25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ O L A Y L A R V E G O R U I Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr MUMTAZSOYSAL Birleştirmeleri Birleştirmek GUN geçmıya kı, "solda bırleşme" sözu edıl- •nış olmasın. Dılerde, yazılarda hep o Dunku Cumhunyet'te öi Eşber Yağmurdereli'nın ya- zısı vardı. Bu bırleşrne czlemını ve ozlemın anlamıyla gerçekleştırılme<oşullannı lyı çozumlemek ge- rek J l nce, boyle br ozlem nıçın var? Ulkenın ıçı- U ne duştuğu aırumlan herkes goruyor ve ya- şıyor Çozulmemş sorunlar, genye gıdışler, da- ha da bozulan dengesizlıkler, hatta cumhurıye- tın ozune yoneleı tehlıke ve tehdıtler . Bunlara karşı tırteştk bırsol çıkışın gereklılığı uzerınde de orta< goruş var gıbı Ama, çok sık ılerı surulen b u gcraşun de sorgulanması gerek Her karşı çıkış, sol bılınen kışılerce ortaya kon- du dıye hemen ';o/" karşı çıkış mı sayılır? Solu hep bır 'terşı çıkış" olarak algılayanlar- ca, evet Ozellıkle de, karşı çıkışı gencılığe, dın- cılığe, turbana faan karşı çıkıştan ıba/et sayan- larca Oysa, sol karş çıkıştan mı ıbarettır, bır genel karşı çıkış bıçımne burunse bıle"? Yoksa, yara- tıcılık, onculuk, kebul edılenın dışına çıkmak mı- dırsol? Sonra, neye karşı çıkış ve nelerde yara- tıcılık, onculuk'' En azından, karşı çıkışın ayrtl- maz parçası olması gereken çozum ve toplum- sal tasarım, dırılış programı nerede'? Kımın adı- na, kımlerle, kımlsrıçın'7 Bu açılardan bakınca, alışılmış karşı çıkışla- rın da ırdelennesı oğretıcıdır Örneğın gerı- cılık belırtısı sayıan durumlar konusunda bıle sol karşı çıkışın bırozellığı olmalı sorunların eko- nomık ve sosyal nedenlerını ortaya koyan, hal- kın bu akımlara suruklenışı uzennde kafa yoran bır tutum Eskı partı koyculuğunde "çarşaf ytr- tan kadın kollan "rca yapılanlar herhalde sol kar- şı çıkış sayılamaz. AynışeyıbugurunTurkıyesı'ndeyolsuzluklar, yıyıcılıkler konusundakı yaygın karşı çıkışlar ıçın de soyleyebılırsınz "Bırkaçını sallandır"tn yenı çeşıdı olan denetim rnekanızmalarını sıkılaştır- ma tek başına çağdaş bır sol karşı çıkış degıl Sol, bunların otesıne geçıp sıstemı değıştırme- ye yonelmek zorLndadır Yaygın ve genel korolara katılıp kamusal olan her şeyı kotulemeK kamu yatırımcılığını ve ışlet- mecılıgını batırmaya yonelmek de sol karşı çıkı- şa yakışmaz Sol, bunlarda karşı çıkılması gere- kene karşı çıkıp yanlışları duzeltmek, ekonomı- de kamusallığın rolunu yenıden duşunup olum- luya çevırmek ooevıyle karşı karşıyadır Hele, Turkıye gıbı sosyal duzenı bozuk, bolgeler ve sı- nıflar arası uçurumları denn, yatınmsızlığı, ure- tımsızlığı ve ışsızlığı koyu bır ulkede Bırlık, elbette sol bır ıktıdar hedefıne yonelık olmalıdır ama, bu ılkeler ve projeler çevre- sındegerçekleşmeyen bır bırleşme, sol bılınen- lenn sol yonu bılınmeyen bır ıktıdar amacıylabır- leşmelennden başka anlam taşıyamaz SonsLLZluğa Uğurlama 90 yılı aşan omrunun son amna kadar he>ecanını coşkusunu >urtseverlıgını yıtırmeven ıdealıst bır Cumhun>et oğretmenını sonsuzluga uğurluvoruz Merhum Ihsan Ozdemır ın eşı Prof DT Coşkun Ozdemır ve Insel Yucel'ın annelen. Emıne Ozdemır ve Nurcan Y ucel'ın kavınvalıdesı Ozgur Ozdemır Ozlem Eroi v e Buket Akbaş'ın buyukannelen LAMİA ÖZDEMİR 6 Temmuz Cumartesı gunu oğle namazını ızleyerek Levent Camıı'nden kaldınlarak Zıncırlıkuvu Mezarlığı'nda toprağa venlecektır AİLESt Lutfen çelenk eondermevınız Bagışlannızı Turkıve Kas Hastalıklan Derneğı T tş Bankası Yeşılyurt Şubesı 0149838 \o lu hesaba vatııabılırsınız BAŞS.4ĞLIĞI Cumhumet dostu Sayın Prof. Dr Coşkun Ozdemır'ın ariDesı LAMİA ÖZDEMİR'm vefatını ımuıtüyle öğrenmış bulunuyoruz Menumeye Tann'dan rahmet, ailesi \e yakınlanna başsağlıs dılenz Cumhuriyet ÇALIŞANLARI BİÜR MÎSİNÎZ SİZİN > ERGİNİZÎ, YAZARIN EMEĞİMİÇALANP 4DI FÜTAFKORSANI' Bilim ve Edebiyat Eseri ^ahipleri Meslek Biriiği Sorumluluk ve Özgürlük Üzerine BediaAKARSU Ç oktan ben bu konu- da yazmak ıstıyor, nedense hep ertelı- yordum Aydın En- gjn'ın 28 Hazıran 2002'de Cumhunyet'te çıkan ıkı onemlı kıtap uzenne yazısı tam da zamanına uygun duştu Or- han Bener'ın "Bir Bürokraün Anılan" ıle Ahmet ŞensılaVın "BirTaşraBürokraünın \nıla- n" kıtaplannın bızdekı burok- rasuım durumunu gozlenmızın onune serdığını vurguluyordu Engın "Kişi olarak \iiksek bü- rokraün elbette tercihleri var. Ama onları gorevinde uvgula- ma şansı yok. Çünku devlet ge- leneğinde bürokrata bırakumış böyle bir hareket alanı \ok. İDe de kişisel goruşunu katmak iste- yen bürokraün iseyuksehnesine, yüksek burokrat ya da burok- ratın yukseğı' olmasına -pek- olanakyok." tşte ışın can dama- n "bürokrata bırakümış bır ha- reket alanmm" olmaması, de- mek kı burokrata bır sorumlu- luk venlmemış ohnası, açıkça- sı bürokraün ozgurluğunun kı- sıtlanmış olması, dahası hıç oz- gur olamaması Ozgurluk ve sorumluluk bır- bınne koşut kavramlar Boşuna soylemıyor Sartre, "Özguriük angaje obnakür" sozunu Oz- guriuk olmadan sorumluluk ola- mayacağı gıbı, sorumluluk ust- lenmeden de ozgurluğun boş bır kavram olduğunu anlatmak ıs- tıyor Sartre kanımca Hıçbır şe- ye bağlanmadan, hıçbır sorum- luluğu olmadan yaşayan ve boy- lece kendını ozgur sanan ınsan yalnızca başıboş bır kışıdır Tur- kıye'dekı olumsuz gıdışı yen- mek ıçın en buyuk engel ışte bu yanlış anlamalann onlenemeyı- şı ve kavramlara eğılmek gerek- üğı anlayışının bır turlu yerleşe- meyışı Kullandığımız kavram- lann anlamlannı tam bılerek on- lan uygulasak davTanışlanmız da onlanyansıtırsanınm Bırkaçyıl once TRT'nın bır kanalında gos- tenlen bır îngılız dızı fılmı var- dı "Emret Bakanım" O fılmı ızleyenler Ingıltere'dekı burok- rası ıle Turkıye'dekı burokrası- nın farkmı gormuş olacaklardır Onemlı olan kurumlar \e ku- rumlann ışleyış duzenıdır, bu- nu da yasalann ve kurumlann kurallannın gereğme gore burok- ratlar yurutur, gelıp geçıcı olan bakanlar degıl, kaîıcı olan. ku- rumlardır, bundan dolayı bu- rokrasının her elemanının uze- nne aldığı ışten sorumlu olma- sı gerekır Sorumlu olduğu ıçın de o ışı gerektığı gıbı \e ozgur- ce yapar Yennden atılma ya da uzaklaştınlma korkusu olma- dan Burada Avrupa'dan bır or- nek Parlamentoya mutlaka ye- tışmesı gereken ChurchüTe kır- mızı ışıkta yol vermeyen trafık pohsı, degıl yennden olmak, er- tesı gun bırteşekkur mektubu ahr gorevını yenne getırdığı ıçın Işte Avrupa ıle farkımız1 Bu-az da kendımızı eleştıremez mı- yoP Bızde ıse burokratlara oz- gurluk \ enlmıyor da bakan olan, mılletvekılı olan her alanda ken- duıı alabıldığıne ozgur sanıyor v e dokunulmazlığı olduguna gu- venerek kendını hıçbır şeyden sorumlu tutmuyor, anlaşılan do- kunubnazlığın sorumsuzluk ol- madığını duşunemıyor v e yasa- lan, kurallan ıstedığı gıbı çığ- neyebılıyor Gorevlı burokrat da bu yuzden ona karşı gerektığın- de gorev ını yenne getıremıyor ve herhangı bır ışte açık venl- dığınde de sorumlu bulunamı- yor Bu yuzden de butun olum- suz gıdışlenn hesabı da \ enle- mıyor Oysa sorumlu olan ozgur olarak yapttğı ışlenn hesabını da verebılır Ancak, madalyo- nun bır de tersı \ar yonetıcıler ve halk da burokrasıden yakın- makta Bunu da doğal karşıla- malıyız, bu denlı başıboş bır du- zende ışler elbette duracakür çunku artık mekanızma paslan- mıştır Işte sorun bır yerde kav - ramlann yerh yennce kullanıl- masına ve anlamlannın sındı- nlmesuıe dayanıyor Sorumlu- luk. hesap verebıhne, ozgurluk gıbı felsefenın temel kavramla- n uzennde duşunulmedığı \e anlamlanna onem venlmedıgı ıçın bu ka\Tamlara dayanması gereken davranışlar da olumsuz oluyor Ustelık ozgurluk, so- rumluluk gıbı kavramlar, yıne pek de uzennde duşunmedığı- mız ve nasıl bır yonetım bıçımı olduğunu hâlâ kavrayamadığı- mız demokrasının de temel kav- ramlan Bu gıbı kavramlan ger- çek anlamlanyla tam olarak yer- leştırmeden, bu kavramlar uze- nnde duşunulmeden demokra- sının de ışlemeyeceğım anla- manın zamanı geldı sanınm Ataturk'un sık sık yıneledığı "duşunuş de\Tİmi"nın ve "dü- şunen insanlar \araunanm" yo- lu eleştırel duşunmeyle bılımsel duşunuşu saglayan felsefeden geçer Lıselerde felsefe yıne se- çılı ders olmuş Bız ıse, bır kez dahayıneleyerek(bkz 10\e 19 Ekım 2001, Cumhunyet), so- ruşturmadan ınanmanın yenne duşunmeyı koyan felsefenın ve bırbınne bağlı kavramlar olan dü, matematık ve sanatla bırlıkte eğıtımde baş yen alması gerek- tığını duşunuyor ve felsefeyı da- ha ılkoğretımden başlaünak ıs- tıyor, eğıtım, ama doğru yon- lendınlmış eğıtun dıyoruz Ezan ve Hoparlör... Av. Burhaneddin AKDAG Eskı Sakan'a Mıllene/ah 1 939 yılında Emınonu Yenı Camı'de, cuma gunlen halkın çok kalabalık olması dolayısı ıle okunan Kuran \e venlen vaazlann uzaktakı cemaat ta- rafından duyulmadığı ıçın, butun masrafla- n Emınonu'nde Mıllı Pıyango Bayıı Hacı Nimettarafından karşılanmak koşuluyla ıkı mıkrofon kurulması talep edıhnıştır Bu ta- lep, okunan Kuran' ın "gâvur icadı bir tene- keparçasınaokunamayacağı'" gerekçesı ıle istanbulMuftuluğu'ncereddedılmıştır Ha- cı Nımet, Ankara Vakıflar Genel Mudurlu- ğu'ne gıderek ıkı mıkrofonun Yenı Camı'ye konulmasına karar aldırmıştır 1946 yılında, Ankara Hukuk Fakulte- sı'nde oğrencıyken, yazlan Hendeklı Ha- fiz Remzi Hoca'nın dınsel soyleşılennden ve Kuran tefsırlennden çok yararlandım Kendısı Mısır llahıyat Fakultesı mezunu ve Şemsettin Gunaltay'ın sınıf arkadaşıydı 1946 yılında Hendek'e anıden 1946 model taksı ıle Ankara Dıyanet Işlen Başkanı Ham- di Aksekili geldı Hafiz Remzi Hoca'nın evıne gıttı ve beş saat sonra Ankara'ya dondu Ertesı sabah olayı Hafız Remzi Hoca'ya sordum Bana "Dunya İslam Birligi bir Kuran tefsiri için Diyanettşleri Başkantağı'na >azı gondermiş. Hanıdi Hoca da bana değer verdiği için ben- den goruş ıstedı, ben de naçızane gorüşumu bildirdim" dedı Olay benım aklıma takıldı \ e bır yıl son- ra Ankara"da Dıyanet Işlen Başkanı Ham- dı Aksekıh'ye uğradım Dunya Islam Bır- lığı'nın, Hafiz Remzi Hoca'nın goruşunu ka- bul ettığını, Remzi Hoca'nın bır dın bılgı- nı (âlımı) olduğunu, Hendeklı olarak onun kıymetını bıbnemızı soyledı 1946 seçım- lennde, Demokrat Partılıler koylerde, Cum- hunyet Halk Partısı ve Nihat Erim'ın dın- sız olduğunu, camılere asker ve saman dol- durduklan yolunda konuşmalar yapıyorlar- dı Remzi Hoca da bu konuşmalara çok sı- nırlenıyor, bır Muslumanın bıle kâfıre kâ- fır deme hakkı olmadıgını, o kışının son nefesmde Kelune-ı Şahadet getınp Muslu- man olabıleceğını soyler, camılere konulan asker v e erzak ıçın de "OsmanlıDevletiza- maıunda seferberiik ve savaş sırasında Edir- ne'de camilere asker ve erzak doldunıldu- ğunu \e bu tedbir ahnmazise askerierin ole- bileceğini ve bir Muslumanın hayatuun iba- detinden ustun olduğunu" Kuran dan tefsır- ler > aparak bıze anlatırdı Hafiz Remzi Hoca, cuma gunlen koltu- ğunun altında seccade, sağa sola selam ve- rerek camıye gıdenlere çok kızardı ve gos- tenşe dayalı namazlann nafile olduğunu soylerdı 1961 seçımlennden sonra Suley- man Demirel. Ekrem Pakdemirfi, Necmet- tin Erbakan'lar Meclıs'e gırdı Bır gun ts- met Paşa bana, bu kışılen kastederek, "Ak- dağ, nıuhendis okullan açük ve bu okuDar- dan sankh hocalar çıkmaya başladı" dedı Suleyman Demirel o tanhte cuma gunlen mılletvekıllennı arkasına takar ve toplu na- mazlar kılardı Ismet Paşa, Kurultay'da seçımı kaybedın- ce, onurlu bır ınsan olarak genel başkanlık- tan aynldı O tanhte CHP'yı ele geçıren Ecevit'lenn ıktıdar hırsı 1973 ve 1974 yıl- lannda laıklık duşmanı Necmettın Erbakan ve partısını ıktıdara taşımışfir Aynı hırs Adalet Partısı 'nden Hilmi İşgüzar ve Ma- taracı'lan CHP'ye transfer ederek, mahke- me kararlan ıle CHP'ye hırsız damgasıru vur- durmuşlardır Ecevıt aılesının bu hırsı, bugun hâlâ de- \am etmektedır Buyuk Turk mılletı ılk se- çımlerde Ecevıt aılesıne, Ismet Inonu'nun Termal Otelı'nde yaşadığı huznun bedelı- nı odetecektır, kanısındayım Necmettın Erbakan gostenşe dayalı ola- rak yırmı defadan fazla hacca gıtmış ve Is- lamda kadınlann ımam olabılmesı mum- kun olmadığı halde, fakır fukaranın çocuk- lannı imam okuüanna gondermekte, ancak kendı çocuklannı Amenka'da okutmakta- dır Aynca, Kuran'da faız, gunah olduğu halde, faızın adını nema dıye değışnnp, ser- vetını bu şekılde açıklamıştır Suleyman Denurel, Cumhurbaşkanı olduk- tan sonra, bugunlerde Demokrat Turkıye Partısı'nın başına Bavar ı getırdığı gıbı, Doğru Yol Partısı'nın başına da Amen- ka'dan bebek yuzlu, ıpek gıysılı hanımı ge- ünnış ve o da Taksım'de bır elınde bayrak, bır elınde Kuran polıtıkaya aülmıştır Ben 1950yılından 1960 yılına kadar her cumartesı ve pazar Istanbul'a gıder, arka- daşlanmla Ağa Camıı yanmdakı Konya Lo- kantası ve Çıçek Pasajı'nda Degustasyon Lo- kantası'nda buluşurdum Hıçbır zaman ho- parlorden ezan sesı duymadım Necmettın Erbakan ve partısı, beledıye- len ele geçırdıkten sonra ezanı da. turbanı da polıtıka malzemesı halıne getırmışür 27 Mayıs 2002 Pazartesı gunu 1961 Ku- rucu Meclıs uyelen olarak saat on ıkıde Taksun Atanark Anıtı'na çelenk koyduk Uç arkadaşımla beraber eskı gunlen yadet- mek ıçın Çıçek Pasajfna gıttık Bunınma- salar tunst doluydu Tam yemek sırasında bırden tuylenm dıken dıken oldu Hoparlor- leavazavazezan okunmaya başlandı Ben Halep, Şam, Urdun ve Beyruta defalarca gıttım, fakat hıçbır camıde hoparlorle ezan okunduğunu duymadım Ben buradan po- lıtıkacılara, Ismet Inonu'nun sanklı hoca- lanna seslenıyorum Islama, ezana ve Ku- ran'a saygınız varsa, Istanbul Çıçek Pasajı meyhanesınde, Bodrum yat lımanında, Ku- şadası barlar sokağında ezanı avaz avaz ho- parlorle okutmayın Mınarelerden o boyun bağını kaldınn Ezanı o mınarelerden yanık ve guzel seslı muezzınler okusun Ezana karşı tunstler ve insanlar sev gı ve saygı duy- sun Bir Cumhuriyet Öğretmeninin Öyküsü Prof. Dr. Coşkun OZDEMİR 8 yaşnıda babasız kaldı 11 lıkte oğretmen okuluna başla- yaşında Izmır'ın ışgalını yaşadı Işgalcılenn Karşı- yaka sokaklanndakı acımasız davranışlannı hıç unutmadı An- nesı ve ıkı kuçuk kardeşı ıle bır- lıkte Izmır'den Mılas'a, oradan Kuşadası 'na, Kuşadası'ndan Ro- dos'a suruklendıler Çaresız don- duler sonunda doğduklan şeh- re 1922 Eylul'unde Turk or- dusunun Izrrur'e gınşını yaşadı O tanf edılmez sevıncı, coşku- yu, o benzersız kurtuluş gunu anılannı gozyaşlan ıçınde de- falarca anlattı Cumhunyetle bır- dı O yıllar ıçmde Mustafa Ke- mal'ıyakındangordu 19yaşuı- da mezun oldu \ e L rfa 'ya atan- dı Statlarda kaf-sın-kafdıye ba- ğıran Karşıyakalı genç kız Ur- fa'yı pek beğenmedı ama Urfa- lı bır başoğretmene gonul ver- dı 30 yılını orada geçırdı Sev- gılı Mengu Ertel ın Cumhun- yete Kanat Gerenlerprogramın- da, 30 yıl boyunca Urfa'da çok gûzel gunler geçu-dığuıı, Urfa- lılardan daıma se\gı ve saygı gorduğunu anlattı Eşı\emes- lektaşlan ıle bırlıkte Urfa halkı- na tıyatro sunmak ıçın sahneye çıktı Halke\ ınde en onsafta yer alan oğretmenlerle bırlıkte do- yasıya çalıştı Tum yurtta Ata- türk ruzgânnın estığı, devrım havasının egemen olduğu o yıl- lar gerçekten çok ama çok gu- zeldı Cumhunyet oğretmenle- n çok sayıdakı yurttaşlar gıbı ovunuyor, çahşıyor, guvenıyor- lardı Oğlunun Ingılızce oğreten ıyı bır okulda okuy abılmesı ıçın duğun armağanı olarak gelen altın bılezıklen sattı 30 yıl so- nunda eşı ıle Urfa'dan ağlayarak ve buyuk bır torenle aynldılar, uğurlandılar Bu- Istanbul ılçe- sınde (Yalova) yıne aynı coşku ıle çalıştılar ve ız bıraktılar Emeklılık yaşamında Cumhu- nyet ıdeallenne bağlıhğını he- yecanla surdurdu Eşını kaybet- ükten sonra da yalnız, yaşlı ama onurlu yaşamına devam ettı Çevresı ıle ılgılenmekten, onla- n etkılemekten gen dunnadı Fızıksel ve beyınsel gucunun azalması, yorgunluğunun gıde- rek artması, onu artık ulaşmayı arzuladığı sona doğru goturu- yordu Bır Cumhunyet oğret- menının yaşamı 4 Temmuz 2002 "de noktalandığında gen- de çok anlamlı, çok venmlı ve onurlu bır yaşam oykusu kahyor- du ŞtŞLİ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Es 2001 1239 Davacı Istanbul Vakıflar Bolge Müdurluğu vekılı tarafından davalı Hılmı Hacıoğlu alevhıne 1 461 000 000 -TL ışgal tazmınatının 01 04 2000-30 06 2001 tanhlen arasin- da ıtıbaren kademelı faızı \argilama gıden \e ucreti vekalet ıle bırlıkte davalıdan tahsı- lıne ılışkın Ecnmis.il davasi sebebı>le mahkememızce vapılan açık yargılama sonunda venlen karar uyannca Şışlı Inonu Mah Dolapdere Cd No ^2-54 adresındekı davalı Hılmı Hacıoğlu adına dava dılekçesının teblığ edılemedıgı, adres araştırmasından da adı geçenın elvens.li ad- resının bulunamadığı anlaşılmış olmakla 7201 savılı Teblıgat Kanunununun 28 29 maddelen hukumlenne bınaen dava dılekçesının ılanen teblığıne karar venlmıştır Yukanda ısmı jazılı davalının P 10 2002 gunu »aat 10 30 da mahkememızde hazır bulunması veya bır vekıl ıle kendısını temsıl ettırmesı delıllennı ıbraz etmesı duruşma >a gelmemesı veva mazeret bıldırmemesı halınde HLMK nun 213 maddesı geregınce >argılamanın yokluğunda yapılacağı ve hukum kurulacağı dava dılekçesının teblığı ye- nne geçerlı olmak uzere ılan olunur 27 06 2002 Basın 41814 KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 2000 1076 Davacı Ayşen Kılıç vekılı taraftndan davalı Alı ^teşaIp vs alevhıne mahkememızın 2000 1076 esas sayılı dosyası ıle açılan Izmır ılı, Karşıyaka ılçesı Bahanve mahallesı, 26078 ada 2 parselde kayıtlı 489 00m2 vuzolçumlu taşınmazın taksı- men veva satılarak ortaklığın gıdenlmesı ıle ılgılı davada davalılar Şekıbe Emesavın <Mpdoğan Lut- fı>e Ayşım Bılgıç \unttin Oncu Alpdoğan'a teb- lıgat yapılamamış olmakla duruşmanın yapılaca- ğı 24 09 2002 gunu saat 9 00 da mahkememızde hazır bulunmalan aksı halde vokluklannda dava- nın sonuçlandırılacağı ılanen teblığ olunur 28 06 2002 Basın 41737 PENCERE Dinci Medyada Hizbullah Kafası... Şenatçı medyanın bır kanadında Fethullahçılar televızyonları, radyoları, ınternet kanallarıyla yer alıyorlar Gazetelerı Zaman1 Zaman bır sureden ben 'mızanpaj ve grafik' du- zen açısından en guzel gazete goruntusunde Çok satışlı basının boyacı kupune batınlıp çıka- rılmış manzarası az buçuk estetık duygusuna sa- hıp her ınsanı rahatsız edecek boyutlarda1 Mavı zemın uzenne dışı yazılarla donatılmış bırıncı say- falara sıvanmış alacalı renklerden kâğıdın beyazı- nı görmek olanağı yok1 'Zaman' sayfa duzenı, renk kullanımı, başlık hu- rufatı bakımından çağdaş Darısı dıncı olmayan basının başına1 • 5 Temmuz 2002 gunlu Zaman'dan bır haber baş- lığı "Almanya 'da Federal Mahkeme oğretmene ba- şortusu yasağını onayladı " Haber metnı "Almanya'da, Federal Mahkeme, oğretmenle- rın sınıfta başortusu takmasını yasaklayan karar- lan onayladı Berlın 'dekı Federal Idare Mahkeme- sı, oğretmenın dını kımlığını sergılemesının farklı dınlere mensup oğrencıler ıle öğretmenlerarasın- dakı ılışkıyı zedeleyebıleceğı kararına vardı " Başortusu kavgası, yalnız Turkıye'de degıl, Av- rupa'da da suruyor Amaç ne? Şenatçı polıtıka 'Avrupa Mahkemelen'nöen ka- rartar çıkarabılırse, Turkıye'ye baskı dıye kullana- cak, ama, hedefıne bır turlu ulaşamıyor • Başortusu yada turbanı şerıatçılarTurkıye'de la- ık Cumhunyet'e karşı savaş bayrağı gıbı dalgalan- dırmak yontemını yurutuyorlar Kaç gunden ben dıncı medyanın butun gazete- lenndeîstanbul Unıversrtesı Rektoru Kemal Alem- daroğlu nun fotoğraflarından geçılmıyor O dıncı gazete, bu dıncı gazete, şu dıncı gaze- te soz bırlığı etmışler gıbı orgutsel bır eylemle Ke- mal Alemdaroglu'nu hedef tahtası yaptılar Saldınyorlar Suçluyorlar Ne yapmış Alemdaroğlu? Cınayet ışlemış 1 Nasıf Medine Bırcan adında bır hasta, başortulu ol- duğu ıçın, Istanbul Unıversıtesı hastanelerınde te- davı edılmemış ve sonuçta olmuş Iddıa doğru mu? Yalani Pekı yalancı murtecının en buyuk duşmanı kım? Alemdaroğlu 1 Ne denır "Soyle bana duşmanını, sana kım ol- duğunu soyleyeyım " • Turk ıle Kurt arasında duşmanlık yaratmak ıste- yenler ıflas ettıler, şenatçılar da amaçlanna ulaşa- mayacaklar yobazın kın ıle duğum duğum, çatal çatal yureğı toplumda kardeşı kardeşe duşman etmek ıçın çırpınıyor ama amacına ulaşamaya- cak, Muslumanı Muslumana kırdırmak yolundakı sıyasetın koku kazınacak Kım yapacak bunu 9 Halkın sağduyusu 1 Ancak ne yazık kı dıncı medyada Hizbullah ka- fasını taşıyan çok kışı var Çırpınışları nafıledır' TGS 50. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYOR 10 Temmuz 1952 de kurulan Turkıye Gazete- cıler Sendıkası'nın kuruculan, başkanları ve yo- netıcılen 50 yıllık bılgı bınkımlennı, anılannı ak- tanmak uzere aramızda 10 Temmuz 2002 Çarşamba gunu saat 14 OO'te Istanbul, Cağaloğlu Basın Sarayı Kon- ferans Salonu'nda eskı-yenı tum uyelerımızle buluşacağız TGS'nın yanında olan basın orgutlerını, sen- dıkaları ve tum dostlan beklıyoruz TURKIYE GAZETECİLER SENDİKASI YONETİM KURULU ISTANBUL 1. ŞULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 2002 ^40 \ası T Hastalığı sebebı>le Cemıle Koçvıgıt mahkemem!- zın 2002 340 esas 2002 316 karar sa>ılı ılamı ıle 4 n 2002 tanhmde vesavet altuıa alınmış olup kendısı- ne Şaır Nedım Cd Kaptan Ap No 5 4 Beşıkta^ Istan- bul adresınde ıkamet eden kızı Emıne Koçvıgıt vası tavın edılmıştır Ilan olunur 4 7 2002 Basın 41974 TRABZC^ \SLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 2002 191 Davacı Trabzon Beledıye Başkanlıgı tarafından aşa ğıda ısımlen vazılı kışıler alevhıne açılan kamulaştınna bedelının tespıtı ve taşınmazın ıdare adına tapuja tescılı davasında kamulaştuma Kanunu nun 4650 S K nun ıle değı^ık 10 maddesı hükmu gereğınce tensıben venlen karar uvannca, Trabzon ılı Merkez Gulbaharhatun Ma hallesı'nde kaın ve aşagıda davalılan malıklen \e ozel- lıklen vazılı taşınmazlardan belırtılen ver kadar Trab zon Beledıye Başkanlıgı tarafından 14 2 2002 tanhlı karan ıle kamulaştınlmasına karar venldığı ve kıvmet takdır komibvonu tarafından belırlenen bedelı aşmamak kavdı ıle pazarlıkla satın alınması ıçın anlaşma sağlana- madığındkn kamulaştınna bedelının tespıtı ve taşınma- zın ıdare adına tescılı ıçın Trabzon Aslıve Hukuk Mah- mekesı'nde davanın açıldıgı ve vapılacak vargılama so- nunda kamulaştırılan taşınmazın bedelının 4650 S K 'nun geregınce saptanmasinı muteakıp bedehn ılgı- lıler adına mahkemece belırlenen TC Zıraat Bankası Trabzon Şubesıne vatınlmasına ve bedehn vatınlması uzenne de taşınmazın ıdare adına tescılıne karar venle- bıleceğı hususu Kamulaştınna Kanununun 4650 S K nu ıle değı^ık 10 maddesı hukmu geregınce ılan olunur 21 05 2002 Davalı ve malıkier 1 Muzaffer Ozkan 2 Hayrettın Ozkan Pafta 19 Parsel 5 Vasfı Arsa Yu- zolçumu m2 121 72 Kamulaştınlan alan (m2) 121 72 m2 Basın 34688
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear