Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2002 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
ÜmitYaşar Günüıritizde
Yaşasaydı!
"Dünya
Bir öküzün boynuzunda dönüyor.
Memleket üç öküzün."
Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bu şiiri ne zaman ya-
zılmış? Anımsayacaksınız! Erbakan, başbakanlı-
ğını eleştiren DSP lideri Bülent Ecevit'e tükrük
atarken, 'öküz' diye seslenmemiş miydi?
Öküz, hor görülür bir hayvan mıdır? Yarariıdır. Güç-
lüdür, dirençlidır. Küfür olarak kullanılmaya layık
değildir.
Umit Yaşar Oğuzcan yaşamda olsaydı kim bilir
nelerçıkarırdı, nice yergiler, eleştiriler...
"Dikiz Aynası" 1983'te yayımlanmış. 1971 ile
1980 arasının yergileri... Ne zaman, hangi dönem-
de, hangi siyasal partinin, hangi ünlü liderin işba-
şında olduğu günlerde bu kitabı açıp okusam, bu
şiirierdeki güncelliğe şaşar kalınm. Düşünün, bir baş-
bakan, bir başka lidere, o da eski bir Başbakan,
"Haydi oradan öküz, tuh sana" diyebilmiş!.
Oğuzcan'ın kitabının bir bölümü 'Hayvanlar ve
Insanlar' üstüne; köpekler, öküzler, aslanlar, koç-
lar, atlar, eşekler...
önce atlan okusak mı?
"1961'de doğdu/ Kır bir attı/ Politika pistlerin-
def Koştu durdu yıllarca/ Ve birçok kez şampiyon
oldu/ Derken yıllar geçti aradanl Kır atın kendisi
de jokeyi de yaşlandı/ Yulan eğeri eskidi/ Nallan
özengisi paslandıl Yanş atı/ Binek atı oldu gide-
rekl O da yetmedi/ Sütçü beygiri oldu/ Ve şimdi
uyuyor ayakta/ Yılların şampiyonu."
Oğuzcan bir de köpeklerden söz etmiş.
Bir zamanlar kurt gibi uluyarak çevresini korku-
tan kimi politikacılan anımsatmış:
"Türlü türlü köpek var memlekette/ Güvencesiz
sokak köpekleri/ Satılmış çoban köpekleri/ Gü-
dümlü av köpekleri/ Acımasızpolis köpekleri/ Ay-
ncalıklı süs köpekleri/ Ve son yıllarda/ Sayılan hız-
la artan köpekler/ Kurt köpekleri."
Şair nedense en çok eşekler üzerinde durmuş.
Insanoğlunun en yakın yardımcısı olan eşeklerle iî-
gili üç şiiri van
"Eşek gelmiş/ Eşek gider bir kısmıl Bir kısmı da
insan gelirl Eşek gider/ Ya da insan gider/ Eşek
gelir."
Şu insanoğlu garip bir yaratıktır. Başkalarına
eşek, öküz, hayvan der de bir kez aynaya bakıp
kendini görmez...
Ziya Paşa'yı da şöyle anmış Oğuzcan.
"Ziya Paşa/ Zerduş palan vursan da/ Eşek yine
eşektirdemişti/ Demiş ama bilememiş bugünül Gü-
nümüzde farklı eşekler de var/ Fraklı eşekler."
Bir de düne de, bugüne de, ne yazık ki yarınla-
ra da değişmeden kalacak "kafa"\aı var! Boşuna
yazmamış rahmetli şair dostum:
"Biz öyle insanlarız ki/ Akıllı kafalanl Yurt dışına
ihraç ederiz/ Akılsızlarıysa alıkoyarl Başımıza taç
ederiz."
ENGLISH CENTRE
Genet tngdtzce Programian
Şırketter ve Kuruluştar Içın Ûzel Programlar
Iş Ingriızcesj Programlan
TOEFL-IELTS-FCE Stnavlanna Haarfek Programlan
Çocuklara Dzel Hafta Içı Gundûz Yaz Programlan
Bıre-btr lr*Q»face Egıtimlen
Ev Hanımlanna Özel Progranlar
Oğrencılerımıze Ücretsiz Aktr/tteler
Rumali Cad. Mo92 $0220 Onn«*«y tstanbut
TW: (0212) 225 91 72 - 247 99 S3 - 241 20 34
Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet...
Ülkemize dayatılan politikalann ülkemizi getirdiği nokta
ise: Hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik, göç, yolsuzluk
ve yağmacılık, tıkanan sağhk, adalet, eğitim, mali sistem
ile artan iç ve dış borçlardır.
Fevzi ÇAMLI Ankam Barosu Avukatlarından
C
umhuriyet. klasik an-
lamda; halkın. halkta-
rafından, halk için.
halk yaranna yönetil-
diği devlet biçimi ola-
rak bilinir. Bu tanımda, "toplum-
cu/sosyal devlet7
" odak noktasıdır.
Sosyal devlet ise halkın ekonomik
rahatlık ve gönenç içinde yaşaması-
nı iistienen. halka. asgari bir ya$am
düze>i sağla>an de\ let dh e tanımla-
nır. Bu tanımda belirleyici öğenin
"halkyararT olduğugözden kaçma-
maktadır.
Atatürk De\Tİmı; sosyal devletı,
yani halkın yararını temel görev
edinmiştir. Cumhuriyetçilik, halkçı-
lık, de\Tİmcilik, devletçilık ilkele-
rini başka türlü anlamak olası değil-
dir. Bu görev, anlatımını. Atatürk'ün
"Cumhumet kimsesizkrin kiınse-
sdir" özdeyişinde bulmaktadır. Kim-
sesizlerin kimsesi olmak; kimsesi-
ze, yoksula, düşküne kucak açmak;
işsize iş, evsize ev. aç insana yemek
bulmak fırsatı tanımak demektir.
Sosyal devlet ilkesi. tkinci Dün-
ya Savaşı'nı izleyen yıllarda çağ-
daş dünyanın ilgi alanına girmiş;
ülkemizde 1961 Anayasası ile dev-
letin niteliklerinden biri kabul edil-
miştir. 1961 ve 1982 anayasalan-
nın 2. maddesınde TC; " „ demok-
ratik. laik ve sosval bir hukuk dev-
letidir'' denilmek suretiyle sosyal
devlet ilkesi, iyiden iyiye öne çık-
mıştır. Çünkü, Cumhuriyete, kimse-
sizlerin kimsesi olma ödevini yük-
lemek. onun sosyal toplumsal hedef-
lerini öne çıkarmak anlamını taşı-
maktadır.
Sosyal devlete yüklenen görev:
insana, insanca yaşayacağı ortamı
oluşturmak. insanı ezilmektenhor-
lanmaktan konımaktır. Toplumsal
gönenci sağlamak yaymak, aile ve
çocuğu konımak: eğitim. sağlık hiz-
metlerini yaygınlaştırmak ulaşıla-
bilir kılmaİc üretimi arttınnak. ulu-
sal geliri ve üretileni hakça bölüş-
türmek. ulusal ekonomiyi ülke ça-
pındadüzenlemek'örgütlemek yön-
lendirmelo'planlamak'destekle-
mek/denetlemek/koordine etmek
çağdaş sosyal devletin görevlerinin
başında gelir. Sosyal devlet. yöne-
timde siyasal katılımı yaygınlaştır-
mak. hak ve özgürlüklerin kullanı-
mında yalnız hukuksal değil. eko-
nomik anlamda da fırsat eşitliğini
sağlamakla yükümlüdür.
Ne var ki; küreselleşme süreci ile
birlikte, Türkiye ve benzeri yoksul
ülke ve uluslar, devletin küçültülme-
si, sosyal harcamalann azaltılması
dayatması ile karşı karşıva bırakıl-
mış; bu ise yokluk/yoksuliuk ve is-
tikrarsızlığın artması sonucunu do-
ğurmuştur. Böylece, zorlu bir Kur-
tuluş Savaşı sonunda emperyalist
güçlerin elinden kurtanlan toprak-
lar üzerinde kurulan Türkiye Cum-
huri\eti'nde ulusal egemenlik ve
ulusal bağımsızlık ilkeleri terk edil-
miş; ulusal üretim ve dışsatun bal-
talanmak. kamu yatınmlan özelleş-
tirilmek suretiyle ulusal ekonomi
çökertilerek, emperyalizme karşı si-
yasal ve ekonomik savaşın sonucu
kurulan Türkiye Cumhuriyeti. ku-
ruluşundan seksen yıl sonra yeniden
emperyalizmin kucağına düşürül-
müştür. 0 derece ki; devlet. sosyal
harcamalarını azaltmakla da kalma-
dı; dolaysız vergileri toplamadaki
yetersızliğini. dolaylı vergilerle kar-
şılamaya; çalışanlann ücretlerini
dondurmaya yöneldi. Maliyetinin
beş katına satılan petrol ürünleri.
tütün, telefon, otoyol ücretleri: ya-
bancı urünlerle rekabet edemeyen
yerli ürünler ve kapatılan fabrikalar,
işten çıkarmalar ve dışa bağımlı bir
Türkiye.
"Daha eKm ve daha \ahimi" de
şudur Ozaldönemi ile başlatılan bu
süreçte, siyasal erk; ülkemizde. dev-
letin sağhk. eğitim ve benzeri alan-
lardaki sosyal harcamalan azaltıhp,
bu hizmetler paralılaştınlırken ta-
nm ve sanayimiz çokuluslu şirket-
lere peşkeş çekilirken; akıl babamız
ABD ve Avrupa ülkelerindetoplum-
sal gönenç, sağlık ulaşım eğitim ta-
nm ve sanayi alanlannda devletin
yapüğı yatınm ve harcamalann hız-
la artmakta olduğunu görmezden
geldi.
Ülkemize da>aalan politikalann
ülkemizi getirdiği nokta ise: Hayat
pahalılığı. enflasyon. işsizlik, göç,
yolsuzluk \e yağmacılık. tıkanan
sağlık, adalet, eğitim. mali sistem ile
artan iç ve dış borçlardır.
Mevcut dört milyon işsize. dev-
letin küçülmesi ve özelleştirme ne-
deni ile işlerini yitiren bir milyon
işsizin eklenmesiyle oluşan beş mil-
yon işsiz. küreselleşme adı altında
sunulan Yeni dünya Düzeni'nın ül-
kemize dayattığı politikalann sonu-
cudur. Artan nüfus ve neden oldu-
ğu işsizlik yüzünden, on yıllık sü-
reçte, Doğu'dan Batı'ya yapılan
göçler sonunda nüfuslan viizde 20-
30 oranında artan ve birer sorunlar
yumağına dönüşen Istanbul, tzmir.
Bursa, tzmit. Adapazın kentleri,
varoşlar, varoşlar... ve bu varoşlar-
da yaşanan sorunlar ise ayn bir
dram... Ülke dışına göçler ve göç-
lerin neden olduğu sorunlar ise ay-
n bir dram...
1 milyon çocuğumuzun kent so-
kaklannda yaşadığını gazetelerde
okuduğumuzda. tanmı terke özen-
dirmek amacı ile Dünya Banka-
sı'nın çiftçiye dönüm başına 10.
milyon TL. ödediğini duyduğu-
muzda. lzmir/Dikili sahil şeridin-
deki tanmsal alanlarda bir Hollan-
da fırmasuıca pamuk ayçiçeğL'rru-
sır üretiminin yapılmakta olduğu-
nu gördüğümüzde, Tanm Bakan-
lığı'nın ön cephesinde mevcut hü-
kümetin astırdığı Atatürk'ün "Cunv
hurhet Kimsesizkrin KJmsesidir"
özdeyişini okuduğumuzda; ülke-
mize giydirilen deli gömleğini çı-
karma savaşımını başlatabilecek
bir Atatürk"e hayranlığımız ve öz-
lemimiz daha da arttı.
Sevgili Öğrenciler, Eskiler, Yeniler...
VEDAT GUNYOL
Pazartesi günü, eskiler
için yuvaya dönüş. ye-
niler içinse yu\ aya gi-
riş günüydü. En yaşlı öğret-
meniniz olarak hepinize hoş-
geldiniz diyorum. Okul. bil-
meniz gerekir, yada bilirsiniz
ki. bilgilenme. aydınlanma,
yetişip olgunlaşma >ııvasıdır.
Burada sizi bekleyen şey, ak-
lınızı kullanma, öğrendiİderi-
nizı akıl süzgecinden geçirip
olgunlaşmadır. İnsan. dene-
yımlerden geçe geçe, aklını
kullana kullana akıllı olur an-
cak. Bir Alman düşünürün
dediği gibi "İnsan başkalan-
nın bilgisi ile (burada başka-
lan derken biz öğretmenleri
düsünihorum) bflgüenir. ama
ancak aktanı kuflanarak akıl-
hoiabiürr
Okula yalnız bilgi sahibi
olmak için değil.aynı zaman-
da aklınızı kullanma yetisini
elde etmek için geldiğinizi
KÜLTÜK • SANAT 1111 J|l« M7I
hiç, ama hiç unutmayın.
Peki aklını kullanma nasıl
olurdiyeceksiniz. Aklını kul-
lanmanın yolu önce insanın
kendini eleştirmesi, sorguya
çekmesi, ben neyim demesi ile
başlar.
trlandalı büyük düşünür ve
sanatçı Bernard ShaHjıkılIı
olmanın herşeyden önce. dü-
şünmekle gerçekleşeceğini
söylüyor. Ve her zamanki şa-
kacı üslubu ile şö> le sesleni-
yorbizlere: "Sanınm bindebr
düşünmorsunuzdur. \'dda üç
\a da dört kezdüşünen adam
çokazdırdümada. Ben ki ko-
mışuyorum, ünümü haftada
bir va da iki kezdüşünmeme
borçhn'um.*'
Evet çocuklar, düşünmek-
tir insanı insan yapan. Hadi
şimdi gelin kendimize biryol
çizelim ve önce düşünmeye
ahştıralım kendimizi. sonra
da öğrendiklerimizi akıl süz-
gecinden geçirip. düşünce ala-
nında üretici olmaya baka-
lım.
Aklını kullanan insan ne
yapar? Önce kendini eleş-
tirir. Sonra aslı astan olma-
yan inançlara sapmadan,
yobazlığa düşmeden, insan
olma onurunu savunur ve
bu onura tam varlığı ile bağ-
lanır. Yobazlık derken Ata-
türk'ün şu sözlerine kulak
verelim: "'Benim gözümde
20 yaşuıda vobaz, ihtiyar;
70 \-asinda biridefliist ise zin-
de bir gençtir."
Sözümü Spinoza'nın şu
saptaması ile bitirevim: "En
güçlü insan.en bagunsc in-
san, aklının bu)Tuğuna gi-
ren insandır."
Şimdilik bir kalıt (vasi-
yet) havası içinde sizlere
söyleyeceğim bu kadarcık-
hr. Hepinizi sevgi ile kucak-
lanm.
OSMANBEYGAZİ 247 9665 11.00-13.30-16.15-19.00-21.45
KADIKÖYSİNEMATEK 3460141 11.30-14.00-16.30-19.00-21.30
Bilinçli Tanm...
Mehmet TAN Yük. Ziraat Mühendisi
Sanayileşmiş ülkelerin;
büyük bir kısmı. önce-
likİe tanm sektörünü
geliştererek, bundan elde et-
tikleri gelirle sanav iye yönel-
mişler ve endüstrilerini gelış-
tirerek sana>i ülkesi durumu-
na gelmişlerdir. Bizim bugü-
ne değin yapamadığımızı ba-
şarmış ve bunu bilinçle yapa-
rak sonuca varmışlardır.
Biz ise ülke ekonomimizin
temeli olan tanmımızı ve bu
sektörde çalışan üretici-çift-
çimizi bu bilince taşıvama-
dık. En büyük doğal kaynağı-
mız olan; toprak ve su kay-
nakianmızı bilinçli \erantabl
(verimli) bir şekilde kullana-
rak; tanm endüstrimizin ham-
maddesi olan ürünleri gerek-
tiği şekilde planlı olarak üre-
temedik. Bunlan tanm endüst-
risinde değerlendiremedik.
Yurdumuzun ve nüfusumu-
zun en büyük potansiyelini ih-
mal ettik. Gereken ilgiyi. du-
yarlılığı gösteremedik. önem-
semedik ve desteklemedik.
Sanayileşmiş ülkelerin bugün
bile en büyük öncelik ve des-
tek verdiği kesim tanm kesi-
midir. Çünkü onlar tanmın
riskli bir üretim süreci oldu-
ğunun bilincindedirier.
Biz ise tam tersine uygula-
malar yapıyoruz. Her türlü
afet zararlı v b. doğal koşullar-
la baş başa olan tanmımıza
bakalun busüne dek neleryap-
tık.
Ülke çapında tek tanmsal
mücadele kurumumuz olan;
çiftçimize-üreticimize zirai
mücadele konusunda bilgi ve-
ren. onu bilinçlendiren; teorik
ve prank calışmalaryapan 'Zi-
rai Mücadele" Genel Müdür-
lüğümüzü kapattık. Tanmsal
altyapımızı oluşturan; toprak
korunumu, zirai sulama. çift-
çi eğitimi \b. konularda cid-
AJNTMA
Dağ'cığım, biliyorsun sana hep sensiz yaşayamam derdim. Buna yaşamak denirse yaşı-
yorum. O kocaman yüreğini. hiç bitmeyen enerjini, o erişilmez üretkenli|ini gömıeden ya-
şanatjilhorsa yaşıyonız. Onurlu, çok güzel ve özel kişiliğini, yaşamm boyunca ailene, dost-
lanna, insanlara ve insanlığa duyduğun sınırsız sorumluluğunu ve bitmez tükenmez sevgi-
nı hissetmeden yaşanabDiyorsa yaşıyonız. Düşünen kafanı, duyan >oireğini, her soruna antn-
da çözüm üreten akluu ve mantığını yanıbaşımızda görmeden >aşanabiliyorsa yaşıyonız. Yol
göstericiliğinden, öğreticiliğinden, daha büyüğünü düşünemeyecegim öz\ erinden, vefa, bil-
gelik ve anlayışından uzak yaşanabıliyorsa yaşıyonız. İncelık \e duyarlılığını ve tüm özen-
tilerden uzak yalınhğını ve senı özlememek mümkün mü?
Be>"nimizde \e >oiregimizde hep seninle, ancak sensızliğin her geçen gün büyüyen acı-
sı ve özlemiyle buna yaşamak dhorsan yaşıyonız.
MEIAHAT-TALİP-KOR ÖZAY (Annen-baban-kardeşin)
Teşekkür
Oğlumuz, canımız, can dostumuz, DağOzm ın adına mad-
dı \ e mane\ i çok büyük bir özveride bulunarak Boğazici Üni-
\ersitesi Elektrik ve Elektronik Mühendislığı Bölümü'nde la-
boratuvar yaptırarak sevguıin, dostluğun, vefanın en ulaşılma-
zını sergileyen başta Boğazici Ünhersitesi Elektrik ve Elekt-
ronik Mühendısliği Bölümü ve Başkanı Prof.Dr.SaKadriÖz-
çaldıran olmak üzere tüm 1992 mczunu DAĞ ÖZAY dostlan-
na sonsuz teşekkürler...
Not: «•vvw.dag.oza>.org sitesi yakında tamamlanacaktır Dağ
ile ılgılı yazılan anılar. paylaşrlan duygu, düşûnce ve fotoğraf-
lar kıtap haline getirilip. tüm Dağ dostlanna göndenlecektir.
ÖZAYAİLESt
Teşekkür
Oğlumuz DAĞ OZAY adına her yıl başanlı bir Türk öğ-
rencıye venlmek üzere DAG OZAY FeUotvship adında bir burs
koyarak ve ilkini 7 Ekim 2002 tarihınde saat 18'de New York
Cniversitesı'nde -Tisch Hall- \erilmek üzere büvıik bir özen-
le ödüj töreni düzerdeyerek. oğlumuzu v e bizi onurlandıran Nevv
York Üniversitesı, Stern School ofBusiness Direktörleri \ e fi-
nans ve muhasebe bölüm başkanlan Prof. Dr. Baruch Lev,
Prof. Dr. Edvin Elton \ e Prof. Dr. Jsm«s Ohbon \ e avnca dok-
tora programmdan sorumlu Assosiate DirectorJuHe R. Cho \ e
Donna Lashlnile dığer tüm doktora programı personelıne son-
suz teşekkürler...
ÖZAYAİLESİ
di calışmalar yapan ve altya-
pı tesislerini oluşturan "Top-
rak Su" Genel Müdürlüğü-
müzü lağA- ettik. Kırsal kesi-
min arazi mülkiyet planlan-
masmı \ e imannı düzenleyen
"Toprak-tskân" Genel Mü-
dürlüğünü vb. kurumlan yü-
rürlükten kaldırdık.
Cumhuriyet tarihimizde;
yasaJ bakımdan en zayıfolan
sahipsiz kesim tanm kesimi-
dir. Bugüne değin, tanmsal
örgütlenme. üretim planlan-
ması, toprak korunumu, tanm
dışı kullanım. tanm sigortası
vb. tanm için yaşamsal önem
taşıyan konulan içeren ve gü-
vence sağlayan "bilinçü bir
tanm" mantalitesi oluşturula-
mamıştır. Çünkü bu konular
"yasa" kapsamına alınmamış,
yasalaşmamıştır.
Bakalım bu sorumsuz ve
bilinçsizligin yansıma ve so-
mut sonuçlanna;
• Ülkemizde en büyük do-
ğal kaynağımız olan toprakla-
nmız (yanlış kullanım. eroz-
yon vb.) yok olmaktadır.
• Dünya üretiminde ilk on
arasında olduğumuz; pamuk,
sebze, meyve üretim sırala-
masında iddiamızı (rekabeti-
mizi) sürdüremezdurumagel-
dik.
• Yurdumuzda bilinçli bir
tanm kesimi ve buna bağlı
olarak bilinçli tanm yapılma-
dığından; besin güvenliğimiz
tehlike altına girmiştir.
• Aynı şekilde çevre bihn-
cinin gelişmemişliği toprak
ve su kırliliğine neden olmak-
tadır.
• Tanmsal üretimimizi ge-
lıştirecek; .^raştırma Geliştir-
me (AR-GE) çalışmalan yok
denecek kadar azalmıştır.
Butür tespitleri veolumsuz-
luklan çoğaltmak olasıdır. En
büyük doğal kaynaklanmızın
başında yer alan toprak ve su
kaynaklanmızı; ekonomimi-
zin temeli olan tanmımızı ve
tanm endüstrimizi, kısaca ta-
nm sektörümüzü bilinçli bir
düzeye getirmediğimiz tak-
dirde tanm ürünlerini dışa sa-
tan değil, dışandan alan ülke
konumuna gehniş olacağrz.
İ
fssrss
BACH
&DJ
KONSER
PARTY
Mehmet Okonşar (klavsen)
DJ Yakuza
DJ Erol Derviş
20 EylülCuma-21.00
Aya İrini Bahçesi
Biiet SatJ§: AKM Gişesi (0212) 251 56 00
fTTTTıffl (0216)45415 55
biletiuom
CumhurİYet
ORDU1ASÜYE HUKUK MAHKKVIESİ'NDEN
DosyaNo:2001 333
Da\acı Kader Saka tarafından davalı Vedat Saka'ya kar-
şı açılan boşanma da%-asının yapılan duruşması sonunda;
Davantn kabulü ile taraflann boşanmalanna. taraflann
ortak çocuğu Ceren'in velayetinin davalı babaya \erilmesi-
ne, davacı annenin çocuğu ile kişisel ilişkisinin devam ve
tesisine karar verilmiştır.
Açık adresı belli oİmayan davalı Giresun ili Tayyaredü-
zü Mahallesi nüfusuna kayıtlı Vedat Saka'ya tebligat yeri-
ne geçerli olmak üzere ilanen du\Tjrulur. Basın: 56095
PENCERE
1917DevrimiTÜPklere
Çok Yaradı...
1991'den sonra dünya haritası değişti..
Yeni devletler ortaya çıktı..
Hepsi de ulus-devlet...
Çoğu Türkiye'ye komşu sayılır ya da akrabamız
olur. Ukrayna diye bağımsız bir ulus-devlet var mıy-
dı!.. Ermenistan ya da Gürcistan burnumuzun di-
bindeydi; ama, ikisi de Sovyetler Birliği'ne bağlıy-
dı..
Makedonya?..
Moldova?..
Özbekistan'agitmek için Sovyetsınırındangeç-
mek gerekiyordu...
•
Dünya atlasına bakmak keyifli bir iştir; hele As-
ya haritasının gizemi insanı çeker...
Asya'da iki Islam kuşağı var..
Biri kuzeyde: Azerbaycan - Türkmenistan - öz-
bekistan - Tacikistan - Kazakistan - Kırgızistan..
öteki güneyde: Suudi Arabistan - Irak - Iran - Af-
ganistan - Pakistan - Bangladeş..
Bangladeş deyip geçmeyin, 100 milyon nüfusuy-
la dünyanın ikinci büyük Islam devieti...
Kuzeydeki Islam devletleri kuşağı ile güneydeki
Islam devletleri kuşağı arasında bir fark var...
Nedirofark?..
1917Devrimi!..
•
Kuzey'deki Islam ülkelerini Çarlık Rusyası zah-
metsiz ele geçirdi; çünkü karşılannda ilkel toplum-
larvardı. Ruslar 19'uncu yüzyılın ikinci yansındaTür-
kistan'ı işgal ederken ancak 400 ölü, 1600 yaralı
verdiler. taşkent'in 100 bin nüfusu, 30 bin askeri
vardı; 3500 kişilik küçük bir Rus kuvveti şehre ko-
layca giriverdi.
Orta Asya'daki Türkler şeriat gericiliğinde Orta-
çağ'ı yaşıyorlardı.
Enver Paşa Bolşevik ordulanna karşı çarpış-
mak için "Turan" a gittiğinde eşi Naciye Suftan'a
yazdığı mektuptagözlemlerini şöyle dilegetiriyor-
du: Ne okuma, ne yazma, ne en küçük bir aydın-
hk...
Tam biryobaz karanlığı!..
Yıl 1922..
Enver Paşa çevredeki softalardan korkarak ce-
ketinin iç cebinde sakladığı eşı Naciye Sultan'ın ve
çocuklannın fotoğraflarını yakar.
•
1917 DevTimi Orta Asya Türklüğünü böyle bul-
du; laik öğretim ve komünist eöitim seferberliği
başladı; bugün Asya'daki kuzey Islam kuşağı gü-
neydekinden çok farklı...
Güney kuşağındaki Iran - Afganistan - Pakistan
- Bangladeş, şeriatçı devlet düzenleriyle Islamın Or-
taçağı'nı yaşıyorlar.
1917 Devrimi Asya'nın kuzeyindeki Müslüman-
lara çağ atlatmış...
Ne kadar eksik gedikleri olursa olsun, kuzeyde-
ki Türklerin hali başka...
•
1917 Devrimi Anadolu Türklüğüne de çok yara-
dı; Mustafa Kemal Bolşevik Devrimi'ne sırtını da-
yayıp Lenin'den destek alarak Ulusal Kurtuluş Sa-
vaşı'nı yürüttü. 1917 olmasa Çarlık Rusyası bizi ku-
zeyden kuşatacaktı; dört biryandandüşmanlasa-
nlacaktık.
1917'nin insanlık tarihindeki yeri, ilginç birtar-
tışmaodağı...
Türklere yararı ise öylesine çarpıcı ki...
lyi ki Çarlık 1917'de yıkılmış...
Bizim için Sovyetler'in kurulması bir talih, yıkıl-
ması bir talih...
Sovyetler yıkılınca "komünizm tehlikesi"y\e bağ-
lanmış gözlerimiz açıldı; laik Cumhuriyetin elden git-
tiğini, şeriatçıların devleti neredeyse ele geçirmek
üzere olduklannı ancak 1991 'den sonra görebildik...
www.kulturgezileri.com
Sevgili DAĞ
Özleminle dopdolu, hep
birlikteymişçesine sevginle yaşamaya
çalışıyoruz.
BAHATTİN DAĞ
önce desen vardı.
güzel sanatlar fakültelerinin
* Resim
* Grafik
* Seramik
* Heykel
* İç Mimarlık
* Resim Öğretmenliği
bölümlerine hazırlanmak,
yoşantınıza boyut katmak,
çizginizi geliştirmek,
istiyorsanız...
desen çalışmalarımıza
sizleri bekliyoruz.
UOllİARAŞTIRMACI
G A Z
"
E C l l l K
Paris Caddesi No: 14
Kavaklıdere - Ankara
Tel:(0312)417 77 20pbx
Faks:(0312)417 57 46
e-posta:umag@umag.org.tr
www umag orgtr