24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 13 EKİM 2003 PAZARTESİ DKI Iran'da her geçen gün yaşam alanlanıu genişleten kadınJar eskisinden az örtûnüyor, ama dahaçok konuşuyor. İranlı kadm siyasette eşit temsfl istiyor. Tahranda eğlence, zemzem Kola, alkolsüz bira ve Mc.Maşallah demek. Bir de giderek artan nargile kafelerde keyif çatmak» (solda) İranh kadınlar, açık aianlarda erkeklerie biriikte eğlenirken, fotoğraf çektirmekten korkmuyor (sağda). tran'a doğudaki kom- şulanmızın aydınlanyla teınas kurmayı ve ABD'nin bolgedeki he- saplanna karşı yeni bir anlayış gefiştirmeyi amaçlayan Doğu Konferansı adh bir heyetie ghtik (ortada). Bir zamanlann kapalı kutusu İran'da artık herkes konuşuyor, yönetime tepkisini dile getirmekten kaçınmıyor Bıçakkemiğeçoktandayanmış Molla Rejimi Sallanıyor Ipek Çahşlar ve Oral Çalışlar Tahran'ın zengin kuzey bölgesin- den güneye doğru bir randevuya ye- tişmeye çalışıyorduk. Şoföre soru- yoruz: "Nasal, yönetimden menınun musun?" Biraz duruyor, yüzümüze baJayor. Arabanın tor- pıdo gözünü açıp bizim korkulu bakışlanmız altında birbıçak çıkanyor. Bıçağı boynunu ke- secek şekilde boğazına yaklaştınyor ve bağı- nyor, "Hepsini kesmek lazuıT. Yol boyunca da elindeki bıçağı bırakmıyor. Soracak başka soru aklımıza gelmiyor. Bir ül- kenin nabzıru her zaman şoförlerden öğrenmek- te yarar var. Iran'da herkes konuşuyor, yöneti- me olan tepkisini dile getirmekten çekinmiyor. Halk, kendisini baskı altına alan ve yoksullu- ğa mahkûm eden bu yönetimden tam anlamıy- la bıkmış durumda. Yani açıkçası bıçak kemiğe dayanmış. Iran'a "Dogu Konferansı'' adı verilen bir heyetie git- tik. Bu Konferans, Türkiye'nin doğusunda bu- lunan komşu ülkelerin aydınlanyla temas kur- mayı ve ABD'nin bolgedeki hesaplanna kar- şı yeni bir anlayış geliştirmeyi amaçlıyor. Doğu'yu kendi kaynaklarından öğrenmek ITTILAAT GAZETESİ Tahran'ın göbeğmdeki Cemşit Parkı'nda gece kızlı erkekh" eğlenen gençler, yasağı diniemiyoıiar. 100 bin cana mal olan İran İslam rejimine kimse destek vermiyor. Eski İslamcı militanlar, bilim adamlan, yurttaşlar, "Molla fetvasına son!" diyorlar. Reformcular da muhafazakârlar da muhalefette: "Özgürlük ve demokrasi olmadan banşı koruyamayız." Yaşam alanlanm genişleten kadınlar eskisinden az örtûnüyor ama daha çok konuşuyorlar. Kadm siyasette eşit temsil istiyor. Hayata uymayan yasaklar rafa kalkıyor. Cep telefonundan evlere içki satışı yapılıyor, herkes çanak anten kullanıyor. Şimdiye kadar Doğu ile ilgili bilgileri hep Bah kaynakJanndan öğrendik. MehmetBeka- roğlu. Omer Laçiner, Nuray Mert, Yıldız Ka- vuncu, Hakan AJbayrak. Ferzan Yıldınm, Di- lek Dündar, Tüncay Akgün, Vıtanaz Ensaroğ- hı, Aydın Çubukçu, Ferhat KenteL Haöl İbra- him Sanoğhı, Etyen Mahçupyan, Hrant Dink, Nihat Genç, Eşber Yağmurdereti gibi aydınla- nn oluşturduğu Doğu Konferansı, Doğu'nun aydınlanyla temas etmeyi, onlan tanımayı ve bu ülkelerin insanlanyla daha sıcak ilişkileri kurmayı amaçlıyor. Görüşmelerimiz sırasında, Batı'nın demok- ratik değerlerini benimsediğimizi, bu girişimi Doğu-Batı karşıtlığı üzerine kurmak isteme- diğimizi vurgulamayı da ihmal etmedik. ABD'ye karşı mücadelede bu ülkelerdeki diktatörlüklerin, halkın direncıni zayıflatnğı, mol- la rejiminin ABD müdahalesine zemin hazır- ladığı konusunda iranlı aydınlarla tam bir gö- rüş birliğine vardık. Iran'da bir hafta kaldık. Bu bir hafta boyunca önde gelen muhalifler başta olmak üzere Iran'daki her eğilimden ınsanla ko- nuşma olanağı bulduk. Iran'ın tanınmış gaze- telerini, Iran TV merkezini, ünlü Kum kenti- nı, bu kentteki Feyziye Medresesi'ni, Humey- ni'nin Iran'dan aynlmadan önce yaşadığı evi, halılanyla, tarihi köprüleri ve Nakşı Cihan Meydanı 'yla ünJü tarihi Isfahan kentini gezdik. Muhalefetteki Dıgigleri Zaman zaman parklarda gençlerin gitar eş- liğinde oyunlanna tanık olduk, bazen İranlı gençlerle futbol oynadık. tran'a vanşımızdan itibaren Iran Dışişleri Bakanlığı tarafindan ko- nuk edildik ve ağırlandık. Onlarla bir ara ger- gin anlar yaşadık. Çünkü programlanmıza çok müdahale etmeye kalkıyorlardı. Dışişleri Ba- kanlığı memurlannın her şeyi not etmek iste- yen tutumlanna tepki gösterdik. Gezimizin birbölümünde anladık ki Iran'da- ki muhalefetin hükümet içindeki en önemli merkezlerinden birisi Dışişleri Bakanlığı 'ydı. Iran Dışişleri görevlileri, sokaktaki yurttaştan daha fazla eleştinci bir tutum içindeydi. Mol- la rejiminin verdiği zaran en çok onlar hisse- diyorlardı. Günler geçtikçe Dışişleri Bakanlı- ğı görevlileriyle sıcak bir dostluk kurduk. Hep yardımlannı gördüğümüz o insanlara bir kez daha teşekkür ediyoruz. 25 yıldır yaşamın dışma itilen kadm pek çok alanda geri dönmüş; ama örtülü olmak kaydıyla... Bir 'erkek diktatörliiğü9 Iran Islam Cumhuriyeti 25 yıldır kadınlar için yasaklar üreten bir erkek diktatörlü- ğü... Yaşamın pek çok zevki kadın saçı, ka- dın yüzü. kadın sesi ya da kadm bedeni yüzün- den hayahn dışına itilmiş. Rejimin ilk yılların- da tamamen eve kapatılan kadın bugün yaşa- mın pek çok alanına geri dönmüş; ama örtülü olmak kaydıyla... Tahran Havaalanı'na ayak bastığınız anda önce kadınlığınızı örtmenız gerekiyor. Hırka. ceket, tunik, pardesü, bol pantolon, eşarp... Ya- ni kadınlara özgü hatlannızı kaybetmeniz ge- rekiyor. Havaalanında yeni gelenleri uyaran "Buradaİslami grvim kuşam biçimi geçerîidir* yazılan var. Hıristiyan, Müslüman ya da din- siz fark etmiyor. Herkes örtûnüyor. Bu zorun- lu giyim kuşam, 25 yıllık "hkaprejimini"ayak- ta tutan son halka gibi... Ülkeden çıkarken de uçağa binene kadar örtülü olmanız isteniyor. Pasaport kontrolündeki kadın memurlar, ka- dının çalışma yaşamındaki rolünün müjdecisi olarak sizi karşılıyor. Tahran Havaalanı özen- li ve şık değil. Taşradan izler taşıyor. Ilk göze çarpan şey, vitrinlerde mutfak robotu, elektrik- li dikiş makinesi gibi günlük kullanıma yöne- lik eşyalar... Biz gittiğimizde havaalanma bir de otomatık çamaşır makinesi yerleştirilmişti. Herhalde, bıninci ya da on bininci yolcuya ve- rilmek üzere... Çıkışta ise devletin işlettiği ha- h, el işi dokuma ve işlemeli bakır eşya satan mağazalar ve kuruyemişçiler var. Tuvaletlere tuvalet kâğıdı yerleştirilecek bir düzen kurul- mamıştı. Ucuz benzin trafik keşmekesi varatmıs Tahran'a girer girmez, sokaklara hâkim olan ortak görüntü şehit resimleri. tran-Irak Sava- şı'nda ölenlerin tek tek ya da yan yana portre- leri sizı her gittiğiniz yerde izliyor. Bu bilbo- İranlı kadmm giderek 'rahatiayan' giyim kuşamı, 25 ydbk 'hicap rejimi'ni ayakta tutan son halka. ardlarda, zaman zaman bacağını kaybetmiş bir genç ya da çenesini süngüsüne dayamış koca- man bir asker de görebüiyorsunuz. Savaşı unut- mamaya kararlılar. Tahran'da 11 milyoninsanyaşıyor. Çokyay- gın, kanşık \ e bir ucundan bir ucuna kolay ko- lay ulaşılamayan bir kent. İranhlar, burası en güzel kentimiz değil diye baştan uyanyorlar. 18. yüzyılda eşkıyalann kenti olan Tahran, Pers uygarlığından yakJaşık 2500 yıl sonra, 19. yüz- yılda başkent olmuş. Toz, beton ve egzoz ko- kusu kentın esas özellıği. Gece görüntüsü yer yerneonlar ve yeşil. lormızı, san ampullerin süs- ledıği bir pana>ın andınyor. Petrolü bol, bir yoksul ülke tran. Her tarafoto- mobil. Çoğu da eski. Yol boyunca sık sık yol- da kalmış araca rasthyorsunuz. Günde en az 100 kaza bildiriliyormuş polise. Benzin çok çok ucuz. Litresi 9 sent, yani 130 bın TL. Trafik ise çok çok yoğun. Benzin ucuz olduğu için her- kes trafikte. Ve sürekli koraa çalınıyor. Kentin bir ucundan diğer ucuna gıdenler muhakkak kurşunlu benzinden sarhoş oluyorlar. Kaldırımlardan akan su Tahran Elbruz dağlarının eteklerinde bir ça- nak içinde kurulu. Bu yüzden, kırli ha\a ken- di kendini temizleyemiyor. Iran trafik kuralla- nyla sanki yeni yeni taruşıyor. Yeşil-kırmızı ışık âdeti neredeyse hiç yok. Yolun karşı tara- fina geçmek en zor iş. Çok önemli kavşaklar dışında sinyal lambası göze çarpmıyor. Başı- nızm çaresine bakacaksınız. Her türlü araba engelini aştıktan sonra bir de cadde yarundan dere misali akan suyun üstünden atlamak ge- rekiyor. Çünkü, Tahran'da kaldınmlann iki yanından mutlaka su akıyor. Arabalar ve mo- tosikletler yaya yokmuş gibi gidiyorlar. Kaldı- nmlar ise çok yüksek ve kenarlan siyah beyaz dama taşı gibi boyanmış. Pünyanın 'en ucuz' ülkesi İmam Humeyni Meydanı gibi çok kalabalık bir mekânda iseniz işiniz daha da zor. tran'da şehirlerarası yollarda da trafik ve koma sesi var. Otobanlarda, kemerlerinizi bağlayın, afişleri göze çarpıyor. İran üzerine yazılmış gezi kitap- lan "dümanın en ucuz ülkesi" ibaresini taşıyor. Her şey gerçekten ucuz. Adam başına yılhk ge- lirin 1000 dolar civannda olduğu söylendi. Dolmuşa bindiğinizde bin riyal yani 180 bin TL ödüyorsunuz. Yanm saatlik biryol için tak- siye verdiğiniz ücret 3.5 milyon TL. Taksiciler arasında pek çok Azeri vardı ve hepsi de mu- halifb. "Biz Azerilerin Erzunım'un kârhane- lerinde sermayelerimiz \ar" diyen bir taksi şo- förüyle epey sohbet ettik. Siyasal bilimler oku- muştu, şimdi Fransızca okumak için yeniden üniversiteye yazılmıştı. Sözlerine çok güldük. Azeri Türkçesindeki bir nüanstı kanşıklığa yol açan. "Bunun Türkiye'de ne mana>a geldiğini bflK'onım^dedi. Sermayenin hayat kadını, kâr- hanenin ise ticarethane değil, kerhane anla- mında kullanıldığının farkındaydı. Çünkü Tür- kiye'de birkaç yıl kalmıştı. YARIN: YARIM E$ARPLI' KADINLAR Gazetenin kadm bölümii yöneticisi Negin Hüseyin. Milletvekili yayın yönetmeni G azetenin yayın yönetmeni, dini lider Hamaney tarafindan atanıyor. Mali desteğini devletten ahyor. Buna rağmen ıhmlı reformculann sağ kanadına yakın bir gazete olarak tanımlanıyor. Genel Yayın Müdür Yardımcısı Kasunzade "BismiDahirrahmanirrahim" diyerek söze başladı. (Bundan sonra görüşeceğimiz, herkes konuşmasına bu sözcükle başladı.): "Bizasd olarak devletin görüşlerini yansıtan bir gazeteyiz. Uygar ve gelişmiş ülkelerie bir köprü ohışturmay'a çabşınz. Şah zanıanında tran Llusal Direniş Partisi adında Şah yanlısı tek parti \ardı. O dönemde Ittılaat \e Kayhan gazeteleridevletdesteğijleçıkıyordu. Bugünkü ıran'daki gibi eanlı bir basın hayaû yoktu. Bu Ud gazete Humeviû zanıanında onun emrindeydi. Şimdi de Hamane) 'in emrindedir. Gazetemizin Genel Yavın Müdürii Duai Bey aym zamanda Tahran milletveküidir. * Devletin icraatmı, • Ittılaat programınıeleştimoruz, gaZetesinin genel ancak bunu bir parti gibi müriür >^pnu>oruz.Ilımhbir yaymmuaur çizgimiz var. Son 5- 6 yıida bazı gazeteier yönetim tarafindan kapaükü. Hatemi'nin cumhurbaşkanhğma ilk seçikliği dönemde basın hayadnda bü>ük bir canlanma olmuştu. Basuı, canhlıgını sürdürmekk biıükte, eski havasmda değiL yardımcısı Kasımzade, bir geçiş dönemi yaşadıklanm, yılmadan yollanna devam edeceklerini söylüyor. Kadın bölümünün yöneticisi, milli (Kasımzade'ye ne kadar voleybolcu Negin gazetecüıin tutuklu Hüseyin ise olduğunu sorduğumuz- "Başörtüsü da, bılmedığıni söyledı. tahmk i s t e m e v e n Karşılık olarak ; , , Türiaye'deki kadar kaduılann olduğunu sanmadığını duygulanm belirtti.) Bir geçiş dönemi yansıtamayız " diye \-asiyoruz. Basının bir konuşuyor. kesimi eteştiride bulundu. Bir kısmının başına da dertier geldL Hatenü döneminde bir gazete kapaOldığmda bir başka isinık yeniden çıkanlabiidi. Mecliste çoğunlukta olan Müşareketi Cephesi'nin (Hatemi'yi destekliyor) gazetesi kapatıldı. Onun yerine dördüncü kez gazete çıkardılar. Biz basın mensuplan yılmaz, yolumuza devam ederiz. Şimdi de gazetecfler için açlık grevi vapılrvor. Bütün gazeteier onlann haberlerini veriyor." Kasımzade'den sonra, gazetenin kadm bölümünün yöneticisi bayan Negin Hüseyin konuştu: "Anayasamıza göre özel TV ve radyo kurulamaz. Bu konuda yayuı hakkı deviete aittir. İran TV'smin 5 kanab \ ar. 8 de radvt) istasyonu. Bütün azınhklann kendi dillerinde yavmlan sürüyor. Gazetemizin bir kadın bölümü yok. Bazı kadm dergileri çıkanyoruz. Son dönemde kadınlar da basın yaşamma girdüer. Röportajlann yansmı onlar \ apryorlar. Ben köşe yazanvım. İran kadm milli volev'bol takımınm kaptanıyım." Başörtüsü hakkındakı soruya da şu cevabı verdi: "Gazetemiz, başörtüsü takmak istemeven kadmlann duygulanm yansıtamaz." YARIN: BÖYLE YAŞAMAK İSTEMİYORUZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear