25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 OCAK 2003 CUMA 14 KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr Genco ErkaTm uyarlayıp yönettiği müzikli kabarenin ilk gösterimi bugün Muammer Karaca'da avaşakarşı kara mizahÖZLEM ALTUNOK Dostlar Tiyatrosu. savaş tamtam- lannın çalındığı şu günlerde 'Yaşa- suı Savaş' adlı müzikli kabareyle sa- vaşa seyirci kalanlara, savaşanlara, savaşın kendisine inat, bugün prö- miyer yapıyor. Güncel bir konuyu ele almak kabarenin önemlibir özel- liği olsa da, konunun güncelliğinden çok savaş olgusunuirdeleyen, savaş karşıtı bir duruş sergileyen bir oyun 'Yaşasın Savaş'. Bertoh Brecht, Euripides, Ferhan Şensoy,Karl Yalentin.AzizNesin, Nâ- zmı Hikmet ve \VblfgangBorchert'in metinleriyle zenginleşen oyunu ko- tanp yöneten GencoErkal, zamanın- da 'tiyatrocıüardan soğuduğu için u- yatroyu bırakan' Aydın Engin'i de yumuşak bir geçişle, metinleriyle oyuna katıyor. Kurt\VeiD, HansEiss- ler, Norbert Schultze, Paul Dessau, Pete Seeger, Edip Akbayramın mü- zikleri ve Zeynep Tanbay'ın dansla- nyla savaş üzerinebirkara mizah. iz- leyeceğimiz. Troya Savaşf ndan I. Dünya Savaşı'na, Taş Devri'nden Körfez Savaşı'na şiirlerle. müzikle bir yanıt, süregiden düzene bir eleştıri... Genco Erkal'ın sahneyi Zeliha Berksoy, Erdem Akakçe ve Alpay Atalan'la paylaşnğı oyunun sahne ta- sarımı Banş Dinçel, kostümlen ise Sevim Çavdar'a ait. 'Savaşa ağuiık verdik' - Bir kabare, hem de sa\-aş üzeri- nebir müziklikabare yapmafikrina- sü oluştu? GENCO ERKAL-Bu sene bir ka- bare oyunu denemek istiyordum, içe- riği henüz kesinleşmemişti, genel olarak insan üstüne ya da ülkemiz üstüne bir kabareoyunu olabılir- di.Dostlar Tiyatrosu"nun kabare an- layışı ülkemizde yapılan diğer kaba- re örneklerinden farklıdır; daha dü- şünceye yönelik, daha yazınsal değer- ler taşıyan, şiirlere ağırhk veren bir kabare anlayışı. Yaz aylannda savaş gündeme gelip, kapımıza dayanınca güncel olması nedeniyle savaşa ağır- lıkveren bir kabare oyunu üzerine yo- ğunlaştık. - Sav-aş ve kabare nasıl yan yana gekfi? Karanüzah bu anlamda önem- li bir unsur obnah_ ERKAL - Zaten Brecht adını kul- lanınca ister istemez öyle oluyor. Ze- ki, ince şiirle örülü bir kara mizah aşasm Savaş", Bertolt Brecht, Ayüm Engin, Euripides, Ferhan Şensoy, Karl Valentin, Aziz Nesin, Nâzım Hikmet ve Wolfgang Borchert'in metinleriyle zenginleşen savaş üzerine bir kara mizah. Troya Savaşı'ndan I. Dünya Savaşı'na, Taş Devri'nden Körfez Savaşı'na şiirlerle, müzikle, dansla bir yanıt, süregiden düzene bir eleştiri... onunkısi. Mesela 'Ölü Askerin Des- tanı'nda \-urulup ölmüş askerin ba- şına dikiliyorlar, "bu adam asker ka- çağı' diye ölüyü allayıp pullayıp cep- heye sürüyorlar yenıden. Ölüyü bıle rahat bırakmıyorlar mezannda, tam kara mizah. Konuya yoğunlaştıkça, bukonular- la yakından ilgilı ve kendisı de eski bir kabarecı olan Aydın Engin'e gö- türdüm bu önenyi. o da bu derleme için özgün metinler yazdı. Ferhan Şensoy da 'Yorgun Matador', 'İçin- denTram\w Geçen Şarkı'gibi. ıçin- de savaş üzerine bölümlerin yer al- dığı oyunlan sahnelemişti daha ön- ce, ondan da yardım aldım. Olduk- ça kapsamlı bir okuma, araştırma dö- nemi sonucunda. şıirler, öyküler, oyunlardan bölümler birikti. ilk kur- gu taslağı oluştu. Biraz fazla çatık kaşlı, ciddi, didaktik olmaya başla- yan metne müdahalelerde bulun- dum.Son kurguda daha eğlenceli bir yapı oluştu. - Metinkri bir araya getirirken na- sıl bir ortak nokta üzerinden birleş- tirdiniz? ERKAL - Metinler sadece savaş üzerine değil, savaşı hazırlayan etken- lerden de söz ediyor. Savaşın ardın- da ekonomik çıkarlann varlığım be- lirtirken bazen bir düzenın eleştirisi, o düzenin en yüce değen olan para- ya tapınmanın, sermayenın kendıne özgü disiplininı, savaşın arkasında- ki sistemi de anlatıyor. Bir tarihsel sü- reç gözetilmiş gibi görünse de ınişli çıkışlı bir yapısı var oyunun. 'Siz ne yapabüirsiniz?' -Hernekadarevrensd metinlerol- salardabugüneuyariama gereği duy- dunuz mu? ERKAL - Aziz Nesin'in Körfez Savaşı sırasında yazdığı uzunca bir şıır bugüne denk düşebiliyor, çünkü orada Bush ve Saddam'ın adı geçı- yor. bugün de oğul Bush'la Saddam arasında yaşanan aynı hikâye. Nâ- zım'ın 'Davet' şiiri de sanki bugün- kü Amerika'ya hıtaben yazılmış bir şiir gibi. 'Ya Banş Patlarsa' ise Ay- dın Engin'in bugünkü durumu anla- tanbir skeci... Yani oyunun sonuger- çekten günümüze bağlanıyor. Didak- tik olmak istemediğimiz için doğru- dan söylenmese de seyirciye şu so- ru soruluyor. Savaş önlenebilirmi, ön- leyebilmek için sen ne yapabilirsin? - Kabarenin müzikleri de farkh ki- şilere ait Edip Akbavram ve Kurt Weü gibi isimler yan yana gefiyor™ ERKAL - Çelışkiİi gibi dursa da müthiş bir renklilik getiriyor kabare- ye bence bu durum, Edip Akbay- ram' ın Nâzım'dan yaptığı şarb 'Kıy- mayın Efendiler' de oyuna çok denk düştü. Bu çeşitliliğı çok sevıyorum, parça bölülc, birbiriyle ilgisiz görü- nen parçalann sonuçta renkli bir mo- zaik oluşturması ve ortaya her beğe- niye uygun bir toplam çıkması ol- dukça keyifli. ('YaşasmSavaş', cuma 20.30, cu- martesi IS.OOvepazar 15.00 'te Mu- ammer Karaca Tiyatrosu nda. Gişe Tel: 0212 252 59 35) Aydın Engin: Cesur bir deneme - Siz, oyuna özgün metin yazan tek kişisiniz. Uzun süredir uzak durduğunuz tiyatroya bu oyunla dönmeniz nasıl oldu? AYDIN ENGtN - Projeye, Genco'nun teklifiyle yazdığvm üç skeçle katıldım. Uzun zamandır kendimle ilgili projelerimde gazetecilik mesleğini bırakmak ve yazıcıhk işine, ilk başladığım tiyatroya dönmek gibi radikal bir eylem düşünüyordum. Genco'nun bu hayırlı hatası, önemsediğim tiyatro mesleğine yumuşak bir geçiş yapmamı sağladı. Hoş bir projenin içinde iki üç skeçle tiyatroya bir ısınma gibi algılıyorum yaptığım katkıyı. Bazı şarkılann da üzerinde oynadım. 'Yaşasın Savaş', Türkiye'nin aktüalitesini yakalamaya çalışmaktan çok. sorunlann çözümünde şiddeti kuHanmaya karşı çıkan, Türkiye gibi militarist bir toplumda, savaş olgusuna yönelen, savaş karşıtı duruş sergileyen bir oyun. Aydınlarla sınırlı kalmış banş hareketini sokaktaki insana taşıyarak kafalarında sorular uyandırmaya çabalıyor. Cesur bir deneme, çünkü altını kalın çizerek savaşın bir sistem sorunu olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. 1 ÜRKİYE 'DEN ÜÇ SANATÇIKA TILIYOR ~~ 'Kanun' çalanlar Beyrut'ta buluştutSTANBUL (AA) - Avrupa Birliği'nin desteğıyle Lübnan Ulusal Konservatuvan ile Kültür Organizasyonu tarafından düzenlenen ve Beyrut'ta dün başlayan 'Uluslararası Kanun Buluşmasf na, Türkiye den Prof. Erol Deran, Ruhi Ayangil ve Halil Karaduman katıhyor. Urdün, Tunus, Suriye ve Yunanistan'dan sanatçılann da katıldığı etkinlık yann sona erecek. Etkinhk kapsamında konferanslar ve kanun çalma tekniklennin uygulamalı olarak ele ahnacağı çalışmalar gerçekleştiriliyor. Prof. Deran. kanun buluşmasında, bu sazı klasık tarzda çalan sanatçılan temsil ettiğini söyledi. Bugün başlayan festivalde sıra dışı yapımlar yer alıyor D 17 Ocak - 22 Şubat 2003 Osmanh Saray Ressamı avid Cronenberg'in 'Örümcek' filmiyle açılacak olan 'II. İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali'nde 40 uzunmetrajh yapım gösterilecek, Kısa Film Yanşması'nda ise 17 film yer alacak. Sinemanın bağımsızlan FAUSTO ZONARO Pittore della Corte Ottomana Retrospektif Resim Sergisi Mostra di Pittura Retrospettiva Yapı Krtdı Kültür M<ıtca WP«CKRS3I KÛUÜRSANAT YAYlNaUK bu sctgı, \ jpt Krc& Ktârur Sarat °¥avıfiolık A.^. Kültür Servisi - Sinemaseverle- rin geçen yıl tanıştığı ve bu alan- da önemli bir eksiği kapatan "ts- tanbulUluslararasıBağımsız Film- ler Festrvali"nin ikincisi yann baş- lıyor. Festhalın açılışı bugün saat 19.30"daki törenin ardından, David Cronenberg' in 'Örümcek' (2002) filminin gösterileceği gala ve iki partiyle yapılacak. 26 Ocak'a dek sürecek festival kapsamındaki gös- terimlere, Kolektif Prodüksiyon'un işbirliğiyle etkinliği düzenleyen AFM Sinemalan'run Beyoğlu sa- lonlan ev sahipliği yapıyor. Bilet- leri tükenen filmler için ek göste- rimlerin düzenlenmesi de söz ko- nusa Kapanış filmi ise, 'Orümcek' gibi 'Hit Filmler' kuşağında gös- terilecek olan MichaelVVinterbot- tom'ın yönetmenliğini yaptığı '24 Saat Parti tnsanlan'. Atölye çalışmaları da var Etkınlik, sadece gösterimlerle sınırlandınlmamış. Bağımsız si- nema izleyicisine, çeşitli konular- da atölye çalışmalanyla etkin ol- ma ve üretme olanağı sunuluyor. Kısa Film Yanşması'nda ise bu yıl 17 örnek izleyiciyle buluşacak ve bu bölümdekı gösterimler ücret- siz olarak gerçekleştirilecek. Geçen yıl sinemaseverlere, bu türün en yenı örnekleri farklı tema- lara göre behrlenmiş yedi bölüm- de sunulmuştu. Bağımsız sinema- nın nabzını tutan festivalin üçü ye- ni olan yedi bölümünde, 2000- 2002 tarihli 40 yapım yer alacak. 'Gökkuşağı Filmleri', 'Hit Film- ler', 'Nöbetçi Sinema', 'KısaFflm- ler' bu yıl da yer verilenler. 'Ma- dein Japan' festi\alin yeni bölüm- lerinden. Japon sineması, Ameri- ka'dan sonra bağımsız sinemanın en yaratıcı ve sıra dışı örneklerini %eriyor. Yeni akımlann habercisi olarak nitelenen ve yükselen bir ivme kazanan Japon sinemasınuı 'bağımsız' örneklerinin gösterile- ceği bu bölümde. animasyon film örnekleri de yer alıyor. 'Dijital Dürbün' adlı bölümde. 35 mm'nin dışında, farklı tekniklerle çekilen örneklerin yanı sıra müzik videosu ve reklam fihnleri derle- melerine de yer veriliyor. 'Poütik(§ !f', güncel politik olu- şumlann sinemaya yansımalarına dikkat çeken bir bölüm. 11 Eylül saldrnlan, değişen dünya dengele- ri, savaşı ve köklü sosyal değişim- leri yaşayan ülkelere çe\Tİlen ka- meralar... Yakın zamanda Can- nes'da büyük beğeni toplayan. çe- kici fakat keskin sinema diliyle ta- ranan yönetmen Michael Moore' un 'ColombineiçinBovviing'i de gös- terilecek filmler arasında. 'Ve- nüs'ün Oğtanlan". 'Ruh Kaçışı', 'Promises', 'Kaset', 'YanardağLi- sesi', 'Donnie Darko'. farklı bö- lümlerden filmlere birkaç örnek sadece. Bu yıl iki seçme yapılacak Genç Türk yönetmenlerin kısa filmlerinin gösterildiği yanşma bölümünde, bu yıl iki seçme yapı- lacak. Sadece seyirci oylanyla de- ğerlendirme yapılan geçen yılın aksine, bu yıl 17 kısa fılmin 'en iyi' si, Tül Akbal Üker Canikligü, Ser- ra Ciliv, Lale Mansur \e Ümit Ünal'ın oluşturduğu bir seçici ku- rul tarafından belirlenecek. Bunun yanı sıra, festival izleyicisi de oy kullanacak ve seçilen filme "izle- \ici ödülü" verilecek. YAZIODASI SELİM İLERİ Aşk Romancısının İstanbul'u Kerime Nadir, anılannda, çocukluğunun Emir- gân'da geçtiğini söylüyor. 1917 sonrası. Be- bek'teki Fransız Kız Okulu Saint Joseph'te oku- muş. Samanyolu, Ruh Gurbetinde gibi bazı roman- lannda okuyamamış gençlerin dramını işlediği- ne bakılırsa, eğitim hayatı yarım kalmış. Bunun- la birtikte yetişme yıllarında Fransız edebiyatının macera romanlarını, Ahmet Mithat Efendi'nin, Namık Kemalin, Halide Edip, Reşat Nuri ve Yakup Kadri'nin eserlerini okumuş. 1930'lardan başlayarak, 1984'te ölünceye ka- dar, sayısı kırka yaklaşan aşk ve karasevda ro- manı yazmış. Edebiyat tarihlerimizin hemen hep görmezden geldiği romanlar. Romanları geniş kitlelerin -kuşaklar boyunca- ilgisini devşiren Kerime Nadir, yazı hayatına şiir ve kısa romanla başlıyor. Değer verdiği edebiyat adamlannın uyansıyla şürden vazgeçmiş. Hıçkınk, Tan gazetesinde tefrika edilince yazar birdenbire ünlenmiştir. Anılanndan öğrendiğimize göre Hıçkınk, hayli uzun bir romandır. Tefrika sırasında okuru bunal- tacağı düşünülerek, gazete yöneticilerinin tale- biyle kısaltılmış. Kısaltan, Nâzım Hikmet. Keri- me Nadir acı acı yakınıyor, ama usta bir şairin re- daksiyonundan geçmesi, Hıçkınk'a herhalde an- lam katmıştır. Hıçkmk'ta payitaht Istanbul'un bir zamanlarki bahçeli köşkleri, varlıklı hayatlan, alaturka saz âlemleri, alafranga yaşama açılışt, romancının içli, iddiasız kalemiyle yansımıştır. Samanyolu, Gelinlik Kız, Solan Ümit, Aşka Tövbe, Ruh Gurbetinde, Posta Güvercini, Gü- müşselvi vb. romanlarında, Kerime Nadir, istan- bul'a ilgisini sürdürmüş; Yakacık, Pendik, Suadi- ye, Bostancı, Şile, Boğaziçi, Maçka, Nişantaşı, Şişli gibi yazlık ve kışlık semtleri, eserierinin geç- tiği yerier olarak seçmiştir. Piyano, keman çalınan -hem alaturka hem alaf- ranga müzik- kameriyelerinde oturulup ayışığı seyredilen, danslı çaylar verilen, billur avizeli ev- lerden bol bol söz açılır bu romanlarda. Oysa günümüzün genç kuşakları için bir 'kamehye' sözcüğünün bile anlamı silik, yitik. Bu romanlar geçmiş İstanbul hayatına git git birer belge nite- liği ediniyor... Leylak, akasya, manolya ağaçları, bahçelerde güller, zambaklar, şebboylar, süsenler, yasemen- ler, sonbahar mevsimi, yaprakdökümleri, sandal gezintileri, kotralar, yelkenliler, ressamlar, hey- keltıraşlar, piyanistler, sopranolar Kerime Nadir'in romanlanna koyu bir romantizmin melez dünya- sını taşıriar. Romancının, hemen hepsi sinemaya aktanlmış eserieri, içtenlikle kaleme alındığından, değişik top- lumsal kesimlerden çok sayıda okura ses yö- neltmiş, yeni yeni okurlann yetişmesinde yararlı olmuştur. Anadolu'da yaşayan okurlann bu ro- manlar aracılığıyla 'İstanbul kültünı'y\e tanışıklık kurduklan söylenebilir. Eserler, yeni basımlanyla, günümüz okuruna is- tanbul'u nostaljik yönüyle yansıtıyor. Romancı bu durumun bilincindeymiş. Nitekim Romancının Dünyası (1981) anı kita- bında hayatını ve romanlannın serüvenlerini ka- leme getirirken, derin bir yurtsamayla, değişen Istanbul'a, değişen koşullara bakakalmış. Şöyle yazmaktan kendini alamamış: "Geçmişe bakan\en, her şeye rağmen, içim- de derin birhüzün duymaktayım. Değişen dün- ya ile beraber kaybolan yıllarda yalnız gençliği- miz değil, sevdiğimiz hemen her şey yok olup gitti. Bu dünya bizim dünyamız bile değil artık!" İki yıl önce Kerime Nadir'i Doğan Kitap'ın öne- risiyle günümüz okuruna kazandırmaya çalışır- ken hayli kaygılıydım. Gençleri etkilemeyeceği- ni düşünmüştüm. Sonra, pek çok kişi bu eser- lerden haz duyduğunu söyledi. "Hele o İstanbul!.." diyoriardı. Yani birlikte yok ettiğimiz İstanbul. Ro- mandaki yansıması şimdi gönül yakıyor... Takvimde tz Bırakan: "Ertesi gün yağmuryağıyordu, birsonraki gün de yağdı." Françoise Sagan, Arsız Köpek, Ya- şar llksavaş'ın çevirisi, Kelebek Yay., 2002. K Ü L T Ü R t Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear