23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİFUN 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3.Ebğaz köprüsünün SlT'lerde yaratacağı tehdit ICOMOS Risk Raporu'nda... 'Risk altındaki'Boğaziçi Su ireticileri 'Kaynak sularına komplo' İstanbıl Haber Servisi - Ambaajh içme sulannda 'arsenk' bulunması ve bu sular icin toplatma karan alınması, sulann temizliği tartışrrasını yeniden başlattı. Marmıra Üniversitesi Sağlık Eğitiır Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mithat Kıyak. arseniğin doğada var olduğuıu ve sulara geçebıleceğini belirtti. Su UreticJeri Derneği Başkan Vekili Mehmet Kardeş de Niksaı'la ilgili haberlerin insanlann işlenmiş suya yönelmesi için yapılmış bir kompb olduğunu savundu. Kardeş, "Kuyu sulannın piyasada yer etmesi için yapıldı. Bu suyu Niksar Belediyesi halİana içiriyor. Kaynak sulan kötülennıeye çalişılryor. Biz sulann günlük anali/Jerinin yanı sıra 3 ayda bir avnntılı analizlerini yaptuTyoruz" diye konuştu. Niksar Ayvaz Suyu'nun satışını yapan Su ve Ambalaj AŞ'den yapılan açıklamada ise Niksar Ayvaz Suyu'nun yurdışında da satıldığı vurgulanarak söz konusu tartışmalann uluslararası meşrubat firmalannın Türkiye pazanna göz dikmeleri nedeniyle ortaya çıktığı belirtildi. Cevrecilerin başarısı Biyo-Gökova projesine BMdesteği ÖZCANÖZGÜR MUĞLA-Gökova- Akyaka'yı Sevenler Dernegi'nin (GAS) Gökova Havzası'nda biyolojik çeşitliliğin korunması ve eko- tanm yapılabıhnesi için hazırladığı "Biyo-Gökova'' projesine Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Küresel ÇevTe Fonu'ndan 90 bın dolar destek karan çıktı. "Yerel Çözümlerie Gökova Havzasında Biyolojik Çeşittiliği Koruma ve Artürma Projesi''nin tanıtımını yapan GAS Derneği Başkanı Heike Thol Schmitz hedeflerinin biyolojik çeşitliliği koruyup, çoğaltırken "koruma- kuDanma dengesini" sağlamak ve havzada "eko- tanm" "eko-turizmTI ve "kuş turizmi" olanaklannı yaratmak olduğunu vurguladı. • Uluslararası Anıtlar ve SÎTler Konseyi'nin ;iCOMOS' raporunda İstanbul Boğazı'na 3. köprü yapımının bölgedekı kültürel ve doğal miras üzerinde giderilmesi olanaksız tahribatlar yaratacağına dikkat çekildi. Raporda, 3. köprü için "Arnavutköy- Kandilli" arasının seçilmesi de "talihsizlik" olarak değerlendirildi. OKTAYEKİNCt Bayındırlık ve tskân Ba- kanı Abdülkadir Akcan'ın üst üste ve "srarlT açıklama- lanyla yeniden gündeme ge- len 3. Boğaz Köprüsü, kısa adı "ICOMOS" olan Ulus- lararası Anıtlar ve StT'ler Konseyi'nin "Risk Alûnda- ki Kültürel Miras" raporun- da da yer aldı. Kamuoyunda- ki ve uzman çe\Telerdeki tep- kılere rağmen yine de yapıl- ması durumunda, Boğaziçi Köprüye neden hayır? y Nazım Plan'a aykın y Tarihi ve doğal doku zarar görecek / Çözüm değil sorun getirecek y Şehircilik ilkelerine darbe indirecek y Arsa spekülasyonuna açık bir şehir biçimi geliştirecek J Kent ve toplum yararlannı hiçe saydığı için y Yeni çevre yollan ve şehir içi arterleri inşası başlayacağı için. Tüp geçite neden evet? / Nazun Plan'da öngörülüyor J J îstanbul'un tarihini ve doğasını koruyacak y Arazi yağmasına hizmet i etmeyecek / Toplu ulaşrmı, sorun yaratmadan çözecek J Ulaşımda bireysellik yerine j toplumsalhğı savunduğu için j v ' Çağdaş şehirciliğin ilkelerine uyduğu için. StT alanlan ve yeni çevre yolu bağlantılannın etkile- me bölgelerindeki kültürel ve doğal miras üzerinde gi- derilmesi olanaksız tahribat- lar yaratacağına dikkat çeki- len raporda, 3. köprü için açıklanan "Arnavutköy-Kan- diffi" arası için de; •'İstanbul açısından talihsiz bir yer se- çuni" vurgulaması yapılıyor. ICOMOS'un Risk Altında- ki Kültürel Miras Raporu. dünya kamuoyunun ve BM'ye üye tüm ülkelerin dik- katlerini "insanlığın ortak kültür ve doğa mirası üzerin- deki tehdit ve tehlikelere" çekmeyi ve bu evrensel mi- ras değerindeki StT'ler ile anıtlann söz konusu tehdit- lerden kurtanlabibnesi için de uluslararası işbirliği ortam- lannı yaratmayı amaçlıyor... UNESCO gûndeminde Geçen günlerde çok sayı- da ülkenin ulusal komite baş- kanlan ve temsilcileriyle bir- likte Istanbul'da gerçekleş- tirilen ICOMOS genel yö- netim ve dünya genel kııru- lu buluşmasında, değişik kı- talardaki risk altında bulu- nan kültürel mirasa ilişkin 2001 - 2002 dönemi "Dünya Raponı" da ele alındı. "He- ritage at Risk-ICOMOS VV'orld ReporT başhklı ra- porun Türkiye bölümünde ise "önceikfi w adl konu" ola- rak 3. Boğaz Köprüsü Pro- jesi'ne yer verildi. UNESCO'nun aynı konu- daki "damşman kuruluşu" Demiryolu tüp geçişiıün hazıruklan son aşamaya getanişken üçüncü köprü konusunda bir dayatma yapıtayor. Üniversiteler ve meslek odalan, 3. köprünün çözüm olamayacağını belirtiyor Çağdaş uLaşrnı poKtikasıııa aykın İstanbul Haber Servisi - Şehircilik il- keleri ve çağdaş toplu ulaşım politikası yıllardır tüp geçişi öngörmesine karşın, Boğaz'a 3. köprü yapılması istemi gün- deme taşınıyor. Üniversiteler ve meslek odalan, 3. köprünün, ulaşuna çözüm ola- mayacağını, aksine daha çok aracın kent trafiğine çıkmasına yol açacağını belir- tiyor. Yeni köprünün, tarihi dokuya za- rar vereceğini ve yeşil alan tahribaüna yol açacağını vurgulayan bilim adamlan, Türkiye'de bu projeyi destekleyen güç- tü bir karayolu ve Boğaz köprüleri lobi- si bulunduğunu vurguluyor. Türk Mühendis ve Mimar Odalan Bir- liği (TMMOB) Raporu'na göre ulaşım politikasını belirleyecek temel tercih, "araçlann" değil, "insanlann" hareket ettirilmesi olmalı. Raporda, mevcut Bo- ğaz köprülerinin insan taşımaya yönelik değil, araç taşımaya yönelik olduğuna dikkat çekiliyor. Ne kadar köprü yapılır- sa yapılsın insan geçişlerinin artmadığı, yalnızca geçiş yapan araçlar olduğu be- lirtiliyor. Îstanbul'un kentsel ulaşım etüdüne gö- re, kentin ulaşım sorununu çözecek tek yol, boğaz demiryolu tüp geçiti. Tüp ge- çit ile köprüye oranla çok daha fazla in- sanın geçişi sağlanacak. Ancak bilim adamlan buna karşın her iktidardönemin- de köprünün gündeme getirildiğine dik- kat çekiyor. Türkiye'de güçlü bir karayol- lan-otoyollar- Boğaz köprüleri lobisi bu- lunduğunu vurgulayan bilim adamlanna göre bu lobicilerin dış destekçileri ise otomotiv, petrol, petrokünya tekelleri. Tüm dünyada özellikle gelişmiş, zengın ülkelerde demiryolu ağırlıkh ulaştırma ya- tınmlanna hız verilirken lobiciler hâlâ ka- rayolu, yeni otoyollar, İstanbul Boğa- zı'na, Izmit Körfezi"ne, Çanakkale Bo- ğazı'na köprüler yapılması için çaba sar- fediyor. Ancak Boğaziçi, ulusal ve ulus- lararası hukukta korunmasına karar ve- rilen bir StT alanı olduğu için 3. köprü girişimı, "hizmet'' değil, kente karşı "yol- suzhık'" olarak niteleniyor. olarak da görev yapan ve ara- lannda Îstanbul'un da bu- lunduğu "UNESCO-Dünya Mirası Listesi" içindekı or- tak insanlık değerlerinin ko- runması konusunda teknik ve hukuksal normlann be- lirlenmesi alannıda uzman- laşan ICOMOS, aynı göre- vi uyannca 3. köprü ve Bo- ğaziçi ilişkisini de bu rapo- ruyla uluslararası bilim-kül- tür ve çevre gündemine ka- zandırmış oluyor. Raporun Türkiye bÖlümünü hazırlaya- rak genel dünya raporu için- de yer almasını sağlayan ICOMOS Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay. "3. Köp- rü Projesi*ne karşı Arna\r ut- köy semt sakinlerinin son yıllardaki "toplumsal muha- lefet" örgütlenmelennı de "sivil toptumun kültürel ve doğal mirasa olan duyariıb- ğma" ömekolarak gösteriyor. SÎTler üzerinde bir 'kâbra'- Köprü için; "Bu semtteld kentsel StT ve tarihsel mi- mari doku ile özgün peyza- jı mahvedecek bir kâbus" ta- nırruru yapan Ahunbay, ra- porda özellikle şu saptama- lann altını çiziyor: "Geniş korulan ve kı>ı şeridindeki yahlanüe KandüK, Asva'nm sakin atmosferini yansıt- maktadır. A\ rupa knısmda- ki Arnavutkö> ise bir 19. yüzyıl Boğaz kö>üdür ve ahşap mimarisi ile eşsiz bir örnektir. Bu miras üzerin- devaratacağı tahribata rağ- men hükümet projevi geri çekmemektedirJ 1 Hukuk ve bilim de risk altında... 3. Köprü Projesi'ne 1990'h yıllarda Koruma Kurulu'nun da almış oldu- ğu olumsuz kararlan var ve yasalar gereğince yü- rürlükte olan bu karşı ka- rarlara rağmen Bayındır- lık ve Iskân Bakanı'nın, "Hemenbaşlayacağız" şek- linde demeçler vermesi, bir anlamda "hukuk dev- leti üzerinde de risk" yarat- mış oluyor. Ulaştırma Bakanlığı'nca "Mantıaray" adı verilen demiryolu tüp geçişinin hazırlıklarında son aşamaya gelindiği bir dönemde 3. köprünün "aniden" dayatılmaya baş- lanması ise aynı riskin "biümsel ilkeler ve plan- lama" üzerinde de güçlen- diğini gösteriyor... Çünkü, tüpgeçişi öngören İstanbul ulaşım araştırmalanna göre, Marmaray gerçekleştığin- de "8 köprüye bedel" bir rahatlama sağlayacak ve ilk ikd köprü bile şimdiki yoğun- luklannı yitirecekler... 3. köprücüler, işte bu sonuç yaşanmadan, yani ar- tık yeni bir köprüye gerek kalmayacağı "yaşanarak kanıtlanmadan" bu son spekülahf projeyi de Istan- bul'a dayatmak niyetinde görünüyorlar... DUZYAZI ORHAN BİRGİT Çiller, Mmklıyor!. Tansu Çiller'in dünkü Hürriyet ve Milliyet gazete- lerine verdiği özel demeçlerde söylediği bir söz. Cum- hurbaşkanı'nın 7 Haziran günü Çankaya'da düzen- lediği lideriertoplantısını adeta battalamak amacını öne çıkartıyor. DYP Genel Başkanı. Avrupa Birliği, Kürt- çe yayın, ıdam gibi önemlı konuların ele alınacağı do- ruk toplantısına katılmak için, Ecevit'in bulunmasını şart olarak görduğünü soylüyor. DYP Genel Başkanı'na göre, Ecevıtsiz bir doruk top- lantısına katılmak, başbakansızlığı kabul anlamı ta- şırmış. Çiller, Ecevit'in yennde olsa hemen çekilir, bu- nunla da kalmayarak DYP nin kuracağı azınlık hükü- metıni desteklemeyi kabul edermiş. Böylece seçimin yolu da açılırmış. Ana Muhalefet Partısı'nm Genel Başkanı, Cumhur- başkanı'nın 7 Haziran için Köşk'te düzenlediği top- lantıya çağnlı olanların pariamentoja grubu bulunan partilerın genel başkaniarı olduklannı bir an için unut- muş gorunüyor ve Ecevit'in başbakan olarak davet edıldığı göruntusunü öne çıkartıyor. O zaman Oevlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz da, Baş- bakan yardımcılan ve devlet bakanlan kimliklen ile Çan- kaya'ya gelecekler. Oysa, Cumhurbaşkanı Sezer'in amacı, MGK'nin mayıs toplantısında oluşan görtiş- leri, pariamentoda grubu bulunan siyasal partilere olabildiğince benımseterek AB yolunun üstündekı pürüzleri aşmak. Bu yüzden, Çankaya toplantısında, şayet genel başkanlar katılamaz ise, partılerin grup başkanlan da pekâlâ yer alabilirler. Ama, Başbakan, DSP Genel Başkanı olarak bu ta- rıhı göriışmede yer almayı, elbette içtenlikle istiyor ol- malı. Bu nedenledır ki. Başbakanlık Basın Müşaviri Cem Avcı'nın, dün Ecevıt ile görüştükten sonra yaptığı açıklamanın özellikle satır aralan ilgınç iki mesaj içe- riyor. Avcı, ''Başkent Üniversitesi Hastanesi'nin değerti sağlık ekibi, Başbakan Bülent Ecevit'in bir an önce tam sıhhatine kavuşabilmesi için canla başla çalışı- yor" diyor ve ekliyor: "Bu durumda, Başbakan Ecevit'in 7 Haziran Cu- ma günü Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in başkanlığında yapılacak doruk toplantısına ka- fı/ması beklenıyor." 7 Haziran toplantısı İçtenlikle dileyelim ve umut edelim ki, Ecevit, dok- torlarının canla başla çalışması sonucunda cuma gü- nü Çankaya toplantısına katılsın. Çiller ne diyecek? Çiller ve hatta AKP Genel Baş- kanı Tayyip Erdoğan, Başbakan'm istifa etmesini öne süren göruşlennı gerı alacaklar mı? Ya da, Ece- vit'in 7 Haziran günü. elbette nekahat dönemini tam atlatmadan, Oran'daki ofisinden çıkarakÇankaya'ya gitmesi, 4 Mayıs'tan bu yana birbirini izleyen yalan yan- lış spekülasyonların üstüne bir örtü çekecek mi? Diyelim ki, Başbakan bu spekülasyonlardan bunal- dı ve aslında bir hastanın sağlığına kavuşması için, hekim tavsıyesine tam uyum, venlen ilaçlan tam ola- rak kullanma gıbı önemlı etkenlerın yanında en az onlar kadar yaşamsal önemı bulunan konu komşu ve çevredekilenn tıp etığine asla sığmayan şom ağızlı far- faralarından da yakasını kurtarabilmek için istifa etti! Bu önerilenn sahıpleri. o andaTürk iç polrtikasının seyir defterine nelerin yazılacağını hesap ediyorlar mı? Söyleyeyim: Cumhurbaşkanı, istifa mektubunu TBMM Başkanlığına gonderecek; aynı anda istifa Resmi Gazete'de yayımlanacak. Öylelikle 57. Cum- huriyet Hükümeti tum bakanlan ile müstafı sayılacak. Cumhurbaşkanı, TBMM de grubu bulunan parti- leri, sandalyalannagöreÇankaya'yaçağıracak. DSP, MHP, Anap ve DYP, AKP ve SP Genel Başkaniarı Köşk yolunu tutacak, gönjşlerini sunacaklar, Muhtemelen, bugünkü koalisyonu oluşturan par- tiler kendı aralarında yeni bir Hükümet için temas sağlama çalışmalan yaparken Çiller, nasıl bir mantık ise, azınlık hükümetı kurayım, çoğunluk bana güven oyu versin diye ötekı partilerın kapısını çalacak. Kâğrt üzerinde, yeni hükümet kuruluncaya kadar iş başında görünseler de, bakanlıklarda ışler tam an- lamı ile duracak. İstifa etmış bir hukumet nöbeti ye- nisine devredınceye, dahası o yeni ekip güven oyu alıncaya kadar, TBMM'de hıçbir yasa görüşülemeye- cek! Ecevitsız yeni hükümet kuruldu diyelim. Progra- mını hazırlayacak; program parti gruplannda görüşü- lecek, TBMM'de okunacak, belirli bir süre sonunda görüşme yapılacak.güven oyuna baş vurulacak.. Çankaya, haklı bir sağ duyu ıçerisınde, AB yolunun üstündeki pürüzleri partilen anlaştırarak açmak ıster- ken.Tansu Çiller'in iş brtiricilık adına öne çıkarttığı mı- zıkçılığın altında yatan buzdağını gördünuz mü? Bu mantık, bizim mevzuatımızda bulunmayan Baş- bakanhğa vekâlet kurumunu da, bakan vekilliği ile kanştırarak günlerce gündeme oturtmadı mı? ••• Günlerdir sık sık yinelendığı gibı, Başbakanlar da hasta olurlar. Hekimlere, ılaçlarabaşvururlar. Ama, asıl gücü. çevrelerindeki moral desteğinden almalan, ya- şama gücüne sahip olmaları için olmazsa olmaz bir zorunluluktur. İnsan olan herkes, bu hasta etiğini çiğnemekten vaz- geçmelidir. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(« e-kolay.net ENTERNET /MEHMETsucu mehmet(2 cumhuriyet.com.tr Bürokrasi ve internete-Devlet yolunda Türkiye'nin gideceği yol hem ;ok uzun hem de çok dikenli. Hemen nerkesın dile getirdiği bu gerçeğin en somut yansıması Türkiye Bilişim Derneği'nin geçen hafta yaptığı ankette yer aldı. Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe, TBMM Bilgi ve Bilgi Teknolojileri Grubu toplantısında, <amuda görev yapan üst düzey yöneticiler arasında bilişim teknolojisini kullanma açısından bir araştırma yaptıklarını, ancak araştırma sonuçlarını açıklamaya "utandıklarını" söyledi. Aktepe, bu durumda kamu hizmetinin verimli ve hızlı bir yapıya kavuşmasını sağlayacak bilgi teknolojilerinin başanlı bir şekilde uygulanamayacağını ifade etti. 2000 yılında 70 kurumun genel müdür yardımcıları ile müsteşar ve müsteşar yardımcısı düzeyindeki 100 yöneticisiyle yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen anket sonuçlan, bürokratın "e" kavramına ısınamadığını ortaya koydu. Buna göre yönetıcilerin sadece yüzde 17'si bilgisayar desteğini "olmazsa olmaz" olarak görüyor. Bürokratların yüzde 85'inin evinde bilgisayar bulunuyor, ancak yüzde 78'inin bir e-posta adresi bile bulunmuyor. Evden internet kullananlar ise sadece yüzde 19. Bürokratlann yüzde 51 'i işyerinden internet kullanıyor. Bürokratlann yüzde 55'ı, o da zamanı olursa bu konuda eğitim almayı istiyor, yüzde 12'si gerekirse eğitim alacağını söylerken, sadece yüzde 15'i "Bu konuda eğitim ister misiniz" sorusuna doğrudan "evef" yanıtını veriyor. Rahmi Aktepe'nin utancı, kendisinden değil anketin sonucunda ortaya çıkan tablodan kaynaklanıyor. Soru şu: Bürokratlarının sadece yüzde 12'sinin e-postası bulunan bir ülke nasıl çağı yakalayabilir? Gelişen çağdan korkan ve yeniliklerden yararlanmayı bilmeyen, kemıkleşmiş hatta örümcek ağları içinde yığılmış dosyalar arasına sıkışmış insanlann yönettiği Türkiye'de bir avuç kişi çağı yakalamaya çalışıyor. Hep söylenilen bir söz vardır: Insanlar bilmediklerinden korkariar. Bizde ise sadece korkmakla kalmıyor. bilmediklerinin yaygınlaşmasını önlemeye çalışıyortar. İlk cümleyi kim yazacak? Dünyaca ünlû danışmantık kuruluşu Price VVaterhouse Coopers'ın raporuna göre; Türkiye yolsuzluklann ekonomiye verdiği zarar sıralamasında dünya 4'üncüsü. Rapora göre Türk insanı, yolsuzluklar nedeniyle yüzde 36 oranında fazladan vergi ödemek durumunda kalıyor. Kısacası biz yolsuzluklarla fazlasıyla içli dışlı olmuş bir ulusun çocuklarıyız. Internette herhangi bir arama motoruna girip yolsuzluk diye yazdığınız zaman karşınıza çıkan liste pek çok kelimeye oranla birkaç misli uzun oluyor. Gazeteci Halil Nebiler yeni kitabı Yolsuzluğun Ekonomi Politiği'nde böylesi bir ülkede kimsenin temiz olmadığını anımsatmak için şu anekdota yer veriyor: "Fahişe Magdelena'nın recmini önlemek için Isa, ilk taşı en günahsız olanınız atsın diyordu." Şimdi internet kullanıcılan da yasa yapıcılara şöyte seslenseler ne olurdu acaba: İnternet için hazırlanacak yasaya ilk cümleyi en günahsız olanınız yazsın. Sanal ihanet VVestern Sydney Üniversitesi tarafından 1117 kişi üzerinde yapılan araştırmaya kadınların çoğunluğu, eşlerin sanal seks adı verilen internette cinsel sohbetin fiziki ihanet ile eşdeğer olduğunu ifade etti. Ankete katılanlann yüzde 41 'i sanal seksin gerçek ilişkiden farklı olmadığını söyledi. İnternet kullanıcılannın yüzde 56'sı, sevdiklerinin başka biriyle gerçek bir ilişki kurmasının "daha kötü" olduğunu söylerken, yüzde 41 'i "intemetle kurulan ilişkiyle gerçek ilişki arasında fark olmadığını" belirtti. Araştırmaya katılanlann yüzde 30'u, "heyecanlı bir internet sohbetı"n\n, flörte giden yolu açtığını kabul etti ve bu tür bir chat'in isim ve başka kişisel bilgiler verme ve birbırlenne fotoğraf göndermeyle sonuçlanabildiğini söyledi. Yeni bir virüs İnternet yeni bir virüsün tehdidi altında... Spider-B (örümcek) adlı yeni bir bilgisayar virüsünün, Microsoft'un veri tabanı yazılımı yüklenmiş bilgisayarlara girerek binlerce sistemi etkilediği belirtildi. Microsoft SQL sunuculanna saldıran virüs, kullanıcılann şifrelerini ve veri tabanı bilgilerini çalıyor. Truva Atı olarak adlandırılan bu tür virüsler dosyalara zarar vermiyor, ancak sisteme sızarak bilgi hırsızlığı yapıyor. Uzmanlar Spider-B'nin. ünlü virüsler Nimda ve Code Red (Kırmızı Kod) gibi tehlikeli olabileceğini belirtiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear