır kmınalannın. aldığuuz karar- da etkisi var mı?" sorusuna da yanıt istedi. ma girişiminin bir parçası olarak gö- rûlmektedir." Sakarya Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr Mehmet Dur- man da, kararın, öğretim elemanla- n ve öğrencilen ce- zalandırmak anla- mına geldiğini ifa- de etti. Durman, "Ünhersiteleriıni- lann arttınlarak des- teklenmesigerekirken mevcudannelinden alın- ma\a çahşılması ülkenin geleceğiaçısından ka\- gı vericidir" dedi. uludağ Üniversitesi Senato- su'ndan yapılan açıklamada da,tesislerin 1933 'te Atatürk'ün talımatıyla İÜ'ye süresiz olarak tahsis edildiği anımsatıldı. Açıklamada, şöyle denıldı: "Siyasiiktidann özelliklede\liksekoğ- retinıe ilişkin benimsediği ölçüler dikkate alın- dığında tahsis işleminin iptali hükümetin üni- versiteleri siyasi çıkar amaçh olarak testim al- ze karşı, iktidann yaklaşımı Türk biliminin ilerlemesine vurul- muş en büyük darbedu-" dedi. înönü Üniver- sitesi Senatosu'ndan yapılan açıklamada da, "Ye- ni bir güven bunalıniının yaşanmaması için du- nunun h edilikle düzeltibnesini beklemekteviz" ifadelerine yer verildi.Eğitım-Sen 6 Nolu Uni- versiteler Şubesi tarafindan yapılan açıklama- da ise hüküme protesto edilerek "Kamusal ala- na yönelik piyasalaşûncı müdahalenin en per- vasız olanuıa şahit oluyoruz" denildi. ocağında Özel Kültür Lisesi, ikinci sınıf öğrencilen Beykoz Öğümce Kö>ü'ndeki "Cam Ocağı''nı gezdiler. Öğrencıler Cam, Fiz\on ve Seramik Atölyesi'nde yerli ve jabancı sanatçıiann çahşmalannı izleyerek cama nasıJ şekil verildiğini öğrendiler. Okul yöneti- cileri, gezinin amacının öğrencilerin sanata bakış açılannda bir farkhbk yaratmak olduğunu söylediler. (Fotoğraf: HÂTfCE TUNCER) 'îrticanın arkasında emperyalizm var' diyen Prof.îşıklı: Atatürk'e saldınlar arttı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi ve YÖK üye- sı Prof. Alpaslan Işıklı. Kemalizm kar- şıtlannın, saldınlannın değişikzaman- larda, farklı boyutlara ulaştığım belir- terek "Saldınlar, Kurtuluş Savaşı ve günümüzde de doruk noktaya çıktı. Ancak onlar saldırdıkça, Atatürk bii- yüyor" dedi. Atatürkçü Düşünce Der- neği Antalya Şubesi ve Akdeniz Üni- versitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü or- taklığında düzenlenen konferansa ka- tılan Prof. Işıklı, 2. cumhuriyetçilerin, tüm iddialanna karşın Kemalizmin ça- ğının tüm rejımlerinden daha demok- ratik olduğunu \oirguladi. îrticanın ar- kasında dinin değil, emperyalizmin bulunduğunu, Kemalizmin emperya- lizmin en büyük karşıtı olduğunu be- lirten Işıklı, "Mustafa Kemal'edin adı- na karşı çıkanlar, dinle ilgisi olmayan emperyaüst hainlerdir. Kurtuluş Sava- şt'nda.gerçek Müslümaniar Atatürk'le birliktehareketetti" dedi. "MeclisBaş- kanı'nuı Atatürkçülüğe evet, Kemaliz- me hayır" sözleri anımsatılması üze- rineıse Işıklı "Kravattakmakla Ata- türkçü olunmayaeağı gibi türbanla da Müslüman olunmaz " diye konuştu. AVRUPA'DAN GURAY OZ SoUatNgunMCHastaiğı Türkiye'nin, yani düzenin değişmesi gerekiyor. Çünkü çalışanların, işçilerin, köylülerin, memurla- nn durumu iyi değildir. Bu sistem içinde iyi olaca- ğıdayoktur. Ülkemizin aynı zamanda savunulma- sı gerekiyor. İki köktenci akıma karşı ülkemizi ko- ruyamazsak geçen yüzyılın ilk çeyreğine geri dö- neceğiz. Bunlardan birincisi, dinsel kurallann ve kad- roların devlet içinde etkin, egemen, yasal ve sos- yal çerçevenın bu gerilemeye uygun hale getiril- mesidir. Ikincisi ABD zorbalığına teslim olunması, aydınlanmanın gelişen, aşkın çizgisi ile ilgisini çok- tan kesmiş Avrupa Bırliği'nin bir "çağdaşlaşma projesi" olarak tanıtılmasıdır. işi daha da tehlike- li hale getirense, birinci ve ikinci köktenciliğin şu sıralarda işbirliği içinde olmalarıdır. Avrupa Birliği'ni ve ABD'ye bağımlılığı "ileneme", "gelişme" gibi gösterenler aynı zamanda demok- ratıkleşmeyi, köktenciliğin özgürtüğü olarak anla- makta ve anlatmakta da ısrarlıdırlar. Hep söylediğimiz ve daha da söyleyeceğimiz gi- bi, Sovyetler Bırliği'nin dağılması, iç çürüme ve dış saldırıyla sosyalist ülkelerın birer birer çözülmesi dengeleri kökten değiştirdi. Son çeyrek yüzyıl, "serbest piyasa ekonomisi"nin eleştirilemez, dokunulamaz, değiştirilemez birdüzen olarak tüm dünyaya dayatıldığı bir çeyrek yüzyıl oldu. 20'nci yüzyıl böyle sona erdi. Sonra eleştiri, sinsi yöntemlerle yasaklandı. • • • Sosyalist ülkelerdeki sosyal haklann zenginliği karşısında soldan çark etmekte zorlanan sosyal de- mokrasi, merkeze doğru hızlı bir yürüyüşe geçti. Her türlü sistem eleştirisi yoğun bir "küttürel" sal- dırı ile karşı karşıya kaldı. Komünıst, sosyalist par- tiler, "marjinal olmak ya da kimliklerini yrtirmek arasında seçim yapmak" gibi sahte bir ikileme mahkûm olduklannı sandılar. Toplumu ilerletecek düşünceler, muhafazakâr ve gerici çevreler, par- tiler, iktidarlar tarafindan "muhafazakâr", "geri- ci" ilan edildi. Bu saçma iddia yoğun bir propa- gandanın ana konusu yapıldı. Bu gerileme döneminin en iyi silahşörleri geçen dönemin "solculan", "komünistleri" oldular. Dö- nenler sistem tarafindan ödüllendirildi, onlara dön- menin teorisini yapma, "serbest" pıyasanın şak- labanları olma görevi verildi. Görevlerini yetenekleri ölçüsünde yerine getir- diler. Ama her şeyin de bir sonu var. Döne döne başı dönenler, şimdi, artık boşluğa düştüklennden, işlevsiz kaldıklarından sözediyor- lar. Onlara olan gereksinim azaldıkça telaşa kapı- lıyorlar. Yandaşlanna verdikleri öğüt "geriye, da- ha geriye!"den başka bir şey değildir. • • • Dönmeyenlerse başka dertlerle boğuşuyoriar. Biz kalıplan kırmakta zorlanıyoruz. Yaratıcılığımı- za bir şeyler oldu. Tarihin tekrar edeceğine herhal- de fazla inanmış olmalıyız ki, terekenin içinden es- kimiş olanı çıkartıp yeniden kullanmaktan başka çare bulamıyoruz. Anılar günah çıkartmaya dönü- şüyor. Geçmişe dönüp bakarken, yaşadığımızı unutmakla yetinmiyor, aynı zamanda onun içinde ne kadar dirençli öğe varsa karalamaya da özel bir özen gösteriyoruz. O büyük nehrin içinde birlikte kulaç attığımız toplumsal değişim projelerinin ya- pıcıları; sosyalistler, Kemafistler, 27 Mayısçılar, Yöncüler, Devrimciler, Boran'lar, Deniz'ler artık gerici, darbeci, çağdışı sayılmaktadırlar. Yalnız ko- münistler değil, Atatürkçüler de düşmanın ta ken- disi ilan edilmiştir. Cumhuriyet gazetesi yalnız Başbakan'm değil, başkalannın gözünde de bir dikendir. Oysa dünden bugüne akıp gelen, bir dakikası bile boş geçmemiş tarihımize dönüp baksak baş- ka şeyler görürdük. O, bizi dönmeye değil, ama değişeni anlamaya, Amentü'yü yeniden yazmaya, Credo'yu gözden geçirmeye çağınyor. Ittifakları- mızı kurmaya çalışır, dostlarımızı seçerken, ken- dimize en fazla benzeyenlerden gaynsının düş- man olduğu fikrinden vazgeçmemizi öğütlüyor. "Olmayan esnekliğimizi esrimeye çevirmek- ten kaçının, yerel olmayı din siyasetçileriyte, be- zirgânîanyla rttifakla kanştıranlardan uzak du- run" diyen de o. Bir tuhaf zamandayız. Açık ve net olan yapay bir sisle örtülmüş, birile- ri soyutlama gücümüzü elimizden almış sanki. Peki ama, geçmişteki yanlışlanmızı gözden ge- çirirken, doğrulanmızı da aynı torbaya doldurma- nın âlemi var mı? Türkiye emperyalizme tam tes- limiyetin ve karanlığın kıyısında. Düşünmenin zamanı gelmedi mi? e-posta: guray.oz / cumhuriyet.com.tr Okan Universitesi'nde yeni akademikyûbaşladı Okan Üniversitesi'nin 2003-2004 Akademik Yıh 9. Cumhurbaşkanı SüJevnıan DenıireJ ve ^ ÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün katıldığı törenle açıldı. Törende konuşan Gürüz, "tnsan aklının üstünlüğüne dayanmavan yükseköğretim sistemi düşünülemez. İnsan aklının üstünlüğü demek, C umhurhetin kendisi demek. Cumhuriyet, üniversiteleri Atatürk'ün önderliğinde Türk milletine armağan ctnıiştir. Bi/Jer, tüm rektör arkadaşlarun bu misyonun temsilcisiyiz" dedi Okan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadık Kırbaş da, ünhenkeierin siyaset üstü tutulması gerektiğini söyledi. Törende daha sonra, Demirel'e, Okan l niversitesi Mütevelli He\eti Başkanı Bekir Okan tarafindan plaket sunulurken sanatçı Tuluyhan Uğurtu da piyano) la müzik dinJetisi sundu. (AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear