01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ HABERLERtN DEVAMI G U N C E L CÜNIYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada çözüm mü arıyordu, yoksa bsşka önerileri mi var- dı; bır türlü anlaşılamadan erken seçim kampan- yası başadı ve 3 Kasım kap-ıya dayandı. CHP'li olduğunun üzerinden bir iki gün geçti geçmedı. Aaaa bir de ne gcVrelim; bir bakıma şu aşamada ne idüğü bilinmeyen, hatta anlaşılır bi- çimdeaçıklanmayan "belirs/Zzlik" Derviş'in sözlü- ğünde yine baş tacı. Siyaset önde gidenlerinin büyükçe bir bölümü- nün oturduğu Tarabya Mahallesi Muhtarlığı'nda seçmen kaydını yaptırırken "3 Kasım'da 'belir- sızîiğin' çözümlenmesi" gereğine tekrar degin- miş. Çözüme ulaşmanın yolu yordamı nedir? Der- vış'e göre; tek başına, elbette CHP iktidarı. Ola- bilir, umudun sonu yok! Ne çare, Derviş demokrat ık kuralların yaşama geçirdiği olanaklan fazla sincfirememiş gibi bir iz- lenim veriyor. Dün "belirsizliğin" ekonorniyi allak bullak ede- ceğini söylüyordu. Bugün 3 Kasım tek başına bir iktidarçıkarmazsa olası koal ısyonların (tabii eko- nomide, tabii siyasette) "beftrsizlik" yaratacağını öne sürüyor. Bu ne biçım demokrasiye inanç sahibi ınsan- dır kı; daha bugünden korku tohumlan atarak seçmenin tercihini kısıtlamsya girişiyor, koalis- yonlarda çalışmayacağını, tek başına bir iktidar çıkmazsa ülkenin hemen her konuda bunalımla- ra gebe olacağını bugünden ilan ediyor! • • • Medyanın büyükçe bir bölıJmünün seçmene el bebek gül bebek yutturmaya çalıştığı "bizim Ke- mal", ilk halktepkisini Tarabya'da mütevazı muh- tarlık bürosunda 30 yıllık CHP'li muhtar Hasan Refet Üstün'den alıyor. Tuhaf bir rastlantı: Muhtar Üstün'ün Derviş'e (AA haberine göre) "Ben uzun yıllardır CHP'liyirn. Deniz Baykal'/a nasıl geçineceksiniz? (Gazete haberlerine göre) Kimse ona dayanamadı. Sizin hareketlerinizonun- la nasıl bağdaşacak" dediği sıralarda... ...Bir türlü kısa ve özlü konuşamayan CHP li- deri, Hürriyet'e verdiği uzuuun demeçte "Bizim (tabii Derviş 'le) ortaya koydugumuz işbirliğininyü- riımeyeceğini söylemenin hiçbir haklı temeli yok- tur" diyordu. OysaTarabya Muhtarı'nın açıkseçiksöylemiy- le Baykal'ın kendine yontan irdelemesi; CHP'de, "Tabanın tavana, tavanın tabana" nasıl baktığını gösteren somut bir örnek. Üstelik eleştirilere Baykal'ın gösterdiği tepki (Tarabya Muhtan'nın değindi£|i gibi) saldırgan do- gasından beklenen bir tepki - Dervış'le "beraberliği sahiplenmeyenleri 'şe- amettellallığı'yapmakla, 'kara senaryolar' yazma- ya başlamakla" suçlaması, doğasına yeterli bir kanıt değil mi? • • • Baykal'la Derviş, tek başına iktidar türküleri ve medya desteğiyle hedefe varacaklarını sanıyor- lar. "Türkiye'deki araştırmalara güvensizlik" nede- niyle Deutsche Bank'ın 7 bölgede 2 bin 400 kişi arasında yaptırdığı (hata payı yüzde 1.5) anketin seçmenin yüzde 25'ınin kararsız olduğunun irde- lendiği sonuçlarda CHP'nin oyu yüzde 6.9! Üstelik CHP; AKP'den, MHP'den, DYP'den, hatta ANAP'tan da sonra, sonuncu parti. Uzmanların, kararsızların dağılımıyla yaptıkları değerlendirmede CHP, yüzde 8.7. Yine sonuncu parti. Kuşku yok, Baykal da CHP yönetimi de bu an- keti yadsıyacaklar. Hatta anketin tarih itibarıyla Derviş'in katlımından önce yapılmasını yadsıma- larına gerekçe gösterecekler. Ne çare, anketler Derviş'in büyük kentlerde CHP'ye getireceği yüzde bir-iki oyun sonucu faz- la değiştirmeyeceği izlenimini veriyor. Partinin yüzde 10 barajının üzerine sıçraması olasılığını güçlendiriyor. Kim yitirdi de Derviş'ler bulacak tek başına ik- tidarı! Dısisleri Bakanı Cürel Kuzey Irak'ta devlete hoşgörülü bakmayız ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Dışişle- ri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, Tüıkiye'nin, Ku- zey Irak'taki toplumsal örgütlenmelerin devlet örgütlenmesi düzeyine çıkmasına hiçbir zaman hoşgörüyle bakmayaca- ğını belirtti. Gürel, TRT-l'de ya- yınlanan "Pazar Pano- rama" programında, Türkiye'nin Irak politi- kasına ilişkin sorulan yanıtladı. Körfez buna- lımmdan sonra Kuzey I- rak'ta insan ihtiyaçlann- dan doğan toplumsal bir örgütlenmenin ister is- temez geliştiğini söyle- yen Gürel şunlan kay- detti: "Çünkü orada bir otorite boşluğu, bir devletsizlik olunca ya da devlet otoritesinin oraya yansıması ger- çekleşmeyince, ister is- temez bazı toplumsal işlevleri orada o insan- lar kendi aralarında örgütlenerek yerine getirmek zorunda kal- dılar. Ama tabii ki biz Türldye olarak Kuzey Irak'ta ayrı, güneyin- de ayrı bir rejim ku- rulmasını ya da I- rak'ın toprak bütünlü- ğüne zarar verecek herhangi bir gelişmeyi hiçbir zaman hoşgö- rüyle karşılamadık. Ve bu toplumsal örgütlen- me de, evet insan ihti- yaçları içindir ama, bunun da bir devlet ör- gütlenmesi düzeyine çıkmasına hiçbir za- man hoşgörüyle baka- mayız." Irak Kürdistan De- mokratik Partisi (DCDP) lideri Mesud Barza- ni'ye atfedilen bazı ifa- delerin anımsatılması üzerine de Bakan Gürel, "Kuzey Irak'tan ba- zen çıkan aykırı sesler oluyor tabii ki. Bu ay- kın sesleri bakıyorsu- nuz, daha sonra da res- mi ağızlar yine yalan- lıyorlar, hatta tercüme hatası diyorlar. Dolayı- sıyla burada bir kar- şıthğa. sertleşmeye ge- rek yok" diye konuştu. Gürel, bazı yerel li- derlerin "ortada boş- luk görünce, onu dol- durma hevesleri olabi- leceğini" belirtti ve "A- ma ben sonunda akıl yoluna geldiklerini de görüyorum" dedi. Eğitim sııııfta kaldı• Baştarafı 1. Sayfada olmak üzere 328 bin 730 aday öğretim programlanna yerleşti- rildi. Mevcut kontenjanınsa 55 bin 609'u boş kaldı. Boş konten- janlar daha sonra yapılacak ek yerleştirmelerle doldurulacak. Sınava giren 4 bin 185 lise birin- cisinden 2 bin 107'si herhangi bir programa yerleşmeye hak kaza- namazken bu kişiler ek konten- jandan yararlanabilecek. Yerleştirme sonuçlannın açık- lanmasırun ardından en başanlı iller Antalya, Ankara, Izmir, Ay- dın ve Zonguldak olurken Istan- bul 16. sırada yer aldı. En başan- sız illerse yine Hakkâri, Ardahan, Artvin ve Ağn olarak sıralandı. Aday sayısına göre en başanlı okul türleri de sırasıyla fen lise- leri, özel fen liseleri, öğretmen li- seleri, yabancı dille öğretim ya- pan liseler veAnadolu liseleri ol- du. ÖSS-2002 yerleştirme sonuç- lanna göre Açıköğretim Prog- ramlanna 107 bin 754'ü lisans, 177 bin 641'i de önlisans olmak üzere toplam 285 bin 395 aday yerleştirildi. Açıköğretim Fakül- tesi, Ingilizce Oğrermenliği, Okulöncesi Öğretmenliği ve Bil- giYönetimi Programı, bu sene de büyük ilgi göriirken bu program- lann kontenjanı tamamen doldu. Öte yandan sınavda dereceye giren adayların tercihi, Orta Do- ğu Teknik Ünıversitesı (ODTÜ), Boğ_aziçi Üniversitesi ve Hacette- pe Üniversitesi oldu. Sayısal ve eşit ağırlıklı puanda 1. olan Et- hem Erken Aktakka, ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölü- mü'ne yerleşri. Sayısal 2'ncisi olan Cihat Eldeniz. Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakül- tesi Elektrik Elektronik Mühen- disliği Bölümü'ne girerken 3. Emrullah Yümaz, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi tngi- lizce Bölümü'ne yerleşmeye hak kazandı. Sözel puan türünde Tür- kiye l'incisi olan Emin Şenay, Boğaziçi Üniversitesi Mühendis- lik Fakültesi Bilgisayar Mühen- disliği'ne yerleşirken 2. Sinan Otlu, aym üniversitenin Endüst- ri Mühendisliği Bölümü'nü ter- cih etti. Yabancı dil puan türünde 1. olan Hakan Er, ODTÜ Eğitim Fakültesi Ingilizce Bölümü'nü kazandı. ÖSYM, bu yıl ilk kez meslek lisesi mezunlannı, meslek yük- sekokullanna sınavsız olarak yer- leştirdi. Sınavsız geçiş için baş- vuruda bulunan 808 bin 727 adaydan 342 bin 982'si devlet ve vakıfüniversiteleri ile KKTC'de- ki üniversitelerin önlisans prog- ramlanna yerleştirilirken, 2002- ÖSS'ye girip 120'nin üzerinde puan alan meslek lisesi mezunla- nndan 14 bin 323'ü lisans prog- ramlannı kazandı. 106 aday sı- navsız geçiş hakkı bulunmasına karşın meslek yüksekokullanna 2002-ÖSS sonuçlanna göre yer- leşti. Sınavsız geçiş hakkı bulu- nan 170 bin 88 aday da Açıköğ- retim programlanna yerleştirildi. Böylece sınavsız geçiş hakkı bu- lunan adaylann yüzde 42.4'ü bir yükseköğretim programına kayıt yapmaya hak kazanmış oldu. Felaketler arka arkaya geldi KAYSERİ (AA) - 17 Ağustos depreminde e\ini, işini ve sağlığı- nı kaybeden Halil Akarsu, Kay- sen'ye yerleşmesıne rağmen iş bulamayınca borçlannı ödeyebil- mek için organlannı satışa çıkar- dı. Halil Akarsu, 17 Ağustos dep- remi öncesi Kocaeli'de oturduğu- nu ve kamyonuyla nakliyecilik yaptığını anlattı. Yaşanan deprem felaketi öncesi kamyonunu sata- rak yeni bir işyeri kurduğunu, an- cak çalışmaya başlamadan dep- remde ışyennin yüaldığuu belir- ten Akarsu, şunlan anlattı: "Kamyonumu satınca yıkama- yağlama servisi kurdum. Henüz çalışmaya başlamamıştık bile... Depremde işyerim yerle bir ol- du. Deprem sırasında da 3. kat- taki evimin balkonundan atla- yarak ağır yaralandım. Midem delindi ve belimden sakatlan- dım. Eşim ve 4 çocuğumla Kay- seri'ye taşındık. Bizi Sümer Bez Fabrikası'na ait lojmanlara Depremzede baba, borçlannı ödeyebilmek için organlannı satıyor. yerlejtirdiler, ama burası Erci- yes Üniversitesi'ne devredilin- ce, evden çıkanldık. Daha son- ra Erkilet Beldesi'nde bir ev Iti- raladık. Belimden rahatsız ol- duğum için iş bulamadım. Eşim ayhk 150 milyon liraya bir fir- mada temizlikçi olarak çalışı- yor. Bunun 60 milyon lirası da y- ol masraflanna gidiyor. 6 aydır ev kirasını ödeyemedik." Çocuklanndan birinin evli ol- duğunu ifade eden Akarsu, "10 yaşındald Melis, ilköğretim 4. sı- nıfa gidecek, 7 yaşındaki Muh- lis ise bu yü okula başlayacak, a- ma maddi imkânım olmadığı için her ikisini de okula gönde- remeyeceğim. 18 yaşındaki Yi- ğithan ise evden kaçtı. 10 milyon lira haftalıkla sanayide bir işye- rinde çahşıyordu. 1 haftadır ha- ber alamıyoruz. Polise de baş- vurdum, hâlâ bulamadılar." Akarsu, Sağlık Bakanlığı'nın üc- retsiz tedavi hizmetinden yarar- lanmak için Yeşil Kart başvurusu yaptığını, ancak vergi mükellefi olduğu gerekçesiyle başvurusu- nun reddedildiğini anlattı. Kimlik bilgileriyle adına Istanbul Küçük- yalı'da beyaz eşya mağazası açıl- dığmı öğrendiğini ifade eden Akarsu, "Vergi dairesindeki ba- na ait bilgilerin tümü doğum ta- rihim dışında doğruydu. Benim böyle bir işyerim yok" dedi. Akarsu, borçlannı ödeyebihnek ve aılesine ev alabilmek için or- ganlannı satmak istedığini belir- terek, "Artık, hayattan hiçbir beklentim kalmadı. Böbreğim ile gözümün birinin korneasını ve kemik iliğimi satarak borçla- runı ödemek ve aileme bir ev sa- tın almak istiyorum" diye ko- nuştu. Can Baba^nın şiirleri Yunancada MEHMET EMİN BERBER ÖZCAıN ÖZGÜR DATÇA - Datça Knidos 1. Kültür-Sanat Etkinlikleri kapsa- mında bu yıl üçüncüsü gerçek- leştirilen Can Şenliği'nde, yapı- mına geçen yıl başlanan Can E- vi açıldı. Yurtdışına çıkışına izin verilmeyen, bir gün dayanama- yıp Datça'da eşi Güler Yücel'e, "Kayığa şarap doldurup geçe- lim Rodos'a" diyen Can Yücel, hiç karşıya geçemedi ama karşı- dakiler Can Evi'nin açılışına Yücel'inYunancaya çevrilip ye- ni basılan ilk kitabı "Poemes" (Şiirler) ile geldiler. Can Şenliği'nin ikinci günün- de Can Dostlan, şairi mezan ba- şmda andıktan sonra, Can E- vi'nin açılışını yaptılar. Şairin yaşamımn son günleri- ni geçirdiği Datça'nın "Eski Datça" mevkiindeki mütevazı evinin bahçesinde geçen yıl ya- punına başlanan Can Evi tören- siz açıldı. Içini ilk günden kitap- lann doldurduğu e\in, genç şa- irlerin atölyesi ve şiir dostlannm evi olarak kullanılacağını belir- ten Güler Yücel, tören yapıhna- ması ile ilgili şunlan söyledi: "Bırakın töreni, o bu evi de istemezdi. Mezarına her gidi- şimde Can'la dertleşiriz. Ona, yaptıklarımı yapamadıkları- mı anlatırım. Can Evi'nden çekine çekine söz ettim. tste- mezdi. Can Evi'nden söz eder- ken iki de müjde verdim. O hep Yunanistan'a, karşı- • •• Işadamı Uzeyir Garih anıldıIstanbul Haber Servisi - Alarko Şirketler Topluluğu Eşbaşkanı Dr. Üzeyir Garih, katle- dilişinin birinci >ıldönümünde Aya îrini'de dü- zenlenen sema gösterileri ve senfonik müzik konseriyle amldı. Yaşamı boyunca hoşgörüyü bir birleştiricüik unsuru olarak kullanan ve bunu yaşam biçimi- ne dönüştüren işadamı Garih için felsefesine uygun olarak, birçok dine ve kültüre ev sahip- liği yapmış bir mekân olan Aya îrini'de muh- teşem bir anma töreni düzenlendi. Şenol Filiz ve Birol Yayla yönetimindeki sazendelerin eş- Hğinde, "Maftirim tlahiler Korosu" ile baş- layan törende koroya Galata Mevlevileri Sema ve Tasavvuf Topluluğu Semazenleri de katıldı. Garih'in banttan yayınlanan sesi ile katıldığı, Alarko Holdıng Kurulu Başkanı tshak Alaton ve yönetim kurulu üyesi Dalia Garih Herzi- kowitz'in birlikte yaptıklan konuşmamn ar- dından geçilen ikinci bölümde ise Garih'in ya- kın dostu, dünyaca ünlü viyolonselist Alesan- der Rudin yönetimindeki Istanbul Devlet Sen- foni Orkestrası, Max Bruch'un "Tann'ya Söz Veriş" ve Schubert'in "Si minör No.8 Bitme- miş Senfoni"sini seslendirdi. Anma etkinliğine aralannda Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu. Ali Talip Özdemir, Hayri Kozakçıoğlu, Vitali Hakko, Zeynel Abidin Erdem gibi isımlerin de bulunduğu yaklaşık 1500 davetli katıldı. daki adalara gitmek isterdi. Bazen yurtdışına çıkış yasa- ğından, bazen parasızlıktan gidemedik. Ama karşıdaki şa- ir dostlan buraya geldiler. Müjdenin biri buydu, diğeri ise ilk kitabımı yazdım. Can'a utanarak Şiir-Miir adını taşı- yan kitabımın müjdesini ver- dim. Onu çok anyorum." Can Evi'nin açılışımn ardm- dan eski Datça Meydan Kahve- si'nde gerçekleştirilen "Şür ve Çeviri" konulu söyleşide, mer- kezi Rodos'ta bulunan Ulusla- rarası Yazar ve Çevirmenler Derneği Başkanı Sezer Duru, hoş bir sürpriz yaptı. Eline aldığı kıtapla izleyicile- re "Yeni çıktı, sıcacık; sizlere Can'ınYunanca kjtabını getir- dim" derken Rodos'tan birlikte geldikleri aym derneğin üyeleri Yunan şairler Sipiris ve Andon, Can Yücel 'in Yunancaya çevri- len "Şiirler" adlı kitabım Dat- ça Belediye Başkanı Erol Kara- kullukça'ya hediye ettiler. Turhan Ilgazın yönettiği söyleşide konuşmacılar, Gert- rude Durusoy, Özkan Mert, Erdal Alova, Egemen Berköz ve Sezer Duru, çeviri alanında Can Yücel'in özgün bir yere sahip olduğunu söylediler. Akşehirliler 'Onur Günü J nü kutladı Haber Merkezi - Ba- tı Cephesi Karargâ- hı'nın 24 Ağustos 1922'deAkşehir'denAf- yon'a taşmması, fener alaylan ve şiirlerle kut- landı. Akşehirliler her 24 Ağustos'u, Büyük Taarruz'un ilk adımı ol- duğu için "Onur Gü- nü" olarak kutluyor. Bu yıl diğer kutlamalardan farklı olarak halkın da katılımıyla "Kuvayı MilliyeYürüyüşü" dü- zenlendi. Cumhuriyet Meyda- m'nda önceki gün ak- şam saatlerinde topla- nan halk, Ruhi Su'nun seslendirdiği Nâzım Hikmet'ın "Kağnılar Geçiyor Akşehir'den" dizeleriyle yürüyüşe başladı. Temsili Kuvayı Milliye güçleri ile sey- menlerin de katıldığı fe- ner alayı, Nasreddin Ho- ca Açıkhava Tiyatro- su'nda sona erdi. Bele- diye Başkanı Nuri Kök- sal Akşehir Onur Gü- nü'nde ilk kez düzenle- nen Kuvayı Milliye Yü- rüyüşü'nün gördüğü il- giden çok memnun kal- dıklannı belirterek önü- müzdeki yıllarda da bu etkinliği geliştirerek sürdüreceklerini söyle- di. Kutlamalar kapsa- mmda Akşehir Kayma- kamlığı, Garnizon Ko- mutanlığı, Akşehir Be- lediyesi ve Çağdaş Ya- şamı Destekleme Der- neği de "Küreselleşme, Avrupa Birliği ve Ulu- sal Devlet" konulu bir toplantı düzenledi. Top- lantıya gazetemiz yazar- lanndan Prof. Dr. Coş- kun Özdemir ve Cü- neytAkalın katıldı. SezenAksu'dan 30Ağustos konseri ANTALYA /İZMİR (Cumhuriyet) - Türk pop müziği sanatçısı Se- zen Aksu, 30 Ağustos'ta Izmir Efes Antik Tiyat- ro, 1 Eylül Dünya Banş Günü'nde de Antalya Aspendos Açık Hava Ti- yatrosu'nda "Türldye Şarkılan"nı seslendire- cek. Son olarak "Şarkı Söylemek Lazım" al- bümünü piyasaya çıka- ran ve 21 Mart'ta Diyar- bakır'daki Nevruz kutla- malanna katılan Sezen Aksu'ya Feriköy Varta- nat Ermeni Kilisesi Ko- rosu, Los Pasaros Sefa- radis Musevi Müzik Topluluğu, Oniro Rum Müzik Grubu, Dersa- adet Oda Müzik Toplu- luğu ve Izmir Devlet Opera ve Balesi Orkest- rası ve Diyarbakır Bü- yükşehir Belediyesi Ço- cuk Korosu'nun 15 üye- si de eşlik edecek. Beşiktaş Kültür Mer- kezi ve Hedef Sanat Pro- duction tarafından orga- nize edilen konserlerde 160 kişilik orkestra ve koronun eşlik edeceği sanatçı, Anadolu'nun farklı kültürlerinin me- lodilerini ve seslerini su- nacak. Zafer Haftası başladı • Baştarafı 1. Sayfada zenlenecek. Etkinlikler çerçevesinde, yann Eti- mesgut 11. Hava Ulaş- tırma Üs Komutanhğı ve Mamak 28. Mekani- ze Piyade Tugay Komu- tanhğı 14.00-17.00 sa- atleri arasında, Etimes- gutZırhlıBirliklerOkul ve Tümen Komutanhğı ise 09.00-14.00 saatleri arasmda, vatandaşlann ziyaretine açılacak. Hafta kapsamında ay- nca 29 Ağustos Perşem- be günü saat 18.30'dan itibaren Ankara 19 Ma- yıs Stadyumu'nda, ara- lannda Muazzez Ersoy, Songül Karlı ve Na- lan'ın bulunduğu ünlü sanatçılann katıhmı ile mehteran bölüğü, ban- do ve havai fişek göste- rilerinin de yapılacağı ücretsiz halk konseri düzenlenecek. Istanbul'da, 30 Ağus- tos Zafer Bayramı kut- lamalan çerçevesinde yapılan prova ise yurt- taşlar tarafından ilgiyle izlendi. 66. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral thsan Balabanlı komu- tasında, Vatan Cadde- si'nde gerçekleştirilen provada, sancaklar, ga- ziler, karma tören gru- bu, harp okulu öğrenci- leri ile motorize ve zırh- lı birliklerin geçişi ya- pıldı. Prova sırasında, askeri helikopterler de alan üzerinden uçtu. Trafiğe kapatılan Vatan Caddesi de askeri birlik- lerin bölgeden aynhna- sından sonra normale döndü. Depremzedeye 'seçim' armağanı Nüfus cüzdammı kaybettim. Hükümsüzdür. CENGİZ KARADAĞ^ OKTAY EKİNCÎ Hemen her seçim öncesınde yaşa- nagelen "geleneksel imar oyu avcı- hğı". bu kez de "deprem yaralan- m sarma" adma yeniden gündem- de... Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı, bir yandan "imar kurallanna aykın" yapılann yeni imar planlanndâ "ya- salmış gibi" gösterilerek kurtanlma- sını "genelgeye" bağlarken, öbür yandan da 17 Ağustos 1999 yıkımın- da binalan hasar görenleri, deprem bölgesindeki "elde kalmış" kalıcı konutlan ahnaya çağınyor... Böylece, depremi felakete dönüş- türen yasadışı yapılaşma bir kez da- ha "siyasi korumayla" ödüllendiri- yor. Aym depremin 3. yılmdaki se- çim ortamında da depremzedelerin "oytercihlerini" etkileyebilecektu- tumlar sergileniyor... 'Tarafsızlık' çiğneniyor Anayasa'ya göre seçim öncesinde devletin siyasete alet edilmemesi için Adalet, Içişleri gibi "hassas" hizmet- lerde "partili bakanlar" görevleri- ni "tarafsız"lara devrederken, Ba- yındırlık hizmetlerinde buna gerek görühnüyor... Ne var ki özellikle "sosyal içerik- li" kamusal yatınmlarm gerçekleş- mesinde Bayındırlık hizmetleri doğ- rudan "halkın yaşamını" etkiledi- ğinden, bu konudaki "seçime dö- nük" politikalann güçlü devlet ola- naklarmı da yine bu Bakanlık sağlı- yor... Nitekim, siyaset tarihimizin özel- likle son 50 yılında, örneğin altyapı yatınmlanmn hemen her seçim önce- sinde hızlanması ve imar affi yasala- nnm gündeme getirilmesi adeta bir "siyasal gelenek" oluşturmuş du- rumda... Bunlardan hiç değilse imar affının "depremden alınan ders- le"(!) artık unutuknası gerekirken, aym gelenek şimdi de yasa yerine "Bayındırbk Genelgesi"yle gün- demde... Bunun yam sıra depremin 3. yılın- da bile "sahipsiz" kalarak, devlet pa- rasının plansız ve hesapsız harcandı- ğının da kanıtı olan "kalıcı konut- lar" için yine tam da seçim öncesin- de "halka dağıtım" çağnlanmn ya- pılması ise anayasadaki aslında tüm bakanlıklan bağlayan genel tarafsız- lık ilkesinin çiğnenmesi anlamına ge- liyor... Baymdu-lık Bakanlığı'nm, "kıyı- lardaki yatınmlarla" ilgili yayımla- dığı 24.05.2002 tarihli genelgesi so- nuna eklenmiş olan; "mevzuatla çe- lişen yapılara da imar planlanndâ gösterilerek çözüm getirilmesi" ku- ralını, Şehir Plancılan Odası mah- kemeye verdi ama.. belki de dava so- nuçlanmadan seçim tarihi de gehniş olacak... Bu genelgeye göre kaçak ya- pılar bu kez de yasa yerine planlarla affedilerek, "imar talanının oy po- tansiyeli" affedenlerin siyasi kazan- cınadönüşecek... Bakanlığın bu tutumuyla, özellik- le deprem sonrasındaki "Plansız ve ruhsatsız yapılaşmaya göz açtırma- yın" şeklindeki ilk genelgelerini de geçersiz kıldığına dikkat çeken Şehir Plancılan Odası Izmir Şubesi Başka- nı A. Tuncay Karaçörlu diyor ki: "Bayındırüğın göre\i yanlışı önle- mek iken bunun tersini yapıyor ve kamusal sorumluluğunu terk edi- yor..." Yasalara ve bilime aykın inşa edil- miş yapılan, yine aynı genelgedeki deyişle: "ülke ekonomisine katkı ve toplum yaran" adına yasallaştıra- cak olan bu planlara "imar planı" denilip denilemeyeceği sorusunu ise Karaçörlu şöyleyanıthyor: "Deprem yıkımı bu yapılann ekonomiye de- ğil, facialara katkı yaptığını göster- medi mi?...Aynca imar talanı ve il- kel rant yapılaşması toplum yara- nna olamaz, olsa olsa arazi mafya- sı yarannadır... Bunlan kabul eden plan da elbette ki kentin değil spe- külasyonun gelişmesi içindir, adı- na imar planı bile denemez..." 'Kalıcılarla' siyaset Işte böylesi bir anlayışın elinde "hak sahiplerine" dağıtıhnayı bek- leyen "sahipsiz kalmış" kalıcı elde- ki fazla deprem konutlanmn, şimdi "depremzedelere" adeta seçim ar- mağam gibi sunulması da 17 Ağustos 1999'un 3. yıhnda bir "kara-mizah" örneği gibi... Deprem bölgesmin H Bayındırlık Müdürlüklerinden yerel basm yoluy- la yapılan duyurularda, kalıcı konut- lannı şimdiye kadar teslim almayan- lar için tanman son sürenin 24 Ağus- tos 2002'de dolacağı, bu nedenle ko- nutlann edinilmesi için "acele dav- ranılması" gerektiği belirriliyor... Aynı açıklamalarda, evleri "orta hasarlı" olanlara verilen 6 milyar li- ralık onanm kredisinin de 2002 sonu- na kadar "devamettiği" anımsatıla- rak; "Paramız vardır ve müracaat edene ödenmektedir" gibi ifadeler kullanılıyor. (Yalova Gazetesi - 13.08.2002) Böylesi ilanlarla dağıtılmak iste- nen kalıcı konutlann neden "fazla" olduklan ve devlet parasının neden "plansız harcandığı" hemen hiç kıimse tarafından soruhnazken, ona- nm için "elde var" denilen paralann da özellikle "depremini bekleyen tstanbuF'daki ivedi müdahale gere- ken kamusal ve tarihi yapılann sağ- lamlaştınknasma aktanhnası akla bi- le gelmiyor... Sözün kısası, 17 Ağustos 1999 fe- laketinin 3. yılma rastlayan bu seçim sürecinde, yıllardır vazgeçilmeyen "oy için imar talanı siyaseti" şimdi de depremi ve buna ait devlet olanak- lannı sömürmekte... Kamuoyu ise bütün bunlara aldır- mayan liderler ve partiler arasından "kurtancı" aramak gibi bir aymaz- lığınpeşıne takılmış.. gidiyor...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear