01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
» EYLÛL 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J V U LJ L U 1 \ [email protected] 15 İİUYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKtNCt Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de 'kültür ve kimlik için' katıldığını söyledi Tarihi Kentler Edirne'deydiEDİRNE - Tarihi Kentler Birli- f i ' r i n (TKB) 3 gün sürecek (13- î 5 09.2002) 'Edirne buluşma- sı"nda Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- d e t Sezer'in de katıldığı açıhş top- lantsı "Odeon Kuarteti"nin dinle- tisİAİe başlıyor T-akya Üniversitesi Devlet Kon- sersatuvan'mn genç ve başanh mü- zis;yenleri Ezgi Karasu (keman), Se- çil Gökalp (keman), Deniz Yavuz (si bemol klarnet) ve Eren İşkodra- lı 'dan (viyolonsel) oluşan dörtlünün dinletileri, "serhat kentinin" bu ev sahipliğinde göstereceği "çağdaş uygarhk kültürünün" zarifliği da- ha ilk dakikalardan belli oluyor... Ne var ki ilerleyen saatlerde "pro- tokol kurmaylannın" takındıklan kim: ta\ ırlar, Edirne Beledıye Başka- nı Cengiz Varnatopu ile Vali Fahri Vücel'in aynı zanflikteki yoğun ça- balanna "resmi duygusuzluğun" anlamsız soğukluğunu bulaştınyor... Sezer"in onca yoğun Ankara gün- demine rağmen Edirne'ye geliş ne- deninin "TKB'nin daveti" ve "ta- rihsel mirasın korunmasına des- tek" olduğunu belli ki kavramakta zorluk çeken protokol kurmaylan. Cumhurbaşkanı ile TKB Başkanı ve temsilcilerinin "yan yana gelmeme- leri" için, yemekte bile masalannı ayırarak, elİerinden gelen engeli ya- rattılar... Neyse ki gerek TKB Başkanı Er- doğan Bilenser. gerekse de birliğın sivil kahlımcısı, öncüsü ve özendiri- cisi ÇEKÜUün başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, geleneksel "Anadolu olgunluğu"nu göstererek bu kültür yoksunu resmiliğe fazla aldırmıyor- lar... Böylece Edirne Buluşması da öncekileri aratmayacak düzeyde bir verimlilik, heyecan ve anlamlı karar- larla gerçekleşiyor... Coşkulu kararlar Örneğin, Kars ve Edirne kentleri bu buluşmada "kardeş" oluyorlar... Böylece "Kafkas ve Balkan kül- türlerinin" temsilcileri olan iki ken- timiz, iki uygarhk bölgesinin "Ana- dolu köprüsünü" kurmaya başlı- yorlar. Milli Eğitim Bakanhğı (MEB) Müsteşan tbrahim Barbaros ile TKB arasında yine bu buluşma gün- lerinde imzalanan bir protokolle, 'Kars ve Edirne'deki ilköğretim okullannda kent tarihi pilot eğiti- oıinin verilmesi" için de anlaşma- ya vanhyor... TKB'ye üye beledıyelerin, "kent müzeleri" ve "kent arşivleri" kur- ma çabalanna "bilimsel destek ve rehberlik" yapılması da Edirne bu- luşmasında alınan "TKB meclis ka- rarları" arasında özel bir anlam ta- şıyor... Izmir'deki başanh çahşmala- n yöneten Büyükşehir Belediye- si'nin tarihçi danışmanlan Fikret Vılmaz ile Sabri Yetkin, aynı karar ışığında TKB çalışmalanna da yar- dımcı olma sözü veriyorlar... Orman Bakanhğı' nda toplantıya katılan Müsteşar Yardımcısı Eşref Girgin'in "Tarihle biriikte doğa ve KENT KÜLTÜRÜ VE ESTETİĞÎNtN MİMARİ SİMGESİ - Edirne'de restorasyonu tamamlanan tarihi Gümrük Muhafaza ve Karakol Binası, Meriç Köprüsü başında bir biblo gibi duruyor... ormanın korunması da bu hareke- tin önceliklerinde yer almah" şek- lindeki önerisi ve Vakıflar Genel Mü- dür Yardımcısı Ahmet Tanyolaç'ın; "Bize bağlı 10 bin tarihi bina var, bunlann yaşatılmasında ulusal bir dayanışmayı örgütlemeliyiz" de- mesi de yine TKB'nın "eylem prog- ramlarına" alınıyor... Işte böylesi gündem konulanyla gerçekleşen Edirne Buluşması'nın "ulusal basındaki" yansımasının ise sadece Cumhurbaşkanf nın se- çimle ilgili "ayaküstü" sözlenyle sı- nırlı kalmasına ne demeli? Oysa Sezer, o donuk bakışh proto- kol kurmaylannın da tıpkı medya gi- bi önemsemedikleri "kent ve koru- ma" çabalan hakkında özetle şun- lan söylüyor: "Kendi öz değerlerine sahip çık- mayan ve kültür zenginliklerini kimlik kay naklan olarak yaşatma- yan toplumların. evrensel oluşum- İarda yerlerini almaları da müm- kün değildir..." TKB'nin geçen aylarda "Avrupa Tarihi Kentler Birliği" üyeliğıne de kabul edılmesınin "değerini" ve Edirne'ye kalkıp gelmesinin nedeni- ni bakın nasıl vurguluyor: "Bu üye- lik de AB için izlenmesi gereken kimlikli çizgiyi gösteriyor... Kenti- ne ve kültürel değerlerine önem ve- renlerin buluşmasında biriikte ol- mak, bu açıdan bana da ülkem ve kendim adına çok önemli geli- yor..." Valiliğin çabalan Bu sorumluluklan "il özel idare- sinin" görevi saymaya başlayan va- lilenmizden Edirne Valisi Fahri Yü- cel'in önderlığindeki "kentsel ko- ruma ve restorasyon çauşmalan" buluşmaya katılan herkesi heyecan- landınrken Trakya Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Osman tnci'nin başta Karaağaç İstasyonu olmak üzere tarihsel mirası "bilime yuva yap- ma" gayretleri de alkışlanan örnek- ler arasında yerini alıyor... Bütiin bu çabalara yine "kamu" adına destek \eren yenı İçişleri Ba- kanı Muzaffer Ecemiş de dıyor ki: "Kimliğini koruyabilen kentlerde yurttaşlık biüncinin de yüksek ol- duğunu geç de olsa görmeye başla- dık... Bu nedenle tarihsel ve doğal mirasın yaşatılmasına önem veri- yoruz..." Kültür Bakanlığı Müsteşan Fikret Üçcan da; "Almanya'da tarihi kent dokulannın ve eski mimarinin ko- runmasında en etkili kurumlar- dan biri de Maliye Bakanhğı" ör- neğini vererek Türkiye'nin "imar rantına düşkün" ekonomi önderle- rine de olanca kibarhğıyla "serzeni- şini" iletmiş oluyor... Kafkas / Trakya şöleni TKB'nin Edirne Buluşması7 nda bütün bu değerlendirmelerin en coş- kulu saatleri ise Kars Belediye Baş- kanı Naif Alibeyoğlu'nun sürprizi olarak katılan Kafkas halkoyunlan ekibi ile Trakya kız oyunlan ekibinin önce sırayla, ardından ortaklaşa sah- ne aldıklan "kapanış gecesi yeme- ğinde" yaşanıyor... Hele Çanakkale Belediyesi için yönetmen Hasan Özgen'in yarattı- ğı "Tarihin Kilidi Çanakkale" ad- lı belgeselin uyandırdığı "banş duy- gulan" ise aynı oyunlara "herke- sin" kalkıp katılmasıyla doruğa çıkı- yor... TKB, işte böyle bir anlayışı da "ye- rel yönetim kültürü" kılarak, yolu- na devam ediyor... Kırkpınar'a evrensellikîki yıl önce (Temmuz 2000) yakla- şık 60 belediyenin katılımıyla Bur- sa'daki kuruluş toplantısı ile yola çı- kan TKB, Edirne Buluşması'nın ana toplantısını oluşruran 2002 yılı güz dönemi "Birlik Meclisi" oturumun- da 10 belediyenin daha üyeliğini ka- bul ederek artık 100 kentimizi temsil ediyor... Bu anlamlı buluşmaya ev sahipliği yapan Edirne'ye TKB'nin "armağa- nı" ise tarihi Kırkpınar Güreşleri'nin artık uluslararası bir "geleneksel-ye- rel sporlar festivali" ile bütünleştiri- lerek sürdürülmesi projesi... Aynı amaçla buluşma günlerinde duzenlenen ve "Kırkpınar için ev- rensel kültür vizyonu" temasını ko- nu alan panelde, Trakya Üniversite- si'nden Yrd. Doç. Dr. tlhan Toksöz yağlı güreşler için özel bir eğitim verecek "ensti- tû" düşüncesini işledi... Deneyimli yerel yö- netim uzmanı Fikret Toksöz de "Kırkpınar Pehlivanlar artık dünya barışı ve kültürel yakınlaşmalar için güreşecekler... geleneğinin dünyadaki diğer bölgesel spor- larla desteklenmiş bir kültürel faaliyete dönüştürülmesi" önerisini anlattı. Edirne buluşmasının bu etkinliklerinin ya- pıldığı tarihi Devecihan'da duzenle- nen "TKB üyesi beledıyelerin koru- ma ve kültür projeleri" sergisi için- se o koca salonlar ve galeriler bile ar- tık "dar" geliyordu... Bu nedenle Edirne'deki restoras- yonlan mimar Hasan Turhan ancak dia gösterisiyle katılımcılara anlata- bilirken Türkiye Bilişim yakfı Proje- ler Koordinatörü Tuncer Üney ile ÇE- KÜL tletişim Danışmanı Avniye Tan- suğ'un sunduklan "TKB ve Bilgi Teknolojileri" hazırhğı bu gelişme- nin "can simidi" gibi oldu... Aynı çahşmalar sonuçlandığında, artık TKB üyesi tüm belediyelerin kültür ve koruma çalışmalan, intemet aracı- hğıyla herkes tarafından kolaylıkla iz- lenebilecek... Belediyeler bu konuda- ki sorunlan ve deneyimleri hakkındaki değer- lendirmelerini de aynı ortamda birbirlerine aktararak TKB içinde dinamik bir iletişim ve işbırlıği ağı yaratmış olacaklar... Medya sponsoru Cumhuriyet Altın Portakal sponsor zengini ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Antatya Altın Portakal Film Festivali'nin bu yılkı bütçesi 600 milyar li- ra olarak belirlendi. 1999 yı- lındabütçesininyüzde 45'ini, 2000 yılmda yüzde 75'ini ve geçen yıl yüzde 90'ını devlet ve sponsor katkısıyla sağla- yan festival, bu yıl 600 mil- yarlık bütçenin tamamını devlet ve sponsor katkısıyla finanse etmeyi hedefliyor. Şu ana kadar toplam bütçe- sınin yüzde 75'ini sponsorlar aracılığıyla finanse eden fes- tıval yürütme komitesi, geri kalan yüzde 25'lik dilimin de Başbakanhk Türk Tanıtma Fonu'ndan karşılanması için başvuru yaptı. Fonun, yapa- cağı destekle, festival bütçesi- nin yüzde 100'ü devlet ve sponsor katkısıyla finanse edilmiş olacak. Antalya Kültür ve Sanat Vakfı için festivalin konukla- nnı misafır edecek Lares O- tel'in kendi isteğiyle başvu- ruda bulunmasının motive edici güç olduğu belirtildi. O- cak ayından itibaren yolcu ta- şunaya başlayacak Fly Air de ilk uçağını festival konuklan için havalandıracak. Ekinci Tur ise kortejdeki jeep ve bi- nek araçlannı sağlayacak. Aynca Ofo Otel onur ödül- leri ve kapanış gecesi konser sanatçılannı, Sheraton jüri üyelerini. Dedeman kısa film yanşmasının konaklama s- ponsorluğunu, Talyave Seali- fe de diğer konuklann konak- lamasını üstlenecek. 4 yıldır festivale maddi sponsorluk yapan Antkes ve Antalya Ko- İeji'nin yam sıra, bu yıl Vas- co ve Barut Otel de ilk kez destek verecek. Festivalin medya sponsor- luğunu ise Cumhuriyet gaze- tesi üstleniyor. Atom Bilgisa- yar da Lares Otel'de internet bağlantılı 10 bilgisayarlı bir basın odası kurarken Data- com, telsiz sponsorluğunu ya- pacak. Pamukkale Şarapcılık kokteylleri karşılarken, Ak- deniz Çiçek Pasajı ve Antal- ya Balıkevi de yemeklere des- tek verecek. Bugün başlayan Belgesel Film Festivali 22 Eylül'e dek sürecek Safranbolu'da şenlik var!Kültür Servisi- Tarihsel ve kültürel çevre ko- rumacılığında gösterdiği çabalardan dolayı ünle- nen ve UNESCO'nun dünya miras listesinde bu- lunan Safranbolu bu yıl üçüncü kez Altın Safran Belgesel Film Festivali'ne evsahipliği yapacak. Bugün başlayan ve 22 Eylül'e dek sürecek olan festivalde pek çok etkinlik yer alacak. Festival aynca belgesel film yapımı, proje (se- naryo) yazımı ve fotoğraf sanatı dallannda yapı- lan çahşmalar, panel ^'e sergi etkinlikleriyle des- teklenecek. Festivalin fi- nalinde Bilkent Senfoni Or- kestrası eşliğin- de soprano Yel- da Kodallı ve Sezen Aksu bi- rer konser vere- cekler. Festival bugün saat 14.00'teya- pılacak Festival Korteji ile açıla- cak. Ardından saatl5.30'dael- sanatlan, resim ve fotoğraf ça- hşmalanndan oluşan bir sergi açılacak. Saat 17.00'de yapıla- cak Yöre Şairle- Soprano Yelda Kodallı, Bil- kent Senfoni Orkestrası eş- liğinde bir konser verecek. ri Şiir Dinletisi'yle ilk gün kapanacak Festivalin ikinci günü olan 21 Eylül Cuma günü saat 10.00'da Kültürel Miras ve Korumacılık adlı panel yer alacak. Saat 11.00'de Belgesel FilmGösterimi. 12.30'daYöreselEv YemekleriYanşması, 14.30'daKAR- DOF dia gösterisi, saat 15.00'te Türkiye'de Belgesel Sinema başlıkh panel, saat 15.30'da folklor gösterisi, saat 19.30'da Kültür Bakanhğı Türk Dünyası Müzik Top- luluğu'nun konseri yer ala- cak. 21 Eylül Cumartesi günü saat 10.00'da Belge- sel Fotoğrafçılık ve Kül- tür Mirası başlıkh pane- lin ardından saat 12.00'de Anadolu Sanat Tarihçile- ri Derneği'nin özel film gösterimi, saat 20.00"de Bilkent Senfoni Orkest- rasf nın Yelda Kodallı eş- hğindeki konseri izlene- bilir. Festivalin 22 Eylül günü yapılacak doğa yürüyüşleri ve farklı gösterilerin ardından saat 20.30'da Sezen Aksu'nun konseriy- le son bulacak. Festival Sezen Aksu'nun konseriyle sona erecek. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Yanlış Ahlakı Savunmak... Geçen hafta bu köşede çıkan "Paranın Romanı ve Gerçeği Üzerine" başlıkh yazımı, sanırım 9 Eylül Pazartesi gecesi, çok geç saatlerde kaleme almış- tım. Benim için, yaşam ile ölümün belki de o ana ka- dar hiç olmadığı ölçüde kesiştiği bir geceydi. Mad- di sıkıntıların atmosferiyle çerçevelenen, ama dü- şünsel açıdan o çerçevenin çok ötesine geçildiği, belki bir yaşam boyu olup bıtenlerin dökümünün çı- karıldığı, hep uğruna yaşandığına inanılan şeyterin karşılığının insanca yaşamak mı, yoksa bir tür ce- zalandırma mı olduğunun sorgulandığı, kendisine düşünmenin, bılgılenmenin yollarını getirmeye ça- lışanları yaşatmanın sorumluluğunu üstlenmek ye- rine. artık onlan sonradan anman/n kolaylığına ve iki- yüzlülüğüne sığınmış bir toplumda yolunu sürdür- menin anlamının tartışıldığı bir gece. Bir köşe yazarı olarak, üstelik de bir kültür ve sa- nat sayfasının, yani bütün konuların odak noktası- nın ınsan olduğu bir sayfanın yazarı olarak, kendi- mi okurlarıma hiçbir zaman olduğumdan farklı ko- numlarda göstermemeyi, onlarla her zaman önce dürüst bir insanca ilişki kurmayı hep ilke bildim. Ya- ni, şimdi artık yaşamayan bir azız dostun deyışiyle, "rengimı hep belli etmeyi" bir etik kural saydım - bu- nun sonucunun çoğu kez bazı yalnızlıklar da olabi- leceğini bilerek! Boyle yaptım, çünkü kanımca, yaz- dıklarımın ınandırıcılığının tek ve en güçlü aynağı, ancak böyle bir dürüstlük olabilirdi. 12 Eylül günü çıkan yazım da yine bu tutumdan kaynaklandı. Bir tıkanma noktasına varmıştım ve bunu okurlarımdan gizlemedim. Üstelik o yazıda sözü edilenlerı bu ülkede yaşayan tek kişi olmadı- ğımı da bilerek! Dile getirilmesı neredeyse ayıp sa- yılan bazı şeyleri artık dile getirmenin gerekliliğine ınanarak! Benim kuşağım, çoğunlukla yanlış bir ayıp bilin- ciyle yetiştirildi. Bize hep büyüklerimiz tarafından: "Kol kınlıryen içinde, baş kınlır fes içinde" sözü yi- nelendi. Maddı sıkıntın olduğunda, bunu söylemek ayıptır, dendi. Gerektiğinde kuru ekmek yiyeceksin, ama rengini belli etmeyeceksin. dendi. Evet, bütün bunlar bize belli bir etiğin gereği olarak öğretildi. Yi- ne bu bağlamda, örneğin yaşamı boyunca yazmış, çizmiş, insanlan için hep bir şeyler üretmiş birinin, öldukten sonra, ne büyük sıkıntılar çektiği ortaya çıktığında, arkasından: "Ne kadar onurtu bir insan- mış! Bir ömürboyu gıkı çıkmadı!" demek de onurun ve ahlakın savunuculuğu sayıldı. Ama aynı büyük- lerimiz bize, o insanı hep böyle yaşamak zorunda bırakmanın ne büyük bir toplumsal ahlaksızlık oldu- ğunu ne yazık ki hiç, ama hiç öğretmediler! öğre- temezdiler de, çünkü gerçek, ne yazık ki çok fark- lıydı. Gerçek, bir yalanı yaşamanın, yaşatmanın ve savunmanın, ahlakla ilintisiz bir iğrençliğe dönüş- müş olmasıydı. Insanlan, çektiklerı sıkıntıları açıkça dile getirdiklerinde ayıplamak, sıkıntılarını saklama- larını bir onurun gereği saymak, onların hep, türlü sıkıntılar içerısinde toplumun düşünce dünyasını zenginleştirme çabalannı sürdürmelerini toplum için etik temel saymak ve bunu onlann karşısına toplum- sal bir talep olarak çıkarmak - eğer bugün toplumu- muzda artık değerlerimizi insan gibi yaşatmayı de- ğil, fakat ancak onların arkasından anmayı becere- bilmek gibi acınası bir konuma geldiysek, bunun birincil nedenini sözünü ettiğim yanlış etikte ara- mamız gerekiyor! Yazıma gelen e-posta mesajlan, on beş bilgisa- yar sayfasını doldurdu. Hepsinin de özü aynı: "El- lerinize sağlık! lyi ki yazdınız! Acaba bu yazınızı oku- yunca utanması gerekenler utanacaklar mı? Galiba bu cesareti ilk siz gösterdinız!" Teşekkürler. Ama ne olur, son yazan da ben olmayayım! Utanması gerekenlerın bunu yapıpyapmayacak- larına gelince, orasını bılemem. Belki de utanmak yerine, bunları yazanı ayıplamayı yeğleyeceklerdir. Yüzlerine tutulan aynanın hiçbir şeyi çarpıtmadığı- na ofkelenecekleri için! e-posta:ahmetcemal(g superonline.com acem20ıa hotmail.com 'Rezervuap Köpekletfne protesto • Kültür Servisi - Shiv Sena isimli Hindu eylem grubu, Rezenııar Köpekleri'ni Amerikan kültürel değerlerini empoze ettiği gerekçesiyle protesto ediyor. Önümüzdeki hafta Kaante adı ile vizyona gırecek olan film, dans ve müzik ağırlıklı olarak değiştirildi. Fihnde, Coca Cola'nın bir ürünü olan Thums Up isimli içeceğin üstü pek örtülü olmayan reklamı yapıhyor. Bu duruma seyirci kalmayacağıru açıklayan Shiv Sena ise militanlannın fılmi gösteren sinema salonlanna zehirli yılanlar salmaya yemin ettiğini belirtiyor. Haber, hayvan haklan örgütleri tarafından da tedirginlikle karşılandı. ANTDOP'dan l a Traviata' • Kültür Servisi - Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOP), önceki akşam saat 21. 30'da Aspendos Antik Tiyatrosu'da 2002 - 2003 temsil dönemini G. Verdi'nin 'La Traviata' operasıyla ile açtı. Temsil, bu akşam aynı saatte yinelenecek. Kouzman Popov'un sahneye koyduğu eserin dekorlan Tuncay Kalyon, kostümleri ise Nursun Ünlü'ye ait. Eserin kareografisini ise Junko Hikasa yapmış. Koro şefliğini Nikolay G. Merdzhanov'un üstlendiği operada, orkestrayı Alexandru Samalia yönetiyor. (0 242 237 59 80) BUGÜN • TÜRSAK'ta 14.55'te 'Pusu', 17.10'da 'Körebe' ve 19.30'da 'Sürüklenen Bulutlar' adh filmler göstenlecek. (0 212 325 45 31) • ESKANDİL JAZZ CLUB'ta 22.00'de Ergüder Yoldaş ve tlknur Açıkel konseri. (0 216 332 80 36) U KADIKÖY GENÇLİK MERKEZt AMFİTİYATROSU'nda Ersin Pertan'ın 'Kuşatma Altında Aşk' 21.00'de. (0 216 349 77 68) • SAFRANBOLU CİNCt HANl'nda 'Safranbolu 3. Altın Safran Belgesel Film Festivali' kapsamında 17.00'de 'Yöre Şairleri Şür Dinletisi'. (0 370 722 41 14)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear