24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
- 1 EKİM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Tekstil sektörü, düşük faizli kredilerle Amerikan pamuğuna yöneltilerek Türk çiftçisi üretim yapamaz duruma getirildi PamuktaABDkredisi oyunu Ş imdi burada tam sırası, il- gınç bır örnek sunalım. Görülsün ki. Türkiye'nın tanmıru öldüımeye çalışan ABD, ne planlar yapıyor... Amerika'daki Ulusal Pamuk Konseyi, 1997-1998 döneminde Türkiye'nin tekstil ve konfeksiyon üretimi yoğun bölgelennde bır di- zi toplantılar düzenledi. tzmır, De- nızli, Gaziantep, Kahramanma- raş, Istanbul gıbi tekstil ve konfek- siyonun yoğun olduğu bu mer- kezlerdeki toplantılarda Amerı- kan pamuğunun üstünlüklen, ka- htesı anlatıldı. Bu toplantılarda, GSM kredisi ıle pamuk almalan- «ıın avantajlı olduğu öne sürüldü. GSM kredisini Amerika Tanm Bakanlığı organize ediyor ve amaç, ABD çiftçısının ürünleri- ni denizaşırı ülkelere satmak. Amerika Tanm Bakanlığı garan- tisi ile ABD'deki bır banka ile Türkiye'deki banka arasında bir anlaşma imzalanıyor. Bu kredı karşılığında Türkiye'ye pamuk satılıyor. Kredi 3 yıl ödemesiz, 5-10 yıl vadeyle kullandınlıyor. Faizi ise sadece libor artı 0.25. Örneğin Amerika'nın bu amaçla 1997'de Türkiye'ye ayırdığı kre- di 70 milyon dolar iken, bunun 35 milyon dolan pamuk için kulla- rııldı. 1998 'de Türkiye'ye 250 mil- yon dolarlık bir kredi aynldı. Il- ginçtir ki, aynı yıllarda Türkiye'de pamuk fiyatlan, enflasyonun çok gensinde arttınlarak, adeta Ame- rikalı pamuk üreticilerinin bu ça- balanna destek verildı... 1997'de 140 bm lira olan Ege pamuğunun kilogramı, ertesi yıJ 195 bin lira olarak açıklandı. Ar- tış oranı yüzde 40 olmasına kar- şın o yıl enflasyon yüzde 68 yük- seldi. 1999'dapamuğun kilogra- mı 230 bin lira ve artış oranı yüz- de 15 iken, enflasyon yüzde 39 ol- iu. Böylece Türk çiftçisi üretim yapamaz duruma gelirken, sana- vicilere ABD'nin uzun vadeli kre- dileriyle ithal pamuk sunuldu... Bu sistemli program IMF ve Dünya Bankası tarafindan da des- teklendi. 2000'de verilen niyet mektubuyla, tanmsal destekler tamamen kaJdınldı. Ardından Ege, Çukurova ve Antarya yörelerinde- ki pamuk üretimınde ciddi dü- şüşler gözlendi. Üretıci başka ürünlere yönelirken, pamuk itha- latı patladı. 1980'de hıç pamuk ıthal etmeyen Türkiye, 1997'de 356,1998'de 379,2000'de de 566 bin ton alım yaptı. ABP'nln eğlttiklerl Buradan farkJı bir sese, pamuk- taki ABD ve AB oyununun far- kında olan ve Denizh'deki top- lam 1 milyar dolarlık ihracatın kahramanlanndan Gamateks'in sahibi Osman Aydınü'ya dönelim. 20 yılı önce fab- rikasını kuran Aydınlı, yaklaşık 700 çahşanıyla birlikte havlu ve bornoz üretiyor. Türk ürünleri Denizli'den, ABD ve Kanada'ya pazarlanryor. 20 milyon dolar gelir , sağhyor Türk ekonomi- ft sıne. Ekonomik kıskaç altındakiTürkiye üstün- de, oyunlar tezgâhlandı- ğmı söylüyor Aydınlı. Nasıl mı? Anlatıyor: "Biz nasıl rekabet ede- ceğiz? Onlar üreticfleri- ' Ege'deki değerleriyle Türk tarımı ve ekonomisi Serdar KIZIK A BD Ulusal Pamuk Konseyi, Türk xM. tekstil üreticilerini ABD pamuğuna yönlendirmek için 1998'deTürkiye 'ye 250 milyon dolarlık bir kredi ayırdı. llginçtir ki, aynı yıllarda Türkiye de pamuk fiyatları, enflasyonun çok gerisinde arttınlarak, adeta Amerikah pamuk üreticilerinin bu çabalarına destek verildi. YOK EbiLiYOR Destekler kaldınldı, ithalatpatladı 2000'de veriJen niyet mektubuyla, tanmsal destekler tamamen kaldınldı. Ardından Ege, Çukurova ve Antalya yörelerindeki pamuk öretiminde ciddi düşüşler gözlendL Üretici başka ürünlere yönelirken, pamuk ithalatı patladı. 1980'de hiç pamuk ithal etmeyen Türkiye, 1997'de 356,1998'de 379,2000'de de 566 bin ton alım yapü. ni destekliyor, bizde köstek var. 200l'e ülke olarak krize girdik. Bir süre sonra toparianmaya baş- ladık, tekstil sektörünün öncülü- ğünde. Ama şimdi yeniden eskiye döndük. Çünkü bizde ne zaman hamleyapılsa, hemen birileri çıkı- yor ve bclimizi kınyor. TÜSİ- AD'dan ses seda yok. 40 yüdır, 50 yıldır aynı oyun sahneleniyor. Ya- bancı ahcılar Türkiye söz konusu olduğunda, İşçinın sosyal güven- cesı olacak, sendikası olacak' di- yor. Bunlar olsun. Aynca tüm ko- şulların yerinde olnıasını istiyor. Ama Dubai söz konusu olduğun- da, hiçbir şart ara- mıvor. Oradan mal alırken iyi, bize davatma Başka bir konuya dahadik- kat çekiyor Aydınlı: "Bize kendileri- nin eski makinelerini satülar. Ar- ûk Türkiye doydu. Saülacak ma- kinekabnadL Şimdi UzakAsya ül- kelerüıe döndüler. Bize de, gel ip- ligini bizden al. sana düşük faizli kredi verefim diyoriar. Bizimkikr de ucuzdiye üstüneathyorkısa gü- nün kân olarak. O zaman bizim çırçır sanayü, pamuk sanayü biti- yor. Dtşa bağûnh hale geByoruz. Fabrikâlar, işletmeler kapanınca ne olacak? tstedikleri fiyattan sa- tacaklar bu kez ipBği. Böyle bir kı- sırdöngü yaşatryorlar. Politikacı- lann da işine gehyor bu durum." tktıdarlann ihracat sorunlany- la ilgilenmediğinı, bürokrasinin sürdüğünü anlatıyor Aydınlı. Kım- senin "Senin böyle bir po- tansiyeün var, neyapı- yorsun" diye sorma- dığını belırtıyor. "Ne yaptıysak kendimiz yapOk" dıyor, "ikti- darlardan yardım al- r ^ YÂ madan". Ve başka bir gerçeğın altını şu söz- lerle çıziyor: "Türld- ye, Kuzey Irak'ta on binlerce peşmerge- yi ABD için eğit- rnişdeniliyorama bir şey göz ardı ediliyor. ABD de bizde on binlerce ü> san eğitmiş.'.." Bır başka dik- kat çekici nokta da, ABD'nin son dönemlerde ıthal ede- ceği tekstil ve konfeksiyon ürünle- rinde görülüyor. Yeni bir uygulama- ya gıden ABD, "Bu üründe Ame- rikan pamuğu kullanılmtşur" koşu- lunu aramaya başlıyor. Ne kadar il- ginç değil mi? ABD'nin dünyarun en büyük tekstil ve konfeksiyon it- halatçısı olduğu dıkkate alındığın- da, kendı pamuğunu rahatlıkla sa- tabilmenin önünü bu yolla açıyor. Dısa baflımlılık ABD ve AB kendi üreticisine destekleri arttırarak sürdürüyor. ABD pamukta kilogram başına 35 sent destekleme primı veriyor. Yunanistan'ın AB'den aldığı pnm de, 30 ile 35 sent arasında. Tür- kiye'ye giren pamuk devlet des- teİdi. Pamuğun 135 sent olduğu göz önüne alındığında, desteğin boyutu daha iyı anlaşılıyor. Tür- kiye'de ise pamuk üreticisine 1998 yılında 10 sent prim verilirken, burakam 1999'da 12 sente çıka- nlıyor. IMF baskısı ile bu prim 2000 yıhnda 9 sente, 2001'de de 4.5 sente düşürülüyor. 2002'de 5 sent olan primin, 2003'te verilip verilmeyeceği ise belirsizliğini koruyor... Sonuç olarak Türkiye ihracatı- nın yüzde 40'ını gerçekleştiren tekstil ve konfeksiyon sektörü- nün tezgâhlannda, ithal pamuk dokunuyor. Böylesine önemli bir sektörde dışa bağımlılığın ne ka- dar ciddi bır tehlike olduğu, ne ya- zık kı halktan gizleniyor... EsatSivri: Bağırmak gerek Ş imdi yine Denizli'ye, yaşamın pratiğine gıdelım. EsatSivri, Denızlı'nın önde gelen sanayicılennden. Ilginç ve esprili bir Idşiliği var. Laodikya anrik kenti kazılannın en önde gelen destekçilerinden. 30 yılı aşkın süredir tekstil işinde. 1500 çahşanıyla dünyanın en ünlü markalannı üretiyor sessiz sedasız. Yıllık kumaş üretimleri 30 milyon metre, üretimin yüzde 65'i dünyanın pek çok ülkesine pazarlaruyor. Gunak isimli konfeksiyon bölümünde üretilen pantolon, şort, etek ve diğer giysilere, ünlü markalann damgalan vurguluyor. 2002 yılı ihracat gelirleri 50 milyon dolar. Bu yılın ilk 6 ayında 28 milyon dolara ulaşıldı. Hedef, 55 milyon dolar. Pek umutlu değil yaşananlardan. Tekstilde ihracatın düşeceğini söylüyor. Genel anlamıyla ihracat rakamlarının eski siparişlere dayandığının altını çiziyor. Yeni şiparişlerin yetersizliğini vurguluyor. Rekabet olanaflt yok Eski kuşak sanayici olmasına karşın " Devlet baba değil, devlet sadece benim var ohış nedenimdir" dıyor. Bu yüzden sorunlanyla ilgili gidip de devlete ağlamayacağını söylüyor. Işiyle ilgili hak olarak gördüğü beklentilere gelince: "Benim girdi fryananmı dünya standannnda sağtasmlar, yeter. Mesela ana girdim etektrik, Dünyanın en pahah elektriğini sann ahyoruz. Türkiye'de kaçak elektriğin maliyeti 1 milyar dolar. Birileri elektriği çairyor, geBp benden bunun parasıru istiyorlar. Ben devtetten sadaka değil adalet isriyorum, sadece adalet Adalet olsun ki, rekabet şansun doğsun. Sistenıin sağhkn yürümesi için birikrinin bağuması laznn. Ben bagınyorum adalet diye. Bize Anadolu kaplanlan dediler; değil efendim. Anadolu eşekleri desüıier. Çünkü, sırünuza ne kadar yük vururlarsa taşunaya çahşıyoruz.'' Güvenli ihracatçı belgesi istiyor Sivri. Böylece dünyada işlerinin kolaylaşacağını söylüyor. "O zaman bürokrasi hazreti olmayacak. Şu Ankara'ya bir gün için olsun nayırh bir iş için gftmedim'' demeyi de unuünuvor. İZLENÎMLER HİKMET ÇETİNKAYA Yalnızlık Mızrağı... Sabah sabah bir Cumhuriyet okuru telefon etti... "Hikmet Bey, 'Beşparmak Dağları' başlıklıyazınızda çok sayıda imla hatası var..." Yazımı okudum hemen!.. Başımdan kaynarsu dökülmüş gibi oldum... İlk başlarda "buluşuyor" "bulaşıyor" olmuş, "butik" ise "batik" olarak çıkmıştı... Okur haklıydı benimle konuşurken... Cumhuriyet'in Düzeltme servisinin bu vurdumduy- mazlığı, işini ciddiye almayışı benı gerçekten çok üzü- yor!.. Düzeltme servisi okura saygısızlık yapıyor!.. Izlenimlerimde "Vestel" "Veste", "başanya koşuyor- lar" da "başanyı koşuyoriar" olarak çıktı... Tüm Cumhuriyet okuriarından özür diliyorum... Cumhuriyet gibi bir gazetede böyle hatalar olmama- h!.. • • • Ege'de üreticiler tedirgin!.. Serdar'ın da yazdığı gibi Söke Ovası dünyanın en ka- liteli pamuğunu üretir... Daha düne dek uluslararası bir üne sahip olan Söke pamuğu niçin gözden düştü? Bu soruyu sorarken gökyüzüne, daha sonra Söke Ovası'na baktım... Gökyüzünü kurşuni bulutlar kuşatmıştı... Havada yağmur sıcağı!.. Pamuk tarlalan arasına kurulmuş naylon çadırlar... Kadınlaryeni birgünün telaşı içindeler... Dağlann rüzgânnda yanm kalmış bir türkü gibi, gü- ney sonbahannda kımıldayan bir yaprak gibiydi genç kız- lar... Çok uzaklardan gelmişlerdi, Mardin'in Kızıltepe ilçe- sinden... Her sonbaharda buralarda olurlardı... Içimde anlatılmaz bir duygu vardı... Bir anda Söke pamuğunu, Dünya Bankası ve IMF kıskacını unutup çocuklann arasına daldım... O sırada Nurer Uğurlu'nun dizelerini mınldanmaya başladım: "Sanki bir çocuk gibi ud çalanm her sabah Ve ne zaman ağlasam çocukluk sevdasıyla Ceviz sandık içinde yeşil bir külah Yalnızlık mızrağımı atarım belki suya" • • • Otuz yıl önce de Söke Ovası'nda dolaşırken çadırlar vardı... Çocuklar, genç kızlar, kadınlar, yaşlılar, delikanlılar!.. Yıllar akıp gidiyordu!.. 6O'lı yılların sonunda başlayan "toprakişgalleri", Ak- hisar'da, Bafra'da tütün, Salihli'de üzüm, Rize'de çay mitingleri geldi aklıma!.. Çadırların önünde oynayan çocukları seyrederken Çukurova'ya, oradan Harran'a indim bir kuş gibi... Bugün tanm kesimi IMF'nin buyrukçu yasalanyla, Dünya Bankası'nın kredilerine dayalı projeleriyle yok edilmek istenmiyor mu? Aydın'da kuru incirlerdepolarda çürüyor, Gavurköy'de, Akhisar'da tütün üreticileri yabancı tekellere teslim edi- liyor, pamuk dışandan getiriliyordu... Gökyüzüne baktım uzun uzun... Söke Ovası'nın bazı kesimlerinde ayçiçeği üretimi başlamıştı... Peki tütün, üzüm, incir üreticisi ne yapacaktı? Teslimiyetçi tanm politikalarını IMF ve Dünya Banka- sı belirlerken Türkiye; Arjantin, Meksika ve Brezilya ör- neğinden niçin ders almıyordu? Sorular... Sorular... Yirmi ikiyıl geriye doğru gittim... Turgut Ozal'ın uyguladığı 24 Ocak kararlannı anım- sadım... Türkiye'de 23 milyon kişi kırsal alanda yaşıyor, 4 mil- yondan fazla aile ise tanmla uğraşıyordu... Bu coğrafyada toprağın bir yaran yoktu; çünkü top- rak üretilmeyen bir kaynaktı... Üretici yabancı tekellerin ucuz işçisi konumuna geti- rilmişti... • • • Söke Ovası'ndan çıkıp Ortaklar'a doğru yol a/ırken not- larıma bir kez daha baktım... Genç nüfusun yüzde 19.9'u çalışmıyordu Türkiye'de. Yedi milyon insanımız ise günde iki dolarla geçiniyor- du... On milyon insanımız okur yazar değildi benim ülkem- de... Ne buğday başaklan, ne de gül bahçeleri kalmıştı... Talip Apaydın'ın dizeleri ise tam bana göreydi: "Ben geniş ovalan severim Beni sarhoş eder o genişlik Düşünûn aylardan nisan Sabah kalkıp bakıyorsunuz Ortalık günlük güneşlik" TARIŞ Genel Müdürü Ayhan Özer, Türk üreticisinin destekten yoksun olarak rekabet etme şansının olmadığını söylüyor: Politikasızhktanmı yok oluşa sürüklüyor • TARlş Genel Müdürü Ayhan Özer, yıllar önce pamuk ihracat eden Türkiye'de bugün yüzde 40 oranında ABD, yüzde 25 oranında da Yunanistan pamuğunun kullanıldığına dikkat çekiyor. Ayhan Özer D ünyayla rekabet için geçen sezon kılogram başına ortalama 28 sent beklentisınde olan üreticiye, IMF ve Dünya Bankası 'yla yapılan anlaşmalar kapsamında sadece 5 sent destekleme primi verilmesi, sektörde kaygı ve endişeye neden oluyor. Yeni sezon için ortalama 300 bin lira pnm beklentısinde olduklannı belirten TARlŞ Genel Müdürü Ayhan Özer, yıllar önce pamuk ihracat eden Türkiye'de bugün yüzde 40 oranında ABD, yüzde 25 oranında da Yunanistan pamuğunun kullanıldığına dikkat çekiyor. Genel anlamda politikasızhğın, Türk tanmını yok oluşa sürüklediğini savunan Özer, şu noktalara dikkat çekiyor: "ABD'nin, Yunanistan'uı, İspanya'nın üreticisine yapüğı destek nedeniyle, bizinı üretkimiz rekabet edemez duruma geldi. Türkiye her yıl 500-600 bin ton civannda pamuk ithal etmekte ve bunun büyük bölümünü de ABD'den yapmaktadır. Son yıllarda pamuğun stratejik bir ürün haline geüneye başlaması, konunun önemini daha da arttırmaktadır. Dünya pamuk borsa flyatlan, özellikle de ithal edilerek ülkemize gelen pamuk fiyatlarının, bhüklerin lif pamuk maJiyetkrinin alnnda seyretmesi sonucu, Türkiye'de pamuk itnalatmı sınırlayan herhangi bir dış ticaret önknıi de bulunmadığından, ülkemiz dünyanın 6. büyük pamuk üreticisi olmasına karşın, aynı zamanda da en büyük pamuk ithalatçısıdır. Dünya Ticaret Örgütü'nün 1995 yıhnda çıkarnuş olduğu serbest rekabet kurallanna karşın, gelişmiş ülkeler, kendi ülke ve sanayicisini korumak için ithalatlannı engelleyici önlemler almayı sürdürmektedir." ABD'nin ihraç ettığı pamuğun yüzde 40'ının, Yunanistan'ın da yüzde 25'inin Türkiye'ye gırdiğine dikkat çeken Özer, üreticinin kendisine sürekli "öldürücü rekabet karşısuıda nereye kadar dayanabileceğini" sorduğunu anlatıyor. Hükümet duyarsız TARİŞ Pamuk Birlığı Başkanvekilı Basri Ozçoban da tanmın yok oluşunu herkesin görmesine karşın, hükümetin duyarsızlığını saptıyor ve "AB'yle entegrasyon düşünülüyorsa, feryadınîız duyulsun. Onlarda ne destek varsa, bizde de o yapdsm" diyor... YARIN: ECE EKONOMİSİ SON KRİZDE DERİN YARA ALDI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear