Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2003 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Avrupa Dünya Dans Birliği'nin ilk atılımı olan festivalin başlığı 'Çeşitliliğin Estetiği'
Globalbedenlerin dansıEMRE ERDEM
Dünya Düsseldorf'ta dans ediyor.
Küba'dan Filipinler'e, Amerika "dan
Rusya'ya beş kıtadan yüzlerce dans-
çı, dans eğitimcisi, dans eleştirmeni,
koreograf, yönetmen ve dans festiva-
li yöneticisi hep bir arada. Avrupa
Dünya Dans Birliği'nin ilk atılımı
olan Global Dans Festivaü
"Çeşiöfliğin Estetiği'' başlığı altın-
da, irili ufaklı topluluklarla geniş bir
çeşni sunulmakta. Kendi içlerinde
yeni tarz arayışlan içinde devinen be-
denler, bellekler. Kimi dünyayı yakın-
dan izlemek için Batı'ya öykünüyor.
Kimi Doğu'dan esinlenip çeşitli uyar-
lamalar yapıyor. Ama herkes aynı
kulvarda yanşıyor. Tek bedende so-
luyor.
Küba'dan DanzaAbierta, tek spot-
la harikalar yaratan bir topluluk. Dü-
ğümlenmiş dansçılar Küba ezgileri-
ni söyleyerek çözülüyor, yine bir yu-
mak oluyor, açılıp kapanıyorlar. Kü-
ba insanının ritmi, geleneksel ritüel-
leri, gece yaşamı, kaduu erkeğiyle
bir ekip çalışması. Rol yapabilen, şar-
kı söyleyebilen Kübah dansçılar gen-
lerinde var olanritimduygusunu unu-
tulmaz figürlenyle aktanyorlar.
Ruslannbitmeyenbekleyişi. Ekmek
kuyruğundaki insanlar, mafya, soğuk
Moskova geceleriyle koreograf Olga
Pona Rus halkının bekleyişini anla-
tıyor. Çelik iplere bağlı uçuşan dans-
çılan, Kızıl Ordu'nun hiphop yapan
subaylan, gülerken düşündüren gö-
rünümleri ve iki üç rolün altından ba-
şanyla kalkabılen, zıpkın gibı dans-
çılanyla çarpıcı bir topluluk Chelya-
binski Çağdaş Dans Thatrosu
Legacy çokuluslu bir yapım. Tay-
vanlı koreograf lin Havvai-Min Ame-
rikalı, Avustralyah, Çinli ve Tayvan-
h seksen dansçıyı bu tasarımda bu-
luşturuyor. Birbirine kenetlenmiş
dansçılar insanoğlunun savaşımını,
uğradığı haksızlüdan, emellerini, yıl-
gınlıklannı ve ulaşılan başanyı yorum-
luyor. Geleneksel uzakdoğu dans bi-
çimlennden esinlenerek Tayvan'ın
lobal Dans Festivali'nde irili ufaklı topluluklarla geniş bir çeşni sunulmakta.
Kendi içlerinde yeni tarz arayışlan içinde devinen bedeîüer, bellekler. Kimi dünyayı
yakmdan izlemek için Batı'ya öykünüyor. Kimi Doğu'dan esinlenip çeşitli uyarlamalar
yapıyor. Ama herkes aynı kulvarda yanşıyor. Tek bedende soluyor.
başan öyküsünü anlatan yapım usta
bir koreografin özenli çalışması.
World Dance Alliance
Tüm dünyadan seçkin toplulukla-
nn Düsseldorf "ta buluşmasını sağla-
yan festivalin arkasında önemli bir
kurum var: WDA Dünya Dans Bir-
lıği. Birlik, 1990'da Hong Kong'da
düzenlenen Uluslararası Dans Ku-
rultay'nda kuruldu. Dünyada dans
topluluklan arasmda köprü kurmayı,
festival, seminer, konferans ve atöl-
ye çalışmalan yoluyla sanatçılar ara-
sında bilgi alışverişini, ortak yapım-
lann çoğalmasını amaçlıyor. m (Ulus-
lararası Tiyatro Enstitüsü) Dans Ko-
mıtesi Başkanı ve WDA Amerika
sözcüsü Dona Copen hedeflenyle ıl-
gili şunlan söylüyor.
"Birtigimizinbir nettvorküvar. Dün-
yanın her köşesine uluşmamız müm-
kün. Ama bizler baştan beri şöyle bir
sistemden yanaydık; sınıflara, tema-
lara aynlahm. Biıüğiniizin \etkin üye-
leri arasmdaki görev dağdunı işimizi
kolay ve etkintahyor.Networkte şöy-
le bir sınrflamamız var, Koreografi
ve sahncleme, egitinı ve uygulama,
pazarlama ve işietme, araşürma ve
belgeleme. Bu sıralama astanda dan-
sın gereksinimlerL Şöyle ki düzenle-
diğimizkonferanstatanıkolduğunuz
üzere sah sunuşlar yapılıp konferans
tamamlanrmyor. Sunuşyapanuzman-
lann annndan yukanda söz efriğim
temalann alûndagruplaroluşturulu-
yor. Gruplar kendi içlerinde sunuşla-
n tartışıyor, değerlendiriyor. Daha
sonra yeni bir oturumda gruplarm
değerlendirmeleri snnuhıp genel bir
taroşma ortamında ele ahnıyor. Bu
konferans biçimiyfc çok daha verim-
li somıçlar elde edhoruz. Böylece bi-
tim adamlan, koreograflar, yapımcı-
lar ortak üretime girebilhor ve bu da
buüğjmizin dans adına daha etkin ve
başanlıçahşmalaryapmasmaolanak
veriyor."
NRW Uluslararası Dans Fuarı
Dansın fuan da olur mu demeyin.
Alman basını yeni bir iş alaru doğdu
diyebaşhklaratıyor. NRW Uluslara-
rası Dans Fuan üç gün boyunca yüz
elli binin üzerinde ziyaretçiye dünya
danslannı tanıtıp pazarhyor. Standlar-
da dans okullan ve dans topluluklan
videolan, broşürleri, katologlanyla
uluslararası yanşma ortamındalar.
Topluluklarla ilgili bilgiler ediniliyor,
diğeT ülkelerdeki dans festivallerine
rezervasyonlaryapılıyor. Arabalann,
makinelerin yıl boyunca yer aldığı
sergi salonlannda dans gösterileri ar-
dı arkası kesilmeden sürüyor. Anons-
lara kulağuuz hep açık olmalı. Bir sa-
londan diğerine uzanan bedenlerin
sürprizleriyle karşılaşmak olası. Yir-
mi dört saatin her dilimi dansla dolu.
Fuar kapah oturumlan, seminerleri,
genç dansçılar için düzenlenen atöl-
ye çalışmalanyla, kuramla uygula-
mayı, renkli topluluklann yapımla-
nyla da dans severleri buluşturuyor.
Festivali, konferansı, fuan ile bu
uluslararası forumun ardından, Tür-
kiye'de bir süre araştırmalar yapmış
olan Amerikah öğretim görevlisi, St.
Olaf Üniversitesi Dans Bölümü Baş-
kanı Susan Bauer'den bir elektronik
postageldi: "Umanmtstanbul'dada
böyle bir dans festrvali düzenlenir. Bir
dahaki sefere orada buluşuruz." Su-
san'ın bu güzel dileği öncesinde As-
ya'dan Avrupa'ya irili ufaklı ülkele-
rin standlan arasında dolaşırken Tur-
kuazModernDansTopiuluğu'nu Su-
san Bauer'le birlikte özlemle andım
ve gözlerim bizim standımızı, Aydnı
Teker'i, Aysun Aslan'ı, Beyhan
Murphy'yi, DflekEvgin'i, ülkemizin
dans emekçilerini aradı. Siyasi alan-
da Avrupa Birliği kapılannı zorlarken,
sanat alanında Birlik'ten tam puan al-
mamız gerekmez mi (?!) Umanm,
2003 Asya Pasifık Dünya Dans Bir-
liği'nin Malezya'da düzenlediği dans
maratonuna yetişebiliriz...
Kapadokya
film seti gibi
NEVŞEHİR (AA) - Türkiye'nin önemli turizm mer-
kezlerinden olmasının yanı sıra son yıllarda dizi film-
lerin vazgeçilmez çekim mekânı haline gelen Kapa-
dokya bölgesi, bu kez bir sinema filmine ev sahipliği
yapacak. Yapımcıhğmı Can Sanatsal Etkinlikleri Tic.
Ltd. Şti'nin üstlendiğı "Yazı Tura" isımli sinema fil-
minin çekimleri, bu ay içinde Kapadokya bölgesinde
başlayacak. Yönetmenliği ve başrol oyunculuğunu
Uğur Yücel'inüstlendiği film, vatani görevlerini ya-
parken tanışan 4 Anadolulu gencin. askerlikten sonra
gerçekleştirmek istedikleri hayalleri ve daha sonra
karşılaştıklan hayal kınkhklannı anlatacak.
Mankenlikten
şarkıcılığa
Çeviri Servisi - İtalya'da podyumla-
nn ünlü \simlerinden olan Carla
Bruni bestecilik ve şarkıcılığa so-
yundu. 12 yıllık mankenlik kariye-
rini noktalayan 34 yaşındaki Bru-
ni'nin ilk albümü iki ay önce piya-
saya sürüldü. Ancak Der Spiegel dergisinde yayımla-
nan habere göre Bruni "nin Fransızca albümü "QueJ-
qu'n m'a dit" acımasızca eleştirildi. "Cesaretimi kır-
mayacağını ve iyi bir şariucı obnak için uğraşacağnn
n
diyen Bruni, uzun yıllar insanlar tarafından sadece
"dekoratif amaçh" bir obje gibi görüldüğünü, ancak
sanatla uğraşmasının engellenemeyeceğini savundu.
Grammy'nin
adayları belirlendi
NEW YORK (AA) - 2003 Grammy Müzik Ödülle-
ri'nin adaylan New York'ta açıklandı. Springsteen'in
11 Eylül konulu 'The Rising' ve rapçi Eminem'in 'The
Enıinem Shovv' adlı albümleri yılın albümü ve aynı ad-
lı parçalan da yıluı şarkısı dallannda aday gösterilir-
ken. yeni isim yapan sanatçılardan Norah Jones da
'Don't Know Why' adlı underground hitiyle yılın par-
çası, 'Her Come Away With Me' ile yılın albümü ve en
iyi yeni sanatçı kategorilerinde aday gösterildi. Geçen
yıl 101, bu yıl 104 dalda verilecek Grammy Müzik
Ödülleri 23 Şubat'ta New York'taki Madison Square
Garden salonunda yapılacak törenle dağıhlacak.
Larry O'Neill İKÜ'de
tstanbul Haber Sevisi - Istanbul Kültür Üniversite-
si'nde (ÎKÜ) kültür etkinlikleri kapsamında dünyaca
ünlü caz sanatçısı Larry O'Neifl sahne alıyor. Güzel
Sanatlar Uygulama ve Araşürma Merkezi tarafından
düzenlenen "Yeni Yü Konseri" 10 Ocak Cuma akşamı
saat 20.30'da gerçekleşecek. Connie Franeis, Ray
Charles, Bobby Darin, Janıes Brovvn, Johnn> Mathis ve
Tîna Turner gibi tanınmış isimlerle çalışan O'Neill,
caz dünyasının en Önemli isimlen arasında yer alıyor.
Doğan Kitapçılık Uzakdoğu kültürünü okurlara taşıyor
İki Japon yazardan iki kitap
Kültür Servisi - Japon
roman, öykü, deneme
yazan ve edebiyat
eleştirmeni tkezava
Natsuki'nin Mercan
Kemikler, İnci Gözier
kitabı Gönül
Akgerman'ın çevirisiyle
Doğan Kitapçıhk'tan
çıktı 'Mercan Kemikler, H
İnci Gözier' Ikevaza'nın
1990 yılında
yayımladığı Hone ve
sango me va şincu adlı
öyküsünün adı. Yazar bu kitabı
oluşturan Durağan Yaşam
(Suriraraıfu, 1987). Umut
(Boken, 1989),
Geri Dönen Adam (Kaettekita
Otoko, 1990), KuzeyeYolculuk
(Kitaenotabi, 1995) adlı
diğer öyküleri de farklı
tarihlerde yayımlamış.
Fransa'da 'Mercan Kemikler,
B-EYAZ
r
mı A
ITON A R I
A---
• îkezava Natsuki'nin
'Mercan Kemikler, İnci
Gözier'i Gönül
Akgerman'ın çevirisiyle,
Tsuci Hitonari'nin
'Beyaz Buddha'sı
ise Serhat
Yalamanoğlu'nun
çevirisiyle yayımlandı.
tnci Göder' ve 'Durağan
Yaşam' adlı iki kitapta
toplanan bu beş öyküyü
Doğan Kitapçılık tek bir
kitap halinde yayımladı.
Yazar 1987 yılında
'Durağan Yaşam' adlı
öyküsüyle, Japonlann
dünya çapında ünlü \e saygın
ödülü Akutagava'yı
kazanmıştı. Şu anda da bu
ödülün jürisinde yer alıyor.
îkezava, 1993 'te Maşiasu Giri
no Şikkyaku adlı romanıyla
Tanizaki Ödülü'nü; 2000
yılında da Hana Vo Hakobu
Umoto ile Mainiçi Ödülü'nü
kazanmıştı.
Kitapçı raflannı süsleyen ve
aynı yayınevinden çıkan bir
diğer kitap, Tsuci Hitonari'nin
Bevaz Buddha adlı romanı.
Serhat
Yalamanoğlu' nun
dilimize çevirdiği
roman gerçeklikle
fantastiğin, şiirsellikle
somut tespitin en
güzel örneklerinden
biri olarak
tanımlanabilir.
Sanat yaşamına rock
şarkıcısı olarak
başlayan, daha sonraki
yıllarda yönetmen
olarak ünlenen Hitomari,
edebiyat çalışmalanyla,
ülkesinde yeni kuşak yazarlann
öncülerinden kabul ediliyor.
KaikyonoHikari'yle 1997
yılında Akutagava Ödülü'nü,
büyükbabasının yaşamından
esinlenerek yazdığı 'Beyaz
Budha'yla ise Fransa'da 1999
Femina Yabancı Roman
Ödülü'nü kazandı.
Kale Grubu'nun düzenlediği sergide Dr. îbrahim Bodur Müzesi yapıtlan yer alıyor
Istanbul'dabir seramikkoleksiyonu
Bugûn açılan sergi23 Şubat'a dekMÜ Güzel SanatlarFakültesi'nde.
Kültür Servisi - Kale Gru-
bu tarafından Çanakkale' nin
Çan ilçesinde kurulan Dr. 1b-
rahim Bodur Seramik Mü-
zesi yapıtlan Istanbul'da ser-
gileniyor.
Bugün başlayan ve 23 Şu-
bat'a kadar Marmara Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Fa-
kültesi'nde görülebilecek
olan sergide, 1997 yüından bu
yana Kale Grubu tarafından
her yıl düzenlenen ulusal ve
uluslararası seramik sempoz-
yumlanna katılan sanatçıla-
nn yapıtlan yer alacak.
Koleksiyonda ürünleri olan
sanatçılar arasında SergioGu-
rioB (ttalya), LTla Vıotti (îs-
veç), Vaclav Serac (Çek
Cum.), Jindra Vıcova (Çek
Cum.), bica Mdrova (Slo-
vakya), Dya Holesmsky (Slo-
vakya). Anna Hor\athova
(Slovakya), Peteris Martin-
sons (Letonya), Prof.Türker
Özdoğan (Amerika), Mohie
Eldeen Hussein (Mısır), Ur-
sula Scheid, Kari Scheid (Al-
manya), Jo-Anne Caron'un
(Belçika) yanı sıra Türki-
ye'den Prof. Hamiye Çola-
koğiu. Prof. Güngör Güner,
Prof. Sevim Çizer, Prof. Zeh-
ra Çobanh, Mustafa Tun-
çalp, LerzanÖzerYeltan, Erol
Sazcı, Hüseyin Özçelik, Sa-
adettin Aygün ve Füsun Çö-
venoğlu bulunuyor.
Bugün saat 15.30'da Ka-
leseramik Yöneticileri ve
Ürün Geliştirme Bölümü ta-
rafından bir de seminer veri-
lecek.
'SeramikEndüstrisindeTa-
sanmdan Üretim Sürecine'
konulu seminer, Kalesera-
mik Fabrikalan Genel Müdü-
rü Hasan Sazcı, Ar-Ge Grup
Müdürü VediiYıbnaz, Dekor
Fabrikalan Grup Müdürü
Erol Sazcı, Desen Geliştirme
Müdürü Mecit Ozlav, Ürün
Yöneticisi Melike Kalafat
Orhun tarafindan verilecek.
(0 212 270 70 00)
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FtŞEKÇİ
Güldiken
Yayın sektörümüz uzunca bir süredir yapı
değiştiriyor. Yayıncıhk bireylerin türlü özveri-
lerle sürdürdükleri bir uğraş olmaktan çıktı,
büyük sermayelere, kurumsal yapılara dönüş-
tü.
1960'larda Hüsamettin Bozok'un Yedite-
pe, Vedat Günyol'un Çan, Şükran Kurda-
kul'un Ataç, Memet Fuat'ın de yayınevi, ya-
yın dünyasının yıldızlarıydılar.
Bugün böylesi birözveri geleneğini sürdü-
ren birkaç yayıncıdan biri deTurgut Çeviker.
Yılda üç kez yayımladığı Güldiken adlı Mizah
Kültürü Dergisi 28. sayısına ulaştı.
2002 yılı boyunca, 100. doğum yılı nede-
niyle türlü yönleriyle tartışılan Nâzım Hik-
met'in, Güldiken'm bu özel sayısında pek
ele alınmamış bir yönü, mizahla ilişkisi ince-
leniyor.
Nâzım, 1928'de Sovyetler'den dönüp Istan-
bul'un edebiyat ve yayın dünyasına girdiğin-
de yirmi altı yaşındaydı ve başında gençliği-
nin yanında yeni gerçekleşmiş bir devrimin
de rüzgârı esiyordu. Bu rüzgârın etkisinde
yüksek sesle söylenen, özde ve biçimde ye-
ni bir şiirle ortaya çıkmıştı. Yanı sıra yerleşik
değerleri sarsmak için de "Putlan Yıkıyoruz"
başlıklı kampanyalara girişmiş, yetmemiş,
Berkeley, Pierre Loti gibi idealist felsefeci
ve aydınlara da saldıran şiirler yayımlamıştı.
Doğal olarak bu saldırılar karşı saldınlan
doğurmuş, yıllar süren tartışmalar boyunca
mizah, iki tarafın da en önemli silahı olmuş-
tu.
Nâzım Hikmet'in bu dönemde yazdığı yer-
gi şiirleri ayrı bir kitap olacak kadar çoktur.
Ustelik bu şiirlerin Yakup Kadri, Ahmet Ha-
şim, Hamdullah Suphi, Peyami Safa vb. dö-
nemin ünlü kişilikleri üstüne yazılmış olması
ilginçliklerini arttırmaktadır. Ancak bu miza-
hın incelikler içermeyen, kaba bir mizah ol-
duğu da açıktır. Şairin aynı dönemde yazdı-
ğı Jakond ile Si-Ya-U, Benerci Kendini Ni-
çin öldürdü? gibi epik-lirik anlatılarda da mi-
zah öğesi dikkat çekicidir.
1936'da Şeyh Bedreddin Destanı ile baş-
layan, lirikdamarın öne çıktığı yeni dönemin-
de mizah öğesinin Nâzım şiirinde geri çekil-
diği görülür. Lirizm, kesin bir egemenlik kur-
muştur. Yine de "Dünyanın En Tuhaf Mahlu-
ku", "Vatan Haini" gibi kimi şiirlerinde alttan
alta bir mizah duygusu sezilir.
Güldiken'm, "Nâzım ve Mizah" sayısında
bu konulan derinliğine irdeleyen yazılar bu-
lacaksınız. Nâzım'ın yergi şiirlerinden örnek-
lerin yanı sıra ona karşı yazılmış yergi şiirleri
de kavganın öte yanını görmemizi sağlıyor.
Türk ve dünya çizerlerinin çok sayıdaki Nâ-
zım desen ve karikatürleriyle de renklenen der-
gi hem kalıcı bir özel sayı olmuş, hem de
okumanın tat vereceği bir derleme.
Aslında belki de, Nâzım'daki mizahı arar-
ken yapıtlanndan çok hayatının trajikomiği üs-
tünde durulabilir.
Gü/d/7cen'deki yazılarda Nâzım'ın gazete
yazılarında ve öykülerindeki mizahına deği-
nen bir araştırmaya ise rastlayamadım.
Nâzım, Sovyet mizah yazan Mihail Zoşçen-
ko'yu (1895-1958) çok severdi. Sovyet top-
lumunun günlük yaşayışını, bürokratik yapı-
yı yeren öyküleriyle ünlenen yazarın pek çok
öyküsünü çevirmiş, kendi de onun biçemi-
ne öykünerek yazdığı öyküleri 1930'ların ga-
zetelerinde yayımlamıştı. Bu öyküler, Sıvas kat-
liamında ölen Asım Bezirci'nin çabasıyla
derlenmiş ve Nâzım Hikmet'in Bütün Eser-
leri arasında Hikâyeler ve Çeviri Hikâyeler
adlanyla iki kitap olarak yayımlanmıştır.
Nâzım'ın La Fontaine Masallan'r» çevir-
mesi de yine onun mizah duygusunun bir
göstergesi sayılabilir.
Yeni yılın ilk ayında yayımlanan dergiler-
den Virgül ve Adam Sanat'ta da Nâzım Hik-
met ağırlıklı bölümleri oluşturuyor. Haziran
ayında da ozanın 40. ölüm yıldönümünün
geldiği düşünülürse 2003'ün de Nâzım'ın bol
bol konuşulup tartışılacağı bir yıl olacağı an-
laşılıyor.
tfisekçifa superonline.com
R Ü L T Ü R İ Ç t Z Î K
K Â M İ L M A S A R A C I