Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMU2 2002 CUMARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
CLPVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
yoıiar.
Kımi TV'lerin "değişmez" program sahiplerinin
kımılei, yorumlarında 3 Kasım'ı artık içlerine sin-
dirdıler. Şimdi bu Meclis'in giderayak AB uyum
yasalarını çıkarması için işlerine gelen eski büyü-
kelçıleri, siyaset adamlarını, sıkıştılar mı Karen
Fogg ağzıyla konuşan yazsr çizertakımından bi-
rilerini ekrana misafir ediyorlar.
Son günlerde ANAP lideri Mesırt Yılmaz'ı AB
yasalarını sahipleniyor diye kolluyor, yüceltiyor-
lar.
Dediklerine göre; Yılmaz'ın son çıkışından son-
ra "ince siyaset" başlamış!
Neymiş ince siyaset? ANAP Genel Başkanı, li-
derlerturunda düş kırıklığına uğradıktan sonraki
basın toplantısında; ya destek verirler paketime
ya da ben seçim propagandası boyunca deme-
diğimi bırakmam, dedi ya...
"öteki partiler" fena halde korkmuş bu gözü
pek söylemden! Yelkenleri indirmeye başlamış-
lar. Indirmişler de ne yapmaya girişmişler? AB
uyum yasalarını görüşmeye yanaşan "yumuşak"
kimı açıklamalara girişmişler.
Doğrusu böylesi saptırmalar hani siyaset erba-
bına uygun düşüyor da gazeteciye pek yakışmı-
yor. Ama ne yazık ki; gazeteci devleti idare etme-
ye, politikacılara yön vermeye merak sardı. Ka-
ren Fogg'un yerini doldurmaya merak saran epey
erbab-ı kalem, üstelikçok maaşlı koltuklarda ya-
zıyor, konuşuyor.
İnce siyaset dedikleri, YTP Genel Başkanı Is-
mail Cem'ın liderleri turlarken Mesut Yılmaz'a
(daha sonra ANAP liderinin söylentilere yol açma-
sı amacıyla saptırarak aktardığı) içtenlikli öneri-
sinin ürünü.
Cem, beş yıl boyunca dışişleri bakanı olarak sa-
vundugu ilkelerden bir günde üç beş oy uğruna
vazgeçtiğini gösterecek bir adım atacak kadar
dünkü politikacı mı?
Elbette hayır! Dediği şu: AB uyum yasalarının
gerçekleşmesinı sonuna kadar destekleriz. An-
cak görünen o ki; idam cezasının kaldırılmasıyla
anadilde öğrenimin Meclis'ten geçmesi zor. O
zaman yapılacak nedir? Idamla anadildeki deği-
şimleri daha sonraya bırakmak, geri kalan 11
maddeyi Meclis'ten geçirmek! Akılcı biryöntem.
AB uyum yasalarından sapma bu önerinin ne-
resinde?
YTP'yi harcama uğruna Yılmaz'ın değişik bir bi-
çimde sunduğu Cem önerisini AKP ıle hatta
MHP'nin (bakarsınız DYP'nin) sahiplenmesine ne
dersiniz? Görünen köy kılavuz ister mi? Üstelik
uyum yasalarında "mutabakat" olmaması da eş-
yanın tabiatına uygun.
Dün anımsanmamalı, pekâlâ. Üç beş ay önce-
sıne bugün vurdumduymazlık egemen. Bu hal-
lere düşmemizin asıl sorumlusu hükümet değil-
miş gibi; yumurta kapıya gelmiş, Mesut Yılmaz
destek vermiyorlar diye muhalefetisuçluyor. Pes!
Oysa Brüksel idamlı anadilli uyum yasaları çık-
mazsa... Olmaz, diyor. İdamlı anadilli uyum ya-
salarını çıkarsak yetmedi, daha daha diye dire-
necek. Böyle direnmese uygulamalara bakalım
diyecek!
• • •
Yılmaz'ın uyum paketine tam destek verdiğini
söyleyerek övdüğü SP var ya SP, Yılmaz'ı yalan-
ladı, paketin kendilerini "bağlamayacağını" ilan
ettiği gibi, yan çizmeye çalıştığı 3 Kasım'da se-
çim istiyor. Partiler adeta dönme dolap!
• • •
AB konusunu öteki partilerin -Recep Bey'in de-
diği gibi- "Yılmaz'ın kendisine ait birmesele gibi
görmeye ve göstermesine karşı vaziyet almalan"
doğal hakları değil mı?
Pazartesi günü TBMM açılır. Erken seçim iste-
yen önerge ya da yasa önerisi Anayasa Komis-
yonu'na gider, Başkanlık Divanı'nda uzlaşma
olursa 48 saat beklenmeden genel kurula gelir
ve.. içtüzük emrine göre "her konudan önce gö-
rüşülür", kabul edilir.
Işlem tamam ötesi yalan!
Emek Platformu'ndan uyarı
tş güvencesi
yoksa oy dayok
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - E-
mek Platformu Baş-
kanlar Kurulu, erken
seçim sürecine giren si-
yasi partileri iş güven-
cesi konusunda uyardı.
Meclis'in 29 Tem-
muz'da yapacağı olağa-
rüstü toplantıda iş gü-
•vencesinin de yasalaş-
nası gerektiğini vurgu-
lıyan Emek Platformu,
sçim programında
anekçilerin istemleri-
re yer vermeyen hiçbir
syasi partiye destek
•vermeyeceklerini de
a;ıkladı.
Toplam 17 sendika
-ve meslek odasının
duşturduğu Emek
llatformu Başkanlar
Lurulu, son siyasi ge-
lşmelere ilişkin bir bil-
ciri yayımladı. DÎSK
»enel Başkanı Süley-
aan Çelebi taranndan
çıklanan bildiride şu
>tem ve uyanlara yer
erildi:
- Erken seçim ve AB
asalannı görüşmek
;in toplanacak olan
"BMM, iş güvencesini
£ gündemine almab.
- Siyasi partiler ve se-
çim yasalannda de-
mokratik açılım ger-
çekleştirilmeden yapı-
lacak bir seçim, halkın
sorunlanna çözûm ge-
tirmekten uzak olacak.
Seçimlerde halkın ira-
desinin tam ve gerçek
olarak parlamentoya
yansımasını engelle-
yen, başta baraj olmak
üzere tüm engeller kal-
dınlmalı, seçmenlere
milletvekillerini tercih
hakkı tanınmalı. Siyasi
parrilerin seçim ittifak-
lanna olanak sağlan-
malı.
- Anayasanın 82.
maddesi değiştirilerek
milletvekilliğiyle bağ-
daşmayan görevler lis-
tesinden sendika yöne-
ticiliği çıkanlmalı.
- Emekçilerin istem-
leri, siyasi partilerin
gündemine almmalı.
Program ve seçim bil-
dirgelerinde Emek
Platformu 'nun alterna-
tif programı ve taleple-
rine yer vermeyen hiç-
bir siyasi partiye,
emekçiler destek ver-
meyecek.
tÜ'ye aıt öörencı kımlığımı ve pasomu kaybettim.
Hükümsüzdür. SJı\EMYÜCEARDA
lC'ye aıt pasomu kaybettim. Hükümsüzdür.
HA\DE K.4RABACAK
Paşabahçe işçilerine getirilen yiyecek ve su stoklan içeriye alınmıyor
çiye polis ablııkasıtstanbul Haber Servisi- Pa-
şabahçe Şişe Cam AŞ'nin Bey-
koz'daki fabrikasında işçilerin
başlattığı eylem 5. gününe gir-
di. Fabrikada "üretimin durdu-
rnlması" karan üzerine başla-
yan eyleme karşı polis, son iki
gündür aldığı güvenlik önlemle-
rini arttırdı.
Tekzip'e bağlı Sümerbank iş-
çilerinin getirdiği yemek ve su
stoklan güvenlik güçleri tarafin-
dan engellenerek içen sokulma-
dı. Beykoz halkının da fabrika-
nın önünden geçmesi yasaklan-
dı. Çevik ku\-vet, basın mensup-
lannın çalışmasına da engel ol-
du. Basına uygulanan tecridi
protesto eden jşçiler. "Basına
özgürlük", "Özgür basın sus-
turulamaz" sloganlannı attı.
Beykoz'da Paşabahçe Şişe
Cam Fabrikasf nda 5 gündür sü-
ren eylem nedeniyle fabrikanın
giriş kapısı polisler tarafindan
bariyerlerle kapatıldı. Işçiler,
Hak-Iş Genel Başkanı Salim
Uslu ve Türk-Iş yöneticilerinin,
tş Bankası Genel Müdürü Er-
san Özince ile yaptıklan görüş-
meden beri işverenin tutumun-
da bir değişme olmadığını be-
lirterek, işçilerin çözüm için ye-
ni bir görüşme çağnsı bekledik-
lerini söylediler.
Türk-Iş 1. Bölge Temsilcisi
Faruk Büyükkucak. 5 gündür
işyerini terk etmeme eylemı ya-
pan işçilere karşı ambargo uy-
gulandığını kaydederek, tansiyo-
nun her geçen gün yükseldiğini
belirtti. Büyükkucak, işçileri bir-
tşçilerin ailelerinin ve gazetecilerin fabrikaya girmesine de izin verilmiyor. (Fotoğraf: GÜL SÜLÜN)
çok kuruluşun, sivil toplum ör-
gütlerinin, sendika ve siyasi par-
ti temsilcileriyle millervekilleri-
nin ziyaret ettiğirü anlatarak, ko-
nunun Meclis'e kadar taşınmış
olmasına rağmen fabrikayla il-
gili henüz çözüm noktasına ge-
linmediğini söyledi. Büyükku-
cak, işçilerin, eş ve çocuklanyla
ısrarla fabrikada beklemeye de-
vam edeceklerini vurguladı.
Fabrikaya destek amacıyla gel-
diklerini söyleyen Büyükkucak,
bir sonuç alınmazsa bu yönetici
hareketinin kitlesel işçi hareke-
tine dönüşeceğini kaydetti.
Türk-tş'e bağlı şubeler adına
açıklama yapan Basın-tş Sendi-
kası tstanbul Şubesi Başkanı
Kenan Kaya da, yıllardır kâr e-
den Paşabahçe Fabrikası'nın bu-
günkü duruma gelmesinin so-
rumlusunun işçiler olmadığını,
sorumlulann piyasacılıkta sınır
tanımayan ve IMF politikalannı
uygulayanlar olduğunu söyledi..
Türkiye Gazeteciler Sendika-
sı Genel Başkanı Şükran So-
ner, Paşabahçe direnişinde ba-
sına sansür uygulanmasını pro-
testo ettiklerini vurgulayarak,
uygulamanın işçilerin kamu-
oyuna ulaşma. gazetecilerin ha-
ber alma, toplumu bilgilendir-
me hakkının hukuk dışı yollarla
gaspedilmesi anlamına geldiği-
ni belirtti.
TMMOB îstanbul Koordinas-
yon Kurulu Genel Sekreteri
Münir Aydın da, fabrikanın Pa-
şabahçe halkı ile bütünleştiğini
belirterek. "Böyle bir kurulu-
şu salt ekonomik nedenlerle
kapatmak en başta insanlara
saygısızlıktır. İşçileri ziyarete
gelenlere uygulanan baskı ve
yasaklamaları da kınıyoruz"
diye konuştu.
Türkiye Komünist Partisi Ge-
nel Başkanı Aydemir Güler ise
işçilere ve ailelerine karşı katı
bir tecrit uyguladığını kaydede-
rek, "Tecridin gerekçesi 'işye-
rınde yasadışı işgal' yapıldığı-
dır. Oysa gerçekte fabrikada
patron tarafindan yasadışı
lokavt uygulanıyor" dedi.
Beykoz'da fabrîkalar yeşil alan oluyor
tstanbul Haber
Servisi - Beykoz'daki
Sümerbank Deri-
Kundura, Paşabahçe
Şişe-Cam ve Tekel
fabrikalannın
bulunduğu alanlann
Büyükşehir
Belediyesi'nin yetki
alanında olduğu ve söz
konusu yerlerin 1994
yılında Fazilet Parti'li
(FP) yönetim
tarafindan "yeşil alan"
ilan edildiği belırlendi.
Belediyenin aldığı
karar 1995 yılında
Recep Tayyip
Erdoğan döneminde
Büyükşehir'e
gönderilerek planlann
alınan karar yönünde
değiştirihnesi istendi.
Beykoz'a ayda
yaklaşık 10 trilyon lira
gelir sağlayan
Sümerbank, Paşabahçe
ve Tekel fabrikalannın
kapatılmak istenmesi,
Beykoz
Belediyesi'ndeki yetki
sorununu bir kez daha
gündeme getirdi.
Beykoz'un DSP'li
Beİediye Başkanı
Alaattin Kösesler.
1983tarihli"Boğaziçi
Kanunu" ile ilçenin
"Öngörünüm" ve
"Geri Görünüm"
olmak üzere ikiye
aynldığını, bu iki
bölümde ayn yasalar
ve uygulamalann
geçerli olduğunu
anlattı. Söz konusu
fabrikalann
Büyükşehir
Belediyesi'nin yetki
alanında olduğunu
anımsatan Köseler,
"Beykoz'a dikilen dar
elbise. yasal
düzenlemeler,
mülkiyet sorunlan ve
yapay olarak
yaratılan ekonomik
darboğazla birlikte
yeniden ortaya
çıkıyor" dedi. Köseler,
Beykoz'un
fabrikalanyla bir bütün
olduğuna dikkat
çekerek, yetkilerinin ve
olanaklannın kısıtlı
ounasından yakındı.
Köseler, aralannda,
kapanmaması için
işçilerinin günlerdir
direnişte olduğu
Paşabahçe Şişe-Cam'ın
da bulunduğu
fabrikalann
kapatüması halinde
Beykozlulann işini,
evini ve ilçesini terk
etmek zorunda
kalacağuu ifade etti.
Alaattin Köseler, 1994
yılında FP'li Beİediye
Başkanı Yücel
Çelikbilek'ınüç
fabrikanın bulunduğu
bölgeyi "yeşil alan"
olarak değiştiren bir
karar aldığını, ancak bu
karan alan siyasal
çizginin temsilcilerinin
bugün fabrikalann
kapatılmasına karşı
çıktığıru söyledi.
"Zaman ve mekâna
göre değişen
politikalar" nedeniyle
sorununun çözümünün
gerçekleşemediğine
dikkat çeken Köseler,
"Yapılan,
fabrikalann
korunmasını
sağlayacak kararlar
almak yerine,
plandaki turizm
konaklama
fonksiyonunu
kaldırarak burayı
yeşil alana
dönüşfürmek.
Plan tadilatı için
karar alma yetldsi
olanlar. bu yetkilerini
neden fabrikalann
korunması için
kullanmıyorlar?"
diye konuştu.
^oksulluk sınırı 1 milyarı aştı
I Baştarafı 1. Sayfada
nomik kriz ve uygulanan poli-
tikalar sonucu, dar ve sabit ge-
lirli kesimlerin geçim koşulla-
nnın. her geçen gün daha ağır-
laştığına dikkat çekilerek yok-
sulluğun yaygınlaştığı vurgusu
yapıldı. Türk-tş Araştırma
Merkezi'nce yapılan açıklama-
da, temmuz ayında mevsimsel
özelliklere bağlı olarak bırçok
ürünün fiyatının artmadığı be-
lirtildi. Buna karşın nohut. ye-
şil mercimek, pirinç, tereyağı
gibi ürünlerin fiyatlannda ise
artış yaşandığına dikkat çekil-
di.
Ürün fıyatlanndaki mevsimsel
etkiye karşın temmuz ayı itiba-
nyla 4 kişilik bir ailenin gıda har-
caması tutannın 334 milyon 158
bin lira olduğu belirtilen açıkla-
mada, geçen yılın aynı dönemin-
de bu rutann 222 milyon 356 li-
ra olarak hesaplandığı kaydedil-
di. 4 kişilik bir ailenin temel ih-
tiyaçlan için yapması gereken
toplam harcama tutannı gösteren
yoksulluk sınınnın da 1 milyar
16 milyon lira olduğu belirtilen
açıklamada, gıda harcaması tuta-
nndaki artış yılın ilk yedi ayı itı-
banyla yüzde 13.8 olarak, son 12
ay itibanyla da yüzde 50.3 olarak
belırlendi.
'Krizzedelere yardım
edilmeli'
TÜKODER'ın Başkanı Se-
vim, yoksulluğun yaygırüaşma-
sına ilişkin araştırmalann yeter-
siz kaldığını savunarak Fak-Fuk-
Fon'dan yapılan sosyal dayanış-
ma yardımlannın açlık tablosunu
gözler önüne serdiğini belirtti.
Ekmek, elektrik, su, doğalgaz,
köprü geçiş ücreti gibi pek çok
mal ve hizmete yapılan zamlara
karşı açtığı davalarla bilinen Se-
\im, nüfusun yansının yoksulluk
sınınnda yaşadığına dikkat çeke-
rek "Köklü önlemler alınmak
durumunda. Krizle birlikte
milvonları bulan işsizin, yerin-
de sayan ücretlerle geçinmeye
çalışan kitlelerin olduğu bir or-
tamda en temel mal ve hizmeı-
lere yapılan zamlar, "krizzede-
ler' yaratıyor" diye konuştu.
Siyasi partilerin bu sürece mü-
dahale yönünde bir programlan,
somut önerileri ve çözümlere dö-
nük politakalan olması gerektiği-
ni kaydeden Sevim, "açlıkla sa-
vaşan insanların" ne tüketici
haklannı ne de insan haklannı
koruyamayacaklannı kaydetti.
Sevim şunlan söyledi: "Bu-
gün işsizliğe itilen insanlar
üretmeyen tüketici konumuna
geliyorlar. Elektrik, su gibi en
temel hizmetleri bile satın ala-
nııyorlar. Buna dönük politika-
lar geliştirilmeli. Ancak her
şeyden önce, asbnda onur kırı-
cı sayılabilecek ve sadece dini
bayramlarda yapılan yemek
yardımları organize edilebilir.
Bunun yapılması çok zor değil.
Sosyal dayanışma fonlarında
yapılacak yardımın adresleri-
nin belirlenmesi açısından ye-
terli kayıtlar var. Aynca gün-
celleştirilebilir."
E&ITIM
PARKI
Beykoz Çayın'nda
öğrencişenliğî
TEGV'nin etkinliklerinde minikler, yanşmalara katılıp hem eğlendiler hem
de aylardır hazırladıkları gösterileıî sundular. (Fotoğraf: CAFER GEZEK)
tstanbul Haber Ser-
visi - Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Vakffnın
(TEGV)yazetkinlikleri.
Beykoz Çayın'nda ger-
çekleştirilen şenlikle so-
na erdi. 8 eğitim birimiy-
le 2 eğitim parkının ka-
tıldığı şenlikte ögrenci-
ler, müzik, dans, şiir ve
tiyatro oyunlan sergile-
dtler.
TEGV'nin yaz etkin-
liklerine kahlan yaklaşık
bin öğrenci, dans ve mü-
zik eşliğinde doyasıya
eğlendi. Şenlikte bir dizı
gösteri sunan öğrenciler,
ödüllü yanşmalara da
katıldılar. Etkinliklere
katılan çocuk kitaplan
yazan Fatih Erdoğan
ise minik öğrencilere ki-
taplanndan dağıttı.
TEGV'nin tletişim
Departmanı Yöneticisi
Şule Abra, etkinliklerin
sadece İstanbul'da değil,
Türkiye'nin 56 noktasın-
da yaptldığtna dikkat çe-
kerek amaçlannın 7-16
yaş arasındaki öğrenci-
lere sosyal aktivitelerle
dolu güzel bir yaz tatili
sağlamak olduğunu be-
lirtti.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yonun hiç olmaması. ikinci önceliği, olacaksa çok
sınırlı ölçülerde kalması. Toplantıda, Türkmenle-
rin durumu da gündeme geldi. Türkiye, Irak'ın
toprak bütünlüğü çerçevesinde bu ülke içindeki
etnik konulara girmiyordu. Kuzey Irak'ta adı kon-
mamış oluşumun ardından Türkiye de Türkmen-
lerle doğrudan ılgilenmeye başladı. Bu, yeni bir
yaklaşım.
2- Başbakan Bülent Ecevrt, "her şeye karşın
Irak teknik ve ekonomik gücünü büyük ölçüde ko-
ruyor. Irak, Vıetnam ya da Afganistan'a benze-
mez" dedi. Ecevıt'ın iç politikaya ilişkin görüşleri
öne çıktı, bu ikinci planda kaldı. Ancak, yabancı
ajanslar Ecevit'in bu görüşlerini ayrı haber yaptı-
lar ve Türkiye'nin Irak çıtasını yüksek tutarak pa-
zarlığı da yüksek tutmaya hazırlandığını yazdılar.
Öyle anlaşılıyor ki, operasyonun ciddiye binmesi
durumunda Türkiye'nin masaya koyacakları az
olmayacak.
Ne kadarı ciddiye alınır?
Bu, Türkiye'nin pazarlık ciddiyetine bakar.
3-1991 'deki Körfez Savaşı'nı naklen yayın eş-
liğinde izledik. Sabah kahvaltımızı yaparken Bağ-
dat bombalandı, akşam yemeğinde Basra'nın
alevler içınde yanışını izledik. Uluslararası ajans-
lar öyle bir haber bombardımanı yaptılar ki, Bush
adlı bir melek, Saddam adlı bir şeytanı yok ede-
cek. Bu durumda savaş da doğal! Bugün de ben-
zer bir hava yaratılmak isteniyor. "Savaş istemi-
yoruz" sesleri savaş senaryoları arasında boğu-
luyor. Dün de Antalya'dan 6 örgüt, savaşa hayır
dedi. Bakalım bu sesler koro olabilecek mı!
Şam hani?
4- Irak politikası pek çok uluslararası konuda ol-
duğu gibi Londra'da pişıyor, VVashington'da ser-
vis yapılıyor. Dün Londra'da Kensington Beİedi-
ye Sarayı'nda Iraklı rejım muhalıfleri geçici hükü-
met ilan edeceklerdı. Son anda ertelendi. Operas-
yon planının parçaları netleşiyor!
5- Yukarıdaki maddeye koşut olarak VVashing-
ton'dan gelen haber de ABD Savunma Bakanlı-
ğı'nın (Pentagon) Irak'la ilgili bilgilerin basına sız-
masına karşı başlatılan soruşturmaya ilişkindi.
Savurma, affedersiniz Savunma Bakanı Rums-
feld, gizli kalması gereken bilgilerin deyim yerin-
deyse izli hale geldiğini vurguladı. ABD kaynaklı
haberlerin çoğu şişirme olsa bile, gerçeklik payı-
nın olduğu anlaşılıyor!
6- Irak, oğul Bush'a baba Bush tan miras... Ba-
basına Saddam rejiminin küllerini armağan etmek
isteyen George Bush gözünü karartmış, bir an
önce hedefine ulaşma hırsında. Başkanlık seçi-
minde Bush'la yarışan Al Gore, ABD'nin Irak po-
litikasını eleştirıyor. Körfez Savaşı'nda pek çok
ülkeyi arkasına alan Bush'ların, bugün ülke için-
de bile blok bir Irak bakışı oluşturamadığı görü-
lüyor.
7- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksan-
dır Saltanov Ortadoğu'yu dolaşıyor, pazartesi
günü Türkiye'de olacak. Gündeminde Irak var.
Körfez Savaşı'nda Sovyetler Birliği dağılma süre-
cindeydi, Rusya kendı derdıne düşmüştü. Bugün
G-7'yi 8'lemiş, NATO'da dengesini kurmuş ve I-
rak'a operasyona hayır diyen bir Rusya var. Irak,
Rusya'nın uluslararası oyunlara ne ölçüde geri
döndüğünü de gösterecek!
8- Ortadoğu'nun bir oyuncusu daha var; Iran.
Son olarak Iran Savunma Bakanı Ali Şamhani şu
demeci verdi:
"ABD'nin Irak saldırısı Ortadoğu'yu istikrarsız-
laştırır."
Bunun Türkçesi şu:
ABD, Irak'ta rejimi değıştirirse benim elim armut
toplamaz...
Anlaşılan, bölge karışınca soracak Şamhani:
- Şam hani?
ankcum@ttnet.net.tr
Beyaz Enerji1
davası
Devlet zarara
uğratıldı
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Be-
yaz Enerji davasının
gerekçeli karannda,
gecikme zammı ve te-
cil faizinden vazgeçile-
rek TE AŞ' ın zarara uğ-
ratıldığı belirtildi. Sa-
nıklann Başbakanlık
talimatlanna uymaya-
rak devlet aleyhine ka-
rarlar aldıklan, "göre-
vi ihmal" ve "görevi
kötüye kullanma"
suçlannı işledikleri
kaydedildi.
Ankara 4. Ağır Ceza
Mahkemesi, Beyaz
Enerji davasının gerek-
çeli karannı açıkladı.
Kararda, sanıklann,
TEAŞ ana statüsü gere-
ğince, yapmakla görev-
li olduklan görevleri
nedeniyle basit nitelik-
te rüşvet aJdıklan bildi-
rildi.
Kararda, sanıklara
yöneltilen "çete" suç-
laması ve bu suçu dü-
zenleyen TCY' nin 313.
maddesi de değerlendi-
rildi. TCY'nin 313.
maddesınin "bir tehli-
ke suçu" olduğu belir-
tilerek şöyle denildi:
"Sanıklann düşün-
ce ve eylemlerinde sü-
reklilik bulunmadığı
anlaşılmıştır. Unsurla-
n oluşmayan suçtan
sanıklann beraatları-
na karar vermek ge-
rekmiştir."
Gerekçede, iddiana-
mede sanıklann, özel-
lıkle eski TEAŞ Yöne-
tim Kurulu üyesi olan
Birsel Sönmez aracılı-
ğıyla Demir Enerji yet-
kilisinden Yamula HES
Baraj tnşaatı için şirke-
tin menfaatı doğrulru-
sunda 200 bin dolar al-
dıklan ve bu işin TEAŞ
Yönetim Kurulu'ndan
geçmesi karşıhğında
aynca makine parkının
Birsel Sönmez'e teklif
edilip beraber yapılma-
sı amacıyla verildiği,
Sönmez'in de bu amaç
doğrultusunda eski TE-
AŞ Genel Müdürü Mu-
zaffer Selvi'ye iki se-
ferde 10 bin dolar, Ü-
nal Peker'e 15 bin do-
lar verildiğinin iddia
edildiği anımsatıldı.
Kararda, Muzaffer Sel-
vi ve Ünal Peker' in rüş-
vet aldıklannı beyan et-
tiklerine işaret edildi.
Kararda, TEAŞ ile
KayseriveAKTAŞfir-
malan arasında yapılan
mahsuplaşmada TE-
AŞ'ın zarara uğratıldığı
kaydedildi. Sanıklann,
Başbakanlık talimatla-
nna uymadıklan, gö-
revli şirketler lehine ve
devlet aleyhine sonuç-
lar oluşmasına sebebi-
yet verdikleri anlatılan
gerekçeli kararda, göre-
vi ihmal ve görevi kötü-
ye kullanma suçlannı
işledikleri belirtildi.
Mahkeme, davada, 16
sanığı 7 ay 15 gün ile
11 yıl2ay5günarasın-
da değişen hapis ceza-
lanna mahkûm etmişti.