23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HAZİ1Aİ2002SALI CUMHURİYET SAYFA JvLJJLJ. U J \ kulturtŞ cumhuriyet.com.tr 15 • m Sokrates ve Platon'dan Cicero'ya, Montaigne'e kadar pek çok filozof dostluk üzerine düşünmüştür T elsefenin tarihindedostluky%RSLAVKAYNARDAĞ Dostlılcuygarlık tarihinın en eski ltavramJuTidan bındir. Biraz düşünü- lünee bı lavramın sevgi, iyilik, özve- r i , paylaaıa gibi kavramlarla yakından ilgili olda|u anlaşılır. ılkçağnünlü filozofu Sokrates ile öjrencilsrarasında sarsılmaz bir dost- l u k bağı va~dı. Gezici öğretmenlik ya- p a n sofijtknn para ile ders vermesini eleştirenS<krates, öğrencilenni varlık- lı kımsebrarasından değil, yetenekli- l e r arasırdin seçiyordu. Böylece öğre- timde yeiibir çığır açıldığı gibi. dost- luklar da ç*ğu zaman okullarda başla- yarak geişi. Bu tür dostluklar felsefe- d e yeni ckıllann oluşmasına yol açtı. îlkçağdaiostluğa verilen önemin fi- lozof Platoı'un kaleme aldığı diyalog- larda dile gîtirildiğini görüyoruz. Sok- rates bu draloglann çeşitJi yerlerinde "dostiuk" kavTamı üzerinde durur. Lysis adındıki diyalogda ise baştan so- na yalnız bı ka\Tam tartışıhr. "lyüik"' ^e "kötülük" kavramlann- dan haretc eden Sokrates. dostluğun ancak iki iy. insan arasmda kurulabile- cegini söyler. Bunun başta gelen koşu- lu ıse "erdenTdir. 'Erdem, dostiuğun bitincidir' Osmanlıcada kullanılan "fazüet" sözcüğünür karşıhğı olan "erdem" de iyilik kavramını aşan bir özellik bulun- maktadır. Bu özelliği ile o, bütün iyi- likleri olduğu gibi, doğruluklan ve "sevgi"yi de içine alır. "Adalet" ve "sağduyu" ;le yakından ilgilidir. Böy- lece "erdem" kavramı dostluğun yal- nız koşulu değil ilkesi, bir yandan da bi- linci olmaktadır. Platon'un öğrencisi olan Aristoteles dostluk kavramını daha geliştinr, ona gerçekçi bakışla bakar, toplumsal yön- leriyle ilgilenir. Bu filozofa göre de dostluklann temehnde her zaman yıne "erdem" vardır. O aynı zamanda bir eylem, bir da\Tanış biçimidir. Buna "sevme e>1emi" de denilebilir. "Sevme"nin yanında "sevilme" de söz konusudur elbette. Dostluk öyle bir şeydir ki, sevme eyleminin sevilme ey- leminden daha üstün bir değerde olma- sını gerektirir. Dostluğun hemen elde edilebilecek bir şey olmadığını söyler Aristoteles, "çaba gösterilerek ulaşüması gereldr" Dolayısıyla bu eylemin "öğretilebfln-" olduğunu söylemek yanlış olmaz. Felsefe tarihinde dostluk konusunda- ki önemli düşünceleri, Aristoteles'ten sonra stoacı filozof Cicero'da (ÎÖ 106- 43) buluyoruz. Bu filozofun Dostluk Üzerine adındakı kıtabı, Platon'un di- yaloglannda ve Aristotelos'ta ele alınan sorulara yanıt niteliğindedir. Önceki- lerin sorduğu sorulan, gündelik ve uy- gulayımsal (pratik) tanımlamalardan yararlanarak inceleyen, bunlan yanıtla- maya çalışan Cicero, içinde yaşadığı Roma toplumunun da kabul edebilece- ği bir dostluk anlayışı geliştirmektedir. Ona göre dostluk, önce bir anlaşma sonra bir paylaşmadır, çıkar sonucu ulaşılamaz. Katıksız iyiliği ıçeren "er- dem", dostluğun yine önkoşuludur, ona süreklilik kazandınr. Bu nedenledir ki, dostluk ancak iyi insanlar arasmda ku- rulabilir. Cicero "Khnleriviiıısandır'' sorusu- nu şöyle yanıtlamaktadır. "Övgüyede- ğer bir yaşam biçimi sürdürenler, ben- cil rutkulardan annanlar, dürüst ve cö- nıert olanlar i>i insanlardır. Onlar ara- lanndaki sevgi bağı ile tek bir ruh gibi hareket ederler. Mutlu günleri daha ay- dmhkohır.Acılar,sıkınalarpaylaşılarak en aza indirilir. Gerçek dostluklar insa- nı yan yolda bırakmaz, sonsuza dek sü- rer gider." Böylece, hemen hemen ek- siksiz bir tanımlama yapılmış olur. Bizim hiç böyle dostlanmız oldu mu? Çe\Temizde kaç kişinin böyle dostluİdan var? Cicero'nun gerçekten değil, idealden söz ettiğini söyleyebilirsiniz, haksız da sayılmazsınız. Ne var ki, insan olmanın ideale ulaşma çabasından çok şey ka- zanacağı yadsınabilir mi? tnsan bu tür nesco, Türk felsefecilerin önerisiyle, Sokrates 'in doğumgünü kabul edilen 4 Haziran 'ın 'Dünya Felsefe Günü' olarak kutlanmasım kamrlaştırdı. 4 Haziran, dünyada ilkkez, buyıl, tarihte ilk üniversitenin kurulduğu yer olarak bilinen Harran da, Harran Üniversitesi 'nin düzenlediği etkinliklerle kutlanıyor. çabalan gösterebilen varlık değil mi- dir? Cicero kitabına şu çağn ile son veri- yor: "Erdeme öylesine değer veriniz ki, o- nun dışuıda hiçbir şeyin dosthıktan da- ha üstün olabilecegDii düşünme\ esiniz" Rönesans dönemine gelelim: Bu dönemin son yıllannda yaşayan Montaigne "dostluk kavramına iliş- kın özgün görüşleri olan bir Fransız fi- lozofudur. Montaigne, Dostluk üzerine başlıklı denemesinde Boetie adındaki düşünür ile paylaştığı dostluğu överken şöyle demektedir: "Onu tanunadan önce sanki hep an- yordum. Tamdıktan sonra ruhlanmız öyle kaynaşü kL ikisi birbirinin içinde eridi gitti. Birleştiren dUdş izleri bfle yok oldu. (_) Her yerde bir bütünün yansı olmaya ahşüm. kendûni buna göre bi- çimlendirdinı. Şimdi dost ölüp gitti, bir yarun olarak onun öziemi\1e yanıyo- rum_" Montaigne her türlü sevgi için ruhu- muzdagizli birbelirleniş meydanagel- diğinı söyler. Belirlenişlenn mutlu bir kadere dönüşmesi bizim göstereceği- miz çabaya bağhdır. Dostluk örneği sergileyen fHozoflar» Dostluk konusunda felsefe yapan, bu konuya az ya da çok değinen başka fi- lozoflardan kuşkusuz söz edilebilir. Karl Marx ile Friedrich Engeb gibi ara- lannda örnek bır dostluk örneği sergi- leyen filozoflar da görülmüştür. Yazıma büyük deneme ustası Saba- hattin Eyüboğhı'nun şu sözleriyle son veriyorum: tt Dd insanuı gerçekten dost olabildiği yerde uygarhk vardır; iki in- sanın bile dost oiamadığı yerde ise, ak- bn bulabüdiği en güzd düzen de kurul- sa (kurulamaz ya!) uygarhk yoktur." (1) Bütün okuyuculara dostça bir dünya ve nice felsefe günleri dileyerek. (1) Mavi ve Kara (Denemeler), 1977 tstanbul, sayfa: 78 Türkiye'nin ikinci büyük konser mekanı olma özelliğini taşıyan MEB Şûra Salonu, başkentin müzik yaşamını hareketlendiriyor Ankara için yeni bir konser salonu YTLNİ VE ÇAĞDAŞ BİR MEKAN - 'Konser salonu' niteUklerini içeren, müzikal altyapı bakımından dovurucu. uygar, özeDikk akustik koşullan iyi, büyükçe bir sa- lonumuz bulunuyor şimdi! AHMETSAY Konser salonunun bulunmadığı bir kentte "konser vermek"ten söz açılıyor- sa, akla "sokak konserleri" gelir. Bazı ülkelerde her türlü kapalı yenn "konser salonu" olarak kullanıldığına bakmayın, size Ankara'dan göğsümü gere gere ve- receğim bir haber var: "Konser salonu" nıteliklenni içeren, uygar, özellikle akus- tik koşullan ıyi. büyükçe bir salonumuz bulunuyor şimdi! Müzikal altyapı bakı- mından doyurucu olan "MEB Şûra Sa- tonu" Türkiye'nin ikinci büyük konser salonu özelliğini taşıyor. Bizde ortaya iş koymanın önkoşulu ar- tık şöyle görünüyor: Bir adam çıkacak, tek bir adam... Ona deli gözüyle bakan- lar olsa da bildiğini okuyan bu kararlı adam, tuttuğunu kopanp "tştebuyurun" diyecek! Tutkuyla bağtanmanuı ûrûnû Konser salonu gibi bir yapım işinde mesele bu kadar basit değildir. Akustik hesaplanndan tutun, sahne arkası dona- nımlanna ve düzenine, müziğin gerek- leri açısindan birçok teknik a>nntıya ka- dar her şeyin özenle planlanması zorun- luluğu vardır. Bu işe önderlik edecek ki- şinin zehır gibi bir mühendis olması, ma- liyet projesini karşılayacak kaynaklara ulaşabilrnesi, parasal tıkanıklıklar karşı- sında gösterdiği özveriyle örnek bir ki- şilik sergilemesi, sanatçılar, aydınlar ta- rafmdan tanınması, desteklenmesi, ama asıl işin başında durup onu yaşama ge- çirmesı gerekir. Sevda-Cenap And Mü- zik Vakfı Başkanı Sayın Mehmet Baş- man, kişiliğinde bu özellikleri temsil e- den 72 yaşında genç bir aydınımız oldu- ğu için konser salonu yapımını başardı. Müthiş bü" tutkuyla bağlıydı bu işe. Mü- ziksever bir dostum geçen yıl şöyle de- mişti: "Mehmet Başman. ustalann ve iş- çüerin a> akkabı numarasuu bilecek ka- dar işin içinde." Onun böyle bir kararlı- lık ve inançla işe sanlmasını, köklü bir eğitimden geçmesine ve yurtdışında uzun >nllar çalışmasuıa bağlayabilirsi- niz, ama 50 yıl öncesinin Milli Eğitim Bakanı Avni Başman ın oğlu olmasının EDRİ BAYKAM'IN SON SERGlSl DIŞ BASINDA GENtŞ YANKIBULDU Paris 'te dişi entrikalar...Kültür Servisi - Bedri Bay- kam'ın son iki buçuk yılda yaptı- ğı işlerden oluşan 'Dişi Entrika- lar' (Girly Plots) sergisine, Istan- bul Atatürk Kültür Merkezi'nden sonra 4 Haziran - 13 Temmuz ta- rihleri arasmda Paris'teki Galerie Lavignes - Bastille de ev sahipliği yapacak. Air France Cargo, Capital Events, Türk Hava Yollan ve Koç Allianz'ın sponsorluğunu yaptığı sergide, sanatçının modelleriyle yaptığı çekimlerden yola çıkılarak hazırlanan ink-jet baskı, kumaş, plastik döşemeler, çinko levhalar. tuval, akrilik boya ve çim halılar gibi çeşitli malzemeler, yol ve gök manzaralanyla birleşiyor. Serginin Paris Galerie Lavignes- Bastille'deki ayağında Baykam'ın 'Girly Plots' serisinden seçilen 15 çahşmanın yanı sıra sanatçının serginin başhğını tema alarak ha- zırladığı 50 dakikalık video fihn de gösterime de sunulacak. Me- tinleri Amerikalı edebiyatçı David Applefiekl, Türk sanat tarihçisı Le- vent Çahkoğlu, Amerikalı eleştir- men Robert C. Morgan ve Bedri Baykam tarafından hazu-lanan 150 sayfalık renkli katalog ise Türkçe- Ingilizce-Fransızca olmak üzere üç dilde hazırlandı. Fransa'nın en etkin iki çağdaş sanat dergisinden biri olan Art Ac- tmA, Mayıs/Haziran sayısında Bay- kam'a geniş yer ayırdı ve 'Girh' Plots' sergisine, bu mevsim Paris, New York ve Londra'dan seçtiği Mondrian, Matisse-Picasso, \Iiqu- el Barcek) gibi sanatçılann işlerinin yanı sıra görülmesi gereken en önemli 14 sergi arasında yer verdi. Derginin eleştirmeni Harrj' Kam- pianne, Baykam'm son sergisin- den söz ederken "Muhteşem bir se- ri, Bajkam o kadar bulaşıcı bir zevkle bütün bu mabemeleri kuDa- nıyor ki insan bu kaduı figürlerine dokunmaktan kendini zor ahkoyu- yor' diyor. Kampianne, sanatçının yeni dışavurumcu çalışmalannı "özgür bir AtiOa firçası ile muhi- medya düması ile oynamak" şek- linde tanımlıyor. tngiltere'de yayımlanan ArtRe- \iew dergisinin mart sayısında, A\Tupa'nın en ünlü eleştirmenle- rinden EuVard Lucie-Smith'in Baykam üzerine 2 sayfalık geniş bir yazısı yayımlandı. Lucie- Smith, BaykanTın dünyanın her yerindeki Türkler arasındaki bü- yük ününü açıklarken sanatçının yaptığı her işin arkasında yer alan derin siyasi altyapıyı da detayla- nyla gündeme getirdi ve onun uluslararası sanat ortamında 'Tür- kiye'nin Andy Warhol'u' konu- munda olduğunu ifade etti. Aynca îtalyan L'Arca sanat der- gisi, Paris'te yayımlanan Frank uluslararası edebiyat dergisi ve uluslararası Milano çıkışlı Tema Celeste sanat dergisi, son sayıla- nnda Bedri Baykam'a geniş yer ayırdılar ve 'Girlv- Plots' sergisin- den övgüyle söz ettiler. Ispan- ya'nın Vanguardia gazetesi de 5 Nisan tarihli sayısında Baykam'ın sergisine geniş yer ayırdı. Galerie Lavignes-Bastille: 27, Ruede Cha- ronne 75011. (33 1 47 00 8818) da payı olabilir bu tutkuda: Eğitim tari- himizde iz bırakan anlamh bir kararla bakanlıktan istifa eden Avni Başman, Cumhuriyet ilkelerine tutkuyla bağlı ol- masıyla tanınırdı. Yeni konser salonumuz, başkentin müzik yaşamında değerli bir sayfa aça- bilir. .Ankara Müzik Festivali'nin açdış konseri dolayısıyla üçüncü kez geldi- ğim salonu alıcı gözle incelerken şunla- n düşündüm: Uluslararası nitelikteki Ankara Festivali 19. yılını yaşadığına göre, kurumsallaşma açısından önemli yollar aşılmıştı; ama festivalin gerçek- leşeceği bir konser salonu güvencesi, sanıyorum nice 19 rakamına bedeldir. Dönüp dolaşıp aym söze geliyorum: Konser salonu, müzik dinlemek için uy- gun akustik koşuJlann sağlandığı orta- mın adıdır. Süslü püslü koltuklann tıkış- tınldığı bir hangar, konser salonu değil- dir. Yadırgatıcı adına karşın, "MEB Şû- ra Salonu"nu gerçek bir konser salonu- na dönüştürmekte payı bulunan iki akustik uzmanımıza teşekkür borçlu- yuz: Sayın Dr. Evin Doğukan ve Sayın Yalçın Tuğsavul, müzikçiler ve müzikse- verlerden selam sizlere! Uluslararası bir toplanfa Ankara Milli Kütüphane'de, Internati- onal Standard Music Number (ISMN), dilimizdeki karşılığıyla "Uluslararası Standart Müzik Numarası'' örgütünün toplantısı yapıldı. Başta nota olmak üze- re müzik yayınlannın ISMN numarasıy- la standart kazanmasını amaçlayan bu ör- gütün Ankara 'daki çalışmalanna Alman- ya, Fransa, Norveç, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Danimarka ve Türkiye'den toplam 24 katılımcı çağnlıydı. ISMN ör- gütünün Türkiye Ajansı Başkanı Sayın Hasan Duman'ın toplantıya başanlı bir ev sahipliği yaptığmı söylemeliyim. Hiçbir politik ya da ekonomik çıkar hesabına dayanmayan bu tür kuruluşlar, demokrasinin ve hümanist düşüncenin ilkelerinden güç aldığı için, ilişkilerde açıksözlülük, safhk gibi insancıl değer- ler öne çıkıyor. ISMN örgütünün başkanı Dr. Hartmut \Valravens ve örgütün Berlin'deki tem- silcilerinden Dr. UlrichA\agnerile görüş- me firsatı bulabildim. Dr. Wagner bana, Ursula Reinhardt'ın sağhk haberlerini iletti. Çağımızın iki değerli müzikbilim ve halkbilimcisi olan Kurt Reinhardt ve eşi Ursula Reinhardt, geleneksel müzik- lerimiz üzerine "Türk halk müziği'' ve "Türk sanat müziği r ' başlıklı iki kitap yazmışlardır. Bugün 100 yaşını geçmiş olan Ursula Reinhardt, kocasının ölü- münden sonra da Türklerle ilgili çalışma- lannı sürdürdü. Dr. Wagner'in anlattığına göre, şimdi de "pınl pınl bir beyin". Türk seramiMeri yurtdışındaİZMİR/ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) - Mısır'da 19-25 Mayıs tarihleri arasında 6. kez düzenlenen Uluslararası Kahire Seramik BienaMnde Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'nden katılan 10 eserden üçü ödül aldı. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Başkanı Prof. Zehra Çobanh 10-24 Mayıs tarihleri arasında Bahreyn'de Sitra Social Center'da atölye çalışmalan düzenledi. 5 kıtadan 43 ülkenin toplam 237 eserle katıldığı 6. Uluslararası Kahire Seramik Bienali'nde, Yrd. Doç. Dr. Atilla Cengiz Kınç beş bienal ödülünden birini aldı. Gençler kategorisinde araştırma görevlisi Kemal Tîzgöl, öğrenci Ahmet Uğur Çakı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencisi Hasan Başkırkan da 7 jüri ödülünden üçünü elde ettiler. Prof. Zehra Çobanh'nın Bahreyn'de 14 gün süren atölye çalışmalan hem Bahreyn hükümet çevresi hem de sanatseverler tarafından ilgiyle izlendi. Prof. Çobanh, Bahreyn'in en önemli müzesi olan ve Dr. Abdul Latif Jassim Kanoo tarafından kurulup yönetılen 'Beit Al Quran' da '12. Yüzyddan Günumüze Türk SeramigT konulu bir konferans verdi. lyiye Işaret Değil' • Kültür Servisi - Yüzyıhn başmdan beri Viyana'nın modern- çağdaş sanat merkezlerinden olan 'Secession', 23 Haziran'a dek Ayşe Erkmen'in 'lyiye tşaret Değil' adlı kişisel sergisine ev sahipliği yapacak. Sanatçının bu sergisinde, mekânla doğrudan ilişki kurduğu enstalasyon çalışması sanatsev erlerle buluşuyor. Mimarinin ve mekâııın geride buaktığı formu minimalist dilbilgisine çeviren sanatçınm Secession için yaptığı çok parçalı enstalasyon, yapının giriş fuayesinde sergi salonu girişinin üstündeki duvarda yer alan dizisel kahve köpüğü görüntüleriyle başlıyor. Enstalasyonun geri kalan bölümü ise ana sergi mekânında yerahyor. Secession, şehrin ünlü yapılanndan Jugendstil"de yer alıyor. BUGUN • RUMELİ HtSARI'nda 21. 00 de 'II. RumeK Hisan Tiyatro Buhışması' kapsamında tstanbul Büyükşchir Belediyesi Şehir Tî^trolanndan 'ÖtheDo'. (212 358 0257) • BABYLON'da 21.30'da Sweet Papa Lowdown konseri. (212 292 73 68) • KADIKÖY HALK EĞtltM MERKEZİ'nde 20.00'de Borusan Füarmoni Orkestrası Konseri. Solist: EmreEBvar(piyano). (216 414 85 07) • AVUSTURYA KÜLTITI OFİSt'nde 19.30'da Ayşen IThıcan (keman) ve Zümrüt Özdemir (piyano) konseri. (212 23615 81) • BEKSAV da Theo Angelopoulos Filmleri kapsammda 14.30 'da 'Kumpanya I'. 17.00'de 'Ancı've 19.30'da UHs'in Baloşı'. (216349 9155) • ISTANBUL BILGI CNtyERStTESt'nde 19.30'da Zeki Demirkubuz'un yönetmenliğini yaptığı 'Ya^ı' adlı fıhn. (212 293 5010) TtYATRO FESTt\ALİ'NDE BUGÜN • AKM BÜYÜK SALON da 19.30'da Schaubühne Am Lehniner PiatzBerlin'den 'Bedenler'. (212 251 56 00) • ENKA ODtTORYUMU'nda 20.30'da The Whooster Group'tan 'Bu Aüş Sana Birdie!'. (212 2762214)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear