01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA INCELEME Dünya Kupası 'nda üçüncülük mücadelesi veren iki ülkenin ulusal tahmının dostlukgösterisi izleyicileri tarihegötür GüneyKore'yeikiyolcıüukProf. Pr. CENGİZ KUDAY 29 Hazıran 2002 Cumartesi günü milli ftıtbol takımımız Dünya Kupası 'nın ev sahıbı ülkesı Güney Kore ile karşılaştı. Bu futbol maç] uzun yıllardır Dünya Kupası'nda olmayan iki ülkenin büyük başansı nedeniyle sıra dışı olmanın ötesınde, geçmışte yollan kesişmiş ıkı ülkenin 52 yıl sonra bambaşka bir dünyada ve bambaşka bir şekilde yeniden bir araya geliş hikâyesiydi... Her iki ülke de istiyordu bronz madalyayı, ancak ne var ki sonuç ne olursa olsun bütün sporlann ve bütün kupalann üstüne çıkan bir tablo vardı statta: Korelı seyircılerin açtığı devasa Türk bayrağı, bir yanağına Kore bir yanağına Türk bayrağı boyanmış çekık gözlü çocuklar, bir elinde kendi bayrağını sallarken dığer elinde de ay- yıldızlı bayrağımızı sallayan genç insanlar... Işte bu tablo paylaşılmış bir tarihın, ortak olunmuş bir kaderin ve paylaşılmış derin bir dostluğun yeniden doğuşunun dışavurumuydu sanki... O günleri hatırlayalım: 1950 yazının 25 Haziran günü Kuzey Kore aniden Güney Kore'ye saldırdığında tüm dünya 11 Eylül saldınsı sonrasına benzer bir dehşete kapılmış ve tüm gözler bu bölgeye çevrilmışti. 4 bln 500 ktsl... Olayın hemen ardından harekete geçen ABD, Bırleşmiş Milletler (BM) örgütünü de harekete geçirerek savaşı başlatan Kuzey Kore'nin cezalandınlması yolunda önlemler almaya başlamış ve sonuçta BM ordusu kurulmuştu. BM kendisine üye 56 devlete yaptığı Güney Kore'ye yardım çağnsına Sovyet Rusya, Çekoslovakya ve Polonya dışmda aralannda Türkıye'nin de bulunduğu 53 devletten prensip olarak olumlu yanıt almıştı. Sonunda Kore Savaşı kısa zamanda bir BM savaşı haline gelmiş ve 18 Batılı milletin askeri Kore'de güney ordusunun yanında yerini almıştı. Zamanın Dışişleri Bakanı Fuat Köprülû çağnnın yapıldığı 28 Haziran günü United Press muhabinnin sorusuna "Türldye, BM çerçevesi içinde kendi hissesine düşen bütün sorumluluklan yerine getirmekle yükümhıdür" demektedır. Kore Savaşı 'ndan bir ay önce seçimle iktidara gelen DP hükümeti 18 Temmuz'da Yalova'da bir toplantı yapmış ve 25 Temmuz'da da Kore'ye 4 bin 500 kişilık bir asken tugay gönderme karannı almıştır. 3 yıl sonra NATO üyellğl Türkiye, Amerika'dan sonra Kore'ye kara kuvveti göndermeye karar veren ılk devlettir ve o tarihte, 1949 yılında kurulmuş olan NATO'nun üyesi değildir. Türkiye, Kore'ye asker göndermesinden yaklaşık 3 yıl sonra, 1952'de NATO üyesi olacaktır. Denizaşın bir savaşa asker gönderilmesı gibi önemli bir karann, Meclıs'e danışılmadan sadece hükümet tarafindan alınmış olması muhalefeti üzmüştü. Fakat Adnan Menderes'in başbakanlığını yaptığı hükümet ve Meclis'te büyük çoğunluğa sahip DP, muhalefetin görüşünü dikkate almadı. Onlara göre bu bir harp ilanı değildi ve Meclis yerine hükümetin karan yeterliydi. Kısa zamanda harekete geçilmiş ve Genelkurmay'ın 3 Ağustos 1950 tarihli emriyle Kore'ye gidecek tugayın kurulmasuıa başlanmıştı. Hareket günü olan 18 Eylül 1950'ye gelindiğinde eğitim görmüş 259 subay, 22 sivil ve askeri memur, 395 astsubay, 4 bın 414 er olmak üzere 5 bin 90 kişiden oluşan tugay hazırdı... Kunurl mevzllerl 20-21 Eylül'de îskenderun'da toplanan tugay 29 Eylüİ'de limana gelen Amerikan gemilerine binmeye başladı ve ilk gemi 24 Eylüİ'de, 2. gemi 29 Eylüİ'de hareket etti. İçinde er ve subaylara her türlü eğitimin sürdürüldüğü 21 günlük bir deniz yolculuğu sonrası gemiler 15 bin km. yol aşmış ve 16 Ekim günü Kore Pusan Limanı'na varmıştı. Tugay daha sonra trenlerle Kore'nin başka bir şehri Ta Eyu'ya getirilecek ve burada 20 günlük ikinci bir eğitimden sonra 8 Kasım'da 25. Amerikan TümenTnın emrinde Munsun bölgesindeki cephede yerini alacaktı. Tugayın görevi devraldığı 15-19 Kasım 1950 tarihlerinde cephede dikkate alınacak ciddi bir olay olmadı, 18 Kasım akşamı Tugay Komutanlığı'na 9. Amerikan Kolordusu'nun ıhtıyatını oluşturmak üzere Kunuri bölgesine # Ulusal Futbol Takımımız'ın Dünya Kupası'nda Güney Kore'yle yaptığı üçüncülük maçı uzun yıllardır Dünya Kupası'nda olmayan iki ülkenin büyük başansı nedeniyle sıra dışı olmanın ötesınde, geçmişte yollan kesişmiş iki ülkenin 52 yıl sonra bambaşka bir dünyada ve bambaşka bir şekilde yeniden bir araya geliş hikâyesiydi. # Tribünlerdeki tablo paylaşılmış bir tarihin, ortak olunmuş bir kaderin ve derin bir dostluğun yeniden doguşunun dışavurumuydu sanki... O günleri hatırlayalım: 1950 yazının 25 Haziran günü Kuzey Kore aniden Güney Kore'ye # Kore'ye askerini gönderen Türkiye yarım asır sonra yine Güney Kore'de idi, ancak bu kez asker değil sporcu olarak. Dünya Kupası'nda elde edilen başan herkesi gururlandırdı. Bununla beraber, böylesi bir zaferin Kore'de elde edilmiş saldırdığında tüm dünya 11 Eylül saldınsı olmasının anlamı, o topraklarda gencecik sonrasına benzer bir dehşete kapılmış ve şehitleri yatan bir millet için kelimelerin tüm gözler bu bölgeye çevrilmişti. ifade edebileceğinden çok daha derin. ORTAK COŞKU- YİNE GERGİMİK - İki Kore arasmda yıllar önce başlayan gergmHk geçen günlerde bir kez daha su yüzüne çıkü. Dünya Kupası üçüncülük maçı qynaıuhğı sıralarda Kuzey Kore savaş gemUerinden, Güney Kore donanmasına açüan ateş sonucu yaşammı yitiren 4 Güney Korefi asker, emekK subaylardan ohışan bir grnp tarafindan anıkn. EmekK subaylar. çaoşma sırasmda yasammı yitirea askerierinfotograflanyiaKore savaşnu temsil eden he\1cefiu önüne gelerek protesto gösterisi yapö. (AP) Türkıye'nin 48 yıl sonra kaûldığı Dünya Kupası'nda Ud ülkenin ulusal takunlan üçüncülük mücadelesi veriyordu. Tribünler hınca hınç doluydu. Maçı Türkiye kazandı ve üçüncü oldu. Dünya Kupası'nda üçüncü obna firsatmı kaçıran Güney Kore'ti taraftarlarTürk taraftarlann coşkusuna da ortak oldu. Kore tribünlerinde Türk bayrağı açıku. Tribünlerde dikkat çeken bir başka şey ise küçük büyük Kore taraftarlannın Türk Ulusal Takunı'nı desteklemek için yüzlerine ay yıldız figürleri çizmesiydi Maç boyunca süren bu gorüntüler maç sonrasında da devam etti. Sahadan a>nlmayan iid takun ovunculan birbhierine sanlarak dünyaya centilmenhk ve dostluk göriintüleri verdL Kore, Türkiye'nin yıllar önceld dosttuğunu IMBtnHMMŞtL, intikali ve bu intikalin 25 Kasım'da bitirilmesi emri geldi. Tugay Komutan Yardımcısı Albay Celal Dora komutasındaki tugayın 22 Kasım akşamı Kunuri'ye doğru hareketi, Ud defa gerilla taarruzuna uğrayacak ve iki erimiz yaralanacaktı ve bu zorunlu gece yürüyüşü bir yerde ucuz atlatümış olacaktı... 23 Kasım günü tugayımız Kunuri mevzilerindeydi... Çln'e karsı tek başına... Ancak, 26 Kasım akşamı en az 300 bini bulan Kuzey ordusu gece yürüyüşlen ile cepheye yaklaşmış ve daha ilk hamlede 2. Güney Kore Kolordusu'nu paramparça ederek ilk günün sonunda BM kuvvetlerini yarmayı başarmıştı. Böyle bir taarruzu beklemeyen BM ordusunda panik başlamıştı; cepheyi yaran düşman durdurulmalıydı ve bunun için hazır kuvvet olarak 9. Amerikan Kolordusu'nun ihtiyatında Türk tugayı ile 8. ordunun ihtiyatındaki 1. Amerikan süvari tümeni ve 38. Ingiliz tugayından başka kuvvet yoktu. Hemen harekete geçebilen yalnızca Türk tugayı olacak, 38. tngiliz ve Amerikan tümeni ise ancak bir gün sonra harekete geçebilecekti. Anlaşılacağı üzere Türk tugayı en az 1.5 gün "tek" başınaydı ve sel gibi akan Çin ordusunun üzerine "yataız" yürüyecekti... Ne sağında ve solundaki dost kuvvetlerin nerede olduğunun ve ne de düşmanın ne kadar kuvvetle nereden geldiğinin bilinmediği, yanj dostla düşmanuı seçilemediği bir kör yolculuk... Işte bu bilinmezlik içinde yanlan bölgeyi tıkama görevi alan tugay hızla yürüyüşe devam etti. Sonradan arilaşılacaktı ki bu ani karar ve hızlı uygulama 8. orduyu bir kuşatmadan kurtaracak, dolayısıyla BM ordusunun yok olmasını önleyecekti. Çünkü 8. ordu, BM ordusunun en büyük ve asıl gücünü oluşturmaktaydı. Bütün gün ve geceyi kuzeye yürüyerek geçiren tugay, 27 Kasım sabahı sağında ve solunda dost birlikler olmaksızın yalnız başına meçhuller içinde bir yürüyüş ıçindeydi. BM ordusunun 26-27 Kasım günlennde ne derece güç bir durumda olduğu, birlikler arasında irtibatın kopuk, haberleşmenin gayet düzensiz olduğu ve Türk tugayının da bu mevkide, dipsiz bir karanlık ve bilinmezlik içinde yalnız başına kaldığı daha sonraki günlerde anlaşılacaktı... Kurmaylan ile bırlikte durumu tartışan tugay komutanı, daha ileri gitmenin tehlikeli olacağını düşünerek bu koşullarda zor olmasına rağmen geriye dönerek boğazdan sıynlmanın daha uygun olacağına karar verecektir. Ve yine sonradan anlaşılacaktır ki verilen bu karar tugayı tam bir ımhadan kurtaracaktır... Kore'de İlk kayıplar 28 Kasım gece 04.00'te başlayan geri dönüş yürüyüşü sonlandığında, Türk tugayı tekrar eski yerine döndüğünde, "Bulunduğunuz yerde dunın ve savumuT diyen 9. Amenkan kolordusundan tek kişi yoktur. Ve Türk tugayı doğasını, yaşantısını, dilini hiç bilmediği Kuzey Kore'nin bu dağ köyünde kendinı kaderi ile baş başa bırakılmış bulur. 28 Kasım günü saat 03 'te tugayın artçı bıraktığı yerlerden giderek artan silah sesleri gelmeye başlar, saat 04.00'te tugay keşif takım komutanı yanında bir subay ve 4 erle perişan bir şekilde çıkagelir; bulunduklan vasıta anzalanmış, tamir sırasında düşmanuı baskmına uğramışlardır, iki subay ve birkaç er dışında kurtulan olmamış, yaralılar ve sağ kalanlar düşmana esir düşmüşlerdir. Kanlı bir savaşm henüz ilk zamanlanydı ve uzaklardaki, Kore'deki ilk kayıplanmız... 28-29 Kasım günleri tarifsiz zorluklar ve acılarla süren kanlı savaşın sonunda, 30 Kasım sabahı Türk tugayı ölüm tuzağı haline gelen Kunuri boğazını aşıp düzlüğe çıkmıştır. 218 şehit Evet... tugay kendi başına savaşmıştır ama neyi ne kadar yapabildiğini o kavga dövüş sırasında anlayabilmesi de mümkün olmamıştır. Hele hiçbir dost kuvvetle bağlantı sağlayamadığı ve etrafında olup bitenlen bilmediği bir ortamda kendi pozısyonunu da değerlendirebilmesi çok zordur. Ancak sonradan anlaşılacaktır ki tugay kendini kurtanrken 8. orduyu da kurtarmıştır... Ne var ki Türk tugayının kayıplan da çok ağır olmuştur: 26 Kasım-1 Aralık 1950 tarihleri arasmda büyük kısmı 28-29 Kasım Kunuri Savaşf nda olmak üzere 12 subay, 7 astsubay, 199 er, toplam 218 şehit; 5 subay, 10 astsubay, 440 er, toplam 455 yaralı ve 7 subay, 2 astsubay, 85 er, toplam 94 kayıp... Daha sonralan Amerikalı bir harp muhabiri şöyle yazacaktır: Güney Kore Kolordusu dağılınca 9. Kolordu Komutanı kendi yanını korumak üzere Kore'ye yenı gelmiş Türk tugayını Kunuri yolu ile Tukcon'a sevk etti. Türkler Kore'de ilk defa muharebe ediyorlardı ve ne tarafin aşağı ne tarafin yukan olduğunu dahi bilmeden savaşa girdiler... Kunuri'de Türk tugayı düşmanla muharebeye girişti. Çin birlikleri Türklerın üzerine yüklendiler. Uzun boylu, soluk benizli esmer Türkler geri çekilmediler. Amerlka'nın özrü Düşmanla çevrildikleri halde ölünceye kadar mücadele verdiler, birçoğu her şeyin bittiği anda süngü ile düşmana saldırdı... Çok kayıp verdiler... Türk tugayının fazla kayba uğraması yüzünden Türk halkının üzüntülerini hesaba katan Amerikan hükümeti sessiz sedasız Türk makamlanndan özür dilemek zorunda kaldı, ancak Türkler Amerikalılann ne demek istediğini pek anlayamadılar; oraya vuruşmak için gitmişlerdi ve vuruşmuşlardı!.. Takip eden yıllarda, her yıl değiştirilmek suretiyle Kore'ye on tugay gönderildi. 1950-1953 yıllan arası gönderilen bu tugaylardan ilk 3 tugay savaştı. 1960 yılına kadar on tugay Kore'ye gönderildi. 10. tugaydan sonra Kore'ye tugay yerine bölük gönderilmeye başlandı. 1962'den sonra bu bölük bir mangaya indirildi. Asker deflll sporcu 1950-1953 yıllan arasında 3 yıl kanlı savaşlar olmuş ve askerimiz oralarda savaşmıştır. Bu zaman zarfında çoğu 1. tugaydan olmak üzere kaybımız şöyledir: 721 şehit, 2 bin 147 yaralı, 175 kayıp, 234 esir; toplam 3 bin 277. 3 tugayın toplamı 15 bin düşünülürse yüzde 22 kayıp büyük bir kayıptır. Şimdi Puson'da Birleşmiş Milletler Ordusu Mezarhğı'nda "Türic ŞehMiği'' bulunuyor. Ve burada 721 şehidimiz yatıyor, ruhlan şad olsun.Yanm asır sonra Türk gençleri yine Güney Kore'de idi, ancak bu kez asker değil sporcu idiler. 52 yıl önce pek çok kayıpla son bulan ve bizleri mateme boğan bir yolculuk bu kez bütün bir ülkeyi kırmızı-beyaz şölenine dönüştürdü. 48 yıl aradan sonra katıldığımız Dünya Kupası'nda elde ettiğimiz bu başan hepimize tarifsiz bir gurur ve mutluluk yaşattı, bununla beraber, böylesi bir zaferin Kore'de elde edilmiş olmasının anlamı, o topraklarda gencecik şehitleri yatan bir millet için gerçekten kelimelerin ifade edebileceğinden çok daha derin. Kaynaklar: 1- Kore Savaşlarında Mehmetçik, tbrahim Artuç. 1990. 2- Thıs Kınd of War (Into the Vallev ofDeath) Chapter20, T.R. Fehrenbach. 1998. '
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear