Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2002 PAZARTESİ
HABERLER
BonekçTyi
amyoruz
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetemiz
yazan Mustafa
Elcmekçi'yi, arartuzdan
aynlışının 5.
yıldönümünde özlemle
anıyoruz. Ekmekçi için
yann ilk tören saat
12.30'daCebecıAsri
Mezarlığrndaki gömütü
başında yapılacak.
"Ekmekçi Aramızda"
başhklı açıkoturum saat
20.00'de Selanık Caddesı
41-14 No'lu adrestekı
Çağdaş Sanat Merkezi'nde
izlenebilecek. "Ekmekçi
Çınannın Alttndayız"
başlıklı etkinlik de saat
21.3O'da Hipodrom'daki
Çağdaş Gazeteciler
Demeğı (ÇGD)
Lokali'nde
gerçekleştirilecek.
Annç: RP'yi ÇiOer
• ANKARA (ANKA)-
AKP Grup Başkanı Bülent
Annç, Manisa Milletvekıli
olarak içınde yer aldığı
eski partisi RP ile ilgili
özeleştiride bulunurken
kendilerini bugüne getiren
kınlma noktalannın
REFAHYOL döneminde
koalisyon ortağı DYP
karşısında yapılan iki
büyük hatadan
kaynaklandığrnı söyledi.
Annç bu hatalan, "Çiller
hakkındaki yolsuzluk
önergelerimize ortaklık
uğruna sahıp çıkmadık.
Susurluk'ta DYP ile
restleşemedik" diye
açıkladı.
Çflter: Vekatet
atöatmaca olur
• ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller,
MHP"nin Başbakan Bülent
Ecevit'in vekâleti
Başbakan Yardımcısı
Devlet Bahçeli'ye vermesi
istemine ilişkin "Vekâlet
vererek uzun süreli bir
rahatlatma yaratma
çabalan, aslında bir
aldatmaca olur" dedi.
Seçim hükümeti
kurulmasını isteyen Çiller,
"Biz, buna azınık
hükümeti olarak talibiz.
Bunu açıkça ifade ettık.
Çok kısa bir zamanda
bunu yapabilecek
güçteyiz" diye konuştu.
Bahçerye
protesto
• VtYANA (AA) - Devlet
Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçeli,
Avusrurya"mn başkenri
Viyana'dakı temaslan
sırasında bazı aşın solcu
örgüt mensuplan
tarafindan protesto edildi.
Bahçeli'nin konuşmacı
olarak katılacağı
Avusturya-Tûrk
Federasyonu 3. Olağan
Kongresi'nin yapılacağı
salonun bulunduğu 10.
bölgede eylem yapan grup,
Bahçeli 'yihedefalan
pankartlar taşıdı ve
sloganlar attı.
Haksız maaşa suç
duyurusu
• ANKARA (AA)-
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan, Bağ-Kur'dan
haksız maaş alan 75 bin
kişinin maaşlanrun
kesildiğini ve bu kişiler
hakkında savcılığa suç
duyurusunda
bulunacakJannı belirtti.
Okuyan, kendisine bağlı
kuruluşlarda
yolsuzluklarla ilgili olarak
3 yılıçinde3bin510
soruşturma açıldığını,
bunlardan 1002 dosyanın
adli makamlara intikal
ettirildiğini kaydetti.
Belediye-İş Sendikası, Ankara, Istanbul, İzmir ve Adana'da uyuşmazlığa gitti
Belediyelerde grev yakınANKARA(AA)-Türk-tş'e bağlı Be-
lediye-tş Sendikasf nın .Ankara. Istan-
bul, îzmir ve Adana büyükşehir bele-
diyelerinde çalışan toplam 24 bin 500
işçi adma yürüttüğü toplu iş sözleşme-
si görüşmelerinde uyuşmazlığa gidil-
di.
Ankara Büyükşehir Belediyesi ile
ASKİ (Ankara Su ve Kanalizasyon îş-
leri) işyerlerinde çalışan ve ortalama net
400 milyon lira ücret alan işçiler için
Belediye-ış Sendikası birinci yıl yüz-
de 80, Ücinci yıl ise gerçekleşen enflas-
yon ve yüzde 20 oranında refah payı
zammı talep etti. Buna karşılık ışveren
zam önerisinde bulunmadı. Istanbul
Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan 12
bin işçi adına yürütülen toplu iş söz-
leşmesi görüşmelerinde, Belediye-lş
Sendikası ortalama net 400 milyon li-
ra olan işçi ücretlerine birinci ve ikin-
ci yıl için gerçekleşen enflasyon ora-
nında zam yapılmasını isterken işve-
ren. işçi ücretlerine birinci yıl için yüz-
de 20, ikınci yıl ise yüzde 15 oranında
zam yapılmasını önerdi.
Izmir Büyükşehir Belediyesi, ES-
HOT, IZSU. IZULAŞ ile 9 metropol il-
çede çalışan toplam 6 bin işçi adına sen-
dika ortalama net 400 milyon lira olan
işçi ücretlerine yüzde 68 oranında zam
talep ederken belediye işverenı ise yüz-
de 20 oranında zam önerdi. Yine Ada-
na Büyükşehir Belediyesi ile Beledi-
ye-Iş Sendikası arasında 1500 işçi adı-
na yürütülen toplu iş sözleşmesi görüş-
melerinde de ücret zammı konusunda
uzlaşma sağlanamadı.
Resmi arabulucu gözetiminde 15
gün süre ile yürütülecek görüşmeler-
de de uzlaşma sağlanamaması duru-
munda, Belediye-lş Sendikası bu işyer-
lerinde 2822 sayılı Toplu Iş Sözleşme-
si. Grev ve Lokavt Yasası uyannca grev
karan alacak.
Belediye-tş Sendikası Genel Başka-
nı NihatYtırdakul her 4 büyükşehir be-
lediyesinde çalışan toplam 24 bin 500
işçi adına yürütülen toplu iş sözleşme-
si görüşmelerinde, talep ettiklen zam
oranı ile işverenlerin önerdiği zam ora-
nı arasında büyük farklar bulunduğu-
nu bildirdi.
Bu işyerlerinde uyuşmazlığa gittik-
lerini ve uyuşmazlık tutanağı tuttukla-
nnı anlatan Yurdakul, bundan sonraki
görüşmelenn 15 gün süre ile Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 'nca ata-
nacak resmi arabulucu gözetiminde
sürdürüleceğini kaydetti. Yurdakul, res-
mi arabulucu gözetiminde gerçekJeş-
tirilecek görüşmelerde de uzlaşma sağ-
lanamaması halınde, yasa gereği grev
karan alacaklannı belirtti.
usurtuk
davasında çete
> öneticisi olduğu
için mahkûm
edilen Korkut
Eken adına
Ankara'da
düzenlenen
turnuvada çok
sayıda ünlâ -;
futboku vesanatçı
bir araya geldL
(Fotoğraf: AA)
Çete yöneticiliğinden mahkum olan Eken adına düzenlenen turnuva sona erdi
Susıırlıık karması sahadaANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Susurluk davasın-
da çete yöneticisi olduğu için
mahkûm edilen KorkutEken
adına düzenlenen halı saha
fiıtbol turnuvası sona erdi.
Ayaş Belediyesi "nin düzen-
lediği turnuvada birinciliği
de Ayaş Belediyespor kazan-
dı.
Takım, kupasını Elazığ Mil-
letvekili Mehmet Ağarın
elinden aldı. Takımın kapta-
nına da şiltini emekli Tuğge-
neral Erdal Vüldakul verdi.
Ayaş'tald turnuvada çok sa-
yıda ünlü sanatçı ve futbolcu
bir araya geldi.
Ünlüler arasında şarkıcı
SinanÖzen,KüçükOnur, Al-
tay, futbolculardan AM Eren,
Serdar Topraktepe, Bülent
Uygun, Mehmet fpek. Seh'm
Özen, Tank Daşgün, Fatih
Tekke, Gökdeniz. dünya ve
Avrupa şampiyonu güreşçi
Şeref Eroğhı yer aldı.
Turnuva sonunda yapılan
ve ÜnalErkan,YavuzKayraL
Tolga Ağar'ın da yer aldığı
"şöhretler karması'' maçında
Mehmet Ağar 3 gol attı.
Siîrt
Baykal, CHP'ye katılan eski DSP'lileri, 'Başımızın tacısınız' diyerek karşıladı
Ulkeye karamsarlık egemenANKARA/DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykai,
partisine katılan eski DSP'li il
başkanlannı. "Yuvamza hoş
gekhniz. Başmuzm tacısınız.
Ayn düştük, Türkhe ne hallere
geldi*' diyerek karşıladı.
DSP'nın Kırşehir, Afyon,
Amasya, Bilecik. Bursa,
Arrvin, Burdur, Çankın,
Çorum, Eskişehir, Hatay, Içel,
Kütahya. Nevşehir, Samsun,
Yozgat, Zonguldak, Bartın,
Karabük, Adana, Erzincan,
Çankın, tzmir ve Yalova eski il
başkanlan ve yöneticileri dün
törenle CHP'ye geçti. Aynca
1980 öncesi CHP mılletvekili
İbrahim Sttkı Hatipoglu, eski
Cumhurbaşkanlığı Devlet
Denetleme KuruJu Sekreteri
Mustafa Ürün ile bazı
akademisyen ve bürokratlar da
CHP'li oldu. Yaklaşık 50
kişilik grubun partiye kanlım
töreninde konuşan Baykal,
ülkeye karamsarlığın egemen
olduğunu belirterek
"İnsanınuza egemen olan
ahlakı, Türkhe sryasetine
egemen kümaya uğraşmnTiz"
dedi. Baykal, eski DSP'li
başkanlan "Yuvanıza hoş
gehtiniz, Burası Mustafa Kemal
Atatürk'ün yeri. Bgpuzm
tacısınız, Sizleri öztemiştik. ayn
düştük, Türkrve ne hale geldi
göriiyorsunuz" diyerek
karşıladı. Baykal, Türkiye'nin
dürüst, namuslu kamu
yönericilerine gereksinim
duyduğunu kaydetti.
"Türkiye'nin yaşanan olaylan
içine sindirmeyen insanlann
sesini çıkarmastna ihtiyaa var"
diyen Baykal, daha sonra
partiye katılanlara CHP rozeti
taktı. Cumhuriyet Halk Partisi
(CHP), Diyarbakır il ve ilçe
örgütleri de transfer atagına
kalktı.HADEP, DSP ve
DYP'li parti yöneticilerinin de
aralannda bulunduğu birçok
kişi CHP'ye katıldı.Merkez
Yönetim Kurulu Üyesi Mesut
Değer'in girişimleriyle merkez
ve Ergani, Hazro ilçelerinde
partiye yeni kanlımlar her
geçen gün artıyor.
Sağlıkta
MHP'li
olmayana
sürgiin
• Siirt Devlet
Hastanesi Başhekimi
Ihsan Aydın'dan sonra
HADEP II Başkanı'nın
eşi ve 20 görevli de
başka yerlere atandı.
ALİ BİLGtLt
SÜRT - Sağhk alanında
MHP kadrolaşması
devam ediyor. Siirt
Devlet Hastanesi'nde
Başhekim thsan
Aydm'ın ardından
HADEP II Başkanı
Ahmet Konuk'un eşi
Aygül Konuk'un da
aralannda bulunduğu 20
kişi sürgün edildi.
MHP'li Sağlık BakanJığı
yönetiminde sağlık
kuruluşlannda ülkücü
kadrolaşmasının önü
alınamıyor. Yurdun
birçok bölgesindeki
devlet hastanelerinde
demokrat çahşanlar
gerekçe gösterilmeden
sürgün edilmeye devam
ediyor. Siirt Devlet
Hastanesi'nde yaklaşık 2
ay önce Başhekim Ihsan
Aydın'ın Rize'ye doktor
olarak sürgün
edilmesinin ardından son
olarak HADEP İl
Başkanı Ahmet
Konuk'un eşi Aygül
Konuk, hemşireler
Saniye Nas, Sabriye
Özdemir. Ayşe Bilmez ile
Aynur İrey ısteklen
dışında fajrklı kentlerde
veya ilçelerde
görevlendinldiler.
Hemşirelerin yanı sıra
sağlık memurlan ve
teknisyenlerin de
aralannda bulunduğu 15
sağlık görevlisi kentteki
mahalle sağlık
ocaklanna sürgün edildi.
Sürgünlerin
yapılmasında MHP II
Örgürü yöneticilerinin
etkili olduğu ileri
sürüldü.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Solun Türkıye'de de bir knz ya-
şadığını göruyoruz. Herkes bu so-
njnun nereden kaynaklandığını
saptamaya çalışıyor. Solda ege-
men olan duşunce; solcu parti ve
akırnların işsizlik ve yoksullukla
mücadele edecek siyasetler ge-
liştırememesi.
Bu düşünceye göre; sol parti-
ler emekçilerin yaşadığı işsızliğe
ve yoksulluğa çözüm bulacak so-
mut prDgramlaruretemediklen için
bir seçenek de yaratamıyorlar.
Böyle düşünen solcular. bildığı-
miz geleneksel sıyasetlerie bir çı-
kış yapabileceklenne inanıyoıiar.
Nedır bu siyasetler Emekçıleri so-
mut gündelikekonomıktalepler et-
rafında birieştirmek. Bunun için
de ekonomık sorunlara öncelik
vermek.
Soiun, temel sıkıntısı, belkı de
çözemediği nokta Yeni Dünya Dü-
zenı ile mücadele tarzı. Kuresel-
leşme, zengin ülkelerle yoksul ül-
keler arasındaki uçurumu daha
da büyüttü. Yoksul ülkelerde top-
lumun çeşrtlı kesımlerinote bu hak-
sız duruma karşı kolektıf bir tep-
kı oluşuyor. Bu tepkı, devletçilik,
milliyetçilik ve solculuk şeklinde çe-
Emekçi Haklan ve Demokrasi
şitli özellikler taşıyor.
Küreselleşmenin yıkıcı etkileri-
ne karşı yerti burjuvazi ve bürok-
rasi içinde statükocıı, tutucu birdi-
rençle solun tepkılen arasında bir
benzerlik ortaya çıkıyor. Devletçi-
lik, solda emekçilerin burjuvaziye
karşı bir savunma yolu olarak da
kabul görduğu tçin, milliyetçi. dev-
letçı söylemleıie, emekçilerin sa-
vunulması arasındaki farklılık bu-
lanıklaşıyor.
Bugüne kadar hiç emekçi sö-
zunu ağzına almamış milliyetçi ve
devleîçi çevreler, bazen emekçi
soylemiyle kendilerini ifade ede-
biliyorlar. Bunun en tipik örnekle-
rinden birisiTurk-lş yönetımi. Türk-
Iş bugüne kadar sürekli sömürü
düzeninin sigortası olarak kullanı-
lan bir örgüt oldu. Bugün de bu
niteliğinı değiştırecek bir gelişme
söz konusu değilken, uslubu fark-
lılaştı. Bayram Meral, bir sabah
antiemperyalıst oluverdi. Bunu
emekçileri savunmak adına yap-
tığını söyledi.
Benzer bir söylemi, başka mil-
liyetçi çevreterdede görmek müm-
kün. Bu siyasettarzının temel baş-
ka sloganlanndan birisi de "va-
tanseverlık". Son dönemde bazı
solcu çevrelerte, ulkucü, devletçı
çevrelerarasında "vatanseveriik"
konusunda da bir rttifak oluştu.
Bu garip durum şimdıye kadar sı-
nrfsozcüğünü hıç ağzına almamış
kesimler içinde, u
Somn demok-
rasi sorunu değil, sınıf sorunu-
dur" gibisınden ifadelere neden ol-
du.
Bu söylemin attını biraz kazıdı-
ğınız zaman. dikkat çekici bir te-
melrttifakortaya çıkıyor. Bu ittrfak,
muhalif. demokrat, özgürlükçü ta-
lepleri emperyalizmin oyunu gö-
rüyor ve statükonun korunması-
nı isteyen güçlerle birleşiyor. Bu-
rada solla sağın birbirine kanştığı
bir çorbayla karşı karşıya geliyo-
ruz.
•••
Solun önemlı bir kesıminde et-
kili olan bu kafa karmaşası, demok-
rasi, insan haklan ve özgürlükler-
le, emekçılenn çıkarlan arasında-
ki kuvvetli bağın görülmesini en-
gelliyor. Bugün emekçilerin temel
sıkıntısı nedir? Bunun cVgutsüzluk
olduğu bir gerçek değil mı? Dün-
yanın en örgütsüz güçlerinden bı-
risı Türkiye işçi sınıfı. Yalnızca iş-
çi sınıfı değil, köylüler de, kamu
çalışanlan da, öğrencıler de, ga-
zeteciler de örgütsüz. Çünkü, ör-
gutlenmenin önünde akıl almaz
engeller bulunuyor. 12 Eytülcü sis-
tem örgütleri ezdı, toplumu ezdi.
Bırakınız herhangi bir işyerinde
sendıka kurmayı, basit bir deme-
ği kurmak bile olağanüstü çaba-
yı ve birçok engeli aşmayı gerek-
tiriyor. Devletin güvenlik güçleri
ve 12 Eytül yasalan halkın örgüt-
lenmesini bir tehlike olarak görü-
yorlar. En küçük bir örgüt bile her-
hangi bir muhalefet ve orgutlen-
megırişımde bulunduğu zaman un
ufak edilıyor.
Sol partter, yoksulluk üzerine ve
işsizlik üzerine programlannı bir
özgürlük projesıyle birteştirmedik-
çe, demokratikleşmeyi temel bir
emekçi talebi olarak önlerine koy-
madtkçamuhafazakârçevreferden
kopamazlar. Özgürlük programı
olmayan bir solculuk, ekonomiz-
min ve popülizmin darçemberin-
den kendisini kurtaramaz.
Türkiye'deetkili olan siyasi akım-
lar, özgüriuk talebini kullanıyorlar.
Tayyip Erdoğan. yasaklanan bir
kimliğin arkasında kendisine des-
tek anyor. HADEP, arkasındaki kit-
leyi özgüriüktemasıylaayaktatu-
tuyor. Solcular ise iki arada bir de-
rede, devleti mı savunsunlar, öz-
güriüğu mü savunsunlar bir türlü
karar veremiyorlar.
Emekçileri savunmak, örgüt-
lenme özgürlüğünü savunmadan,
demokrasiyi savunmadan bir te-
mete oturamaz. Türkiye nedenAr-
jantin olamıyor, halk neden hak-
kını daha etkili bir şekılde araya-
mıyor? Sol, özgürlük kavgasını bir
çıkış noktası olarak görmedıkçe,
çok "işsizlik ve pahalılık" mitingı
yapabilir, ama bir adım ileri gide-
mez.
Örgütsüz bir halk, hakkını ara-
yamaz.
20009
LİYDLLARDA
ERDAL ATABEK
Yaşamı ve Ölümü
Sorgularken...
O günün böyle başlayacağını düşündürten hiç-
bir belirti yoktu. Cengiz Yıldırım'ın kızını kaybet-
tiği haberi gazetede şok yaratmıştı. Hepimizin
aklınagelen 'neden', 'nasıl', 'böyle birşey nasıl
olabilir?' soruları acı gerçeği değiştirmiyordu.
Cengiz, sadece gazetenin haber şefi değil, bir
kardeşti, bir dosttu. Ona ulaşmak için hazırlanır-
ken Hüseyin Gürer'in Yapım-C'de fenalaştığı ha-
beri geldi, hemen oraya gittik ve kritik bir durum
olduğu kararına vardık. Ambulans çağnlıp hasta-
neye kaldınlışı yeni bir üzüntünün kaynağı oldu.
Hastanede beyin damarlanna bağlı bir rahatsız-
lık geçirdiğini, ama kolay atlatacağını öğrendik.
Cengiz'i ertesi gün evinde gördüm ve sarsıldım.
Yılların hekimlik deneyiminin her türlü felaketi, her
türden acıyı görmenin getirdiği mesleksel yakla-
şım, burada işe yaramıyordu. Cengiz'in ve eşi
Nazan Yıldınm'ın yaşadıkları acı öylesine yo-
ğundu ki onlar ulaşılması olanaksız bir yere git-
miş gibiydiler. Sözlerin anlamsız kaldığı, destek
vermenin çaresizliği arttırdığı trajik bir durumdu.
Kızları Berçin, ödevini hazırlamak için o gün ev-
de kalma izni istemişti. Her zaman oîabilecek en
doğal istemlerdi bunîar. 16 yaşındaki Berçin, kah-
valtısını yapmış, sonra da ödevine başlamıştı.
Tam da o sırada beyin damarlannda doğmalık ola-
rak var olan 'damaranevrizması' ani olarak pat-
lamış, hiçbır şey yapılmasına olanak kaJmadan genç
kızın yaşamını söndürmüştu. Akrabalan olan dok-
torlann patolog arkadaşlanndan aldıklan bilgi de
buydu. 'Beyin daman anevrizması', doğmalık bir
olaydır, ne yazık ki belirti vermez ve böyle ani be-
yin kanamasıyla ortaya çıkar. Annesi Nazan Yıl-
dınm'ın çaresizliğin isyanıyla bana yönelttiği, 'Mil-
yonda bir olur deniyor, o da bize mi rastladı' so-
rusu ne yazık ki doğruydu. Ben de 'Ne yazık ki
evet, bize rastladı' dedim.
Cemal Süreya 'Her ölüm erken ölümdür' de-
mişti, ama böylesi gerçekten büyük bir travma.
Öyle bir travma ki hepimiz yaralandık. Derece de-
rece, ama ağır biçimde yaralandık. Ama bu bü-
yük travmayı Cengiz ve Nazan Yıldınm nasıl aşa-
bilecekler?
Salı günü dönüşte gazetede Cengiz Yıldınm'ın
ekibi 'Bız Cengiz Bey'e ne demeliyiz' diye
sorduunda pek bir şey diyemedim. Sonradan
'Keşke o genç gazetecilere, her gün Cengiz Bey'e
gidip neyi nasılyapacağınızı sormalısınız' desey-
dim diye düşündüm.
Böyle büyük acıları nasıl aşabiliriz? Aşabilir mi-
yiz? Yoksa altında kalıp ezilir miyiz? Böyle bir kay-
bın arkasından biz de mi ölürüz? Elbette eziliriz,
belki de ölürüz. Ama sonradan yeniden diriliriz,
dirilmemiz gerekir. Berçin için yaşamamız gere-
kir. Berçin'i yaşatmak için önce bizim yaşamamız
gerekir. Hiç kolay olmadığını biliyorum. 'Ateşdüş-
tüğü yeri yakar' atasözünü de biliyorum. Ama
acılanmızın altından kalkmamız gerektiğini de bi-
liyorum. Çünkü, yaşamak, yitirdiklerimize de öde-
memiz gereken bir borçtur.
Hepimizin Cengiz'e de, Nazan Yıldınm'a da ge-
reksinimi var. Hepimiz, yeniden birbirimize tutu-
narak yaşamaya çalışacağız. Belki bu sözler çok
erken söylenmiş sözler sayılabilir. Ama bu sözle-
rin çok erken söylenmesi gereken sözler olduğu-
nu düşünüyorum. Acımızı küllendirmek yerine ya-
ralanmızı onarmalıyız. Berçin'e karşı yapmamız ge-
reken görevler bitmedi, belki yeni başladı. Onun
adını yaşatacak calışmalarplanlamaltyız. Kardeş-
lerimiz, Cengiz ve Nazan Yıldınm'ın hep yanında
olacağız; biriikte, birbirimize dayanarak yaşamı ye-
niden kucaklayacağız.
Hiç kimse bu acıyı paylaşamaz, ben de. Bunu
biliyorum. Ama bu acıyı anlayarak, bu acıyı yaşa-
ma dönüştürmeye çalışmamız gerektiğini düşü-
nüyorum.
Söyleyecek başka sözüm yok.
Yardım kampanyası başlatılmıştı
Kolu kopan Veli
Saçılık'a yine ceza
ANKARA (ANKA) -
Burdur Cezaevi'ne
yapılan operasyonda ko-
pan kolu daha sonra bir
köpeğin ağzında bulu-
nan vai Saçıhk. hakkın-
da yardım kampanyası
düzenlediği gerekçesiy-
le açılan davaya tepki
gösterdi. Saçıhk, dava
için savunmasının alın-
madığını öne sürerken
"Mahkeme duruşmasız
sonuçlanmış" dedi. Ad-
Iiyeye gittiği bir gün da-
\T
anın sonucundan haber-
dar olan Saçılık, kendisi
için toplaûlan 600 milyon
liranın akıbetinin ne ol-
duğunu da bilmediğini
söyledi.
Burdur Cezaevi'nde
düzenlenen operasyon
sırasında kolu kopan Ve-
li Saçılık, kolu için baş-
latılan yardım kampan-
yası nedeniyle ceza al-
dı. Ankara 11 'inci Sulh
Ceza Mahkemesi tara-
nndan Saçılık hakkında
"izinsiz para topladı-
ğı"gerekçesiyle açılan
dava sonuçlandı. 3 ay ha-
pis ve 249 milyon lira
para cezasına çarphnlan
Saçılık, davanın çelişki-
lerle dolu olduğunu öne
sürdü.
Saçılık'ın kolu 5 Tem-
muz 2000 günü Burdur
Cezaevi'ne yapılan ope-
rasyonda dozerle ceza-
evi duvan arasında ka-
larak kopmuştu. Daha
sonra bir köpeğin ağzın-
da bulunan kol tüm ka-
muoyunu şaşırtmış Ada-
let Bakanlığı, Saçılık'a
protez kol taktırma sözü
vermişti. Bakanlık uzun
süre protez kol taktırma-
yınca, Saçılık için yar-
dım kampanyası düzen-
lendi. Kampanyayı du-
yuran Radyo Ekin'in sa-
hibi Servet Ünsal ve
CHP'li Yaşar Seyman
hakkında dava açıldı. Ün-
sal ve Seyman, yardım
kampanyası düzenleme-
dıklerini sadece kol tak-
tınlması için hesap nu-
marasını duyurduklannı
söyleyince beraat eder-
ken, bu sözler Saçılık için
suç duyurusu olarak ka-
bul edilmiş, Savcı tarafin-
dan Veli Saçılık için
"izinsiz para toplamak"
suçundan dava açılmış-
tı. Dava için savunma
yapmaya gitmeyen Sa-
çılık, adresinin bilinme-
sine rağmen tebligatla-
nn üzerine "uydunna
bir adres" yazılarak ken-
disine ulaştınlmadığını
sa\ıındu.Saçılık, savcı-
nın ifadesıne başvurma-
dan dava açtığını belirtti.