23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZtRAN 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÖzdeflGMya kalûtrûfk • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden geçirdiği kalp krizi nedeniyle öncekı gün Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne kaldınldı. Kardiyoloji Yoğun Bakım Servisi'nde gözlem altında tutulan Özden'in sağlık duruınunun ıvi olduğu ve kısa zamanda hastaneden taburcu edileceği kaydedildi. ^TC'de rşiıirlîği iyi yüpüyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TürkiyedekJ temaslannm ardından ABD Büyükelçiliği'nde bir basm toplantısı düzenleyen ABD hükümetinın Hazar Havzası Özel Temsilcisi Büyükelçi Steven Mann. Türkiye'nin enerji alanında önemli gelişmeler kaydettiğini söyledı. Türkiye'nin enerji piyasasını özel sektöre açması ve serbest piyasa ıklimi yaratmasından memnun olduklannı ifade eden Mann. "Göriişmelerde Bakû-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı konusundaki ışbırliğimızın çok iyi yürüdüğünü gördük" diye konuşru. Zorunlu tasarruf hesabı • ANKARA (AA)- Kamuoyunda zorunlu tasarruf olarak bilinen hesaba. 30 Nisan 2002 itibanyla. anapara ve nema geliri olarak toplam 11 katrilyon 988 trilyon liralık para girişi oldu. Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamaya göre paranın 1 katrilyon 688 trilyon lirasını anapara. 10 katrilyon 300 trilyon lirasını nema geliri oluşturdu. Hesaba giren paranın 3 katrilyon 324 trilyon lirası, anapara, şahıs kesintısi ve nema olarak hak sahiplerine ödenirken 8.9 trilyon lira ilgili kurumlara iade edildi. The Marmara eytemi DfiM'fk • tSTANBUL (AA) - The Vfarmara Oteli'ndekı rehin alma eylemıni yapan Vfustafa Yıldınm hakkında Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava iosyası. "Görevsizlik" taranyla Istanbul DGM'ye »önderildi. Mustafa Yıldınm'ın. 13 kez ıygulanarak 'Silah zoruyla birden fazla tişinın siyasi amaçla lümyetini tahdit etmek" luçundan 39 yıldan 104 yıla cadar. "Korku ve panik /aratacak şekilde meskûn nahalde ateş etmek" uçundan 2 yıl. "Nitelikli ilah bulundurmak" uçundan da 5 yıldan 8 yıla cadar ağır hapıs cezası stemıyle yargılanmasuıa ınümüzdeki günlerde stanbul DGM'de >aşlanacak. >32kaçak rakalandı |.YURMARİS(AA)- •darmaris'te, yasadışı ollardan yurtdışına kaçma inşiminde bulunan 34'ü abancı uyruklu 198'i Türk Imaküzere 232 kişinin akalandığı bildirildi. duğla Valiliği'nden ahnan jlgi}e göre jandarma kıpkn, Marmaris'e bağlı öfüı köyü Intepe ıevkinde, Yunan adalanna eçmeye çalışan 1 'i Türk. l'i Iranlı olmak üzere 12 işyiyakaladı. Kaçaklan tı bcügeye getiren otobüs jricûsünün ifadesi ogrdtusunda. operasyon £nş.<etildi. tçmeler ve lisar.inü sahilinde. und$ına kaçma hazırlığı 3ftıilan belirtilen 220 kişi ata .akalandı. Doktorlannın uyansına rağmen Ecevit, 7 Haziran toplantısına hazırlanıyor Başbakan zirve içinısrarhANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan BüJent Ecevit, Başkent Üni- versitesi Hastanesi doktorlannın "uzun vevonıcu toplanülara kaobnamasr yö- nündeki uyansına karşın 7 Haziran "da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında yapılacak "Avrupa Bir- Bği (AB)" konulu zineye kahlmak için ısrar ediyor. Hakkındaİti sağlık spekü- lasyonlan artan ve Başbakanlık'tald me- saisine başlama tarihı belirsizleşen Ece- vit'üı basın müşa\ iri Cem Avcı, doktor- laruı Başbakan'ı sağlığınakavuşturmak için büyük çaba harcadığına işaret ede- rek "Bu durumda, Başbakan Ecevit'iıı 7 Haziran Cuma günü Sayın Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer başkanb- ğında yapılacak doruk toplantısına ka- ülması bekleniyor^ diye açıklama yap- tı. Ancak. açıklamada net ifadelerin yer almaması. Başbakan Ecevit'in bu kara- nndan ^•azgeçirilebfleceğr yönünde de- ğerlendirildi. Bağırsak enfeksiyonu tanısı ile 4 Ma- yıs'ta Başkent Üniversitesi Hastane- si'nde 1 gün tedavi gören, 12 gün evin- de dinJendikten sonra 17 Mayıs-27 Ma- yıs tanhlennde "kaburga kmğu sol ba- cakta kan iJtihaplanması ve nörolojik rahatsızbk" teşhisı ile yeniden hastane- ye dönen Ecevit'in sağlık durumuna ilişkin belirsizlikJer sürüyor. Hastane- den taburcu olduktan 1 gün sonra da evine gelen doktorian taranndan "omur- gasında kınk olduğu saptanan" ve çe- lik korse giydirilen Ecevit, Başbakan- lık'taki çalışmalanna ne zaman başla- yabıleceğini de açıklayamadı. 28 Ma- yıs'tan bu yana doktorian tarafindan her gün kontrolden geçirilen Ecevit'in 30 Mayıs'taki MGK'ye katılması da tehli- keli bulunmuştu. Başkent Üniversitesi Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. TurgutZileli başkan- hğındakı 7 ldşilik sağlık ekibinin 20 da- kika süren kontrolünden geçiriJen Ece- vit, 7 Haziran'da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanJığında, muhalefet partilerinin başkanlarının de yer alaca- ğı toplantıya karılmak istediğıni aktar- dı. Doktorlann "uzunveyorucu toplan- ülara kaülmasının tehükelerine işaret eden" uyansına karşın Başbakan Ece- vit'in bu toplantıya katılmakta ısrar et- tiğı öğrenildi. Bu ısrannda kamuoyunda hakkında- ki sağlık spekülasyonlannın yoğunlaş- masının etkili olduğu söylenen Ecevit, basın müşaviri Avçı'ya şu açıklamayı yaptırdı: "BaşkentÜniversitesiHastane- si'nin değerö sağnk ekibi,Başbakan Bü- lent Ece\it'in bir an önce tam sıhhatine kavuşabilmesi için canla başla çahsryor- lar. Bu durumda, Başbakan Ecevit'in 7 Haziran Cuma günü Sayın Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer başkanb- ğuıda yapılacak doruk toplanüsına ka- olması beklenivor.'' Köşk'teki AB zirvesine katılım Muhalefet bölündü • Çiller, zineye Ecevit'in gelmesi koşuluyla katılacağını açıkladı. Erdoğan ve Kutan ise Çiiler'i siyasi ahlaka uygun davTanmamakla suçlayarak zirveye katılacaklanru belirtti. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Se- zer'in çağnsıyla gerçek- leşecek zirveye Başbakan Bülent Ecevit'in gelmesi koşuluyla katılacağını açıkJayan DYP Genel Baş- kanı Tansu Çiller, hükü- meri çekilmeye zorluyor. Koalisyon ortaklanna dönük çıkışını dün sert bir yazılı açıklamayla sürdü- ren DYP lıderi, "Geçmişin poütbüroüyeleri misaü,ol- mayanBaşbakan'ın arka- sına saklanarak koltuğu kendi çıkarian uğruna iş- gal edemezler'' dedı. Çil- ler'in, seçimden sonra ken- dilerinin kuracağı hükü- metin Türkiye'yi AB ile tam üyelik müzakerelen- ne başlatması amacıyla böyle bir strateji izledığı belirtiliyor. AKP Genel Başkanı RecepTayyip Er- doğan ile SP Genel Baş- kanı Recai Kutan ise Çii- ler'i "srvasi ahlaka uygun davranmamakla" suçla- yarak zineye katılacalda- nnı açıkladılar. ANAP Ge- nel Başkanı MesutYrimaz, Çiller'e tepki göstererek "Başbakan'ın hastalığını bahane ederek toplantrya kablmayan bir parti lide- ri, ABkonusunda ne kadar samimi olduğunu da orta- ya kovmuş. olur" dedi. SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğhı, "Li- derlerârvesinde,idam ko- nusunda Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi 6. ek protokolünün imzaianıp onaylanmasının şimdilik >eterli olacağuu tekfif ede- ceğjz" açıklamasını yaptı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART ATTIBtMlZ BU m.kart@ superonline.com Ecevit, bakanlanyla görüşmüyor, sadece genel merkez yöneticilerini kabul ediyor Rahşan Ecevit DSP'ye el koychı TUREY KOSE ANKARA-Başbakan Bülent Ecevit bir aydır sağlık sorunlanyla uğraşır- ken DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevitpartiye tamamen el koy- du. Başbakan Ecevit'in Başbakan Yar- dımcısı Hüsamertin Ozkan ve bakan- lanyla görüşmemesıne karşm son gün- lerde üst üste bazı genel merkez yöne- ticileriyle görüşmesi tartışma yarattı. Kulislerde, Başbakan Ecevit'in Meclıs tatile girdikten sonra çekilebileceği ve DSP Parti Meclisinın (PM) toplana- rak sonbaharda yapılacak kurultaya dek partiyi temsil yetkisini Rahşan Ece- vit'e verebileceği formülü dile getiril- meye başlandı. Başbakan Ecevit'in hastaneye kal- dınlmasının üzerinden bir ay geçerken DSP'nin geleceğiyle ilgili spekülas- yonlar da arttı. Parti ıçerisindeki çeşit- îi gruplar arasmda Başbakan Yardım- cısı Hüsamertin Ozkan, Dışışleri Baka- nı İsmail Cem ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'ın adının öne çıktığı senaryolar konuşuluyor. Genel Başkan Yardımcı- sı Rahşan Ecevit'in ise son günlerde- ki çıkışlanyla "Partiji kimseye bırak- mam* mesajı verdiğı yorumu yapılı- Ecevifin, birkaç gündür üst üste genel merkez yöneticileriyle görüşmesi tar- tışmalara yol açtı. Ecevit, çalışma ofi- sınde genel başkan yardımcılan Tayfiın tçti ve Zeki Sezer ile grup başkanvekı- li Emrehan Haücı ve genel sayman Me- cit ŞekercRtğhı ile görüşüyor. • DSP Parti Meclisi'nin toplanarak sonbaharda yapılacak kurultaya kadar partiyi temsil yetkisini Rahşan Ecevit'e verebileceği formülü kulislerde dile getiriliyor. yor. Ecevit hastanedeyken partinin eko- nomi kökenli millervekillerini kabul eden Rahşan Ecevit'in, önceki gün de genel merkezde sendikacılarla görüş- mesi dikkati çekti. Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Başbakan Yardımcısı Hüsa- mettın Özkan ile görüşmeyen, diğer bakanlanyla da hiç bir araya gelmeyen Geçen hafta cuma ve cumartesi gü- nü arka arkaya basın toplantısr düzen- leyen parti yöneticileri, bu toplantılar öncesinde Ecevit'le görüşrü. Emrehan Halıcı ile Zeki Sezer dün yeniden ofi- se gittiler. Halıcı ve Sezer'in burada Rahşan Ecevit ile görüştükleri, Ece- vit'in odasına geçmedikleri kaydedildi. Bu görüşme sırasında Başbakan ve Rahşan Ecevit'le görüşmek isteyen ba- zı mıllervekilleri ve sivil toplum kunı- luşlan temsilcilerinin isteklerinin ele aiındığı, önümüzdekı günlerde bazı randevular verilebileceği öğrenildi. DSP tüzüğüne göre, genel başkana genel sekreter vekâlet edebihyor. An- cak Genel Sekreter HasanGülay'a yö- netimin mesafeli olduğu ve bu yetki- nin kullandınlmayacağına dikkat çeki- liyor. DSP tüzüğünde. "Genel başkan- hğuı boşaunası durumunda, PM parti- yi temsil yetkisini kendi içinden seçece- ği bir üyeye verir. En geç 45 gün içûıde yeni genel başkanı seçmek üzere PM kurultayi toplantıya çağınr. Yeni genel başkan seçiÛnceye kadar temsil yetkisi verilenP1VI üyesi bu görevi wkâJeten yü- rütür" deniliyor. Kulislerde, Ecevit'in görevi bırakrnası durumunda partiyi temsil yetkisinin kurultaya dek Rah- şan Ecevit'e verilebileceği dile getiril- meye başlandı. UMıIRMIKI AYDIN ENGtN aenginffldoruk.net.tr Hepiniz gibi diyemem, ama herhalde "çoğunuz gibi" diye- bilirim. Çoğunuz gibi dün saat 12'ye 10 kala ben de ekran ba- şına kuruldum. Birtas kahve ve önceden doldurulmuş üç pipo ile... Türkiye-Brezilya maçını "ço- ğunuz gibi" hop oturup hop kalkarak seyrettim. Maç bitti. Dünyaya nam salmış, öyle her zaman, her yerde izleyemeye- ceğiniz bir sirktetrapez cambaz- lannın soluk kesen marifetleri- ni, jonklörlerin göze hoş gelen, şaşırtan hünerlerini, akrobatla- rın parmak ısırtan ustaiıklarını seyrettikten sonra duyulan hoş- nutluğun bir benzeri ile ekran ba- şından kalktım. Çok zorlu ve çok keyifli bir yarışmadan sonra Atlantik'in batı yakasından, tropik orman- ların ülkesinden gelen Brezil- yalı delikanlılar, Akdeniz'in do- ğu kıyılarından, Anadolu'dan gelen delikanlıları top oyunun- da 2-1 yendiler. Türk milli takımından Hasan Şaş'ın ılk yarının son sanıyele- rınde özgüvenini gücüyle bir- Daha îyi Olan Kazanmadı mı? leştirip vurduğu topun gol olu- şunu ayağa kalkıp alkışladım. Ikinci yarının hemen başla- rında Ronaldo'nun pekzor bir konumda iken ayağını uzatıp, to- pun yönünü değiştirip golü atı- şındaki ustalığı ve bedensel yet- kinliği de ayağa kalkıp alkışla- dım. Ama Brezilya için penaltı ka- rarı verildiğinde yine ayağa kal- kıp çekik gözlü. yorgun suratlı. banka veznedan tavırlı hakemi ıslıklayıp yuhaladım. Bedenlerinı bu kadar iyi eğit- miş, topla böylesine güzel oy- nayan, alışılagelmış "Futbolcu dediğin biraz cahıl, epey akıl- sız olur" yargısını çatır çatır çü- rüten bu gencecik insanların keyifler saçan yarışmasında haksız hakem kararlan daha bir incitici, daha bir öfkelendiricı oluyor. O yüzden penaltı vuruşu gol olduktan sonra da hızımı alama- dım, çekik gözlü, yorgun surat- lı, banka veznedarı tavırlı hake- mi bir kez daha yuhalayıp ıslık- ladım. Maçın teknık çözümlemesi- ni, takımların taktik üstünlük ya da kusurlarını nasıl olsa spor uleması inceden inceye gaze- telerde okurlara, TV'de seyirci- lere aktaracak. Buna rağmen bir futbol yazı- sı nereden çıktı? Valla. ben futbol yazısı yazmı- yorum, bir keyfi okurla bölüşme- ye, hüneri alkışlamaya çalışıyo- rum. Açılıştan bu yana Dünya Ku- pası'nda izlediğimiz nane mol- ia, al gülüm ver gülüm futbolu ile karşılaştınldığında dünkü Tür- kıye-Brezilya maçı alkışlanası değil miydi? Güney Amerikalı çocukların yumuşacık, balerin kıvraklığı ve zarafetiyletopu birbirterine yol- layışlannt izlemek az keyif mi? Anadolu toprağının çocukla- rının futbol alanmdan tribünle- re, ekran başlarındakilere ka- dar yayılan eneriileri, tükenme- ze benzeyen güç birikımlen, ka- zanma tutkulannı ateşleyen inat- çılıkları övülesi değil mi? Maç bittı. Yanşan gençlerden bir taraf yendi, ötekiler de ye- nik düştü. Ama izleyenlere de "Aşkolsun size!.. Aşkolsun si- ze delikanlılar" dedirttiler. Ne güzel!.. ••• Evet, bu birsirk. Futbol sirki. Dünyanın en iyi sirk ustaları Kore-Japonya ortak ev sahıp- liğınde buluştular ve bızlere hü- nerlerini sergileyerek yarışıyor- lar. Kimin en tepeye çıkacağı umurumda değil. Ama o sirk arenasında göstermeye değen hüneri olmayanların bırer birer elenmesı, hünerleri parmak ısır- tanlann bir üst basamağa tır- manması umurumda. Anadolu'nun çocuklannın, yıl- larca uzaktan bakıp iç çektikle- ri bu büyük buluşmaya bu kez katılmayı başarmalan ve daha da önemlisi öteki ülkelerin us- talarından "fazlası var, eksiği yok" dedirtecek bir düzeye sıç- ramalan pek hoş değil mi? Futbola tapan, kendi silik - ve belki de yitik- kimliğini tut- tuğu takımla özdeşleşerek güç- lendirmek isteyen futbol fana- tiklerine (=bağnazlarına) ne ka- dar uzaksam; futbolu küçüm- seyen, günümüzün bu inkâr ka- bul etmez gerçeğini yadsıya- rak ilgınç olmaya çabalayanlar da umurumda değil. Roma imparatorluğu'nun kan akan arenalarında aslında bir- bırleriyle değil, ölümle yanşan gladyatörleri bugünün insanı- na ne kadar uzaksa, yeşil alan- larda bir meşın yuvarlakla oy- nayarak, kansız, ölümsüz, sa- dece beden güçleri ile akılları- nın hünerini sergileyerek bizle- ri eğlendiren bu çağdaş glad- yatörler de o kadar övülesi. Dünkü maç da çok iyi 22 glad- yatörün, çok usta, çok hünerli ve izleyenlere çok keyif veren bir yarışmasıydı. 22'sine birden alkış, alkış, al- kış!.. POLİTİKA GtMLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Savaş mı, Barış mı?.. Yeşil rüzgâr, yeşıl dallar... Aylardan haziran!.. Bir düş görünüyor terasta, beline gölge düş- müş... Ne diyor Lorca: "Yeşıl nasıl istiyorum seni yeşil!.." İri yıldızlann ve kırağının altında incir ağacının rüz- gârını hissedryorum saçlanmda!.. Denizler kirlenmiş, ırmaklar boz bulanık, orman- lar yanmış, duman soluyorum havada!.. Maden kuyulannda gazla zehirienmiş kadınlar, 1940'lann başında, yaşamlannı çekice, kemana, buluta bağlamış kalabalıklar!.. Soğuktan titreyen çocuklar!.. Savaş çanlan çalıyorfarkında mısınız? Dağdan kopan olağanüstü bir ışık koleranın ka- ranlık perilerini karşılıyor, kol geziyor sefalet Avru- pa kentlerinde... Aşk ise sığınaklarda, çocuklann gözlerinde, genç kadın ve erkeklerin çığlıklannda kayboluyor... Aşk, açlık yılanlarının birbirini yediği hendekler- deduruyor... Gece oluyor, bir korkunç ağlama başlıyor!.. "Senin karnın köklerin savaşıdır, Sisli bir şafaktır dudaklann. Sıralannı beklerken ölüler inler llık gülleri altında yatağın." Geleceğin çocuklanna bakıyorum yakın tarihi okurken... Mercan bir elle çekiştirilip örselenmiş yaşam- dan bugünlere geliyorum... Mavi gözlü, san saçlı bir çocuk ağlıyor hastane kapısında, bir anne saçını başını yoluyor, bir baba kahrolmuş ağlıyor: "Yırmigündürburadaytz, röntgen çektiremedik!.." Aşk, açlığın hırpalandığı bedenlerde duruyor... 2002 Türkıye'sınde fotoğraflara bakıyorum... Tam bu sırada bir haber gözüme ilişiyor: "Afrika'ya Marshall yardımı hazır!" • • • Yeşil rüzgâr, yeşil dallar!.. Güneşin batışını seyrediyorum dağlann yamaç- larından... Alıç çiçeklerini, katırtımaklannı san gölgeler çi- zen denize yakın tepelerden top\uyor, aydınlık sa- bahlan özlüyorum!.. Uzun bir rüzgâr genizlerde, safrandan, nane- den, fesleğenden hoş bir koku bırakıyor... Küçük teneke fenerler var kıyıda; balıkçılar şar- kı söylüyor. boşalan kadehleri denize atarlar- ken... Ahmet Raşit'in yazısını okuyorum o sırada... "Nükleer savaşın eşiğindeyiz!.." Savaş mı, barış mı? Pakıstan Keşmir'e misilleme yapabilir mi? Müşerrefin ip üstünde yürüdüğü kesin!.. Pakistanlılar nükleer bombaya karşı mı, Hindis- tanlılar bu konuda ne düşünüyor? Deniyor ki: "Savaş tehlikesı çokyakında!" Denizin üstünde birgemi görüyorum... Yeşil bırteras düşlüyonjm, çiçeklerte donatlmış... Güneş battı, lacivert bir bulut geçti başımın üstünden... Rlistin'de bir genç kız, belki şu sırada bir düş görüyordur... Çocuklar ağlıyordu orada!.. Yıldızlar nereye kaçtı bu gece? Koyu bir sessizlik var!.. Bir kadın kırmızı Fransız şarabını yudumlar- ken saçlarını rüzgâra vuruyor... O anda bir ses yükseliyor ama kimseler farkın- da olmuyor: "Ama saydam elli ihtiyar Aşk, diyecek aşk, aşk, Milyonlarca can çekişmesi içinde: Aşk, diyecek aşk, aşk, Sevecenliğin titrek kumaşı içinde; Barış, diyecek barış, barış, Bıçak ürpertileri ve dinamıt yığınları arasmda Aşk, diyecek aşk, aşk, Dudakları bir gümüşe dönüşene kadar Bunları diyecek." • • • Yeşil rüzgâr, yeşil dallar!.. Şafağın yolunu açan, umutlan çoğaltan nedir? Sevecenliğin titrek kumaşı içinde yaşamı ço- ğaltmaktır!.. Geleceğe kapanmış saf duruşuyla, bir ışık de- metiyle, özgürlügün kuşlarryia yaşama sanlmak- tıri.. Oysa bu gece ne iri yıldızlar var gökyüzünde ne de kırağının altında incir ağacının rüzgârı!.. hikmet.cetinkayaracumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlaryağmurvekuşlar e u n i z i i A Y ı n c ı • Tel. 0 2 1 2 - 5 1 2 42 19 Faks. S | 2 II
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear