01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2002 PAZARTESİ HABERLER BonekçTyi amyoruz • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Mustafa Elcmekçi'yi, arartuzdan aynlışının 5. yıldönümünde özlemle anıyoruz. Ekmekçi için yann ilk tören saat 12.30'daCebecıAsri Mezarlığrndaki gömütü başında yapılacak. "Ekmekçi Aramızda" başhklı açıkoturum saat 20.00'de Selanık Caddesı 41-14 No'lu adrestekı Çağdaş Sanat Merkezi'nde izlenebilecek. "Ekmekçi Çınannın Alttndayız" başlıklı etkinlik de saat 21.3O'da Hipodrom'daki Çağdaş Gazeteciler Demeğı (ÇGD) Lokali'nde gerçekleştirilecek. Annç: RP'yi ÇiOer • ANKARA (ANKA)- AKP Grup Başkanı Bülent Annç, Manisa Milletvekıli olarak içınde yer aldığı eski partisi RP ile ilgili özeleştiride bulunurken kendilerini bugüne getiren kınlma noktalannın REFAHYOL döneminde koalisyon ortağı DYP karşısında yapılan iki büyük hatadan kaynaklandığrnı söyledi. Annç bu hatalan, "Çiller hakkındaki yolsuzluk önergelerimize ortaklık uğruna sahıp çıkmadık. Susurluk'ta DYP ile restleşemedik" diye açıkladı. Çflter: Vekatet atöatmaca olur • ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, MHP"nin Başbakan Bülent Ecevit'in vekâleti Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye vermesi istemine ilişkin "Vekâlet vererek uzun süreli bir rahatlatma yaratma çabalan, aslında bir aldatmaca olur" dedi. Seçim hükümeti kurulmasını isteyen Çiller, "Biz, buna azınık hükümeti olarak talibiz. Bunu açıkça ifade ettık. Çok kısa bir zamanda bunu yapabilecek güçteyiz" diye konuştu. Bahçerye protesto • VtYANA (AA) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Avusrurya"mn başkenri Viyana'dakı temaslan sırasında bazı aşın solcu örgüt mensuplan tarafindan protesto edildi. Bahçeli'nin konuşmacı olarak katılacağı Avusturya-Tûrk Federasyonu 3. Olağan Kongresi'nin yapılacağı salonun bulunduğu 10. bölgede eylem yapan grup, Bahçeli 'yihedefalan pankartlar taşıdı ve sloganlar attı. Haksız maaşa suç duyurusu • ANKARA (AA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Bağ-Kur'dan haksız maaş alan 75 bin kişinin maaşlanrun kesildiğini ve bu kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacakJannı belirtti. Okuyan, kendisine bağlı kuruluşlarda yolsuzluklarla ilgili olarak 3 yılıçinde3bin510 soruşturma açıldığını, bunlardan 1002 dosyanın adli makamlara intikal ettirildiğini kaydetti. Belediye-İş Sendikası, Ankara, Istanbul, İzmir ve Adana'da uyuşmazlığa gitti Belediyelerde grev yakınANKARA(AA)-Türk-tş'e bağlı Be- lediye-tş Sendikasf nın .Ankara. Istan- bul, îzmir ve Adana büyükşehir bele- diyelerinde çalışan toplam 24 bin 500 işçi adma yürüttüğü toplu iş sözleşme- si görüşmelerinde uyuşmazlığa gidil- di. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ASKİ (Ankara Su ve Kanalizasyon îş- leri) işyerlerinde çalışan ve ortalama net 400 milyon lira ücret alan işçiler için Belediye-ış Sendikası birinci yıl yüz- de 80, Ücinci yıl ise gerçekleşen enflas- yon ve yüzde 20 oranında refah payı zammı talep etti. Buna karşılık ışveren zam önerisinde bulunmadı. Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan 12 bin işçi adına yürütülen toplu iş söz- leşmesi görüşmelerinde, Belediye-lş Sendikası ortalama net 400 milyon li- ra olan işçi ücretlerine birinci ve ikin- ci yıl için gerçekleşen enflasyon ora- nında zam yapılmasını isterken işve- ren. işçi ücretlerine birinci yıl için yüz- de 20, ikınci yıl ise yüzde 15 oranında zam yapılmasını önerdi. Izmir Büyükşehir Belediyesi, ES- HOT, IZSU. IZULAŞ ile 9 metropol il- çede çalışan toplam 6 bin işçi adına sen- dika ortalama net 400 milyon lira olan işçi ücretlerine yüzde 68 oranında zam talep ederken belediye işverenı ise yüz- de 20 oranında zam önerdi. Yine Ada- na Büyükşehir Belediyesi ile Beledi- ye-Iş Sendikası arasında 1500 işçi adı- na yürütülen toplu iş sözleşmesi görüş- melerinde de ücret zammı konusunda uzlaşma sağlanamadı. Resmi arabulucu gözetiminde 15 gün süre ile yürütülecek görüşmeler- de de uzlaşma sağlanamaması duru- munda, Belediye-lş Sendikası bu işyer- lerinde 2822 sayılı Toplu Iş Sözleşme- si. Grev ve Lokavt Yasası uyannca grev karan alacak. Belediye-tş Sendikası Genel Başka- nı NihatYtırdakul her 4 büyükşehir be- lediyesinde çalışan toplam 24 bin 500 işçi adına yürütülen toplu iş sözleşme- si görüşmelerinde, talep ettiklen zam oranı ile işverenlerin önerdiği zam ora- nı arasında büyük farklar bulunduğu- nu bildirdi. Bu işyerlerinde uyuşmazlığa gittik- lerini ve uyuşmazlık tutanağı tuttukla- nnı anlatan Yurdakul, bundan sonraki görüşmelenn 15 gün süre ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 'nca ata- nacak resmi arabulucu gözetiminde sürdürüleceğini kaydetti. Yurdakul, res- mi arabulucu gözetiminde gerçekJeş- tirilecek görüşmelerde de uzlaşma sağ- lanamaması halınde, yasa gereği grev karan alacaklannı belirtti. usurtuk davasında çete > öneticisi olduğu için mahkûm edilen Korkut Eken adına Ankara'da düzenlenen turnuvada çok sayıda ünlâ -; futboku vesanatçı bir araya geldL (Fotoğraf: AA) Çete yöneticiliğinden mahkum olan Eken adına düzenlenen turnuva sona erdi Susıırlıık karması sahadaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Susurluk davasın- da çete yöneticisi olduğu için mahkûm edilen KorkutEken adına düzenlenen halı saha fiıtbol turnuvası sona erdi. Ayaş Belediyesi "nin düzen- lediği turnuvada birinciliği de Ayaş Belediyespor kazan- dı. Takım, kupasını Elazığ Mil- letvekili Mehmet Ağarın elinden aldı. Takımın kapta- nına da şiltini emekli Tuğge- neral Erdal Vüldakul verdi. Ayaş'tald turnuvada çok sa- yıda ünlü sanatçı ve futbolcu bir araya geldi. Ünlüler arasında şarkıcı SinanÖzen,KüçükOnur, Al- tay, futbolculardan AM Eren, Serdar Topraktepe, Bülent Uygun, Mehmet fpek. Seh'm Özen, Tank Daşgün, Fatih Tekke, Gökdeniz. dünya ve Avrupa şampiyonu güreşçi Şeref Eroğhı yer aldı. Turnuva sonunda yapılan ve ÜnalErkan,YavuzKayraL Tolga Ağar'ın da yer aldığı "şöhretler karması'' maçında Mehmet Ağar 3 gol attı. Siîrt Baykal, CHP'ye katılan eski DSP'lileri, 'Başımızın tacısınız' diyerek karşıladı Ulkeye karamsarlık egemenANKARA/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykai, partisine katılan eski DSP'li il başkanlannı. "Yuvamza hoş gekhniz. Başmuzm tacısınız. Ayn düştük, Türkhe ne hallere geldi*' diyerek karşıladı. DSP'nın Kırşehir, Afyon, Amasya, Bilecik. Bursa, Arrvin, Burdur, Çankın, Çorum, Eskişehir, Hatay, Içel, Kütahya. Nevşehir, Samsun, Yozgat, Zonguldak, Bartın, Karabük, Adana, Erzincan, Çankın, tzmir ve Yalova eski il başkanlan ve yöneticileri dün törenle CHP'ye geçti. Aynca 1980 öncesi CHP mılletvekili İbrahim Sttkı Hatipoglu, eski Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme KuruJu Sekreteri Mustafa Ürün ile bazı akademisyen ve bürokratlar da CHP'li oldu. Yaklaşık 50 kişilik grubun partiye kanlım töreninde konuşan Baykal, ülkeye karamsarlığın egemen olduğunu belirterek "İnsanınuza egemen olan ahlakı, Türkhe sryasetine egemen kümaya uğraşmnTiz" dedi. Baykal, eski DSP'li başkanlan "Yuvanıza hoş gehtiniz, Burası Mustafa Kemal Atatürk'ün yeri. Bgpuzm tacısınız, Sizleri öztemiştik. ayn düştük, Türkrve ne hale geldi göriiyorsunuz" diyerek karşıladı. Baykal, Türkiye'nin dürüst, namuslu kamu yönericilerine gereksinim duyduğunu kaydetti. "Türkiye'nin yaşanan olaylan içine sindirmeyen insanlann sesini çıkarmastna ihtiyaa var" diyen Baykal, daha sonra partiye katılanlara CHP rozeti taktı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Diyarbakır il ve ilçe örgütleri de transfer atagına kalktı.HADEP, DSP ve DYP'li parti yöneticilerinin de aralannda bulunduğu birçok kişi CHP'ye katıldı.Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Değer'in girişimleriyle merkez ve Ergani, Hazro ilçelerinde partiye yeni kanlımlar her geçen gün artıyor. Sağlıkta MHP'li olmayana sürgiin • Siirt Devlet Hastanesi Başhekimi Ihsan Aydın'dan sonra HADEP II Başkanı'nın eşi ve 20 görevli de başka yerlere atandı. ALİ BİLGtLt SÜRT - Sağhk alanında MHP kadrolaşması devam ediyor. Siirt Devlet Hastanesi'nde Başhekim thsan Aydm'ın ardından HADEP II Başkanı Ahmet Konuk'un eşi Aygül Konuk'un da aralannda bulunduğu 20 kişi sürgün edildi. MHP'li Sağlık BakanJığı yönetiminde sağlık kuruluşlannda ülkücü kadrolaşmasının önü alınamıyor. Yurdun birçok bölgesindeki devlet hastanelerinde demokrat çahşanlar gerekçe gösterilmeden sürgün edilmeye devam ediyor. Siirt Devlet Hastanesi'nde yaklaşık 2 ay önce Başhekim Ihsan Aydın'ın Rize'ye doktor olarak sürgün edilmesinin ardından son olarak HADEP İl Başkanı Ahmet Konuk'un eşi Aygül Konuk, hemşireler Saniye Nas, Sabriye Özdemir. Ayşe Bilmez ile Aynur İrey ısteklen dışında fajrklı kentlerde veya ilçelerde görevlendinldiler. Hemşirelerin yanı sıra sağlık memurlan ve teknisyenlerin de aralannda bulunduğu 15 sağlık görevlisi kentteki mahalle sağlık ocaklanna sürgün edildi. Sürgünlerin yapılmasında MHP II Örgürü yöneticilerinin etkili olduğu ileri sürüldü. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Solun Türkıye'de de bir knz ya- şadığını göruyoruz. Herkes bu so- njnun nereden kaynaklandığını saptamaya çalışıyor. Solda ege- men olan duşunce; solcu parti ve akırnların işsizlik ve yoksullukla mücadele edecek siyasetler ge- liştırememesi. Bu düşünceye göre; sol parti- ler emekçilerin yaşadığı işsızliğe ve yoksulluğa çözüm bulacak so- mut prDgramlaruretemediklen için bir seçenek de yaratamıyorlar. Böyle düşünen solcular. bildığı- miz geleneksel sıyasetlerie bir çı- kış yapabileceklenne inanıyoıiar. Nedır bu siyasetler Emekçıleri so- mut gündelikekonomıktalepler et- rafında birieştirmek. Bunun için de ekonomık sorunlara öncelik vermek. Soiun, temel sıkıntısı, belkı de çözemediği nokta Yeni Dünya Dü- zenı ile mücadele tarzı. Kuresel- leşme, zengin ülkelerle yoksul ül- keler arasındaki uçurumu daha da büyüttü. Yoksul ülkelerde top- lumun çeşrtlı kesımlerinote bu hak- sız duruma karşı kolektıf bir tep- kı oluşuyor. Bu tepkı, devletçilik, milliyetçilik ve solculuk şeklinde çe- Emekçi Haklan ve Demokrasi şitli özellikler taşıyor. Küreselleşmenin yıkıcı etkileri- ne karşı yerti burjuvazi ve bürok- rasi içinde statükocıı, tutucu birdi- rençle solun tepkılen arasında bir benzerlik ortaya çıkıyor. Devletçi- lik, solda emekçilerin burjuvaziye karşı bir savunma yolu olarak da kabul görduğu tçin, milliyetçi. dev- letçı söylemleıie, emekçilerin sa- vunulması arasındaki farklılık bu- lanıklaşıyor. Bugüne kadar hiç emekçi sö- zunu ağzına almamış milliyetçi ve devleîçi çevreler, bazen emekçi soylemiyle kendilerini ifade ede- biliyorlar. Bunun en tipik örnekle- rinden birisiTurk-lş yönetımi. Türk- Iş bugüne kadar sürekli sömürü düzeninin sigortası olarak kullanı- lan bir örgüt oldu. Bugün de bu niteliğinı değiştırecek bir gelişme söz konusu değilken, uslubu fark- lılaştı. Bayram Meral, bir sabah antiemperyalıst oluverdi. Bunu emekçileri savunmak adına yap- tığını söyledi. Benzer bir söylemi, başka mil- liyetçi çevreterdede görmek müm- kün. Bu siyasettarzının temel baş- ka sloganlanndan birisi de "va- tanseverlık". Son dönemde bazı solcu çevrelerte, ulkucü, devletçı çevrelerarasında "vatanseveriik" konusunda da bir rttifak oluştu. Bu garip durum şimdıye kadar sı- nrfsozcüğünü hıç ağzına almamış kesimler içinde, u Somn demok- rasi sorunu değil, sınıf sorunu- dur" gibisınden ifadelere neden ol- du. Bu söylemin attını biraz kazıdı- ğınız zaman. dikkat çekici bir te- melrttifakortaya çıkıyor. Bu ittrfak, muhalif. demokrat, özgürlükçü ta- lepleri emperyalizmin oyunu gö- rüyor ve statükonun korunması- nı isteyen güçlerle birleşiyor. Bu- rada solla sağın birbirine kanştığı bir çorbayla karşı karşıya geliyo- ruz. ••• Solun önemlı bir kesıminde et- kili olan bu kafa karmaşası, demok- rasi, insan haklan ve özgürlükler- le, emekçılenn çıkarlan arasında- ki kuvvetli bağın görülmesini en- gelliyor. Bugün emekçilerin temel sıkıntısı nedir? Bunun cVgutsüzluk olduğu bir gerçek değil mı? Dün- yanın en örgütsüz güçlerinden bı- risı Türkiye işçi sınıfı. Yalnızca iş- çi sınıfı değil, köylüler de, kamu çalışanlan da, öğrencıler de, ga- zeteciler de örgütsüz. Çünkü, ör- gutlenmenin önünde akıl almaz engeller bulunuyor. 12 Eytülcü sis- tem örgütleri ezdı, toplumu ezdi. Bırakınız herhangi bir işyerinde sendıka kurmayı, basit bir deme- ği kurmak bile olağanüstü çaba- yı ve birçok engeli aşmayı gerek- tiriyor. Devletin güvenlik güçleri ve 12 Eytül yasalan halkın örgüt- lenmesini bir tehlike olarak görü- yorlar. En küçük bir örgüt bile her- hangi bir muhalefet ve orgutlen- megırişımde bulunduğu zaman un ufak edilıyor. Sol partter, yoksulluk üzerine ve işsizlik üzerine programlannı bir özgürlük projesıyle birteştirmedik- çe, demokratikleşmeyi temel bir emekçi talebi olarak önlerine koy- madtkçamuhafazakârçevreferden kopamazlar. Özgürlük programı olmayan bir solculuk, ekonomiz- min ve popülizmin darçemberin- den kendisini kurtaramaz. Türkiye'deetkili olan siyasi akım- lar, özgüriuk talebini kullanıyorlar. Tayyip Erdoğan. yasaklanan bir kimliğin arkasında kendisine des- tek anyor. HADEP, arkasındaki kit- leyi özgüriüktemasıylaayaktatu- tuyor. Solcular ise iki arada bir de- rede, devleti mı savunsunlar, öz- güriüğu mü savunsunlar bir türlü karar veremiyorlar. Emekçileri savunmak, örgüt- lenme özgürlüğünü savunmadan, demokrasiyi savunmadan bir te- mete oturamaz. Türkiye nedenAr- jantin olamıyor, halk neden hak- kını daha etkili bir şekılde araya- mıyor? Sol, özgürlük kavgasını bir çıkış noktası olarak görmedıkçe, çok "işsizlik ve pahalılık" mitingı yapabilir, ama bir adım ileri gide- mez. Örgütsüz bir halk, hakkını ara- yamaz. 20009 LİYDLLARDA ERDAL ATABEK Yaşamı ve Ölümü Sorgularken... O günün böyle başlayacağını düşündürten hiç- bir belirti yoktu. Cengiz Yıldırım'ın kızını kaybet- tiği haberi gazetede şok yaratmıştı. Hepimizin aklınagelen 'neden', 'nasıl', 'böyle birşey nasıl olabilir?' soruları acı gerçeği değiştirmiyordu. Cengiz, sadece gazetenin haber şefi değil, bir kardeşti, bir dosttu. Ona ulaşmak için hazırlanır- ken Hüseyin Gürer'in Yapım-C'de fenalaştığı ha- beri geldi, hemen oraya gittik ve kritik bir durum olduğu kararına vardık. Ambulans çağnlıp hasta- neye kaldınlışı yeni bir üzüntünün kaynağı oldu. Hastanede beyin damarlanna bağlı bir rahatsız- lık geçirdiğini, ama kolay atlatacağını öğrendik. Cengiz'i ertesi gün evinde gördüm ve sarsıldım. Yılların hekimlik deneyiminin her türlü felaketi, her türden acıyı görmenin getirdiği mesleksel yakla- şım, burada işe yaramıyordu. Cengiz'in ve eşi Nazan Yıldınm'ın yaşadıkları acı öylesine yo- ğundu ki onlar ulaşılması olanaksız bir yere git- miş gibiydiler. Sözlerin anlamsız kaldığı, destek vermenin çaresizliği arttırdığı trajik bir durumdu. Kızları Berçin, ödevini hazırlamak için o gün ev- de kalma izni istemişti. Her zaman oîabilecek en doğal istemlerdi bunîar. 16 yaşındaki Berçin, kah- valtısını yapmış, sonra da ödevine başlamıştı. Tam da o sırada beyin damarlannda doğmalık ola- rak var olan 'damaranevrizması' ani olarak pat- lamış, hiçbır şey yapılmasına olanak kaJmadan genç kızın yaşamını söndürmüştu. Akrabalan olan dok- torlann patolog arkadaşlanndan aldıklan bilgi de buydu. 'Beyin daman anevrizması', doğmalık bir olaydır, ne yazık ki belirti vermez ve böyle ani be- yin kanamasıyla ortaya çıkar. Annesi Nazan Yıl- dınm'ın çaresizliğin isyanıyla bana yönelttiği, 'Mil- yonda bir olur deniyor, o da bize mi rastladı' so- rusu ne yazık ki doğruydu. Ben de 'Ne yazık ki evet, bize rastladı' dedim. Cemal Süreya 'Her ölüm erken ölümdür' de- mişti, ama böylesi gerçekten büyük bir travma. Öyle bir travma ki hepimiz yaralandık. Derece de- rece, ama ağır biçimde yaralandık. Ama bu bü- yük travmayı Cengiz ve Nazan Yıldınm nasıl aşa- bilecekler? Salı günü dönüşte gazetede Cengiz Yıldınm'ın ekibi 'Bız Cengiz Bey'e ne demeliyiz' diye sorduunda pek bir şey diyemedim. Sonradan 'Keşke o genç gazetecilere, her gün Cengiz Bey'e gidip neyi nasılyapacağınızı sormalısınız' desey- dim diye düşündüm. Böyle büyük acıları nasıl aşabiliriz? Aşabilir mi- yiz? Yoksa altında kalıp ezilir miyiz? Böyle bir kay- bın arkasından biz de mi ölürüz? Elbette eziliriz, belki de ölürüz. Ama sonradan yeniden diriliriz, dirilmemiz gerekir. Berçin için yaşamamız gere- kir. Berçin'i yaşatmak için önce bizim yaşamamız gerekir. Hiç kolay olmadığını biliyorum. 'Ateşdüş- tüğü yeri yakar' atasözünü de biliyorum. Ama acılanmızın altından kalkmamız gerektiğini de bi- liyorum. Çünkü, yaşamak, yitirdiklerimize de öde- memiz gereken bir borçtur. Hepimizin Cengiz'e de, Nazan Yıldınm'a da ge- reksinimi var. Hepimiz, yeniden birbirimize tutu- narak yaşamaya çalışacağız. Belki bu sözler çok erken söylenmiş sözler sayılabilir. Ama bu sözle- rin çok erken söylenmesi gereken sözler olduğu- nu düşünüyorum. Acımızı küllendirmek yerine ya- ralanmızı onarmalıyız. Berçin'e karşı yapmamız ge- reken görevler bitmedi, belki yeni başladı. Onun adını yaşatacak calışmalarplanlamaltyız. Kardeş- lerimiz, Cengiz ve Nazan Yıldınm'ın hep yanında olacağız; biriikte, birbirimize dayanarak yaşamı ye- niden kucaklayacağız. Hiç kimse bu acıyı paylaşamaz, ben de. Bunu biliyorum. Ama bu acıyı anlayarak, bu acıyı yaşa- ma dönüştürmeye çalışmamız gerektiğini düşü- nüyorum. Söyleyecek başka sözüm yok. Yardım kampanyası başlatılmıştı Kolu kopan Veli Saçılık'a yine ceza ANKARA (ANKA) - Burdur Cezaevi'ne yapılan operasyonda ko- pan kolu daha sonra bir köpeğin ağzında bulu- nan vai Saçıhk. hakkın- da yardım kampanyası düzenlediği gerekçesiy- le açılan davaya tepki gösterdi. Saçıhk, dava için savunmasının alın- madığını öne sürerken "Mahkeme duruşmasız sonuçlanmış" dedi. Ad- Iiyeye gittiği bir gün da- \T anın sonucundan haber- dar olan Saçılık, kendisi için toplaûlan 600 milyon liranın akıbetinin ne ol- duğunu da bilmediğini söyledi. Burdur Cezaevi'nde düzenlenen operasyon sırasında kolu kopan Ve- li Saçılık, kolu için baş- latılan yardım kampan- yası nedeniyle ceza al- dı. Ankara 11 'inci Sulh Ceza Mahkemesi tara- nndan Saçılık hakkında "izinsiz para topladı- ğı"gerekçesiyle açılan dava sonuçlandı. 3 ay ha- pis ve 249 milyon lira para cezasına çarphnlan Saçılık, davanın çelişki- lerle dolu olduğunu öne sürdü. Saçılık'ın kolu 5 Tem- muz 2000 günü Burdur Cezaevi'ne yapılan ope- rasyonda dozerle ceza- evi duvan arasında ka- larak kopmuştu. Daha sonra bir köpeğin ağzın- da bulunan kol tüm ka- muoyunu şaşırtmış Ada- let Bakanlığı, Saçılık'a protez kol taktırma sözü vermişti. Bakanlık uzun süre protez kol taktırma- yınca, Saçılık için yar- dım kampanyası düzen- lendi. Kampanyayı du- yuran Radyo Ekin'in sa- hibi Servet Ünsal ve CHP'li Yaşar Seyman hakkında dava açıldı. Ün- sal ve Seyman, yardım kampanyası düzenleme- dıklerini sadece kol tak- tınlması için hesap nu- marasını duyurduklannı söyleyince beraat eder- ken, bu sözler Saçılık için suç duyurusu olarak ka- bul edilmiş, Savcı tarafin- dan Veli Saçılık için "izinsiz para toplamak" suçundan dava açılmış- tı. Dava için savunma yapmaya gitmeyen Sa- çılık, adresinin bilinme- sine rağmen tebligatla- nn üzerine "uydunna bir adres" yazılarak ken- disine ulaştınlmadığını sa\ıındu.Saçılık, savcı- nın ifadesıne başvurma- dan dava açtığını belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear